16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet $$ Amerika, Türkiye'de kendine bağlı bir hükümet ister. Şimdi beni istemiyor, Ecevit'i de istemez. Döviz sorununun altında Kıbrıs var. Ben nasıl çözeyim Kıbrıs ? Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik Tttrk Anonim Şirketi adına Nadir N«K. • Genel Yayın MüdOru: Hasaa C M U I , MUessese Müdünr Emi•e Lşaklıgil, Yazı tşleri Müdüriı: Okay Göncnsin, • Haber Merkezı Müduru: Yalçın Bayer, Savfa Düzenı Yönetmenı: AH Acar, 0 Temsilcıler ANKARA: Yalçııı Dogan, IZMİR: Hikmet ÇetiBkayı, ADANA: Mehmet Menan. TAKVİM 10 Ekim 1985 Imsak: 4.38 Güneş: 6.02 tstanbul Haberleri Rcha Öz, Dış Haberler: Ergun B«lci, Ekonomi: O s n u Ulıgıy. Küllür: Ajtlın Emeç, Magazin: Yalçın Pekşea. Spor Danışmanı: Abdolkıdir Yncebnn, Düzdtme: Reflk Dnrlnş, Araştırma. Şahin Alpay, Iş Sendıka. Şukran Ketraci. Haber Araştırma: l fuk Guldenir, # Koordinaıor: AkmM Konıku, • Malı Işier. Erol Erknt, tlan: Hy* Halkla llişkîler. Giildmn Koş»r. tdare: Hustyiıı Gnrer, Işletme: Sadun Sönmez. İkindi: 15.05 Akşam: 17.40 Yatsı: 18.59 Basan ve Yayarv Cunhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. Türk Ocagı Cad. 39/41 Cağaloğlu tstanbul, PK: 246tstanbul, Tel: 526 10 00 (9hat), Tekst: 22246 • Bürolar Ankara: Ziya Gökalp Bulvan Inkılap Sokak No: 19/4 Tel: 33 II 4147, Telex: 42344 • tzmin Halit Zıya Bulvan No: 64/3, Tel: 25 47 0913 12 30 Telec 52359 « Adaaa: Çakmak Cad. No: 134 Kat 3, Tel: 1455019731 Telex: 62155. Demirel Amerika'ya beddua ediyordu A kmerika'da bir şey "dönüp dönmediğini" araştıran sorulara Demirel, hiddetle karşı çıkıyordu: "ANah be48sını versin Amerika'nın. Bize söz verdiler, kredi islerinde tam destek vaat ettiler. Ne oldu anlamıyorum. Birisi bir parmak attı, kredi işi durdu. Bazı umutlanm var, ama IMF, 45 milyon dolarlık yeşil ışığı yakmadığı için kredi gerçekleşmiyor. İşte bu tümüyle kesinleşirse ayakta kalamayız. Tam gideriz. Yoklar dönemi başlar. Bu içimdeki dert. Bunu halka söyleyemem. Her gün bes miiyon dolar sayıyorum benzine. Hiç kimse bunu bilmiyor, hiç klmse çtkıp da bunu nasıl çözüyor demiyor." Bu anlattıklarını kısaca şöyle ozetledı: "Bir hükümet krizi gelsin Türkiye'ye, on, on bes gün içinde yoklar ülkesl oluruz, bu kesin" dedi. Sürdürdu: "Amerika, kendine bağlı ve dediğini yapan hükümet ister Türiciye'de. Kıbrıs'ta Maraş'ı Ecevit actı. Şimdi beni istemiyor ya, Ecevit'i de istemez. Döviz sorununun altında Kıbns var. Ben nasıl çözeyim Kıbns sorununu?.. Nasıl çözeyim. Yunanistan'ın arkasında Amerika var ve benim gırtlağımı sıkıyor." Verdiğı izlenim, ABD'nin bu kez "darbe yoluyla" değil, fakat ekonomik koşulları zorlayarak Türkiye'de hükümet değışimı istediğini düşundüruyordu. Deniz Baykal: "Geçen gün SovyetBüyükelçisi ile konuşuyorduk, bana Amerika. Demirel'i gözden çıkardı mı?' diye sordu" dedi Dıplomatik çevrelerde de bu konu konuşuluyordu Economist'in özel ekinde, "Türkiye'de yakında bir askeri darbe olasılığı yok." Ama, "ekonomik ve siyasal durumun sürekli kötüleşmesi, bu durvımu değiştirebilir" deniliyordu. ABD'den dönen Çağlayangil, kimi değeıiendirmeler yapıyordu: "..Bir ekonomik durum var, bu, partiyi, gruplan etkiliyor. Bayar'ın deyimiyle, burjuva sınıfı rahatını arıyor ve bu yüzden CHPAP koalisyonu istiyor. Son olarak da bir Kâmran İnan kusatması var ortada. Ve eski DP'tiler. Bayar'a göre bunlar korku içinde. (Darbe olur dıye). Parti içindeki dalgalanmaya ve Erbakan'a rağmen memleketi CHP'ye teslim etmek imkânsız... ...Partide lider Demirel kaldıkça bu ortaklık olamaz. Bir bağımsızın başkanlığinda bile olacak iş değil. Ve sonra ya CHP, AP'yi, ya da AP, CHP'yi yiyecek. Sonu bu olur. Esasen CHPAP koalisyonu artık düşünülemez. Çünkü artık CHP'nin buna ihtiyacı kalmadı. Ecevit'in söylediği 'beş ya da altı vicdariı adam' yani vicdansız bunları destekler. Sız, yanl basın hepiniz, CHP eliyle komünizmin gelmesine çalışıyorsunuz... Öğle: 11.56 IMF ve Erbakan ı konomik durumla ilgili sözleri iiginçti: "...Bilgehan'a, Amerika'da bir yüzde 10 daha devalüasyon yapılmasını söylemlşler. DÇM'de kur garantisi Istemişler. Kredi musluklannın açılmasını, faiz oranlannın yukseltilmesini talep etmişler. IMF, bunların gerçekleşeceğini gosteren bir yazılı belge istemiş, ya da bunlan gerçekJeştirin hemen demiş. Ya garanti, ya da fiiliyatı gormeyince 45 milyon doları verip yeşil ışık yakmıyor..." "Cihat Bılgehan'ın sıkıntısı nerede?" "...Erbakan'da. Devalüasyonu 'Siz yapın' diyor. DÇM'ye kur garantisine evet' diyor. Fakat E, faizlerin yükseltilmesine 'İmkânsız!' diye dlreniyor. 'Ben programımda sıfır faiz diye ilan ettım, nasıl kabui ederım?' diyor Erbakan. IMF aynca, yatınmlann dondurulmasını, ithalatın 4,1 milyarda durdurulmasınt istiyor. Kalkınma hızını indirin diye konuşuyor. Şimdi pürüzler bunlar...' "Eee, ne olacak?" "...Ne mi olacak? Daha başka bir sıkıntt var: IMF'nin istediklerini, hele garantiyi Erbakan'dan saklıyoruz, yani IMF'nin bunlan istediğini söylemiyoruz. Bunlan 'bizim Maliye istiyor' diyebiliyoruz. Bunlan IMF'nin istediğini işitse Erbakan, Amerika'ya satıldık' diye ortaya çıkacak... Bu bilgıler karştstnda şaşırmayacak kimse yoktu bu dünyada. Bir yandan ABD, Kıbrıs sorunu. ambargo, IMF ve benzeri oluşmalar. Öte yanda bir hükümet, hükümetin içinde ikılemlerın doruğa tırmandığı bir ortam. Demirel: Eski demokratlardan hayır gelmez Ç !ik geldi. Demirel, bana "çok yalnız" olduğu gibi bir izlenım veriyordu. Parti Meclis grubuna "itidal tavsiye" edecekti. Bir çarşamba gecesi Ecevit'e çağrıldık. Ecevit, "özd caylı toolanüda"; "Devlef dtırmuşııır" dedi. Yerel seçimlerden önce AP'de'bir çözülme beklenemeyecegi yolundaki kanılara katıldı. Fakat AP'den yedı sekiz kişinin "kopması" için yardımcı olunmasını ıstiyordu. AP'den kopacak railleıvekilleri sorununun CHP önderini "çok yakımdan" ilgılendirdiği artık açık seçik. OnaJık bir karışık. CHP bu beklentide, AP ise MSP'den kopacaklarla. Sonun başlangıcına nasıl gelindi? DEMOKRASİNİN emirel'e karşı parti içinde kimileri, kamuoyu, basın, muhalefet hep birleşmişti. Dışarda aleyhinde bir kamuoyu, kardeşleri ve bir de yeğeniyle ilgili soruşlurraa istekleri, CHP gibi daha gttçlenmiş bir muhalefet. Aynca 810 milletvekilinden oluşan bir parti içi direnme. Orduda bir hareket yok, yok olmasına kar5ın, ama Demirel'i bu kez iktidardan uzaklaştıracak etkenler daha bir biçimsel. MSP ve MHP ile yapüğı orıaklıkla ikinci kez başına sardırdıgı sorunlardan sıyrılması olanagı hemen hemen hiç yok gibi. Ancak, deraokratik yoldan gidecekti. Fakat inadı, direnme gücunü alabildiğince kullanacaktı. D Hükömet mi, Demirel mi? SONBAHARIJIT] CÛNEYT ARCAYÜREK Bilgehan. ABD'je gitti ve IMFnin 45 milyon dolarlık telafi fonunu işletecegini büdirdiler. Bilgeban, New York'U baokacılaria konuştu. olumlu. Ancak, ekimde mali>e uzmanlanyla yajnlan toplanlıda baktım ki, 'kredi gelmijordu, tıkanma >ardı.' Bir şey olmuştu, 45 milyonluk kredi IMF YÖDetim Kurulu'nda lakılmıştı. Amerika ise, bu sıralar bize IMF nezdinde >ardıma olacağım so>Niyordu. thracat düşuktü. 2,5 milyar dolar bekIhorduk. 1,170 milyar dolara inmişti. Allab bilir cektigimi. ...Bize ithalatınız 6 milyar dolar, bunu nereden bulacaksınız diyoıiar. Nasıl bulursam bulunnn. Fakat bu ekonomik sıkıntının altında >asal bir vaziyet var (gene yineliyordu bu goruşıinü.) Bir de ekonomik ambargo koymalannı yediremionım. Biz Erbakan'ı anlata anlata buyütluk şimdi bu Erbakan bizi boguyor. Her şey Amerika'nın elin de, fena yakaladılar bu kez. Karşısua koyacagım bir şey yok. Içerden de IMF heyetine 'bunlara para vırmeyin, yoksa gitmezler' diyorlar. FJimizdeki tütönü, bugdayı, fındıgı satamıyonız. Her yerde karşımıza bir engel çılayor. Hep Amerika, belki de CIA. Her yerde kolu var, mekanizma işliyor.. ...Tabii, bizi istemiyorlar. ...Rusya'ya donmek mi?.. Hayır oraya dönemem (demek bu konuyu duşunmuyor.) Yoksa Mısır'a döneriz. ABD, bu hükümetin gitmesini istiyor, Demirel'i sevmiyor, ama belirtiler o ki, Ecevit gelirse kredi musluklan açılacak, sıkıntılar giderilecek." »P onde gidenleri Demirel'in hiçbir uyanyı dinlemediğini söylüyordu. Demirel için, "fırtınalı denizde dolaşan tek başına bir tekne" benzetmeleri yapılıyordu. tsin ilginç yam, Demirel'in yerine AP'nin başına geçirilecek bir "lcisi" arayişlan yoğunlaştı. Hedef, ilk aşamada hükümet gibi gösterılıyorsa da. asü Demirel sonınuydu bu. Artık "deae>imli" eski Demokrat Partililer, ömegin tzzet Akçal, Sebati Ataman, yine sahneye girdi. "Tarafsız bir başbakanla" iki parti hukümetini oluşturmak gereğine dayalı kampanya hızla yaygınlaştınlıyordu. Karamsarlık AP üst duzeyini sardı. Derdini döktü ortaya: "Ecevit'in istedigi icimizden 'vicdanlı vicdansızlar' çıkıp CHP'yi hukumet edebilirler. Ecevit, bizdeki kargaşayı bekliyor ve şimdi duruvor. Bu Erbakan'la hiçbir şey yunimez" diyordu. A, Tek başuıa bir tekne MJemirel, direnişinin nedenini şöyle anlatıyordu: "bugün çekip gitsem, üç ay sonra benim kamuoyum CHP yönetiminde inleyince bana 'Niye bırakıp gittin?' diye soracak. Eski Demokratlardan hiçbir hayır gelmez. Ağababaları razı gelmez. Onlara, Demirel'in arkasında durun diyor. Hükümeti düşürsünler isîerlerse, ama vebali onlara ait olur. Ben giderim, Meşrutiyet Caddesinde otururum, o kadar..." melerinin kafasında "kopacakfaır"dan başka sorun yoktu, bu oluşumlan Inan'ın yuruttü|üne hemen hepsi inanıyordu. Çağlayangil, daha öteye gidiyor, "Grupta kim aleyhte konuşsa, İnan, onu bakanlığa çagınp konuşuyor" diyordu. Nurı Bayar'a göre, bir de "beyaz grup" oluşacaktı. AP ve CHP'den aynlacaklar bu isimde bir grup kurarak, "CHP hukümetini destekleyeceklerdi." Mete Tan'uı davramşlarından sonra Çağlayangil neler söylemiyordu ki... Izmir'de Kâmran İnan, "Bder" haykınşlanyla karşuanınca Demirel; "İşte mesele bu" dedi. Fakat olaylann gelişmesi hızlandı, CHPAP koalisyonu olmuyordu, öyleyse CHP hükümeti gelebilirdi: "Evet, buna 'hayır' demiyorum" dedi Demirel. Bu yargısını ilk kez düe getirdiğinde, takvimler 30 Ekım 1977, günlerden Pazardı. Şaşırtıcı davramşlar sergilerdi, gene öyle yaptı: "Bütün bunlardan bir şey çıkmaz, beni asıl ilgilendiren ekonomik dunım, krediler... Krediler gelmezse, kalamayız, tam gideriz. Yoklar donemi başlar..." Kasım ayı başlarında iktıdara gelebilmek için Ecevit'in AP'den kopacak milletvekilerine bel bağladığı kesinlikle ortaya çıktı. Nuri Bayar, CHP önderinin iki kez AP Ankara Milletvekili Dr. Ognz Aygün'ün muayenehanesine gittiğini söylüyordu. Kasım ortalannda Ecevit, Ege'de konuşuyor, "Parlamentonun kilidi 11 aralıkta açılacak" diyordu. IMF'den yeni bir "name" geldığıni söyleyen Bilgehan: "Bütçeyi gönneden yeşil ışık yakmayacaklanm bUdirdiler" dedi. Mohalif gruplar dagmık P içindeki muhalif gruplar dağınık?" "...Evet, dagınık..." "Kâmran tnan başka. Hükümette altı bakan değişirse olaylar yatışır diyor." "...Ohooo, o zaman elbette kotay. Ama alo bakan?.. Kolay mı?..." Dönüp dolaşıp ekonomik duruma, dısardaki olaylara getiriyordu sözü: "...Elimizde beş milyon ton mal var, sanlabilir. 250 bin ton tülun, 160 bin ton fındık, 400 bin ton pamuk. Toplam iki buçuk milyar dolar. CHay şöyle: Bize yanlı çıktıgını söyleyen Amerika. IMF buraya geldikten sonra krediler sonuçlanmayınca ve biz sıkıştınnca 'bazı evrakı incelemek istıyorlar' diye agız degiştirdi. Çünkü bu hükümet gider diyorlar. ABD elçiligi buna calışıyor. Her yere el atmış. Üç yüzden IMF heyeli 11 Ocak 1978'den önce gelmez Türkiye'ye. Eh, kredileri alamazsak gideriz.." "Ecevit gelir, Kıbrıs'ta adım atar, kredileri alabilir." "..Kıbns'ı çözemez, mumkun degil..." A, ERBAKAS KORKUSU Demirel, her önüne gelene Erbakan ile iflerin yürümeyeceğinden yakımyordu. Etrafa, "Biz Erbakan'ı anlata anlata buyüttük, şimdi Erbakan bizi boğuyor" diyordu. ra?.. Uysal, bunu da söylüyordu: "..Sonra, birgensonı önergesi verilecek, AP'lilerin de verecegi oylarla bu hükümet gidecek" diyordu. CHP'nin Ecevit dışındaki yönetıci kadrosu hükümetin nasıl gideceğini açıkça ortaya koyuyor, abarlmalı bir rakamla AP'den 20 milletvekilinin CHP'ye dayanak o'acağını artık açıktan söylüyorlardı. Hükümet gidecekti, ama Ecevit nasıl hükümet olacaktı, bunun biçimi üzerinde CHP üst düzeyinin de kasım ortalannda bilgisi yoktu. Bildikleri: Hükümet gidecekti! Bu, kokuyordu. "Gitmeyecek" diyene rastlamak olanaksızdı. Hatta Demirel "bile", hükümetin yerel seçimlerden sonra duşecegini görmüştu. AP'den 20 milletvekilinin gideceğini söyleyen haberlerc. "Gordük bunlan. 1 agustosla, 13 agustosta hep görduk. Bizden 20 kişi gitmez" diye karşı çıkıyordu. Ne var ki, Demirel de. "partiden kopacaklann varlığını. hükümetin düşmesi olasılıgının çok güçlu" olduğunu >adsımıyordu. "Hükümet bir gensoru ileduşurülecek." "...Hay şunu bir yapsalar, bir yapsalar!.." dedi "IMF ne bekliyor?" "...11 aralık yerel seçimlerini. O gunden sonra iktidar degişecekmiş. Öyle işliyoriar. tçimizdeki muhsliflerle her 7aman işbirligi yapar bunlar. Ayağımızın altı delik, bugune kadar koşturduk. Eger bu kredi sorunu çozulemezse şu ara, sekiz ay çözemezler. Ne olur?.. İşte o olur, 'yokluk' olur. Beni en çok ürkuten fabrikalann birer ikişer kapanmasıdır. Petrolsuz kabbiliriz..." "Tehlike var mı?" " (Kahkahalar) Merak etmeyin canım, iki ayı garanti ettim. Bir iktidar hummasına kapılmış gidiyonız. Ver Kıbns'ta topragı kurtul diyorlar. Ver de kurtul? Veremem..." Ecevit, toprak konusunda ödun veremez mi?" "...Veremez, başka güçler ortaya çıkar, veremez..." "Amerika neden IMF'ye baskı yapıyor?" "...O da 11 aralıgı bekliyor..." "Millet Meclisi Başkanı seçilir mi?" "...Seçilmez. Bizden iki oy almaz..." "Peki, içinizdeki muhalefetin hedefi ne?" "...Hedefleri... tlk önce içimizdeki belirli grupla, İnan, Aygün ve Atalay gibileriyle hükümeti duşurmek, sonra başkanlıktan beni... işte o zaman ne yapacağımı, ne soyleyecegimi bilirim ben. İnan, 1974'teki kongrede boyunun olçusünü almışü. Gene ahr. Her kim varsa çıksın ortaya. Dostu düşmanı birgorelim. Şimdi seyrediyorum. Ortaya çıkmıyorum..." Ve... AP'de öne sürülen varsayımlara karşın, CHPMHP evet, CHP ile MHP işbırhğı sonunda Millet Meclisi Başkanı seçildi. Bu nasıl hükümet? Demirel emUşeli erel seçimlere daha zaman olmasına karşın, AP üst düzeyınde de hükümet gitti gidecek olduğu kanısı giderek giıçleniyordu. Demirel de "içindeki gidkâeti" anık yadsımıyordu. Ama gene de bir pay bırakıyor, "bunlar üç beş kisi" diyordu, oysa Çağlayangil, "Demirel çok endişdi" diye bir niteleme yapıyordu. "Biten Demirel" çizgisi giderek yaygınlaşıyordu. Demirel'e yakınhğı ile tanınan yazar Yalçııı Uraz bile, "Demirel bitm^tir artık" diyebiliyordu. Demirel ise direnişinin nedenini anlatıyordu: "...Bugun çekip gitsem, üç ay sonra benim kamuoyum, CHP yönetiminde inleyince bana "Niye bırakıp gittin?' diye soracak. Parti toparlanacakür. EskiDemokratlardan hiçbir hayır gelmez. Agababalan razı gelmez. Onlara Demirel'in arkasında durun diyor. Hükümeti düşursunler isterlerse, ama vebali onlara ait olur. Ben giderim, Meşrutiyet Caddesi'nde (parti merkezinin olduğu yer) otururum, o kadar..." Bayar üzgün. Demirel'in "siyasal yeni bir manevra" yapraası zorunluğundan söz ediyordu. Ne manevrası, nasıl?.. Bunu önerecek kimse yoktu ortalıkta. CHP'nin kaya gibi saglam görümüsüne karşı, AP'lilerde kendini koyvermişlik vardı. Partinin basan eğrisi iniyor, iniyordu. AP üst kade Y ağlayangiFle "siyasal durum" üzerinde yapageldiğ.;ıft"söyleşilerden birinde 18 kasım cuma gunu "Şimdi 'makul bir neden' bularak gitmeyi araştınyoruz" dedi. diğ'rfı söylı "..Biz, iktidan bırakıp giltiler dedirtmeytz. Ecevit'in AP içinde '10 namuslu adam' bubnası mumkun. Ama CHP içindeki diyalektik maleryalizme yonelik adamlar agırlıgını yonetime koyunca ne olacak? Bizi şimdi dinlemiyorlar, ama biz Demirel'le kendisi sonuna kadar bu savaşı yapacağız." Bir ara iki AP'linın ıstifa ettiklerı söylentısi yaygınlaştı. AP yönetıminin haberi yoktu. Kurban Bayramı arifesinde Ecevit'in Bayrampaşa mıtinginde CHP militanlan, AP'den iki istifayı büyıik şenliklerle kutlamışlardı. Sokak gösterileriyle CHP'nin iktidar yolunda AP'li milletvekilleri ile ilerlediği kanıtlandı. Ecevit'ın 213 milletvekiliyle nasıl iktidar olacağı sorusuna yanıt böylece verilmiş oldu. Malaracı ile Mete Tan'ın ıstifa ettiklerı ya da etmedikleri hâlâ tartışma konusu. Yeni ayrıntılar geliyordu. CHP ile temasları Ünal Yaltınk yurutüyor, CHP'lı Mehmet Can'ın evinde goruşmeler oluyordu. Ç ABD'nin oynadığı oyunlar emirel, durmadan bugüne dek görmediğimiz biçimde ABD'den yakımyordu. Yerel seçıme onon iki gün kala, MC hükümetinde yeni bir kargaşa çıktı. Erbakan, kalkınma hızının yüzde 8,5'tan aşağı saptanmasına fena halde bozulmuştu. İşte bu gunlerde kasımın son gunlerinde Oguzhan Asiltürk, Çağlayangil'in Mısır gezisinin "özel" olduğunu açıklamıştı. Kamuoyu önundeki hükümet manzarası buydu. Demirel, MSP k nadının hükümetin dış siyasetindeki bu tutumuna fena tutulmuş olmalı ki, "İstediğini yapacak, başkasına yaptırmayacak. Olacak iş mi?" diye yakımyordu. Ecevit'in "Gidiyorlar, son çırpınışlar bunlar" dediği kulislerde yaygınlaştı. AP'li Işgüzar, CHP'ye kur konuşmalannda; Deniz Baykal'ın bana söylediğıne göre CHP ile "ifişkide." D Hükümette yeni kargaşa .Ul« Meclisi Başkanı hâlâ seçilemiyordu. MHP, "komünizme karşı, mutedil ve zarif" bir CHP'liye oy vereceğini açıkladı. CHP Grup Başkan Vekili Hayrettin Uysal, "Bizim herüyemiz 'demokratik sol'dur" diye MHP'nin önerisıne karşı olduklarını belirtiyordu. Uysal'a göre, yerel seçimlerden sonra 20 AP'linin CHP adayına oy vermesiyle Millet Meclisi Başkanı seçilecekti. Son M Hükümet nasıl gidecek? .erşeyi biliyorum, herkesin ne yaplıgını leker teker biliyorum" dedi Demirel. Ecevit, surekli gezideydi. Demirel ise Ankara'da. AP önderi "elinde somut kanıtlar" olmamasına karşın, ABD'nin Türkiye'de oynadığı oyunlardan söz ediyordu: "...Bu hükümet" dedi.. "...15 agustosta ilk kez ekonomik sorunlan ele aldı. Ekonomik kunıl 19 toplantı yaptı. Hükümet, mektupla davel eltigi IMF'nin gelmesinden önce 1 eylulden itibaren 3578 eylulde asgari altı, en çok 7,5 saallik loplantılarla ekonomik sorunlan göruştu. 5 eylülde IMF geldi, 8 eylulde istikrar tedbirleri çıktı. IMF. tedbirleri ekonomimiz için olumlu buldu. IMF ile 8 eylülde yaplığım goriışmede bunu soyledüer. 19 eylülde İhsan Sabri Bcyle H ış krediler sorunu iç politikada tartışma konusu olur, CHP kredileri ancak kendi iktidannın alabilecegini söyler, Demirel, Washington'dan yakımrken, MHP Genel Sekreteri Nevzat Koseoğlu'nun bir demeci geldi: "İktidann yolu okuldan geçer. DP ve AP hükümet oldular, ancak iktidar olamadılar. Biz, MHP olarak once okullara ve devlel dairelerine kendi kadrolanmızı yerleştirdik. Böylece yann iktidar oldugumuzda hiç zorluk çekmeden hükumel olabilecek ortamı sağladık" diyordu. D tktidarın yolu Tarın: Ceoeyarısı vapılan bakanlık pazarlıgı Koç: APCHP ışbırlığı gerekü ehbi Koç'la bir süredir yaşamını yazmak, hatta TV'ye aktarmak için birlikte çalışıyorduk. Bir gün telefonda "Sizetavsiyem şu..." dedi ve devam ettı: "...Bir mütareke devri lazım. Tıpkı Kuvvayı Milliye devri gibi. AP'den 15 kişi oynatmakla olmaz, sonuç alınmaz. APCHP işbirligi lazım. Size tavsiyem bu..." "Tavsiye" iyiydi güzeldi, ama her iki partideki siyasal oluşmalara egemen olan ben değildim ki.. Olaylar almış başını gidiyordu, gelişmeler hızlı bir sürece gırmişti. Ecevit, CHP ile tek başına hükümete gelmek ıstiyordu. en azından CHP ağırlıklı bir hükümet kurmayı. Bu sırada görevimiz iki taratın nabzını iyi tutup olaylann gelişmesini aktarmak, hatta olayları öteki gazetelerden önce duyurmaktı. Siyaset yazmak başka, sıyasete girip siyasetin ıslak kumunda oynamak bambaşkaydı. Koç'a, IMF heyetınin 11 aralıktan önce gelmeyeceğini söyledim. Hayret ettı. IMF' nin 11 aralıkta hükümetin gıtmesı olasılığından hareket ettiğı ortadaydı, Koç yine hayret ettr '' Ecevit eğer tek başına iktidar olursa kredileri alacağına inanıyor." Koç, "Kurtarmaz" dedi Genelde CHPAP işbırliğinı desteklememizı ıstiyordu. V emirel'e, "Ordu üst düzeyindeki atamalarla ilgili bilgi verseniz, kimi atamalara değinseniz, gorüf söyleseniz" dedım.. 1977 seçimlermde CHP'den millet vekili olafi Hava Orgenerali trfan Özaydmlı'nın 1976 yılmda Hava Kuvvetlerı Komutanlığı 'na atanması söz konusuydu. Fakat alabildiğimiz bilgilere dayanarak anlatmaya çalışıyoruz Genelkurmay Başkanı Sancar, Özaydınlı 'yı Hava Kuvvetlerı Komutanlığı'na atamak istememiştı. Birınci MC hükümetinindeyargısı belki Sancar'la çakışıyofdu, özaydınlı'nın"açık ayasetle"yakından ılgılendıği, ordu ve ozellıkle Hava Kuvvetlerı bünyesinde emekliye aynlmış, CHP senatöru sıfatını taşıyan Muhsin Batur'a "angaje" olduğu, daha çok Batur'un eğilimlennı bemmsedığı gibi bir goruş vardı. Özaydınlı emekli oldu, ama Da•nıştay'a başvurdu, kazandı rütbesim. Işle bu sırada o gune dek örneği gorulmemış bir atama vapıldı. Genelkurmay 'ın istemı üzerıne Hava Kuvvetlerı Komutanlığı 'na D Orduda örneği görülmemiş bir atama Hava Korgeneralı Cemal Ergün atandı. Kuvvet komutanlığma bir korgeneralm atanması hem surprız oldu, hem de "geleneklere bağlılığı on planda görülen'' ordu çevrelerınde, o çevreleri yakından bilenler uzerınde yadırgayıcı bir etkı yaptı. şıler aradıkları yolunda soylentiler başladı. Oysa, iktidar sahıplerı Korgeneral Cemal Ergun 'iın "dirayetli, hareketli bir komutan" olduğunu söylerler. Ama bir "hiyerarşi" sorunu!... 110. maddesine göre; 'Silahlı Ku\vetler'ın savaşa hazırlanmasından, Meclislere karşı hukumet sorumludur.' Eğer hukumet, hiçbir şeye karısmayacaksa, sorumluİuğu nasıl ve neden yuklenmis olacaktır? Onun içindir ki. bilhassa, orgeneral, oramiral meselesinde ve hele Genelkurmay Baskanlığı ve kuvvet komutanlığı meselesinde hükümetlerin diyeceği vardır. Bu hep boyle olagelmistir. Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanı, sırada kim varsa o olmaz. Burada hükümetlerin takdiri soz konusudur. Hükümetlerin her şeyi yanlış yapacağı farz olunursa, hükümetlere ne luzum vardır? Hükumetler suretâ mı vardırlar? Robot mudurlar? 1977 Ağustosunda Kuvvet Komutanlığı tayini şöyle olmuştur: Deniz Kuvvetlerı Komutanı Oramiral Hilmi Fırat 'tı. Tekaut edilmeyebilir. süresi uzatılabilirdi. Hükümetin yetkisi içinde idi. Bu takdirde M.S.B. Müstesan olan Oramiral Bülend l lusu, tekaut olurdu. Hükümet, Oramiral Hilmi Fırat 'ı uzatmaytp, tekauı etmeye, Oramiral Bulend l lusu 'yu da Deniz Kuvvetleri Komutanı yapmaya karar verdi. Öyle yapıldı. " A Atama bozuluyor Hükümetlerin takdiri ^^^^r emırel, iki ayda ıklıdarm uç kez el degiştırdiğini söyledikten sonra, "Bizim hükiımetimiz '2. MC güvenoyu aldıktan hemen son tam ayı Genelkurmay Askerı tdari Mahkemesi bozdu. Durgun kışiliğiyle Özaydınlı emekliydi, bir tek orgeneral kalmıştı, Ethem 66 Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanı, sırada kim varsa o olmaz. Burada hükümetlerin takdiri söz konusudur. Hükümetlerin her şevi yanlış yapacağı farz olunursa, hükümetlere ne lüzum vardır?Hükümet robot mudur?99 Ayan. O da, Yuksek Askerı Şura 'da uyeydı. Orgeneral Ayan, Hava Kuvvetlerı Komulanlığı 'na getırildi. Bir korgeneraiin kuvvet komutanlığma alanmasından sonra ıktidarların ordu içinde goruslerıne yakın kıra, Silahlı huvvetler'in terfî ve taym meselesi onumiize gelmiştir" dedi. Öyle va, ağıısıos ayı, ordu ayı! Demirel, şcyle surdurdu: "...Bu terfi ve tayinler, usulüne gore yapılır. Sicil, kıdem, rütbe tabiiki onemlidir. Ancak, anayasanın Bulend Llusu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle