19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahibi: Cankuriyct Matbaacıbk ve Gazetecilık Türk Anonim Şirketi adına Nadir Nadi, • Genel Yayın Müdıiril: Hasan Ccmal, Müessese MuJüru: Eminc U^aktıgil, Yazı [şlen MüdurU: Okıy Goaensin. • Hab«r Merkezı Muduru: Yalçın Ba>er, Savfa Duzenı Yönetmeni Ali Acar, # Temsılcıler: ANKARA: Yalçın Doğaa. İZM1R. Hikmet Çetinka», ADANA: Mchmet Mercaa. tstanbul Haberlen: Helıa Öı, Dıs Haberler: Effua Bala, Ekonomi: Ounan Ulagay, KaltUr: Vdın Emtç, Magazin: Yalçn Ptkşe», Spor Danışmanı: Abdalkadlr Yüodmaa, OOzeltme: Reflk DartMf, Araştırma Şahin Alpajr, tş Sendıka Ş a l u u Kelcnd. Haber Araşurma. Ufyk GMdemir, # Koordinatör Akmct Konıban. • Malı Işlcr: Erol txi.au tlan: Zija Ei|eae, Halkla llışkıler: GiMcrca Kofar, ldare: Huaeyta Gam, tşletme. Sadu» SÖMMZ. Basan ve Yayaıu Cumhuriyct Matbaacıbk ve Gazetecüik TA.Ş. Türk Ocajı Cad. 39/41 Cagaloğlu Istanbul, PK: 246lstanbul, Tel: 526 10 00 (9hat), Telec 22246 • Burolar Anltan: Ziya Gökalp BuKan İnkılap Sokak No: 19/4 TW: 33 U 4147, Telex: 42344 • t z n i n Halit Zıya Bulvarı No: 64/3,Tel: 25 47 0913 12 30 Telot: 52359 • Adana: Çak.nak Cad. No: 134 Kat 3, Tel: 1455019731 1elex: 62155. Ihl UOPRl ARASINDA BİR PAZAR Hattçtn Avrupa yakasınüa, bnkapanı ve Galata Koprulen arasındu *u.u>. .«.. y t ;.«? Paıarı esnafı Haliç çalışmalan sürerken endişesiz, korkusuz, hemert yanuıda uıanan kıyı şeridinin yıkılarak yeriniyeşil alana bırakacağını biliyor ve seviniyordu da. 25 bin kişinin öğle saatlerinde nefes alabileceği yeşil bir sahil şeridi 40 metre genişliğinde de olsa 50 metre genişliğinde de olsa Perşembe Puzan'na dokunmuyordu. Belediye 40 metreyi 100 metreye çıkardı ve iki köpru arasındaki kıyı şeridi, ytr yer 100metreye kadar açıldu Ama bu, tüm planlarda "Merkeziİş Alanı" olarak yer alan Perşembe Pazan'na yine dokunmuyordu. Dalanu göre hem kıyıda hetn Ptrşembe Pazarı'nda binası olan esnaf, çalışmalara "alkış bile tutuyordu." Ancak bu alkışlar arasında mahkemeye basvurular da vardu Ve birden Beyoğlu Belediyesi'nin uç dakikada aldığı bir karar Perşembe Pazan'ndaki alkışlan mahkeme dosyalanna bıraktu Tüm planlarda (MİA) olarak bilinen Merkezi İş Alanı, belediyenin karart onaylamasından sonra "yıkılacak bölge" oluverdL Şimdi Galata Kulesi'nin yukardan baktığı 400 bina ve 25 bin çaüşanı ile tarihi Perşembe Pazan yıkdacağı günü, mahkeme.dosyalan da "karan" bekliyor. (Fotoğraf: UĞUR GÜNYÜZj Perşembe Pazan esnafı anayasayı ezberledi MERKEZİ İŞ ALANI NEDİR? Buyuk Istanbul Metropol Alan Nazım Planı ile Haliç Düzenleme Nazım Planlan, içinde iş hacmi nedenıyle merkezi ıs alanı (MİA)olarak tanımlanan Perşembe Pazan, Galata ve Ataturk köprülen arasında 50 bin metrekarelik bir alanı kapsıyor. 20 lemmuz 1985 'e kadar kabul edılen tum Haliç temizleme planlan içinde, demzden 100 metre ıçeriye kadar açılması planlanan gezı ve yeşil alanlarm dışında tutulan Tersane Caddesı'nin deniz tarafım kapsayan MtA'da 500 bina ve 2000 isyen bulunuyor. İçinde 25 bin kişının çalıştığı ve 100 binden çok tstanbullunun gelır kaynağı olarak kabul edilen MlA içinde çok sayıda tarihi bina, yapımı yeni bılmiş 10 katlı bmaiar ve belediyenin yapımmı yenı bıtirdiği 8 katlı buyük Belediye Hanı da bulunuyor. Binamn içine yeni yerleşen bazı belediye bınmlerinın yanı sıra, binamn maliyeti mılyan bulan asansörleri de yeni takıhyor. lstanbul Belediyesi, yeşil alan yapmak için Perşembe Belediye Başkanı Bedrettin Dalan, kendisine / Anakent ' yöneltilen tüm suçlamaları reddederek, "3030 sayılı kanuna Pazarı'nda yıkım karan aldı. Esnaf, Prof. Şener Akyol'u avukat tuttu. Akyol, Dalan'ı, "kanunsuzluk yapmak, mülkiyet göre" istimlaklere devam edileceğini söyledi. İki taraf da çeşitli kanıtlar öne sürerek haklı olduklarını vurguladılar. haklarmı çiğnemek, anayasayı tadil ve ilga" ile suçladı, geçen Şimdi son söz Istanbul idare mahkemelerinde. yıllarda bu suçlardan idam talebiyle yargılananları hatırlattı. KEMAL KÜÇÜK ~ ~ Istanbul ve Haliç için l980*den bu yana yapılan tüm planlarda (Merkezi tş Alanı) olarak belirlenen Istanbul'un ünlü Perşembe Pazarı'nda çalışan binlerce esnaf, Beyoğlu Bebdiyesi'nin 20 Temmuz 1985 günü üç dakikalık göruşmeden sonra aldığı bir kararla şaşluna dönuyorlardı. Istanbul Anakent Belediyesi'nin 30 Temmuz 1985 günü bu karan onaylamasıyla da şaşkmlık öfkeye dönüşüyordu. Bu tarihe değin devir teslim işlemleri süren çarşıda, 20 temmuz gunü bile yeni yapacaklan binalar için harçlannı yatırarak insaat ruhsatı alanlar, inşaata basladıkları gün yerlerinin istimlak edileceğini duyuyorlardı. Oysa istimlak konusunda belediyeye başvurduklannda, kesin olarak "4 yıihk imar programına tabi degildir" yanıtını almışlardı. Haliç kıyısmda, Atatürk ve Galata köprülen arasında kalan kıyı şeridinin 40 metreden 100 metreye değin tümüyle yeşil alan olmak üzere düzenleme çalışmalannı destekler görünen Perşembe Pazan esnafmı, tstanbul Anakent Belediyesi'nin Haliç kıyısında uyguladığı istimlak yöntemi korkuya düşürüyordu. Değeri yüz milyarlarca lira ile ölçülen 500 bina ve 2 binden çok işyeri için nasıl bir ücret ödeneceği düşünülürken, Anakent Belediye Başkanı Bedrettin Dalan'ın, "Ne dünkii ne de bugiinkü fiyatlarla değer biçeriz" şeklindeki sözleri tepkiyle karşılanıyordu. Bundan sonra da yoğun bir kavga başlıyordu. Haliç kıyısındaki Perşembe Pazan esnafmın avukathğını üstlenen 1982 Anayasa Hazırlık Komisyonu sozcüsü Prof. Şener Akyol, Perşembe Pazan'nın istimlak karannı anayasanın askıya alınması, yurttaşlann mülkiyet, çalışma ve korunma haklanrun çiğnenişi olarak değerlendiriyordu. Planı ve 1/5000 ölçekli Nazım Imar Planı'nın öngörduğü kararları uygulamak için yapılan 1/1000 ölçekli imar uygulama planlannın, nazım imar planlarma aykm olamayacağı, bu davranışın kesinlikle yasaya aykırı olduğu belirtiliyor. gönnezlikten geliyor. Ama bu karar kesinlikle geçersiz sayüacaktır" şeklinde konuşuyor. Meclis karannda tahrifat ve 3030 sayılı yasaya muhalefetle suçlanan Anakent Belediye Başkanı Bedrettin Dalan ise tüm suçlamaları reddederek "Biz 3030 sayılı kanuna göre istimlaklere devam edecegiz" diyor. Başkan Dalan, Perşembe Pazan esnafının buyük çoğunluğunun büyuk sermaye sahibi kişilerden oluştuğunu ve ozellikle demir imalat ve yan ürünleri ile uğraşan kişiler olduğunu belirterek, "Bir yü önce kendilerine Ticaret Odasında yaptığım konuşmada, "Burada demir yükleme ve boşaltması yapmayacaksınız ve ağır demir yüklü kamyonları sokmayacaksınız' dedim ve 29 kasımdaki konuşmamda 1 nisana kadar yeni yerinize geçin demiştim. Bunu hiç kimse yerine getirmedi" şeklinde konuştu.PerşembePazarı'nıngeleceği istanbu 1 tdare Mahkemeleri'ndeki davanın sonucuna b a i lı. Perşembe Pazarı esnafı, tstanbul'un en işlek ve 100 bin kişinin gelir kaynağı olan bS iş merkezinin, bir gecede "Promenat paükalan ve turistik eşya satış yerleri yapılmak için yıkılmak" istenmesinin "Devletin ancak zorunlu kamu yaran gözeterek istimlak yapabüeceği" ilkesiyle bağdaşmadığına inandıklannı belirtiyorlar. "iki köprii arasında 100 metreye varan genişlikte yeşil alan ve gezi yerleri yapılıyor. Tüm Haliç kıyılanndaki temizlemenin ana ilkesi, yol ile deniz arasındaki bolgeyi açmak olduğu halde, Haliç temizligi ile Ugisi olmayan Perşembe Pazan'nın yıkılmak istenmesinin altında başka nedenler aranmalıdır" diyorlar. İstimlak sürecek Perşembe Pazan'nıo istimlak kararından önce de Haliç kıyı şeridinde yapılan istimlakler sırasında da Başkan Dalan'ı "kanunsuzluk yapmak ve vatandaşın istimlak parasını ödemediğini one sürerek mülkiyet baklannı çiğnemekle" suçlayan Prof. Şener Akyol, şu anda 100'e yakın müvekkili adına 13 Ekim 1985 tarihinde Istanbul tdare Mahkemeleri'nde istimlak karannın iptali için dava açmış durumda. Şikâyet dilekçelerinde, istimlak karannın alınışı sırasında 1/1000 ölçekli tatbikat planında değişiklik yaparak onaylayan Anakent Belediye Meclisi'nin, sanki 1/5000 ölçekli "Nazım tmar Plam"nı değiştirerek kabul ediyormuş gibi bir kaydı metne dahil ettiği ve karar tutanağında •tahrifat" yapıldığı öne sürülüyor. Bu arada tstanbul Ticaret Odası'na başvurarak, çeşitli hukukçulardan konuyla ilgili göruş isteyen Perşembe Pazan esnafı için Prof. tsmet Girifli ve Doç. Dr. Ta>gun Akgüner'in hazırladıklan raporda, amacın Haliç'in düzenlenmesi olmadığı, gerçek amacın saklandığı belirtilerek, "Bu durum idare hukukunda tipik usul saptırmasıdır. Belediyenin kamulastırma karan esas ve usullere uymamaktadır" deniliyor. 1/50.000 ölçekli Büyük tstanbul Metropol • Kamulaştırma bedeli Boyle bir kamulaştırma için bile olsa yüz milyarlarca liraük istimlak parasına gereksinim olduğunu, ancak Anakent Belediyesi'nin "kamulaşürma paralarını ödememek için bin dereden su getirdiğini" belirten Prof. Şener A k ^ l "Kamulaştırma bedelinin peşin ödenecegi anayasa hiikmiıdiir. Bu hiıkmü ortadan kaldırmak anayasayı tadil ve ilga anlamına gelir. Bunun cezası Türk Ceza Kanunu'nun 146. ve 146. maddesinde gösterilmiştir. Ülkemizde daha önce de kamulaştırma bedelini ödemeyen yöneticiler idam talebi ile yargılanmışlardır" şeklinde konuştu. "Anakent meclis karannda tahrifat yapılarak" kabul edildiği savlanan ve idare mahkemelerinde iptali için dava açılan "Persembe Pazan'nın kamulaştınna karan"run henuz yürürlükteki imar yasasma göre Bayındırlık ve tskan Bakanlığı'nca onaylanması gerektiğini belirten Prof. Akyol, "tşin en ilginç yanı geçen ma> ıs ayında kabul edilen yeni imar kanununda değişikiikler yapan kanunun son maddesi ile kanunun uygulanması 6 ay ileri atıldı. Ama Anakent Belediyesi bu karan Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nın onayına sunmadı. Oysa ki yeni kanun 9 kasımda yıirürluge girecek. Anakent Belediye Başkanı Bedrettin Dalan bunu MLVNEV ÖYKÜSÜ ~ 29.7.1980 1/50.000 Olçeklı Buyuk Istanbul Nazım Plam'nda Perşembepazan, Merkezi İş Alanı olarak tescıl edıldı. 8.5.1984 Anakent Belediye Meclisı'nin tasdik ettiği 1/5000 olçeklı Haliç Düzenleme tmar Plam'nda Perşembe Pazan, Merkezi İş Alanı olarak tescil edildı. 6.12.1984 Anakent Belediye Meclisi 1/1000 ölçekli Haliç Düzenleme tmar Tatbikat Plam'nda, Perşembe Pazan, "Merkezi İş Alanı" olarak tescıl edildı. $.6.1985 Beyoğlu Belediye Meclisi, 1/1000 olçeklı Haliç Düzenleme Tatbikat Plam'nda Perşembe Pazan yıne Merkezi tş Alanı olarak tescıl edildi. 24.7.1985 Beyoğlu Belediye Meclisi 3 dakikalık bir göruşme ile Perşembepazan'mn "kamulaştınlması" kararını aldı. 30.7.1985 Anakent Belediye Meclisi, Beyoğlu Belediye Meclısi'nin "kamulaştırma" kararını onayladı. ArjanurCde Alfonsitı "güven" anyor Arjantinliler yasama meclisi üyelerini seçmek için bugün sandık başına gidiyor Dış Haberler Servisi Arjantin halkı bugün yerel, bölgesel ve ulusal düzeyde yasama meclisi üyelerini seçmek üzere oy kullanacak. Dokuz yıllık kanlı bir askeri yönetimden sonra 1983 aralığında seçimle işbaşına gelen sivil bir orta sol hukümet altında gerçekleştirilecek bu ilk seçimler gerçi "genel seçim" niteliği taşımıyor, ama bir süredir ülkenin içinde bulunduğu gergin siyasal ortamdan ötürü bir tür "güven oylaması" gibi görüluyor. Dolayısıyla taşıdığı önem büyük. 1976'da darbeyle iktidara gelen askeri yönetim yerini sivillere terk etmek zorunda kaldığında arkasında çökmüş bir sanayi, olağanüstü bir dış borç, dört sıfırh rakamlarla dile getirilen korkunç bir enflasyon, milyonlarca işsiz, dört yüz bin sürgün ve en önemlisi 10 bin ölü, 30 bin "kayıp" bırakmışü. Ama askeri yonetimi, iktidarı sivil hükümetlere devTetmeye iten başlıca etken bu çok kötü bilanço değil, halkın tepkisini dışa çekmek üzere Falkland Adalan konusunda İngiltere'ye karşı girişilen maceracı eylemde uğranılan bozgun olmuştu. KOLTUĞA BAŞKAN DAYANMIYOR 1974 yılında Yunan cuntasının Kıbrıs'ta kalkıştığı maceraya benzer bir yol tutturmak Arjantin'deki cuntanın da son çaresi gibiydi. Çünkü 1976'dakı darbeyle birlikte >Tirürlüğe konan ve Maliye Bakanı Alfredo Martinez de Hoz tarafından uzun yıllar hiç ödün vermeden sürdurülen ultra liberal ekonomi politikası başansızlıkla sonuçlanmıştı. O kadar ki askeri yönetimin başı general Jorge Rafael Videla yerini bir başkasına, General Roberto Viola'ya bırakmak duru munda kaimıştı. Tabii bir ara "sihirbaz" olarak nitelenmiş Martinez de Hoz da bakanhktan olmuştu. Ancak bu nöbet değişimi de çare olamamış ve 1981 yılında devlet başkanlığı koltuğunun sahibi tam beş kez değişmişti. Videla ve Viola'dan sonra general Tomas Horacio Liendo, amiral Carlos Lacoste da şanslarını denemişler, sonunda, General Leopoldo Galtieri ABD'nin de desteğiyle 1981 aralığmda devlet başkanhğına atanmıştı. Askeri yönetimin kendi içindeki istikrarsızhğını da yansıtan bu gelişmelerden sonra Galtieri'nin başkanlığı sırasında yeniden aşın liberal ekonomi uygulamalarına dönülmüştu. Galtieri'nin Maliye Bakanlığı'na getirdiği Juan Aleman aslında Martinez de Hozun sadık bir izleyıcisiydi. Ne var ki artık içerde baskı yaparak, muhalifleri "ortadan kaldırarak" iktidarı sürdurmek giderek guçleşmişti. Çünkü halkın direnişi gün geçtikçe artıyor, butün ya GAL TIER1 Bir umut olarak sanldjğı Falkland savaşı, kendisinin sonunu hazırladı. saklara karşın hemen her gun yeni bir grev olayı ile karşılaşılıyordu. ZAFER ARAYIŞI İngiltere'nin sömürgesi olan ama Arjantin kıyılarının karşısında yer alan Falkland (Malvinas) Adalan konusunda iki ülke arasında kökü 1950'lere giden bir anlaşmazhk vardı. Bu adaların fethini kolay kazanılacak bir zafer gibi gören General Galtieri, askeri zaferinin içerde de siyasal bir zafere donüşeceğini düşlemişti. Oysa sonuç hiç de umduğu gibi çıkmadı. Yenilgiden sonra General Galtieri istifa etti. Çok partıli demokratik duzene geri donmekten başka çare kalmamıştı. Askeri yönetim "demokrasiye geçiş"i hazırladı. 1983 arahğında yapılan başkanlık ve kongre seçimini Raul Alfonsin ile partisi Radikal Parti kazandı. YENİ BİR SOLUK Alfonsin yonetiminin önündeki en büyük sorunlar ekonomi ALFONSÎN Ülkeye yeni bir soluk getiren Başkan 'ın başı aşın sağcılarla dertte. yi yeniden sağhklı bir duruma getirmek ve askeri rejim yanlılannın direnişim kırmaktı. Geçen zaman içinde ozellikle 1MF ile yapılan çetin pazarlıklardan sonra alınacak ekonomik önlemler üzerinde uziaşmaya varılmıştı. Yürürlüğe konan ekonomi politikası, kitleler için çok tatmin edici olamasa da enflasyonun aşağı çekilmesi ve ekonomiye küçük de olsa yeni bir itilim verilmesinde başanlı oldu. Siyasal planda ıse ordu ile fazla gerilim yaratmamak için ihtiyatlı bir "hesap sorma" politikası güdulmekle birlikte başta General Galtieri olmak üzere pek çok eski cuntacı mahkeme önüne çıkartıldı. Kasım ayı ortalarında mahkemenin yargısı belli olacak. OLAĞANÜSTÜ DURUM Bu koşullarda bazı askeri yonetim artıkları sıvil yonetime karşı yıkıcı etkinliklerine hız verdiler. Geçen ekim ayında 42 sabotaj eylemi düzenlendi, 1800 sağcılar ekim ayında 42 sabotaj eylemi düzenlediler, 1800 bomba tehdidi yapıldı. Alfonsin, 12 aşın sağcıyı tutuklayabilmek için ülkede olağanüstü durum ilan etti. Mahkemeler, yakalanan sanıklan serbest bıraktı. Alfonsin bugünkü seçimleri "yola devam" için bir tür güven oylaması gibi görüyor. kadar bombalama tehdidi yapıldı. Daha önceki sivil yönetimlerin başına gelenlerden ders aldıklannı vurgulayan Başkan Alfonsin yeniden askeri yönetim getirmek üzere etkinlikte bulunduklanndan kuşkulandıklan 12 sivil ve asker aşın sağcının tutuklanrnasını saglamak için ülkede şimdiye dek sağcılann başvurduğu bir yolu denemekten çekinmedi: Olağanüstü durum ilan etti. Ancak Alfonsin seçimlere az bir zaman kala alınan bu kararın yalnızca tutuklanması öngörulen 12 aşın sağcı için fiilen uygulanacağım, başka herkesin anayasal haklannın aynen sürdüğünu belirtmeyi de ihmal etmedi. Buna karşıhk sağ kesim bütün gucüyle direniyor. Mahkemeler sanıklan "delil yetersizliği" gerekçesiyle serbest bırakırken beşi kaçmayı başardı bile. Bugün yapılacak olan seçimlerin Alfonsin yönetimi için bir sınav niteliğine bürünmesi son olaylardan sonra iyice belirginleşti. Jin Abe'den ilginç bir minimodel. Kol kesimison derece değisik. Geçmiş yıllardan bir hava. Guy Laroche^un portakal rengi bir modeli. Bluz triko. Yaz modasında 1940'lam dönüş NECLA SEYHUN Giderayak yakalamış yazı Paris. Tüm yazı kış gibi geçirdikten sonra.. Acıhp saçılmış kahvelerle, restoranlarla sokaklara taşmacasına... Gündüz gece dur durak yok. Yazı yaşıyor Paris, doludizgin. Sonbaharhk yağmurla, soğuk havalara göre düzenlenmiş valizimizle ortalıkta kalakalmadık mı? Ama varsın olsun yağmur altında titreşip defile kapılannda bekleşmektense, yanlış valizle yanlış mevsime düşmek, geç kalmış bir yazı yaşayarak Paris'te dolanmak guzel. Kim hatırlayacak kışı, Tilleried bahçesindeki kocaman havoızda babalarla oğullar, yelkenli yarıştırırken? Bir kenarda bir yelkenli gemi satıcısı. Fındık fıstık, dondurma satar gibi gemi satıyor. Canınız çekti, yarışa katılmak mı istediniz, yaşınız ne olursa olsun, alın bir gemi.. Koyverin sulara. Her geminin yelkeni ayrı renk. Allı morlu, sarılı suzülüp gitsin... Yollar boyu, zaman zaman ortalığa yayılan kebap kestane kokusu da olmasa kim hatırlayacak sonbahar olduğunu? Kebap kestaneler, bir de defileler elbette.. îçerde gelecek yazm gösterildiği sonbahar defıleleri. Yoksa bu dev çadırların kapı önlerinde işimiz ne? SABREDEN DERVİŞ Sabreden derviş, modada da muradına eriyor demek ki... Çadırlann içindeki gerçek bu! "Mini" partiyi kazanmış görünuyor gelecek yaz için. Kaç yıldır çabalıyor yeniden gün ışığına çıkmak, yıldızını yeniden parlatmak için. İşte 86 yazı, mininin muradına erdiği yaz olacak. Ama... ama, bu uzun eteğin sonu geldi demek değil ki... Mini ağırlıkta, tamam. Ungaro 'nun 40 7ı yüları antmsatan bir tayyörü. MMengi biraz değişik, yorumu az buçuk farklı, ama 1986 yazı, 1940 yıllarınm bir uygulaması. O geniş vatkalı omuzlan, o kısacık etekleri, o ayakkabılan, o türbanian. O yılların emprimeleri. Her şey gerilere çekip götürüyor insanı... Jjm.ayolardan spor modellere, kasketlere, berelere, pabuçlara kadar ışıltı..Gözleriniz kamaşıyor. Ama maksi de var, midi de var, dizkapağı çevresinde boylar da.. Her mevsim olduğu gibi yalnız "on plan"da mini var. Bu kesin. 1986 yazı, 1940 yıllannın bir uygulaması. Rengi biraz değişik, yorumu az buçuk farklı ama... Görunce tanıyorsunuz savaş yıllarını, savaş yıllannın sonrasını. O geniş vatkalı omuzları, o kısacık etekleri, o ayakkabılar, o türbanlar başta. O yılların emprimeleri. Her şey gerilere çekip gotüruyor insanı. Savaşı, yıllar sonra banşta yaşamak! Modacılar bunu deniyor bu yıl. Araya biraz 1930'lu yıllar giriyor. Biraz 196O'lı yıllar. Otuzlu, kırklı, ellıli, altmışlı bir karma çıkıyor boylece ortaya. Şık ve genellikle kullanışlı bir moda bu. Geçen yazın o pastel, o romantik havasından eser olmayacak onumüzdeki yaz. O bulut pembelerine, o gok mavilerine, o saman sanlanna, tüm o aygın baygın tonlara paydos! Yazın en beğenilen ana rengi beyaz. Beyaz, kesinkes başı çekiyor. Beyaz lacivert en beğenilen renk karması. Bunun beyaz siyah izliyor. Sonra çarpıcı, yakın renkler. Ateş kırmızılan, çingene mavileri, nergis sarıları, fuşyalar turuncular, morlar... Bu arada ip rengi, kum beji, kalıcı kıyafetlere bir Afrika havası getiriyor. Bu yaz, yani gelecek yaz, Afrika gene moda gundeminde zaten. Safari kıyafetleri üe orman desenlerı, egzotik çiçekleri, giysileri, görkemli Afrika türbanian ve ilginç metal rafya karışımı takılan ile... Gelecek yaz çizgili kumaşlann altm donemi. Kareli ve puanlılar da var ama, ille çizgili... Pantolon yeniden gündemde. Duz, klasik pantolonlann yanı sıra paçalan çok bol pantolonlar da var. Gemici kıyafetleri, kasketler, bereler... Çıpa kupe, kolye ve kemerler... P1R1L PIRIL BİR YAZ Beller incecik. Karınca misali abiye kıyafetlerde ne de çok drape V&T. Ne de çok ışıltılı. 1986 yazı pırıl pırıl. Taşlar ve payetler, boncuklar, küçücük kesilmiş ayna parçalan, kristaller. Mayolardan, spor modellere, kasketlere, berelere, pabuçlara kadar ışıltı... Hele fantezi modellerde ve hele gecelerde... Tep'eden tırnağa şıkırtı!.. Pınl pırıl bir yaz. Gözleriniz kamaşıyor. İçerde yazı bırakıyor, dışarda da yazı buluyorsunuz defıleden çıkarken... Kim hatırhyor ki kışı, havuzlarda babalar cocuklarla yelkenli yarıştırırken.. Sonbahar ve kış yalnızca vıtrinlerle vahzlerde!.. Sigara Sempozyumu'nda sigaranın zararları bir kez daha sergilendi: Fîltreli sigaraya güvenmeyîn İZMİR, (Cumhuriyet Ege Burosu) Turk Tabıpler Vakfı'nın duzenledıği "Sigara Sempozyumu"nda, sigaranın faydaları, "Sigara içenleri kopek ısırmaz, çünkü bastonla gezerier, evlerine hırsız giremez, çunku surekli öksünırler, yaşlanmazlar. çünkü genç ölurler" biçiminde sıralandı. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Farmakoloji Ana Bilim Dalı bğretim uyesi Prof. Dr. Sezen Koşay, "Sigara Sempoz>umu"nda sunduğu bildiride, filitrelerin sıgaralardaki karbon miktannı azaltmadığını, buna karşın nikotinde belli oranda azalma yaptığını belirterek, "Ancak nikotin bagımlıları için belirli miktar nikotin vücuda girmesi gerektiğinden, filtreli sigara savısı arttırılarak nikotin miktan sabit tululma>a çalışılır" dedı. Tütun bitkisının kurutulmuş yapraklarında yuzde 58 oranında nikotin bulunduğunu, ancak tutün bileşimiyle sigara bileşiminin oldukça farklı olduğunu öne süren Prof. Dr. Sezen Koşay şunlan soyledı: "Farklılığın nedeni ttitiinün yanması sonucu içindeki kimyasal btleşiklerin kısmen \e>îa tamamen yeni bileşiklere donmesidir. Tütun kullanımınıu zararlı etkileri yalnızca nikotine bağlı degil, duman içindeki çeşitli maddelere ve yanma sonucu içindeki kimyasal bileşiklerin kısmen veya tamamen yeni bileşiklere dönmesidir. Tülün kullanımının zararlı etkileri yalnızca nikotine bağlı değil, duman içindeki çeşitmaddelere ve yanma sonucu oluşan yeni bileşiklere de baglı olmaktadır. Duman içinde tütiinün yanması sonucu oluşan 4 binden çok fazla sayıda kimyasal madde bulunmaktadır. Niko tin bilindiği gibi zirai ilaç olarak kullanılan çok kuvvetli bir zehirdir. İnsanda oidunicu miktan 60 mg'dır. Bu da iki ya da Uç sigarada bulunan nikotin miktandır. Sigara içirainde nikolinin yanması ve dumanın bir kısmının solunması ile vücuda giren miktar azalmaktadır." Sigara bağımlılannda ağrı kesici ilaçlann ve sakinleştiricilerin etkilerinin azaldığını one süren Prof. Dr. Sezen Koşay, sigaranın \ ücudun C vitamininden yararlanmasını da engellediğini söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle