15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Uyeleri kişi ve dernek olarak çığ gibi artıyor. Başka mesleklerin, örneğin hukukçuların, mühendislerin, sanatçıların, mimarların, yazarların vb. koşut uluslararası barışsever örgütleriylc, Greenpeace ile giderek artan işbirliğindeler. IPPNVV, 1983 yılında UNESCO Barış ödülü'nü kazandı. Ulusal seksiyonları, uluslararası genel toplantı dışında, özerk çalışmalarla, yörel gereksinimlere ağırlık vererek, yöneticileri ve kamuoyunu uyarırlar; tehlikelere, gerginliklere yol açan olgulan bilimsel inceleyerek, sonuçlarını tutarlı önlemlere, önerilere dönüştürürler. İster ABD Kongresi'ne, ister Sovyet Yüksek Presidyumu'na ya da FAC Bundestag'ına olsun programlar, seçenekler, eleştiriler iletirler. IPPNVV'a göre, bizler devasa bir makinenin sadece birçok küçücük çarklanyız. Fakat unutulmamalıdır ki, makine de böylesine ufacık ve pek çok çarklardan teşekkül etmektedir. Savaş da, eski çağlardaki gibi az sayıda kişinin girişim ve katılımında bir olgu değil, çok dolambaçlı ve birbirine bağımlı sayısız boyutlu kompleks ve devasa bir mekanizmadır; koca bir toplumsal makinedir. En güçlü kişinin bile bir ufak çark olduğu ve dolayısıyla her çarkın da yetkihak ve sorumluluğu bulunan bir makine! KTKİLİ TOPLUM BİLİNCt YARATIŞ 1PPNW ve ulusal seksiyonları, bireylere bu yetkihak ve sorumluluğu, kitle iletişim araçları ile, şiddete kesinlikle başvurmayan, tersine, karşı çıkan yürüyüşler, kitle toplantıları, nükleer silahlara karşıt gösteriler, blokajlarla, politikacılarla görüşmelerle, hastalarını ve yakınlarını tek tek uyarmaya, içtikleri anda sadık kalarak anımsatmaktalar, sürekli savaş olasılığını azaltıp, giderek tüketmeye uğraşmaktalar. Dolaysız, pratik sonuçlarına bakıldığında, kongreler, toplantılar belki gerçekten az etkilidir. Fakat sorunların apaçık ve önemsenerek tartışılabiidiği bir toplumbilimci atmosferi yaratmakla, dolaylı etkileri de o denli önemlidir. Her tür hastahkta etken olan, korku, gerginlik (stress) günumüzde savaş olasılığından, kitlesel yok olmanın kaçımlmazlığına bilerek ya da bilinç dışıinançtan kaynaklanıyor. Bilimsel incelemeler bunu kesinlikle kanıtlıyor. O yüzden IPPNW ve ulusal seksiyonları, Doğu'da ve Batı'da tüm ideolojik politikalardan uzak durarak, nükleer savaşın ve kitlesel kınmlann engellenebilecegi inancını yerleştırmeye çabalıyorlar. Unlü fizikçi filozof C.F. von Weizsaecker, "Eğer gereğinden çok insan, nükleer bir savaş sanki mutlaka çıkacakmış gibi davranırsa, onun da çıkagelmesi o denli kolaylaşır" demektedir. Hekimler, çıkabilecek bir nükleer savaşta gerekli (!) "âfet tababeti" (Katastrophenmedi7İn) hazırlıklarına, eğitimine karşıtlar. Çünkü Vatikan Papahk Bilimler Akademisi (1981), WHO Uzmanlar Komitesi (1983), Uluslararası Kızılhaç örgütü (1984), nükleer savaşta, hiçbir tıbbi hizmetin yapılamayacağını kesinkes ortaya koymuştur. örneğin 1 megatonluk tek bir bomba, yeryüzündeki tüm hastanelerin tedavi edebileceğinin 100 katı daha çok yanıklara yol açacaktır. Ve günümüzde 13500 megatonluk, Hiroşima'ya atılanın tam 1 milyon katı nüklecr yıkım gücü hazır beklemektedir. "Olası bir nükleer savaşta sağ kalanlar, ölenlere haset edeceklerdir." Bu yadsınamaz doğrulara karşın, nükleer savaşta tıbbi hizmet için hazırlık, eğitim bir aldatmacadır; boş bir umut gösterisidir. Insanlarda, savaşın olabilirliğine ruhsal bir ahşkanlığın sinsice kazandırılmasına yöneliktir. Savaşın ve kolektif bir intiharın düşüncesi ile insanlara uyum sağlatmak çabasıdır. Psikolojik savaş hazırlıklarına karşı gelmeyi en özgıin hekimlik görevi sayan IPPNW üyeleri, savaş hekimliğine hazırlık önlemlerine katılmayı reddediyorlar. Birleşmiş Milletler tüzüğünün girişinde, "Savaşlar, insanların kafalannda başlar" demektedir. Bu gerçek doğrultusunda, insanların düşünce ve davranışlarına savaş olasılığının ve giderek gereksiniminin yerleşmesine, IPPNVV üyeleri olanak vermemeye uğraşıyorlar. Saldırganlığın, dolayısıyla döğüşün, savaşın insanoğlunda kaçınılmaz bir kalıtımsal davranış olduğuna ait, yüzeysel gözlemleri yorumlayarak edinilen varsayımın geçersizliği (özellikle AngloAmerikan antropologları, sösyologlarınca) kanıtlanmıştır. İnsan barışseverliğinin doğabilimsel tarihi eğitimde, "barış pedagojisi" ilkelerince uygulanmaktadır. Karşıt (rakip, hasım) mutlaka (ve de çok kere) düşman demek değildir. Oysa savaşlar düşman gerektirir. Yöneticiler, özellikle politik ve ekbnomik zorluklarda, düşman kavramını ortaya atarak, abartarak, somutlaştırıp, klişeleştirerek kendi aksaklıklarını örtmeye, erklerini surdürmeye girişirler. Soğuk ve sıcak savaşlar, düşman tasarımların, onların klişeleştirilmesine ve bloklaşmalara dayanmaktadır. Düşmanın korkunç, dehşet verici, saldırgan özellikleri öne sürülüp, arttınlıp abartıldıkça, kitlesel bir paranoya ile insânlarda korku da öylesine arttırılır ki, kendini savunma içgüdüsü öylesine kamçılanır ki, düşman saldırmadan önce düşmana saldırmak = (savaş) kolayca patlayabilir. İPPNW ve ulusal seksiyonları, bütün ülkelerde düşman kavramlarının klişeleştirilmesine, kişilere gruplara uluslara yansıtılmasına karşı çıkan, karşıtlıkları düşmanlık olarak kabul ettirmek ve abartmak eğilimini engelleyici çalışmalar yapmakta ve en önemlisi kendi yapısı, işlevi, ilkeleri ve nesnel saptamaları ile bunu kanıtlamaktadır. IPPNW'a göre yaşamımızı korumanın, yeryüzündeki tüm öteki yaşamları korumak önkoşuluna bağlı olduğunun kavranması iledir ki, ancak yaşamsal çıkarlarımıza uygun davranmış olabiliriz. Toplumda her esaslı değişiklik, genel bilinçteki değişikliğe bağımlıdır ve her toplum tekinin buna katkısı vardır. Nükleer tehlike ve tehditlerin konusunun yüzeysel geçiştirildiği, barışa yönelik kamu aydınlatmasının tabu sayıldığı ülkemizde, IPPNW gibi son derece etkin uluslararası bir örgüt tanınmıyordu. ödüllendirilmesi, oy yüzden, Nobel'de sürpriz karar sayıldı. Basında IPPNW adı, sadece bir tek kez Banş Derneği davası duruşmalarında geçmişti. Gazetelerde yayımlandığı kadarı ile, sanıklardan Prof. Dr. Metin özek, dava edilen derneğin kuruluş ve yönetimine katılış nedenlerini anlatırken, "Soylediklerimle onların söyledikleri arasında kılpayı fark yok..." diyordu. "Bu meslektaşlar uluslararası bir hekimlik örgütünün FAC sözcüleri. Söz konusu örgütün adı IPPNVV: Bir atom savaşını engellemeye yönelik uluslararası hekimler) diye çevrilebilir. 1981 yılında, ABD'de Boston'daki Harvard Medical School'dan ünlü kalp hastalıkları uzmanı Prof. Lovvn'un Öncülüğünde kuruldu. örgüte gerek NATO, gerekse Varşova Paktı'nın sayısı otuzu aşan hemen hemen bütün ülkelerinden hekimler üyedir; hemen hemen bütün ülkelerinde paralel örgütler kurmuşlardır. Ortak bildiriler yayımlamışlardır, yayıınlamaktadırlar... "Benim bu durumda, bunca itham altında ve başımda yıllar yılı sürecek bir cezaya uğramak olasılığıyla burada yargılanmamın mantığını inanın anlamıyorum." IPPNW'nin 1985 Nobel Barış Ödülü'nü kazanması etkinliğini, dolaylı yaptırım gücünü, kamuoyunu yeryüzünün her bölgesinde savaş hazırlıklarına karşı çıkmaya yöneltme çabasını kuşkusuz arttıracaktır. Umalım ve dileyelim ki, bu çabasında sürekli başarılı olsun. 20 EKİM 1985 Nobel Barış Ödülü'nü Kazaıuut Hekimler (IPPNW) 1PPJVW, 1983 yılında UNESCO Barış Ödülü'nü kazandı. Vlusal seksiyonları, uluslararası genel toplantılar dışında, özerk çalışmalarla, yörel gereksinimlere ağırlık vererek, yöneticileri ve kamuoyunu uyarırlar; tehlikelere, gerginliklere yol açan olgulan bilimsel inceleyerek, sonuçlarını tutarlı önlemlere, önerilere dönüştürürler. Ister ABD Kongresi'ne, ister , Sovyet Yüksek Presidyumu'na ya da FAC Bundestag'ına olsun programlar, seçenekler, eleştiriler ileîirler. PENCERE Maske Kuramı Dr. MUHİTTİN ÖKTEM Ekranda bir insan kalbinin çalışışı görüntülendi önce; düzenli vurum sesleri duyuruldu. Sonra bir başka insanın kalbi, bir öncckinin tıpkısı kasılıp gevşetnelerle, tıpkısı atım gürültüleriyle izlendi. Ve ardından, yeryüzünün en ünlülerinden iki hekim, Harvard Medical School'dan (Boston/ABD) Prof. Bernard Lown ile SSCB Kardioloji Enstitüsü Direktörü ve Kremlin'in Başhekimi Prof. Dr. Yevgeni Çazov milyonlarca izleyiciye seslendiler: "Nüklecr tehditle ınücadele, bizden, kendimizi biiliiniiyle bu konuya adamamızı talep edi'... Sağlıklı bir Rus'un yor. amaç uğraş ortaklıklarını yüz milyonların gözünde simgelemek istemişti. "Beyond War" ("savaşın ötesinde" ya da "savaşı aşmak" olarak çevrilebilir.) llk olarak Silicon Valley'de, sivil ve teknolojik araştırmaların akıl durdurucu gelişmeler gösterirken, doğaya ve insana yönelik dehşet verici tehlikeleri de ürettiği ünlü sanayi yerleşim merkezinde, barışın korunmasmda etkin çaba harcamak sorumluluğunu algılayan ABD vatandaşlarınca kurulmuş bir barış örgütüdür. ÖRGÜTÜN KURULUŞU tşte, 1985 Nobel Banş ödülü'nü kazanan IPPNW (International Physicians for the Prevention of Nuclear War Nükleer Savaşın önlenmesi için Uluslararası Hekimler) = Nük ABD ve SSCB vatandaşı, bu iki kalp hastalıkları uzmanının öncülüğünde kurulmuştur; ikisinin ortak başkanlığında yürütülmektedir.1980'de Lown ve Çazov'un girişimi ile iki ülkeden 6 hekim Cenevre'de buluştular. Soğuk savaşın, nükleer silahlanmanın doğurduğu dehşetin, tehdit ve tehlik<* geriliminin, mesleklerinin amacına aykırı, insanlığın kökünü kazıyacak bir gidiş içinde olduğunda, engellenmesi gerektiğinde hiçbirinin kuşkusu yoktu. "Nükleer silahlanma şimdiden, gençliğin geleceğe yönelik inancını yok ederek, aşırı etkin bir hastalık. faktörü oluşturmakta" (Lown), insanları türlü bozukluklara itmekteydi. IPPNNV'ın temeli atıldı. Kısa sürede değişik ülkelcrden, ünlü hekimler hemen onlara katıldılar. tlkler arasında patolog U. Gottstein (Frankfurt/PAC), psikiyatri profesörleri Sir Martin Roth (Cambridge/lngiltere), H.E. Richter (Biessen/FAC), J.E. Mack (Harvard Boston/ABD) vb. vardı. önce bir avuçtular. Evet, "büyük ideallerin çevresinde önceleri hep küçük, gözüpek bir azınlık çaba gösterir" (A.Einstein). Fakat şimdi, kuruluşundan beş yıl sonra IPPNW Doğu ve Batı'da 40'tan çok ülkede, kendinden önce var olan ya da sonradan kurulan barış için didinen hekim derneklerinin girişimlerini, meslek örgütlerini çatısında toplayan, üyeleri 150 bini bulan, etkin bir kuruluş. Dünya Sağhk örgütü (WHO), Dünya Kızılhaç örgütü ile sıkı işbirliğinde. Saygın kurumlar, bu arada American Medical Association, SSCB Tıp Bilimleri Akademisi, American College of Physicians, Royal College of Physicians (Londra), American Association for the Advancement of Science, Federal Alman Cumhuriyeti'nde 300'ü aşkın Artzeinitiative gegen Atomkrieg, Royal Society of Medicine (Londra), Medical Campaing against Nuclear NVeapens (Londra) ve öteki ülkelerde sayılması zor çoklukta kuruluş destekliyor. Her ülkede ayrıca IPPNWin özerk ulusal kuruluşları var. özetle, IPPNVV ile işbirliği meslek kuruluşunun olmadığı yer, Avrupa'da, ulkemiz dışında yok sayılır. 1981 yılında Airlie/Virginia ABD'nde ilk kongresini (11 ülkeden temsilcilerle), 1982'de İngiltere, 1983'te Amsterdam / Hollanda'da (50 ülkeden binlerce temsilciyle), 1984'te Helsinki / Finlandiya'da, 1985'te Budapeşte / Macaristan'da yıllık toplantılarını gerçekleştirdi. Helsinki'de, tartışmaları özetleyen odak cümle şu idi: "Hekimler ısrar ediyor: Nükleer savaş önlenebilir." ve saglıklı bir Amerikalının kalplerinin günıbürtusü, birbirinin tamamen tıpkısı duyulur...", "Güzel gezegenimizde ya bir arada yaşayacagız ya da atoıtı savaşının alevlennde birlikte yok olacağız..." tki saal sürdU, iki bilitn adamının uzaktan uzağa televizyon söyleşisi. "Beyond War" örgütü, koyduğu ödülü, atom savaşının önlenmesi uğruna olağanUstü hizmetleri dolayısıyla bu iki hekim arasında bölUştürürken, San Francisco yakınlarında Palo Alto'daki merkezi ile Moskova arasında TV aracılığıyla bir "uzay köprüsü" (Space Bridge) kurmuş ve yeryüzünün bu kadar birbirinden uzak ve de karşıt!bölgelerinde yaşıyor, çalışıyor olsalar da, sorumluluk bilinci EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Su'lar Ölmez... Ruhi Su için şiirler yazılıyor, ağıtlar, anılar, izlenimler, seslenişler... Yurdun dört bir yanından geliyor bunlar. Avrupa'dan Amerika'dan, Afrika'dan, hatta Avustralya'dan. Başsağlığı dıleyenler, "Su'lar Ölmez" diyenler... Hepsinden kısa kısa bölümler aktarmak isterdim. Ama hangi birinden? iki sesleniş sunacağım size. Biri Ruhi Su'nun açtığı yoldan giden bir sanatçının, Sadık Gürbüz'ün "hoca"sı Ruhi Su'ya ses(Arkası 8. Sayfada) Cumhurbaşkanı Evren'ın Kastamonu konuşmasmı TV'de dinlerken ayağa kalktım, kitaplığıma uzandım, ismail Arar'ın "Hükümet Programları" aö\ndak\ kitabını aldım; 225'inci sayfayı açtım; Adnan Menderes'in 1'inci kabinesinin programından şu satırların altını çizdim: " Bilhassa üzerinde duracağımız mesele, memleketi içinden yıkıcı aşırı sol cereyanları kökünden temizlemek için gereken kanuni tedbirleri almaktır. irtica ve ırkçılık gibi ayırıcı cereyanlan vasıta olarak kullanan ve çok defa kendisini bu "maskeler altında" gizleyen aşırı solcu hareketlere karşı gereken bütün kanuni tedbirleri alrnaktâ asla tereddüt etmeyeceğiz." Tarih: 29 Mayıs 1950. Aradan 35 yıl geçmiş; Sayın Evren bugün aynı sözleri yinelemektedır: " Komünızm çeşitli "maskeler altında" gelir. Bazen Atatürkçüdür, bazen din adamı olarak görünür. Bazen üstüne başka cüppe geçirir. Bunu iyi teşhis etmek lazım." * Çok güzel... Demek ki devletimizi yönetenlerin çok partili rejimden bu yana paylaştıkları ortak bir fikir var: "Komünistler maske kullanıyorlar."Gerçi 1950'den beri Türkiye üç kez askeri müdahale yaşadı; amaçlanan Batı demokrasisini kuramadı; ekonomisini düzlüğe çıkaramadı; ama, yerimizde saymadığımızı da söylemek gerekir. 1950'de Türkiye'nin ve Yunanistan'ın kişi başına ulusal gelirleri eşitti: 120 dolar. Bugün bizimki 1000 dolardır; Yunanistan 4000 doları aşmıştır. Ne yapalım?.. "Yunanistan'da komünist partisi var, bizde yok" dıyerek kendimizi teselli edebiliriz. Hem biz parlamentosunda komünist partisi bulunan Yunanistan'ı komünist saldırısına karşı ortak savunma için NATO'ya çağırmadık mı? Aklımız karışmasın diye işin bu yanını bırakalım; komünlzmin maske kullanması konusuna dönelim. • Komünizm kimi zaman irtica maskesi kullanıyor; kimi zaman din adamı kılığına giriyor; kimi zaman cübbe altına (profesör cübbesi mi? Yargıç cübbesi mi?) saklanıyor; kimi zaman Atatürkçü maskesi takıyorsa ne yapacağız? İşte sorunumuz budur. Öyle bir ayıraç bulalım ki yanılgıya düşmeyelim; komünistleri yakalayalım derken komünist olmayanları da yakmayalım. Çünkü ortaçağda suçsuz insanların yakıldığı çok görülmüştür. Uygarlığımızın en büyük sorunlarından birisi de budur. Zındıkları cezalandırırken gerçekten zındık olup olmadıklarını nasıl saptayacağız? Bugün Türkiye'de öyle adamlar var ki mahkeme karşısına çıkıp açıkça söylüyorlar: Ben komünistim; kurulu düzeni yıkmak için örgüt kurdum, eyleme geçtim, cezama razıyım. Ama imam ya da profesör cübbesi giyen; Atatürkçü maskesi takan, "solcuyum, sosyal demokratım; ama komünist değilim" diye konuşan binlerce, milyonlarca kişi var; bunların hangisi komünist, hangisi değil?.. . * Savcılanmız, yargıçlarımız yıllarca süren davalarda bile kesin bir sonuca ulaşamıyorlar. Dosyalar büyüyor, bilirkişi raporları üst üste yığılıyor, birbirini tutmuyor, yargıtay ve mahkemelerde çelişkili kararlar alınıyor, varılan sonuç da çoğu zaman inandırıcı olamıyor. Ülkenin dünya çapında ün yapmış yazarları, şairleri, bilim adamları komünistlik suçlaması altında tutuluyor. (Arkası 8. Sayfada) <^MUHTEŞEM HED KAMPANYASI ADET 1 MİLYON TL ADET VIDEO 50 *OTOMOBİL BMW ÇAMASIR MAKİNESİ tli 1 ADET 40J • NASIL KAZANACAKSINIZ? H e r ^ l O kutusunda bir kupon var. Dört kuponu bir araya getırın. Dört kuponun bırleşmesıyle meydana çıkan hediyeyi, Mlntax Deterjan Sanayi A.S. Inönü Cad. No.206 Sefaköy istanbul'dan alın. Sanslı kuponların arkası çift imzalı ve noter tasdıklıdır (1.000 TL.Iık hedlyeyıtek cek kuponu ile kazunacaksınız) Bol sanslar. BOSYOK ADET 1.000 TL'UK BANKAOBKI • II Her Alo kutusunda bir kupon var. Dört parçayı birleştirin, hediyenizi kazanın. Ikramıyelenn tum vergılerı kazananlara aıttır Bu kampanyaya MıntaxDeter/an Sanayi A.$. ve Guzel Sanatlar ReklamctlıkAS çalısanlan katılamazlar ÜOZEL SANATLAR / S ^ A T C H I 6 ı SAATCHI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle