19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/12 HABERLERİN DEVAMI 3 KASIM 1985 UGUR MUMCU (Baştarafi 1. Sayfada) GOZLEM OLAYLARIN Armacost, Fener Rum Patrikhanesi'ni ziyaret etti mokrasirniz için gerçekten örnek alınması gereken bir tablo sergilediler. Siyasetin kişisel çekişmeler, kin haline dönüşmüş husumetler ve karalamalarla dolu sayfaları, İnönü ve Gürkan ile birlikte şimdilik geride bırakıldı ve her iki parti örgütünün önüne tertemiz bir sayfa açıldı. Hiç şüphesiz her toplumda, her toplulukta ve her örgütte rasttanan çekişmeler ve çatışmalar, bundan sonra SHP'de de yaşanacaktır. Bundan kaçınılmaz. Ama hiç olmazsa, bu birleşme çabaları, gerektiğinde insanlann parti genel başkanlığından da ayrılabileceklerini ve halkın yüzde 30 oranında oyunu toplayan bir partinin kendi isteğiyle kendisini feshedeceğini de göstermiştir. Açıkça itiraf edelim, Türk demokrasisinde böyle uygar çabalara tanık olmuyorduk. Yarınki SHP'nin il ve ilçe yönetıcileri bundan elbette ders çıkaracaklardır. İki uygar insan, şu kişisel kavgalaria dopdolu otan az gelişmiş demokrasimizde hiç de alışık olmadığımız davranışlarıyla geleceğe umut dolu kapılar araiamışlardır. HP Kurultayını izlerken düşünüyordum. Bizler, köşe yazariarı, 12 Eylül öncesinde sosyal demokratların bir araya gelmelerini isteyen yazılar yazmıştık. O zaman, CHP'nin desteklenmesini istiyor ve bu partinin iktidara gelmesini diliyorduk. Amacımız, gittikçe yaygınlaşma eğilimi gösteren o uğursuz teröre karşı CHP'yi iktidara getirmek ve bu yolla terörü önlemekti. O günlerde bazı Marksist partilerden ve yazaıiardan bu düşüncelerimizden dolayı eleştiriler alırdık. Marksist partiler ve yazarlar, hiç şüphesiz, kendi açılarından haklıydılar. Çünkü, partilerinin CHP ile ideolojik yakınlıklan yoktu. Bu yüzden CHP'nin ilerici yayın organlannca desteklenmesine karşı çıkıyorlar, tutarlı, inandırıcı gerekçeler de ileri sürüyorlardı. Bu çevrelerin haklılıkları partilerinin ideolojik yapısından kaynaklanmaktaydı. Ve bu parti sözcülerinin partilerinin ideotojik yapılan ve siyasal görüşlerini savunmaları elbette onların hakkıydı. Bizler, o günlerde, ideolojik tartışmaları ikinci plana atmıştık. Zaman, kısır ideolojik tartışmalara elvermiyordu. Birinci öncelik terördeydi, terörün CHP eliyle önlenmesiydi. CHP'yi görüşlerini beğendiğimiz ve lider kadrosuna kayıtsız koşulsuz güvendiğimiz için destekliyor değildik. O gün için terörü önleyecek bir başka sivil seçenek yoktu. Bireysel terör ve kitle kırımları karşısında, terör ile başedeceğini umduğumuz bir ilerici kitle partisini, kendi aralarındaki ideolojik kavgayı bile tamamlayamamış dar kadrolu Marksist partilere yeğlemiştik. Bizler için bir yanılgı mıydı bu? Sanmıyorum. O günlerin koşulları terörü geriletecek bir ilerici kitle partisinin iktidara gelmesini gerektiriyordu. Ufukta bir başka seçenek ve olasılık da görünmüyordu.. CHP terör ile başedemedi. Sonra da bilinen olaylar ile 12 Eylül gününe gelindi. Bugün bizler, tıpkı 12 Eylül öncesinde olduğu gibi, yine sol kesimdeki benzer eğilim sahiplerinin bir araya gelmelerini istiyor ve bu çaba sahıplerini destekliyoruz. Ne ilginçtir bu kez bu düşüncelerimize, 12 Eylül öncesi "iktidara gelsin de terörü önlesin" diye desteklediğimiz CHP'nin sayın eski Genel Başkanı karşı çıkıyor. Marksistlerin o günlerde bizleri eleştirmeleri haklarıydı. Çünkü partilerinin, bizlerin eleştirerek desteklediğimiz, zaman zaman çok da acı sözlerie eleştirdiğimiz CHP'den çok farklı konumları vardı. Partileriyle CHP arasında uzlaşmaz ve derin ideolojik ayrımlar ve görüş ayrılıkları söz konusuydu. Bugün Sayın Rahşan Ecevit'in öncülüğünde kurulmasını beklediğimiz DSP'nin SHP ile bu denli temelli görüş ayrılıkları var mıdır? '"° Oİmaöığı, DSP kuruculannın HP'den ayrılan miHetvekillerine, savundukları tabanın temsilcileri gibi hemen kucak açmalanndan belli değil midir? Elbette sol kesim içinde insanlann ve örgütlerin birbirlerinden farklı görüşleri olacaktır. Ayrılık dediğimiz "temelli" olmalıdır. Örneğin, Marksist partilerle CHP arasındaki derin farklılıkiar gibi! Sosyal demokrat partilerin nasıl kurulacağı, nasıl kurulması gerektiği ve ne gibi yapısal özelliklere sahip oldukları yeni bir "keşif" konusu değildir. İşçi sendikaları ile bütünleşmeyen bir sosyal demokrat parti, tüzüğünü altın harflerle "Biz sosyal demokratız, demokratik soluz" diye yazsa yine sosyal demokrat olamaz. Ülkede, bir "demokrasi reformu" yapmak ve kitlelerdeki demokrasi umudunu yeniden canlandırmak için solun kendi arasındaki kısır tartışmaları bir yana bırakıp, bir "iktidar seçeneği" olduğunu kanıtlaması gerekir. iki uygar insan, parti tabanlanndan gelen bu sese uyarak birleşme ve bütünleşme yolunda adımlar atıyorlar. Bizler de bu çabaları açık yürekle destekliyoruz. Son 30 yılda Türkiye, bin yıla sığacak deneyler yaşadı. SHP hiç şüphesiz önümüzdeki günlerde ve yıllarda çok değişik ve karmaşık sorunlarla karşılaşacaktır. Umarız, SHP bu denemelerden yarartanmasını bilerek iktidar olacak ve iktidar olunca da sol adına, sosyal demokrasi adına, demokratik sol adına düşülen yanlışlara ve sürüklenen tuzaklara kapılmadan demokrasi coşku ve bilinciniyaygınlaştıracaktır. TürkYunan sorunlarına müdahale etmek istemiyoruz olmaktır. Müttefikler arasındaki sorunlarda taraf tutmamaya özen gosteriyoruz. Türkiye ve Yunanistan arasındaki sorunlara müdahale etmek istemiyoruz. Ama taraflann ikisi de isterse yardımeı olmaya çalışınz. Bu, iki Ulke arasındaki bir sorundur ve onlan ilgilendirir" yanıtını verdi. Armacost, Savunma ve Ekonomik İşbirliği Anlaşması'nın yenilenmesi müzakerelerinde Türk ve ABD tarafı arasındaki görüş ayrılıkları konusunda, "Türk Silahh Kuvvetlerinin modernizasyonu gerekmektedir. Turkiye'ye ek destek saglamak OKTftY AKBAL EVET/HAYIR tSTANBUL/ANKARA, (Cumhuriyet) ABD Dışişleri Bakanhğı Miisteşan Michael Armacost, dün öğleden sonra FeBirleşme hareketiyle doğacak ner Rum Patrikhanesi'ne sürpyeni partinin, eski bir kaynağa ve riz bir ziyaret yaptı. Ankara'da düzerlediği basın köklii bir labana dayanmasına karşın, partileşmesi için zamana toplantısından sonra, ABD Dışişleri Bakanhğı tarafından tahgereksinmesi vardır. sis edilmiş özel uçağı ile İstanMüdafaai Hukuk kökeninbul'a gelen Armacost, öğleden den gelen, altı oklu cumhuriyet sonra Fener'deki Rum Patrikhaanayasasında ilkelerini bulan, nesi'ne gitti. Burada Patrik Di1961 Anayasası'yla pekişen soi mitrius 1. ile yarım saat süren biı yal devlet anlayışını demokratik görüşme yapan Armacost, ziyakapsamda benimseyen halk kit ret nedeni konusunda bir açıklelerinin partisi olmak hem ko lamada bulunmadı. Ancak, zilay hem güçtür. Kolaylık, taba yaretin "İstanbul'a gelişi nedenın hazır olmasından doğmakta niyle nezaket amacı taşıdığı" bildır. Cüçlük, savunulan fikirleri dirildi. uygulamaya geçirecek sağlıkh Armacost, akşam da ABD örgüt kurmanın koşullannda beKonsolosluk konutunda onuruliriyor. Tam anlamında partileşme bu bakımdan önemlidiç Par na verilen yemeğe katıldı. Armatileşmenin bütün tabanı kapsa cost, dün Ankara'dan tstanbul'a geçmeden Önce düzenlediği bayacak, derleyecek, toparlayacak, sın toplantısında da Türkiye'deyönlendirecek örgütlenme yay ki temaslan hakkında bilgi verirgınlığında ve derinliğinde gerçekken, "Müttefikler arasındaki soleşmesi önderlerin ustalığına nınlarda taraf tutmamaya özen bağlı olacaktır. Bu bakımdan ye gösteriyoruz" dedi. ni SHP'nin tarihsel kaynağını iyi TürkYunan ilişkilerindeki sotanıyan öncülere açık olması, genç ve taze güçleri de etkinleş runlara işaret eden Armacost, ABD'nin rolü konusunda şunlatirmesi gerekiyor. Demokratik sol tabandaki öteki hareketlere n ekledi: "Türkiye ile Vunanistan arasındaki sonınlara mudade sevecen, hoşgörülü ve açık bulunmak, birleşme ve bütünleş hak etmek istemiyoruz. Ama taraflardan ikisi de isterse yardımme eyleminin doğal mantığını cı olunız." oluştunır. ABD Dışişleri Miisteşan, ayTürkiye'de demokrasi konusunda karamsarlık yaygındır, Bu nca, Kıbrıs sorununda BM Gekaramsarlığı dağıtacak tek ilaç, nel Sekreteri Javier Perez de Cuellar'ın girişimlerini desteklemedemokrasiyi savunan büyük ve yi sürdureceklerini söyledi, güçlü örgütlerin yaratılmasıdır. "Toplumlararası görttşmelerin Demokrasiyi insanlar benimser, «urdürülmesinden yanayız" desavunur; ama örgütlenemeyen di.Basm toplantısının sorulubireylerin etkisi sınırlıdır. cevaplı bölümünde de ArmaBirleşme eyleminin protokol cost, Türkiye ve Yunanistan arade öngörüldüğü biçimde yeni ör sındaki 7/10 oranı ve Limni gütlenme yolunda yürümesi de Adasının silahlandınlmasını teşmokrasi adına kuşkusuz savunu vik edip etmediği yolundaki solacak ve desteklenecek bir olay ruya da, "Bizim genel olarak bu dır. konudaki görüşümüz iki NATO • • • müttefikimizle de işbirliği içinde her iki parti de tam anlamında partileşmiş değillerdi. SODEP bu yolda epey yol almış olsa bile henüz sonuca ulaşamamıştı. için doğrudan güvenlik çerçevesi dışında bazı yollar bulduk. ABD'li işadamlannın Turkiye'ye yaünmlara y önelmelerini teşvike çalışıyoruz. tkili ilişkilerde bazı rahatsıdıklar var. Bunlar 7/10 oranı ve Erraeni tasanlan gibi konulardan kaynaklanıyor. ABD yönetimi Ermeni tasanlanna karşı çıkmıştır. Ancak, Kongre'nin de bir söz hakkı var. Ama biz yönetim olarak gorüslerimizi söylüyoruz, bunn yapmava da devam edecegiz" dedi. Armacost basın toplantısından sonra İstanbul'a gitti. ABD Dışişleri Müsteşan bugün ülkesine dönüyor. SHP doğdu (Baştarafi I. Sayfada) Gürkan, kurultayın açüışmda yaptığı konuşmada, hiç ürkraeden ve korkmadan SHP programında devrimciliğin savunulduğunu söyledi. "Azgetişmiş ekonomiyc çok getişmiş demokrasi istiyoruz" dedi ve SHP'nin tepeden kurulduğuna ilişkın iddialan eleştırdi. Daha sonra HP delegelerinin isteği üzerine kürsOye çıkan Inönü, kısa konuşmasında, "Sosjnl demokratlar bütün diinyaya örnek olacak bir davranış orlaya koyuyoriar" dedi. Kurultay salonuna ilk gel«n SODEP Genel Başkanı İnönü ve MKYK üyeleri oldu. tnönü ve arkadaslan HP delegelerinin alkışlarıyla karsılandı. Daha sonra HP Genel Başkanı Gürkan ve Başkanlık Divanı üyeleri salona girdiler. Delegelerin "Halkçı Başkanlar" sloganları ve uzun süren alkışlanyla karşılanan Gürkan, kendisine ayrılan yere güçlükle oturabildi. Gürkan, inönü ile tokalastıktan ve gazetecilerin isteği üzerine tokalaşmasını lekrarladıklan sonra, HP Genel Başkan Yardımcısı Vedhi Atakn kurultayı açtı. Atakli, SHP'nin oluşumunu zarara uğratmaya kimsenin gucünun yetmeyeceğini vurgulayarak, "Halkımız bu bütunleşmeyi zarara uğralBuüt isteyenleri affetmeyecektir" dedi. Divan Başkanhgı'na Konya delegelerinin itirazlanna rağmen secilen Konya Milletvekili Sabri Irmak da, sosyal demokratlann çağdaş demokrasinin işlemesıne engel olan anayasa ve yasalara karşı olduğunu, duşünce ve fîkır özgürlüğünün savunulduğunu belirterek, "Sosyal demokratlann iktidannın ilk harcımn konuldugu bu kuraltayımız kullu olsnn" dedi. Divan Başkanlıği'ndan kurultaya gelen konuklar tanıtıhrken SODEP Genel Başkanı Erdal tnönü'nün anons edilmesi sırasında delegeler tnönü'nün kürsüye çıkmasıru ıstedi. Sosyal demokratlann birleşcnesi ile ilgili konuşmasmı SODEP kunıltayında yapaeağjnı söyleyen İnönü, "Halkçı Inöııü" sloganlanyla kürsuden indi ve salondan ayrüarak kurultayın öğleden sonraki bölümüne katılmadı. Konuşmalardan sonra, program değişikliği ile ilgili rapor okunarak oylandı. Yeni programın benimsenmesinin ardından HP adı nın SHP olarak değiştirilmesini ve yeni yönetimin biçimini düzenleyen tüzük oylarnaya kondu. Saat 15.45'te oybirUği ile ve alkışlar arasında tüzük kabul edilirken salon bir anda bayram yerine döndü. "SHP.SHP" sloganları arasında "Sosyal Demokrat Halkçı Parti" yazüı bir pankart Başkanlık Divanı kürsüsünün önüne asıldı. Bu arada, delegelerin arasında oturan Gürkan da " S H P " diye bağırdı. Delegeler yakalanndaki HP rozetlerini çıkararak dağnılan SHP rozetlerini taktılar. tlk rozet ise Gürkan'a takıldı. Delegeler daha sonra birbirlerinı öperik kutladılar. Olağanüstü büyük kurulvayda söz alan delegeler, ANAP'a karşıhk Demird'in yeniden polttika sahnesîne çıktığını, kendisini demokrasi havarisi gibi gösterdiğini belirterek eleştirdiler. HP'den aynlan milletvekilleri ile kuruluş çalışmalan sürdürülen DSP de delegelerin eleştirilerine konu oldu. Verilen bir ftnetge ile delegelerin konusmalan tamamlandı ve seçimlere geçildi. 33 üyeden oluşan Eiaşkanlık Divanı'na sahip HP'nin SHP'ye dönüşmesi ve yeni tüzüğe göre 80 üyeli Merkez Karar Yönetim Kunılu gerektigi için eksik 47 üyeyi tarnamlamak üzere, MKYK ve Merkez Disiplin Kunılu için seçun yapıldı. SODEP 40 MKYK üyesini SHP yönetunine verirken, HP, 7 aday daha gösterdi. Bu arada HP delegesi Yüksel lçbilen de Başkanlık Divam'na başvurarak MKYK üyeliğinc aday oldu, ancak yeterli oyu alamadı. SHP MKYK üyeleri şöyle oluştu: HP'nin Başkanlık Divanı'ndan gelenler: Vecihi Atakh. Banş Can, Kenan Nehrozoglu, Turan Beyazıt, Halü tbrabim Şahin, Cuneyt Canver, Sırn Özbek, Kadir Narin, Muhıeşem Vasıf Yucel. Durcan Emir Bayer, Sururi Baykal, Enver Özcan, Aşkın Toktaş, tbrahim Tasdemir, Yılmaz Demir, Tülay Öney, Ali thsan Elgin, lsmet Tnrhangi). Ayhan Vıral, Te\fik Büal. Münir Sevi'nç, Sahir Koçak, Yılmaz Çarkgil, Turan Özgül, Dogan Sonmez. Sermet Sı*acı, Lfuk Buyukkınk, tbrahim Yılmaz, Sabri Koç, Hiıseyin Durakcan, Veli Baz, Bilal Şişman, Arif Toprak. HP kontenjanından seçilenler: İsmail Cem İpekçi, Erdoğan Erman, Fermani Altun, Halil Nusret Goral, Hüseyin Avni Guler, Salih Alcan, Halil tbrahim Karal. SODEP MKYK uyeliğınden seçilenler: Atila Sav, Turkân Akyol, Cezmi Kartay, Muzaffer Saraç, Hkri Fışek, Güler Tanyolaç, Nail Günnan, tbrahim Önen, L'gur Batmaz, Melin Şahin, Kâzun Yenice, Turgut Atala>, Halil Akyuz, Hasan Çetinkaya, Birgen Keleş, Erol Kose. Cahit Külebi, Suleyman Sanalioglu, Cahit Talas, Erhan lŞıl. Algan Hacaloğla, Ekrem Yurdakoş, Enis Tutüncu. Özkal Yici. Mustafa Günaydın, Saim Kendir, K&mii karavelioğlu. Yedat Daloka). Mustafa Gudeşlioglu. Suphi Karaman, Kamer Genç, Mustafa Timisi, Hınr Ekşi, Fikrel Ünlü, Te»Tık Cavdar, Edip Devrimci, Cahit Angın, Kemal Seymen, Mehmet Moğoltay, Yigit Gulöksuz. Merkez Disiplin Kunılu ise SODEP'ten Rafet Tuzun, Refik Oral, Oka> Mis. Sabiha Caya, Nerin Dağlı, Adil Esmer, Suavi Evin, Dogan Konel, Baki Kuru, Faruk Marsan. Yalçın MUli, HP'den Ali Rıza Akaydın, Hayrettin Ozansoy. Turgut Altnnkaya, Neriman Elgin ve Cevdel Karslı'dan oluştu. KVRULTAY BtLDtRGESt HP Birinci Olağanüstü Büyuk Kurulıayı'nda yayımlanan bildirgede, "Ülkemizi \e halkımızı aamasu poUttkalar ve nygulamalardan konıyacak. ona destek ve umut olacak ölçüde güçlenmiş ve sonunda iktidar olabilecek bir siyasi hareketin oluşabOmesini, yurltaşlann birbirlerini oldurmedikleri, halkımn kardeş oidugu bir ulke istiyoruz" denildı. AMBLEM SORUNV Bu arada, SHP'nin amblemi konusunda daha sonra kurulacak bir komisyon tarafından çalışma yapılması bemmsendi. SODEP'in Olağanüstü Büyük Kurultayı'nın bugün toplanarak paninin feshine ve malvarlığının SHP'ye devrine karar vermesinden sonra HP ile SODEP arasındaki birleşme ve butünlesme tamamlanmıs olacak. TEYBE EL KOYDULAR Öte yandan Hollanda Yayın Kurumu NOS'ta görevü Türk gazetecisi Ahmet Azdural, Ajnsterdam'dan Ankara'ya HP Kurultayı'nı izlemeye gelirken, Esenboğa Havaalanı gumrüğunde ses kayıt cihazı ile ses banüanna "yasak" olduğu gerekçesı İle el kondu. ANKA'nın haberine gore. gumrükçüler, yurt dışmda görevli gazeteciye, "Tiiıfc vatandaşbn boyle şeyleri yurda getiremezler" dedi. Yetkililer de olayi doğruladılar ve uygulamantn doğnı olduğunu bildirdiler. (Baştarafi 2. Sayfada) dan biriKi o tür sorguya çekme olaylannda da görevli olarak hazır bulunmuş neler neler demiyor ki: İşkence yapılırmış, ama zulürn yapılmazmış, kızlara copla saldırılar yalanmış, Gürkan'a zincir vurulmamış, daha neler de neler! Oysa işin içinde yaşayan kişi soylüyor, yazıyor. Yirmi iki yıl sonra bir acı olay tüm ayrıntılarıyla gözler önüne seriliveriyor... Kimsenin ağzını, elini, kalemini, belleğini yıllar yılı kapatamazsın, tutamazsın. Toplumlar karanlıkJarı aydınlatmak, olupbitenleri anlamak isterler. istediğin kadar belirli bir zaman dilimini karanlıkta tutmaya çalış, olamaz. O tarih dönemi entnde sonunda türlü yönlerden anlatılacaktır, yommlanacaktır. Kamuoyu da, kısacası tüm ulus da, bu değişik anlatılardan bir bileşime, bir yoruma varacaktır. Atatürk dönemi, İnönü dönemi için böyle olmadı mı? Herkes konuştu, yazdı, anlattı, iyikötü, olumluolumsuz... Sonunda Cumhuriyet'in ilk on beş yılında 'tek adam' olan Atatürk'ün başardıklan, yücelttikleri çok daha iyi belirlendi, Atatürk'ün değeri, önemi günden gfıne arttı. Bugün daha iyi anlıyoruz Atatürk'ün büyüklüğünu... İnönü için de böyle. Birsavaşın alevinden yurdumuzu nasıl kurtardığını, ulusumuzun demokrasıye kavuşturulmasındaki etkınliği türlü açılardan daha iyi öğreniyoruz. Tarih olaylan, 27 Mayıs, 12 Mart, türlü başkaldırmaiar, en sonra da 12 Eylül... Bütün bunlar çeşitli yönlerden ele alınıp anlatılmaya, gizli kapaklı işlerin iç yüzü meydana çıkanlmaya başlanıyor. Başlandı bile!.. işte kitaplar, Batur'un, Gürkan'ın anılan, olayların içindeki gazetecilerin, yazartarın, politikacıların yazdıklan... Nerelerden kaynaklanmış, kimler etkilemiş, neden dolayı birtakım işler yapılmış ya da yapılmamış da bu sonuçlara gelinmiş? Hepsi hepsi sergilenıyor, daha da sergilenecek. 12 Eylül öncesinin politika adamlart, komutanları kı çogu bugün bir yana çekilmiş, ya da çektirilmiştir konuştuklarında hepimizin içinde yaşadıgı olayların perde arkasını ögrenmiş olacağız. Sorumluyum ben çağımdan' der bir halk ozanımız. Hepimiz içinde yaşadığımız çağdan sorumluyuz. "Ben bir şeye karışmadım, yalnızca gördüm, ama ses çıkarmadım" desek de bu sorumluluktan kurtulamayız. Susmak, boyun egmek, o kötü işı benimsemek, onaylamaktır. Karşı çıkmanın türlü yolları var, ille de silah elde direnmek gerekmez. Oy vermeyerek. inandıncı biçimde konuşarak, yazarak, soyleyerek, hiç değilse o işleri dogru bulmadığını, katılmadığını etkin biçimde göstererek... Acaba Zihnipaşa Köşkü'ndeki sorguya çekme işkencelerinde hazır bulunduğunu söyleyen o ünlü kişiye bu garip açıklamalardan sonra kaç yurttaş kınayıcı mektup, telgraf gönderdi? Budur karşı çıkmanın bir yolu. Tepki göstermek... Hep yazmişımdır, tarihi yanıltamazsınız... Zaman en büyük yargıçtır... Ama kimileri sanıyorlar ki güçlü, etkili oldukları süreler sonsuza dek uzayıp gider! Gitmez, gidemez, gidemiyor! Her şey, ama her şey, bir bir aydınlığa çıkıyor. Daha da çıkacak!.. Can Olan John. SAMtM LÜTFÜ (Baştarafi 3. Sayfada) da uyum yaratamıyordu. O ve bando bir türlü "aynı telden" çalamıyorlardı. Kendi doğru çalarken, öbürlerinin de doğru çalmalannı sağlayamıyor, olması gereken, o güzel uyumu yaratamıyordu. İşte o zaman hüzünleniyor, birden anlatılamaz, dayanılmaz korkunç bir yalnızlık, duygusuna kapılıyordu. Ve, hep aynı soru yankılanıyordu usunda: Neden olmuyor? Yanlış nerede? Kim haksız? Can olan John'un öyküsü nasıl sürüyor ya da bitiyor bilmiyorum. Doğrusu, benim de aklım Can'ın o bir türlü içinden çıkamadığı soruya takıldığından, anlatılanların sonunu dinliyemedim. Sahi siz ne dersiniz? Bu durumda kim yanlış? Kim haksız? Can olan John değil mi? Öyleya! Nasıl ki, New York Filarmoni'de Çanakkale Belediye Bandosu'nda çalar gibi çalınmaz ise, Çanakkale Belediye Bandosu'nda da New York Filarmoni'de çalar gibi çalınmaz. Demek ki, aralannda çaldığı insanlann oluşturduğu topluluğa ayak uyduramayan Can haksız. Öyle mi dersiniz? Doğru çalan Can olduğuna göre, sakın yanlış çaldığı için ona ayak uyduramayanlar haksız olmasın? Azınlıkta da olsa doğru çalan haklı değil mi? "Yanlışlık", "doğru" da olabilir mi? Nedense, bu soruya bir türlü kesin bir yanıt veremiyorum. Sorduğum kışiler de, hep yapılarına, meşreplerine uygun yanıtla geçiştiriyorlar işi. Herhalde bir toplumun vardığı ve varacağı yer de, hiç değilse bir ölçüde, bu soruya verilen yanıtların toplamından çıkacak sonuca bağlı olacaktır Değil mi? "BİZKIZJYOR MUYUZ?" Vehbi Koç'un, fotoğraf çeken bir gazeteciye, "Özal, Koç'u atlattı diye miyazacaksımz?"demesiüzerine Başbakan, "Siz çok ahmyorsunuz. Bizim hakkımızda her gün yazıyorlar. BU kızıyor muyuz?" dedi. (UÛUfi. GÜNYÜZ) (Baştarafi 1. Sayfada) vergi paketi, son günlerde tartışması yoğunlaşan hayali ihracat ve genel olarak ithalat rejimi üzerüıde karşıhklı görüş alışverişinde bulunuldu. Sıkı güvenlik önlemle'ri altında Emirgan'daki Abdullah Lokantası'nda yapılan ve 5 saate yakın süre devam eden yemekli toplantıya Vehbi Koç ve Sakıp Sabancı'nın da aralannda bulunduğu 14 işadamı katıldı. Saat 20.00'de başlaması planlanan yemekli toplantıya Başbakan Turgut Özal, 40 dakika geç geldi. özal'ın beraberinde lstanbul Beledıye Başkanı Bedrettin DaBu taze ve umutlu bir başlangıçtır. Parti tabanları böyle lan'la Milli Eğitim Gençlik ve düşünmektedir. Spor Bakaıu Meün Emiroğlu ve Devlet Bakanı Ahmet Karaevli'Bu birleşme çabalarını sol için çok önemli bir adım sayıyi getirdi. Ayrtca ANAP Genel yoruz. Bu çabaya katkıda bulunan herkesi kutlarız. Başkan Yardımcısı MusUfa Taşar ile lstanbul tl Başkanı Eymen Topbaş'ın da işadamlarıyla yatidara geldiginden bu yana ücrct pılan yemefe geldikleri gözlen(Baştarafi 1. Sayfada) sinde konuşan RP Izmir II Baş lerin 24 kat, fîyatlann 42 kat art di. tığını Ueri sürerek şunlan söyledi: kanı Mehmet Kaya, "Bugün Uzun bir süreden beri hükü"Curahuriyet'ten bu yana TUr metle aralannda yeterli diyaloTürkiye'yi yöneten zitaniyet gut Bey gibi bir siirü Başbakan ğun kurulamayışından yakınan emperysüizmin ve holdinglerin geçti. Hepsi akıllı adamlardı. işadamlarının 01.00 'de biten yeuşağı Bir zihniyettir. Rahibe Teresa başörtüsüyle TV'den konuş Ancak emperyalizme hizmet et mekten çıkarken, neşeli oldukma yaptı. Biz Turgut Bey'den a> tikleri için lanetlenen ve yıkılma ları dikkati çekti. Özal'la yapını özgüriüğü, başörtüsü giydi di sırasmda 1918'de dünya üçüncü lan yemekli toplantı konusunda sü olan Osmanlı İmparatorluğu görüşlerini sorduğumuz lstanbul ye Ege Üniversitesi'nden atılan ögrenci kızlarımız için de yerine, bağınp çağınlarak savu Sanayi Odası Başkanı Nurullah nulan liberal ve sosyal demokrat Gezgin, "Çok yararlı bir toplanistiyonu" dedi. Kaya, konuşmasmı "Cumhu görüşlerin yönettiği cumhuriyet tı oldu. Bu tip toplantıların deriyet Gazetesf nde Celil Gürkan idaresinde dünyada 231. olduk. vam edeceği konusunda mutabık ın anüan yayınlanıyor. Celil Gür Bu rakamlar Turgut Bey'in pek kaldık. Bir diyalog kopukluğu ve kan 12 Mart sırasında genç kız deger verdiği emperyalist istatis yakınmamız yoktur" şeklinde lann bekareüerinin coplaria bo tiklerin rakamlarıdır. Turgut konuştu. Sanayici Sakıp Sabancı zulduğunu soylüyor. Buna cevap Bey'in niyeti ortadireği kurtar da hükümetle bir diyalog kopukveren Turgut Sunalp de neden mak degil, iilkeyi ABD'ye ve yerli luğunun söz konusu olmadığını, ancak en az 6 ayda bir böyle topcopla bozulsun, o zaman 2122 holdinglere peşkeş çekmektir." lantıların duzenlenmesinin geyaşında erler vardı' şeklinde rekti|ini söyledi. Özal'la akşam utanmazca cevap veriyor. Böyle yemeğine Koç ve Sabancı'nın dıbir adamın TBMM çatısı altınşmda İSO Başkanı Nurullah da bolunması Türk milletine ha (Baştarafi 1. Sayfada) Öte yandan, Tıp Fakültesi Gezgin, İTO Başkanı Nuh Kuşkaretlir. Onun terbiyesini mület ikinci sınıf öğrencilerinden Ata çuhı, Deniz Ticaret Odası Başverecektir" diye sürdürdü. kanı Hilmı Sönmez, TÜSİAD Bu arada MKYK üyesi Cengiz Aytaç adh öğrenci ile fakültenin Başkanı Şahap Kocatopçu, İKV Kantarcı da kongrede söz alarak teksir odası görevlisi Mebmet Başkanı Asım Kocabıyık Dış Tiözal'ın yalancı olduğunu ve ik Usta, sınav sorularmı para karşılığı sattıklan iddialan üzerine, caret Derneği Başkanı Mustafa dün çıkanldıklan Eskişehir Sulh Pazaroyun Çözümleri Süzer, TİSK Başkanı Halit NaCeza Mahkemesi tarafından tu rin, Tekfen Grubun'dan Feyyaz Çeşitleme... tuklanarak cezaevine koBerken, Ercan Holding'den Canuldular. l .GÖKC AN ERUS (Veteriner vit Çıuk, Ülker Gıda Sanayi Seben) Anadolu Üniversitesi Rektörü A.Ş.'den Sabri Ülker, KamU YaProf. Dr. Yılmaz Büyükerşen, bu 2. A) 111 11 = 100 acı ve Nejat Basmacı katıldılar. konuda Cumhuriyet'e yaptığı özal, dun özel sektöre ait 2 te(33x3) + (3:3) = 100 açıklamada, sisi hizmete açtı. Özal, Gebze Di5 x ( 5 + 5 + 5 + 5 ) = 100 açıklamada, "Her iki zanlı Sav lovası'ndaki Bitlis Holding'e ait 999 + (999: 999) = 1.000 cılığa verdikieri ifadede, çeşiUi Polisan tesislerine bağlı Gülen derslere ait sınav sorunlarını paBoya Fabrikası'nı hizmete soB) I. 2520 ra karşüıgı sattıklan yolunda itikarken yaptığı konuşmada, II. 5040 rafta bulunmuşlardır" dedi. uzun zamandır özel teşebbüsle Ozal rin açılışlanna gidemediğini belirterek, "Herhangi bir küsliiğüm yok" dedi. Daha sonra Izmit'e giden özal'ın Tütünçiftlik'te yolu kesildi. Yöre halkının ilçe olma istemleri üzerine "Söz vermem zor olur, ama verdiğim sözü tutanm" diye konuştu. Başbakan, daha sonra Köseköy'de Sabancı Holding'e ait kısa adı ARGESA olan lastik grubu araştırma merkezinin temelini attı. Kordsa3 ek tesisini hizmete açtı. Daha sonra tstanbul'a dönen özal. Oîuı.t.pe'de yaptırılan Semiha Şakir Deneme Lisesi'nin açıhşım yaptı. Doğramacı (Baştarafi 1. Sayfada) düzeltilecektir", görüşünü savundu. YÖK Başkanı Doğramacı, önceki akşam Cumhuriyet Kitap Kulübü'nün açılışında muhabirlerimizle konuşurken, "Kuruluşundan bu yana geçen dört yıl içinde YÖK durmadao eleştiri alıyor. Sizce neden bu kadar çok eleştiriliyor?" sorusuna şu yanıtı verdi: "Bakın, size baştan anlatayım. Hacettepe Üniversitesi'nin kuruluşu ardından 'tam gün yasasf için çalıştım, mücadele ettim. Anayasa Mahkemesi'ne kadar gittiler. Ben Türkive'de ve dünyada uygulanmakta olan > üksek öğretim sistemlerini epey araştırdun. Diyebilirim ki, bugun Türkiye'de dünya üniversitelerini bilen, uygulamaları yakmdan tanıyan bir, ya da iki kişiden biriyim. YÖK sistemi Turkiye'ye gerekiyordu. Böyle bir sistemi kurmakla başımı an kovanına soktuğumu bildiğim halde kurdum. Herhalde çok akılsız olmalıyım. Ama biliyorum ki, YÖK sistemini kurmakla kendi şahsımda TUrkiye'ye en büyük hizmeti yaptım. Ben, Turkiye'ye hizmet etmeye çalıştım, başımı an kovanına soktum. ama üniversiteler de başıboşluktan kurtuldu." Carrington: Durum çok Executive Intelligence Review Dergisi'nin iddiasv .umhurbaşkanı Doğudaki ayrılıkçı çetelere Bulgaristan, silah gönderiyor LONDRA (a^.) Amerikan Gizli Haber Alma Örgütu (CİA)'ne yakınlığıyla bilinen "Executive Intelligence Review" dergisi, Doğu Anadolu'daki bölücü aynhkçı çetelere Bulgaristan'ın büyük silah yardımı yaptığını, ülkesindeki Türk azınlığa yönelik baskı ve eziyetlerin de Trakya'yı toprakiarına katmayı hedef alan (Büyük Bulgaristan) ülküsünden kaynaklandığını yazıyor. Türkiye'deki bölücü ve aynhkçı çetelere Bulgaristan'ın önemli silah desteği sağladığını yazan "Executive Intelligence Review" dergisi, bu çetelere Turkiye'ye yönelik operasyonlannda Bulgaristan'ın çok önemli bir rol üstlendiğini kaydediyor. Dergi Balkan Havayollarının Sofya Stockholm arasında aynhkçı çete mensuplarını taşıyan bir havayolu "rnekiği" kurduğunu da belirtiyor. V/ashington'da yayımlanan aybk dergide, "Moskova'nın (Büyük Bulgaristan) projesi, Türk azınlığa karşı katliamı öngörüyor" başlığı altında yer alan bir yorumda, İsviçre'deki "Nazi International" adlı faşist bir örgüt ile Moskova'.un işbirliği yaptığı, Bulgaristan ve Suriytfnin yardımlanyla da Doğu Anadolu'daki aynhkçı unsurlann kullanılarak Türkiye'nin parçalanmasının amaçlandığı yazılıyor. Soru satan Kitap (Baştarafi 1. Sayfada) oteki zıyaretçıler ise 100 lıra odeyerek girebiliyor. Dün Ritat 11gaz, İlhan Selçuk ve Afif Yesari'nin kitaplannı imzaladığı fuarda, yazarımız İlhan Selçuk, ayrıca çağdaşlaşma konusunda bir söyleşi yaptı. Selçuk, çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu buyuk bir kalabalığın izlediği soyleşide, çağdaşlaşmanın birdenbire olamayacağını belirtti. Bir soru uzerıne, somurünün azaldığı yerde özgurluğun başladığını söyledi ve "Çagdaslaşmada çok büyuk alılımlar yaptnış bir toplumuz, ancak toplumu değiştirmek isteyenler fikirlerinden otürü yargılanıyorlar. Demek oluyor ki, çağdaşlaşmanın her insan belleğindeki gelişiminden sonra toplumda gerçekleşmesi çok buyük zamana bağlıdır" dedi. 4. lstanbul Kitap Fuan'nda bugun de Aziz Nesin'in "Gene Gülmece" konulu konuşması yer alıyor. Fuar suresince her gun bir yazar çeşitli konularda konuşacak ve kitaplarını imzalayacak. nanistan arasvndaki durum çok (Baştarafi 1. Sayfada) zasyonu konusunda ekonomik ciddidir. Bu anlaşmazhk ittifaka güçlükleriniz olduğunu biliyo gerek siyasi, gerekse askeri baruz. İttifak bu durumu çok cid kımdan büyük zarar vermektedi biçimde göz onüne ahnaktadır. dir. Mesele bizim, NATO olarak Aynca bir de konvansiyonel sa veya Genel Sekreter olarak bevunmanın güçlendirilmesi proje nim ne yapabüeceğimdir. Meslemiz vardır. Bütün bu hususlar ğim icabı yıllar boyunca dünyagözönüne almmaktadır. Biz itti daki çeşitli anlaşmazhklara tanık fak olarak size öncelikle altyapı oldum ve şunu müşahade ettim yatırımlan için yardım sağla ki, bir sorun ancak taraflar onu maktayız. Türkiye'nin bu dilim çözümlemek istedikleri vakit çöden aldığı pay giderek anmakta zümlenebiliyor. Bu da bir masa dır. Savunma sanayii konusunda etrafında oturup konuyu müzada gerekli teçhizatı yapacak ko kere etmekle olabiliyor. Hiç sanlayhklar sağlanmaktadır ve da mıyorum ki, ne kadar önemli ve ha da fazlasını yapabileceğimizi etkili olursa olsun dışandan biümit ediyorum. ri, taraflar bir masaya oturup soBunların dışında özellikle iki runlarını çözmeye karar vermeülkeden ahnakta olduğumuz ikili mişlerse, kendi kendini hakem yardımlar vardır. Bu ülkeler ilan edip sorunu çözebilsin. Bu ABD ve Batı Almanya'dır. Al şekilde bulunacak çözüm, tarafmanların şu' sırada Türk Silahh lann hiçbirisince kabul edilmeKuvvetleri'nin bazı ünitelerinin yebilir veya taraflann biri sorumodenvizasyonuna katkıda bu nun cözümlenmesini isterken, lunmakta olduklannı söylemem, öteki istemeyebilir. sanınm yanlış ohnaz. Bir de konGördüğüm kadanyla Türkvansiyonel savunmanın güçlendirilmesi çerçevesi içinde çok yan Yunan anlaşmazhğmda taraflar lı yardımlar vardır. Bilindiği gi henuz sorunun çözum zamanının geldiği karusında değiller. bi güç hedefleri Müttefik Yüksek Komutanhğı tarafından tespit Hiç kimseyi suçlamıyorum, fakat edilmektedir. Gerekenin bir kıs müşahadem budur. Bu nedenle mını Turkler kendileri yapıyor de şu anda bana aktif bir rol düşlar, fakat bazılannı yapmaları tuğünü sanmıyonım. özellikle ekonomik güçlükler nedeniyle mümkün olamaz. Bu alanda da müttefikler devreye girmektedirler. İttifakm yar (Baştarafi 1. Sayfada) dımlan bunlardır. lamanın yanı sıra lstanbul ÇevTÜRKYUNAN re Yolu'nun Anadolu yakasında ANLAŞMAZLIĞI Uzunçayır kavşağı ile lstanbul \ akasında Zincirlikuyu kavşakNATO'nun gücünü mütte ları arasında kalan bölümde trafikleri arasındaki dostluk ve dafiğe kapah kalacak. yanışmadan aldığı bir gerçektir. Ancak TUrkiye ile Yunanistan 10 bin metre koşusu nedeniyarasındaki sorunlar bu durumu le de Barbaros Bulvarı, Beşiktaş, olumsuz yonde etkiliyor ve özel Dolmabahçe, Kapataş, Fındıkh, likle Başbakan Papandreu'nun Karaköy, Sirkeci, Eminönü, tutumu nedeniyle sonınlara mü Ebussuut Caddesi ve Gülhane zakere yoluyla bir çozunı bulun Parkı yolu. Sultanahmet'e kadar ması mümkün olmuyor. Bu ko gidiş yönünde ve yarış bitene kanudaki görüşünüz nedir ve so dar trat'iğe kapatılacak. Maratorunlan çozümleme hususunda nun koşulacağı, Balmumcu, size de bazı görevler düştüğünü Barboros Bulvarı, Beşiktaş ve kabul ediyor musunuz? Kireçburnu'na kadar bütun saCARRİNGTON Kanımca hil yolu gelış ve gidiş yonlerinde Doğu Akdeniz'de Türkiye ile Yu taşıt trafiğine kapah tutulacak. Maraton
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle