19 Kasım 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/8 HABERLER 7 MART 1985 Devlet Bakanı "yüzde 25" dedi, iki kamu işvereni sendikaya iletti Kamıı işçisine "Oksay modeli" masada MKE ve Türkiye Zirai Donatım Kurumu'nda çalışan işçilerin toplusözleşme görüşmelerinde işveren temsilcileri yüzde 21 ile 24 arasında değişen zam önerdi. İki işyerinde büyük olasıhkla uyuşmazhğa gidilecek. ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Başbakanhk Kamu Koordinasyon Kurulu'nun kamu sektöründe 1985 için yüzde 25'lik ücrel zammı oranı ilk kez MKE Genel Müdürlüğü ve Türkiye Zirai Donatım Kurumu işverenleri tarafından serbest toplu pazarlık masasına getirildi. Türklş'e bağlı Türk Metal Sendikası ile Makine Kimya Endüstrisi Kurumu (MKE) Genei Müdürlüğü ile Türkiye Zirai Donatım Kurumu arasında sürdürülen görüşmeler sırasında iki ayrı işveren de, bu işyerlerinde çalışan toplam 16 bin 200 işçi için yüzde 21'den yüzde 24'e kadar ücret zammı önerdi. Tiirk Metal Sendikası Genel Sekreteri Salih Kılıç. her iki sözleşmenin de süresinin 1 Ocak 1985 tarihinde bittiğini, yeni sözleşme yapılabilmesi için MKE ve Türkiye Zirai Donatım Kurumu ile ocak ayında görüşmelere başlandığını belirterek, 60 gunluk normal toplu sözleşme görüşme süresinin tamamlanmasına birkaç eün kaldığmı soyledi. Salih Kılıç, her iki kamu işvereninin görüşmelerde, işçilerin ücretlerine 1985 yılı için yüzde 21 ile yüzde 24 arasında ucret zammı önerdiğini belirtti. Her iki kamu işvereni de işyerlerinde çalışan işçiler arasında bir iş değerlendirmesine göre yüzde 21'den yüzde 24'e kadar zam yapılmasını istedi. Türk Metal Sendikası Genel Sekreteri Salih Kılıç, MKE ve Türkiye Zirai Donatım Kurumu işverenlerinin önerdiji zamlann, Devlet Bakanı Kâzım Oksay tarafından 1985 zam oranı olarak açıklanan yüzde 25'in altmda olduğuna da dikkat çekerek, konuya ilişkin 11 mart pazartesi günü Türk Metal Genel Başkanı Mustafa Özbek'in bir açıklama yapacağını söyledi. Bu gelişmeler karşısında Türk Metal Sendikası büyük bir olasıhkla uyuşmazlığa gidecek. MKE Genel Müdürlüğü ile Türkiye Zirai Donatım Kurumu'nun Türk Metal Sendikası ile sürdürdükleri görüşmelerde yüzde 21'den yüzde 24'e kadar zam önermeleriyle Kamu Koordinasyon Kurulu'nun 1985 için belirlediği yüzde 25'lik zam oranı bu yıl ilk kez yaşama geçirilmiş oluyor. Böylece, Kamu Koordinasyon Kurulu'nun 1984 ağustos ayında 1985 yılı için almış olduğu yüzde 25 oranındaki zam ilke kararı, bu kuruldan sorumlu Devlet Bakanı Kâzım Oksay'ın konuyu açıklamasından bir hafta sonra toplu pazarlık masalarında gündeme gelmeye başladı. POLTIIKA VE OTESİ MEHMED KEMAL Çileli Bir Şair Bk gün gelir her şey unutulur, açlık, sürgün, hapishane yıllarca takip edildiğimiz sokak sokak. A. Kadir Türk edebiyat ve şiirinin yiğit çocuğu A. Kadir çileli, çekişmeli, acılar dolu bir yaşantıdan sonra 68'inde aramızdan ayrılıp gitti; tarihe ve edebiyata mal oldu. A. Kadir'in dolma bilmeyen çilesi daha Harp Okulu öğrencisi iken başlamıştı. '1938 Harp Okulu Olayı ve Nazım Hikmet' diye bilinen davaya karışmış, on aya mahkum olmuş, cezayı çekmiş, İstanbul'a dönmüştü. '7943 yılında Tebliğ adlı kitabım yayımlandı' diyor. 'Beni tutukladılar. On yedi gün hücrede kaldım. Dört gün dört gece ne yemek, ne de su verdiler. Kapıda nöbet tutanlar, uyumama ve oturmama engel oldular. Hücreye kcyarlarken kravatımı, ceketimi, bel kayışımı, sigara, kibrit, kalem filan gibi her şeyimi almışlardı. Bütün sorduklan, 'Sen bildiğini anlatl'f/. Şunu şunu söyle demiyorlardı. Belli ki kendilerinin bildikleri bir şey yoktu. Arada sorguya çekiyorlardı, 'Neden açlıktan ve yoksulluktan söz ediyorsun? Neden savaşa karşısm?' Dört günlük hücrenin sonunda yatak getirildi, yemek de verdiler. Ne var ki benim için verecekleri kararı çok önceden almışlardı. Sonra da sürgün ettiler. Beş yıl sürdü bu sürgün.' Vaktiyle, tek parti döneminde, halkı solculuk umacısıyla korkuturlardı. Örgüt, demek, sendika bulamadıkları (daha doğrusu kurdurmadıkları) için kitap ve dergilerde çıkan şiirlere yüklenirlerdi. Soiculuğu kitapların adında, şiirlerin satır aralarında bulurlardı. Bunun için özel olarak tutulmuş eleştirmenler vardı. Bu eleştirmenler her dönemde iktidardan yana olurlardı. Çok partili döneme girdiğimizde de hep iktidar partisinin kuyruğuna yapışmışlar her türlü muhalefetin üstüne çullanmıslardır. Bunlardan biri de Orhan Seyfi Orhon'du. Bakınız A. Kadir'in bir şiirini, ılerde dava açılsın diye, nasıl yorumluyor: 'Seni bir gün / çekıp aldılar topraktan /benzedin köksüz ağaca' Hiç de zararlı bir şey değil. Bu adamcağızı zorla askere almıslar. 'Önce öğrettiler sana uygun adımı, / sonra büyük şehirlerini gösterdiler Avrupa'nın. / En muazzam saraylar karşısında bile sen / evini unutamadın.' Adamcağızı amma da dolaştırmışlar. Tokgözlü, ailepervermiş de! Varşova'da kaputun kaldı, / Dunkerk'de çantan. I Düştü bütün fotoğraflann Sivastopol'da.' Bir adam bu kadar cepheleri dolaşamaz. Bu anlaşılan bir (yoldaş) sembolü olacak. Bakalım oyle mi? 'Bir şafak vakti Paris'te bıraktın zavallı yüreğini, /kurşuna dizilenler karşısında.' Almanlar Paris'te komünistleri kurşuna dizmişlerdi ya! O... 'Lanet okusunlar sana bırak, / iyi asker olmadın diye, I ölmesini bildin ya sen arkadaş kurşunuyla, / iki çürük patatesi I ekmek torbanda unutarak!' Anlaşılıyor kı, bu şiir, kapitalist rejimde askere ahndığı için dövüşmeyen ve bu yolda canını veren menfi bir kahraman yoldaşın destanıdır. Şairi A. Kadir'i tebrik ederiz, doğrusu Türk gençlerine ne gibi dersler veriyorsunuz. Bizimkiler de böyle yapsınlar öyle mi?.." Edebiyat dergilerinde çıkan şiir ler, yazılar için gene dergilerde böylesi eleştirmenler, böylesi yorumlar yapar, böylesi fetvalar verirler de ılgililer durur mu? Hemen şiiri uzatmalı bilirkişilere gönderirler, onlardan da ceza yasasının belli maddelerine uygun raporlar alırlar, sonra da dava açarlar. A. Kadir'in başına gelenler böyle gelmiştir. Oysa A. Kadir, Harp Okulu olayından sonra İstanbul'a gelmiş, yarım kalan öğrenimini tamamlamak için hukuk fakultesine yazılmış, gazetelerde düzeltmenlik bulmuş, dergilerde şiirter yazarken, gene bırakmamışlar, yakasına sarılmışlardır. Böylece 1950'ye gelindi. Bir süre için sürgünler, hapisler, benzer işkenceler dönemi kapanır gibi oldu. Ama çok sürmedi. K6rün değneğini beiledigi gibi fişledikleri kişileri durmadan izlediler. A. Kadir de bu fişlenenlerden biriydi. A. Kadir'in birkaç şiir kitabımn oluşu, dilimize Mevlana'yı, Hayyam'ı, İlyada'yı kazandırması, bugünün diliyle Teyfik Fikret in 'Eski Çağlar Tarihi'ni yazması, dünyanın devrimci şairlerinin şiirlerini dilimize aktarması boşunadır. Durmadan izlemişler, her karmaşık dönemde yakasına sarılmışlardır. Şükran Kurdakul, onun için, 'Toplumcu gerçekçi şiir akımınm öncü ad/armdan biridir" der. "Aydınlık dili, ıçtenliği, çevresini yansıtmadaki başarısı, şiirinin etkinliğini meydana getiren başlıca öğeler a:asında görünür." Şairimiz çileli bir ömrü yaşarken geleceğe ışık tuttuğunu, haklı olduğunu biliyordu. ANAP Izmir: Herkes birbirini suçluyor HİKMET ÇETİNKAYA tZMİR ANAP İzmir ll Kongresi'nin ardından başlayan "siyasal hesaplaşma" giderek daha değişik boyutlara ulaştı. "Yolsuzluk" ve "usulsüzlük" savları yağmaya başladı. Karşılıklı suçlamalar üç noktada toplanıyor. 1 Merkez tlçe Belediyesi'nce alınacak iş makineleri, 2 F. Almanya'dan ithal edilen etin taşınması, 3 Llus Özbek'in işlettigi fuardaki Şarapevi. Merkez İlçe Belediye Başkanı Siflıa Baykal, dış kredi ile alınacak olan 3 rnilyar liralık iş makineleriyle ilgili olarak şöyle diyor: "thaleyi kaybeden firmalann feryat etmesi doğaldır. En >akın teklif arasında 1 milyon 473 bin 197 dolar fark vardı." Resmi bilgilere göre, makine ithaJi için Caterpillar, Sumitoma, Fiatallis, Brovvn Sites firmalanndan teklif gelmiş. Süha Baykal şunları söylüyor: "36 yıl önce alınmış makineraakineleri" konusunda şöyle dedi: "Bu konu tçişleri Bakanlıgı müfettişlerince soruşturuluyor. Şiradi konuşmak dogru olmaz. Soruşturma bir bitsin." tTHAL ET Olaylı kongrede Başbakan Turgut Özal'ın açık desteğini alan Atilla Yurtçu'ya karşın, il baskanlığına seçilen Şükriı Okurer. mazbatasını alamadan görevden uzaklaştınldıktan sonra, dün gazetemizi ziyaret etti. Okurer, "Görevde kalsaydınız ne yapacaktınız?" sorusuna gülerek şu yanıtı verdi: "Eger görevde kalsaydım ANAP il binasının bir böliımünü mescit, diğer böliımünii diskotek ile Amerikan bar yapacaktım." Şükrü Okurer, bu "şaka"dan sonra iddialar sıraladı. Anakent Belediye Başkanı Burhan Özfatura'nın başlattığı Almanya'dan et ithalatında taşımanın hangi firma tarafından yapudığmı sordum, yine kendisi yanıtladı: "Bu et nakliyatını Ülker Nakmur tutmaz."' özfatura, "Ben politikamn dışında kişiyim" dedikten sonra şunlan ekledi: "İthal et (CIF) olarak teslim ediliyor. Biitün nakliye, sigorta, her şey dahil olmak üzere bana mezbahada teslim demek. Mal mukabili oldugu için ben beğenirsem alıyonım. Metin Kocakurt, taşımış mı taşımamış mı? Bilemem. Bana satış yapan firmayla Kocakurt arasında bir konu. O beni ilgilendirmez. Kimin taşıdıgını bilmiyorum. Bizim aramızda aracı yok. Yapsa da olayı değiştirmez. Metin Kocakurt'un ya da baska bir firmanın nakliyat yapmavacagına dair kanunda bir hiiküm yok. Kendi üstlerindeki şaibeyi başkasına devretmek istiyorlar." ŞARAPEVt ANAP Belediye Meclisi'nde önceki gün zaman zaman kavgaya dönuşen, "iş makineleri" konusunda ve dilekçe hazırlanışında heyecanlı gorünen Ulus Özbek'e, Şükrü Okurer sert bir dille çattı: "Fuarda, Ulus Özbek'in Şarapevi'nin yıllığı 7 milyon lirayken, 4 milyona liraya düşüriildü. Bunu açıklasınlar." Ulus Özbek şu yanıtı verdi: "Ben fuarda Şarapevi'ni işletiyorum, dogru. Kirası 700 bin liraydı. Özfatura laf olmasın diye 4 milyon liraya çıkardı." Burhan Özfatura ise bu konuda şöyle dedi: "Şarapevi'nin tahliyesini yaptık. Olay ibaleye çıkartıldı. Yüzde yüz artışla 2 milyon olan kira 4 milyon çıktı. Ulus Özbek 3 milyon diyordu, 4 milyona aldık. Dosyası falan ortada. thaleyle yapıldı, gerekli ilan yapıldı." Birbirlerini çok ağır dille suçlayan Belediye Meclis üyeleri, sık sık "cibilliyetsiz", "terbiyesiz" ve "aşagdık" gibi sözcükler kullanıyorlar. Tüm bu olup bitenler karşısında Süha Baykal'ın son sözü şöyle: "Biz ANAPIılar biraz ateşliyiz. Aile içinde olur böyle şeyler." DEVIR TESLİM ANAP Genel Merkezi tarafından feshedilen tzmir Kongresi'nden sonra tl Başkanlığı'na getirilen Atüla Yurtçu, dün de merkez ilçeden mührii ve belgeleri teslim aldı. (Fotoğrafa.a.) "'Genel Merkez"in başkanı tzmir'de merkez Uçeyi de devmldı Okurer: Bana karşı çıkanlarm namazdan başka şeye vakti yok İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Başbakan özal tarafından feshedilen ilçe geçici yönetim kurulları ile ilgili yönetim kurulunu oluşturmakla görevlendirilen Izdaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Atilla Yurtçu, Bornova ve Karşıyaka ilçelerinden sonra dün de merkez ilçe örgütünü devraldı. Kongrede il başkanlığına seçilen Şükrü Okurer de, "Gerekli itirazlan yapacagım. Partiden istifa etmem, onlar atsınlar. Beni suçlayanlar vakitlerini namazla geçiriyoriar. Başka şeylere ayvacaklan zamanlan yok" diye konuştu. Atilla Yurtçu dün sabah ANAP il binasma gelerek partinin mührünü ve diğer evrakları, eski merkez ilçe başkanı Şükrü Kayabaşı'ndan devraldı. Yurtçu, gazetecilerin soruları üzerine, "Kongrenin iptali ile ilgili hâkim kararı temyiz edilemez. İlçe başkanlannın yasal yollara başvurmak haklandır. Basvurabüirier" dedi. Şimdiye kadar hiç kimseyi suçlamadığını belirten Yurtçu, "Huzurlu bir ortam yaratmaya çalışacağını" söyledi. Gerekli belgeleri Atilla Yurtçu'ya teslim ettikten sonra "Gönlümüzdeki, kalbimizdeki başkan sensin" sözleri arasında gazetecilerle konuşan eski merkez ilçe başkanı Şükru Kayabaşı, "Başbakanımızla görüştükten sonra Atilla beyi öne sürmesi Üzerine bunu emir olarak degerlendirdik. Ancak hücreye giren delegelere başbakanın ricasını zorla hücrede yaptıramayız. Kongre öncesi ve sırasında Atilla Yurtçu'yu destekledim. Şükrü Okurer'in aday olduğunu da kongre sırasında öğrendim" dedi. Şükrü Kayabaşı, ANAP Genel Sekreteri Mustafa Taşar'ın "safraları attık" biçimindeki sözleri üzerine de, "Okurer'in seçimi almasının asıl nedeni Taşar'ın konuşması. Ondan sonraki gelişmeler biz başkanlara fatura edildi. ANAP'a girdiğimiz günlerde safra değildik de, kongrelerden liberal ılımlılar çıktığı için mi bugün safra olduk" dedi. Kayabaşı aynca bugün için istifa etmeyi düşünmediğini belirterek, "Ben şimdi istifalara mani oluyorum. Edersem arkamdan istifalar olur. Sadece merkez ilçede 2 bin kişi istifa eder. Bizlerin aynlmasıyla partiye zarar gelecegini sanmıyorum. Belki üye sayısını daha da arttınrlar" biçiminde konuştu. // Başkanlığı iptal edilen Okurer, Özfatura ve Kocakurt 'u ithal etin nakliyesinde usulsüzlükle, özfatura'nın yakın arkadaşı Özbek Merkez İlçe Belediye Başkanı BaykaVı iş makineleri usulsüzlüğü ile yine Okurer Özbek'i fuardaki yerinin fiyatının ucuzlatılması ile suçluyor. lerle hizmet veri>oruz. 3030 sayılı yasa, belediyeye gümrüksiiz iş makineleri ithali izni verdi. Bütün firmalara en diişiik fiyallannı vennelerinj önerdik. Kapalı zarf içinde verdiler. Önce bütün makineler için tek teklif istedik. Sonra fiyat farklılıklannı göriince ikiye ayırdık. Sumitoma ile Fiatallis'in koşullan en i>i koşullardı. 105 makine için 7 milyon 303 bin 750 dolarlık teklif aldık. Kredinin 6 milyon 500 bin dolariık kısmı Japon Yeni karşılıgı, yüzde 7.5 faizli olmak koşuluyla teklif getirildi. Bu Tiirkiye'nin bugUne kadar Japon Yeni karsıhgı alabildiği en düşiik faizli kredi oluyor." Anakent Belediye Başkanı Burhan Özfatura ise, " i ş liyat Metin Kocakurt'un yaptıgını biliyonız. Niçin araştırmıyor gazeteciler bunu? Haydi araşünn..." Metin Kocakurt, Burhan Özfatura'nın yakın arkadaşıydı ve ANAP üyesiydi. Anakent Belediyesi'nin et taşıma işiyle ilgilenmişti. Metin Kocakurt, dün Şükrü Okurer'in iddialarının geçersiz olduğunu söyledi. Kocakurt, "Bizi hiç kimse yıpratamaz" dedi ve şöyle konuştu: "Ben, Ülker Beynelmilei Nakliyat ve Ticaret A.Ş.'nin Izmir acentasıyım. Gitsinler gümrüge baksınlar. Bizim bir yasa dışı işimiz olmuş mu? Laf soylemek kolay. Bizim iizerimize aülan ça Calp: Alternatif ANAP'ın içinde ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) HP Genel Başkanı Necdet Calp, ANAP hükümetinin alternatifinin bugün ku parlamento yapısı içinde yine ANAP grubu içinde olduğunu söyledi. MDP'deki gibi bir çözülmenin kendilerinde olmadığını kaydeden H P Genel Başkanı "Biz kimsenin elini kolunu baglamıyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Kenan Evren, HP Genel Başkanı Necdet Calp ve MDP Genel Başkanı Turgut Sunalp'i dün ayrı ayrı kabul etti. Calp yaklaşık bir saat süren aylık olağan göruşmeden çıkarken basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Sayın Cumhurbaşkanı ile idamiar konusunu da görüştünüz mü? CALP Görüşecek miydik? Kendisine bugüne kadar ne kadar idam cezası Meclise geldi, ne kadan uygulandı, ne kadarı beklemede, sayısal bilgi arzettim. HP Adana Milletvekili Sayın Cüneyt Canver,Cumhurbaşkanlığı Konsey üyeleri tarafından çağnlarak bir görüşme olmuş, bu konu gnıpta görüşülmüş. Bunu nasıl karşılıyorsunuz? Ya da yorumluyorsunuz? CALP Bunu bana değil, Cüneyt Canver'e sorun. Kendisi parti adına değil, bir milletvekili olarak çağnlmıştır. Bazı konuları, karşılıklı görüşmüşler. Sayın Cumhurbaşkanımız da Sa>ın Konsey üyeleri de bazı konularda bilgi almak için gerek parti başkanları, gerekse parlamenterlerle bazı konularda görüşmeler yapabilirler. Bunda bir olağandışılık yoktur. İstafalar nedeniyle Meclis arilmetigi sürekli değişiyor... CALP Meclisin tum aritmetiğinde değil, partilerin aritmetiğinde oluyor bu değişiklik. Partilerinden ayrılan bu parlamenterler aralarında anlaşılır ve gerekli sayıya ulaşırlarsa, bir grup oluşturulabilirler. Bunu istemeyen bağımsızlar da olabilir. Ancak isterlerse olur. MDP'de çözülme başladı, eriyorlar, AN'AP kanşık, sizde durum nasıl? CALP Havalar ısmıyor, karlar eriyor... Bizde böyle bir durum yok. İlanihaye böyle gidecek demiyorum. Kimseyi bir parti etrafında zorla tutamazsınız. Parti yönetiminin degişmesi için imza toplanıyor. Irazalar toplanırsa Gelişletilmiş Kurucular Kurulu'nu toplar mısınız? CALP Böyle bir varsayım gerçekleşirse geregini vaparız. "Hükümete gelmek için çabanız yok. ANAP hükümetinden berhalde rahatsız degilsiniz" sorusuna, "Hayır efendim, rahatsızız. İcraattan ve ülkenin durumundan memnun değiliz" dedi. Ancak bu konuyu Cumhurbaşkanı ile görüşmediğini ileri sürdü. Enflasyonun düşmeyeceğini tahmin ettiğini ve uygulanan politika surdüğü sürece, enflasyonun düşmesine de olanak olmadığını kaydeden HP Genel Başkanı, bir soru üzerine şunları söyledi: "Hükümet konusunda TBMM içinde çözümler vardır. Birinci alternatif TBMM içindeki bugünkü yapı değişmezse gündeme gelmektedir. ANAP bünyesi içinde bir hükümet değişikliği ile memleketi daha iyi yönetecek, daha ehliyetli bir hükümet oluşabilir. Bu daha memleket yararına olur. TBMM'nin yapısı değişmediği sürece tek alternatif gene ANAP'tan çıkacaktır. İkinci alternatif Meclis içindeki yapı degiştiği zaman olur. ANAP'la birlikte Meclis içindeki grup ya da milletvekilkrinden oluşan bir koalisyon kunılabilir. Ancak bu aşamada böyle bir şey yok." Cumhurbaşkanı Kenan Evren, MDP Genel Başkanı Turgut Sunalp'i de saat 17.00"de kabul etti. Sunalp yaklaşık 1 saat 20 dakika süren görüşmeden sonra, Evren'e MDP'nin ülkedeki siyasi tabloya bakış açısını ve kendilerine vatandaşlardan gelen istekleri aktardığını, partisinin durumu hakkında bilgi verdiğini söyledi. 3 yeni istîfayı Sunalp açıkladı (Baştarafı 1. Sayfada) ndır. Bunlann tespit edilmesi durumunda tarafımdan açıklanacaktır. Bizim bu milletvekillerini aday yaparken istifa etsinler diye aday yapmadık. Ama zamanla muhtelif sebeblerle bu gibi ayrılıklar olmuştur. Beni fevkalade memnun eden teşkilatın dimdik ayakta durmasıdır." Sunalp 2 Hatay milletvekilinin istifa etmesinden sonra bu ilde bir üye ile bir ilçe başkanından başka ayrılan olmadığını, kısa zamanda Kastamonu'da da örgütün yeniden ayağa kalkacağını söyledi. ANKA'nın haberine göre MDP Kurucular Kurulu üyesi tarihçi Yılmaz Öztuna, istifalarını bugün düzenleyecekleri bir basın toplantısı ile açıklayacaklarını ve istifa nedenleri konusunda bir deklarasyon yayımlayacaklarını bildirdi. Yılmaz Öztuna, partinin her geçen gün güç kaybetmesine Genel Başkan Turgut Sunalp'in neden olduğunu, bu nedenle aylardan beri kendilerine yaptıkları istifa çağnsını yerine getirmediğini söyledi, "tstifalarımızla Turgut Sunalp'i hedef alıyoruz" diyen Yılmaz Öztuna, "Tüm uyanlanmıza ragmen, Sunalp, Genel Başkanhk koltuğundan vazgecmedi. Vazgeçmediği sürece de istifalar siirecek" dedi. ANKA muhabirinin MDP'den istifa edenlerin "sağda kurulması tasarlanan" parti ile ilişkilerinin olup olmadığı yolundaki sorusuna Öztuna, "Sagda bir partinin kurulması için temaslarımız var," dedi. Öztuna, sağdaki yeni parti çalışmalarını "bağımsız" milJetvekillerinin yürüttüklerini kaydederek, bu çalışmalar şimdiye kadar politikaya girmemiş, dışanda "bazı arkadaşlann" da katıldıklarını bildirdi. Yılmaz Öztuna, yeni kurulması düşünülen partide, sağda yer alan tüm partilerin katılmasının amaçlandığını bildirdi. DYP'nin de bu partinin içinde yer alıp almayacağma ilişkin soruya, "Sağdaki tüm partilerin akdlannı başlanna loplayıp, bir araya gelmeleri gerekiyor. O nedenle kurulması düşünülen yeni parti içinde tüm kurulmuş olan sağdaki partilerin yer alması gerekiyor" karşılığını verdi. öztuna, sağdaki yeni partinin şansınm ANAP'ın başarı ya da başarısızlığına bağlı olduğunu belirterek, "ANAP başansız oldugu takdirde, sagda kurulacak tek partinin şansı artar, basanlı olursa şansı kalmaz," dedi. ANAPKARŞIYAKA Kolları sıvayanlar MDP'den ayrılanların da aralarında bulunacağı "sağda yeni parti'" konusunda bir süredıryoğun temaslar yürutüldü. Bazı MDP'lilerle eski AP'lilerden oluşan bir grubun görüşmelerinde konu ele alındı. Bir araya gelen 13 siyasinin yanı sıra, eski AP'lilerden Haldun Menteşeoğlu ve Mehmet Cnaldı 'nın da adı geçiyor. Kurulması düşünüler, yeni partiyle ilgili olarak, kulislerde adı geçenler arasında bağımsız milleıvekılleh Bülend Ulusu, ümit Haluk Bayülken ve Cafer Tayyar Sadıklar ile Odalar Birliği Başkanı Mehmet Yazar da var. Ulusu 'nun bu konudaki eski bakanları Kemal Cantürk, lUıan Evliyaoğlu ile de görüştüğü ifade ediliyor. Yeni parti için toplandıklan kaydedilenler şunlar: I) Yılmaz Öztuna: MDP kurucusu, tarihçi, 2) Neşet Tanrıdağ: Eski AP milletvekili, MDP'nin vetolu milletvekili adayı, 3) Ahmet Ihsan Kırımlı: Eski AP milletvekili, eskibakan, MDP kurucusu, 4) Sabri Keskin: Eski AP milletvekili, MDP'den istifa eden milletvekili, 5) Mustafa Tayyar: Eski milletvekili, 6) Misbah Ongan: Eski AP milletvekili, MDP vetolularından, 7) Osman Salihoğlu: Eski AP senatörü, veıolu MDP'li, 8) Ahmet Mukadder Çiloğlu: Eski AP milletvekili, MDP'den kazanamayan aday, 9) Fikri Pehlivanlı: Eski AP milletvekili, vetolu, 10) Ahmet Buldanlı: Eski AP milletvekili, vetolu, 11) Turan Altınoğlu: MDP kurucusu, 12) Kazım Coşkun: Eski AP milletvekili, 13) Fevzi Arıcı: Eski AP milletvekili. Çobanoğlu için önerge geri alındı İZMÎR, (Cumhuriyet Ege Bürosu) ANAP'lı Belediye Meclisi üyeleri tarafından Karşıyaka Belediye Başkanı Nevzat Çobanoglu'u hakkında verilen gensoru önergesi geri alındı. Önergenin Anakent Belediye Başkanı Burhan Özfatura'nın vetosu üzerine geri ahndığı öğrenildi. Bu arada merkez ilçe belediyesindeki iş makineleri alımmda usulsüzlük iddialarınm görüşulmesi için Anakent Belediye Meclisi'nin olağanüstü toplantıya çağrılması kararı alındı. ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞIPAL Bir hukuk dergisi Bir cerrah nasıl araç ve gereçleri olmadan bir ameliyatı gerçekleştiremezse, bir gazetecinin de konusu ile ilgili yapıt, dergi ve diğer yayınlara başvurmaksızm, onları izlemeksizin yazdı|ı yazılar eksik ya da yetersizdir. Kendisine ışık tutacak yapıf ve yayınları da özenle seçmelidir. Yararlandığımız bu yayınlann ba$ta gelenlerinden biri de Yasa Hukuk Dergisi'dir. Fotoroman detgilerinin okuma ahşkanlığını giderek körlettiği günümüzde, sanat, bilim ve hukuk üzerine bir dergi çıkarmak ve yaşatmak büyük emek ve çaba istemektedir. Yasa Hukuk Dergisi, 1985'in ocak ayında yedinci yaşını doldurmayı başarabihniştir. Bu da Genel Yönetmeni Sayın Kâni EKŞİOGLU'nun ilk sayısını sunarken açıkladığı, "Tüm zorluk ve yoksunjuklarla göğüslediğimiz Yasa Hukuk Dergisi'ni yayımlama girişimi, gerek bilimseî öğretiye ve gerek yargısal görüşlere netlik ve açıklık getirmeyi de amaçlamaktadır. Zaman zaman toplumumuzda saygınlık kazanmış hukuk ve bilim adamlanmızın uygulamalı hukuka ışık tutacak bilimseî görüşleri yanında yargısal görüşleri özenle seçilerek yayımlanacak ve böylece hukukumuzun daha canlı, daha etkin ve daha halkçı bir düzeyde gelişmesine katkıda bulunacaktır" sözlerine bağlı kalmasıyla yorumlanabilir. Bir yurttaşın kendi sorunu ile ilgili bir yasayı izleyebilmesi için yılda, Katma Değer Vergisi ile birlikte 23.100 TL.'yi tek kalemde ödeyerek Resmi Gazete'ye abone olması gerekmektedir. Kendi sorununa değinen yasaları izlemek isteyen çoğu kişi için tek kalemde 23.100 TL. ödemek olanaksızdır. Resmi Ga2ete'nin tek olarak satıldığı yerlerse hemen hemen yok gibidir. Ayrıca gazetenin kimi zaman geç, kimi zaman da bazı sayılarının ellerine ulaşamadığından yakınanlar vardır. Bunlardan biri de biziz. Yasa Hukuİc Dergisi'nde tüm yasalar eksiksiz olarak yayımlanmakta, bunun yanı sıra da tebliğlere, genelgelere, özenle seçilmiş Yargıtay kararlarına geniş ölçüde yer verilmektedir. İkinci sayının sunuş yazısı da anlamhdır: "Biz kimsenin yapamadığını değil her nedense yapmadığını ya da yapmak istemediğini gerçekleştirme amacı ile ortaya çıktık. Bize göre ülkemizde yüzbinlerce kişi, kurum ya da kuruluş bu türden yayına gereksinliydi. Böylesine geniş bir kitlenin gereksinimi için yararlı bir girişimi gerçekleştirmek ise en azından bir yurttaşkk göreviydi. Kanımızca bu derginin yayımına başlamak, işte böyle bir yurttaşlık ödevini yerine getirmekle eşanlamhdır." Dergiye ve tüm kadrosuna içtenlikle "nice yıllara" diyoruz. ANAPİSTANBUL ANAP grubu 'mUliyetçi' eğilimi (Baştarafı 1. Sayfada) ma çabasını surdüreceği bildirildi. Başbakan, yeni Merkez Karar ve Yonetim Kurulu listesini belirlerken parti kuruluşunda başlangıçtan itibaren etkin rol oynayan ve ANAP yapısını bilen genel sekreter ile örgutlenmeden sorumlu genel başkan yardımcılıklarında değişikliğe gitmeyecek. Parti kuruluşunda etkin rol oynayan ve kongrelerle de etkinliklerini pekiştiren Genel Sekreter Mustafa Taşar ile örgutlenmeden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Keçeciler'in kongre sonrası da aynı görevleri surdureceklerine kesin gözüyle bakılıyor. Başbakan, bu iki görev alanı dışındaki MKYK üyeliklerini belirlerken de önerilen isimierde şu ölçulerle değerlendırme yapacak: Örgutteki etkinlik, Seçim bölgeleri arasındaki denge, Egilimler arasındaki çatısmalarda taraflı ğörunlü yaratmamış ve uç durumuna gelmemiş olma. MKYK Iistesi oluşturulurken, adaylarda örgutteki etkinliklerinin dikkate alınacağı kaydedildi. MKYK uyelikleri belirlenırken, coğrafı dağılım da dikkate alınacak. Büyük illerin milletvekillerinin parti yönetiminde görev alması sağlanırken, geri kalmış bolgelerden ve özellikle seçimlerde ANAP'a tulum liste ile milletvekili veren illerden temsilci alınmasına da ozen gosterilecek. Ayrıca, Taşar ve Keçeciler'in dışında parti içindeki eğilimlerarası surtüşmelerde "uç görüntüsü" yaratan ve adlan belli hizibin simgesi hale gelen kişilerin parti yonetimine alınmamasına özen gösterilecek. ANAP'ın yeni MKYK'nda 10 milletvekili, 10 kurucu ve 5 bakan ile Başbakan Özal'ın doğrudan belirleyeceği 7 isim >er alacak. Belediye başkanvekilliği seçimi ortalığı karıştırdı İSTANBUL, (UBA) Anakent Belediye Başkanvekilliği için yapılacak seçimde iki ayrı adayın bulunması, İstanbul ANAP örgutunü yine karıştırdı. Belediye Başkanı Bedrettin Dalan ve il merkezinin desteklediği başkan vekili adayı Hikmet Bozanoğlu, ANAP içindeki milliyetçi eğilimlerin adayı ise, ANAP İstanbul il merkezi eski sekreteri Osman Seyithanoglu'nun kardeşi Ahmet Seyithanoğlu. İstanbul Anakent Belediye Meclisi'nde hafta içinde yapılacak başkan vekilliği seçimi için şimdiki başkan vekili. eski İçişleri Bakanı Ali Tanmar'ın oğlu Mustafa Tannyar'ın aday olmadığı belirlendi. Tannyar'ın adaylığına örgütle, Dalan'ın karşı çıktığı öne sürüldü. Başsavcılık (Baştarafı 1. Sayfada) lıp yürütülmesinde, cumhuriyet savcılarına ve sorgu hâkimlerine tanınan bütün yetkilere sahip olduğunu hükme bağlıyor. Yine aynı maddeye göre, Cumhuriyet Başsavcılığı, siyasal partilerden de, incelemek üzere gerekli gördüğü belgeleri isteyebiliyor. Siyasi partiler Cumhuriyet Başsavcılığı'nın isteklerine en geç on beş gün içinde yanıt vermek zorundalar. Cumhuriyet Başsavcılığı, İzmir Cumhuriyet Savcılığı'ndan gelecek bilgi ve belgelerin incelenmesinden sonra, gerek gorürse Anavatan Partisi'nden de belge isteyecek. Bu belgelerin de incelenmesinden sonra, İzmir İl Kongresi'nde Anayasa'ya, Siyasi Partiler Yasası'na aykırı bir durum görülürse, Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ANAP hakkında Anayasa Mahkemesi'ne başvurmas: gerekiyor. m MERHABA YAŞAMAK "Cüzaam Çağdışı Bir Hastalıktır. Cüzzamdan Korkarak Siz de Çağdışı Kalmayınız." T.C. Zııaat Bank.Tunel şb 7013 Tel 1458326 5TO1O26
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle