29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/8 HABERLERÎN DEVAM1 19 KASIM 1985 UGUR MUMCU GOZLEM Cenevre Zirvesi sorunların zırvede bırkac saatlık goruşme ıle çozulmesıpı beklemek kuskusuz gercekcı bır yaklaşım olmaz Gorev yaptığı sırada bırkac zırvenın gercekleşmesıne yardımcı olan eskı ABD Dısıslerı Bakanlarından Dr Henry Kıssınger söyle dıyor "Bır zırvede gerçek başan, hıcbır tarafın kazanmamasıdır Cunku hukumran devletlenn dunyasında askerı zaferın dışında kesın ve sureklı zafer kazanmak olanaksızdır Dıplomasıde, ıkı tarafa da yararı olacak bız uzlaşma sağlanmadan sureklı zafer söz konusu olamaz" (Internatıonal Herald Trıbune, 1617 Kasım 1985, sayfa 6) Başkan Reagan'la Mıhaıl Gorbaçov, aralarındakı temel gorus ayrılıklarında bugune kadar en ufak bır yaklaşım sağlanamamış olarak buluşuyorlar ABD zırvede yoresel catışmalara ağırlık verılmesını ısteyen ve muzakere pozısyonunu boylece guçlendırmeye donuk bır hava ıcınde gözukmektedır Sovyetler Bırlığı ıse dıkkatlerın ozellıkle sılahsızlanma sorunu uzerınde yoğunlaştınlması gerektığını savunuyor Sılahsızlanma konusunda ıkı super guç arasındakı en dıkenlı sorun ıse populer deyımle "Yıldız Savasları" dıye adlandırılan "Stratejik Savunma Gırışımı 'dır (SDI) Sovyetler Bırlığı bu projeye sıddetle karsı cıkarak yasaklanmasını ıstemektedır Ancak Başkan Reagan arastırmalara devam etmekte kararlıdır ABD Dısışlerı Bakanı George Shultz oncekı gun Cenevre'de gazetecılere yaptığı açıklamada, "Başkan (Baştarafı I. Sayfada) (Baştarafı 1. Sayfada) Partı lıderı ıkı bucuk sayfa tutan Ingılızce yazılmış mektubu bırkac kez okudu ve kasasına yerlestırdı Mektup şöyle başlıyordu Marttakı bulusmamızdan bu yana Turk Amenkan ılıskh lennde goz onune alınması gereken bazı yeni durumlar ortaya çıktı 10 Mayıs'ta Bay A ya konuya ılışkın uzunca bır mektup yazmiştım Mektup boyle başlıyor ve söyle surüyordu CDU'dan (Hırıstıyan Demokratık Partı) Bay üeser Kıep, Şansölye Schmıdt adına Turkıye ıçın malı yardım toplamakla meşgul Bu çok guç bır ış Bır dığer güçluk ıse Ecevit hukumetı ıle görüşmeler konusunda Sayın Kıep'ın, belkı de sağlayacağı kredınm ne zaman sağlayacaksa Turkıye'nın ve Turk ozel sektorunun değıl solcu Ecevit hukumetının daha da ıstıkrara kavuşturulacağını anlamaya vaktı yoktu Belkı de Bay Kıep, Ankara'dakı Alman Buyukelcılığının "Ecevıt'ten başka alternatıf yoktu" yolundakı goruşunu ızlıyor Mart sonunda sıze söylemıştım CDU, AP ıle ışbırlığı ıçın bır anlaşrna yaptı Gerçı CDU'nun onde gelen adamlarından Bay Scrmarz, Turkıye'dekı muhalefetın ıtıcı gucunun MHP olduğunu ıdrak etmış durumda ama ytne de yapılan anlaşma MHP ıle CDU arasında benzer bır anlaşmanın yapılmasını engellemış bulunuyor Ne yazık kı Bay Kıep, Dıe Welt'ın 21 nısan tarıhlı sayıstnda yer alan habere gore, bazı CDU'lu parlamenterlen Ecevrt'e karşı muhalefetını durdurması AP'lılerı etkılemeye ıkna etmıştır Bunun CDU ıçın kötu bırpolıtıka orneğı olduğu kanısındayım CDU Genel Sekreterı Bay Geıssler'e bır mektup yazarak "hareketsızlık polıtıkasımn" ozellıkle Turk ozel sektorü uzennde kotu etkı birakacağmı bıldınnm Alman ekonomı çevrelennın Turkıye'ye yardım konusunda gorüşlen çok acıktır Bu da bıldığınız ve daha once sıze ıletıldığı yıbı bu çevreler, Turkıye'ye yardımın Turk ekonomısının ıstıkranna bağlı olduğu bunun da hur teşebbus ve ıstıkrarlı polıtıkayı gerektırdığıdır Bu sanıyorum Turkıye'nın önde gelen hür teşebbusçülerı tarafından da benımsenen bır göruştur Helmut Bohn, daha sonra "Marfta sızınle yaptığımız göruşmeden sonra bazı Turk sanayıcılerıyle de gızlı gorüşmelenm oldu' dıyor ve unlu sanayıcılerımızden "Bay N" ıle yaptıği gızlı goruşmeden sonra "Bazı sanayıcı ve polıtıkacılar ıle de göruştuğunü" kaydedıyor Mektubun son bölumunu okuyalım Türk ve Alman ekonomılerının ıtıcı gucu nıtebğındekı sanayıcıler bence Turkıye Almanya ve OECD ulkelenndekı Turkıye'ye yardım yapılmasına çalışan hukümet yetkılılerıne karşı daha sıkı bır ışbırlığı kurulmalıdır Turkıye ve Almanydr da bırer seçkın polıtıkacı •Almanya'dakı Bay Kıep olmamalıdırulusal ekonomılenn sözcusu olmaltdır Bu sozculuğu sızın yapmanız Turk hur teşebbusu bakımından onem tasıyor Daha once mektuplaştığımız Başkanı Sayın N Amaçlarımız ıçın sanıyorum çok onem tasıyor Belkı de sızın N 'yı arayarak benımle ılışkılı bulunduğunuzu bıldırmekte yarar olabılır Sanıyorum bu yolla sızınle daha önce konuştuğumuz dığer bazı sorunlan çözmekte de başarıya ulaşılabılır Mektupta adı geçen "sanayıcı Bay N " cok unlu bır ışadamıdır Ulkemızın en tanınmış ıstıhbaratçılarından bırı de ışınden ayrılıp, bu sanayıcının yanında gorev almıştır Yıne mektupta adı geçen "Bay A" ıse eskı bır ıstıhbaratçıdır ve CIA ve Aiman ıstıhbaratı ıle ılışkıye geçtığı konusunda elde ımzalı mektupları bulunmaktadır Işte goruluyor, Turkıye'nın onde gelen bır sıyasetcısı ve sanayıcısı 1979 yılı mayıs ayında Ecevit hukumetını devırmek ıçın boylesıne çalısmalara gırışıyorlar Bu mektup devlet arşıvindedır Dıleyen arayıp bulur Yanında ıstıhbaratçı çalıştıran sanayıcı ve Federal Alman ış çevrelerı ıle bu ılışkılere gıren unlu partı lıderı hıc şaşırmasınlar, dunyada hıçbır gerçek gızlı kalmaz Gun gelır açıklanır Kasalara kıtlesenız de bu belgelerı bulur, yayımlarız Federal Alman ışadamları ıle "gızlı" goruşmeler ve mektuplaşmalar Ecevit hukumetıne yapılacak yardımı onlemek ıcın cevrılen dolaplar ve bu gızlı oyunlar ıçınde yer alan cok mıllıyetçı bır partı lıderı ve adı manşetlerden duşmeyen bır sanayıcı Oıyeceksınız kı Kım bu partı lıderı ve kim bu sanayıcP Bu mektubu yazan Helmut Bohn'un "Postfach 180308 5000 Köln West Germany" adresıne yazıp sorun Bazı ışadamları Ecevit hukumetının duşurulmesı ıcın, o gunlerde eyleme geçmıslerdı Hem de ışte böyle, yabancılarla açıkça ışbırlığı yaparak' Reagan'ın Yıldız Savasları konusunda Mıhaıl Gorbacov'a tavız vermeye nıyetı yoktur" derken VVashıngton.un katı tutumunu bır kez daha dıle getırıyordu Yıldız Savasları'nm bugun Cenevre'de baslayacak zırvede en hararetlı tartısma konusu olacağı anlaşılmaktadır Orta menzıllı fuzelerde ıse Moskova'nın tutumunda bır yumusama belırtısı sezılıyor Kremlın başlangıcta stratejık sılahlar (uzun menzıllı fuzeler) orta menzıllı fuzeler ve Yıldız Savasları projesının bırbırı ıle bağlantılı olduğunu, bunlardan bırı uzennde anlaşabılmek ıcın otekı konularda da anlaşmanın şart olduğunu one surüyordu Kremlın, son zamanlarda daha esnek bır tutuma gırerek, uç konu uzennde ayrı ayrı anlaşma olabıleceğınt ıma etmıştır Ancak Sovyetler, orta menzıllı fuze pazarlığına Ingılız ve Fransız fuzelerının de dahıl edılmesınde ısrar etmektedır Ozetle Cenevre zırvesınde nukleer sılahlar cıkmazına bır cozum yolu bulunması kuçuk bır olasıhk gıbı gözukmektedır Bunun dışında ıkı super guc arasında eğıtım ve kultur alanlarında anlaşma ımzalanması beklenmektedır Sonuc olarak, Cenevre zırvesınden dışe dokunur somut bır sey cıkmasa bıle, ıkı super gucun dıyalog arayısı ıçıne gırmıs olmaları yıne de olumlu karsılanacak bır gelışmedır Unutmamalı kı dıyalog, dıyalogsuzluktan her zaman daha tyvdır Reagan ıle Gorbaçov1 un Cenevre buluşmasının dunya barışına yararlı olmasını temennı ederız Isveç de Türkiye raporu hazırlattı HaberAraştırma Servisi Isveç Parlamentosu'nun sosyal demokrat uvelerınden Hans Goeran Franck, Turkıye'yı zıyaretınden sonra hazırladığı raporu Isveç Dısışlerı Bakanı Sten Andersson'a verdı Turkıye'de bır hafta suren temasları sırasında kabıne uyelerı, muhalefet lıderlerı, avukatlar ve sendıka lıderlen ıle göruşen Hans Goeran Franck, Turkıye'de son bırkac ayda demokrasıve yonelık adımlar atıldığını kaydettı. Parlamento uyelerının artık goruşlerini daha açık olarak ıfade edebıldıklerını kaydeden Franck, muhalefetın rolunun artmasıyla bırlıkte basın ve kamuoyunda pohtıkaya ılgının canlandığını belırttı Sıyası hayatta partılerın sayısının arttığını, bazı ıllerde sıkıyonctımın kaldınldığını, "ama olağanustu hal ilan edildiğini" kaydeden Franck, polıs ve askerı kuvvetler tarafından uygulanan ışkenceye karşı da bazı önlemler alındığını bıldırdı Raporunda kışı hak ve ozgurluklerınde "ciddi kanıtlamalar" bulunduğunu belırten Franck, DlSK uyelerı ve Barış Derneğı mensuplarının yargılanmaya devam edıldığını söyledı. Sıkıyönetım dönemınde 15 bın kışının tutuklandığını bunlann hemen hemen hepsımn de Avrupa Konseyı uyesı ulkelerde yasal kabul edıİen eylemlerınden oıuru mahkum edıldığını kaydeden Franck, ozellıkle polıs merkezlerınde ışkencenın devam ettığını vurguladı anayasa ve seçım kanununun kışı hak ve ozgurlüklerıne kısıtlamalar getırdığını, bazı polıtıkaalann polıtıka yapmasına ızın verılmedığını, ayrıca "Marksıst" partı kurulmadığını raporuna ekledı Turkıye'nın Avrupa Konseyıne uyelığının, ınsan haklan konusunda Avrupa standartlarını benımsemesını zorunlu kıldığını belırten Franck, "Bu konuda çifte standarta ızin verilemez" dedı Turkıye'de genel bır affın zorunlu olduğunu kaydeden Franck, sıyaset yasaklarının kaldırılmasını, Anayasa ve seçım kanununun demokratık hale getırılmesmı de kapsayan bır dızı tavsıyelerde bulundu Franck'ın raporu Isveç Parlamentosu'nda yapılacak Turkıye göruşmelennde gundeme gelecek MEHMED KEMAL POLİTİKA VE OTESİ Bir Çizgide Olabilmek... Ayıya rastladı cennette, ırı yarı, boz bır ayıya Ne ısı vardı ayinın cennette'' Uzun uzun şaşaladı Sonra volta atarken toslaştılar "Hayrola ayı kardeş ne ışın var senın burada7" Ismaıl Gulgec'ın okumuş, entelektuel ayısına benzer bır yanı yoktu Bu, basbayağı bır dağ ayısıydı Anlatmaya koyuldu ' Bırkac yobaza rastladım son gunlerde Hepsını cığnedım Tanrı'nın hoşuna gıtmıs olacak kı, benı buraya yolladı Cehenneme gıtseydım yobazlar arasında olacaktım Bu kez de onlar benı temızlerlerdı " "Hanı cennete yabanıl hayvanlar gırmeyecektı?" "Yobaz temızledığım ıçın ben gırdım " Mızah hıcıv, fıkra dılımızın ozellıklerınden bırıdır Buna dunya çızgısıne erısen karıkaturu de ekleyebılırız Kendımıze gore bır gulme ve guldurme yolu bulmusuzdur Bızımkı dunya mızahı ıle olçulebılır m ı 9 Olçen de cıkar, olçmeyen de Refık Halıt Karay, bır donemın tadını çıkaran mızah yazarlarından bırıdır Hele Ay Dede dergısının yerını dolduran olmaz Ustat, nasıl mızah yazarı olduğunu şoyle anlatır O yıllarda Kalem dergısı çıkarmış Ona rakıp olsun dıye Âlem dergısını cıkarmıslar Okul oğretmenlerınden bırı yolda ustada/astlar Öğretmenı Âlem'ı cıkaranlar benım arkadaşımdır" der ' Sunlara bıraz yardım etsen " "Nasıl olur, ben mızah yazan değılım kı' " "Hele bır dene, ben başaracağını umuyorum " Ertesı gun çamurlu, yağmurlu sıkıntılı bır kış sabahı ımış Ustat, tutmus çamurdan, yağmurdan soz eden bır yazı dökturmuş Kendı de beğenmış okudukları da beğenmış Gazeteye gotureyım mı, goturmeyeyım mı dıye duşunceye dalmış Sonunda sobaya atmıs, 'Mızah benım ışım değıl' dıye Aradan bırkac ay geçtıkten sonra 'Kırpı' takma adlı bır mızah ustadı herkesın dıkkatını çekmış Refık Halıt, "Işte Kırpı takma adıyla yazan bendım" dıyor "Bana bu takma adı bulan da Yakup Kadrı " Yazılı guldurmede yerımız bellıdır de karıkaturde 'Neredeyız7' dıyecek olursanız, dunyada sayılı yerlerden bırındeyız Cemal Nadır'den sonra bu yolda yenılennın çıkmayacağını sananlar yanılmıştır Bugun Cemal Nadır'ın yen coktan dolduruldu, onu gecenler de çoktur Nıspet vermek ıstemedığım ıcın adlarını yazmıyorum Yalnız Ferruh Doğan ın BırÇızgıde' adını taşıyan son karıkatur kıtabından soz etmek ısterım Gercı bu Ferruh Doğan'ın Asnleşen Koy (1956), Çızgılı Dunya (1969), Sergı (1974), Polıtıka'dan (1979) sonra beşıncı kıtabıdır Ferruh'un karıkaturlerı yazı, resımaltı kaldırmaz Doğrudan doğruya cızgılerle kendıni beiırler soyleyeceğmı ooyler Bır yaşam boyu hiç şaşmadan bırçızgıde kalmak her yığıdın kârı değıldır Bız nıcelerının çızgıden saptığını, yol değıştırdığını gormusuzdur 'Bır Çızgıde aynı zamanda Ferruh'un sanatının kırkıncı yılına erıştığının de bır 'merhabası dır Ferruh sanatını ozetlerken soyle dıyor ' Nerede bır yanlışlık, nerede bır kotuluk nerede bır çırkınlık nerede bır haksızlık varsa, orada bır karıkatur vardır Karıkatur bır savunmadır yanlışa karsı doğruyu, çırkıne karşı guzelı, kotuye karşı lyıyı haksıza karsı haklıyı savaşa karşı barışı savunur ' Karıkatur de şıır gıbı bır bakmada kendıni vermryor Kıtabı basucunuza alacaksınız. her el attığınızda bakacaksınız Sıze o zaman ağır ağır soyleyeceklennı ulaştınyor Karıkaturu yazıyla anlatmanın zorluğunu bılıyorum Ama gene de deneyeceğım Sanat yasamının kırkıncı yılına bastığına gore, bundan kırk oncesını, yanı karıkatur alanında ılk parladığı yılları anımsıyorum Karıkaturlerınden bırı hatınmdadır Bırıncı karede bır el adamın kafasına bır sopa vuruyor Ikıncı karede goruyoruz kı sısen kafa değıl sopadır Ilk dıkkatımı bu yapıtı ıle çekmıştı Nerede cıkmıştı, gecmıs yıllar var, şımdı bılemeyecegım Sanat yasamının kırkmcı yılında Ferruh Doğan dostumuza sağlıklı ve basarılı nıce nıce yıllar dıleyelım Koltuk kavgamız olmaz (Baştarafı I. Sayfada) onemli clan Turkiye'de demokrasinin sağlıklı ışlemesı >e guçlu bır sosyal demokrat partınin onundeki gorevleri tam sahiplenerek, Turkiye'yi demokrat, uretken ve adil bir loplum haline donuşturmesidir. Bu çok guç bir gorevdır. Bu guç gorevde ben kişisel olarak Sayın İnonu'nun vartıgından destek alıvorum. Gorev ı kendımce bo>le tanımladığım ıçin de Sa>ın İnonu ile yanşmak değil dayanışmak istiyorum. Bu nedenle btn, bazdannın ozlediği gıbı bir kısır yanşmaya itmek Riumkun olmavacak." Bu yanıt uzeruıe de "Yani gerçekten hiç olma^cak mı? İnonu ile Gurkan'ı genel başkanlık ıçin hiç karşı karşıya gormeyecek mıyiz?" dıve usteledık "SaMn İnonu ıle bugune kadar hiç olmadı ama hiç kuşkusuz zaman zaman farklı duşunebilınz. Altını çızerek so>lu\onım, bugune kadar hiç olmadı ama bundan boyle de olmayacak, olmaması gerekir dıye duşunmek yanlıştır. Ancak bunun salt bır makama ulaşmak ıçin yanşma haline donebilecegine hiç ıhomal vermıyorum. Kaldı ki, ne Sayın İnonu, ne de ben, onumuzdekı kurultayın genel ba$k»nlık sorunuyla hiç ügilenmivonız. Buna ilişkin hesaplar >apmı>oruz. Bu kurultayın gorevıdir, delegelenn \e parti Ubanının bilecegi iştir. Şimdı Sayın tnonu'nun de benim de eşıt ağırlık ve onemde, fakat farklı gorevlerimiz vardır. Bunları en iyi bıçımde yerine getirmeye çalışıyor, başka bir sey duşunmuyoruz." Gurkan aynı konudakı sorulanmıza şu yanıtlan verdı. Onumuzdeki SHP kunıltayında Gurkan ıle tnonu karşı karşıya gelmeyecek diyebilır miGURKAN Hiç sanmıyorum karşı karşıya gelıneceğını, buna çok az olasılık tanıyoıum Siz aday olursanız İnonu, aday olursa siz adaylığınuı koymayacaksınız anlamına mı geliyor bu? GURKAN Evet, ışte yukarda soyledıklerım açık Yukarda ne dedıvsem o Sayın inonu ile hiç bu ko~ nuyu konuştunuz mu? GURKAN Hayır, tek kelıme olsun konuşmadık Gereksınme de duymadık Muhtemelen de hiç konuşmayacağız. Çunku SHP adına, SHP'ye destek veren kıtleler adına çozmek zorunda olduğumuz oylesıne çok sorun var kı ve bu sorunlarla oylesıne yürekten meşguluz kı buna duşunsel olarak dahı zaman ayırmak durumunda değılız Ancak parti içinde kendıni Gurkan'cı ya da İnonu'cu dıye gosterenler var. Bunlardan haberdarsınız. Sayın inonu de haberdar... GLRKAN SHP'nın ılerdekı bır genel başkanlık konusunu şımdıden duşunenler >a da bunun hesabını yapanların, gunumuzdekı taşımak zorunda olduğumuz çok afpr gorev lere yabancılaşmış olmaları gerekir Inanın en boş ve rahat anımda bıle genel başkanlık sorununa bır dakıka bıle avırmış değılım Eğer genel başkanlık bır sorun ıse gunu geldığınde kendılığınden ve buyuk bır doğallık ıçınde çozulecektır SHP'de gorev alan herkese de genel başkan kım olacak konusunu aşarak gerçek sorunlar uzennde duşunmelerını oğutlenm Bızım kendımız ıçın sorun yapmadığımız şevlerı başkaları bızım adımıza sorun yapmasın. SHP Turkıye'nın en çağdaş, en demokrat parttsı olmak, ulkenın gelışme çızgısını açık, aydınlık, ılerı, uretken, bağımsız ve adıl bır çızgıye goturmek zorundadır Herkes akhnı, bılgı ve deneyemını buraya yoneltsuı, bız de onlar da rahatlarız Polıtıkada hem ağırlık sahıbı olmak hem de yaratıu ve çozucu onenler gelıştıretek duşunsel guce sahıp olmayanlar polıtıkadakı ağırlıklarını bıı bırevseı >dnşma, bır genel başkan yanşması açtırarak \e orada taraf olarak kazanmak ıstıvorlar Bu nedenle partı ıçınde kısır, ıçı boş ve anlamsız bır hızıpleşme, ılla bır kutuplaşma yaratmak ıstıyorlar Ne yazık kı, bugun polıtıka vapan bır kısım ınsanlarımızın gundemı çok dar ve kısır Ozellıkle bu darlık ve kısırlıgın partı ıçı sıyasetın gundemınde olması uzucu Eğer bız Sayın İnonu ıle bırlıkte sıyasetın ve partınin gundemını zengınleştırır ve partılılerımızı gerçek sorunlar uzerınde duşunmeye ve uretmeye yoneltemezsek bu ınsanlar partı ıçı gelışme ve oluşumda ağırlık kazanırlar Bızı bekleven en önemlı tehhke budur Bız bu tehlıkeyı salt iyi geçmerek aşamayız. Çunku er ya da geç polıtıkayı böyle anlayanlar Inönu ıle benı karşı karşıya getırebılır Yol ve yöntemler kullanabılırler Bunu denedıler ve hâlâ da denı>orlar Saraykoj'de "İnonu cumhurbaşkanı. Gurkan başbakan" diye bağırdılar. Gazetelerde boyle şevler çıktı. Bu anlamda da Sayın İnonu ile şaka yollu da olsun konuşmadınız mı? GURKAN Kendı başkanlığım ıçın hıçbır şey söyleyemem Ancak butun ıçtenlığımle söyleyeyım, Sayın İnonu, cumhurbaşkanlığı, başbakanlık gıbı devlet yaşamında yukleneceğı her önemlı görevde, Inönü'den çok, Turkıye yarar görur Savm İnönu demokrasıyı, çoğulculuğu, hoşgöruyu ve ozunde ddunsüz, uslupta yumuşak bır sıyasetı ıçıne gerçeİcten çok ıyi sındırmış bır demokrat ınsandır Ama mitinglerde, kongrelerde taalk boyle bagınyor? GLRKAN Bunları duyup, okuyup, dınledığımızde ıkımız de bundan mutluluk duvmuyoruz Hatta bır anlamda ezıklık duvuvoruz Çunku ben polıtıkayı genel başkanlık, başbakanlık ıçın yapmadım ve yapmıyorum, yapmayacağım da Sayın İnonu ıçın de polıtıka, başbakanlık ya da cumhurbaşkanlığı ıçın araç değıldır Bu nedenle kendımıze aıt olmayan hedefler başkaları tarafından hedefmış gıbı göstenldığınde kendımız bıle kendımı ze yabancı gebyoruz Bunları duyup, okuyup geçıyoruz Bunun uzennde tek kelıme konuşmadık, esprısını bıle yapmadık Her ıkımız de sağlıklı, kalıcı, ulkenın sonınlannı çozecek bır sosyal demokrat harekete katkıda bulunmayı amaçhyoruz. Bu katkı bıze verılecek her görevden daha onemh Kaldı kı makamların ınsanları her zaman yuceltmedığı bır gerçektır Çunku Sa>ın inonu bugun partı genel başkanı değıldır, ama ben onun bu nedenle daha fazla saygınlık, guvenır lık ve etkınlık kazandığına ınanıyorum. Bunun tersı, Sayın inonu genel başkan olur ben olmazdım (Baştarafı İ4 Suyfada) ven Orzebovvskı, " \macımı/ tum dunva ınsanlarına aynı dilı konuşturarak, ırk, dın, dıl a\rımı olmayan gelecegm dunvasını kurmaktır" dedı Grzebovvskı, Esperanto dılı ıle ılgılı şunları sovledı "Dunyada vaklaşık beş mil\on, Polonya'da 300 bin, Turkıye'de 60 kişı bu dili konuşmakladır. Esperanto dilı ılk kez 1887 yılında Polonya'da Bıalıstok kentınde Lazar Ludvıg Zamenhof tarafından tum ınsanların konuşabılecegı basıtlıkte duzenlendı. Amac! dunyada a\nı dilı konuşarak, ulkelerarası sınırları kaldırmaktır. Esperanto Oil Kurumu'nun merkezı Hollandanın Roterdam şehrindedır. Burada her yı) bir kez Belçikalı Gregoır Maertens başkanlıgında genel toplantılar y^pılır. kururnun 100 alt komitesi vardır. Satranç, Doğa Sevenler, Radyo Amatorleri, hatta Homoseksueller komitesi bile var. Esperanlolur da bu komıtelerden birisi." \\lık I •>() ÜLgışiK «j^rgı ıiKaı AET ile (Baştarafı I. Sayfada) nanlı parlamenterler tarafından da desteklendığını belırttıkten sonra, AET'ye de mesaj vererek, "Turkiye, AET ile ilışkilerinin Yunanistan'ın ipoteği altına konulmasını asla kabul edemez" şeklınde konuştu Halefoğlu, bu konuda "Avrupalı dostlar"ın dıkkatlerının çekıldığmı de bıldırdı Turkıye'nın dıyalog çağrısını "defalarca" tekrarladığınv anlatan Halefoğlu/ vıze uygulamasının tek taraflı kaldınlmasına da değınerek, "Bir yıl içinde ulkemizı zivaret eden Yunan vatandaşlarının sayısı ıkı vuz bini bulmuştur. Bu da gostenyor ki, Papandreu'nun Turkiye'yı tehdıdin kaynağı olan bir ulke, hasım bir ulke olarak takdim etme gayretleri Yunan vatandaşları uzennde bile inandıncı olmamıştır. Yunan hukumetı ılışkılen yumuşatıcı yonde tek bir tedbır almış değıldir. Biz Yunan \atandaşlarını vizesiz kabul ederken, vize almadan V unanıstan'a girebilen Turk vatandaşlan sadece kanun kaçakları ve teroristlerdir" dıve konuştu Vahıt Halefoğlu, konuşmasında ABD ıle yurutulen usler anlaşması pazarlığına da değındı Halefoğlu, açıklamalan sırasında ABD'nın kısa bır sure önce başlayan muzakerelere, "yapıcı bir anlayışla " gelmesı beklentısını de vurguladı Bakan, "ABD de>let adamlarının da yuksek duzeydeki yetkilılerin, Turkiye'nın goruşlerini anlayışla karşılamalannı ve mevcut guçluklerin giderilmesı ıçın meseleye yapıcı bır yaklaşımla egilmelerini bekliyoruz" dedı Halefoğlu, Avrupa ıle rfışkıler uzennde dururken de, Batı Avrupa ıle ıkılı duzeyde sağlanan olumlu gelışmelenn bazı Avrupa kuruluşları ıle ılışkılere henuz yansımadığını kabullendı. Avrupa Parlamentosu'nda kabul edılen Balfe raporunu, "Turkije'yi Avrupa'dan dışlamak istiyenlerin yeni bıroyunu" olarak nıtelendıren Haletoğlu, " N e var kı, Avrupa Parlamentosu'mın bu son karanna bakıp da butun Avnıpa'nın Turkiye've karsı \aziyet aldıgı intıbaına kapılmak yanıltıcı olur"* dedı Bulgarıstan'dakı Turklere yapılan baskılar uzenne konunun ustune " s o ğ u k k a n l ı l ı k " ve "kararlılıkla" gıttıklerını anlatan Halefoğlu, konuyu gerek uluslararası forumlara goturme, gerek ıkılı kanallardan gundeme getırme gırışımlennın olumlu yankılar vaptığını bıldırdı Halefoğlu, Bulgarlann getırdıklerı karşı ıddıaların destek bulmadığına da dıkkat çektı Halefoğlu'na uyeler tarafından ısrarla yoneltılen bır soru da. Mıllı Savunma Bakanı Zeki Vavuzturk'un, Surıye'nın NATO ıçın tehdıt eden ulke olarak ılan edılıp edılmeyeceğı oldu Halefoğlu, Surıye'nın sılahlanmasının N 4 T O ıçınde değerlendırıldığını kavdettıkten sonra, "Ancak Suriye bıze sılahlanma faaliyetlerını, duşnıanı lsraıl'e karşı vuruttugunu belırtmektedır. Nitekim. Mnınmızdakı Sunye askeri mevcudıyetı de yanılmıyorsam, ya 2 ya da 3 tabur kadardır" şeklınde konuştu Haletoğlu, Surıve'nın son za manlarda Turkıve ıle >vı ge«,ınme arzusunda olduğunu da belırterek, bunda "susuzlugun" verdığı "ıstırap"ın da rol oyna dığını kaydettı "Suriye, Turkıye'nın Fırat'ın sularını kontrol ettıgını one surerek. bunun kendısı uzennde bir baskı unsuru olarak kullanılmamaMnı ıstiyor" dedı Dı>ışlerı Bakanı, bır başka soru uzenne de TRT'ye Bulgans tan'dakı Turk azınlığa yapılan baskıları anlatan Turk asıllı Bulgar gureşçı Bunvamın'ın akıbetı hakkında bır bılgılen olmadığını kaydettı, "Bulgarlar bize butun kapılarını kapamış bulunuyorlar" dıve konuştu Haletoğlu, "Bulgarıstan'ın yakasını bırakmayacağız" dıve ekledı. Istanbul artık sıkıyönetimsiz (Baştarafı 1. Sayfada) Istanbul'da 6 vıl 10 ay 24 gun sonra sıkıyonetımın kalkması ve 4 av surevle olağanustu hal u\ gulama.ına geçılmesı nedenıyle Istanbul Valılığı ıkı bıldın yavımladı Istanbul Valılığı'nın 1 numaralı bıldırısmde bugun saat P OO'den ıtıbaren sıkıyonetımın kalkacağı ve olağanustu hal uvgulamasının ba^lavacağı hatırlatılarak, Istanbulluların huzur ve guven bozucu her turlu davTanışlardan kaçınacaklanna ılışkın kesın ınanç belırtılırken 2 numaralı bıldırıde meşru mudafaa durumuna duşen polısın doğruca ve duraksamadan hedete ateş edeceğı duvuruldu Istanbul Valılığı'nın 1 numaralı bıldınsı aynen şovle "Sayın Istanbullular, Istanbul ılınde 26 Aralık 1978 tarıhınden berı devam eden sıkıvonetım uygulaması 19 Kasım 1985 saat 17 OO'den nıbaren kaldınlarak aynı tanhten geçerlı olmak uzere 4 ay sureyle olağanustu hal uvgulamasma geçılmış bulunmaktadır Sıkıyonetım donemı ıçerısınde mılletçe ulaştğımız huzur ve guven ortamının bundan sonra aynen devamını sağlamak amacıvla, daha önce Sıkıyonetım komutanlığı taratından uygulama\a konulan ve 2935 Savılı Olağanustu Hal Kanunu'nda yer almış bulunan aşağıdakı duzenleyıcı tedbırlerın bır sure daha devamında zaruret gorulmuştur 1 2911 Savılı Toplantı ve Gosterı Yuruyuşlerı kanunu'nun 4'uncu maddesınde belırtılen hususlar harıç olmak uzere, açık ve kapalı yerlerde \aptlacak toplantılar ıle gosterı yuruyuşlerı Valıhğın ıznıne bağlıdır 2 1774 Savılı "Kımlık Bıldırımı Yasası" gereğınce kımlık bıldırme ve tespıt ışlemlerı soramlularca va^anın ongorduğu şekılde noksansız olarak uygulanacak ve gereklı bıldınmler ılgılı makamlara vapılacaktır 3 a) Olağanustu hal ılanını gereklı kılan olav ve eylemlere ılışkın her turlu afış, pankart, yazı, resım ve bıldırılerı basmak, dağıtmak, duvarlara vesaır yerlere vapiştırmak, b) Oğretım ve eğıtım ozgurluğunu ve guvenlığı nı bozucu her turlu eylemlerde bulıınmak \asaklanmıştır 4 Her veşıt patlavıcı maddelerm bır verden bır yere nakledılmesı, depolanması \e kullanılması Vaİılığın ıznıne bağlanmıştır 5 2495 sayılı vasaya gore ozel guvenhk teşkılatı kurmak mecbunyetınde olan kurum ve kuruluşlar bu teşkılatların gunun 24 saatınde gorev yapmasını sağlayacak her turlu tedbırı alacaklardır 6 Daha once l'ıncı Ordu ve Sıkıvonetım Komutanlığı tarafından vavımlanan, bazı mevkutelerın basım, yayın ve dağıtımının yasaklanmasına ılışkın 9, 10, 12, 13, 15, 43. 46, 58. 67 numaralı bıldırıler aynen yururluktedır 7 \atandaşlanmız olağanustu hal uygulaması ıle ılgılı muracaat ve şıkâyetlerını, a) Olağanustu Hal Burosu'nun 526 85 62 b) Emnıvet Mudurluğu'nun 167 57 23 ve 172 81 81 2059 c) 11 Jandarma May Komutanhğı'nın 176 14 20 (5 hat). numaralı telefonlanna bıldırebıleceklen gıbı, Ilçe kavmakamlıkları, ılçe zabıta makamları ve Ilçe Olağaunustu Hal Buro'larına da duyurabılırler 8 \ukanda açıklanan tedbırlere aykırı hareket edenler hakkında fııllerı başka bır suç oluştursa bıle avrıca 2935 sayılı kanunun 2^ maddesınde ongorulen ı.eza hukumlerı uvgulanacaktır Sa>ın lstanbullu vatandaşlanmın bugune kadar olduğu gıbı Olağanustu Hal Donemı ıçerısınde de huzur ve guvem bozucu her turlu davranışlardan kaçınacakları kesın ınancı ıçerısınde sağlık ve esen lık dıleklerımle ^avgılar sunarım" Istanbul Valılığı'nın 2 numaralı bıldınsı ıse şoyle "2935 Sayılı Olağanustu Hal kanunu'nun 23 maddesınde de belırtıldığı şekılde, kolluk kuvvetlerı ıle kendılerıne gorev verılen ozel kolluk kuvvetlerı veva ılerde kendılerınden kuv\et talep edılmesı halınde Sılahlı Kuvvetler mensupları. gorevlennı venne getınrken, kanunlarda sılah kullanmavı ıcap ettıren hal ve şarılardan herhangı bırının tahakkuku halınde sılah kullanma yetkısmı haızdır Teslım ol emrıne ıtaat edılmemesı ve> a sılahlı mukabeleye yeltenılmesı veva guvenhk kuvvetlerının meşru mudafaa durumuna du>melerı halınde gorevh guvenhk kuvvetlerı mensupları doğruca ve duraksamadan hedefe ateş edebıhrler" Olağanustu hal uvgulamasına başlanacak otekı ıllerın valılerı de bırer bıldın vayımladılar PENCERE (Baştarafı 2. Sayfada) Amerıka'nın ve Uçuncu Dunya ulkelennın 800 mılyar doları aşkın borçlarını metropollenn kasalarına surelerınde akrtmaya yetmıyor Sıstem sağlıkla calışmıyor ABD'nın burnunun ucundakı Kuba yetmezmış gıbı, el kadar Nıkaragua buyuk sorun oluyor Oysa yarım yuzyıl önce bır Amenkan gambotu Danıel Ortega'nın defterını durebılırdı. Nerede o gunler? Gezegenımızın bu ılgınç göruntulerı arasında "Batmayan Gunes lmparatorluğu"nun mırasçısı Bayan Thatcher, yaşadığı Ada'nın boyutlarında hırsa kapılıp sosyalızmı sılmek ıstıyor • Öyle görünüyor kı, temel sorun dunyada ve Turkıye'de sosyalızmı yok etmek değıldır, sorun kapıtalıst yontemlerle bunalımın nasıl aşılacağı sorusunda odaklanıyor On yıldanberı uygulanan ılaclar doğru durust sonuclar vermıs değıl Ulkemızde altı yıldan berı askerı, yarı askerı veya gudumlu yonetımlerle ha baba de baba zam ıle devaluasyon yapılıyor, ortalıkta sosyalızmın S'sı bıle yok sosyalızm, mahkemelerde yargılanıyor, cezaevlerınde yatıyor Pekı, bunalımı aşabıldık m ı ' Amacımız Videosever soyguncular (Baştarafı 1. Sayfada) kez Cağaloğlu'ndakı "Bakış Vıdeo">u seçtıler Kasalardakı paralarla bırlıkte çeşıtlı vıdeo malzemesı ve 380 adet vıdeo kaset alan "videosever" hırsızlar, İstanbul Emnıyet Mudurluğu'nun burnunun dıoındekı bınada, verlere gazete ve mecmuaları da senp, bır guzel uyku çekmekten de gen kalmadılar Fırma sahıbı Avni \llıner, soyguncuların ust kattakı pencereyı kırarak ıçenve gırdıklerını \e ıçerıde değerlı bulduklan tum elektronık eşyayı götürduklerını, zarann yaklaşık 5 mıl>on lıra olduğunu belırttı Dun sabah saat 08 35'te ışe ge len mucelht ustası Ayhan Dişkaya, kapıyı açıp ıçenye gırdığınde her yerın karmakarışık olduğu nu fark ettı Ust kata çıkarak kontrol ettığınde soyguncuların fırma sahıbı Altıner'ın masasının vanmdakı camı kırarak ıçerıve gırdıklerını gördu ve telefon ederek durumu Avni Altıner'e bıldırdı Polısın olay yerınde yaptığı ıncelemeye \e firma sahıbı Avni AJUner'm verdığı bılgılere göre, 5 adet renklı televızyon, 2 adet vıdeo makınesı, 380 adet vıdeo kasetı ve 5 adet kaset sarma makınesının çalınmış olduğu belırlendı Ayrıca alt kattakı kasadan 100 bın lıra nakıt, ust kattakı kasadan da 200 bın hra değennde çeklerın alındığı belırtıldı Çalınaı\ mallann toplam değerının 4 mılyon 725 bın hrayı bulduğu vurgulandı Fırma sahıbı Avni Altıner vaptığı açıklamada, anladıkları kadanyla soyguncuların cumartesı gecesı ıçerı gırdıklerını belırttı ve "Tum hazırlıklaruu yaparak pazar akşamı kaçmışlar. Çunku masamın onune harita ve mecmuaları yere sererek, gece orada yatmışlar. Elektrık dugmelerinı bulamadıkları ıçın de hep kibril kullanmışlar. Her yer kıbrıt çopuyle dolu. Bır tarafta Iran Konsoloslugu'nun polıslen, bır tarafta da vilayetın polıslen var. Soyguncular bu ışi nasıl gerçekleştırdiler, çok şaşırdık." 5 Avrupa ülkesi 4af sözü' (Baştarajı I. Sa\Jada) Parıs toplantısında her ıkı tarafı da "tatmin edecek" bır uzlaşma sağlanırsa, beş ulke temsılcılerı Turkıve aleyhınde açmı ? oldukları davadan vazgeçtıklerını belırten bır sozleşmeyı ımzalayacaklar ve boylelıkle Avrupa Konsevı tarıhınde ılk kez bır ulke aleyhınde açılmış olan dava otomatıkman duşmu» olacak Bılındığı gıbı, Isveç, Fransa, Danımarka, Norveç ve Hollanda, 12 Evlul mudahalesınden sonra Turkıye'de ınsan haklarının çığnendığı ve ışkence \e kotu muamelelerın uygulandığı gerekçesıyle Turkıve alevhınde <v \ rupa Konseyı Insan Haklan Komısyonu nezdınde bır dava açmışlardı TurkıyeAvrupa ılışkılerını "zehirleyen" bu şıkâyetın "dostane bir çozume kavuşturulması" amacıyla bır yıldan ıtıbaren şıkâyetçı ulkelerle Ankara arasında dırsek temaslan baslatılmış ve geçen temmuzda taraflar arasında bır "centilmenlik sozleşmesi" parate edılmıştı Bu sozleşme, Turkıye'de ışkence ve kotu muamele uvgulayanların cezalandınldığı ve af konusunda gırışımlerın mevcut olduğu noktasından hareket ederek beş başkennn şıkâvetlerını gen çekmeMnı ongoruvordu Ancak, ağustos ayında Helsınkı'de toplanan b<»ş şıkâyetçı devletın Dısışlerı Bakanları Turkıve tarafından verılen af guvencesının yeterlı olmadığı goruşunde bırleşmış ve "centilmenlik sozleşmesine" rağmen \nkaradan afta ılışkın "daha çok garanti" talep etmışlerdı Dıplomatık kaynaklardan edı nılen bılgılere gore, beş ulkenın bugunku talebı, Turk hukumetının TBMM'ye bır af suna>.ağını ve DlSk ve Derneğı gıbı "sıvasi içerikli" duruşmalarda tutuklu bulunanlann saunmasını garanti edeceğını büdırmesı Buna karşıhk, Ankara. yeni anavasanın affa ılışkın bölumlennı gostererek bu konuda kesın bır guvence verılemeyeceğını bıldırmekte. Ancak, cuma gunku Parıs toplantısında tartışılacak olan uzlaşma metnınde af konusu çok "elastiki" bır bıçımde formule edılmekte ve hem Turkıye'vı hem de dığer şıkâyetçı ulkelerı "tatmin edebilecek" bır ıçerık taşımakta Ote yandan, yıne aynı metınde, ışkence ve kötu muamelelerın son bulduğu, bunlann suçlularının cezalandınldığı ve her halukârda soz konusu şıkâyet 12 Evlul 1980'den şıkâyetın yapıldığı doneme kadar olan zamanı kapsadığından, şımdıkı şartların değışmesınden dolayı davanın gen çekıidığı belırtılmekte dıklcinnı ıkı vıl s o n r a dılın olııs uırulnıasıııııı y ı l d o ı u ı m u n c d t n ı v k t u m d u n v d d a poMd p u l l j ı ı v. karılatagııu K.liıt(.n Cır/Lbi'vv. kı d ı ı n \ a bariMiı.ı k u i k ı d a bııluıı IIKIIMII nnıllıı oklukKıı ını vuı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle