17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURIYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER tıyle Sıvas Kongresını topladığı bınada öğretım yapan Sıvas Lı sesı'ne özel amaçla gıder, geometrı dersı gören sınıflardan bırıne gırer, öğretmenden bır geometn kıtabı ıster o sıralar butün okul kıtaplan "Zavıyeyı mu tebadıletan, muselles mutesavıyül sakeyn" gıbı yabana sözcuklerle kurulmuş, zıncırleme tamlamalarla doludur Bu tur örneklerden bırkaçını okutur, sonra da geometrı kıtabını, yanındakılerın, öğrencüenn gözlerı önunde yırtıp sınıfın ortasına atar, kendısı karatahta başına geçerek, bır öğrencıye geometrı çızgılerı çektırır, bu çızgıler üzennde konuları göstererek, "Bunlara zavıyeyı mutebadıletan yenne, yöndeş açılar, buna da muselles mutesavıyul sakeyn yenne eş kenarlı üçgen denır" sözlerıyle göruşlennı açıklar ve böylece şapka devnmı gıbı, tenm devrımını ülke ölçusunde başlatır Ankara'ya gelınce, butun okul kıtaplarındakı yabancı tenmler hızla Turkçeleştınlır "mukaar aynalar" yenne "ıçbukey aynalar", "muhaddep aynalar" yenne "dışbukey aynalar" denır Böylece gençler, öğrencıler buyük bır yukten kurtulurlar Yabancı tenmlerm dışındakı anlaşılmaz kalın kabuklar kaldınlmiş, ıçlenndekı gereklı anlamlara ulaşılmışür Olumsuz Atatürk bu tür çalışmaları yakından ızleyebılmek ıçın, d 1alerı, Dıl Kurumu'nu, dınlenmek uzere gıttığı lstanbul'a taşıtır, yanına Dolmabahçe Sarayı'na yerleştırır, bütun yaz Turk düı, Turk tarıhı çalışmaları ıle yoruhır, ügüdere yol göstenr, örnekler verır, uzmanlarla, profe sörlerle toplanıp, konuları tartışır, sağlam sonuçlara ulaşır Şımdı de böyle zahmetlerle ışle nen örneklere "uçgen, dörtgen, altıgen"e yanlış denıyor "ıçbukey, dışbukey" okur kıtaplarından çıkanlmak ıstenıyor Bu yanlış sanılan sözcüklenn hepsı atılacak mı, yoksa bınlerı kayınlacak mı' Tutunmuş, yerleşmış olan "okul, öğretmen, öğrencı, yönetmen, sayaç, ılgmç, sınav, görev, kurul, üye, tuze, doğa, ulusal, genel, tuzel, bırey, bırım, toplum, kalıtım, gızem, önem, devrım, evnm, uzay, kumay, olay, yargıtav, sayıştay, danıştav" gıbı sözcukler, Türk dılı yapısına aykın sayılmakla suçlanıyor Bunlar verlerınden çıkanhp atılamaz, bunlann yer lenne, doğru Turkçe saydıklan karşılıklar bulsalar da, bu sözcükler de kola>lıkla yerlerıne yerleşemez ve bu arada açılan boşluklara yme yabancı sozcukler doluşur Bu tur yaklaşımlar ülkeye, Turk düıne hızmet mı sayılır9 Işte yığınlarca Batı'dan ge len yabancı sözcuk, onlara doğ ru karşılıklar bulunabılıyor mu, hepsı rahat rahat Turk dılıne yerleşmış görünuyorlar Aslında Turk dılının yapısı gereğınce ışlenmemıştır Ustelık pek çok av dın geçınen kışı, ana dılının öne mını ka\rayamamıştır, onu korumak bılıncıne ulaşamamıştır Turk dıhnı karalamak bır gele nek halıne gelmıştır Gunün bınnde TV'de bır sunucu çıkıp mılvonlara, ana dılını kötuleyebılmekte "Turk dılıyle muzık yapılamaz kı" dıyebdmekte, bu ışın sorumlulan da bu sesı duy mamaktadır Oysa, Batılıların da behrttığı gıbı Türk dılı, ttal>anca gıbı çokseslı (çok vokallı) bır dıldır Dıl duygusunda Türklerce aranan duzen, ses uygunluğu, ses guzellığı dun>aca ünludür Anlam bınkımı, anlam zengınlığı ıse deyımlennde de olduğu gıbı apaçık ortadadır Turkçedekı de>ım zengınlığı hıç bır dılde yoktur Turkçe dunyanın en eskı yazılı dılıdır Turkçenın yapısı, temelı, sağlam olmasa, bu kadar etkı, bu kadar yabancı dıl hayranlığı, baskısı ortasında, beş bın yıl, dımdık ayakta durabılır mıydı'' Turkçe nın çektığı sıkıntı, sözcuk bulma sıkıntısıdır Yenı yenı Türkçe sözcukler bulacak Turkçe severler beklenmektedu Bır zahmet, önce bulunan öz Türkçe sözcuklerden başka, özlenen, yapıya uygun, yenı yenı öz Turkçe sözcukler bulunsun Eskıden ben, Türkçe'de "devlet, adalet, hürnyet" gıbı yüce kavramlar yok sanüıyor Yabana hayranhğı bu tur sözcuklen de yaşatmamıştu Bu tür Türkçe sözcukler, tarıhımızın ıçınde boylu boyunca yatmaktadır Böyle olmasa hurrıyet tutkusu. tanh bıhncı olmasa, gelenek, görenek olmasa, bu kavramlar bılınmese, beş bın yıldan berı, bır Türk devletı vıkılırken >enı bır Turk devletı kurulur muydu9 Bılınen ya da unutturulmak ıstenen Turkçe sözcukler yenne hayran olunan yabancı sözcüklenn kullamlışı o ölçuye varmıştır kı, "baba" yenne "peder", "ev" yenne "hane", "seçım, seçme, seçmen" yerıne "ıntıhap, muntehıp" denılmıştır Bu du rumda "topaç" gıbı kurulmamıs dıye, eskıden olduğu gıbı "sayaç" yerıne "muaddıt" mı denecek'' BAŞKAN SOZCUGUNUN YAZGISI Ankara'da, Dıl ve Tanh Coğrafya Fakultesı'nın Hamıt Dershanesı kapılara kadar, konuklarla, öğrencılerle doludur Ataturk dönemınden sonra, 1940 yılında, bugunku gıbı, kuru gurultulerle, Turkçe sözcukler uzennde doğru, yanlış tartışmalan başlatılmıştır Kursude, dılcı, Turkçecı, rahmetlı Besım Atalay butun gucuyle yenı Turkçe sözcüklen savunmaktadır Kendısı Arapça ve Farsçayı çok ıyı büdığınden, tanhte Turk dılının uğradığı haksızlığı unutmamıştır Dınleyıcıler arasında, yıne çok unlu, değerlı hocamız, kımı yenı Turkçe sozcuklerı eleştırmekte, özelükle ("BAŞKAN" sözcüğü >anlış kurulmuştur, Turk dılı >apısına göre, "kan" ekı "çahşİcan" sözcuğunde olduğu gıbı fııl tabanına, eylem gövdesıne getınlır, "baş" gıbı bır ısme getırılemez) demektedır Rahmetlı Besım Atalay da, söz cüğü savunarak, bu örneğın Kaşgarlı'nın Dıvan'ında var olduğunu belırtmekte ve ısyan ıçınde, kürsüde hungür hüngur ağlamaktadır Aradan yıllar geçtı, "başkan" sözcuğü, Türk dılımn bılınmez kurallanna tutunarak yerleştı, kaldı Şımdı de "ılgınç" yenne "alâka, bakış, enteresan" denıldığı gıbı, "başkan" sözcuğü yerıne de "reıs, prezıdan" mı denecek7 Anlaşıhyor, dılcı geçınen Türkçe sevmezlerden hayır yok, ey yuce kışıler, barı sız anlayış ve yakınhk gösterın Turkçemıze 28 ŞUBA T 1985 "Başkan"a Yanhş Denmişti Turk dili içın yalnız uç seçenek vardır: Ya Doğu'dan gelen sozcukler, ya Batı'dan gelen sozcukler, ya da kendı kok ve eklenyle doğru, yanlış kurulmuş kendi sozcuklerı yeğlenecektır. Bu uç yol dışında, çalkantılar yaratıp yenı denemelere gırişmek, ozellıkle 1yı nıyetlı guçlu kuruluşlara dayanıp yasaklar ortaya atmak, tutunmuş sozcuklerı suçlu bır yaratık gibı yerınden sokup bır yana ıtmek, bılımsel bır cesaret sayılamaz. PENCERE Vartık ve Huzur... Gorevı sona eren Yüksek Hakem Kurulu (YHK) Başkanı Nacı Varlık emeklıye aynlıyor ANKA muhabın, sendıkacılann ışçı ücretterı konusunda Sayın Varlık'a yönelttıklerı suçlamayı anımsatınca, YHK eskı Başkanı şu yanıtı vermış ' Bız v&rdığımtz karartarla ıftıhar edıyoruz Aldığımız kararlar, hem ulke çıkarlarına, hem ışverenın, hem ışyennın, hem de ışçının hayrına olan karaıiardır Butun kurul üyesı arkadaşlanm ve ben huzur ıçınde görevımızı yaptığımız kanaatındeyız " Sayın Nacı Variık'a emeklılık yaşamında mutluluklar dılenm Bılmıyorum, aıleden anadan, babadan, dededen kalmış malı, mülkü, arsası apartımanı, gelırı var mıdır1' Eğer yoksa, elıne geçen emeklı aylığıyla nasıl geçıneceğını merak ederım'' Ama konu bu değıl • Sayın Varlık'ın verdığı kararlarla "ıftıhar" etmesı ve "huzur" duyması şaşırtıcıdır Nıçın? Cumhunyet okuyorsa, Sayın Varlık gormustur, 22 Şubat 1985 günlu gazetemızde Amencan Express Bank yönetıcılerınden Bay George Carmany'nm bır demecı yayımlandı Amerıkalı bankacı dıyor kı Türkıye'dekı ucretlerden çok memnunum Ülkenızın ekonomık açıdan geleceğını olumlu göruyorum Işçı ücretlennızın Asya ülkelenndekı ucret düzeyının bıle altına duşmüş olması, mallarınızı dunya pıyasalarında rekabet edebılır hale getınyor" Işçılerın ucretlerını Asya'dakı (şu bılınen) ulkelerduzeyıne duşurmek ışçılerımızın "hayrına' mıdır? YHK eskı Başkanı dıyebılır kı Işçı ucretlerını duşürduk, ama ulke yararına bır ış yaptık Türkıye'nın hayrına olan ışçımızın de hayrınadır herkesın özverıye katlanması gerekıyor Olabılır Ancak bu düşuncenın tutarlı olmadığı açıktır Çunkü çağımızdakı devlet ve demokrası anlayışında 'ulkenın hayn"nt ışçıler adına Nacı Varlık gıbı bürokratlar duşunemezler Emekçı adına burokratlann karar verdığı rejımlerın adı başkadır Emekçının sıyasal ve ekonomık alanda yönetıme kalılarak ulkenın yararlarının ne olduğunu duşünmesı daha doğru olur Sayın Nacı Varlık dun bır devlet görevlısıydı, bugun bır emeklıdır Artık zamanı çoktur Eskı YHK Başkanı'nın boş vakrtlerınde şu soruların yanrtlarını aramasını dılenm Derrtek kı ışçı ucretlerını Asya'dakı ülkelenn ücret duzeyının altına düşürmüşüz Buna karşın ışverenlenn kâr ve servetlen ne durumda? Türkıye'de en yüksek gelır dılımını alanlarla, en aşağı gelır dılımını alanlar arasındakı uçurum, dünyanın başka hangı ulkesınde var1* Ücretlıler Gelır vergısı'nın ne kadarını öduyorlar? Işverenler ne kadarını venyortar? Ceşıtlı malıyetler ıçınde ışçı ücretının payı nedır7 Işçı ücretlennı bu kadar duşürduk de ulke ekonomısı neden duzluğe çıkmadı? Enflasyonun hızı neden kesılmedu Dış odeme dengesı neden duzelmedı? Ulusal paramız neden pul oldu"> Acaba bu ışlerde bır yanlışJık mı var'' Artık emeklı olduğuna göre Sayın Nacı Varlık'ın şu soruyu da kendısıne sorması zamanı gelmıştır Ben devlet görevlısı olarak devlete mı hızmet ettım, ışverenlerın ısteklenne mı araç oldum? •k Prof.Dr. VECİHE HATİBOĞLU Şu gençlık yüında dıl sonınlannı çelışkılı bır duruma düşürmek, ne gençlığe, ne ulkeye, ne de bınlennce umulan çıkarlara bır yarar sağlar Tersme, dıl sonınunun yenı Turkçe doğrultusundakı gıdışını, yasaklarla engellemeğe çalışmak, tepkıler yaratır Umulmadık bır ılgı toplar Uzun yüzyıllar boyunca beklcnen, aranan ve en sonunda ölümsüz Ataturk'un bulduğu yöntemle, ustelık uğurlu ellenyİe, karatahtalarda orneklerını verdığı öz Türkçe sözcüklenn \e onlann dayandığı yenı çözum bıçımının, toplum önunde, okullar, yazarlar, a>dmlar düzeyınde, son bır kez daha tartışılıp pekıştınlmesınden, davadan yana, olumlu, yapıcı guçler doğar YALNIZ ÜÇ SEÇENEK..! Dıl sonınlan, geleceğe yön ve receğı ıçın, geçıcı bıçımde değıl de, kalıa bıçımde çözumlenır Bır ekonomı sorunu yanlış bı çımde çözümlenırse, yan yolda ohımsuz sonuçlar alınırsa hemen "Zarann neresınden dönülürse kârdır" kuralına uyularak dene me bırakıhr Dılde böyle bır çö zum yoktur, sonuçlar olumlu olumsuz karşılanamaz Türk düı ıçın yalnız üç seçenek vardır Ya Doğu'dan gelen sozcukler, ya Batı'dan gelen sozcukler, ya da kendı kök ve eklen>le doğru yanlış kurulmuş kendı sözcüklen yeğlenecektır Bu üç yol dışında, çalkantılar yaratıp yenı deneme lere gırişmek, ozellıkle ıyı nıyet lı, güçlü kuruluşlara dayanıp yasaklar ortaya atmak, tutunmu; sözcüklen suçlu bır yaratık gıbı yennden sökup bır yana ıtmek, bılımsel bır cesaret sayılamaz Bunlar, bu sozcukler, Türk dıb tarüunde görevlennı sürdürmektedırler ve bunlarla uğraşmak tarıh önunde sorumluluk yükler O sözcüklenn bırçoğu Ataturk'ün yıllannı verdığı, huzurunda kullanılan kutsal değerlı sözcüklerdır, kendısı gıbı süreklı vaşayan ölumsuz varhklardır "Başkan" gıbı, "Üçgen" gıbı. "Devrım" gıbı Ataturk'un Turk dılıne verdığı büyuk önem, Türklere verdığı buyuk önemden kaynaklanır Kendısı çok yakından bılıyordu Kesınlıkle ınanıyordu kı, dıllerını yıtıren Turkler, yabancı toplumlann ıçınde kaybolup gıtmışler, enmışlerdır Ulu Önder Atatürk, çok genç yaşında, savaş alanlanndakı çadırlannda, Türk dıüyle, Türk tarıhıyle yakından ılgüenmış, ömrü boyunca kıtaplar okumuş, yabana dıllerden çevınler yaptırmış, dılımızın, tarıhuruzın sorunlarıru, özelüklennı, eğılımlerını gecelı gündüzlü ıncelemış ve en sonunda "Turk dılıru yabancı dıller boyunduruğundan kurtannak" ıçın, kurumlar, fakulteler kurmuş, kıtaplar yazmış ve yazdırmıştır Butünbuömur, bu emekler Türkler ıçındır, sızler ıçındır, nasıl unutulur9 Şunu da ekleyeyun Sanıldığı gıbı Doğu Türk lehcelennden hemen hemen hıç sözcük aünmamıştır Yüce Atatürk çok kısa bır sure bır deneme yapmışsa da hemen vazgeçmıştır Son olaylara bakıhnca, görülüyor kı bın bır zahmetle elde edılen çok değerli sonuçlar, unutulmuş, yaşanmamış sayılmıştır Oysa, tanhımıze, hıç olmazsa en yakın tanhımıze bağlı kalan geçmış olaylann tazelığını koruyarak, geleceğımızı sağlam, sarsılmaz bıçımde yönlendırmek Ataturkçülüğümüzun başhca görevıdır. Geçmışın denemelerınde kı olumlu sonuçlan, canlı tutmanın sınırsız yararlan vardır, ışte Sümerbank, Etıbank olayı, ışte Sıvas Lısesı olayı, ışte Başkan sözcüğünün yazgısı SÜMERBANK, ETİBANK OLAYI Atatürk dönerrunde, Buyuk Mıllet Meclısı'nde, Sümerbank ve Etıbank'ın kunıluş yasalan görüşülurken, değerlı, unlü bır profesör mılletvekıh, bır tahhsızİığe uğradı, "önce bu kuruluşlann adı yanlış" dedı Daha o akşam Ankara Radyosundan yaylım açılmıştı Zamanın butun profesörlen, dılcılen, gunde bırkaç kez, "Unlü profesörun kendısının yamldığını, bu kuruluşlann adının yanlış olmadığını" mıkrofonlardan ateş puskurerek açıkladılar Gerçekten de bu kuruluşlara adlannı veren Ulu önder Ataturk'un, herkesten, her dılcı profesörden daha üstün bü dılcı olduğunu yıllar sonra anla yabıldık Türkçede, yığınla, eksız tamlamalardan kurulmuş adlar vardı Çanakkale, Hasankale, Çayırova, Kumanova, Göl köy, Değırmendere gıbı Daha sonralan da Şekerbank, Pamukbank, Denızkent, Kıyıkent gıbı adlann ortaya çıkması, Ataturk'un çok önce sezdığı, gözledığı eğılımın Turk dılının aslında var oluşunu göstermıştır SIVAS LİSESİ OLAYI Büyük Önder Atatürk, ülkenın, gençlığın sorunlarım yennde görmek ıçın, sık sık ıllere gıder, ozellıkle okullan denetlerdı Gençlığe sonsuz güvenı vardı Onlann sıkıntılanna yardıma olmalıydı öğrencılenn, yaban cı tenmlerden sıkıntı çektıklerınıgöruyordu Bu çok önemlı konuya bır yön vermek ıçın, vak EVET/HAY1R OKT4Y AKBAL OKURLARDAN Bilindiği uzere çıkarılan bazt kanunlar Ue bazı KlT'lerde birleştirilmeye gıdüdi. Bunlardan bın de Petrol Ofîsı A.S. Yalnız biz bu bırleşimden fazlasıyla rahatsız olmaktayız. Çunku daha evvel kendı başına faalıyet gosteren ISJLİTAŞ ve ADAŞ Şirkttlen butün mal varhklan ve personeUen ile bırhkte bize Aynı işyerl, farklı ücret Karlı Günlerde Roman Okumak... "Kar Yollan Kestı" Bu, Fransız yazarlarından Henrı Bordeaux'nun bır romanı Son günlerde Turkıye'ntn hemen her yennde kar yollan kestı Ben de bırkaç gun eve kapandım Karda yurümek guzeldır, ama uzaklardan Cağaloğlu'na gelıp gıtmek kolay değıl Hele bıraz da soğuk aimışsan En tyısı evde oturup, okumak, vazmak Bu arada ıkı tlgınç roman okudum Bırı J C Pollock'un 'Dönek'. obüru Hıggıns Clark'ın Sonsuz Bekleyış'ı Ikı Amenkan yazarının 'çoksatar' turden romanı Daha yenı çıkmış Bızım yayıncılar çok becenklı, bu tur ılgınç ve kolay okunur romanları hemencecık çevırtıp yayınlıyorlar Arada bır bu tür 'kolay' kıtapları okumak da gerek Kışı hem dınlenıyor hem de ılgınç olay duğümlerı ıçınde duşuncelere suruklenıyor Eskıden polıs romanları vardı, şımdı casusluk romanları onlann yennı aldı Amerıkan romancıları bunun gızlerını çozmuşler nerdeyse bır formül bulmuşlar> Çağdas polıtıka dunyasında geçebılecek bır olay uyduruyorlar Guzel kadın, yakışıklı erkek cınayet, bot cınsellık, karmaşık durumlar, hepsı bır araya gelınce sürükleyıcı bır roman ortaya çıkıyor Yazın yapıtı değıl buniar, bılıyorum Yenı bır tur, roportaj, gazetecılık, belgesel çalışma 'Sonsuz Bekleyış'te bır senatör bayan var, kocası olünce onun yerıne seçılmış Amacı ABD Başkan Yardımcısı olmak Hasta başkan yardımcısı her an görevını bıraktı bırakacak Bayan senatorle ılgılı TV fılmı hazırlayan genç kızın yaşamı da karışık Babası mılletvekılı, Kennedy'nın arkadaşı karısını oldurmuş, kızını sakatlamış Iç ıçe bır durum, tutkulu kışıler, arayışlar, coşku, heyecan Hepsı var Sonunda Başkan Yardımcısı seçılmeye en guçlu aday olan senatör bayanın bılerek bılmeyerek ıçıne karıştığı çırkın olaylar ortaya çıkıyor 'Donek' ıse CIA'nın çalışmaları ustune bılgı verıyor okurlara KGB ıle CIA'nın karşılıklı savaşı Bır yandan ote yana geçenler Donek'ın kahramanı Vıetnam da savaşmış bır subay Tutsak düştuklerınde kendısını sorguya çeken Vıetnam'lıların ıçınde bır beyaz adam gormuş Sonra o beyaz adam CIA'da gorev almış Meğer bır Amerıkan subayı ımışi Tutsak duşünce yön değıştırmış KGB ajanı olmuş Onu tek tanıyanlar roman kahramanı ıle arkadaşı KGB CİA'dakı ajanının ortaya çıkmasını onlemek ıstıyor Bu arada Kostebek' dıye anılan Rus ajanı yakalanıyor Bu kez CIA ajanı olarak Moskova'ya gıdıyor Onu tanıyan Amerıkalı subaylar ıse önce KGB tarafından oldurulmek ıstenıyor kanlı çarpışmalar oluyor Derken CIA son dakıkada ışe kanşıyor, Amerıkalı subayı kurtarıyor Yok kurtarmıyor yaralı Amerıkalı subay ölmeye bırakılıyor Çunku önce Amerıkan sonra Rus, daha sonra yıne Amerıkan ajanı olan kısıyı tanıyan Amenkalılar da ortadan kalkmalıdır Yanı Rusların da Amerıkalıların da kullandığı yontem bu Acımasızlık her şeyın başında kendı çıkarını duşünmek Işte Doyle romanlar yazılıyor, yayımlanıyor ABD'de de> Kendı yonetımlennı, kendı casusluk orgutlerını, kendı başkanlarını, polıs orgutlerını, hatta komutanlarını en acı, en ınsafsız bıçımde eleştırıyor, teşhır edıyorlar Denecek kı bunlar bırer 'fıctıon' hem de 'best seller' turunden yazın değerı taşımayan kıtaolar Olsun, tam bır ozgurlukle bunlan yazmak kolay mı 9 Yazma, yayımlama eleştın yapma ozgurlugune bundan guzel örnek olur m u 7 Şımdı bız tutsak da böyle bır roman yazsak, yönetım başındakılerı, bırtakım orneklerı eleştıren, teşhır eden suçlayan bır 1 roman yayımlasak Olur mu, olabılır mı'? Kıyamet kopar' Hem 1 de nasıl Neler demezler? Neler gelmez boyle bır ışe kalkışanın başına? Şu karlı günlerde ıkı roman benı hem eğlendırdı hem de duşundurdu Sızlere ızlenımlenmı anlatmak ıstedım hepsı bu katıldı. Biz Petrol Ofîsı, Istanbul Bolge Mudurluğu personeli olarak (işçı) ayda en fazla 3035 bın lira aürken bu aramıza yenı katılan ISILİTAŞ personeli arkadaşlanmız kanunlan ve sözleşmeh personel olmalan dolayısıyla 5060 bın lıranm uzennde maaş alıyorlar. Onlann aldığı maaşta gozumuı olmamakla beraber, aramızdakı farkhhktan dolayı, eskı personehmız arasında huzursuzluk goruluyor. Onlann sozleşmelennde yer aldığmdan kendilenne odenen en az 200 bin lırahk imza tazmınatı bile bu huzursuzluğa yeter. Bizim personelimızın alabUeceğı en fazla ımza tazmınatı 34 bın lirayı geçmez Şu an 14 yenmızde her ne kadar statu değısıklığı olmuş ve isyenmiz A Ş. halıne getınlmışse de 3 ayn personel buuınuyor, memur, ışçı ve ISILİTAŞ personeli. Memur personelanızın hah daha da ıçler acısıdır. Martnısan aylannda bu ISILİTAŞ personeli yıne kendi sozleşmeleri gereğı fakat Petrol Ofîsı'nın kânndan temettü de alacaklar. Yakında 1.4.1985 tanhmde ışyerimizle Petroltş Sendıkası arasında başlayacak olan 9. donem toplu iş sozleşmesmden de bu personel faydalandığında, maaşlan asgari 100 bini geçecektır. PETROL OFİSİ ÇALIŞANLARI 526 10 00/412 Descartes demış kı " Duşunuyorum, oyleyse vanm." Sayın Varlık, YHK nın kararlarıyla "ıftıhar' etmeden ve "huzur" duymadan once, bıraz duşunurse varlığının anlamını çok daha ıyı kavrayabılır TİYATRO GÖSTERİ 528 66 29 KENT OYUNCULARI Hirbiye 146 35 89 BIR KADIN BIR ERKEK Cuma 1100 21 00 C.tesi: 17 00. Pazar: 1400 Cun««r Dılmen M0DA SINEMASI KULTUR MERKEZI •akanp Halk Egttin Tam KaMcor 337 01 28 DORMEN TOPLULUĞU Georges Feydeau YASAKLAR Yazan: KANOEMİR KONDUK Puartesl hariç het gtca 21.30 natiiMİtr cumtpazar 18.00 Gişc 11.00'de açıiır. H M B İ Y E KONAK SINEMASI 1405458 • 1482606 ZEKİ METtN ALAS\A AKPINAR Mfailıal Komedi 'Seni duşünmek" ezginin günlüğü OTBL BEN ANADOLU C tesı 14 00 KOMEMSraOE Çaı 16 00 21 00 P f 2 1 0 0 Cuıtu 21 00 C 18 30 2 00 Pz 18 J0 KAHKAHALAR KRALI J.Uwb • R.De Mra TEŞEKKÜR Kı/ımmn doğumunu başanyla gerçekleştıren raükemmel bır hdum ve gerçek dost. GONUL SUÇLARI Hergjn '1 0O13 1515 3018 4^21 00 S «arttaıt başlayarak Gelecek Film: PEHLİVAN Tel 143 64 W 144 43 J7 Dr. VEDAT YEĞİNSİPye Degerlı hekım BODRUM JAZZ CLUB AÇILDI Dw.. Veysel ÇADIR Gitar Nuri BORA Bas Cemal SEREZOĞIU Her akşam JamSe$sion Yenı Tartabaşı Cad flo 7 Otağ Restoran altı • TAKS1M 149 11 99 ai poyrazoğlu byatrosu GflUMMÜ ORTAOYUNCULAR Fihımena 21 00 HAYROLA KARYOLA NURHAN DAMCIOĞU) FERHAN Dr. AYŞEGÜL YEĞİNSİPye Her zamankı vakın ılgı ve yardımlannı esırgemeyen değerlı dostumuz Dr. PERİHAN ÖZRElVe Dr. METtN ORALER'e ve Amıral Bnstol Hastanesı'nın tüm personelme en denn şükranlarımızı sunanz NURGÜL HALÜK YAVUZER •lC. |%dB" M.147 ^ C t^ı 19 30 21 30 Pazaı 19 30 3İM VM Î5 19 Carş 18 30 Tel: 144 46 75 Persemke 20.30 Cuma 11.00 ındırımlı 20.30 C.tesi 15.00 11.00 rınr 15.00 U.00 100. OYUN Sa4ıCarfanfeaPer«cmhe 1IJ0 C M M : 211 ı. Pazar 15 00 18 30 Stres ve gergınlıklerınızden kurtulup sağlık ve mutluluk ıçınde arzularınızı doyuma ulastırmak ıstıyorsanız MAHARISHI BIRLEŞIK ALAN TEKNOLOJISI DERNEGI Tanıtma Konferansları (Gırış ucretsızdır) Her Carşamba saat 14 00 ve 19 00 Her Cumartesı saat 14 00 Adres Macka Caddesı Macka Palas 41/7 Teşvıkıye Tel147 10 05 147 64 73 TÜM DOĞA YASALARIYLA UYUMLU YAŞAM İstanbul Belediyesi ŞEHIR TIYATROLARI COCUK OYUNU DOSTLAR TİYATROSU B.ııoKııı Tunel 144 81 37 Vnsıf Ongoren 25 Subat 3 Mart 1985 Tarhlennde MUHSIN ERTUGRUL (140 77 201 Loleh BELLON WL3İ a GENEZ PERŞEMBENİN ^HANIMLARI •V Yoneten Engın GURMEN Bertan 0NARAN Albert CAMUS lCarsamba U 30 PAMUK PRENSES ve YEDİ CÜCE Bılgrsu ERENUS ASİYE NASIL KURTULUR? S.ı/Ç.ı/Pe/Cu 18 30 Cl/Pa 15 0018 OO DORMEN TOPt L l L Gl C lesı 1100) Yönetmen Zeki Ökten PEHLİVAN TARIK AKAN MERAL ORHOHSAY Senaryo: FEHMİ YAŞAR Kameraman Hüseyın Özşahin Muzik: tarik Öcal CALİGULA Yoneten Mehmet İKSEL (Pazar 1*00 18 30ı Dnce' büMER MİSAFİR YOnPtcn Nurfıan KARADAĞ COCUK OYUNU urn Necati Cumslı'nın, EŞKİ FOTOĞRAFLAR Yoneler Nedret GUVENC KÜL KEDİSİ (SındereUa) Canymba 14 30 C tes Pazar 11 00 de Peuembe Cumı 20 EYDE HIR VAR KOMEOİ 2 KROE Yinetea. METtN SEBEZLI 30 Ca 21 00 Per 21 00 Cjma C 18 00 21 00 P* 14 3021 t u ı Mıl SiMmatı E i f c n M M h N I f 141 27 37 P t 21 00 00 CJ4 t SODA ŞANAYÜ A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞINpAN BİLDİRİLMİŞTİR Şırketımızın 15 Mart 1985 Cuma gunu saat 15 00'de Ka zanlı bucağı Mersın adresındekı şırket merkezınde yapılacak olağan genel kurul toplantısında esas mukavelenın 6 maddesındekı değışıklıkle ılgıh sermayeve ılave edılecek değer artış fonunun ortaklara dağılımı aşağıdakı şekılde değıştınlmıştır Savın ortaklanmıza duyurulur Ortagın adı T İş Bankası A Ş T Şışe ve Cam Fab A Ş Sumerbank Ferro Dokum Sanayıı A Ş Paşabahçe Tıc Ltd Ştı Anadolu Anonım Turk Sıg Şt Dığer Serraave>e ılave edılecek değer artış fonu 1 997 000 000, TL 2 038 500 000, TL 791 500 000, TL 156 500 000, TL 8 000 000, TL 2 500 000, TL 6 000 000, TL 5 000 000 000, TL Oyun Gunleıı Salı 11.30. Carsamıa C lesı ftıır. 15.00 I I 30 YÜK ASANSÖRÜ TAMİR ETTİRİLECEKTİR 1 Muessesemızde mevcut 1 adet >uk asansoru 20 Mart 1985 gunu saat 15 OO'te kapalı zarf usulu teklıf alınmak suretıvle >apılaı.ak ıhale netıcesı tamır ettırılecektır 2 Bu ışe aıt geçıcı temınat 225 000 TL olup ıhale saatınden on ce muessese veznesıne yatırılması şarttır Teklıfler ıhale saatıne ka dar Muessese Haberleşme Servısıne teslım edılecektır Postadakı ge cıkmeler dıkkate alınmayacaktır 3 B J ışe aıt şartname Muessese Tıcaret Mudurluğunden temın edı lebılır ve ısteyen asansoru görebılır 4 Müessemız 2886 sayılı kanunu tabıı olmayıp, ıhaleyi yapıp yap mamakta ve dıledıĞıne vermekte serbesttır TLRKtYE ÇIMENTO \ E TOPRAK SANA^tl T A Ş Yanmca Seramık Sanayıı Muessesesı Basın 12063 İLAN ANKARA ASLİYE 10. HUKUK HÂKİMLİĞİNDEN Sa>ı 1984/327 Davalı Salıh \blak'a, Yıldızelı ılçesının Sandal Koyunden Davacı, Mılb Savunma Bakanlığı tarafından Da\acı bakan lığa aıt araca çarpmanız netıcesınde me>dana gelen hasardan dolavı alevhınıze açılan 91 729 lıralık tazmınat davasının >apılan vargılamasında 7 2 1985 gunu ıçın adınıza ılan voluyla teblıgat >apı!dıgı halde Mahkemeye gelmedığınızden hakkınızda gı>ap kararı çıkarılmasına, duruşrnanın da 14/3/1985 gunu saat 11 25'e ertelenmesıne karar \enlmıştır Behrtılen gun ve saatte Mahkemede hazır bulunmanız aksı takdırde bundan bo>le davava gıyabınızda de\am olunacağı gıvap kararı >erıne ge^mek uzere ılan olunur 8/2 1985 Basın 12360 • Ehlıvetımı kaybettım GeçerMERHIB* YAŞMMK Cuzzam Ca$d« B> HasUMtte sızdır K S d C O A « * MUSTAFA YÜCEL TEŞEKKÜR Oğlumuz Ozan Dağlı'nın uzun zamandan ben çekmekte olduğu hastalığını teşhıs ve tedavısı>le sağlığına kavuşturan Çocuk Sağlığı ve Hastalıklan Uzmanı Sayın Dr. VEHİT BEKTAŞOĞLU'na sonsuz teşekkurlerunızı bıldınnz VİLDAN HASAN DAĞLI KİRALIK DAİRE ARANIYOR Bakırköy veya Atako>'de kornur kalonferlı, su sorunu olmavan Tel: 526 60 72 528 66 19 Daıre aranıyor • Sıgorta kartımı, hüvıyetımı kaybettım Hukümsüzdur MUSTAFA ALACAM • Kızım Sibel Oz'un nufus kâğı dı kavboldu Hukumsuzdur Annesı EStN KIRPIKLI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle