16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 NÎSAN 1985* * * • HABERLERİN DEVAMI CUMHURtYET/13 ABD şirketi Türk ortağı (Baştarafı 1. Sayfada) ladıktan sonra ise Turkveyabancı ortaklar arasında uyuşmazlıklar başladı. Ortaklar arasında çıkan teknik, mali ve hukuksal anlaşmazlıklar üzerine, yapılan ilk genel kurulda, "Şirketin dışından bir komisyon oluşturulması ve gönderiien malzemenin incelenmesine" karar verildi. ODTÜ'den Prof. Dr. Ekrem Selçuk, Öğretim Görevlisi F.ngin Ankan Sanayi Genel Müdürlüğü'nden Elektrik Mühendisi Ali Ozçınar, Makine Mühendisi Ergun Bal ve Avukat Özcan Atalay'dan oluşan komisyon incelemelerini tamamladıktan sonra hazırladığı raporu şirketin genel müdürlüğüne verdi. Komisyonun hazırladığı raporda, "Cihaz seçiminin gelişigüzel yapüdığı, demode, pahalı ve gereksiz citaazlar yollandığı, cihaz fiyatlannın büyıik oranda fazla gösterildigi, ortaklığın başlangıcından beri yabancı ortakların kölii niyet göstermiş olduklan" belirtildi. Raporda aynca, HavelsanAydın AŞ.'ye satılan toplam 2 milyon 407 bin 18 dolarlık aygıtın, şirketin yabancı ortağı Aydın Corparation tarafından 1 milyon 937 bin 777 dolara satın alındığı, ortaklar arasındaki bu alışverişten şirketin 535 bin dolar zarara uğradığı belirtildi. Raporda vurgulanan bazı konular özetle şöyle sıralanıyor: • Gonderilen cihazlar genellikle yetersiz ve bir biıtun oluşturmaktan uzaktır. • Cihazlar askeri standartlara uygun nitelikte olmayıp, teknik eksiklikleri vardır. • 190 bin dolara satüan Micredata bilgisayann Türkiye'de bakım ve servisi yoktur. Yazı ve donatım olarak diinyada artık rağbet görmemektedir. • Gonderilen cihazlar eski teknoloji iiriinü olop, askeri standartlara, şirketin amaçlanna ve proje konulanna uygun üretime yönelik değildir. Raporda belirtilen nedenler yüzünden mahkemeye düşen şirket ortaklannın durumu, ABD'li şirketlerin " i h t i y a t i tedbir k a r a n " aldırması nedeniyle bir süre askıya alınmış oldu. Uyuşmazlık giderilemezse, Isviçre'deki Zürih Kantonu Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu hüktimlerine dayanılarak atanacak üç hakem tarafından sorun kesin çöziıme ulaştırılabilecek. Konuyla ilgili olarak görüşüne başvurulan şirketin en büyük hissedan Türk Hava Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı Genel Müdurü emekli Korgeneral Hulusi Kaymak Cumhuriyet'e, "Şirket, yabancı ortaklannın rutumu nedeniyle Ankara'da mahkemeye başvurdu, ancak karşı taraf da ihitiyati tedbir karan aldınnış. Bundan sonraki dunımla ilgili olarak şirketin genel müdürlüğıi ve hukuk müşavirligi karar verecektir" dedi. Öte yandan, şirketin içine düştüğü bu kargaşa ve darboğaz yüzünden çahşan 100 kişiden 70'inin görevine son verildiği de öğrenildi. Ozal Güvercin mi? (Baştarafı 1. Sayfada) ği ve bu kez VVashington'dan Ege rtin Karşı kıyısına bir zeytin dalı daha fırlatacağı söyleniyor Mümkündür. Bu politikanın temelinde yatan değişik nedenlerden söz edilebilir. Başlıca nedenlerden biri, "Ankara'nın diyalog ve uzlaşmadan yana," buna karşılık "Atina'nın uztaşmaz ve oyun bozan faraf'olduğunun altını kalın kalın çizmektir. Yunanistan Başbakanı Papandreu1 nun, gerek VVashington'a, gerekse NATD ittifakına karşı çıkışları da bir bakıma Ankara1 nın bu politikasım kolaylaştırmaktadır. Papandreu yönetimindeki bir Yunanistan1 ın, bir müttefik olarak, güvenilirtiğinin Batı kamuoyunda sorgulandığı bir olgudur "Yunanistan Batı ittifakından kayıyor mu?" sorularına pek sık tanık olunduğu da dogrudur. Acaba Atina'daki bu yönelişler, bir yandan Papandreu'yu köşeye sıkıştırırken, öte yandan Ankara'nın manevra alanını genişletip, Türkiye'ye dönük verimti sonuçlara yol açabilir mi? Örneğin daha çok askeri yardım gibi... Bu konuda Türk dış po(itikasını yapan kimı diplomatik odaklarda iyimserliğin geçerli olduğu dikkatimizi çekmektedir. Oysa ölçü lü davranmakta yarar var. "Tek taraflı iyi niyete" dayanan bu politikaya pek o kadar bel bağlanmasa daha iyi olur. Bir kere VVashington, TürkYunan dengesini kendine göre her zaman ayarlar; Atina1 dan yükselen seslerden çok davranışların ne olduğuna bakar. İkincisi, Amerikan Kongresi'ndeki son oylamalara bakalım: Türkiye'ye yardım Atina1 yı hoşnut kılacak biçimde yediye on oranına bağlanmıştır yine. Uçtıncüsü, 1974 Kıbrıs Banş Harekâtı sonrasını anımsayalım: Karamanlis, Yunanistan'ı NATO'nun askeri kanadından çıkanrken, biz "Ege'de doğacak boşluğun doldurulması"ndan söz ediyorduk. Sonuç, Yunanistan açısından felaket olmadı, ama Türkiye'ye Amerikan silah ambargosu uygulandı... Söylemek istediğimiz şu: Serinkanlı, yumuşak bir dış politika izlenebilir; yeri geldiğinde tek taraflı iyi niyet jestleri de yapılabilir. Fakat ötçü kaçar, çizgi aşıtırsa bu politikalar geri teper. Çünkü, karşı tarafta "nasıl olsa bana mahkum" havası oluşabilir ve "çantada keklik" muamelesi görülebilir. Bu konuda yeterlı dikkat var mı acaba? Vergi iadesinde aylık ödeme Ekonomi Servisi Vergi iadeleri, ücretlilere nisan aymdan itibaren "aylık" olarak ödenecek. Bu ücretlilerin"nisanayı boyunca topladıkları belgelere karşılık vergi iadelerini mayıs ayı içinde almalan" anlamını taşıyor. Nisan ayı, aylık ödemeyle birlikte başka yenilikler de getiren bir ay olacak: • Örnegin, eskiden vergi iadesi kapsamında olan " b e n z i n giderleri" 31 mart tarihinden itibaren vergi iadesi kapsamı dışına alınmış bulunuyor. • Buna karşın, eskiden vergi iadesi kapsamında olmayan bazı harcamalar 2 marttan itibaren vergi iadesi kapsamma girdi. Bunlardan biri "yurt içi seyahat giderleri". "Şehir içi ve şehir dışı yük taşıma belgeleri" de artık vergi iadesi için kullanılabilecek. • Devreye giren bir başka yenilik, "perakende satış fişleri" uygulanıası. Perakende satış fişleri için noter tasdiki gerekmiyor. Buna karşın Maliye Bakanlığı'nın onayı' gerekli. Perakende satış fişleri iistüne isim ve yer yazma zorunluluğu da yok. Alınan mallann tek tek belirtilmesi de gerekmiyor. Perakende satış fişlerine, iş yerinin cinsine göre "muhtelif maddeler" yazılması yeterli olacak. • 10 bin liraya kadar olan perakende satış fişleri geçerli sayılabilecek. 10 bin liranın üstündeki satışlar için fatura almak gerekecek. • Fatura ve serbest hizmet makbuzlannın noterden onaylı olması gerekli. Buna karşılık satış vesikası için noter onayı aranmıyor. • Nisan ayından itibaren ücretliler: 25 bin liraya kadar yüzde 20 2550 bin lira arasında yüzde 15 50100 bin lira arasında yüzde 10 100 bin liranın üstündeki faturalar için de yüzde 5 oranında vergi iadesinden yararlanacaklar. UGUR MUMCU GOZLEM 6. Filo'ya bakım teklifi (Baştarafı 1. Sayfada) mı ABD tarafından ihaleye çıkartıhyor. Ihaleye yıllardır Ispanyollar, İtalyanlar, zaman zaman da Yunanlılar katılıyor. Ihale sonucunda en düşük bakım veonarım fiyatını veren ülkenin tersanelerinde gemilerin bakımlan gerçekleşiyor. ABD Deniz Kuvvetleri tarafından her ne kadar ihaleye çıkartılsa da, ihalenin herhangi bir ülkeye verilmesinde siyasal ve askeri tercihin rol oynadığı ifade ediliyor. Gemi bakım ve onanmında Türkiye'de gereidi teknolojinin ve personelin bulunduğunu belirten yetkililer "Olaya ticari bir gözle bakmak gerek. Çünkü bakım ve onarımda. zaman zaman bir gemi için 500 bin dolara varan paralar kazamlabiliyor" diyorlar. Ticari yönün yanı sıra Türk limanlannda ABD gemilerinin bakım ve onanmının düşünülmesinin özünde "SiyasaJ ve askeri işbirliğinin yattığı" da kaydediliyor. Konunun Başbakan Turgut Özal ile ABD Savunma Bakanı Caspar Weinberger arasındaki görüşmede ele alınacağı bildiriliyor. tŞADAMLARI KONSEYİ Yaklaşık 10 yıldır hemen her ticari ve resmi ziyarette Türk ve Amerikan işadamlan ortaklaşa kuracaklan bir ticaret odası için çeşitli görüşmeler yürütürdu. Bugüne kadar gerçekleşmeyen "Ortak Ticaret Odasf'na başlangıç olmak üzere "TürkAmerikan tşadamlan Konseyi" oluşturuluyor. Perşembe gunü Washington'da imzalanması gereken anlaşmaya göre, Konsey Türkiye ve ABD'li işadamlan arasında ilişki kuracak ve karşıhklı bilgi akımını sağlayacak. Ortak ticaret odası kuruluncaya kadar böyle bir odanın işlevlerini yerine getirecek. Anlaşma lstanbul Ticaret Odası Başkanı Nuh Kuşçulu ile Odalar Birliği üyelerinden Ali Coşkun tarafından imzalanacak. ABD tarafından İşadamlan Konseyi'ne çokuluslu şirketlere dahil olmayan, ama ABD dışında yatırımları bulunan büyük firma temsilcileri katılacak. Yetkililer özel kesimi ilgilendiren tşadamlan Konseyi'nin yanı sıra, devlet kesimini ilgilendiren bir başka kuruluşun devreye girmesine çahşıyorlar. Türkiye ile çeşitli ülkeler arasında var olan "Kanna E^oaomik Komisyon" için resmi yetkililerin ABD Ticaret Bakanlığı ile temasa geçtikleri kaydediliyor. •• YALCIN DOĞAN CHICAGO'dan ile karşılaşmak için ikibuçuk saatiik uçak yolculuğu yetti. Uçakta her zamanki gibi Özal'la gazeteciler arasında yoğun birsohbet geçti. Konu bir ara iç politikaya kaydı. Mehmet Yazar'ın Kayseri'den DYP'ye girmesini "hayırlı olsun" diye karşılayan Başbakan, Yazar'ın önümüzdeki hafta sonunda Isparta kongresine katılacağını duyunca bir an durdu ve ekledt "Siz manşet anyorsunuz, hiç yorum yok." Chicago'da müthiş bir rüzgâr, karla doluyu önüne katmış sürüklüyor. Otelde düzenlenen toplantıda ise Özal, Amerikan işadamlarmı Türkiye'de yatırıma özendirmeye çalışıyor: "Cumhuriyettn kuruluşundan sonra takip edilen durum biıi sosyalist nizama sürükledL Daha sonra serbest ve daha insani bir sisteme gelmek epey zor olmuştur. Ekonomik açıdan borç arayan ve ödemeler dengesi bakımmdan bugün Cüney Amerika ülkelerinin başma gelen meseleler bizim başımıza beş sene önce gelmiştir. Ama artık uyguladığımız ekonomik sistem, hükümetler değişse de, değişmez. Türkiye'de son yülann en önemti olayı budur." Özal, ıçerde Amerikan işadamlarını ikna etmeye çalışırken dışarda teknisyenler bir raporun sayfalanm çeviriyorlar. Olay bize göre çok önemlL Türkiye'de bir elektrik santralına yabancı sermaye ilk kez ortak oluyor. Bu ortaklığın son hazırlıkları yürütülüyor. Şu anda Izmiryakmlannda Nemrut Körfezi'nde kurulacak elektrik samralı 1600 megavat gücünde ve 1.5 milyar dolara çıkacak. Hazırlanan rapor Türkiye'de gözden geçirilecek ve çok büyük bir olasılıkla yabancı sermayenin Türkiye'de enerji üretimine ilk kez girişi törenlerle kutlanacak. (Baştarafı 1. Sayfada) tikrara kavuşmuştur, 3) Yaklaşık beş yılı aşan süredir uygulanan ekonomik program artık öyle oturmuştur ki, Türkiye'de siyasal iktidarlar değişse bile, iktisat politikalannda herhangi bir değişiklik söz konusu değildir. Başbakan'm New York ve Chicago'da her fırsatta verdiği mesajın özü bu. Türk veAmerikalı işadamlanyla düzenlenen sohbetlerde, televizyonlarda, gazete ve dergilerdeki röportajlarda işlediği görüşler, özetlenen üç noktada yoğunlaşıyor. Böyle bir yaklaşımın altında tek bir amaç yatıyor. Türkiye'ye Amerikan yatırımlarım çekebilmek, Amerikan sermayesi açısından Türkiye'de bugün ve yann endişe edici bir iklimin bulunmadığını ve bulunmayacağmı vurgulamak. Ne var ki, kapah toplantıtara katdanların edindikleri izlenimlere göre, Amerikan sermayesi bir süre daha beklemeyi yeğliyor. Bizzat Başbakan'm ağzmdan istedikleri güvenceleri bundan sonra dikkatle izleyerek bir karara yönelecekler. Özal'ın Amerika seferinde Washington'un yanı sıra New York ve Chicago'yu seçmesindeki nedenlerin başında bu beklentiyi kırarak, Amerikahlara yatırım hevesini aşılamak geliyor. özellikle tarımsal sanayi alanında Chicagolu işadamlarının Türkiye'ye yatırım yapmalarım istiyor. Chicago'nun bir başka özelliği Amerika'da yaşayan Rum toplumunun bUyük bir bölümünün kendisine Chicago'yu mesken tutmuş olması. Tam 300 bin Rum yaşıyor Chicago'da. New York'un 20 derecede, ama nemli olmasmdan dolayı daha bu mevsimde insanı bunaltan sıcağından sonra kar ve tipi (Baştarafı 1. Sayfada) Ulkenin Washington ve Ankara büyükelçileri de katılacak. Resmi görüşme sürerken Özal'ın eşi Semra Özal Başkan Reagan'ın eşi Nancy Reagan'la çay içecek. Daha sonra görüşmeye katılanların eşlerinin de bulunacağı öğle yemeğine geçilecek. Özal'ın Beyaz Saray'daki görüşmeleri ve yemek, toplam iki saat kadar sürecek. Başbakan Özal ve beraberindeki heyet, dün akşama kadar Chicago'da çeşitli temaslar sürdürdü. Dün sabah Chicago Belediye Başkanı'nın kahvaltısına katılan Başbakan Özal'a daha sonra kentin anahtarı armağan edildi. öğleden sonra da Chicago ve çevresinde bulunan büyük Amerikan firmalannın temsilcileriyle bir görüşme yapan Özal, Amerikan firmalannın Türkiye'de yatırım yapmalarım istedi. OzalReagan Ek sınav için bir yasa önerisi daha T. Iranlı turist akmı nedeniyle Erzurum ve Ağrı'dakiotellerin tümü doldu. Mağaza sahipleri tranlı turistlerin ilgisini çekebilmek için vitrinlerine Farsça duyurular astu Aynca Gürbulak sınır kapısından girişçıkış yapan araç sayuında da geçen yıla göre yüzde 50 artış oldu. Yılbaşından bu yana girişçıkış yapan araç sayısı 144 bin 700'e ulaştu Yoğun yolcu akısı nedeniyle HaydarpaşaVan seferlerine TCDD iki vagon eklerken, tran Demiryollan da TahranVan trenine 9 vagon daha ekledi. Bu arada Gürbulak'ta geceleri dört küometreye inen TIR kuvmğunun gündüzleri 10 küometrtye kadar çıktığı belirtildi. Gürbulak 1 Gürbulak'ta yoğun tmfik leri arasındasınır kapısındanbin ocak30 mart tarih ~ Türkiye'ye 139 261 Iranlı giriş yaptu (Baştarafı 14. Sayfada) teyeceklerdir. Müstakil bir devletin autoditermination " istediği görülmemiştir. Bunu bir tek hedefin tahakkuku için, Yunanistan 'a ilhak edilmek için istemektedirler. Bu, paradoksal bir durumdur, fakat hakikattir. Müstakil bir devlet kendi mevcudiyetini kaldırmak istemektedir. Birleşmiş MiUetler, eğer böyle bir gayenin tahakkukuna alet olursa, hiçbir değeri kalmayacaktır. GROMİKOBiz buna taraftar değiliz. ERKİN Buraya şikâyet için gelmedim. Bilakis Makarios'a yapmıs olduğu tavsiyelerden dolayı Sovyet hükümetine müteşekkbiz. Kıbrıs heyetiSovyetler Birliği'negeldi. Onlarm mesele hakkında vermiş oldukları izahatın başka bir "versich "u vardır. Biz kendi noktai nazarımızı izah etmek için geldik. GROMtKOAmerika ve İngiltere ile herhalde temas ettiniz. Enosis'i istiyorlar mı? ERKİNAçıkça söylemedüer, fakat biliyoruz ki, için için onu istiyorlar. Hatta Ingilizler, Enosis 'e mukabil Yunan adalanndan verilecek toprakla taleplerimizin karşılanabileceğini söylediler: GROMİKOIngiltere'nin kargaşalığı teşvik etmesi de aramızdaki müşterek noktalardan birini teşkil etmektedir. ERKİNIngilizlere, "Böyle bir teklifte bulunmak için Yunanistan'dan vekâlet mialdınız?dedim. "Hayır"dediler. "Şuhalde bana hayalisualler sormaym"dedim. tngilizleringayesi, Ada'da üsleri muhafaza etmek tir. tngilizlere, "Biz arazi ilhakı peşinde değiliz. Federasyon teklif etmek suretiyle arazi ilhakı peşinde olmadığımızı açıkça ispat ettik" dedik. Amerikalılar, son tekliflerinde A da 'da yüz mil karelik bir arazi parçasımn muayyen bir süre için bize verilmesini kabul etmek suretiyle Enosis 'e taaftar olduklarını göstermislerdir. GROMİKO Biz üslere aleyhtanz. ERKİNBiz üslere zerre kadar alaka taşmuyoruz. Bizim kendi milli menfaatlerimiz var ve herhalde üsler için mitti menfaatlerimizi feda edecek değiliz. GROMİKOBiz federasyon misali verebiliriz. Gelip görsünler. Ekonomik meseleleh görüşmeye pazartesiden itibaren hazınz. ERKİNtcabederse, Leningrad'a gitmekten vazgeçeyim ve çörüşmelerimize bu esaslar dahilinde devam edelim. GROMİKOBen şahsen buna lüzum görmüyorum. Lening^•td'a yapacağımz seyahatin çok faydah olacağına kaniyim. ERKİNSeyahati bir geceye indirmek kabil değil mi? Leningrad dönüşünde, federasyon fikrini tahakkuk ettirmek için müşterek bir hareket hattı tespit edelim. GROMİKOSeyahat programını bozmayahm. Görüşmek için nasıl olsa vakit buluruz. Federasyon bizim için tamamiyle makbuldür. BA YÜLKEN"Autodetermination"yolu ile Enosis'e arka kapıdan gitmek istiyorlar. Buna mani olmak istiyoruz. GROMİKOBiz arka kapıyı kabul etmiyomz. Bacadan girmek istemeyiz, zira kirleniriz... Erkin: ABD ve TürkIş'în şaşkın boykotu (Baştarafı 1. Sayfada) minde bir karar bildiriminde bulunmadı. Türktş'in 10 nisanda yapılacak Başkanlar Kurulu ile 11 nisandaki Merkez Yönetim Kurullan toplantılarının gündemlerinde de sözleşme boykotu ile ilgili madde bulunmuyor. Edinilen bilgiye göre, Türkİş Yönetim Kurulu, 27 martta yapılan toplantı sonunda alınan "15 nisan tarihine değin kamudaki sözleşmelere katılmama" kararına ilişkin olarak sendikalara yazılı bir bildirimde bulunmadı. Toplu sözleşme görüşmeleri sürmekte olan sendikacüar, Türklş Yönetim Kurulu'nun sözleşme boykotu karannın kendilerine yazılı olarak bildirilmediğini belirttileT. 60 günlük normal toplu sözleşme görüşme süresini tamamlamamış ve uyuşmazlığa gitmemiş olan sendikalann yöneticileri, Türklş'in karannın kendilerine iletilmediğini, bu dununda görüşmelere katümamalan halinde yetki düşmesi, uyuşmazlık gibi hukuksal sonuçlann sorumluluğunun Türkİş tarafından yüklenip yüklenilmeyeceğini sordular. Sendikacılar, bu gelişmeler nedeniyle sözleşme boykotuna katıhp katılmama konusunda çelişkiye düştüklerini ifade ettiler. Türklş'in 15 nisana değin sözleşme boykotuna ilişkin karan 10 nisanda yapılacak Başkanlar Kurulu ile 11 nisanda yapılacak Türklş Merkez Yönetim Kurullan toplantısmın gündemlerinde de yer almadı. Türklş tarafından Sendika Genel Merkezlerine gonderilen bildirime göre, 10 nisanda yapılacak Başkanlar Kurulu'nun gündemi şöyle: " 1 . Açılış, 2. Güncel konular raporunun müzakeresi, 3. Yöneticiler toplantısmın gündeminin okunması (11 nisanda yapılacak toplantısınm gündemi), 4. öneriler." Yine Türklş tarafından sendikalara gonderilen ve 11 nisandaki Türklş Merkez Yönetim Kurullan toplantısmın gündemi de şöyle: " 1 . Açüış, 2. Problemlerin sunuluşu, 3. Başbakan ve bakanlann konuşmaları, 4. Öneriler, 5. Kapamş." Sendika yöneticileri, her iki toplantırun gündemine de 15 nisana değin sözleşme boykotunun konulmamasını da "şaşırUcı" bulduklannı bildirdiler. ANKARA, (ANKA) Üniversite ve yüksekokullarda 198485 öğrenim yılında öğrencilere başansız olduklan her ders için bir ek sınav hakkı tanınmasını öngören yasa teklifi TBMM Bakanlığı'na sunuldu. MDP Diyarbakır Milletvekili Mahmut Altunakar, Zonguldak Milletvekili Fevzi Fırat ve Kahramanmaraş Milletvekili Ülkü Söylemezoğlu'nun imzalanm taşıyan yasa teklifi ile ön lisans ve lisans duzeyinde öğrenim gören öğrencilerden çeşitli nedenlerle bütünleme sınavlarına giremeyen ya da yıl sonu sınavlarında başan gösteremeyen öğrencilere vize koşulu aranmaksızın ve sayısına bakümaksızın, başansız olduklan her dersten bir ek suıav hakkı tamnması öngörülüyor. Yasa teklifi ile aynca üniversite ve yüksekokullarda bir sınıfta Ust üste iki yıl başansız duruma düşen öğrencilerin okulları ile ilişkilerinin kesilmesini öngören YÖK Yasası'ndaki maddenin de değiştirilmesi istenildi. Yasa teklifi benimsenirse, 4 yıl süreli öğretim yapan kuTumlarda iki yıl ek süreyle birlikte toplam 6 yıl içinde, bir öğrenci bir sınıfta üst üste iki yıl da kalsa Uçüncü yıl öğrenimini sürdürme olanağı bulabilecek. Bu yasa tasansıyla birlikte Mecliste bulunan ek sınav yasa önerilerinin sayısı 3'ü buldu. (Baştarafı 1. Sayfada) ramdır. Bu bağımsızlığı korumak ve sürdürmek her babayiğidin harcı değildir.. Hele bu hiperenflasyonlu ortamda sırtını holdinglere dayamadan ayakta durmak başlıbaşına bir direnç ve kimlik sorunudur. Gazeteniz siz okurlarının özverili destekleri ile bu sınavdan bugüne değin hep yüzakı ile çıkmıştır. Bundan sonraki her stnavı da sizlerden alacağı destek ile yine yüzakı ile verecektir. Bugün Babıâli basını çoğunlukla holdinglerin elindedir. Bu ilişki öylesine içlidışlıdır ki, bazı gazetelerin genel yayın müdürleri ile başyazar ve yazarları da aynı iş dünyalarında yerlerini bulmuşlardır. Cumhuriyet, böyle bir basın dünyasında bağımsızlığını koruma ve sürdürme savaşımı vermektedir Ak saçlı başyazarı ile yöneticileri ile yazarları, muhabirleri ve tüm çalışanları ile... Bu zorunlu fiyat artışınm nedeni artık karşılanamaz hale gelen giderlerdir. Toplu sözleşmeler, kâğıt ve haberleşme araçlanna yapılan zamlar, KDV ve gazetenin teknik donanımı için gerekli olan maddi kaynak gazete gelirleri ile karşılanamıyordu. Gazetenin, öteki yayın organları gibi gazete dışmdaki gelirler ya da lotarya gibi kaynaklarla beslenmesi de olanaksızdı. Çünkü Cumhuriyet, belli holdinglerin açık ya da gizli ortaklarından değildi. Bu yüzden sıkıntılarını okurlarma yansıtmak ve okurlarından sağlayacağı özveri ile bağımsızlığını sürdürmek zorundaydı. 70 liranın çok kısa öyküsü işte buydu. Bugün artık gazetecilik akıllara durgunluk veren teknik araç ve gereçlerle yapılıyor. İstanbul'dan düğmeye basılınca aynı gazete Erzurum'da çıkıyor. New York'tan avuç içi kadar bir araca yazı yazıp, anında yazı ya da haberi İstanbul'a geçebiliyorsunuz. Bilgisayarlı sistemler, her gün yenı bir elektronik devrim yaparak gelişiyor. Her yayın organı, bu gelişmelere ayak uydurmak zorundadır. Taze haberi ve bilgi ile donanmış sağlam yorumu okuriara ulaştırabilmenin artık başka yolu kalmamıştır. Bu da büyük giderleri gerektiriyor. Doların 500 liraya tırmandığı bir dunyada bu araç ve gereçlerın kaça mal olacağını artık siz düşünün... Yurt dışmdaki herhangi bir olayı izlemek artık milyonlarca liraya mal olmaktadır. Uçak, otel yemek paralannın Türk parasına göre değerleri insana ürküntü verecek düzeye çıkmıştır. Hiçbir holdinge sırtını dayamamış bir gazete bu koşullara karşı nasıl ayakta kalacaktır? Cumhuriyet, bu azgın dalgalara karşı bağımsızlığını korumak için siz okurlarının desteğinden başka hiçbir kaynaktan güç almıyor. Bunun içindir ki, yinesizlere başvuruyor. "Bir ekmek, bir Cumhuriyet..." Yaşadığımız ortamda Cumhuriyet, düşünen, düşünmekten korkmayan, yılmayan okurları için bir "ekmek" kadar gereklidir. Soluk almak, yurttaşlık bilincini ta yüreğinde duymak için dünyaya her sabah Cumhuriyet ile birlikte bakmak artık birçoğunuz için vazgeçilmez bir alışkanlık olmuştur. Düşünen insan için en sağlıklı tıryakilik de budur. Sizlere her gün daha iyi bir Cumhuriyet verme çabasındayız. "Bir ekmek, bir Cumhuriyet..." Cumhuriyet, dünyayı ve ülkeyi tanımak için ekmek kadar, hava kadar, su kadar gereklidir. Babıâli basınının gözleri boyayan, kulakları tıkayan. holding kasalarına bağlı aldatıcı göruntulerıne karşı. yalın gerçeklerı yalnızca bu gazetede izleyebilirsiniz. Bunun için "bir ekmek, bir Cumhuriyet" diyoruz. Okurları ile omuz omuza, el ele, yürek yüreğe... BURHAN ABPAD (Baştarafı 2. Sayfada) HESAPLAŞMA KANSER HAFTASI ~ Vergiler açıklanıyor (Baştarafı 1. Sayfada) Osman Sönmez ise, bu yıl 533 milyon lira vergi ödeyecek. Sönmez, geçen yıl 521 milyon lira vergi ödemişti. Ali Osman Sönmez'in oğlu Celal Sönmez, bu yıl ödeyeceği 232 milyon liralık vergiyle Bursa'da ikinci oldu. Vergi konusunda son aylarda çok söz söyleyen, devleti kampanya yapmaya çağıran Sabana Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sakıp Sabancı ve "Sabaneı Kardeşler'in bu yıl geçen yıla oranla ödeyeceği vergi miktarı en fazla artan işadamlan arasında yer alacakları dikkati çekiyor. Sabancı Kardeşler, geçen yıl toplam 750 milyon lira vergi odemişken, bu yıl bu rakam yuzde 160 artarak 2 milyar 58 milyon liraya ulaştı. Yıllardır Adana'nın değişmez vergi rekortmenleri olan Sabancı Kardeşler'in her birinin bu yıl odeyecekleri vergi miktarları şöyle: Sakıp Sabancı 452 milyon lira, Hacı Sabancı 396 milyon lira, Şevket Sabancı 366 milyon lira, Erol Sabancı 423 milyon lira, Özdemir Sabancı 422 milyon lira. Sabancılann beyan ettikleri toplam gelir miktan 3 milyar 435 milyon lira. Tek başına Sakıp Sabancı'nınki 7S4 milyon lira. Geçen yıl 120 milyon lira gelir vergisi ödeyen Ercan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Tevfik Ercan, bu yıl 210 milyon lira vergi ödeyecek. Ercan Holding'in diğer ortakları olan Tevfit Ercan'ın üç çocuğundan Murat Ercan 66 milyon lira, Nükhet Ercan 41 milyon lira, Hülya Çiftçi ise 39 milyon lira gelir vergisi ödeyecek ler. Kutlutaş Holding'in iki ortağından Nurelıin Kocak 144 milyon lira, Hicri Haznedaroglu ise 142 milyon lira gelir vergisi odeyecekler. Bu arada geçen yıl odediği 376 milyon lira vergiyle İstanbul ikincisi olan Libaş Yönetim Kurulu Başkanı Ali Rıza Çarmıkh'nın ve TISK Başkanı Halit Narinin bu yıl ödeyecekleri vergi mikıarlarının ancak 15 nisanda belli olacağı öğrenildi. 75 bin kanser hastasma 750 yatak düşüyor Haber Merkezi Kanser Haftası Türkiye çapında kutlanmaya başlandı. 7 nisan pazartesi gününe kadar sürecek hafta içinde çeşitli etkinlikler yapılacak. Kanser Haftası nedeniyle Ankara'da yapılan torende konuşan Türk Kanser Araştırma ve Savaş Derneği Başkanı Prof. Dr. Dincer Fırat, herkesin yılda en az bir kez kanser muayenesinden geçmesi gerektiğini söyledi. Türk Kanser Derneği Başkanı Dr. Zülfü Sami Özgen, a.a.'ya verdiği demeçte, kanser hastalığının son zamanlarda artış gösterdiğine işaret ederek, "Bu artış havadaki kanserojen maddelerin çoğalması ve halkın bilgisizliğinden kaynaklamyor" dedi. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakan Vekili olan Çalışma Bakanı Mustafa Kalemli ise, Türkiye'de kanser tedavisiyle ilgili yatak sayısımn yeterli olmadığım söyledi. Kalemli, Türkiye'de şimdiki halde 75 bin kadar kanser hastası bulunduğunun tahmin edildiğini, buna karşılık yatak sayısının 750 dolayında olduğunu ifade etti. İlaçlar (Baştarafı I. Sayfada) nında zam yapıldı. Zam yapılan ilaçlann yeni fiyat listeleri KDV dahü, 18.3 ve 26.3.1985 tarih ve 132630 sayıyla eczacı odalanna gönderümeye başlandı. Zam yapılan ilaçlann çoğunluğunu antibiyotik, öksüriik ilaçlan ve ağn kesiciler oluşturuyor. 1. Bölge tstanbul Eezaa Odası Genel Sekreteri Atilla Aydıner, "Ulusal Uaç sanayii kunılmadan zamlann durmayacagım" belirtti. Eczacı Aydıner, ilaç fiyaüannın dolara bağlı olarak sürekli yükseldiğini hatırlatarak, Türkiye'nin 1984 yılında ilaç hammaddesi için dış ülkelere 120130 milyon dolar tutarında döviz ödediğini söyledi. rakları aldım ve gioerlerinı dernek parasıyla ödeyerek Berlin'e gönderdim. Bir süre sonra bayraklar geri geldi. Ne var ki, turizm acentesi bayraklan ülkeye sokamıyordu. Çıkışta işlem eks'ık yapılmıştı. Ya gümrük parası ödenecektı ya da laboratuvar analizi yaptırıp bayrak kumaşlannın Türkiye dokuması olduğu saptanacaktı. Bereket, Basın Müdürlüğü durumu çözümledi ve Türk bayraklan yine Türkiye'ye girebıldi. Prof. Mazhar Şevket İpşiroğlu ve Sabahattin Eyuboğlu'nun ortak sanat ürünü filmı "Hitit Güneşi" 1956 Festivali'nde Gümüş Ayı Ödulü aldı. Berlin'de Türk filmlerıne ödül yolu açılmış oluyordu. Nıtekim 1964 Festivali'nde "Susuz Yaz", Altın Ayı birinci ödülünü kazandı. Bu arada "Kırık Çanaklar" (Rejı: Memduh Ün, Fotoğraf Direktörü: Turgut Ören, Beye Fılm) 1961 Film Festivali'nde Türkiye adına gösterildi. Film, 1961 bahannda istanbul Belediyesi'nce düzenlenmiş olan Sanat Şenlikleri programında yer almış olan film yarışmasında birinciliği kazanmış, lstanbul Valisi ve Belediye Başkanı rahmetli Orgeneral Refik Tulga'nın önerisiyle yarışmaya gönderilmişti. Türkçe sözlü ve Almanca alt yazılı olarak gösterildi. Lale Oraloğlu, Mualla Kaynak ve yapımcı Nusret ikbal, çağrılı olarak Berlin'deydiler. İstanbul Valisi ve Belediye Başkanı Refik Tulga'nın mektubunu o yıllarda Berlin Belediye Başkanı olan VVilly Brandt'a ben ulaştırmıştım. 1953'ten beri izlemış olduğum Berlin Festivali'nde "Kırık Çanaklar" için kimi tanıtma girişimlen yaptık. Almanca ve renkli bir broşür bastırıldı. Renkli Türk minyatürleriyle süslü çağrı kartları İstânbul'da basılmıştı. Berlin'de Haus derKaufleute'de (Tüccarlar Evı) yaptığımız basın çağrısı büyük ilgi topladı. Basının yanı sıra çok sayıda ünlü gelmişti. Charlton Heston, Paul Hörbijer, Peter Ustinov ilk aklıma gelen adlar. İstanbul'dan getirdiğimiz Türk mezeleri ve içkileriyle bezenmiş masalar çevresinde söyleşilmişti. Türk bayrağı yine küçük bir olay konusu oldu. Başkonsolostan küçük bir bayrak rica etmiş, gelmesini de dilemiştik. Fakat ne geldi, ne de bayrak gönderdi. Berlin Film Festivali'nde o yıl jüri üyesi olarak da görev atdım. "Milletlerarası Sinema Yazarları Jürisi" üyesi olarak. Berim adayım, Dürrenmatt'ın aynı adı taşıyan oyunundan yazar eliyle senaryolaştırılmış "Bay Mississipi'nin Evlenmesi" filmiydi. Rejisör, o yıllarda ilginç filmler yapan Kurt Hoffman'dı. Savlarımı açıkladım ve oylamada Yugoslav ve Danimarkalı üyelerin de desteğini sağladım. Fakat çoğunluk Michelangelo Antonioni'nin "Gece"sinı seçti. Bunun dışında 1964 Berlin Festivali'nde belge filmleri jürisine katıldım. O yıllarda konulu filmlerle belge filmleri iki ayrı seçici kurulcadeğerlendiriliyordu. Filmler birlikte izleniyor, fakat ayrı çalışıhyordu. "Susuz Yaz"ın (Yapım ve erkek oyuncu: Ulvi Doğan) seçilmesi kimi sert tartışmalara yol açmıştı. "Hıtit Güneşi" ve "Susuz Yaz"la başlayan Berlin başarıları, umutları aşan yeni yeni başanlarla doruğa ulaştı. Yetkililerin ve sorumluların uzak duruşuna, hatta kimi engellemelere aldırmadan... Emeklîye 1 nisan (Baştarafı 1. Sayfada) Emekli Semiha Beyza Tolga, kuyrukta bulunanların buyuk çoğunluğunun bir sonraki aylığı almak için beklendiklerini söyleyerek, "Maaşı kırdırmak istiyor hepsi. Yüzde 20 oranında faiz kesip veriyorlar maaşı bize. Çok paraya gereksinimi olanlar için de büyük önem taşıyor bu p a r a " dedi. Ancak birçok banka şubesinde maaşlarını kırdırmak isteyen emekliler, "daha sonra gelin" yanıtını aldılar. özellikle İş Bankası İzmir Merkez Şubesi'nde bu^ yanıtla karşılaşan emekliler para alamadan donmek zorunda kaldılar. Banka yetkilileri, çeklerdeki gecikme nedeniyle ve fazla başvuru nedeniyle bu durumun meydana geldiğini, çarşamba günü maaşlarını kırdırmak isteyen emeklilere paralanmn verileceğini açıkladı. Emekli Sandığı Genel Müdürü Petes Amiklioğlu tüm Emekli Sandığı personelinin son günlerde 24 saat aralıksız çalışarak bu çekleri hazırladığmı belirterek, "Çekler kuryeler vasıtasıyla gonderildi ve şu anda Ardahan'a bile ulaştı." dedi. Çeklerini alamayan'arın yakınmalannda bir yanlışhk olduğunu söyledi. Satılık Bakkaliye Koru Gıda Pazan Işıkveren Sok. No: 3/3 (Zuhuratbaba) Bakırköytst
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle