26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA DÖRT: : CÜMHTJRÎTETs Ay törülmedlgl lçln Müftü Efendl evlnde bekleyip duruyordu. 36 Martta Ankaradan, Oiyanet îs lerl Başkanhgından gelen telgrafta Ramazanın başladıgı bildiriliyordu. Müftü Efendiyi saat U30 da Ayasofya merkezine Ç»ğırdık ve telgrafı kendisine te» lim ettik. Bu saatte Rammmmn basladığını Müftünün şehre bildlrmestne imkftn yoktu. Blzden rica etti. ÇUnkü Ramazanın basladığınm «Jğrenilmesl lle birlikte oruç tutmak da fara oluyordu. Durumu hemen telefonla karakollara llettlk ve halkm duyurulmasını sagladık. Bu kısacık h&bramn sapka devriml ile doğrudmn blr llglsl yok. Ancak strnun 5çln «nlattım. ÇeSitH kuruluşlar ve klşiler, hft14 daha Atatürk devrlnin bir dir.sizlik devri oldugunu lddlaya devam edlyorlar. Aradan yarun yüzyıla yakın bir stlre geçmls olmasma rağmen hfilft daha fes yerlne şapka Kiymemek lçln dlrenen, sosyal durumu kasket giy meye de müsalt oünadığı lçln yaz kış açık başla dolaşmayı tercih edenler var. Şapkanın «bir alâmeti küfür oldugu» sapık görüşünü hâlâ daha savunanlar var. îşte yukandakl hfttıra bunlara hitap ediyor. AtatUrk Türklyeslnde devlet bugün oîduğu gibl ilk yıllannda da dine saygılıydı. Halkı dinden uzaklaştırmak gibt blr düşüncesi yoktu. Sadece halkın din adına kandınlmasına karsı çıkıyordu. 23 Ağustos 1971 f f | A A yılmda, sivll müsavir g l f / j f olarak Başbakanlıkta •** » * * çahşmaktaydım. Bir yaz günü îsrnet Pasa Başbakanîıga gelmistl. o günlerde hepimiz kuzu derfsinden yapılmıs kalpak giyiyorduk. Paşa çok terleinlşti. Kalpağmı çjkardı, terüü şildi ve «Çok ncak turuyor. D©. fistirmek yakındır» dedi. , O zaman söyle düsünmüştüm: ? «Peki kalpağı çıkanp, memleketimizi istOâ eden, kadmlannu»a, kizlanmıza saldıran, tzmir, Menemen katliâmlannı raparak dünyaya blr vahset Ornefl Yeren YuoanJılarm milll kıyafetlerl olan fes! (riymefcte devaaı edec«k mJydlk? Yoks» basımna Araplartn kefiyesinl ml feçirecektik? 9* bana Gasinln mllll nrlanndan Her iki Ihtlmal de sdc k m n blrlnl açıklamıs oluyordu. olsmazdı. O halde bfitfln medent ulkelerin giydiği şapkayı giyecektik. Ama ne zaman?» Zamanı henüz belll degildl aUrklükle ve baa yobazlann ma giyeceğimiz kesindl. Çünkü, hâla daha inatla savunduklaîsmet Paşa, Mustafa Kemal Pan gibi Müslümanlıkla Ilgisi şanın en yalan arkad&şı idl ve bulunmıyan fes, Sultan Mahmut ondan duymamış olsaydı böyle derrinde ülkemize girmişti. bir şey söyliyetnezdi. İsmet PaYeniçeriliğin kaldınldjğı sıra ISTAHBUL EMHIYET MUDURUYDUM »Antaan: Em«kU Korftnaral Ankaraya acele 5o6o şapka gönderin Nereden geldi EKREM BAYDAR detll tedblrler ahnmıştı. Tabtl agızlar hemen değişmiş, aynl illm adamlan lle yobaz ve softa gruplan, «fesln din re imân alâmeti» oidugunu lddia etmeye bas lamışlardı. T larda ilk defa, Enderundan yetisme Hüsrev Paşa adında birl tarafmdan kalyoncu neferlerine giy dirilmişti. Hüsrev Paşa fesleri giydirdikten sonra kalyonculan selâmlık resmlne çıkarmıştı. Padişah, yürüyen bir gelincik tarlasını andıran kırmızıhktan hoşlandı ve diğer askerlerln, memur lann, halkın fes giymesl için fermanlar çıkardı. Fes, Türkün ba konu vcresim: AYHAN BAŞOĞLU | CÜNAHKÂR KRALİÇE «ına böylece blr belâ haline g»tirildl. îşln tuhaft, Sultan Mahmudun Abdülhamid, fes giyitmesi için yaydığı ferman süvari ve topçu aslara, o zaman, Şeyhülislâm başkerlerine kalpak giyta olmak üzere btitün din bilgindirmek istediği vakit yine zamalerl, softalar ve yobazlar karşı nm Şeyhülislâmı ve çevresi, çıkmıs ve «Şer'an: fesin giyilme«fes gibi mübarek bir serpuş du•1nin csiz olmadığım» söylemişrıırken kalpak giyilmesinin şelerdi. Bu direniş karşısında Şeyriate uygun olmadığını» söylemişhülislâm değiştirümlş, çok şid lerdi. Aslında bunlann şeriatl âlet ederek karşısında olduklan fes, şapka. kalpak veya elbise degil yenilikti. Başlangıçta en bUyük kaflrlik alameti saydıklan fesl bu yilzden yenilik düşmanlıklan yüzünden bir iman sembolü haline getirmislerdl. Birinci OUnya Savası yıllannda Osmanlı hUkümeti, Pilistin, Irak ve Suriye çöllerinde kahramanca savaşan askerlerimizin yakıcı güneşten korunması İçin kabalak denilen bir başlık kabul etmişti. Bu da hemen softalann itirazma yol açtı. Ancak sadece askerler giydifi ve harb dolayısiyle memlekette sıkı tedbirler alınmış oldugu İçin seslerini fasla yükseltmediler. Milll Kurtuluş Savaşımız sırasında Mustafa Kemal Paşa tizerinde rütbesl olmıyan, sivil denilebileeek bir kıyafet ve kalpak jriydi. Ülkü arkadaşlan da kendisine uyarak feslerini çıkardılar ve kalpağı giymeye başladılar. 1925 yıhnın Agustos ortalanna lşte bu hava ve gelişme içinde geldik. Mübarek serpuş YARIN: Kastamonu'dan gelen telgraf isa yılmd» kalpaktan yakınan .Dejtfstirmek yakuıdır. dlyen İsmet Pasa, lS22'de bajında kalpağı Mustafa Kemal Faja U« ayaküstü bir sahbet sırasında ez Tohain BERKANO 86 Sebep çoook... dedi. Bahçe kapısını gi«lice açıp eve girmek istedijini, Ahmet A | a il« beni tehdit edip Iç kapının anabtarını alma|a tesebbüs ettifinl komsular da fördüler. Bnn. lar son fünlerin «ebepleri. Bnndan evvelkiler •aymakla bitmn. Zavallı hanımcıfımın nele. rini alıp tötürmedin W... Elinden gel»e köşkün tahtalannı bile teker teker aaUcaktın. Afzımı açtırma benim, yokıa »öyleyeeek çok lözüm var. Gülnaz odanın ortaiina gelmif, Ikl elini be. llne dayantıı, meydan okuyordn. Sanki b«n. ea senedenberi içine gömdU$fl kinlni dökmek, • lamanlann intikamını almak Istiyordn. Halâk, bize elın Sfkesinl ondan çıkardı: Sen ıus. Hizmetçl oldnfnna nnatmal Çık dışarı bakayım. Fakat öteki tftf altında kalmat* olyeUİ fJrunmüoyrdn: Vay beğlm. flmdl hhiBMtçi ml •ldnmT EHerimi Spfip yalvardı^ın, birkaç lira keparmak için ttirlü dillrr döktüfün günleri ne kadar catrak nnntt«n? O taraan bana dadıetfını, bir tanem diyor, halanı kandırmak için ben. den medet Branyordun. Bu aeıklı oldntv kadar gfilflne dnrnmiın fazla sünnesine artık lüznm kalmamıştı. Tek. rar sözfi aldım: Karannı rer Halâk. Ta şimdi hazırla. yacatım anlaşmayı imza et ve bunu yann no. terden tasdik ettir, yahut hemen çıkıp eit, bnndan «onra da karsıma çıkna! Toksa, tekrar ediyornm, ilk işim teni polise ibbar e t . mek olnr. Çaresiz kalmıştı: Kâjhdı hanria! dedi ve titreyen eliyle bu. mı imıa ettikten sonra tekrar terasaya çıktı, sigarasını içiyor, denizi seyrediyordu. Bir daha görmiyecefi bn yerlere veda etmek istiyordu sanki... Onun yanma yakJaşmak istemediğim için Doğana rica ettim: Lfitfen borcnnon miktanm öğrenir mj. «in? Onların konuşmasim nefret ve Hksinti ile dinledlm. Halâk, bfitfin gvrurunu ayaklar altına Blmıs, Doğana yalvanyordu: tnanın bana, size bütün »enetleri verec» |im. Fakat Amerikaya gidiş biletiml de almamn rica ederim. Aksi Ukdirde Istanbuldan ayrılma* mı imkân olmaz. Size makbuzlarla biletinizi kendtm cetir» c«gim. Ne zaman bareket ediyorsunuz? t ç dört fün »onra. Pekâlâ. Sizi ben yann bulurnm. Teferruab konusurtu. Onun evden gidislnl jörmemek İçin odadan çıktım ve ancak bahçe kapısının çınprajı omm nzaklaştığını bildlrince tekrar içeri (rirdim. D«ğan da gitntıeye hazırlanıyordn. Bflyük bir heye> canla ona etlerimi nzattım: Sana nasıl tesekkür edecefimi biimiyorum Dofan. Sen eelmeseydin çok korkunç bir durom, belki de mfithiş olaylar olacaktı. Benlm heyecanıma karşılık hep o kayıtsız »• nzak nezaketiyle cevap verdi: Ben vazifemi yaptun Gfinsell. Kızıltopraktan bnraya naaıl geldin? Na«ü tamamtida yetiştin? Kalfa ile anlasmıştık. Annem de onun bn gece seni rahatsız edebileceğini tahmin etmişti. Tetikte bekliyorduk. O gelir gelmeı kalfa biw telefon etti, ben de fırlayıp geldiın. Zamanında yetişebilCigime memnunum. Annene, sana, dadıcığıma çok tesekkür ederim. Artık rahat uyuyabilirim. Evet. tyi geceler Günscli. Gidiyor musnn? Bir kahve veya blr viski lçmez misin? Vakit geç, annemle Suna da merak ederler. Tann gece Kmltoprata gideceğimi onlara söyle Doğan. Odama döndügüm zaman büyük bir savaştan çıkan kumandan kadar yorgundum, fakat içim rabatlamıştı. Senelerden beri beni pençesinde sıkan o acayip duygul»rdan bir kaç saat içinde kurtulmuştum. Kendimde, kirli, karanlık bir yoldan geçip tertemiz, avdınlık yola çıkan bir yolcu huzurn duymakta idim ama bütün bunİara rağmen kalbimde isimsiz bir boşluk vardı ve bu boşluk hissi beni saatlerce ujutmadt. ^ (Arfcma rar) Sapka gönderin Agustos günü Emniyet Mü dürlügünde otururken, Cumhurbaşkanhğı Genel Sekreteri Tevfik Beyden şifreli bir telgraf aldım. «ÇeşitH büyüklükte ve renkte 50 • 60 kadar şapkanın satm ahnmasi ve acele Ankaraya gSnderilmesi» isteniyordu TeleTafı okurken aklıma 1923 yılında İsmet Paşanm Başbakanhkta söyledikleri geldi. Demek «depiştirme» konusu gerçekleşiyordu. .,.;.. O zaman Beyoğlunda en iyl sap kaların satıldığı magaza «Kollaro» ydu. Gömlek ve kravatlanmı bu magazadan aldığım icin sahibini de tanıyordum. Hemen magazaya eittim. Sahibini buldum: «Poliste kıyafet deeistirme Islerinde kullanılmak üzere 50 • 60 sapkaya ihtiyacım oldueunu, bir sandıça koyarak Mödüriyete gön dermesint» söyledim. «Polisin törevini yapabilmesi için bu alifverişin gizli kalmasi gerektipini» de kendisine hatırlattım. Şapka sandıgı Müdüriyete geldi ve o akşam trenle Ankaraya gönderildi. Bu olaydan btr süre önceydi. 22 Temmuz 1925 günü Beyoglunda polisler şapka eiyen bir Türk gencini yakalamışlardı. O günlerde, bütün ilerl atılımlara ragmen, şapkanın dine karşı bir giyim eşyası oldufcunu savunanlar da vardı. Çünkü resmen halâ fes giyiliyordu. Polisin bir görevi de dinsizleri yakalamaktı DİŞİ BOND .. . . . fC<M &L GkfSl OEâİLSlM(VI DAV > UE'PDE SEMf** QfBM' ÛLiSTEyEMEZSİM TİFFANY JONES Polis ve Ramazan du. 1925 yılının Ramazan ayı da tstanbullulara polis tarafından duyurulmuştu. üluslararası takriml kabul etmemiş ve faydasız geleneklerden kurtulamamış olduğumuz için Ramazanın girmesi için gökte bilâlin görülmesi gerekiyordu. 1925 yıhnda da Müftü Efendl, evinin penceresi önüne oturmuş, beraberindekilerle birlikte Ayın görünmesini bekliyordu. Şaban ayı bitmiş, fakat Ay bir türlü gr> rUlmemişti. Ramazanın Ük günü, ikâyetler oldugu takdirde Slenen oruç yiyenler de polisler tarafından yakalanıyor 59 GARTH 3 I P VECE <SI"\ MIKTSikJ 6N.4SIL OUJ SEM ILKEl. Slö O S BEM TE*İMA •J1NIM KTIZI YİNE EN KıAiR.OlLİU Ki: YER DÖŞEMELERİ Tunel Cad. 40/2 Tel: 44 72 96 (tlâncılık: 4292 7076) PH Genel NUdürlüğünden Teşekkülümüî Ihtiyaci İçin 1000 adet kumbarah, 500 «det çef sekreter, 110 adet kadranli «eyyar v« 210 adet kadransız §eyyar telefon makinesi tatın alınacaktır. tstekliler bu alıtna alt «artntmeyi Ankara'da PTT Genel Mfldürlüğü Malzeme Dairesi Ba;kan!ığınd'an Teya îstanbul'da PTT Tesellüm ve Depo Müdürlüğünden 105, TL. bedell» ttmin edebilirler. Tekliflerln muteber olabilmesl İçin Ihaleye lştlrak edecek firmaların şartnamelennı idsreden almij olması tarttır. Teklifler en geç 13/10/1971 günü saat 15.00'e kadar PTT Genel Müdürlüğü Malzeme Dairesi Başkanlığına verilecek veya posta ile gönderilecektir. Bu tarihten tonra gönderilen teklifler nazan Itibara ahnmaz. (Basın: A 12042 18920; 7080 ILAN fsfanbul Emniyef Müdürlüğü Salınalma Komisyonu Başkanlığından 1 îstanbul Emnlyet MBdflrlUgüne alt 10.000. Hr» fceslt bedelli rinızağa poıis karakol binasımn onanra ışinln 27.8.1971 Cuma günü saat 15.'de îstanbul Emniyet MüdürlüğU blnasında açık eksiltmesi yapılaeaktır. tlk teminatı 750. llradır. 2 Bu lse ait çartname 1? saatlertnde îstanbul Emnlyet MtldUrlUJU Çube 7 katemlnde görtHebillr. 3 îsteöilerfcı 1971 yıü »tzell Tloıret Odası »etllMsı, ftt t» mlnat raakbuzu tlo ekslltme gününA a Oç gün Ono« VUftyetten alacakları ehllyet vesıkalannı i*nx etmelerl sarttjr. (Baam: 18981 7078) Kitap halinde çıktı Ama özetle şunu söyllyeyim. Biz hâlâ aynı noktadayız. Yerimizde saymakla meşgulUz. îlle öğrenmek istiyorsan Paoli da Moreau'nun âkıbetine uğradı... Yok canım aklımı filân oynatmış degilim... Biraz önce farkına vardık... Sen ylne kimseye bahsetme bu olaydan... Meselenln glzli kalması için gerekli tedbirleri ahyoruz... Evet. onlar da bıırada... Beraberlz... îşin içyüzünti anlayamadık halâ... Kördügümü çözemiyorua bir türlü... Ama eninde sonunda çökeceglz... Tamam» Sana güveniyoruz... Şayet trenle gelirsen, hareketinden önce bir telefon et. tstasyona gelir senl alınm... Bu olay konusunda Mmseye blr tek keltme söyleme yeceksin... Gözünö seveyim... Simdilik hoşça kal.» Valoa. kulaklıgi verine koyarak digerlerlne döndü: « Açıkça sövlemekten baska çare voktu... tlle Paoll bana telefon etsin dlyordu. Clavet omuzlannı sllkti: « Saklamamıza İmkân yoktu... Eninde sonunda söylemek zorunda kalacaktık nasıl olsa.Ne dedi sana?.» « Fazla blrşey demedl... Haberl duyar duymaz sok geçirdlgi sesinden belliydl... Yanılmıyorsam yann gelecek... Şlmdi bu meseleyi de bir yana bırakıp lşimize devam edelim... Aksi halde burada aç karnına sabahlamamız gerekecek... Cesedl güneş dogmadan ortadan kaldırmamız şart... Parlak btr cenaze törenl olmayacak ama ne yapahm...» « Yapacak fazla bir Işimiz kaimadj zaten burada... En «nemli odayı bitlrdik . öbUr taraflar da şipsak ayarlanır.» Jabeke bövle söyledikten son ra gömleginin koMannı sıvamış, çalışma odas'.ndan çıkmıjtı. Clavet seslendl: « Nereye gidiyorsuo yahu .. onee elbirligi ile furasını tamamlıyalun...» Türkçesi : Şehbal AYGEN Ve yirm» dakıkada tamamiadılar. Sonra diger bölümleri aralannda paylaşarak bırbirlerinden aynldılar. Bütün düirenin itina ile aranması bittikten sonra çalışma odasmda buluştular. Aranan ber yerde, tncelenen herşey tekrardan büyük bir dikkatle esld yertne konmuştu. Paoli, şayet dirilip e w nl eözden seçirseydi buranın tepeden tırnağa arandıgım imkâm yok anlayamazdı öylesine kusursuz yapmışlardı bu işi. «Hizmetçi. Paoli'nin kendisini en ufak bir not bile bırakmaksızın seyahate çıktığım farkedince şaşırıp kalacak...» Bunu Jabeke söylemişti. cNe demek istiyorsun?...» diye berikiler sordu. «Hiç degilse bir süre İçin meraka kapılmasını, böylece de sağa sola. özellikle polise haber vermesini Snlemek sart... Bunu da ancak şu jekilde «ağ. layabiliriz...» cNasıl yanlT..» cŞefe sahiden seyahate çık mıs gibl bir bava yaratmalıyız burada... En azından öç kat elbise, bir duzine eömlek. kravat, mendil. pabuç Tesaire... Söz konusu öteberiy! bir ba« vula dolcfuTuo beraberimizde Bötürelim... Hizmetçl, onun en azmdan ikl hafta dısarda k» lacağı kanısma kapılmalı...» «Mükemmel «kir...» diye Valoti •rkadasını tebrtk etti. «Siz bu işle meşgul olun... Ben de halının üstündeH kan leke. »ini slleyim... Gardrobun dip tarafınrta D sürü bavul var. U Bunlardan lkısînı üçünü alıp bir güzel dolrlurun.. Tıra; ma kınesinı, dış fırçasını ve ben» zeri seyleri de unutmayın sakın. Clavet lle Jabeke. bavullan hazırlamak için hemen faaliyete geçmişlerdi Bu arada Valoti de. sefin cesedim bir ke nara çekmi?. büyük bir itina ile halıyı temizlemeğe başlamıstı. Ancak birkaç damla kan bulaşmıştı zaten... Kuruıruş da sayılmazdı henüz. Valoti bu le. keleri önce sabunlu soğuk su İle birkaç kere sildl. Sonra da »ade su ile üstünden ceçti, daha sonra da kuruladı Bu a. rada berikiler rfe tk) büyük valizi doldurmuşlar. tras ve tuvalet malzemesini de bir çan. taya yerleştirmislerdi Paoli, son yoleuluSuna böylece noksansız olarak çıkacaktı. «Bavullara doldurduSumua Bteberivi eardrop ve dolaplarda eöremeyince. hizmetçi efendisinin en azından alt) aylık bir seyahate çıktıgım san» ma?.«a bana da vuh olsun...» Clavet bövle sövlediktpn son ra okkah bir kahkaha attı ve ilave etti «Ivt »mtt bütCn bu pacav. ralan np vapacaîi7 beyler?» Valoti hemen cevabı kondur du: «Bu tklnci derecede btr me sele... Daha sonra diişünürüz. Bol bol vaktimiz var... Ama bana kalırsa en kestirme yol yakmak olsa gerek . » (Arkaa rarj
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle