16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/4 KÜLTÜRYAŞAM TVde Sinema 2 NtSAN 1985 TELEVIZYON 10.00 Hanımlar Sizin îçin 12.00 Kapanış 16.05 Sınava Hazırlık 16.25 Açık Oğretim 17.30 FenerbahçeGalatasaray basketbol maçı ıtaklen yayını 19.15 Ahmet'in Günlüğü Ahmet, kendisine hep çocuk muamelesi yapılmasma içerlemektedir. Misafîrlerinin de bulunduğu bır akşam, Ahmet bu sıkıntısmı dile getirir. Herkes şaşkındır. Sıtkı bey Ahmet'i yattştırmak için, "Ahmet, şöyleelinde çanta, boynunda kravat, bıyıklann çıkmış seni gördüğumüz zaman, artık büyüdüğüne imnunz der. Hepsigülüşürken, Ahmetsalondan çıkar,oniara birsürprizi vardır. TRTNIN IÇENDEN MAHMUT T. ÖNGÖREN Ozetle Bankerin Reklamı... Önce Atatürkçü görüneceksin, sonra "milli" amaçlar için kurulmuş bir derneğe gireceksin, arkasından törenlerde büyüklerin ellerinden öpmeye çalışacaksın, en sonunda da televizyonda bir görünmenin yolunu bulacaksın... Ondan sonra ne olacak? Ne olacak, ünlü olacaksm.. Herkes sana güven duyacak... Emin Çölaşan "Yalçın Nereye Koşuyor?" adlı kitabında 18 yaşındaki bir bankerin serüvenlerini anlatırken üne kavuşmanın yollarını böyle çiziyor. 12 Eylül'den önce yuzlerce insanın gözü kapalı bir anlayışla parasını yatırdığı bankerlerin kendilerine nasıl güven duyulmasını sağladıklannı daha iyi kimse anlatamadı galiba bugüne dek. Televizyonda görünmek bu denli önemli mi? Ne yazık ki, öyle... Önce sanmıştık ki, televizyonda haber okuyan birsunucu gerekenden fazla ilgi görür ve asın derecede üne kavuşur. Gerçi bu boş bir ilgi ve dayanaksız bir ündür. Ama o haber sunucusu her akşam TV sayesinde evierimize ginmekte ve bizlere çok önemli sayılan olaylann haberierini okumaktadır. Görünüşü yetersiz, sesi kötü, hatta okudukları gerçek haber sayılmasa bile, yine de her akşam beyazcamda görünmesinden ötürü herkesin dikkatini çeker. Oysa televizyonda şöyle bir görünmenin bile önemi büyük... En azından saygınlık ve güven kazandırır insana... İşte Emin Çölaşan'ın anlattığı banker... Bir TV haber filminde, milli birdemeğin başkanının yanında görününce, müşterileri onu kutluyorlar ve gözlerinde adamakıllı büyütüyorlar. Politikacılann, halkı kendilerine inandırmak isteyenlerin yada geniş kitleleri etkilemeye kalkanların yolu da hep televizyondan geçmiyor mu? Kimi şarkıcılar da aynı yolu kullanarak toplumda yer etmeye çalışmıyorlar mı? Ya da kendi görüşlerini çevreye kabul ettirmek isteyenler önce teleyizyona çıkmıyorlar mı? Ne yazık ki, televizyon bizde bu gibi bir işlevi yerine getirmekten başka bir işe yaramıyor. Toplum televizyonu, televizyon toplumu bu noktaya getirdi. Bugün eski bankerlerden birine fırsat verilse de televizyona çıksa ve ateşli bir konuşma yapsa, binlerce insan yine elindeki ve avucundaki parasını ona yatırmaz mı? Hatta belki artık bu bankerin televizyonda görünmesine de gerek yok.. Yeniden çalışmaya başladığı duyulduğunda yine ona para yatıracakların sayısı bir hayli yüksek olacaktır. Çünkü kolay inanan ve olayları kolay kabul eden bir toplum olduk. Bu noktaya gelmemizde elbette tek etken televizyon değil... Ama şu televizyona bir bakın hele! Haberieri vermeyen o, çoksesli müziğin radyodan sonra düşmanı yine o, sözcük yasağını radyo ile beraber uygulayan da o, yabancı dizilerle yayınlarını dolduran bile o... Bir bakarsınız, Türkiye'de hiç bilinmeyen ve yapılmayan buz pateni gibi bir spor dalını yine Türk halkına televizyon sevdiriyor. Bir başka mevsimde TRT'nin yayımladığı yabancı bir dizi sayesinde ülkemizde azınlığın sevdiği tenis geniş kitlelerin ilgisini çeker. Öte yanda, televizyonumuz Avrupa'daki ayaktopu takımlanmn karşılaşmalarını hem de naklen yayımlayarak ülkenin her yanında bu yabancı spor olaylarının ve yabancı ayaktopu futbolcularının ilgiyle izlenmesine yolaçar. Tüm bu yabancılaşma çabası karşısında 18 yaşında bir bankerciğin kalkıp biraz daha güven sağlamak amacıyla Atatürkçülüğü, milli amaçlı dernekleri ve büyükleri kullanarak bir kez televizyonda görünmeye çalışmasını çok görmemek gerekir. Ne bu bankeri, ne de geniş kitlelerin ona duyduğu güvenin temelini televizyon yaratmıştır. Ama toplumumuzda insanlan kandıran, onlann kolay inanmasını sağlayan ve tüm olumsuzlukları boynu bükük kabullenmesine yol açan nedenleri destekleyen de televizyondan başkası değil... Bankerler ve onlardan sonra da başkaları televizyonda bir kez de olsa görünmenin üstünlüğünden yararlanmasınlar da, ne yapsınlar! Sabahattin Ali Ödülü verilmedi 1985 Sabahattin Ali öykü ödülü Seçici Kurulu 'nun yaptığı son değerlendirmede hiçbir yapıt gerekli puanı toplayamadı. Füsun Akatlı, Filiz Ali, Onat Kutlar, Berna Moran, Atilla özkınmlı ve Cemal Süreya 'dan oluşan Seçici Kurul, oy çokluğuyla ödülun verümemesini kararlastırdı. Bu yılın Sabahattin Ali öykü ödülü 'ne 45 'ten fazla kitaplaşmamış yapıt katıldı, ön eleme sonucu 12 yapıt seçici kurulun incelemesine sunuldu. Öte yandan, seçici kurul, "Ödüller konusunda olumsuz gelişmeler gö'zlemlediği" gerekçesiyle Sabahattin Ali öykü ödülü 'ne bir yıl ara verilmesini kararlastırdı. 19.35 Kâşif Çocuk Çizgi fılmde, çeşitli buluşlar çocuklara yönelik şekilde işlenmektedir. 19.50 Kültür Sohbetleri 19. ve 20. yüzyıllarda bilimin Ttirkiyeye girişi ve kültürümüz üzerindeki etkileri anlaUlıyor. 20.20 20.30 21.00 21.15 Uykudan Önce Haberler Hava Durumu TV'de Sinema: Tatsız Miras İzin çıkarsa "Lüküs Hayat" başkentte ÜSLÜBİR ŞARKICIYDI Büyük bir mirosa konon genç Arthur'un yoşamı, altust olacaktır. Bu konuyu işleyen lngiliz müıikali "Taısız Miras", ünlii şarkıcı Tommy Steeletn varlığıyla renkleniyor. (Aynntılı bilgi yandaki sutunlarda). 23.15 Brezilya'dan Miizik 23.55 Haberler 24.00 Kapanış Ingiliz yapunı bir müzikal Totstz Mİros (HalfaSlxpence)/ Yönetmen: George Sidney / Oyuncular: Tommy Steele, Julia Foster, Cyril Ritchard, Penelope Homer, Elaine Taylor, Pamela Brown / 1968 yapımı / 140 dakika. 11.45 Hafif müzik. 12.00 Beraber ve solo şarkılar. 1230Yurttan sesler kadınlar toplulugu. 13.00 Haberler. 13.15 Hafıf müzik. 13.30 Türküler geçidi. 14.00 Beraber ve solo şarkılar. 14.30 Yabancı dil öğreneüm. 15.30 Barok muzik. 16.00 Halk müziği dünyamız. 16.20 Arkası yann. 16.40 Şarküar. 17.00 Saz eserleri. 17.10 Türkçe sözlü hafıf raüzik. 17.30 Ülkeler ve besteciler. 18.00 Yurttan sesler. 18.30 Din ve ahlâk. 19.00 Haberler ve olaylann içinden. 20.00 Türküler geçidi. 20.20 Hafif müzik. MJOYabancı dil dersi. 21.30 Müzik dagarı. 22.00 Solistlerden birer şaıb.22.30 Bir roman / Bir yazardan hıkâyeler. 22.45 Türküler. 23.00 Haberler. 23.15 Solistler geçidi. 23.40 Hafıf Müzik. 23.55 Dört mevsimden.00.55 Program ve kapanış. Kültür Servisi Kendi halinde bir genç olan Arthur'a büyük bir miras kahr ve delikanlı 'sosyeleye girer'. Bu olay genç adamın yaşamında karışıklıklara yol açacak, özellikle çocukluk aşkı Anna ile ilişkileri tehlikeye girecektir... Müzikal bir film. tngiliz yazan H.G.WeBs'in bir öyküsünden uyarlanan bir sahe oyunundan alınmıs. Ingiliz yapımı olmakla birlikte, Amerikan müzikallerinin ünlü ustası George Sidney tarafından yöneltilmiş ve Paramount şirketi tarafından dağıtılmış... Sidney'in en başarıh filmlerinden bazıları olan " 3 Silahşörter", "Eğience Gemisi", "Intikara KUıcı", " Ö p Beni Kate", "Kınk Hayat, "Kimdi O Kadın", "Pepe"vi TV'de daha önce izlemiş olduğumuzu anımsatalım.. Sidney, bu uzun, pahalı ve gösterişli müzikal için lngiltere'ye çağrılmış. Film, tngiliz toplumunun tipik bazı özeUiklerine, davranış biçimlerine dayanıyor. Başroldeki Tommy Steete, özellikle 1950'lerde çok ünlü bir şarkıcıydı. 'A Handful of Songs', 'WaterWater', 'Singing the Blues' gibi şarkılan bizde de çok ünlüydü. Sonralan meslek yaşamıru sahne oyunlannda ve müzikallerde sürdüren Steele'in sinemadaki en önemli rolü bu... Film, daha önce ülkemizde gösterilmemişti. tlk kez izleyeceğimiz yapıt, özellikle müzikal tutkunlarını doyurabilir. RADYO TRT I 95.00 Açılış, program ve lusa haberter. 05.05 Ezgı kervanı. 05.30 Şarkılar ve oyun havaları. 06.00 Köye haberler. 06.10 Bölgesel yayın. 06.30 Günaydın. 07.30 Haberler. 07.40 Gunün içinden. 09.40 Arkası yann. 10.00 Kısa haberler. 10.20 Reklamlar. 11.00 Kısa haberler. 11.05 Okul radyosu. 12.00 Kısa haberler. 12.05 Reklamlar. 12.10 Türküler geçidi. 1Z55 Reklamlar ve radyo programlan. 13.00 Haberler. 13.15 Oyun havalan. 13.30 Bölgesel yayın ve reklamlar. 14.45 Hukuk ve Sorunlanmız. 15.00 Kısa haberler. 15.05 öğleden sonra. 16.00 Kısa haberler. 16.05 Okul radyosu. 17.00 Kısa haberler. 17.05 Köyümuz köylümüz. 17.25 Bölgesel yayın ve reklamlar. 18JK) Çocuk bahçesi. 18.15 Haftanın çocuk şarkısı. 18.20 Erkekler fasıl heyetinden uşşak fash. 18.50 Hafıf raüzik ve reklamlar. 19.00 Haberler ve olaylann içinden. 20.00 Şarkılar. 20.20 Solistler geçidi. 20.40 Türkçe sözlü hafıf müzik. 21.00 Kısa haberler. 21.05 Konuların içinde. 21.35 Türk halk mliziği dinleyici istekleri.22.00 Caz müziği. 22J0 Solistlerden seçmeler. 23.00 Haberler. 23.15 Gecenin içinden. 00.55 Günün haberlerinden özetler. 01.00 Program ve kapanış. 01.0505.00 Gece yayını. Istanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı Bedretün Dalan izin verirse, Şehir Tiyatrolan bir süreden beri sahnelediği Ekrem Reşit ReyCemal Reşit Rey kardeşlerin "Lüküs Hayat" operetini baskent Ankara'ya götürecek. "Lüküs Hayat"halen Şehir Tiyatrolan Harbiye Bölümü'nde kapalı gişe oynuyor. Oyunun nisan ayı biletleri tükendi. (THA) Mehmet Güleryüz sergisi Uç Polonyah ve Mahler'in "Tîtan"ı Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın geçen haftaki konseri, Polonyah piyanist Piotr Paleczny'yi Türk müzikseverlerine tanıttı. Konserin ilgi çekici bir başka yönü ise, Mahler'in "1. Senfonisi"nin seslendirilişiydi. Orkestra ve şef Strugala, bu zor işin üstesinden başanyla gelmeyi bildiler. KORAL ÇALGAN 29 mart cuma akşamı konser salonunda verilen Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası konserinin ük yan&mda üç Polonyalı müzikçi yan yana geldi. Orkestranın dışında, besteci, şef ve solist üçgenini oluşturan sanatçıların tümü Polonyalıydı. Yaratıldığı tarihten bu yana 155 yıldır büyük bir beğeniyle dinlenen ve konser programlannda sık sık yer alan Chopin'in " O p . II Mi Minör 1. Piyano Konçertosu"nu şef Tadeusz Strugala yönetti. Konserin solisti, kariyerine öğrencilik yıllarmda başlamış olan ve uluslararası piyano yarışmalarında aldığı önemli ödülleri ülkesine kazandırmış genç piyanist Piotr Paleczny idi. Strugala 'nın sakin, dikkatli ve ölçülü yönetimiyle Piotr Palecıny'nin olağanüstü tekniği ve Chopin şiirselliği içindeki müzikalitesi birleşince, ortaya kolay kolay unutulamayacak bir sanat anıtı çıkıverdi. Bu büyük başannın ardından gelen surekli alkışları yanıtlamak için, Chopin'in " O p . 53 Polonez"ini seslendiren Piotr Paleczny "En Jyi Polenez Çalma" özel ödülünün de sahibi olduğunu ve bu ödülun ancak boylesine yorumlayabilenlere verildiğini İcanıtladı. Strugala yönetimindeki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın bu konseri Mahler'in " I . Senfonisi"ni (Titan) bekleyenler için de ilgi çekiciydi. Nitekim konserin ikinci yansı, belki ükinden de büyük bir ilgiyle izlendi. Ülkemizde pek sık çalınmayan Mahler'in senfonileri içinde en uzun sürede tamamladığı ve adına " T i t a n " dediği birinci senfonisi, bestecinin doğaya olan hayranbk ve bağlılığının ozanca ördüğü yapıtlarından sadece biridir. Süresi bir saati biraz aşan bu senfoniyi dinlerken, zamanın nasıl geçtiğini insan anlamakta güçlük çeker. Hele şefiyle, orkestrasıyla herkesin formda olduğu bir güne rastlamışsanız, keyfinize diyecek yoktur. Konser, tümüyle bu söylediklerime örnek olabilecek nitelikteydi. Yerli yerinde vuruşlarla, yerine oturan tempolarla, üyelerin kusursuz çalma konusunda gösterdikleri çabalarla, orkestranın son konserlerdeki aşamasını simgeleyen seslendirişlerden biriydi. Tadeusz Strugala'nın bu sonuca ulaşmak için harcadığı çabanın büyüklüğünü gören dinleyiciler de hem şeften hem de dörtbaşı " m a m u r " bir Mahler ile müzikseverleri uğurlayan Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın tüm üyelerinden övgü dolu alkışlannı esirgemediler. Mehmet Güleryuz'ün 15. kisisel sergisi i nisan çarşamba günü Bebek'teki En Galeri'de açılacak. Sanatçuıın son çahşmalanran ürünü olan otuz yapıtının yer alacağı sergi 24 nisana kadar gezüebilecek. 1979 Sedat Simavi ve 1979 İDGSA Sanat Bayramı ödüüerini kazanan Mehmet Güleryüz'ün tstanbul Devlet Resim ve Heykel Müzesi'nde ve Fransa Kültür Bakanlığı koleksiyonlarında yapıtları bulunuyor. 19751980 arasında Devlet Gü zel Sanatlar Akademisi'nde öğretim görevlisi olarak çahsan Güleryüz, daha sonra bu görevinden aynlarak New York'a gitti. TRTffl 07.00 Açılış ve program. 07.02 Güne başlarken. 08.00 Sabah konseri. 09.00 Haberler. 09.12 Müzikli dakikalar. 10.00 Günun konseri. 11.00 öğleyedoğru. 12.00 Haberler. 12.12 Sizler için. 13.00 Güfte şairleri. 13.20 Saz eserleri. 1330 Konser saati. 15.00 Türkülerden bir demet. 15.25 Caz sanatı. 15.55 Haftanın çocuk şarkısı 16.00 Solistlerden seçmeler. 17.00 Haberler. 17.12 Müzik dünyasından. 18.00 tki solist iki album. 18.15 Ankara Radyosu Çoksesli Korosu. 19.00 Haberler. 19.12 Hafıf müzik. 19.30 Müzik bilmecesi. 20.30 George Benson'ın I Your Eyes albümü. 21.00 Çoksesli müzik dünyasından. 22.00 Haberler. 22.12 Gecenin getirdikleri. 23.00 Opera saati. 24.00 Gece ve müzik. 01.00 Program ve kapanış. TRT II 87.00 Açılış ve program. 07.02 Solistlerden seçmeler. 07 J0 Haberler 07.40 Türküler ve oyun havalan 08.00 Sabah için müzik. 09.00 Şarkılar. 09.15 Türküler. 09.30 Sabah konseri. 10.00 Şarkılar. 10.20 Türküler geçidi. 10.40 Dünden bugune çocuk edebiyalımız. 11.00 Küçuk koro. 11J0 Türküleı. Başoyuncusu Halil Erçün ve yönetmeniyle "Kaşık Düşmanf üzerine Oigaç: Evrensel insana seslendim Creleil'deki Kadın Filmleri Şenliği, Bilge Olgaç'ın yonettiği "Kaşık Düşmam"nın zaferiyle kapandı. 8 yıldır reklam fılmi çeken Olgaç, uzun bir aynlıktan sonra konulu film çekiyordu. Baş oyuncusu Halil Ergün ise, projeye ilk inananlardandı. Halil Ergün, oynadığı rolü, insanı insan yapan tüm özellikleri bağnnda toplayan bir rol olarak değerlendiriyor ve "Oyunculuk yaşamımda az bulunacak bir fırsattı" diyor. ATİLLA DORSAY "Kaşık Düşmam"nın Fransa'da Kadın Filmleri Şenliği'nde kazandığı çifte ödül, sinema dünyamıza yeni bir umut, olumlu bir hava getirdi. Film, bir dönemde " L i n ç " , "Açlık", "Bir Gün Mutlaka" gibi yapıtlar vermiş olan sayılı kadın yönetmenlerimizden Bilge Olgaç'ın reklam fîlmleriyle geçen 8 yıldan sonra sinemaya dönüşünü de müjdeliyordu. Nitekim Olgaç, "Kaşık Düşmanı"ndan hemen sonra, bu hafta sinemalarda oynayan "Yavrularım"ı yönetti. "Kaşık Düşmanı", önümüzdeki haftalarda gösterime çıkacak. Beklerken, Olgaç ve fılmin bir ödül kazanan oyuncusu Halil Ergün'le konuştuk. Sayın Bilge Olgaç, "Kaşık Düşmanı" projesi nasıl gerçekleşti? B.O. Bu bir faciadan ortaya çıktı. Asıl facianın sonrası benim ilgimi çekti. Olaydan 15 gun sonra erkekler toplu halde devlete başvurdular. Kadınlann tümü kazada öldüğünden, yeniden evlenmek için başlık parasına ihtiyaçlan vardı ve bunun için devletin yardırmnı istiyorlardı. Çünkü, yine bir gazete haberine göre, civar köylerde başlık parası bu kazadan sonra zam görmüştü. Ben yöreye gidip bunun araştırmasmı yaptım. İnsan ilişkileri ne ilginç diyerek yola çıktım. İki yıl hiçbir şey yapamadım, başka işler vardı. O arada surekli düşunüyordum. 1983 sonunda senaryo oluştu. Kendi başıma yazdım... Sonra yapımcı aradık. Yeşilçam'a başvurmak da istemiyordum. Bir tek Gülşah Film'e götürdüm. Olmadı. Sonra yeni kurulmuş bir firmaya başvurdum. Yoğun bir kadro oluşturuldu, oyuncu çalışması yapıldı. Bazı starlar senaryoyu inanrruştım. Ancak senaryo bittikten sonra benim oynamam söz konusu oldu. Oyunculuk yaşamımda az bulunabilecek bir fırsattı bu... İnsanı insan yapan tüm özellikleri bağnnda toplamış bir roldü. Faciadan arta kalan biri olmasımn ötesinde, içindeki gelgiti yaşayan, edilgin, olaylann ve günübirlik ilişkilerin yönlendirdiği bir insandı Osman... Ama insandı, her şeyiyle.. Lütfi Akad'ın gösterilmeyen TV dizisi "Bir Ceza Avukatının Anılan"ndaki " K u m a " hikâyesinde canlandırdığım Almanya'dan gelen işçi rolünde de benzer özellikler vardı. Aynı dramatik özellikler... Çekimle ve fUmle Ugiü başka gözfemleriniz, yargılanmz var mı? H.E. Türkiye koşullarının insan öğesi ve sinemaya tanıdığı olanaklann güçlükleri, acılan içinde çekildi film... Büyük kalabalıklar vardı sette, çeşitli zorluklarla boğuşuluyordu. Ama benim için bir şarap içer gibi geçti olay... Filmi hem oyuncu, hem seyirci olarak izledim. Gerçekten de başta izlenen facianın korkunçluğundan günübirlik bir gerçeğe dönüşün verilmesi, gerçekten olağanüstü... Bir oyuncu olarak kendinizi Türk sinemasında nerede hissediyorsunuz? Yaptıklarınız ve yapamadıklarınız neler? H.E. Yerimi pek düşünmedim. 10 yıldır sinemayla, oyunculukla uğraşıyorum. Türk sinemasının sanatsal düzeyde ve evrensel planda gelişmesi serüveni içinde, kendimi bu çileli serüvene katılmış bir nefer gibi hissediyorum. Yaşamaktan kaynaklanan belli bitkinliklerim var. E>eğişmesini istediğim şeyler var. Sinemaya katılış biçimim olan oyunculuk, bu bitkinliğimin bir anlatım, bir dışavurum yolu oluyor. Ödülun için ne dersin? H.E. öğrendiğim kadanyla, 7 yıldır yapılan bu Kadın Fiİmleri Şenliği'nin bir iki yıldır mekânı da, boyutları da değişmiş, yalnız kadınlara ve kadın gerçeğine değil, tüm insanlara yönelik, tüm dünyaya açık, feminist denebilecek filmlere neredeyse tavır alan bir niteliğe bürünmüş. Bu değişim içinde yanşma dışı da olsa, böyle bir özel ödülle değerlendirilmek, doğrusu hoşuma gitti. Bizirn filmimizde en önemli kişiler erkekti. Erkek unsurunun ağır bastığı bir filmdi bu... Bu açıdan, bir Kadın Filmleri Şenliği'nde aldığım bu ödülü aynca önemsiyorum. Bu tür filmleri sürdürmek istiyorum. örneğin yine Bilge Olgaç'ın iki projesinde de rol almayı umuyorum. BULMACA SOLDAN SAGA: 1/ Kimi çam ve sakız ağaçlanndan toplanan bır çeşit kokulu reçine. 2/ Modern Yunanca'ya verilen ad. 3/ tçine sulu şeyler konulan kap... Gümüş. 4/ Kaplumbağa. 5'Eskibirsiyasi partinin kısa yazılı$ı... Deriden sızan sıvı... Bianutun simgesi. 6/ özellikle Şen Dnl ailı operetiyle ttnlü Avusturyalı besteci... Gönül, ytlrek. 7/ Teüi balıkçıl... Cenneı kızı. 8/ Esnek dokunauş ipeklı >a da yünıl bir kumaş... Afyonun bir ilçesi. 9/ Avrapa'da bir ülke. YU1UR1DAN AŞAGlYA: 1/ Esk Yunan tragedya yazarlanıun yanşmalaı cin hazırladıkları uç tragedya ve bir dramcan oluşan dörtlu yapıt. 2/ Bir göz rengi. Vatanı Amerika olup son yıllarda yurdunuzda da yeuştirilmeye çalışılan bir tür ceiz. 3/ Pofeerde çok çeküir... Basra körfeznde lran'a ait bir ada. 4/ Genişhk... Ekontmik alanda kendi kendine yeterli olmaya.önelen bir ülkenin rejimı. 5/ Karışuncı.. Yabancı. 6/ tlave... Bromıın süngesi. '/ "ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairei". Mussolini'nin unvanı. 8/ Gücenmt 9/ Mısır'da bir kent. Mehveş EmeçÇiğdem Yonat konseri Piyanist Mehveş Emeç ve kemancı Çiğdem Yonat, yann saat 19.00'da Atatürk Kültür Merkezi Büyük Salonu 'nda, Yusuf Güler Aksöz yönetimindeki tstanbul Devlet Senfoni Orkestrası eşliğinde konser verecekler. Mehveş Emeç bu konserde Beethoven'in "Do Majör 1 No. 'lu Piyano Konçertosu"nu, Çiğdem Yonat ise Max Bruch'un "Op. 210 1. No. 'lu Keman Konçertosu"nu çalacaklar. 1983 yılında Avusturya'da Bösendorfer Ödü lü'nü alan Mehveş Emeç, haleı. çalışmalarını A vusturya 'nın Salzburg kentinde sürdürüyor. Halk Tiyatrosu 11 yuşında HAVA DURUMU MNUM tSTMBUL İZMk AMIA JUTDLYA ERZMJM TUUZN MUU EDİNE SMMM BURA BMI K0M Yağmurtu Bulutiu Bulutlu Yağmurlu Yağmurlu Bulutlu Yağmurtu Yağmurlu Bulutlu Yağmurlu Bulutlu Bulutlu Yağmurlu 14° 10° 16° 21° 20° 7° 12* 15« 20° 10° 10° 14° 8° 13° 6° 5° 912° 14° AMSTERDAM : Yağmurkj ATİNA : Butudu BAĞDAT : Açık BEIÛRAD : Açık BERÜN . .Yağmurtu BONN : Yağmuriu BfiÜKSEL : Yağmurtu CENEVRE : Bjtuthj ClDOE : Açık FRANKFUm .Açık GİRNE : Yafimuriu KAHİRE : Açık KÖLN : Yağmurtu IDNDRA : Yağmurtu MAORİO : Buluttu MOSKOVA : Yağmufiu MÛHİH : Yağmurtu NEW YOHIC : Yağmurlu OSLO : BulutlU PARİS : Bulutlu Rh/AD : Açtk ROHA : Buluttu SOFYA : Bulutiu $AM : Bulutlu TELAV/V : Açık TRABUJSGARP: Açık ZÜRİH : Buluttu 6° 16° 24° 14° 8° 7° 8° 10° 32° 8° 20° 28° 2° 14° 12° 7° 10° 12° 3° 14° 22° 16° 14° 18° 25° 22° 8° M l'E Ol'L'.VCt' "Kaşık Düşmam"nm mutluyönetmeni Bilge Olgaç ve başanh oyuncusu Halil Ergün, ileride yine birlikte film çevirecekler. sevmediler, oynamak istemediler. Örneğin Müjde Ar. Sonra güç bela kadroyu kurduk, yola çıktık... Film çekiminde köylülerden ne ölçüde yararlandınız? B.O. Oldukça yararlandık, çok yardım gördük. Nevşehir'in Bahçeli Köyü'nde çektik. Kaduılar hiç katılmadılar. Ama genelde ilgi ve dostluk gösterdiler. Bir ay kaldık. Köyün engebeli yapısı nedeniyle ışık kontrolü çok zordu. Surekli ışığa müdahale ettik. Oradan biraz zorlandık. Seyircinin katılması Yapıtınız, bence dünya sineması içinde bile çok acı, trajik bir olaydan yola çıkıp, başka, değişik bir anlatıma ve hiç beklenmeven sonuçlara ulaşan nadir filmlerden biri.. Ne dersiniz? B.O. Sinemada gülmecenin, mizahın gücüne çok inanıyorum. Birkaç yıl önce, Balkan Film Şenliği'nde Yunan filmi "Savaşta Ne Yaptın Tanasis?"i birkaç kez izledim. Bu filmde ciddi, hazin olaylann güldürü yoluyla nasıl yorumlanabileceğinin çok iyi bir örneği vardı. "Kaşık Düşmanı", çok acılı bir olaydan yola çıkıyor ve bu acılı olayı yaşayan insanların nesnel durumlarındaki komiği ortaya çıkarıyor. Bu yönüyle tabii hayli farklı, değişik bir film oluyor." Seyircimiz sizce bu filmi nasıl karşdayacak? B.O. Seyirci çok haz duyuyor, birkaç kez seyirciyle izledim. Çok yorum yapıyor. Senaryo yazarken, belli yerlerde tepkiler bekliyordum, onları seyirciden aynen aldım. Konuşulacak yerde konuştu, gülünecek yerde güldü, alkışlanacak yerde alkışladı. Filmin seyircimize yeterli düzeyde ulaşabüeceğini umuyorum. FİImin ödülünü nasıl karşıhyorsunuz? B.O. Çok sevinçle karşılıyorum. Evrensel insana seslenmeye çalıştım zaten.. Oradan ulaşan eleştirilerden ve tepkilerden anlıyorum ki, bu yaklaşımı başarnuşız. Ve söylemek istediğimizi söylemişiz. Bence doğru bir değerlendirme olmuş. Ödüllü erkek ovuncu Halil Ergün, bu filmdeki rolün hakkında bize yorum yapar mısınız? H.E. Baştan beri projeye Ankara Halk Tiyatrosu 11 yasına girdi. Tiyatronun Genel Yönetmeni Erkan Yucel, Anadolu Ajansı muhabirine yaptığı açıklamada, tiyatrolannın yeni bir döneme girdiğini, daimi bir oyuncu kadrosu ve yazarsanatçıbilim adamlanndan bir Değerlendirme Kurulu olusturduklannı belirtti. Daimi kadrosunda Erkan Yucel, İnsan Sanıvar, Nurhan Özenen, Metin Bilgin, Fatma Murat Zeynel ve Hasan Yıldınm'a yer veren Halk Tiyatrosu, konuk sanatçüarla da oyun sahneleyecek. (a.a.) Jack Lang: Chagall'ın ışığı sönmeyecek ST. PALLDE VENCE. (AP) 28 mart perşembe gunu 97 yaşında ölen ünlü ressam Marc Chagall, son yirmi yıldır ^şamını sürdürdüğü Fransa'mn küçük taşra kasabası St. Paul de Vence'de toprağa verildi. Bir zamanlar bir ortaçağ kalesi olan surlarla çevrili kasabanın küçuk mezarhğında yapılan gömme törenine Chagall'ın yuzlerce hayranı ve dostu katıldı. Mezarhğın girişinde bir konuşma yapan Fransa Kultur Bakanı Jack Lang, "Güneş ışıldamaya devam ettiği siırece, Marc Chagall'ın ışığı da sönmeyecektir," dedi. Öte yandan, Kültür Bakanı Jack Lang, 1937 yılında Fransız uyruğuna geçen Marc Chagall için önümüzdeki günlerde bir anma töreni düzenleneceğini açıkladı. Paris Operası'nda duzenlenecek geceye ünlü viyolonselci Mstislav Rostropoviç ve Chagall'ın sanatçı dostlannın katılması bekleniyor. Günther Uecker sergileri r 5° DtaRMKIR Yağmurlu r r 3° 6° 6° 1° 4° Federal Almanya'nın öncü sanatçılanndan Günther Uecker 'in değişik anlayışta gerçekleştirdiği yapıtlan nisanda Ankara'da, mayısta Istanbul'da sergilenecek. 1983 'te Düsseldorfta düzenlediği "Kitap Meraklılan Için^ Yapıtlar" adu sergisi büyük yankılar uyandıran sanatçuıın Ankara sergisi 1 nisanda Atman Kültür Merkczi'nde açudı. Sergi 20 nisana kadar açık kaldıktan sonra 422 mayts arasmda tstanbul 'da yinelenecek. Sergi do~ layısıyla Türkiye 'ye gelen Uecker, Türk sanatçılarla birlikte bazı seminerlere katılacak. (a.a.) M&orolojl Genel Müdurlüğü'naen alınan bııgtye gore, ı^aradenlz, Iç Andolu, Guneydoğu Anadolu. Akdeniz ve Marmara'mn doğusu yaçnıriu geçecek. Yağışlar Karadeniz'in Iç kesimteriyte Doğu Andolu'nun kuzeydoğusunun yuksek kısımtannda karta kanaık yağmur, ymer kar fekllnde olacak. Hava sıcaklığmda önemli bir değtflkllk otnyacak. Rüzgir kuzey mdoğuyönlerden orta kuvvette esecek. Buin denizler bulutlu. yer yer yağmurlu geçecek. Rüzgâr, gundoğusu VGByrazdan 35, zaman zaman 67 kunetlnde saarte 2833 denlz mUI tuı etecefc. Denlz kıyılarda muiedil. açıklarda kaba dalgalı olacak. <Mu; uzaklığı yagtf anında 3 km. dolayında bulunacak. Van Golü tnklı yağmurtu geçecek. Rüzgir kuzey ve doğu yönlerden orta Kurette esecek. Göl mutedll dalgalı olup, görut uzalığı 5 km. doymda bulunacak. "Günümüz Kadın Sanatçılarından Bir Kesit" adlı sergi, 4 san günü Şan Tiyatrosu Sa. , Galerisi'nde açılıyor. htasyon Sanatevi tarafından düzenlenen sergide, Hale Arpacıoğlu, Tomur Atagök, Figen Aydıntaşbaş, Arzu Başaran, Hülya Düzenlikoç, Gülsün Karamustafa, Füsun Onur, Tülin öztürk, Gülseren Südor ve Seyhun Topuz'un yapıtları yer alacak. Sergi 24 nisanda kapanıyor. (UBA) Ğünümüz kadın sanatçıları
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle