15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 EKÎM 1985 Ozetle DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Israil birlikleri 4 Filistinliyi öldürdü Atina'daki Libyn Havayolları bürosuna saldırı hrail birliklerinin, önceki gece işgal altında tuttuğu Batı Şeria 'daki El Halil yakınlannda silahlı 4 Filistinliyi öldürdükleri açıklandı. hrail ordu sözcüsü 1984 yüından bu yana bazı sivUleri öldürme suçundan aranan Filistmlilerin ordu birlikleriyle silahlı çatışmaya girdiklerini öne sürdü. Yine Kudüs'te bir binada dün sabah meydana gelen patlamada bir kişinin öldüğü 11 kişinin yaralandığı bildirildi. hrail yetkiliieri patlamanın kaza eseri olduğunu belirtirlerken, olayın sorumluluğunu önce Ebu Nidal grubu ardından da FKÖ üstlendi ve 20 kişinin öldüğünü ya da yaralandığını öne sürdüler. (a.a.) Londrada meydan savaşı Siyah gençlerle polis arasında Londra'nın Tottenham semtinde çıkan çatışmada Enise Yaylalı adlı bir Türkün evi de yakıldı. Bir savaş alanına dönüşen Tottenham'da dükkânlar yağmalandı, evler kundaklandı ve otomobiller yakıldı. Olayların bu boyutlara ulaşmasında polisin siyahlara sert muamelesinin önemli rol oynadığı belirtiliyor. EDİP EMİL ÖYMEN sürüyor. Polis ise aksini jddia ediyor. 8 gün önce de Brixton semtinde evine baskın yapılan bir kadın, yanhşlıkla vurulmuş ve kötürüm kalmıştı. Ancak, göstericilerin ateşli silah kullanması ve Kuzey Irlanda dışında böyle bir olayda bir polisin ölmesi ilk kez yaşanıyor. Polisin özellikle siyahlara karşı anlamsız yere sert davrandığı, sokaklarda durdurup üstlerini aradığı biliniyor. IRK AYRIMI MI? Güvenlik yetkilileri, istedikleri kadar siyah toplum liderleri ile iyi ilişkiler kurmaya çahşsmlar, sokakta devriye gezen polislerle özellikle siyah gençler arasındaki zıtlaşmanın önü alınamıyor. Siyahlar hükümetin üstü örtülü bir ırk ayrımı siyaseti uyguladığı görüşünde. Buna, yüksek oranda işsizlik ve ilişkili sorunlar eklenince, siyahlann oturdukları semtler patlamaya hazır birer banıt fıçısı haline dönüşüyor. Barutun kibriti ise polisin duyarsız tutumu oluyor. Olayların geçtiği Haringey Belediyesi'nin siyah Başkanı Bernie Grant, "Polis artık konlrolden çıktı. Olup bitenler bir devlet baskısıdır" dedi. Çalışmalarına bugün başlayacak olan iktidardaki Muhafazakâr Parti kurultayında ise delegelerin polisin bu tür olaylarda göz yaşartıcı gaz ve plastik mermı kullanması, polise daha geniş yetkiler verilmesi istekleri gündeme gelecek. Muhalefet ise bütün bu toplumsal sorunların temelinde, uygulanmakta olan ekonomi pblitikanın yattığı, bunun işsizliği gideremediği, özellikle de siyahlann ekonomik durgunluktan en çok etkilendiği görilşünde. îngiltere'de siyahlarla polisin çatışmasında 1 ölü, 252 yaralı var İki Anlamlı Uyarı... SAMİM LÜTFÜ Stanley Kubrick'in başyapıtlarından Dr. Strangelore filmi insanın kanını donduran bir bilimkurgu öyküye dayanır. Öyküye göre Amerikan füze üslerinden birinin komutanının çıldırmasıyta başlayan olayların önlenemeyen gelişmesi sonunda topyekün nükleer savaş patlak verir. Filmin son sahnesinde, atacağı bomba nükleer savaşı başlatacak olan Amerikan B52 uçağının bomba kapakları bir türlü açılmaz. Uçaktaki Teksaslı askerlerden biri kapakları tekmeleyerek açar, bombanm üstüne oturur, ayaklarıyla ıteleyerek silahı yertnden oynatır. Son görüntü rodeo yapar gibi bombanın sırtına oturmuş elindeki kovboy şapkasınt sallayarak, boşlukta düşerken çığlıklar atan kovboydur Sonra birden ekranda göz kamaştıran bir beyazlık ve son. Yirmi küsur yıl önce Londra'da izlediğim (bizde de televizyonda oynadı) filmin son sahnesini çok iyi anımsıyorum, ama son darbeyi vuran kovboyun yüzünü bir türlü yıtlar boyu gözümün önüne getiremiyordum. Şimdi ise bir süredir, bu yüz de net olarak biçimlendı. Artık ne zaman bu son sahneyi düşünsem. bombanın üstündeki kovboy, Ronald Reagan olarak canlanıyor gözlerimin önünde. Sonra "kimbilir" diyorum, "kimbilir belki bir süredir Kubrick de aynı sahneyi düşünürken, aynı yüzü görüyordur." Neden olmasın? Gerçi artık filmin çevrildiği 20 küsur yıl öncesinde olduğu gibi nükleer bir savaşın "kaza sonucu" patlak vermesi olasılığı yok diyor uzmanlar. Nitekim VVashington'un politika oluşturan çevrelerine yakınlığıyla tanınan Yaleli öğ r etim üyesi uzmanlar tarafmdan hazırlanmış olan ve şu sıralarda ABD'de piyasaya sürülmüş bulunan "Hawks, Doves and Owls" (Şahinler, Güvercinler ve Baykuşlar) adlı kitapta Paul Bracken "kazara nükleer savaş" olasılığının tümüyle ortadan kalktığını ileri sürüyor. Ancak bu görüşe katılmayanlar da var. Ömeğın, nükleer sorunlar uzmanı, New Yorker'ın yazarlarından Daniel Ford "The Button" (Düğme) adını taşıyan ve Yaleli uzmanlarınkıyle hemen hemen aynı günlerde piyasaya sürülmüş olan yapıtında sözü edilen tehlikenın bir başka biçımde de olsa varlığını sürdürdüğünü belirtiyor. 1946'da Me Makon Act ile sıvil denetime verilen (Başkan'a) nükleer silahların kullanılması karannın, ilk vuruşa yanıt süresinin çok kısa olması dolayısıyla, hızla daha ait düzeydekı generallerin sorumluluğu altına kaymasının kaçınılmaz olduğunu, bu durumun da nükleer savaşın ait düzeydeki sorumlulannın kararıyla başlayabileceğini, bunun da hemen hemen kazayta çıkan bir nükleer savaş ile eşanlamlı olduğunu belirtiyor Daniel Ford ve ABD'nin çıkarlarınm gerginlikten yana olmadığını vurguluyor. Bu konuda her iki yapıtın bırleştikleri nokta ise aynı: "ABD'nin değerlerinin ve kurumlarının korunabilmesi, ancak nükleer savaşın önlenmesiyle olasıdır. Kaldı ki, böylesi bir savaşın nasıl başlayabileceği, başladıktan sonra ne şekilde gelişip, hangi boyutlara varacağı ve nasıl denetlenebileceği kimse tarafmdan bilinmedığinden, Batı ülkeleriyle Varşova Paktı güçlerinin karşı karşıya gelmelen sonucunu doğuracak, hangi türden olursa o/sun, her türlü savaşın başlamasını önlemek gerekir." Nükleer konusundaki tüm uzmanlann görüşü bu. Ne var ki Reagan politikası hıç de bu doğrultuda gelişmiyor. Başkan SSI Konusunda, propaganda açısından zaman zaman hafifçe yumuşar görüşüne karşın. özde uzlaşmaz bir direniş içinde. "Yıldız Savaşlan" konusundaki bu uzlaşmaz tutum da gerginliği ve savaş tehlikesini artırıyor. Reagan'a sorarsanız SSI'ye karşı çıkış yalnız Sovyetler'e hizmettir. Bu görüşün gerçekle hiçbir ilişkisi yoktur. ABD bilim çevreleri ve NATO'nun eski generalleri de SSI'ye karşıdırlar. Nitekim aralarında 6 Nobel fizik, kimya, ve tıp ödülü sahibinin de bulunduğu California Teknoloji Enstitüsü'nün 41 bilgini bu konuda yayımladıkları bildıride şunları söylüyorlar: "Aşağıda imzası bulunan bizler, uzayın gittıkçe artan boyutlarda askerileştirılmesinin yarattığı tehlikeler karşısında duyduğumuz derin kışisel kaygıyı dile getirmek isterız. Gelışmiş uydusavar silahlannın süregelen gelıştırtlmelen ve o/as/ konuşlandınlmalarının uzun dönemde ulusal güvenlığimız açısından zararlı olduğuna inanıyoruz. Aynı şekilde, Ulusal Savunmaya da SSI gibi çare/erin önerilmesinin teknik ve stratejik geçerlilikleri çok kuşku götüren ön kabullere dayandığını düşünmekteyiz. Bu ve benzeri programlar, en iyi bilimsel ve mali kaynaklann korkunç savurganlığıdır ve var olan stratejik dengeyi bozup, istikrarşızlığı arttırarak, nükleer savaş tehlikesini çoğaltmaktadır." Öte yandan, bu yaz Berlin'de toplanan "Silahsızlanma ve Banş İçin Genera/ter Ortak Çalışma Kampanyası" sırasında kentin duvaharına şu' bildiri yapıştırılmıştı: "Kimse kendini aldatmasm! Yıldız Savaşlan için değil, yeryüzunde bir atom savaşı için gırişilmiştir uzayın silahlandırılmasma. Uzay silahları, saldırganlık füzeleri MX, Pershing2 ve Trident2'lerle birlikte hasmın ikincı vuruş yeteneğini yok etmeye yöneliktir ve böylelıkle de ilk vuruşu mümkün kılmaktadır. Bu ilk vuruş yeteneği kesinlıkle savaşa yol açacaktır. Bu çılgın silahlanmanın uzayda sürdürütmesi yerine, insanlığın bir'birıne karşı daha hoşgörülü bir yaklaşımı gerçekleştirecek biçimde, olanaklannı açlık ve yoksullukla savaş konusunda harekete geçirmelehnı kesinlıkle talep ediyoruz." Bu bildirının altında imzası bulunan ve hepsı de bir zamanlar NATO'da çok yüksek görevlerde bulunmuş olan 11 NATO generali şunlar: Gen. Gert Bastian (F.AImanya), Gen. John Christıe (Norveç), Gen. Harbottle (Ingiltere). Gen. Kumanakos (Yunanistan), Gen. H.Von Meyenfeldt (Hollanda), Mareşal CostaGomez (Portekiz), Gen. Nıno Pasti (İtalya), Amıral Antoine Sanginettı (Fransa), Gen Tombapulas (Yunanistan), Gen. Rangel de Lima (Portekiz) ve Gen. Leonard Johson (Kanada). ' 'Reagan SSI kbnusunda, kendı uzmanlarınm emekli NA TO generallerinin uyanlanna kulak verse bari" diyor insan. Ama ne gezer, hazretın dediğı dedik. Şımdi anlaşılıyor değil mi, neden bir süredir ne zaman bombanın üstündeki cılgın kovboyu düşünsem, gözümün önüne Reagan'ın yüzünün geldiğı? Yunanistan'in başkenti Atina'daki Libya Havayolları binasına dün akşam bombah saldında bulunuldu. Saldında ölen ya da yaralanan olmadı, ancak binada büyük hasar meydana geldi. Saldınyı henüz üstlenen olmadı. Belfast'taki bir polis karakolu dün akşam kimliği belirlenemeyen kişilerce top ateşine tutuldu. Potisin yapnğı açıklamaya göre, karakola çok sayıda havan topu isabet etti. llk belirlemelere göre iki kişi yaralandı. Saldında karakol binası ile çevresindeki binalarda ağır hasar meydana geldi. Belfast'ta polis komiserliğine saldırı Tottenham 'da önceki gece başlayan olaylar, sabaha kadar sürdü. Polisle siyah gençler arasında kanh çatışmalar olurken, yukarıdaki resimde göriildüğü gibi sokaklarda park edilmiş arabalann büyük bölümü yakıldı. Ufak resimde ise polis, bir siyah genci götürüyor. yayılan çatışma sırasında bir polis, boğazından bıcaklandı ve öldü. Olay yerine gönderilen takviye polis kuvvetleri dunımu kontrol altına almaya çahşırken, atılan bir molotof kokteyli bir evde yangın çıkardı. Evin tslington belediyesinde toplumlararası ilişkiler bölümü görevlisi Türk bayan Enise Yaylalı'ya ait olduğu belirlendi. Saldm sırasında kızı ile evde olan Yaylalı, polisin yardımı ile yara almadan kurtarıldı. Gece yansından sonra da süren olaylar daha sonra göstericilerin dağılması ile duruldu. Tottenham'ın geniş bir kesimini kordon altına alan polis, bütün yolları kesti ve göstericileri ev ev dolaşarak aramaya başladı. özellikle yüksek belediye apartmanlannda oturan siyah gençlerin olaya yol açtığı varsayımı ile hareket eden polis, bölgede adeta sıkıyönetim ilan etmiş durumda. Evi aranırken fenalık geçiren Cynthia Jarrett 49 yaşında idi. Ailesi yüksek tansiyonu olduğunu, polisin eve baskın şeklinde girip kendisini itip kaktığını öne NASA 'nın son ürünü olan uzay mekiği Atlantis, uzayda büyük bir sır perdesi içinde sürdürdüğü ilk uçusunu tamamlayarak dün Kaliforniya'daki "Edwards" Hava Üssüne döndü. Mekik uçuşlarının 21. 'si olan seferi sırasında Atlantis'te 5 astronot görev aldı. NASA yetkilileri tarafmdan uçuşla ilgili olarak yapılan iki kısa açıklamada, mekiğin Pentagon için iki haberleşme uydusunu yörüngeye yerlestirdiği kaydedildi. "Aılanm"in yolculıısu sona eraı ne önceki gün öğleden sonra Tottenham karakolu önünde bir LONDRA Londra'nın ku gösteri yapıldı. Olaylar daha zeydoğusunda Türklerinde yo sonra halkın iki polise saldırması ğun olarak yaşadığı Tottenham ile başladı. Aksam sokaklara dösemtinde önceki gece çıkan ka külen siyah gençlere beyazların nşıklıklarda bir polis öldü. 67'si da katıldığı görulüyordu. Otopolis olmak üzere 252 kişi yaralan mobilleri ateşe vermeye başlayan, dı. Bir Türk bayanın evi de atı vitrinleri kırıp yağmalamaya girişen göstericilere karşı polis önlan molotof kokteyli ile yandı. Potisin bir hırsızlık soruştur lem almaya çalıştı, ancak gösteması için bir siyaha ait eve bas ricilerin molotof kokteylleri atkın yaptığı sırada ev sahibi ka ması ve arada sırada ateşli silah dının fenalık geçirmesi ve hasta da kullanması uzerine polis .yeneye götürülürken ölmesi üzeri tersiz kaldı. Dar sokak aralarına Rehineler serbest bırakılmayacak İslami Kurtuluş örgütü'nün Sovyet diplomatlarına ilişkin açıklaması: yetler Birliği Büyükelçiliğinde göre%li 4 Sovyet diplomatını kaçıran İslami Kunuluş örgütü gerillalan, rehinelerin hayatına karşılık, Sovyetler Birliği'nden, Suriye desteğindeki milisler ve ordu birliklerinin Trablusşam kentini ele geçirmek için Tevhid gerillalarına karşı sürdürdüğu saldırıya son verilmesi için girişimde bulunmasını istemişlerdi. Ancak, İslami Kurtuluş Örgütü gerillalan, daha sonra, kaçırdıkları 4 Sovyet diplomatından Kültür Ataşesi Arkady Katkov'u öldürmüşlerdi. Katkov'un öldürtılmesinden kısa bir süre sonra, İslami Cihat örgütü gerillalan da, 18 aydır rehin tuttuklan Beyrut'taki Amerikan Büyükelçilik görevlisi VVilliam Buckley'i öldurduklerini açıklamışlardı. Trablusşam'da, hafta sonunda sağlanan ateşkesten sonra durumun sakin olduğu bildiriliyor. Öte yandan, Beyrut'un batısındaki Şatila mülteci kampında, Şii EMEL Örgütü gerillalanyla Filistinli gerillalar arasında yeni çarpışmalar meydana geldi. Polis dünkü çarpışmalarda 6 kişinin öldüğünü 38 kişinin yaralandığını haber verdi. İslam Kurtuluş Örgütü gerillaları, ABD ve SSCB liderleri arasında Cenevre'de yapılacak zirvede Lübnan iç savaşına son verecek kararlar Mübarek: "FKÖ alınmadıkça ellerindeki karargâhı Sovyet rehineleri Kahire'ye taşmsın" salıvermeyeceklerini Mısır Devlet Başkanı Hüsnü açıkladılar. Daha önce, Mübarek, hrail uçuklannın Tu Sovyet rehinelerin nus'taki FKÖ karargâhını bom hayatına karşılık, balamasmın ardından, karargâTrablusşam'daki hın Kahire'ye tasınmasını önerdi. Kuveyt'te yayımlanan El Ba çarpışmalara son bas gazetesi, önerinin FKÖ lideri verilmesi istenmişti. Yaser Arafat'a iletildiğini, ancak Arafafın kesin cevap vermediğini bildirdi. (a.a.) Sîna olayı büyüyor Tel Aviv, Sina'da öldürülen 7 İsrailliye Mısırlüarın ilk yardımı önlediğini ileri sürdü. KUDÜS, (AP) lsrail hükümeti, Mısır'ın Sina Yartmadasındaki Eilat kentinde Mısırlı bir polisin cumartesi günü etrafa rasgele ateş açarak 7 Israilli turisti öldürmesı ile ilgili olarak Kahire^ ye sert bir mesaj göndererek olaya 48 saat içinde bir açıklama getirilmesini istedi. lsrail Dışişleri Bakanlığı tarafmdan Kahire'ye gönderilen mesajda, yarahlara tıbbi müdahalenin neden geciktiği konusunun aydınlatılması ve olayla ilgili sonışturmada ilerleme kaydedilmesi istendi. Geçen haftaki olayda çok sayıda turist de ölmüştü. lsrail Sağlık Bakanı Mordeşai Gur, tamklann ifadesine dayanarak yaptığı açıklamada, Mısırlı yetkililerin, Israilli bir doktorun ve askeri sağlık ekiplerinin yaralılara ilk yardımda bulunmasını önlediğini iddia ediyor. 4'u çocuk 7 Israilli, olaydan 8 saat sonra hastanede tedavi altına alınmışlardı. Israilli hükümet yetkilileri, Mısır yönetiminin "Akli dengesini kaybetmiş bir polisin etrafa ateş açögj" yolundaki açıklamasını da kabul etmeyerek olayın failinin asker olduğunu ileri süruyor ve ' Mısır ı Camp David anlaşmasını çiğnemekle suçluyor. 1979'da lsrail, Mısır ve ABD arasında imzalanan anlaşmaya göre Sina'da asker bulundurulması >asak. Israilli bir yetkili önceki gün yaptığı açıklamada "Ateş acan kişinin polis degil asker olduğunu biliyonız." dedi. Irak Harg'a 23. kez saldırdı Irak savaş uçaklarının İran'ın ana petrol ihraç tesislerinin bulunduğu Harg Adası'na dün 23. saldınyı gerçekleştirdikleri büdirildL Irak sözcüsü tarafmdan yapılan açıklamada saldmdan sonra ucaklann emniyet içinde üslerine döndükleri belirtildi. BEYTtUT, (AP) Geçen hafta 4 Sovyet diplomatını kaçırdıktan sonra birini öldüren islami Kurtuluş Örgütü gerillaları, SSCB ve ABD liderleri gelecek ay Cenevre'de yapacakları zirve toplantısında, Lübnan iç sa\aşına son verecek kararlar almadıkça, ellerindeki Sovyet rehineleri serbest bırakmayacaklannı açıkladılar. AP Ajansının Beynıt bürosuna İslami Kurtuluş örgütü adı Trablussam 'da Suriye desteğindeki milisler ve Tevhid gerillalan arasında sağlanan ateşkesten sonra, kentin denetimini ele geçiren Suriye ordu birlikleri ağır silahlara el koyuyorlar. Fotoğrafta, İslam Birliği Hareketi Tevftid'e ait bir füzeatar görülüyor. (AP) na telefon ettiğini söyleyen bir kişi, Trablusşam'da ateşkes sağlanmasına rağmen, 3 Sovyet rehineyi bırakmamakta kararlı olduklarını belirtirken, ellerindeki 6 Amerikalı ve 4 Fransız rehineyi sahvermemeleri için İslami Cihat Örgütü nezdinde de temasa geçtiklerini söyledi. islami Kurtuluş Örgütü adına telefon eden kişi, aynca, Trablusşam'da Suriye desteğindeki milisler ve ordu birlikleriyle, Sünni İslam Birliği Hareketi Tevhid gerillaları arasında geçen hafta sonu sağlanan ateşkesin "hileli" olduğunu öne sürdü. Geçen hafta Beyrut'taki Sov Portekiz'de Sosyalistler bozguna uğradı NtLGÜN CERRAHOĞLU LİZBON Portekiz'de pazar günü yapılan seçimlerde sosyalistler, siyasi yaşamlannın en büyuk kaybına uğradılar. 1983 seçimlerinde aldıklan yuzde 36.5 oranındaki oylarla ülkenin bir numaralı siyasi gücü olan sosyalistler, oylannın yüzde 21 'e duşmesiyle parlamentodaki sandalyelerinin hemen yarısını kaybeıtiler. Seçimleri kaybeden sosyalist partinin lideri Başbakan Mario Soares, De\let Başkanı Ramalho Eanes'e bir mektup göndererek, kendisini görevden almasını istedi. Bu seçimlerde sosyalistlerle başa baş güreşmesi beklenen ve yaz başmda Cumhurbaşkaru Eanes'in parlamentoyu feshetınesine dek sosyalistlerle koalisyon ortaklığı yapan, ülkenin iki numaralı siyasi gücü sosyal demokratlar ise seçimlerden zaferle çıktı. İki yıl önceki genel seçimlerde oylann yüzde 27'sini alan sosyal demokratlar (PSD), oylannı yüzde 30'a çıkararak ülkenin en güçlü siyasi partisi haline geldi. Ancak bu sonuç PSD'nin tek başına hükümet kurmasına yetmiyor. Sosyal demokratlann bu başansında 3 ay önce partinin liderliğini devralan genç, iktisatçı Anibal Cavaco de Silva'nın rolü çok önemli oldu. "King's Fisher Band" ve "Taxi" gibi rock müziği parçalarıyla seçim kampanyasını kapayan 46 yaşındaki Cavaco Silva, gençlerin gönlünü çelmeyi ve sosyalistlerin düş kınkhğına uğrattığı seçmenlerin ir kısmmı kendi saflanna çekmeyi başardı. Taşıdığı "sosyal demokrat" adına rağmen, aslında ortanın sağında oldukça tutucu bir parti olan PSD'nin yaptığı bu lider değişikliği, partinin seçmenlere hükümet koalisyonu içinde sosyalistlerle büiikte yaptıklan icraattan paylarına duşen sorumluluğu unutturmayı sağladı. "ÇocukJarıma sefalet içinde Partilerin oy oranları Partiler PSD PS PRD APU CDS 1983 Oy oranlan 27 36.5 18.2 12.4 1985 Oy oraalan 30 21 18 16 9.9 1985 Sandalye dagıhmı «5 55 43 37 20 250 koltuklu Ponekiz Parlamentosu için önceki gün yapılan seçimlerde oy sayımı sürmekte olduğu için 10 sandalyenin sahibi henuz belirlenemedi. Ancak sonuçlarm değişmeyeceği belirtildi. Cavaco Silva Zafer kazandu bir ülke bırakmak istemiyonım" diyerek kampanya yapan Cavaco Silva, PSPSD koalisyonunun uyguladığı kemerleri sıkma poIitikasıyla özdeşleştirilmeyen bir liderdi. Fakat Portekiz seçimlerinden asıl kazançlı çıkan bir süre sonra Cumhurbaşkanlığı'nı bırakıp, siyasi mucadeleye atılmaya hazırlanan General Ramalho Eanes oldu. Henüz Cumhurbaşkanlığı koltuğunu işgal etmesi dolayısıyla, kendi namına kansı Manuela Eanes'in yürüttüğü başanlı Mario Soares Ağır yenilgi. kampanya sonunda, yeni kurulan ve ilk kez seçimlere kanlan "Demokratik Yenilik (Renovator) Par'isi" (PRD) oylann yuzde 18'ini aldı. Portekiz'in "Evita Peron"u olarak anılan Manuela Eanes'in kampanyada gösterdiği kişisel gayreılerinin otesinde, aslında gücünu tamamen ülkenin çok sevilen Cumhurbaşkanı Eanes'in karizmasından alan PRD, boylece komünistleri geride bırakarak ülkenin 3. buyük siyasi gücü haline geldi. Siyasi yelpazedeki yerini "ortanın solu" ya da "ılımlı sol" olarak tanımlayan ve Portekiz'in siyasi panoramasını tamamen değiştiren bu parti, sosyalist seçmenlerin 1/3'ünün oylannı kendi saflanna. çekmeyi başardı. Portekiz'in 4. siyasi gücü konumuna gerileyen komünistler ise (APUBirleşik Halk İttifakı) 1983 seçimlerinde aldıklan 18,2'lik oylarda hafif bir gerileme göstererek yüzde 16'ya düştuler. Aslında hiçbir siyasi gücün "kesin muzaffer" olarak çıkmadığı bu seçimlerin en çarpıcı özelliklerinden biri de katılma oranının düşüklüğu idi. Demokrasiye geçişten bu yana ilk kez seçmenlerin 1/4'ü gibi, çok önemli bir kesimi oy kullanmadı. Bu, yıllardır Portekiz'in sorunlanna bir türlü çözüm bulamayan kısa ömürlü koalisyon hukümetlerinin yarattığı düş kırıklığırun kesin ifadesiydi. Ancak Bu kez de Mecliste rahat çoğunluğu sağlayan hiçbir partinin olmaması ve Eanes >andaşlanndan güç alan yeni bir partinin, şimdiye dek 4 ana siyasi parti arasında dağılan oyları 5 partiye bölmesi gene güçlü hükümet düşlerine darbe indiriyordu. Sonuçlann ilan edilmesinin hemen arkasından, nitekim, sosyal demokratlar sosyalistlerle koalisyona gitmeyeceklerini ilan edecekler, yeni koalisyon ortaklannı Hıristiyan demokratlar olarak görduklerini ima edeceklerdi. Öte yandan, Eanesciler de. bu aşamada hukümete girmeyi duşünmediklerini belirttiler. Bazı gözlemcilere göre ise, sandıklardan çıkan bu sonuçlar, aralık sonu ya da ocak içinde yapılması beklenen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra, Portekiz'de yeniden seçimlere gidilmesini zorunlu kılıyordu. Pek çok gözlemcinin üzerinde birleştiği bir diğer nokta ise Sosyalist Parti politıkasını buyük ölçüde kişiselleştirerek, uğrtdığı yenilgide yadsınmaz payı bulunan Mario Soares'in Cumhurbaşkanhğı düşünü gerçeklestirmesinır. artık pekko lay olmayacagı idi. ABD'nin Gorbaçov'un önerisine tepkisi olumsuz Raegan: Yüdız Savaşları'na devam WASHİNGTON (Ajanslar) Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri Mihail Gorbaçov'un stratejik nükleer silahlarda "lo 50 indirim yapılması önerisi ABD tarafmdan olumlu karşılanmadı. Beyaz Saray'da bir grup Cumhurivetçi yetkiliyi kabul eden Başkan Reagan "Yıldız Savaşlan" projesinde pazarlık yapmayacağını yineledi ve "Bu proje değiştirilecek proje değildir, ilerlemelidir ve Uerleyecektir" şeklinde konuştu. ABD Savunma Bakanı Casper Weinberger, " T İ M E " dergisine verdiğı demeçte •'Sovyetlerin silahsızlanma konusunda nihayet bir öneri getirebilmiş olmalarının cesaret verici olduğunu" ancak Sovyet onerisi ile iki super de\let arasındaki güç kenusunda eşit|ik sağlanamayacağını bildirdi. Eşit olmayan bir durumdan hareket ederek her iki tarafın da a\nı oranda indirimler yapması ile eşitliğin bozulmayacağını \urgulayan \Veinberger So\\etlerin, topraklarını tehdit eden Amerikan silahlan arasında ayınm yapmadığını, bu gorüşten hareket edildıği takdirde ülkesinin daha fazla başlık azaltmak zorunda kalacağını öne surdü. Moskova'nın stratejik saldırı sistemleri kadar savunma sistemleri uzerine de çalışmalar yaptığını sözlerine ekleyen VV'einberger "Sovyetler, şimdive kadar bizim tersimi/e fuze imha etme>e yonelik laser sistemleri üzerine çok savıda deneme ve »rastırma >aptı, Vıidız Savaşlan projemizden vazgeçmemizde ısrar elmelerinin nedeni bu alanda lekel olarak kalmak istemeleridir" dedi. Reagan'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert McFarlane, NBC tele\izyonuna verdiği demeçte stratejik nükleer silahlarda "'o 50 indirimin, Moskova'nın ABD'ye "ilk darbeyi" vurma şansını arttıracağını öne surdü. McFarlane, Gorbaçov'un önerilerinin ABD'nin aleyhıne olduğunu ileri sürerek, bunun"slratejik nükleer silahların sınırlandırılması için bir anlaşma lenıe', li >aratmadığını" söyledi. Portekiz'in kimtik kartı Nüfesu: 10 milyon Yiızölçüroü: 90 bin kiiometrekare Resmi 48k Portekizce Kontşulan: Kuzey ve doğudan Ispanya ile sınır komşusu Bafkeati: Lizbon YöoetiBK Parlamenter demokrasi Devlet Başkanı: Antonıo dos Santos Ramalho Eanes Kişi başıaa düşen ulusal gelir. 2.370 dolar Okuryazarlık oranı: Yüzde 80 Tarihi: 12. yüzyıldan bu yana bağımsız bir devlet olan Portekiz, 1910 yıhna dek krallıkla yonetildi. Bu tarihte gerçekleştirilen de\Tİmle Kral tkinci Manuel iktidardan uzaklaştınldı ve cumhuriyet ilan edildi. 1916 yüında Aimanya Portekiz savaşı patlak verdi. Bunu izJeyen bir dizi kanh olay ve iktidar değişikliğinin ardından, 1933'te yeni anayasa kabul edildi. 1932 yılında Başbakanhğa gelen Antonio de Oliveria Salazar, faşist bir diktatörlük kurdu. Baskı dönemi Salazar'ın 1968'de hastalık nedeniyle istifasma dek sürdü. Bu dönemde 1939 yılında Ispanya ile Iber Paktı imzalandı. 1%8'de Salazar'ın hastalığı uzerine yerine Marcelo Caetano geçti. 25 Nisan 1974 yılında iktidar, General Antonio de Spinola başkanhğındaki askeri cuntaya geçti. Spinola, solcu subayların baskısı üzerine aynı yıhn 30 eylülünde istifa etti. Bundan sonraki dönemlerde yapılan seçimlerde ülkede hiçbir parti tek başına ikiidara gelemedi ve iktidar dönemini tamamLayamadı. Thatcher sınavda LONDRA, (Cumhuriyet) Îngiltere'de kongreler mevsimi kapanırken, iktidardaki Muhafazakâr Parti, Genel Kurultayı'nı bugün Blackpool kentinde topluyor. İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TUC),' Liberal Parti ve Sosval Demokrat Parti'nin yıllık kurultaylarından sonra son olarak İşçi Partisi de geçen hafta kongresini yapmıştı. Şimdi gözler Blackpool'a çevrildi. 4 gün sürecek kurultayda parti içi anlaşmazhkların yanı sıra, Thatcher'ın geleceği, işsizliğe karşı önlemler ve üçüncü seçim zaferini kazanmak için taktik ve stratejiler saptanacak. GozlemcHer, bu yılki kurultayın en önemli gündem maddele rinden birinin Thatcher'ın geleceğinin belirlenmesi olduğunu bildiriyor. Yaklaşık son 6 aydır kamuoyu anketlerinde işçi Partisi hderi Neil Kinnock \e ittifakın onderlerinden David Steel ile David Owen'ın ardından üçüncü ya da dördüncü sırada gelen 60 yaşındaki Başbakan Thatcher'ın "artık yoruldugu", "kamuoyundaki itibarını yitirdiği", "hiç esnek olmadığı", parti içindeki bazı kesimlerin de kabul ettiği göruşler haline geldi. Son olarak bir açıklama yapan eski Başbakan Edward Healh, Muhafazakâr Parti'nin 6 yıllık iktidarı doneminde vaat ettiklerinin çoğunu gerçekleştiremediğini söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle