19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 KASIM 1985 EKONOMİ CUMHURtYET/U EKONOMIDE DIYALOG » NUH KUŞÇULU 1932'de doğdu. Sultanahmet Ticaret Lisesi'ni biîirdikten sonra tngiltere'de işletmecilik öğrenimi gördiı. Ülkemizde çok ortaklt şirketlerin ilk kurucuları arasında yer alan Kuşçulu 1966'dan beri îstanbul Ticaret Odası (İTO) Meclis üyesi. 1979 yılında ilk kez İTO Yöneüm Kurulu Başkanı olan Kuşçulu halen bu görevi sürdürüyor. Kuşçulu Îstanbul Sanayi Odası Meclisi'nin de üyesi. nayicimiz, bundan yararlanmayacak mı? Eğer biz hakikaten ekonomide ozel sektöre önem verilmesi o'ayını gerçekleştirirsek, devlet sıhhatli kanallardan elde ettiği paralan, barajlara yatırır veya toplu konut fonundan aldığı fonları ferdi firmalara veya kooperatiflere verir ve inşaat sektörü gelişir ise, bunun yansıması doğrudan doğruya kuçuk esnafıma, kuçuk sanayicime olmayacak mı? Ben kuçük esnaf ve sanayicimin menfaaıini ancak makro seviyede alınan ekonomi tedbirlerini etkileyerek yapabilirim. Bugün durgun olan ekonomiyi eğer bir canlılığa doğru itecek mekanizmaları zorluyor isem Oda olarak, hizmet budur. Bunun dışında Oda olarak mesela, birtakım olaylar var. Onlan alıyorum fzmir Fuanna götürüyorum. En ufak sanayirimi alıyorum Hannover sergisine götürüyorum, görguleri artsın diye. Veya onlardan gelen diğer mesleki meseleleri inceliyoruz, mesleki meselelerdeki dertlerine çare buluyoruz. Oda olarak onlara birçok hizmetler veriyoruz. Efendim ekonominin bngiinkii işleyiş tarzının küçüklerin aleyhine olduğu, yani onların aleyhine bir diskriminasyon yarattığı iddiası da var. Acaba sizin bugiınku politikalan savunmanızla, bu politikalann kuçük işJetmeler aleyhiııe olması arasında mı bir bağ kuruluyor? KUŞÇULU Kanaatimce, eğer boyle bir bağ kuruluyorsa, yanlış kuruluyor. Çünkü aslında küçük tüccarın sağlıklı bir yonü vardır. Küçük tuccar genelde kendi öz kaynağıyla çalışır. Buyukler daha çok borçlanmıştır. Bugün, sıkıntısı olan çok borçlanmış olanlardır. İstikrar tedbirleri geldiği zaman, bu küçüklerin şansı daha çok, daha dinamik olacaktır. Ama burada şu iddiada gerçek payı var, o da bu kişilerin genelde işletme sermayelerinin eridiği konusudur. Sebebi enflasyondur, ama enflasyon bugunün olayı değildir. Sonra tekellere karşı en büyük mücadeleyi bu Oda baslatmadı mı Osman Bey siz hatırlıyacaksınız, biz hazırlamadık mı antikartel kanunlarını. Biz hazırladık, değil mi? Şimdi bunlar kime karşı, bunlar aslında büyük olanlara karşıdır. Eğer biz bugün ithalatta bir kesimin tekelınden yararlanarak, fiyatlarını arttırdığını görüp, bunu hemen bakanlıklar nezdinde uyarıp hemen tedbirini aldırıyorsak bu ufak Geçen hafta Dolaru darbe Wall Street'ten geldi Amerikan Dolan'nın dünyarun en geç kapanan döviz piyasası New York'ta Japon Yeni ve Alman Markı başta olmak üzere onemli tüm paraJar karşısında son dakikadaki rekor düşüşüne Londra, Paris, Tokyo ve Frankfurt borsalan seyirci kaldı. Türkiye Merkez Bankası da döviz kurlarını erken değerler uzerinde belirlediğinden doların duşüşu TL'ye yansımadı. 2.61 mark çapraz kuru üzerinden hesaplamayı yapan Merkez Bankası dolan 549 lira 35 kuruş, Alman Markmı da 210 iıra 35 kuruş olarak belirledi. Dolar hafta başında 550.75, mark da 208.30 TL. üzerinden işlern görmüştü. Uluslararası döviz piyasalannda hafta içinde genellikle duşük değerlerden satılan, ancak son gün yayınlanan ekonomik göstergeler sayesinde biraz kendine gelen dolar kendi ülkesinin piyasası Wall Street'te büyük darbe yedi ve Alman Markı ile Japon Yeni karşısında psikolojik açıdan çok onemli sayılan "limitlerin" altına indi. Diğer borsaiarda 2.61 mark, 209 Japon Yenideğerleriyle haftayı kapatan Amerikan parası Wall Street piyasasının kapanmasına az bir zaman kala 2.59 marka, ve 207 Japon Yenine süruklendi ve bu değerlerde kapandı. Japon Yeni karşısmda 2J54 2( 53 2.62 | • v \ i 1 1 | Doların Mark Değeri 2« 29 \ 31 30 Piyasa ekonomisînden taviz îsteyene hayır denmesi diyalog eksîkliği değil Sayın Kuşçulu, size ilk sormak istediğim şey genel olarak iş âJeminin (utumu; siz nasıl değerlendiriyorsunuz bu konuyu? Ciddi şikâyet noktalan var mı? Varsa bunlar neler? tş âlemini tedirgin eden, huzursuz eden ciddi sonınlar var mı, yoksa bunlar çok ayrıntıda kalan şeyler mi? KUŞÇULU Istikrar politikalannın neticesinde sıkıntısı olmayan sektör yok bana gore. Bizim üyelerimiz arasında geneldeki şikâyet talep yetersizliği. Zaten bu istikrar programının içinde mundemiç olan bir olaydır. O bakımdan iş âleminin başta geien şikâyeti budur. Bunun yanında tabii çok şikâyet konusu olan yüksek faiz oranlarıdır. Diğer başlıca şikâyet birtakım ithaJat ve ihracattaki çok sık değişen kararlardır. Bunların bir kısmı zaruri olan kararlardır. Çünkü sistemler oturmamıştır. Türkiye'de sistemleri henüz daha tespit etmiş değiliz. Mesela, içteki sanayıci dampingten şikâyet ediyor. Türkiye'de bir antidamping yasasının olması lazım. Dampingi yapan ulkeye karşı bir komitenin, şikâyetleri inceleyip, hakikaten o Ulkeden damping olayı varsa, buna karşı yuksek gümrük koyması lazım ki içteki sanayiyi koruyabilsin. Şikâyetlerin bir kısmı burdan geliyor. Bunun hazırlığını yapıyoruz. Hükılmete teklif götüreceğiz. Obür taraftan tabii içteki şikâyeti alan ilgililer bir fonla içteki sanayicıyı korumaya çalışıyorlar. Bu olay başladığı anda bakıyorsunuz ki bir müddet sonra sanayici de derhal fiyat arttırmaya başbyor bu sefer. Aslında fonu çok seyrek kullanmak gerekir. Bu nokta, yani kararlann sık değişmesi özellikle sanayici açısından, önıindeki birkaç yılın tablosunu bugunden görmesi açısından onemli değil mi? Yani koruma ne olacak ya da ne olmayacak? Yeni yatmm yaparken, işini planlarken sanayicinin bunu bugünden bilmesi onemli degil mi? KUŞÇULU Tabii onemli, bilhassa yatırım yapan için. Nitekim bugunkü şikâyetlerin buyük bir yoğunluğu da, bundan kaynaklanıyor. Dolayısıyla sizin söylediğiniz gibi sanayicinin uzun vadeli hukümet politikalannı bilebilmemiz lazım. Dünya konjoktüninü iyice tahmin edebilmesi lazım ve ona göre yatırım yapması lazım. Şimdi ben mesela bugün öz kaynak, yabancı kaynak oranı bozulmuş olan şirketleri suçlayamıyorum. Çünkü kendi tahminlerinden doğan bir hata değil bu. Mesela bakıyoruz ki, 1978'deki bir karar bunların bütün planlarını bozuvermiş. Şimdi bugün aslında ani bir dışa açılma yok. Bugün her ne kadar liberalleşme diyorsak da, korumacılık gümrük ve fonlar sistemiyle yürütuluyor. Bir de müsaadeli mallarla yürütülüyor. Hatta şu anda bizim bir endişemiz var. Hazine Musteşarlığı yanlış bir uygulamayı da başlatmış gibi gözüküyor, eskiden olduğu gibi imal durum belgesine benzer belgeler istemeye başladılar. Müsaadeye tabi mallar da istiyorlar veya başka sorular sorarak veriyorlar. tthalatçı genelde bu riski alamadığj için müsaade Benim de özellikle sormak istediğim bu. Onemli kararlann alınma noktasındaki diyalog. Orada ileri sürıilen bir iddia Özal hukıimetinin arada ozel sektore danışmakla birlikte "ben bildiğimi uygulartm ve özel sektörün goruşu arkadan gelir" anlayışı. Bu anlayıs var mı gerçekten sizce? KUŞÇULU Kuruluşlarla olan diyaloglarda Odalar Birliği'nin bu soylediğiniz son görevi yapması lazım. Biz çağrıldığımız zaman iki türlü çağnlıyoruz. Bir, Odalar Birliği kanalıyla, bazen de bakanIıklardan ve müsteşarlıktan bizimle ilgili konu olursa davet ediliyoruz.Burada da göruş bildiriyoruz. Burada bir noksanlık yok, ama hukümetin bence ısrarh olduğu genel polıtikalar var. Bunlardan birisi, "ben liberal piyasa ekonomisini uygulayacağım" diyor. "Burada taviz vermem" diyor. Burada belki taviz isteyenler, farklı göruş isteyenler olabilir. Isteyenlerin talebi reddedilebilir. Onlar da böyle bir reddi diyalog noksanlığı olarak yorumlayabilirler. Aslında Turkiye'deki bütün teşebbus sahipleri sıhhatli bir piyasa ekonomisinin çalışmasından buyuk faydalar görurler. Ama şu anda sıkıntıda olanlar var. Kesimler olarak bu göruşten doğan sıkıntıları kabul ettiremeyenler olabilir. Hukümetin de bu tur şikâyetlere kulağı tıkalı olabilir. Bunu da soylüyor zaten. Sayın Başbakan diyor ki, "Biz programımıza kovduğumuz ve seçim konuşmalannda da vaat ettiğimiz konulan gerçekleştirecegiz, bundan taviz vermeyiz." Bizim iş âlemi olarak burada taviz istemek yerine bu programdaki aksakIıklan tespit edip, goturüp, bunlar yapılmadığı zaman şikâyetçi olmamız lazım. Ben böyle yaptığımda hep netice aldım. Mesela finans kesiminde bankanın dışında bir sermaye piyasası olayı son kararlarla tam gelişemiyor, yine birtakım aksaklıklar var. Bunların duzelmesi lazım. Bunlar olmadıkça sırf banka kesimiyle Turkiye'deki faizlerin aşağıya inmesini ve ufak tasarrufların yatırımlara kaymasını gerçekleştirmek mümkün değil. Ulagay sordu, Kuşçulu yanıtladı: Ben, hukümetin özel sektörle diyalog kurmaktan kaçındığına inanmıyorum. Ancak hükümet, "Ben piyasa ekonomisi uygulayacağım, bundan taviz vermem" diyor. Burada belki taviz isteyenler olabilir ve bunların bazı talepleri reddedilebilir. Onlar da bunu diyalog eksikliği diye yorumlayabilirler. kesim için değil de kimin için? Biz iş programımızda öngördüğümüzun bir mislini yaptık. Bugün bu iddiada bulunan arkadaşlar iş programına imzasını atmışlardır. Bu arkadaşlar neden bir sene önce demediler ki orta sınıfa, alt sınıfa bir şey gotürmemiz lazım. Bu iddiada bulunmayan kişilerin bugünku iddialarını geçerli görmek mümkün değil. Hükümet politikalannın kajıtsız ve şartsız desteklenmesi konusuna ne diyorsunuz? KUŞÇULU Efendim bakınız hükümet politikalan bizim Odamızm kuruluş sebebi de olan, özel sektörün dinaminizmine inanmış. Piyasa ekonomisine inanmış ve buna adım adım yaklaşan politikalar olduğu surece biz bu politikalan destekleriz. Bu ister A hukümeti olsun, ister B hükümeti olsun, bunun dışına çıkan hukümetlere de biz bu politikadaki aksaklıklan belirtiriz. Belki belirli bir oranda kamuoyu oluştururuz. Çoğu kez biz teknik çalışmalarla işlerimizi yürütürüz. Ne zaman kamuoyuna çıkanz? Teknik çalışmalarda sapmalar olursa, çok büyük şekilde genel menfaatlere ve ülkenin menfaatlerine aykın bir şey olursa. Yani biz burada bir sektörün menfaati için de yaygara koparamayız. Yılmaz Buyukerşen'e, sizin orada bunu yapalım.dedim. Hay hay dediler. Gittik orada 12 ay çalışmak suretiyle 56 tane birer dakikalık programlar hazırlandı. Televizyonda görduğümüz onlar. 30 saniyeye indirilmesi için çalışmalar yapıldı. Bunlar görulmeyen hizmetlerdir. Bizim genelde yaptığımız işlerin belki yuzde 10'u gözükür, yuzde 9O'ı suyun altında kalır. Hükümete götürdüğümüz konular, yaptığımız çıkışlar da böyledir. Şimdi hukümetin bu çakışlanmıza reaksiyonu ne oldu, baktı ki, doğru bizim soylediklerimiz, nitekim 78 ay sonra da olsa bizim dediğimiz noktalara gelindi ve duzeltildi bazı şeyler. Bunlan söyleyebiliyorsak hükümete, politikasını yüzde 100 tasvip ediyoruz anlamı gelmiyor ki. Ama genelde bizim bu politikalan savunmamamız eşyanın tabiatına aykırı olur bence... son dört yılın en düşük değerinden işlem gören dolar tüm onemli paralar karşısında zirveye ulastığı şubattan bu yana toplam yüzde 22'lik bir değer kaybma uğradı. Ortalama değep ise son 19 ayın en duşük duzeyine indi. Dolann büyük değer kaybına saiı gunü açıklanan eylül ayı ticaret açığı rakamının 15.5 milyar dolar gibi buyük bir rakama ulaşması, petrol fiyatlarındaki belirsizlik ve fabrika siparişlerinin azalması neden gösteriliyor. ABD'de faiz oranlannda daha fazla duşüş beklentisi dolann değer kaybına yol acan etkenlerin başında geliyor. Altın, bir iniyor bir çıkıyor Uluslararası borsaiarda altın fiyatları 323 ile 326 dolar arasında seyretti. Içerde ise Cumhuriyet BayTamı dolayısıyla haftanın iki günü fazla bir alışveriş olmadığından altın fiyatları onemli bir gelişme göstermedi. Cumhuriyet altını haftanın dört gününde 40 bin 300*den satılırken dün Kapalıçarşı'da 40 bin 250 liradan içlem gördü. Hafta içinde genellikle 5990 liradan işlem gören 24 ayar külce altın dün aniden 5965 liraya indi. Bu inişte Merkez Bankası'nın külçe altın fiyatını 5920 liraya düşurmesinin rolü oldu. Hong Kong'da altın ons başına 326 ile 326.50 dolar arasında değerler Üzerinden satılırken, Londra borsasında haftanın son 40300 40.350 40.250 Cumhuriyet Altını 28 29 30 31 günü 323.50 dolara çekildi. Avrupa'nın en büyük borsası Zürih'te de altın fıyaüan 324.50 dolarla kapandı. Bu haftanın bir özelliği altmla birlikte tüm değerli metallerin düşük değerlerden satılması oldu. NELER OLDU Bugün iş âlemindeki şikâyetlerin çoğu talep yetersizliğinden, yüksek faiz oranlarından, ithalat ve ihracatta çok sık değişen kararlardan kaynaklanıyor. Özellikle yatırım yapmayı düşünen sanayicinin, hukümetin uzun vadeli ekonomik politikasını bilebilmesi lazım. Sermaye piyasasının gelişmesi, butıin birlikte getireceği gelişraelerle birlikte düşuniılürse. bu tekelleşme eğilimini onleme açısından da onemli bir araç değil mi? KUŞÇULU Tabii onemli araçtır. Söylediğiniz gibi bir süreç, sermaye piyasası süreci çalıştığı zaman yeni çıkacak teşebbuslerin fon tutmaları kolaylaşır. Rekabete girecek sanayileri kurabilirler. Mesala, 70 yılında ben Türkiye'de tanınmış bir cam toptancısıydım. Hiçbir büyük şirket, hiçbir aile şırketi benim kendi iştirakimle mümkun değildi. Bana güvenenlerle bir olduk, 26 kurucu ortakla "Anadoiu Cam"ı kurduk. O zaman tekel olan "Şişe Cam"ın karşısına Anadolu Cam olarak geldik ve işte Şişe Cam bu sefer tehlikeyi hissetti ve hemen butün teknolojilerini yeniledi. Ve biz piyasaya mal çıkarıncaya kadar, bize rekabet edecek ortama geldi. Ama o gun sermaye piyasası vardı. Millet enflasyon oranı düşuk olduğu için hisse senedi alıyordu. Canlı bir heves vardı. Sonra bizim iyi bir temettu politikası izlemememiz, özel sektörün izlememesi, hisse senetlerinin faiz gelirlerinin altında kalması olayı, milleti tamamen hisse senedinden caydırdı. Yeni vergi tasarılan da iş âleminde çeşitli tepkilere yol açtı. Yeni vergi tasanlarıyla ilgili olarak sizin üyeleriniz arasında bir tepki var mı? KUŞÇULU Bizim uyelerimizin arasında yakınma gibi bir şey olmadı. Ancak biz oda olarak vergi tasarılarıru inceledik ve olumlu bulduk. Bilhassa gelir vergisi dilimlerinin yukunün hafifletilmiş olması olumlu. Eskiden 50 milyon kazanan bir kişi 36 milyonunu vergi olarak veriyor, kalan 14 milyonuyla da enflasyonun etkisini dahi gideremiyordu. Nitekim iş âlemimizin butün stokları erimiştir. Işletme sermayesi erimiştir, bu son 45 seneki enflasyonist dönemde. Şimdi getirilen sistemde 50 milyonda 20 milyonunu vergi olarak ödeyecektir, 30 milyon mükellefe kalacak. Bu, vergi ödemeyi bir yerde teşvik edici. Alt kademelerde 3 milyona kadar olanlarda yuzde 25 olayı var. Zannediyorum gelecek sene serbest meslek erbabı da, beyanname verenler de vergi iadesi kapsamına dahil edilecek diye bir şey var. Bunlar bir yerde fatura alımını zorlayacak. Bir nevi menfaat çatışması olacak, bir taraftan büyük bir kesimin vergisi azalırken bir taraftan da bir kesimin gelirdeki yükü hafifleyecek. Zarar eden şirketlerin devralınması için getirilen imkân da hükümete gidip, "benim şirketimi kurtar " demek olayını durduracak bir olaydır. Yine kurumlar vergisinde dağıtılan kârlardan sonra alınan vergi zaten takip edilemiyordu. Bunun kaîkması da müspet bir olay. Bizim iş âlemı olarak tek endişemiz peşin vergi sisteminde. Burada Emisyon 31 milyar daraldı Ekim ayının son haftasında piyasadan 31.6 milyar lira daha çekilerek emisyon hacmi 1 trilyon 327.1 milyar lira duzeyine indi. Son bir haftahk daralmaya karşın, piyasaya surulen para miktan yılbaşından bu yana 354.5 milyar lira düzeyinde artış gosterdi. Bu arada, Merkez Bankası tarafından kamu ve özel kesime kullandırılan krediler, şimdiye kadar özel kesimde daralıp, kamu kesiminde artış gösterirken, ekim aynnın son haftasında ilk kez kamu kesimine yönelik kredi hacmi 91.7 milyar lira düzeyinde daraltılarak 826.7 milyar Jira duzeyine çekildi. KOLEJ VE ANADOLU ÜSELERİ GİRİŞ SINAVLARINDA BİLGİSAYAR DÖNEMİ BAŞLADI! Bizim İTO'nun çoğunluğunu oluşturan küçük iş sahiplerinin sorunlarıyla ilgilenmediğirnizi söyleyenler örnek göstersin. Biz kimsenin cebine götürüp para koyamayız. Ama makro seviyede hükümete götürdüğümüz tekliflerin, genelde ekonomiyi canlandıracak önerilerin yararını, küçükler de görecek. verilip verilmeyeceğini bilmediği için ithalata muracaat etmiyor. Ithalatı caydırıcı. Bu bir idari uygulama. Aslında bugün serbest olan libere olan ithalattan da kâr etmediğini gören yavaş yavaş elini çekmeye başlayacaktır. Gelecek sene bunu da görece|iz. Dolayısıyla benim kanaatim, sistemi oturtmak lazım. İthalatta, hatta ihracatta rejimi oturtmak lazım. Bürokrasiyi azaltıcı bazı tedbirlere ihtiyaç var. Bunların alınması lazım. Fiyatların aslında olması lazım geldıği gibi müdahaJesiz teşekkül etmesi, sanayicimizin uzun vadede plan yapacak göstergeleri bilmesi de şart... Özellikle Hazine ve Dış Ticaret Müsteşartığı uzerinde yoğunlasan kayırma iddiaları zaman zaman ortaya atılıyor. Bu sizin üyeleriniz arasında da şikâyet konusu mu? KUŞÇULU Efendim genelde bu tur şikâyetler oluyor. Ben kesinlikle bu tür kayırma olduğuna inanmıyorum. Ancak şu olabilir. Hakikaten ikna metoduyla hesaplanmızda zarar ettiğimizi, fon ihtiyacımız olduğunu gidip anlatabiliyorsak, onlar da içteki sanayiciyi korumak için fon koyabiliyorlar. Veya bazen yine kendilerinin yaptığı bir çalışmadan sonra fonun yüksek olduğu yerlerde, ithalatın yapılmadığı yerlerde veya tekel olan yerlerde zannediyorum bu fonu aşağı çekip deneme yapıyorlar. Gundeme getirilen bir konu da özel sektörle bükumel arasında diyalog eksikliği olduğu konusu, bu zaman zaman ileri sürıiliiyor, siz ne düşünüyorsunuz bu konuda? KUŞÇULU Kanaatimce hükumeıle diyalog konusu aslında teknik düzeyde devamlı oluyor, bizim odamız bu işte bir sıkıntıyla karşılaşmış değil. Bugune kadar bütun kanunlar hakkındaki göruşlerimizin hazırlandığını ve ilgili makamlara iletildiğini, bunların bir kısmınm değerlendirmelere alındığını da bilıyoruz. Benim kanaatim şu; hükümet, ozel sektör diyaloğundan kaçıyor diyemem ben. Geçen sene içersinde hükumet, Odalar Birliği ve diğer bazı oda temsilcileriyle genel kapsamda bir toplantı yaptı. Ancak o toplamıda şanssız bir olay oldu. Odalar Birliği'nin raporu hükumetle oturulup konuşulmadan basına imikal ettirildi. İşe bir nevi politika karışıyormuş gibi bir iz bırakıldı. Tabii bu odalarla olan teması biraz azaltmış olabilir. Ama unutmamak gerekir ki, bu sene Başbakan, dış seyahatlerine birçok işadamını yanında goturdu. Bu seyahatler esnasında konuşulan iş, Türkiye ekonomisiydi. Gayet rahatlıkla da, hem de herkesin onünde birçok meseleleri konuştuk. Basın konuştu, biz konuştuk. Fakat şunu da, takdir etmek lazım, bir hukümetin hep böyle her kesımle ayrı ayn diyalog kurmasf zor. Bızle kurduğu zaman muhakkak ki diğer sektörler de bu diyaloglan istiyorlar. Konuşup da, konuşmakla iş yapamayacak hale donüşturmemek lazım işi. Ama şuna inanıyorum; üç ayda bir, mesela Odalar Birliği ile müştereken hukümetin ekonomik meseleler uzerinde daha once baslatılmış olan şekliyle toplantı yapmasının yararı var. Iki turlu yararı var. Bir, iş âleminin neler çektiğini, orada neler olduğunu organizasyonlar vasıtasıyla oğrenip bu kuruluşlan daha iyi çalışmaya se\ keder, biz de çok çalışarak daha dikkatli giderız hukümetin onune. Hükumet bizim bilmediğimiz bazı olaylann nedenini bize anlattığı zaman soluk ahyoruz. Dolayısıyla bu ikili diyaloğun, nasıl Japonya'da bir Keidanren grubu varsa, bunlarla istişare edilmeden bazı kararlar almıyorsa hükumetler, nasıl İngıltere'de... ÇOCUGUNUZU KOLE4 VE ANADOLU ÜSELERİ GİRİŞ SjNAVLARINA TÜRKİYE NİN EN TANINMIŞ TEST UZMANLARI EVİNİZDE HAZIRLAYACAK! BİLGİSAYARLA... Kolej ve Anadolu Lıselerı gınş sınavlanna rıazırlanmada RAMSICO. bılgısayar donemını başlattı I urkıye de konulannı en iyi bılen eğrtımater. gınş sınavlanna yonelık tnlgı. bmkım ve tecrubelennı ViSTA COMPUTER TESTe aktardıiar Gmş sınavlanna ^ıazırlananlanr /akmdan tanıdığı RAMSICO uzTianlarınm ve oanışmanlannın urunu VISTA COMPUTER TEST en son mufredat programına uygun olarak ı Biz İTO olarak vergi tasarılarını bütünüyle olumlu bulduk. Ancak peşin vergi konusunda endişelerimiz var, bunun KDV'ye bağlanmasını yanlış buluyoruz. Bizim önerimiz, gelir ve kurumlar vergisinin yüzde 50'si alınsın ve bu on iki eşit takside bölünerek vergi tahsil edilsin ve 1984'ün değil, 1985'in rakamları esas alınsın. ki endişemiz de şuradan kaynaklanıyor. KDV'yle bağlantılı olmasından kaynaklanıyor. Ancak yeıkililerle konuştuğumuz zaman bunun KDV'nin yüzde 2'si kadar olacağını, dış ticaretten bunun alınmayacağını soylediler. Onıın yerine biz şunu teklif ettik, dedik ki, gelir ve kurumlar vergisinin yüzde 50'sini 12 eşit taksite bölun. 12'de 1 olarak alın. 1984'ü değil 1985'i esas alın. O zaman aylar itibariyle olunca ödeme kolayhğı getirir. Efendim son olarak sizt Oda bünyesindeki muhalefetin ileri sürduğü bazı iddialar var. Bu konudaki goruşunüzü al/nak tstiyorum. Bunlardan bir tane^i İTO Meclis Başkanlığı ile yonetim arasında diyalog eksikliği iddiası. İkincisi Oda'nın temsil ettiği büyük grubun, buyuk çogunluğunun kuçiık işyeri sahiplerinden oluştuğu ve bunların diieklerinin yeterince yansıtılmadığı ya da savunulmadığı iddiası var. Bir de sı/in hukümetin politikasını adeta göziı kapalı desteklediğiniz iddiası var. KUŞÇULU Izin verirseniz sırasıyla cevaplamaya çalışayım. Meclis Başkanlığı ile Yonetim Kurulu arasındaki diyalog yok iddiası, bazı arkadaşların seçimlerde kendilerinin yanına bazı uyeleri almak için ortaya attıkları bir iddiadır. Şu ana kadar Sayın Meclis Başkanıyla benim aramda en ufak bir ihtilaf olmamıştır. Öbiır konu kuçiık iıyelerin, taleplerinin dikkale alınmadığı konusu... KUŞÇULU Efendim, kuçuk üyelerin ve buyuk uyelerin meselesinde açıkça sunu ifade etmek istiyorum; tabii ki sayı olarak bizim uyelerimizin coğunluğu kuçuk ve orta şirketlerdir. Buyukler sayı olarak azdır.' Burada kuçüklerın meselelerine eğilınmiyor demek için mkal vernıeleri lazım. Şımdı biz her bir uyenın cebine goturüp para koyamayi7 Her bir uyenin mustakil davasını takıp edemeyiz. Biz makro seviyede, olumlu adımlar atar bir dunya ticaret merkezini gerçekleştirirsck. Istanbul'da ayda bir olay yaratırsak bu kuçuk sa "ÇOCUĞUNUZ BİR DÖNÜM NOKTASINDA.. GELECEĞİNİ AYDINLATIN.' COMPUTER TEST KOLE J VE ANAOOUJ LB£LBWE HAMSlCO ı urK/ye mr. en değertı îest uzmantarını VISTA COMPUTER TEST ile evınıze getırıyor Gınş sınavlanna hazırlanan 1 çccuğunijzun çelecegını aydtnlatm En yakın Haset Kıtabevı rıerkez şube veya acentalanna ya da Ramsıcoya ugrayn Bılgısayar:a. evınızde gınş sınavlanna hazırlanma konusunda aynntılı tsilg, alın • 2000 SORUB 42 TEST • 83 ANA BAŞLIK1312 KONUB DtntıUrSAL EğıtMKı Pstkolog Dr. muaHtt ADIGÜZEL OIÇIDG ve Değenendırme Brim Uzmanı • MATEMATIK 1FEN BILGISI • TURKCE • SOSYAL BILGILER • DIN VE AHLAK BILGISI • Ktn+e SAYGIN Şışh Terskkt Lrsest llkokukj Cmmn mjRTEZtOĞLU Test Uzmam ve Yazan ögretmen SAMSJCO PK. 06 âlSU S b * « u Ktyhm BAKSI Ankara Itkokutu Evıeklı OQretmen> ŞSBB ProLDı. Çgdam KAÖITÇIBA$1 BoÇaıtçt Untversıtest Ogrerım uyesı NmtnALPAM Bogazıçı OruversMsı OğMım TÜRKİYE GENEL DAGITICISI: HASET KİTABEVİ A.S. YAPIM ÜRETİM I VETUM HA3ET KİTABEVİ ACENTALAR! bıkjısayan otmayp çocugunu gaış smavlarma tukjisayaıla hdznlamefc tsıeyenlete RAMSICO çok ozeı lıatlarla ev bılgısayan sahs hızmeu Ramsico AhMİt»ı 1,4 141
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle