20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 MART 1985 HABERLER CUMHURtYET/7 ANKARA'mn tasına bak Özel sektörde Aslının aynı değil çahşan üst düzey görevtileri konusu, Meclis'e getirildi HP Içel MUletvekili Fikri Sağlar, MGK döneminde çıkarılan ve devlette görev alanların daha sonra özel sektörde aynı konularda görev almalarını yasaklayan 2531 sayılı yasanın yürürlükte bulunup bulunmadığını sordu. ANKARA, (Cumhuriyet Biirosu) HP Içel MUletvekili Fikri Saglmr, devletin en üst düzeylerinde bakan ve bürokrat olarak gorev almış kişilerin geçmişte görev aldıkları kurum ve kunıluşlarla iş yapan özel sektör kuruluşlanyla olan ilişkileri konusunu Meclis'e getirdi. Sağlar, Basbakan tarafından yazılı olarak yanıtlanması istemiyle Meclis Başkanhğı'na verdiği soru önergesinde Milli Güvenlik Konseyi döneminde çıkanlan ve devlette görev alanların daha sonra özel sektörde aynı konularda görev almalarını yasaklayan 2531 sayılı yasanın yurürlükte bulunup bulunmadığını sordu. 3 mart tarihli bir gazetede yayımlanan isimlerin bu yasa kapsamına girip girmedığini de soran Sağlar, Başbakan'a şu sorulan yöneltti: Şayet giriyorlar ise, gazete haberini suç duyurusu olarak kabul ediyor musunuz? Eskiden bakanlık ve yoneticilik >apmış, şimdi özel sektörde çalışan bu kişilerin, yasa hiikiımlerine rağmen hâlâ gorevde tutnlmasına neden göz yumulmaktadır? Bunlar hakkında bir islem yapmayı duşunmekte misiniz? DVYDUK/GÖRDİJK PEKŞEH PROF. Faruk Erem'in anılarından Çetin Öner'ın oyunlaştırdığı, "Bir Ceza Avukatının Anılan", Ankara Sanat Tiyatrosu'nda giderek artan bir ilgiyle sürüyor. Prof. Faruk Erem, oyunun "basın galası"nda yanındaki gazetecinin kulağına eğildi: "Amma da oyun yazarmışım haa.." dedi. Kulise çıkar çıkmaz da Çetin Oner'ı, anılarını böylesine güzelleştırdığinden dolayı kutladı. FaruK hoca daha sonra Avukat Erem'i oynayan Kerim Avşar'ı aradı. Bulamayınca da yanındakilere döndu: "Bulsaydım" dedi, "kendısinı kutlayacaktım. Ben bile o kadar iyi Faruk Erem zor olurdum." "... Taş oldum, dayanamadım" YANDAKİ fotoğraf, Federal Almanya Çevre Dairesi'nin yayımlamış olduğu "Hava'yı Kurtarın" adlı broşürden alındı. Bızdeki Gökova'yı kurtarma kampanyası ile ılışkisi nedenıyle yayın ilgımızi çekti. Broşürde verilen bilgiler şunlar: "F. Almanya'da son on yılda çevre korunması için endüstri alanında 30 mılyar marklık yatırım yapılmış, 74 mılyar mark da henüz bıtmemiş yatırımlar için harcanmıştır. Bu harcamalar, özel sektör harcamalandır. Kamu kesiminde harcanan markların toplamı ise ayrıca 74 milyar marktır." Broşür bu har asit yağmurlarının taş bir yoncamaları şöyle savunuyor: tudayaptığı değişıkliği gösten"Çevrenin korunması için alı yor. Ünlu atasözünün, "Demir nan önlemleri yalnız gider açı olsam erırdim, taş oldum sından değerlendirmemeliyiz. dayandım" demesine karşın, ne Çünkü giderlere karşılık iyıleş yazık ki 20. yy. yağmuruna taş tirılmiş bir doğanın yararları bu bile dayanmıyor. Okuyucularımızdan Mustafa lunmaktadır..." Kemal Meşhur, Gökova'daki Yukarıdakı fotoğrafa gelince, termik santral konusunda bir Türklş kadın arıyor İŞÇİ sınıfımızın biricik temsilcisi Türkİş zaman zaman ABD'li kardeş konfederasyonlarta seminerler düzenler. Bu işin "ışçilerin evrensel kardeşliğı" ya da ideolojik ortak yazgı" vesaire ile bir ilgisi var mı yok mu bilmıyoruz. Varsa, vebalı günahı Halit Narin'ın "arkadaşı "Şevket Başkan"ın boynuna. Türkİş'in ABD'li "AAFLI"örgütü ile son ortak • prodüksiyonu "kadın işçiler semineri".. Ancak Türkİş'in ufak bir sorunu var: "Yeterınce kadın işçi bulamamak " Özellikle inşaat ve madencilik ışkolları, bu yüzden temsilcisiz kaima tehlikesı taşıyor. Semıner günü yaklaştıkça Türklş yonetıcılerının alt kuruluşlara baskısı daha da artıyor. " Kadın işçi bulun.. Kadın ışçı bulun.." İnşaat ve maden sendıkalarının yöneticılerınin ıse tepelerı atmak üzere " Yahu sız ya şantıyeye veya madene gırmemişsıniz, ya da kadın tanımıyorsunuz.. Kadın nereden buluruz.. Ama ılla isliyorsanız kıralayalım.." KADIN İŞÇİLER SEMİNERİ Afrıka atasözünü yollamış bize. Şöyle demiş vaktıyle Afnkalılar: "Biz bu dünyayı atalarımızdan kalıt almadık. Çocuklanmızdan borç aldık." Bu söz eğer termik santral kurulursa 20 yıl sonra Gökova'yı göremeyecek olan çocuklanmız için soylenmiş gibi... Cin gibi BİR vakfın verdiği kokteylde Kültür ve Turizm Bakanı Mükerrem Taşçıoğlu'nun eşi Nilgün Taşçıoğlu, elındeki tepsiyi zor tutan garsona tek tek bardaklart gösterip soruyordu: Bu ne? Vtotka efendim. Ya bu? Portakal suyu. Nilgün Taşçıoğlu bir türiü karar veremıyordu kı, tepsının ağırlığından sağ tarafa yatmış olan garsonu, araya giren Mükerrem Taşçıoğlu kurtardı: Cın ıçsene. Hafiftir. Nilgün Taşçıoğlu, eşınin bu önerisi üzerine esprısını patlattı: Cin içersem cin gibi olurum. Sonra olan sana olur. MDPİİ Kocabaş: Gençligimde yediğün dayaktan ötürü ANKARA, (Cumhuriyet Biica oligarşi başladı. Demokratik rosu) MDP Milletvekih Meholmamaya ve baskuı kendi aramet Kocabaş, daha ılımlı bir inlannda uygulamaya başladılar. san olmamasının nedeninin O sıralarda bir gerici avı vardı. "gençliğinde yediği bir dayak" Ben Demokrat Partiliyim deyinolduğunu söyledi. ce dayak vemiştim. Bu nedenle o safa katıldım. Eğer o dayağı Gençliğin sorunlannm tartışılyemeseydim şimdi aranıza daha dığı bir toplantıda konuşan Koılımlı bir insan olarak katılabicabaş, gençliğinde yediği dayalirdim." ğı şöyle anlattı: "Bizim gençliğimizde, TiirkiMDP MUletvekili Mehmet ye'nin hızla degişen sosyal yapıKocabaş gazetemizin dunku sasında okumak için kırsaJ alanyısında yayımlanan "Bana kaldan kentlere gelen gençler gece sa 40'ian küçiıgu bakan bile kondu kesimlerinde kalıyordu. yapmam" başlıklı haberde Bu gençler kendi inisi> atifleri dı • ANAP milletvekih olarak yazılşında yönlendirilmeye başlamn dı. Duzeltir, özür dileriz. U Sağlık raporu mu,sağlık koşusu mu? BİR okuyucumuz 29 ocak tarihli "Duyduk Gördük" köşesınde sağlık raporu almak isteyen Ankaralı vatandaşın öyküsünü okuyunca, bu işlerın İzmir'de nasıl yapıldığını anlatan bir yazı kaleme almış. Devlet sektöründe yeni bir işe girme hazıriığında olan okurumuz adının gızlı tutulması koşuluyla Izmır'de nasıl sağlık raporu aidığını anlatıyor. Anlattıklarına bakılırsa, sağlık raporu mu aldığı, yoksa sağlıklı yaşam koşusu mu yaptığı anlaşılmıyor. Söz, İzmırli vatandaşın: "İzmır'de sağlık kurulu raporu almak ıçın bir dılekçe ile sağlık müdürlüğüne başvuruluyor. İşlemler brttıkten sonra yaklaşık 5 km. uzaklıktaki Alsancak'ta bir hastaneye sevk ediliyor. Buradaki işlemler pek farklı değil. Asabiye doktoru salı ve pertahlilıne gelıyor. Bunun yapılacağı yer yaklaşık 10 km. uzaklıktaki Hatay'da bir enstitü.. Sonuçları salı ve perşembe günleri alınıyor. Daha sonra Kahramanlar'daki (yaklaşık 12 km. uzaklıkta) dispanserde akcığer filmı çektirıliyor. Bunun sonuçları da ertesi gün öğleden sonra alınabıliyor. Hastaneye dönünce idrar ve kan tahlili için 3 gün sonraya gün veriliyor. Tuvaletin bozuk olması nedeniyle iş iki bına arasındaki bir köşede görülebiliyor. Tahlil sonuçları aynı gün 14.30'dan sonra hazır oluyor. Fakat sabahleyın gelecek olan başhekimin imzası için ertesi gün 11.00'e kadar bekletıliyor. Aradan yaklaşık 1 hafta geçtikten ve çeşıtli kuruluşlar arasında 100 km'den fazla yol aldıklan sonra sağlık raporuna kavuşabiliyor insan.." ılımlı olatnadım Bu grup nereye gitti? THY için kesinleşmiş lıiiküm yok' bir açıklama yaptı. Açıkiamada, Çubuk Asliye Ceza Mahkemesi'nin 31.1.1984 tarihli kararının 19.12.1984'te Yargıtay'ca bozulduğu, mahkemenin halen iddiadan sonra yeni bir karar vermediği belirtilerek, "THY'nin bu kaza nedenhle tum zararlanndan sorumlu olduğunu (kusurlu oldugtına) dair belirtilen şekilde kesinleşmiş bir huküm mevcut bulunmamaktadır" denildi. tstanbul Haber Servisi THY'nin Afyon uçağı kazası nedeniyle tüm zararlardan sorumlu olmadığı bildirildi. 16 Ocak 1983'te Ankara'da meydana gelen Afyon uçağı kazasıyla ilgili davada, mahkeme kararının Yargıtay'ca onaylanarak kesinleştiğine dair haberler üzeriae THY Tanıtma ve Halkla llijkiler Müdurü Ucal Dalgıç, PARTİ yöneticilerı, TBMM'deki parti gruplarını toplamamn, ilkokul ikinci sınıf çocuklarını bir araya getırmekten daha zor olduğundan yakınıp dururlar Geçen haftakı ANAP Grup toplantısı, Başbakan bir cenaze törenıne katıldığı için kısa kesildı. Milletvekillerı sağa sola ve çogunlukla lokantaya doğru yok oldular Geç geldığı için kuliste kimseleri görmeyen ANAP Kocaeli milletvekih Abdülhalim Aras, halim Kutluyor W 1*. ^^•f ^ Bundan gurur duyuyoruz. Bugün, yatırımlarını kesintisiz sürdüren, Avrupa'da, Amerika'da şirketler kuran, ürünlehni beş kıtada tam 43 ülkeye satabilen, bilgi ve becerisini yabancılarca istenecek düzeye ulaştıran ŞişeCam... Ulusuna karşı yeni ödevleri yerine getirmek için, yarın, sana ya da arkadaşlanna emanet edilecek güçlü Türk Cam Sanayii. selim bir eda ile ortalıkta dolanan gazetecilere sordu: ' Yahu bugün salı değil mi, grup toplantısı ıptal mi edildi?" Araslı'nın sorusuna hayret eden bir meslekdaş; " Buyurun cenaze namazına... diye mırıldandı... Sonra ayıp olur diye bir başkası şöyle düzeltti: "Efendim, Başbakan cenaze namazına gittı. Bu yüzden toplantı erken bitti, arkadaşlarınız dağıldı. ankara balı Kolay mı? ÖZAL, "tekzip etmeye kalksak gazetelerin yüzü değişir" demiş. Vallahi, enflasyon rakamlan kendisini her gün yalanlıyor, ama Sayın Özal'ın yüzü hiç değişmiyor. Yüz değiştirmek kolay şembe günü bulunuyor ve muayene olmak için gelip kendisın: bulamayanların asaplarını bozmaya yanyor. Sonra sıra kan Eczacılık fakültesinde yeni Türkçe soruları. ISTANBULUnıversitesı Eczacılık Fakültesı üçüncü sınıf öğrencileri geçenlerde Türkçe sınavına gırdıler ve asağıdakı sorularla karşılaştılar; "1 Soycul, yaşantı, koşul, oyku, doğal kelımelerınin yapı ve mana bakımından niçin yanlış olduklannın ızahını yapınız.. 2'Bır millete yapılacak en büyük manevı suikast, onun diliyle oynamaktır. Sabit olmayan ve her an değışen dıllere olümsüz eserler emanet edılemez' fıkrını açıklayan bir kompozisyon yazınız..." Eğıtım yaşamlan boyunca ilk sorudaki sözcüklerle yetişen öğrencılerin çoğu bu sözcüklerin yapı ve mana bakımından niçın yanlış olduklarının ızahını bir türlu yapamadılar Fakat ikinci soruda epey başarılı oldular Gerçekten yukarıdakı fikirleri Türkçe dersi soruları durumuna getiren bir zihnıyet, "en büyük manevı suikast" sayılabilirdi ve "bu zıhnıyete ölumsuz eserler emanet edilemezdi..." Tüm cam ihtiyaanı kendi karşılayabilen, en gelişmiş cam türlerini bile ^±Tüm com ihtiyacım kendi karsılayabilen, başka ülkelerle yanşabilecek bir kalitede yapabilen bir ülkede dünyaya geldin, yaşıyorsun... Düşün ki, Türkiye'nin 50 yıl önce tek bir camfabrikası büe yoktu. Oysa şimdi, 19 üretim tesisinde tam 610.000 ton cam üreten, işleyen, bunu yurdun, hatta dünyanın her köşesine ulaştıran 16.000 kişinin görev aldığı 24 şirketten oluşan büyük bir topluluk var: ŞişeCam var. Türkiye Şişe ve Cam Fabrikalan AŞ. Türkiye İş Bankası'nın kuruluşudur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle