15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 EKİM 1985 HABERLER CUMHURÎYET/7 Başbakan Özal ile karikatür gecesi Özal: Çocuklar bile beni tanıyor TAN ORAL Başbakan Turgut özal karikatürcülere geçen akşam Divan Oteli'nde bir yemek verdi. Gittik. "Çocuklar beni karikatürlerimdcı tanıyorlar" diyor özal. Çocuk olmasam da o karikatür leri çizenlerden biri olduğum için içeri girer girmez onu hemen tanıdım. Benim is€ karikatürüm pek çizümediği için belki beni tanımayabilir düşüncesiyle önce kendimi tanıttım. Ama bu sorun bir süre sonra kesin olarak giderildi. Yemekte Devlet Bakanı Mcsut Yılmaz da, benim karikatürüm ü çizdi. Böylece ben de tanınnuşlar arasına katılmış oldum. Yemek salonuna girdiğimde biri diğerinin çevresinde kahkaha atarak dolanan iki kişi gördttm önce. Ikisi de çok şık, siyahlar giymiş, orta boylu, orta yaşlı, gözlüklü, bol saçlı ve bıyıklıydı. Sakin duran Başbakanımızdı kuşkusuz. Diğeri de AlUuı Erbnlak'dı. Başbakanımız elinde TV'de görmeye ahşık olduğumuz kalem yerine bu kez bir kürdan tutuyordu. Ve tepsilerle dolaşıtırılan yiyecekleri kürdanlayıp atıştınyordu. Kendi deyişi ile yine, 93 kilodan 107'ye çıkması işten bile değil gibiydi. Biraz sonra foto muhabirleri çevremizi sannca Altan, Başbakana kürdan yerine, kalem ve kâgıt uzatıp, kendi karikatUrünü yapmasını isteunutmamış; 13 Haziran 1980. Ve 12 Eylül geliyor. "Işte o tanışıkhkJaria biz devam ettik" diyor Özal, Kastelli olayı ve istifalarla bildiklerimizı yineliyor. Ama "hiç niyetimiz yokken siyasetçi olduk" sözlerinin Uzerine ozellikle basıyor. Çoğunlukla eski sözcüklerle konuşmayı seviyor, ama "Tiirkiye beş sene içinde ekonomik devrim yaşamıştır" derken devrim sözcügünü kullanıyor. Ama "Çağdas toplurada en önemli konu Uetişim" demiyor da; "Modern cemiyette en miihim raevzu enformasyon ve komiinikasyon" diyor. Ve ekliyor; "ABD'de hep bunlar konuşulnyor. Artık departman streeUrda elbise degiştirilmiyor. Elbiseyi soyunmadan giyip bakabiliyorstınuz" der demez, dinleyenler "vay canına" diye bağırıştı. Özal da müjdeyi bastırdı; "Bir sene sonra o teknoloji gelecek, kim ne derse desin." Ve de Sayın Başbakan dış itibardan konuta, vergiden sosyal adalete, gençlik yurtlanndan aşı kampanyasına kadar her şeyi anlattı ve "ber jey iyidir" dedi. Kahveler içilirken Tekin Aral sordu, "Hersey iyi de halk neden geçinemiyoruz diyor" Özal kısaca yanıtladı. "tktkUrbr tenkit edilirier." Altan Erbulak "Alternatifiniz yok efendim" dedi. özal "Bu gün için parlamentoda alternatirımiz yok" diye yanıtladı, "biz teknisyeniz." Derken ben de söz aldım. Ve Başbakana, karikatürcülere verdiği bu yemek ve gösterdiği hoşgörü için teşekkür ettiğimizi, ama aynı hoşgöniyü çizer olarak bizlerden beklememesi gerektiğini söyledim. Çünkü o bize daha yemeğin başında, "Karikatür yandan daha tesirii. Göze hitap ediyor. TV + gazete gibi birsey. TV'nin etkisi kuvretli, ama yazılı degil, yani bellekte kalmıyor, gelip geçiyor. Ovsa çocuklar beni karikütürierden tanıyor, 'bak Turgut Özal' diyoriar" dememi$mıvdi? DUYT>UK/GÖRDİJK YALÇIİV PEKŞEİV Sabahın köründe TV programı Geçen hafta başiayan sabah programlarını bilmem izliyor musunuz. Ben kencii hesabıma bir kere seyrettikten sonra tövbe ettim. Şöyle oldu: Sabah 07.00'de başlayacak olan programı izleyebilmek için bir gece önce uzun süredır açmadığım TV'yi kullanmak zorunda kaldım. Çünkü ancak bu yolla uykum geliyor ve yatağa erkenden girmem mümkün olabiliyordu. Gerçekten akşam programtnı izlemeye başladıktan kısa süre sonra gözlerimi açamaz duruma gelmiş ve yatağa girmiş bulunuyordum. Böylece sabah 06.45'e kurduğum saatin sesiyle uykumu almış olarak uyandım ve kargalar kahvaltılarını bitirmeden TV'nin başına oturmuş oldum. Peki şimdi ne okuyacaksınız?.. Bir Yozgat türküsü okuyacağım.. Yozgat'a gittiniz mi efendim? Hayır gitmedlm.. Söyleşi burada bitti. Ve Bircan Pullukçu hiç Yozgat'a gitmediği halde Yozgat türküsünü mükemmel bir şekilde okudu. Sırada bir elma uzmanı vardı. Uzman doktor Sezen özertürk ekrana gelerek elmanın hikmetini anlatmaya başladı. Fransız bilim adamı Morris Messeck'in sözlerine dayanarak elmanın karaciğer, romatizma, kalp, damar hastalıkları ile başağrısına iyi geldiğini ve uyku verdiğini söyledi.. Oysa daha iyi uyku veren • bugün olduğu gibi bazen insanı uykusuz bırakan TV'miz varken elmaya ne gerek vardı? Uzman Dr. Sezen özertürk elmaların nasıl hasat edildiğine geçti. Belki bu işi de Fransız Morris Messeck yapsaydı daha anlaşılır olacaktı. Çünkü uzmanlık dalı pek iyi anlaşılamayan bu doktor, insanın, çabuk konuşma dalında mı uzman olduğu kuşkusuna kapılacağı ölçüde hızlı konuşuyor ve vatandaşları aydınlatıyordu. Doğrusu bu aydınlatma iyi de oiuyordu. Çünkü henüz hava aydıntanmıştı. Programda elmanın ne zaman olgunlaştığını anlamak için kullanılan elma ölçer aletini de gösterdi. Tabii bu aletin bir adı da vardı ama Dr. Özertürk'ün ağzından bu kelimeyi anlayabilmek, Çincesini bile anlayabilmekten daha zordu.. Dr. Özertürk'e göre elmanın olgunlaşıp olgunlaşmadığını anlamak için öyle çok pratik yöntem vardı ki.. Bu pratik yöntemlerden birini insan uygulamaya kalksa, olgunlaşmayı bırakın, elmalar çürürdü bile.. Oysa köytülerimiz bu yöntemlerden hiçbirini kullanmadan, mevsimi gelince olgunlaşmış elmalan ağaçlardan topluyorlardı.. Elma programı bittikten sonra Gülper hanım, gelecek hafta gösterime girecek olan "Erikçigiller" oyununu tanıttı. Bu vesile ile konunun geçtiği Taşköy de tanıtıldı.. "Taşköy", adını yanındaki taşlıklardan almıştı ama aslında "taş gibi'" bir köydü.. Meğer Anadolu köyleri ne kadar gelişmişti yarabbi!.. İki katlı bembeyaz badanalı evier, ağaçlıklı yollar, üniversiteli gençlerin tavla oynadıkları kahveler, dev traktörler, otomatik tarla sulayıcıları ve hemen köyün yanından geçen dümdüz bir asfart yol, uzaktan bakıldığmda "orda bir köy var uzakta, o köy bizim köyümüz değildir" dedirtecek cinstendi. Sonra trafik programı başladı.. Anne ve babalara "lütfen çocuklannıza trafiği anlatınız" denildi ve bu iş de bitti. Ardından sunucu Kozan genel nüfus sayımı için stüdyoya çağırdığı bir uzmanı ekrana getirdi ve sorduğu sorularla durumu açıklığa kavuşturdu. Ömegin "hane halkı ne demekti?" Uzman şu yanıtı verdi: "Hane halkı, ana, baba, eş ve çocuklar oluyor." Sonra "hane halkını tarif eder misiniz" diye sordu kendisine. Bu soruya da "bir hanede oturan insanlardır" yanıtını verdi.. Fakat daha bitmemişti. Sunucu "20 ekim pazar günü mesela benim evime geldiniz, sizi nasıl tanıyacağım" diye sürdürdü sorularını.. Memur "Ben sayım memuruyum diyeceğim, öyle tanıyacaksınız" karşılığını verdi.. Fakat sunucu kül yutmuyordu. Uzmanı iyice yokuşa sürdü: "Peki ya ben evde yoksam ne yapacaksınız?" Uzman ne diyeceğini şaşırdı: "Evde yoksanız tabii size soru soramayacağım" demekle yetindi. Sonra "mahsuscuktan" sorulara geçildi.. Mahsuscuktan ev reisi olan Koza sorulara verdiği yanıtlarla ayda 70 bin lira kazandığını, bunun 30 bin lirasını 3 odalı, salonlu, kaloriferli bir eve kira, yakıt ve diğer masraflar için ödediğini söyledi. Ne yazık ki bu evin adresini vermedi.. Verse bile bulmak çok zor olacaktı. Herhalde uzayda bir yerterde olmalıydı.. LAPI Devlet Bakanı Mesut Yılmaz "ın çizgileriyle Tan OraL di. özal isteneni çizdi. Ama Sayın Başbakan her şeye karşın yine de siyasete atılma öyküsünü ve ekonomik dunımumuzu, kendine özgü üslubu ile yemek boyu başan ile bize anlattı. Her şeye karşın diyorum, çünkü Sayın Başbakan önce bizden yakındı. Bu tür toplantılarda basın, boyuna soru soruyor, Başbakan da onları yanıtlamak için durmadan konuşuyordu. Gelenek ve ahşkanhk böyleydi. Oysa bu kez karikatürcüler konuşuyor ona sıra gelmiyordu. Ama yine de Nehar Tnblek Italya anılanna ara verdikçe Özal da biraz konuşma olanağı buldu. Başbakan güzel guzel konuşurken, herkes de tatlı tatlı dinliyor ve atıştırıyordu. Benim de nedense hızlı gazeteciliğün tuttu, Başbakanın her söylediğini orada bulduğum küçük kâğıtlara ve peçetelere yazmaya başladım: Sonra bu kargacık burgacık yazüan okumak için iki gün uğraştım, okuyamadım. Hızlı gazeteciliğim de suya düştü, yaam da gecikti. Ama önemi yok. Çünku notladıklanmın hepsi hergün gazetelerde yayımlanan, TV'de söylenen şeylerdi. Aklımda kalanlarsa şöyle: özal "renkli bir hayaüın var" diye söze başladı; "79'da hasbelkader idareye geldik" diye sürdürdü konuşmasını. Ara sıra kendi kendine takılmayı da ihmal etmeyerek, yine kendini fazla önemsemiyor gibi görünerek konuşuyordu. Para Kredi Kurulu Başkanı oluşunu, yakıtsız, parasız günlerde IMF için program hazırlayışıru, Silahlı Kuvvetlere bu konuda bilgi verişini anlattı. "Üç saat boynnca çok tesirii konuştum" dedi. Sonra 24 Ocak Kararlan geliyor. Ve "basın bançer gibiydi" diyor. Yeniden Silahlı KuvvetleTe bilgi veriyor; "Bu gün yaptıgunız gibi pespembe gösteriyonız dunımu." Daha sonra kredi bulma yolculuklan. Kilosu 93'ten 107'ye çıkıyor. "Ne yedigimizi bilmiyonız Id" diyor. Ama sigarayı bıraktığı tarihi iyi biliyor, henüz Rahşan Ecevit, Fransız Sosyutist Partisi KongresVne hatdmayacak ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Eski Başbakanlardan ve kapatılan CHP eski Genel Başkanı BiUent Ecevit'in eşi Rahşan Ecevit Fransız Sosyalist Partisi kongresine çağrıldı. Ecevit, DSP'nin kuruluş günlerinin yakınlaştığını belirterek, gelemeyeceğini bildirdi. Fransız Sosyalist Partisi Genel Sekreteri Lionel Jospin ve Uluslararası Sekreteri Jacques Huntzinger, DSP'nin kuruluş hazırhklan bürosuna gönderdikleri bir mektupla, Rahşan Ecevit'i, Sosyalist Parti'nin 1113 ekim tarihlerinde Toulouse'da yapılacak kongresine çağırdılar. Rahşan Ecevit, çağrıya teşekkür ettiğini belirten yanıtmda "DSP'nin kuruluş günlerinin çok yakınlaştıgı şu günlerde Türkiye'den ayrüraasının olanaksız olduğunu" belirtti ve bu nedenle katılamayacağını bildirdi. PAZARLAMA A. Tanzer Kozan ve Gülper Umaç'ın sundukları program "naylon kullanımı ile başladı. Ben acaba uyku sersemliğiyle yanlış mı anladım diye düşünürken program a bakınca yanılmadığımı anladım.. Neyse "naylon program" bitti. Bu kez hasat programı başladı. Sunucunun söylediğine göre hasat "sevinç ve bayram" demekti. TV'lerinin başındaki köyiü vatandaşlarımızı düşündüm. Çünkü onlar hasadı ürünlerin toplanması sanıyorlardı. Allahtan edebiyat faslı uzun sürmedi ve gerçekten buğdayın nasıl üretildiğine sıra geldi. Kısaca anlatmak gerekirse buğday tohumu toprağa ekildikten sonra ürüyordu.. Oerken Bircan Pullukçu adlı türkücü, doğa bılgileri veren bir türküyle arzı endam etti. "Aşık bülbülden öğrenmiş gülün dikeninı" gibi bir şeydi söylfadiği. Türkü biter bitmez Bircan Pullukçu ile sunucu Tanzer Kozan arasında canlı bir röportaj başladı. Sunucunun aklına şöyle bir soru geldi: "Orta Anadolu türküsü deyince aklıma şöyle bir soru geldi. Siz hep türkülerinizi Orta Anadolu'dan mı seçersıniz?" Ben de sunucuya hak verdim. insan sabahın köründe kalkarsa, doğal olarak aklına böyle bir soru gelirdi. "Hayır" diye yanıtladı turkücü bu soruyu," Ege'den de söylerim." Kalan 40 bin lira ile de üç çocuklu ailesini geçindiriyordu. Bunu nasıl başardığını anlatsa program aaha ilgi çekici olacaktı ama yapmadı.. Programın sonlanna doğru Turhan Özek "hatırla sevgilim" adlı şarkıyı söyiemeye başlayınca, ben de gazeteye yetişeceğimı hatırladım ve yabancı diziyi seyredemeden TV'yi kapattım. mm nm LADA, Fıat Otomobil Fabrikalarımn kurduOu. Avnıpa'daki en MyOk 'ıjislefde, tefcnolo)inın en onemtl yenlllklen kullanılarak orelılen "Farkh " bir arabadır LADA, yetmı; yıllık otomobil Oretme teknıjının urünüdür GuçlO. ekonomik ve kullanıjhdır Oayanıkhlıjjı ve sağlwnlıQı, dOnyada «lışılmıj standartlann çok OstGndedir LADAYI UKIH aim? LAOA. fluvenliflınizl ancak en panalı arabalarda bulabıleceginlz oston teknik nıteliKlenyte, rahaiımzı kendine 52Qu konforuyla •15O0cc 77 beyglr, 4 lleri 1 geri vlte» •1600 cc.76 beygır. 4 ileri 1 geri alçakyOksek hız •Plaslısol ile kapiı. paslanmazçOrOmez. 0.8 mm ıkıdort tekerlek vltes kumandalı saçkaroaeri •Plaslisol ile kaplı. paslanmaz^OrOmez 0.8 mm. sağlar Ajrrıca zengln sunan 83 LAOA saçkaroseri •5 kal elekiroli2 boya aksesuarlıdır BOtOn Yetklll Servısi •5 kat elektrolız boya •Hldrolikdebnyaj bu ustflnlokleri bulunmaktadır. . cırt diteransıyel •Ozel ızolasyor45 ve + 45 derecelef araaında böylesıne "Makul" Ayrıca, LAOA'lar, •Hıdrolik debnyaj lıyata sunabılen ek rahat vre konlorlu yolculuk taksi danlı 'Özet lzoUsyoo45 ve + 45 dereceler arasında •Otomatık rölanti kontroK). ponomalık marVa LADA'dır. Bay garantılidır. rahal ve konlortu yolculuk En öncmlisı, "DOnyanın vsçlijl araba" ekonomtzer •Haio)*n, sHecaklı farlar •Isılıcılı arka cam Olkemizın dörl bir iki deflijik modeliyie •Arka cam ısıtıcıaı •Şafl1»"1 aH yapı aelljml} sdspansivon yanında. her İki TOrkiyede LADA 2107 •Otomatıkemniyet kemerteri •ÇıH devreli ve basınç reflOlatorlO frenler LAOA İçin, yarii ve ve LADA NIVA. •Çift devreli trenler Avnjpa olmak Ozere Her ıkjsl de gellr gslmez •Kuma? ve den kapd ıç doşeme • Romork çekmeye uygun yapı ve özellikler • R ^ a t ve yatabılir koltuklar bol yedek barça da b O t •8 ay garant), zengin tamır takımı •Saygaranlı zengın lamırtakımı LADA BİNEK LADA NIVA ANKABA AIOltTTA> Demokrasi'nin kulağına BATI demokrasisi diye özenıp duruyoruz. Bizimki de "on yıllık" büluğ devrelerini atlatır, günün birinde büyür. Ama inşaliah onlarınkine benzemez. Buyurun İngiltere'ye. Demokrasi var diye, Başbakan'lannın yüzünün şeklinden hela aksesuarı yapıyorlar. "Naylon bildiri" heyecanı TBMM'de ANAP'lı milletvekıllerinin posta kutulanna "Yenimahalle ANAP Teşkilatı adına Ferit Gülok" imzalı birer bildiri bırakjldı. Bitdinde ANAP Genel başkanı ve Başbakan özal'ın "af konusunda yan çizme temayülü göstermesi ve bu duruma seyirci kalan siz sayın milletvekillerinin tutumu" ejeştiriliyordu. ANAP'lı yöneticiler bildiriyi önce pek ciddiye almadılar... Ama bildirinın sonuna eklenen Neyzen Tevfik'in ünlü dörtlüğü gerçekten sinir bozucu idi: ömtim"timloun GCınaydın Pazarlama "Dunyanın seçtiği araba" LADA'yı şimdi, "Özel" fiyat ve "Özel" ödeme kolaylıklanyla seçiminize sunuyor. Peşin fiyatın 28 ay taksitle. Bu "Ozel" tiyatlar ve "Özel" ödeme koşulları ülkemizde yalnızca bir defaya mahsus olmak uzere uygulanacaktır. •Havale makbuzunu veya suretini, Katılma Formu'nuzla birtikte taahhotlO olarak GÜNAYDIN PAZARLAMA A.Ş. Cağaloğlu Hamamı Sokak No: 4 Günaydın Işhanı, Cağaloğluf Istanbul adresine gönderiniz. • Katılma Formu'nuz ve ilk taksiti yatırdığınıza dair makbuz elimıze geçer geçmez, size bir kura numarası vereceğiz. Aynca talepname ve senetlerinizi de hemen adresinize postalayacağız. • Bu talepname ve senetleri kefilinizle birlikte pullayacak ve imzalayacak sonra yukarıdaki adresimize göndereceksiniz. Böylece LADA KAMPANYAMIZA katılma işlemleriniz tamamlanacaktır. ISTEK KUPONU LADA Kampanyanıza katılmak istiyorum. Almak istediğim LADA'yı (x) ile işaretledim. İlk taksiteait makbuz ilişiktedir. Taksit senetleriyletalepnameyi lütfen adresime gönderin. MODEL LADA BİNEK LADA JİP KDVSİZAYLIK TAKSİT • 85.000.D 120.000.KDV'Lİ AYLIK TAKSİT D 93.500.LJ 132.000.SÜRESİ 28 Ay 28 Ay (Tövbe tövbe) hem de (5.25OTL.) 6 sterlin 95 pense satıyorlar. (Kazık mı kazık...) Şu ilanlara bakın. "TuvaJet kâğıdımızı Bayan Thateher'in ağzından çekip çıkaracaksınız. Duvara vidalamak için vidalar ve makarası dahil." Bu yetmiyormuş gibi Geçen hafta da piyasaya, "VampirThatcher" TShirtleri çıktı. Evlerden kapılardan ırak olsun. Şu itana bir bakın: "İngiltere'nin en büyük vampiri.. Acele edin. Yeni çıktı. "Thachula". (Durakula'nın kızkardeşi demek istiyorlar herhalde.) Acele edin.. En büyuk vampiri üstünüze çekin.. Siyah ve kırmızı renklerde.. Orta Boy: 6.25 sterlin Büyük Boy: 6.75.. Adres:..." Türkiye, ingiitere'ye hükümetlerin siyasi felsefeleri benziyor diye, "paracı" ve "tam liberal" ekonomi uyguluyor diye inşallah benzemez. Thatcher 6 yılda ışsizliğı 4 milyona yaklaştırdı diye (ve de demokrasinın beşiğini salladılar diye) şu Ingilizlerın yaptıkları gerçekten ayıp. Kaldı ki bizim Millı bünyemiz ne böyle TShirtlere uyar, ne geleneksel alışkanlıklarımrz bu tür aksesuarlara müsait. Tanrı Mrs. Thatcher'e sabır, ' jusr aun TMACMUL»I b^gssı vampvc G « hei on y o ^ ctıes n Bttct 4 •*> M l £6 25 »L £6 75 l smnu cft«qu«PO 10 AdCo. 2 DlııJmm Cr«s M n . THATCHER TOILET ROU HOLOERS \ liauvıiuıuA » 02' 4« «37 »1 j j \ NASIL KATILACAKSINIZ • Katılma Formu'nu doldurunuz. •LADA'lardan hangisini seçıyorsanız, (Ikisinı de seçebilirsiniz!) (x) işareti ile işaretleyiniz.) • Formu ımzalayınız. llk taksit tutannı GOnaydın Pazarlama A.Ş.'nin Yapı Kredi Bankası Çemberlitaş Şubesi'nde2710 numaralı hesaba yatınnız veya havale ediniz. İLK TAKSİT YATIRILANYER: TAKSİT HAVALE TARİHİ: İŞTİRAKÇİNİN ADISOYADI: ADRESİ: İLÇE: MESLEK: VARSATELEFONNO: "Kime sordumsa seni, doğru cevap vermediler./ Kimi alçak, kimi hırsız, kimı deyyus dediler/ Künyeyi almak için, partiye ettim teıefon / Bizdeki kayda göre: şimdi o mebus dediler." Bu "Ferit Gülok" kimin nesi idi? Abdullah Nejat Resuloğlu'nun başına geleceklerden ibret de mi almamıştı? İcabtnda 200'ün altına aüşmeyi göze alıp, milletvekili gözden çıkaran koca ANAP "ne olduğu belirsiz Ferit Gülok'a göz yumamazdı.. Hemen ANAP Yenimahalle öpgütü arandı. Ferit Gülok'un kim olduğu soruldu. Ancak aynı soruyu Yenimahalleliler ANAP'lı yöneticilere sordular: Ferit Gülok da kim ? Sonra af ile ilgili bildirilerin "naylon" olduğu anlaşıldı. ANAP'lı yöneticiler "dörtlük de bildiri de bizi ilgilendirmiyormuş" diyerek derin bir oh çektiler... ingiKMe'de i^sizlik arttıkça, Başbakan Thatebcr ile Ikjili hediyetlk eşya sab$lanMla arb$ göruluyof. ingilizlere de ar, haya ve sabır ihsan etsin. Bizim de demokrasimizi onlara benzetmesin. Benzer aksesuarlar kullanmaya muhtaç etmesin. İMZA Kader 1988 84'ün askıya ahnması kesinleşmiş.. İki MDP'li kuliste konuşuyorlarmış: Partide mi kalalım yoksa ANAP'a mı geçelim? Valla fazla bir şey farketmez. Nasıl ? İkisininde sonu pişmanlık.. Geniş bilgi için telefonlarımız: 52214 92522 64 03 527 79 50 526 53 82
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle