19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 KASIM 1985 ATILLA DORSAY KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 SAV1N ORHAN BOKAN'IM ^ EDĞ GiBİ. İĞ; MA Ğ GAR.P AMA ĞERCEK Bu ARI KENDİN. GÛU£N AVNADA SAMVOR SİNEMA HAYVANLAR İSMAIL GÜLGEÇ Vietnantda bir ölüm makinesi İlk Kan 2 / Ratnbo (Rambo: First Blood 2) / Yönetmen: George Pan Cosmatos / Oyuncular: Sylvester Stallone, Richard Crenna, Charles Napier, Steven Berkoff / Bir Amerikan (Coralco Films) yapımı / Emek, As, vs. 1947 doğumlu Alman kızılderili kırması Johnny Rambo, bir önccki fîlmde ortalığı birbirine katmasınm ve 'devtet güçteri'ne karşı verdiği amansız savaşın bedelini, bcş yıl için mahkum olduğu taş ocaklannda kazma sallayarak öderken, Vietnam'daki eski komutanı ve yeryüzündeki belki tek dostu Trautman tarafından yeni bir 'iş' önerisiyle hapisten çıkarılır. Savaşın bitiminden yıllar sonra kayıp 25.000 Amerikan askerinin âkıbetini öğrenme işi vcrilmiştir ona... Vietnam'ı avucunun içi gibi bilen, dilini konuşan, *cehenncmi evi sayan' bu yenilmez, güçlü, ustün adam, yalnızca düşmanın elinde tutsak bulunup bulunmadığını araştıracak ve bulursa 'resimlerini çekecektir'. Bu 'resim çekme' önerisine seyirci kadar Rambo da şaşmıştır, ama herkes 'iistün adam'ın resimle fılan yetinmeyeceğini, ortalığı allak bullak edeceğini bilmektedir! KİM KÎME DUM DUMA BEHiç AK Birkaç esir için Rambo, uçaktan atlama deneyiyle birlikte başlayan çeşitli aksiliklerle uğraşarak, "AvcT ve "KıyameC gibi Amerikan filmleri sayesinde oldukça âşina olduğumuz 'Vietnam cehennemi'ne dalar. Oradaki 'göırv arkadaşT, olur a, fıstık gibi bir Vjetnam kızıdır. Rambo, Amerikan tutsaklarınm fare, sülük gibi sevimli hayvanlarla yakın ilişkiler kurmak zorunda bırakıldığı 'kampı' basar, bir tutsağı kaçırır. Ancak dostu Trautmanın bastırmasıyla peşlerinden gelen helikopter, çepeçevre düşmanla çevrilmiş kahramaniarımızı tam kurtarmak uzereyken, Saygon1 daki karargâhtan gelen bir emirle vazgeçip geri döner. Rambo, Amerikan yönetimindeki 'kimi alçakların' (bu deyim bizden değil, filmdendir) oyununa getirilmiştir. Vietkong1 un elinde gerçekten de Amerikan tutsakları bulunduğunu ortaya koyması, anlaşılan ABD'nin işine gelmemektedir, çünkü ABD onları kurtarmak için Vietnam'ın savaş sonrasmda istediği yüklü tazminatı ödemek zorunda kalacaktır. Eee, 'birkaç eslr için' Amerika'nın milyonlarca dolara sıvanmasına değer mi? Tekere çomak sokan Rambo, yakası açilrnadık işkencelerle dolu yazgısıyla başbaşa bırakılır. Ama Rambo bu... Neler görmüş geçirmiştir!.. Silahlı asker kaynayan karargâhtan kaçmayı becerdiği gibi, yuzlerce insana karşı tek başına savaşacak, köprüleri, kampları, depolan vs. ateşe verip havaya uçuracak, bir helikoptere karşı verdiği savaşımı da kazanıp ele geçirdiği araca doldurduğu tutsaklarla, kendisine madik atmış olan komutanın. kapısına dayanacak ve Amerikan hükumetinden hesap soracaktır!.. • • « • VtETNASTDA Alman Kızılderili kırması Johnny Rambo, bes yıl süreyle kazma satlayacağı taş ocağından eski komutam ve tek dostu Jrautman tarafından çıkanlır. Görevi, Vietnam'da kaybolan 25.GOO Amerikalı'nın âkıbetini öğrenmektir. pımların tezgâhçısı George Pan Cosmatos, bu kez 'yözdevüz Amerikan' olan filminde, ilkinin yönetmeni Kanadalı Ted Kotcheff'i mumla aratacak bir şiddet ve kıyım gösterisi gerçekleştirmekte, Bob Fosse'den Şerif Gören'e, en 'hızlı kurgu' merakhsı yönetmenleri hasetlerinden çatlatacak tempoda, basdöndürücü bir kurgudan medet ummaktadır. Film, en basıt davranışlardan en kanlı eylemlere içerdiği üslupçuluk ve törensellik çabasıyla Sergio Leone'nin 'spagetti western'lerini, Rambo'nun 'sefere hazırlanma' bolumleriyle James Bond'ları, Rambo'nun ormanda koca bir 'kızıl tabur'u teker teker, hepsi de farklı ve hepsi de birbirinden korkunç yontemlerle öldürmesi bolümüyle ise "13. Giin" vb. korku filmlerini anımsatmaktadır. Tum bu 'parça bohçası' etkiler toplamı içinde Cosmatos, kuşkusuz son kerte oyalıyıcı, seyirlik, neredeyse keyifli bir gösteri ortaya koymaktadır. Elbette mıdesi bu tur şeyleri kaldırabilenler için!.. onu sevdiğimiz kadar onun da bizi sevmesini." Burdaki 'biz', Vietnam, Kampuçya. Nikaragua vb. ulkelerde 'kellekoltukta' Amerikan çıkarlarını savunduktan sonra ulkesine döndüğunde 'uyum saglayamayan', bir 'kahraman' davranışı görmeyen, köşesinde unutulup gıden savasçılardır, çağdaş sılahşörlerdir.. "Rambo" kendi çıkar ve çılgınlıklarını ABD çıkarlarıyla ustaca birleştiren bu seriivencilere acımamızı istiyor. Vah vahf.. P Î K N İ K PİYALE MADRA ^İnce hesaplar" ve ötesi... Stallone \e (yakında "Terminalor" isimli ilginç bir filmde yönetmen olarak izleyeceğimiz) James Cameroun tarafından yazılmış senaryo, filmdeki iç kaldırıcı şiddet/öldürme eylemlennden her bırine uygun kılıflar hazırlamav ı iyi beceriyor. Sovyet ve eski Nazi takviyeli kızıl Vietler, gozu dönmüş katiller, işkence ustalarıdır. Rambo ve tutsakları 'ABD'nin >üksek çıkarlan' için gözu kırpmadan ölüme vollayan komutanlar. Amerikan dizi filmlerindeki gibi surekli bir şeyler içip duran sevimsiz tiplerdir. Hepsi de Rambo 1 nun çılgın öfkesini ve intikamını hakkeımiştir. Seyirci için Rambo ile özdeşlesmekten ve yaptıklarını onaylamaktan başka seçim kalmamıştır. Ama doğruyu söylemek gerekirse. film ABD'ye de \onetim duzeyınde oldukça ilginç bir eleştiri getirmekte, 'ulusal ve>a uluslararası çıkarlar' kılıfıyla bir \eya birçok vatandaşını nasıl gözden çıkarabileceğini gö$termektedir, "Ka>ıp"tan "Ateş Altında"ya son yılların siyasal kimi filmlerinin de yaptığı gibi... Peki, tipik Amerikan değerlerini doğrulamaya yonelik bir Tılm olan "Rambo^ 'da, filmin kahramanı Johnny Rambo, niye 'safkaıt' bir Amerikan genci değil de, Alman Kızılderili karışımı olarak sunuluyor? Bunun ardında da inçe bir hesap, orneğin filmi görunce hemen akla gelen ırkçılık suçlamasından sıyırma dtişuncesi mi yacıyor? Tüm bu 'ince hesaplar' ustunde duşunmek \e 'ustunadam' seruveninin nerelere dek gıdebileceğini gormek için bileolsa "Rambo"yu ızleyin denm.. Çeşitli açılardan yılın en ilginç filmlerinden bıri bu... fflZU GAZETECİ \ECDET ŞEN ABD'nin gerçek Rambo'ları da var... Film, kuşku yok ki, genelde gunümüz Amerikan ideolojisi, Amerika'nm 'insan haklan'm koruma perdesi ardındaki yayılmacı siyaseti, ABD'nin oynamaktan bir turlu vazgeçmediği 'dünya jandarmahğı' rolü için ulusal düzcyde gereksinme duyduğu 'Amerikan ideallerine inanç' ve sorgusuz sualsiz milliyetçilik kavramları için ilginç bir propaganda malzemesi oluşıuruyor. Rambo tipi tümuyle "düş iirünii' mu ki? İran'daki tutsakların kurtarılması için duzenlenen baskından en son AckiHe Laaro olayındaki uçak kaçırmasına, kimbilir kaç olayda Amerikan Rambo'ları göre\ aldılar... Aradaki fark, gerçek Rambo'ların çoğu kez perdedeki kadar basarılı olmamalan, işleri yüzlerine gözlerine bulaştırmaları!.. Film bovunca tam bir gerı zekâlı görunumü sergıleyen, ağzını bıçaklar açmayan Rambo Stallone'nin filmdeki en uzun (ve tek butün) cumlesi, finalde: "İ'lkemden ne mi istivorum? Tek bir şe>: Biıim 'Parça bohçasr anlatım... "İlk Kan 2 / Rambo" şu kısa özetten, ama daha iyisi fılmin seyrinden anlaşılabileceği gibi, sinemada 'iistün insan' mitosuna adanmış nimlerin son durağıdır. Rambo, filmde bir orduya bedeldir, gerçek bir oliım makinesi, acımasız bir savaş ilahıdır... Üstün insan imajının bu noktadan sonra daha nerelere gidebileceğı, başta Rambo'nun kendisi tüm bu tür kahramanların gelecek filmlerde artık ne yapabilecekleri meraka değer... Gösterişli ve genelde uluslararası ustün ya ÇİZGİLtK KÂMİL M4SARACI Seyri zevkli, ama içi boş bir film Senaryo, Yönetim: Atıf Yılmaz / Görüntü: Orhan Oğuz / Müzik: Aitila Özdemiroğlu/ Oyuncular: Müjde Ar, Nur Sürer, Yılmaz Zafer, Deniz Türkali / Mine Film yapımı (Lale, İnci, Yumurcak, Kristal, vs.) Kocası yıllar önce ölen Suna, evli bir erkekle sonu belirsiz bir ilişkiyi surdüren Ayla ve dört kocadan boşanmış, beşincisini arayıp duran antikacı Gönul biraraya gelir, gunümüz Türkiyesinde kadın / erkek ilişkileri, kadının en burjuva çevrelerde biie nasıl hâlâ sömürüldüğü, 'mal' olduğu ustune göruş değiştokuşu yaparlar... Sonra Suna, 'sanat fotografçısT Engin'i gönır ve 'güvercinler uçar' gönlünde (ve perdede). Yıllardır erkekten uzak kalmış kadınla, genç, serüvenci, kendinden asırı emin ve hafif 'sadist' fotoğrafçı arasmdaki ilişki, Ayla'nın sorumsuz evli sevgilisiyle ilişkisinden daha mutlu sonuçlanmayacak ve iki kadın, kendilerini çocuklu ve erkeksiz bir dünyada avutmak zorunda kalacaklardır... Dul Bir Kadtn AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAS inist ) TARIHTE BUGUN MCMTAZ ARIKAS ERKEKSİZ BİR DÜNYA Kocası yıllar önce ölen Suna (Mujde Ar), evli bir erkekle sonu belirsiz bir ilişki surdüren Ayla (Nur Sürer) ve foıoğraf sanatçısı, Engin (Yılmaz Zafer) filmin üç baskişisi. İki kadın, sonunda kendilerini erkeksiz bir dünyada avutmak zorunda kalacaklar. oldukça atipik (fotoğrafçı Engin gibi: Kaç kişi var böyle, Türk toplumunda?) kişiler, çokluk çizgidışı, 'marjinal' kahramanlar, olanaksız ilişkiler, kırık aşklar yaşıyor, sonunda mutsuzluklarını kavrıyor, ama yine de yaşamayı kabulleniyorlar. Diğer bir deyimle, Yılmaz, beylik melodram konularının çevresinde ustaca gezinen, ama melodram tuzağına duşmeyen aşklar, dramlar, gönul ilişkileri anlatmayı seviyor. tutan foıoğraf sanatını ilk kez bir Türk filminin dokusuna bu denli zevkli, özenli biçimde yerleştirmeyi başarıyor. Sevişme sahnelerinde, gerek soz, gerekse goruntu olarak oldukça "cüretli' seyler denemesine karşın yine bayahğa, zevksizlığe duşmemeyi, hep 'estetik' kalmay, biliyor. Ancak "Dul Bir KadııT'ı onemli bir filmi savmak kolay değil. Kişileri pek yaşamıyor, sanki bir yaz gunu veya bir Bodrum latiliyle birlikte geçip gidiyorlar. Filmin kadınerkek ilişkileri üstüne "bildiri'sini dile getiren Gonül'un sonunda beşinci kocayı da tavlayan bir 'sosjete gıilü' olması, acaba bu bildırıye ne denlı katkıda bulunuyor? Suna gibi oldukça akıllı gozuken bır kadın. başran bir avâre, bir sorumsuz olduğu görulen Engin gibi bir gence nasıl kapılıyor? Filmde hiç bır 'olıımlu erkek' tipının olmanıası, Yılmaz'ın bu kez aşırı bir 'feminizm' tuzağına duştüğunu göstermiyor mu? Hele finalde, erkekleri yaşamlarından dışlamış iki kadının koşup oynamalan, elbette 'melodram' bir sona yeğlenir. Yaşam her şeve karşın sürecektir kuşkusuz. Ama Yılmaz bu sahneyle, sanki erkcği dışlamış bir kadın yaşamınm da mumkün olduğunu savunur durunıa düştuğunu farketmiyor mu? Yılmaz, boylece, birkaç yıl once filmlerıni izleyip eleştirdiğımiz Alman 'feminist' kadın yönetmenlerinin duştuğu tuzağa duştüğunu görmuyor mu? "Dul Bir Kadın", seyrı zevkli, oya gibi ışlenmiş, olgun bır film. Ama cilasının altında içi oldukça boş. Antalya Şenliğı'ndeki birincıliğı de bence tartışma goturur. Gorun, ustunde duşünun, tartı^ın derinı. Çunku her şeve karşın, kadını odak noktası alan fılmlerımiz asiında o kadar az ki!.. 8 Kasım ISLAM KÖPRÜSÜf 13OO'OB BUGÜN, BİR ALMAH DEGGİSİ, İSTAHSUL BOĞAZJ'NA YAPtLMAJC ÜZEKE HAZIfUANMlÇ BİG. ASMA KÖPBÜ TASABlSI YA/INLAPf. "iLLUSTKfefffE Z£ITUN6"ADU OBRGİ, 8U KÖP&ÜYLE İKİ KtmNlN BAĞiANACAĞINI VE ULAŞ/M İÇİN OIA6ANÜSTÛ 8iR. OLANAK YAtSATtLACA&NI ILSRİ SÛHA4ÜŞTÜ. PAPİÇAH JT. ASOÜiMAMİr ZAMANIAIOA YAYINLANAN SÖZ KONUSu 7XCA£l, OSAAANL/LAR'1N ıLSİSİNİ ÇEJZMEfC iÇlfil /SLAM M'MA&ISİNÛEA/ YAIiA/ilANILDIĞt /Z13NİMIM VERlYOeOü. AfJCAtC O S/GALAe, OSMAHLI İMPARATO&LUĞU BU 7İP ÖNE&LEJÎİ DlKJCATt ALABıL£C£K 0UR.UMPA DSGtLDl.. Kent ve burjuvazi öyküleri Atıf Yılmaz, bir zamanlar onca eğildiği köyükasabayı geride bırakmış, büyük kent ve burjuvazi öyküleri anlatmaya kararlı gozüküyor. "Sevgi Üstüne Çeşillemeler" diyebileceğimiz "Mine", "Seni Seviyorum" gibi filmlerinden sonra "Dagınık Yatak"la başlayan bu döneme de, neredeyse 'sevgisizlik üstüne çeşillemeler' demek mümkun... Yılmaz'ın artık eğildiği küçük ve büyük burjuvazi çevrelerinde, kimi Türk toplumunun bu kesimleri için oldukça tipik, kımiyse 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet Tütün cinsleri ıslah ediliyor Tuiun tnhisar ıdaresince Turk tuıünlerimn acun piyasalarındakı rağbetı muhafaza etmesi ve kalıtesinin dunya sigara harmanlarmdaki oynadığı rolu daha iyi yapabılmesi için keyfiyeten ıslahı noktasından alman tedbirler hayfi ıtierlemiştir. 8 Kasım 1935 Bunlarm çoğaltıhnasına çahşılmaktadır. Bundan sonra, keşfolunacak onemli tütün tiplerı köyluye bedava dağıtılacaknr. Bundan başka, birçok tütün hastalıklan teıkik edilmiş ve bunlarm mahiyeti anlaşılınıştır. Malum olmayan hastalıklar pek az kalmışttr. Karademz taraflan tutunleri Samsun tecrube istasyonunda 1935/1985 ıslah edılmektedır. Bazı mıntakalarda kulianılan tutün tohumlan tamamile değişıirilmistir. Şahin Kaygun'un katkısı "Dul Bir Kadın", Atıf Yılmaz: ın bu yeni döneminin de, artık ulaştığı anlatım ustahğımn da tipik bir dışavurumu. Anlatım açısından hiçbir kusur ve eksik içermeyen, olgun çağındakı bir yönetmenin özenli, incelikli bir ürıinü. Yılmaz, Şahin Kaygun'un da katkısıyla filmde onemli yer Bu arada, Samsun ve Maltepe tecrube enstitülennde Turkiyenin bütiın tohumlanmn yedi senedenberi yapılan ıslıfa tecrubelennde çok muvaffakıyetli sonuçlar alınmıştır. Bu sayede Türkiye tütün ttplerinin bir çoğu tesbit edıtmışlır. Nıkoıinsız bır iıple fevkalâde kokulu ve tskeçe tüiünune hemen hemen muadıl bır ttp bulunmuşiur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle