28 Mart 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet AYRICA PARA ILE SATILMAZ ÇAĞMIZDA BİR HALK ŞAİRİ AŞIK VEYSEL er sanat eserl kendistal çerj releyen ortamdaJd toplum 1 kurumlanyla yakından ilgılidir. Yönetım düzenl, din, dıl, ekonomık hayat v.b. tek tek eserlenn konulanna, bakış açılarına, işlenıs bıçımlerme etkl eder. Bu etkıler dolayısıyle soz gelıml isiâmiıktan onceki edeblyatımızda atlı göçebe uygarlığının aktıf, dışa donük alp tipı egemendır. Yerleşık hayata geçıldıkten ve îslâm dlni benımsendıkten sonra duyguya daha genış yer veren dogaüstU değerlere yönelen mıstık anlayışın sonucu olarak veli tıpi ulküleştinlmıstır. Şekilci din goruşiı ile skolâstık du$unce ve Halk şüri geleneğlnln bugünkü durumu Âşık Veysel hakkında ne düşünüyorsunuz? ahlâkın ılkelenni öneren. doğru yolu gBstermeye kalkan, guzell bıle bılmısliklerle anlatmaya çahsan ha]k ozanlan aldı. Bu yetmiyormuş gibı, 0 guzehm halk dilıne, Dıvan çiırınden bsşka bir yerde sevemedığımız Ogmanlıra deyımler sokuldu. Âşık Veysel. elbette, silınrneye yüz tutmuş olan halk «ıır geleneğımizın en ılgı çekicı ustasıdır. Ne var kı, o da, Karaeaoglan snnrası ozanlannm duştuğu vavanlıktan kurtaramadı kendını. Şiırlennde ver yer Karacaoglan etkılerıne de raslasak, Aşık Veysel içı boşalmış anlam kalıplarıvla oğut veren bılgelik tfüşkünü bir ozan almaktan öte\e geçemıyor. Şiırlerınin gücü, o ahlâkçı telâşına yer yer yan çızen kır havasından gehr. Keşke hep çıçeklenn dılivle konuşsaydı Âşık Vevsel, gene de. gunumuzun en buvuk halk ozanıdır; belkı de zıncınn «on halkasj... H olmasa», cKus olsan da kurtulamazdın elimden/Eğer görsem ldi göz ile seni», «Daglar çiçek açar Veysel derd açar», lYeter gayrı yumma gözun kör glbi», «Ben gidersem sazrm sen kal dünyada» gibl mısralan dlllerde tekrarlanmaktadır. Son zamanlarda folk müzlğl denen türde şıırlerinden ve bestelerin den yapılan uyarmalar bu ünü çok değışık bir çevreye de yaydı. Tam bu sırada btıtün şıırlerınln «Dostlar beni hatırlasm» (6) adı\la toplanarak yayımlanması dıkkatleıi şairin klşıliği ve sanatı üzenne çekmis bulunmaktadır. Veysel'ın şıırlerinl o konur ertop Osmanlı bürokrasisi lse edebiyat eserlerınde pasıf ve konformist insan tıpını yansıtır (1). Temalarda behren bu değışıklikler eserlenn bıçımı ve bağlı oldukian estetık goruşler uzennde de etkılıdır. Ahmet Hamdı Tanpınarın Dıvan şıırını hayat şartlanyla ılgılı sısteme baglarken (ızennde durduğu saray istıaresını burada hatır'amak yerınde olacaktır: Toplum yapısının merkezı hükumdar (ve saray) olduğu içın bütün varhklar vo kurumlar onun temsıl ettığı hiyerarşıye gore duzenlennııştır. Sevgı, düçunce hayatı, yaratıklar, kozmık dunya, varhk ve yokluk, bütun kavramlar, Insan vucudu saray» benzetılır. Sevgili, hil kunrtlan temsıl eder. Sevene karşı hükümdar glbi davranır. Bu yüzden; «Eskı şıırımızda aşk, sosyal rejımın ferdî hayata aksi olan bır kulluktur» (2). Eivan şunnde görülen bu istiarenın ve onun mantığına bağlı mazmunculuğun Halk şıınne bütıin butune yabancı olduğunu soylemek mumkun değıldır. Gerçekte Nunülah Ataç"m bırçok yazısında ısrarla gosterdıği şekılde aynı duruk toplumun malı oiduklan içın ıkı şıir dısıplminı bırlıkte ele almak gereklıdır. Bu şur anlayış'arından bırı yabancı etkılere ne kadar açık, ne kadar şekılcı ıse otekı de değışmeyen mazmunlara onun kadar bağlıdır (3). Dıvan şurıyle halk şiıri arasmda Ortaçağ Îslâm dunyasının bünyesınden ve duşunce yapısından ilerı gelen kavrayış, tema, kuruluş benzerlıklerıne • karşılık gunluk yaşama duzenınden, oğrenimden, dılden gelen aynlıklar elbette vardır. Fakat bu ayrıhklar zamanla azalmıştır. Yerleşık kultürun yarattığı hajat anlayışı, din tnançlan ve bunlara bağlı gelenek çevresınde ortak kkşeler behrmıştır. Halk şaırl ayrılıktan yakınırken, sevgısıni soyierken, deneylerden dıdaktığini çıkanrken Dıvan şiirının kafiyelerinı, dilıni, hattâ vezinlerini, mazmunlannı, mitoslarını kullanmıştır (4). Dıvan şaıri gibı «aslında melânkolık olan» halk şaınnde de «her şeyin kararsız ve geçıci olduğu, zahirt görunüşlerden ıbaret bulunduğu fıkrı» hâkımdir (5). kurken akla gelen sonı, onun halk şıın geleneği ıçındeki yeri ve çağımızm bır şairi olarak önemırun ne olduğudur. eysel'in bazı şiırleri çagının gerisine düşen gdrüşleri dıle getınr. Dunyanın gelıp geçicılığıni, tek gerçeğın olum oldugunu, nefsm yenılmesı gerektığıni anlatır: «Bu düny» finidir konar göçerler» (s. 25): «Muradı maksudu hepisi yalan/ Öluraü dünyada hakikat fiirdüm» (27); «Ecel gelir ölıim haktır'Saklanma%a imkân voktur» (46); «Topraktandır cümle beden'Nefsini öldür ölrneden» (41). îslâm ortaçağına aıt bu yargılar dıle petınlırken o dün yanın saftat anlaünu olan dıl özellıklermden, kahpiarmdtm d« yararlanılmıştır. «Zâhir, bâtın, »r?, kürs» (19) gibi tenm ve kavramlar hep eski şıırın dünyasmdan gelmektedir. Şiirlerde bu diinyaya aıt çeşıtli özellıkler kendını gostermektedır. Evrenin dort ana oğeden (toprak, hava, su, ateş) meydana geldıği hakkındaki bilgi Veyselde şoyle şıirleşmektedir: Topraktır cesedim, güneştir özüm Ilava, yağmur uvandırır hislerim» (25). Ortaçağ insanı dogmalara bag lanmış hayatın gerçeklığıyle bağını kuramamıştır.. Bu yuzden eski, mutlu donemlenn ozlemi içınde çağından, insanlardan, surduğu yaşamdan yakımp durur. Veysel'ın yakınmalan şunlardır «Insanlar içinde çok fesat fördum» (26); «Diinya tebdıl oldu. durum değisti/ ( ) Anne baba voksun kaidı hürmete'(. ) Çirkin sözler gezer halkın dilinde/Us tdep kalmadı kızda gelir.de'Büvükler kiiçüğe gelir minnete'(...) Kimisi söz verir sozünde durmaz/ ( ) Kötiilükler memlekete kök saldı Fitnrlik fesatlik arttı çoğaldı'Bu işin ıslahı Allaha kaldı ( ) Bitmez bu dünyanın kuru dâvası 'Çekil Veysel bir köşeyi vahdete» (8485). Bu tab 10 insanı dunyadan eletek çekmeye sürukliyecektir: «Galiba dünvanın sonuna kaldık'Gelin belli değil. kız belli değil/( ) Insanın edebi udu kalmadı/ Günahın, Bevabın adı kalmadı/' Hakikata piden iz belli değil ( . ) Veysel nene gerek iünyuın hali» (87). Dunyayı ve çevreyi beğenmıyen huzursuz insan, kendı köşesine çekilmişse felekten, bahtından, talihınden v. b. yakınıp duracaktır: «Acı sftzü seTdiğinden l?ittim» (34); Sardı her yanımı felek çemberi/ Zulmfl mazlumadır öteden berix (39): «Bn hasta kalbimin ne ldi derdi/ Daima dnrmavıp feryad ederdi» (38); «Çağlar de11 pöniil ırmaklarınnan/Ağlar afflar gözraşhuın »ilinmeı» (42); «Neler yaptı bana kader/Uyansana kara bahtım» (45); «Tecel11nin terı kalemi'Bana dar etti âlemi» (45); «Talih, çile. kader söıfl bir etmiş/Her nereye gitsem gezer peşlmde» (47); «Ku 9el vuhdete çeküsem duraanı/ Mihneti dünyanın derdl brrakmax» (120); Gam ile knrnlmas temellm, Mnam (126). Oslup ve anlatıs balomından kendinden önceW ftsıklann kullana geldlgl ozellikleri, benzetmeleri, deyimlerl, hattâ Eaman zaman mısT*lan tekrarlar «Co9ar deli fflnfll, misaJi derya» (21); «Ilpt ılgit yeller eaer Kherde» (35); bfllbfl] ı h l n r eder; askm ntnna yaoıhr; ah çeUp ağlanır (M) «KirpOder ok, ka?lar kaJem/Bn »ineıni deler fider» (96); «AfiUar a?k meyin içmlş eıelden» (102); .Mlfk fl araber ıribi kokaram Tİrfan» (103); «KoynniMbüd tuntnç mndur. nar mıdır?» (108); «Benleri var nra strm/Bojm serri rırtar (ribi. (11S); «Gam toakeri «af saf oldn» (132). ukarda gösterilan tçerücle vs deyiş ozellikleriyla kalsa Veysel'1 çajda? bir aalr <it l & nun başansı folklorun mah. oldugu kadar çagının şairi da olmssındadır. îkind kesimdeki şiirlerinde çağdas insan gibi ger çekçıdır Veysel. Gelenekle bırlikta tekrar edilen temalara. içinde yaşadığı yaşama koşullarını ekler. Tabıat teması khşelerle tekrarlanıp dururken, top rak adamının guç tabıat şartlanyle çekişmesı de soz konusu edilir. Insanın korkusu tabıat ötesinden, gızli guçlerden değil doğrudan doğruya somut tabiat guçluklenndendır simdı: «Gene geldi çattı selin zamaıu / Kınaman komşular korkaram gayet / Dinlemiyor yalvarmayı amanı / Komaz ki şnrada duram ırahat» (179); «Bu sel biri ne pek kötü belledi / Dfirndüz etti pstatesi milledi / Ne çapasın vurdu, ne de belledi / Etneklerim zay eyledi sel benim / ( . ) Sen bilirsin. ülke senin el se> nin / Veysel derler bu »öyleyen kul senin / Emir senia, yağmur senin. yel senin / Emeklerim ıay eyledi sel benim» (183183). Veysel'i çağımıza bağlayan önemli yonlerınden bın eşıtlığe inanan; kıni kavgayı gidermeğe çalışan insansever duşuncelerınde gorulür Bırlığı, doğruluğu, lyıliğı. ılerıcilığı savunan şiırleri arasında şu mısralar dıkkatı çeker: «Beni hor sörme kardeşim / Sen altınsın ben runç mujum / Aynı vardan var olmuşuz / Sen fümüşsün ben saç mıyım» (40); «Senlik benlik nedir bırak / ( ) Kur'ana hak tncile hak ' Dört kitabın dördii de hak / Hakir görüp ırk ayırmak / Hakikatte yüz karası / ( ) Yezit nedir. ne Kızılbas / Değil miyiz hep bir kardaş / ( . ) Alevî, Sünnilik, nedir / Menfaatttr vartarası / (. .) Dâvâ insanlık dâ\âsı» ( 6162); «Koyun kurt ile gezerdi / Fikir baska başk' olmas*» (91); «Beş gunlük omrünü geçir kavgasız» (76); «Aldanma cahilin kuru lâfına / Kültürsüz insanın kullü yalandır» (65); «Allah cömert amma eknıek bırakmaz / Oturup geçmisi konusanlara / ( ) Dünja fani deyi çöküp oturma / Adım at ileri avara durma» (66); «Tenhelin cebi boş karnı aç olur / ( ) Karnını doynrmaz tavla domine» (6970): «Ver mektebe okutsunlar oü'Iunu / ( ) Yaptır mektebini, ylıkselt köyunu» (82). nu yaşadığı gune bağlayan yonierden bın de bılıme, tek ruk ılerlemelere ilgı gosterişıdır. Şnrlerınde yenı buluşlardan soz eder; teknık gelışmelerle ilgılenır; endustrının ekonomik hayattakı onemına işaret eder: «Diinya çeniş idi şimdi daraldı / ( ) Ay diinya arası sanki bir adım / ( ) Avrupayla Asya ayn bir kita / B i r yıllık yol idi deveye ata / Uçak lar sığdırdı beş on saata. (75). «Koca dünya vaziyeti değisti / Günde turlü tiirlii dolap dönüyor / İnsan kanatlandı göklerden uçtu / Bilmeyenler eski diinya sanıyor» (80); «Parça par ça etsem seni / Fabrikaya tntaam seni / Deniz oUam rutsam seni / Kızüırmak seni seni» (159); «Insanoğla myu koymaı hâline / Setler çeker baraj yapar yoluna / Bunca santrallar abnıs eline» (163). Bu goruş uyanıkhğı onu eski dıdaktık ş:irın hıkmetlerınden ve ögutlennden sıyınr; yaşadığı çağa dayanan somut ve akiıcı yargılara yoneltır. Fakat dıdaktık şur lerden, varlıklardan yurüyerek soyut kavramlan boylesıne canlı ve etkıh yoldan dıle getırmek onun şıırını ayakta tutan yönler dendr «Saklanm gözumde güzelliğmi», «Yeter gayn yumma göziın kör gibi», «Güzelliğin on par'etmez». «Kara toprak», «üzun ince bir yoldayım». «Genç yaşımda felek rtırdu basıma», «Dostlar beni hatırlasm», «Sazıma» gıbl şiırleri kışısel soyleyi Fikret OTYAM 0 «Halk siiri geleneği; binük kentlere yerleşmis, çojhı keı vsta msllanna adlannı takan, onlardan bol bol yararlanıp çeçer akçe akımların destefiyle de sozüm ona halk •iirinin önde gidenleri olarak kendılfrini «>ntturan» bazı kişılere rajmen, an, jalan Ferit ÖNGÖREN O Genellikle halk siiri, Anadolo halkia. nnın antık konfederasyon örgüsunü vanMtır. Köken olarak halk siiri, Anadoln'daki kapa. lı komünlerin siiri olmnstur. Anadoln için, halk siirınin ortak vapı ve (çeleneklerirden «oz edilemez. NiteHÇı. örçusü, kaynaklart pek ><n, çejitli merkezlerden sozedılebilir en çok. Halk şıirinin motif ve ritiiellcri belirll bir djretivi tansıttıd ıçln niteltklidir. Bıı anlamda. halk siin ikinci bir Dhan çizçisi; okumamıslarııı llnan teleneiidır. Gene de, halk şiirı. emekçı tahakaların, ozellıkle saf asıret balklannın kaçınılmaı çilesını dile ge. tirdiji içın vardır. Günömiİ7de halk stlrinin sö«tcrdiii bas. kalasma. aslında kapitalist düzenin sonuctıdnr. Fan ku(«l, rehber halk tairi. eelendıri. ei durıuna dusmüs, Relenek>;el motıfleri para İle ölçülüp ncnz bolnnmustur. Nıtelıkte ise; ötretisi çdkmü^ antik ritüellerdeki ee\*emeler. halk siirindeki defisimlerin trknik olçü. südür. Do|rn va da vanlı; bütün rfiriis, akım, kurum \e ilkflerde tördü^üm çuriime. halk sııri için de söz konnsndnr. Bunun nedcni. Anadoln'vu öreütlemis eeleneksel öerftinin verini alabilecek, 0 çapta evren«el hir öiretinin eksiklitıdir. Anadolu her zaman hir »greti\e davanarak avakta durmnstur. Bu ö j . retilerin hiçbirisi de kapitaliM decildi. Gu. nümüzde de\rımci ö&retiyi karsılayan «airle. rin hu antik merkezlerden çıkması ilgı çek. sin. Âsık Vevsel'l vetiçtlren Sıvas, bn mer. kezlerden birisi. Müzifinde, ritüellerinde dofrudan Hıtit motiflerini vansıtan Sı\as vöresi, sozlerınde belli bir öjfretiyi SRvnnmakla özellik kazanır. Gelenek«el öfretilerin verini tatmak heveeanı içindekı CHP'nin tek parti dönemi Asık Veysel'i balmustnr. Bak: Eski Ülkü dergileri. Âsık \evse], *eleneksel SŞretiU karsılavarak çapta veni hir öjretivi, CHP' nin (fetiremevisine tipik bir örnektir. Sonun. da, gene halkının. sesinin arasına döndü şair, Âsık Vrvsel fünumüzün karakterıdir. Aramızda e«ki bır Httıt ozanı eıbı \3$nor; ileriferi çatısmavının hoslagnnu şöMfrmek i«tercesine: tek gerçeklıjin halkların vapaca. fı de^rimde hnlundnihına Uaret edercesıne; bnnon da kapalı komünlerin kendi içinde bilinçlenmesine baflı oldnğnnn ifade ederce. sine. V O de baskın olan kuruluk bunlarda da yer yer gorülmektedir. Aşağıdakı ornekler oğüt şıırlenndendır' «Orman yurdun temelidir / ( ) Güneşten aldıçı hıziar / Top lar ha^ayı temizler / Sılıhatli yaşarız bizler / ( ) Selleri önİer emerek» (184185); «Çalışırsan toprak \erir cömerttir / Çalışmak insana biivuk ser\ettir» (188): «Hakka, halka yaravacak bir iş tut / Çalıştır oğlunu, kızını okut» (196); «Dünva arakIanmı<ı Ay'a gidiyor / Vyan bu Safletten uvuma yurttaş / ( ') Göklere fırlıyor bu kadar füze / ( ) tstiyor Aydaki sırlan çöze / ( ) Vejsel ne durursun herkes gidiyor / Zaman uymaz sen zamana uy divor / Fen cok büyük kerameti yutuyor» (201 . 203»; «Dünyanın en zengin aklını gördüm / Serma^esin sordum; dedi ki okul» (229). Şairimızm ikınci kesimdeki şiirlennin çağdaş mtelıklerıyle bırleşen bir sözluğu ve benzetmeleri de vardır. Sevgi ve ayrıhk teması gıbi alışılmış konular da artık bu gereçlerle venlır. Cor. «Gözyaşın mektupta pul dire yazmıs» (144); «Grjzlerin ufukta bir ışık gibi» (108). Veysel m gerçek kışıhğt bu kesimdeki şıirlerindedir. Asıl başansı da tabiat oğeleriyle birleşen linzmınde görulur. Kesne şıyle, coşkunluğuyla ve incehklerıyle en başarılı eserleri arasın da halk şnri geleneğıne katki sa yılmalıdır. (1) Bk. Mehmed Kaplan, Nahi \e «Orta insan» tipi, Ist. Üniv. Ed. Fak. Tdrk Dili ve Edebiyatı Dergisi, c. XI. 1961; aynca yazarın bu makalcsinde andığı oteki incelemeleri. (2) Ahmet Hamdi Tanpınar. XIX. Asır. Türk Edebiyatı Tarihi. 1956. s. XXI. (3) Konur Ertop, önsSz, Nurullah Ataç Bütün Eserleri: 1. 1967. s. 29. (4) Konur Ertop, Divan edeblyatının halk edebiyatına etkisi. Türk Dili sayı: 207 (Türk Halk Edebiyatı Ozel sayısı). (5) Eıİmond Saussey, Türk halk edebivatı (Çev. Dr. llhan BaşRoz), 1952, s. 12. (6) Tü^ki^e tş Bankası Kültüt YaMnları. 302 s. 15 TL. <Ümit Yaşar Oğuzcan tarafından hazırlanan kitapta yazık ki sıralama isabetsizlikleri ve savısız dizpi yanlıslarından başka imlâ bozukluklan (ör.: S. 13, 15 v.d.), söylenişe dikkat etmemekten doian ye7İn aksaklıklan da vardır (ör.: S. 70, 229, 236, 237. 243)). n ı . dolansız devam etmekttdir, Anadoln'da ., Elbette bnnu derken, belirgin örnek de vermek gerekir, farkındavım. Fakat bövlesine bir isi cevaplann \arım daktilo sa^fa. sını geçmeme buyrnfn nedenivle \apmak, hem şiire, hem gerçek halk ozanına sajgısız. lıktır. Halk siirinfn büyük nstalarından Asık Veysel'e gelince: Bu da \arım sayfalık ce\abın içine sıkısacaktır Gazete haberlerinden ö^renivornz, Vtv. •el nsta, oıan Cmit Yasar Oğnzcan'ın müşfik lcanatlan aldns alınmış . Bnndan böyle Veysel nsta için hichirsev «düşünmrmek» kalıyor geriye, ben de ona yapıyornm.» Afşar TİMUÇİN • Karacaoğlan'd'an sonra halk şiirimi» bir gerıleme donemıne gırdı, bugun bj alan. da sureklı bır duşuş goze çarpıjor. Bu du. şuşü, koylenmızın ozgerçek1! >apılarmı >ıtırmekte oluşlanna bağlajab'lır mıjız bılemem Topraktan kopuş, kasaba ve kentlere doğru goç, bugun daha da behren genlemenm nedeni olabılır Karacaoğlan'da doruğuna va. ran ilkelcılik (primıtıvısme) daha sonrakı halk ozanlannda çok zaman bflgiçhk gorunuslen taşıyan yoz bir doğalcıhğa (naturalısme) değıştı Doğaya ve insana ılkel bır bakışla yönelen halk ozanlannm yerinı, (Jınin ve Y ırmtnci Yüzyıla girerken halk şıirinin taşıdığı çehre budur. Millî Edebıyat akımı, Halk şıırine yöneldiği zaman ondan bazı soyleyiş dzfclliklerini; hece veznının 7, 8, 11, 141U kalıplarını; mani, sernaı, koşma, turkü gıbi şekılleri almıştır. Fakat Orhan Seyfi Orhon, Yusuf Ziya Ortaç başta gelmek üzere bu kuşağın temsilcileri ilkel bir şehvet havasıyla yalınayak bir lınzmi birleştirmekten öteye geçememışlerdir. Anadolu'ya ait yüzeyden yargılar geürmişlerdir. Biraz hUzUnlü, bir hayli umutsuz, yer yer alay havasında bir siirin çevresinda dolaşmışlardır. Tabiatı, çok üstüne düsülen temalardan olduğu halda yapıştırma bir dekor gibi kullanmıslardır. Bu kuşagın örnek tuttugu Haik çairleri Kancaoğlan (1606 T 1689 ? ), BayburUu Zlhnl (01. 1844), DertU (177H84S) il« b»• Tekk* çairleridlr. Bir kuşak sonr» Mnat düny«mız Halk »ilriyle yanlden tema•s geldi, fakmt bu «Mer kar?ıliijtıgı temsildHr ys^ayan HaUc ftdzleri oldu. Aiunet Kutsi T«certn Slvastakl Uk A^ıklar Bayramından iUbaren tutup destekledlgi A$ık Veyael (doğ 1894) bu (talrleıin an tamnmışı dır. Ariflye, Hasanoglan, Çiftelar, Kastamonu, Yıldızeli, Ak pınar Köy Engtltülerindaki «az hocalıgı, ÜlkU derglsl ve Halk evleri ar&cılıgıyla yayılan etki leri radyolardaki yayunları plâklan Aşıguı UnUnUn geniş lemeslne imkân Termlstir. Basteleyip sazının eşliglnde ustaca okudugu şllrlerl hemen barkatin dJUnt'»dır. «OUsalUBln « ı p»r' «tıpes/Şu bendçkl a»k "Tedirgin bir oriamda,, uyuklayan edebiyalçılar B «T Yaşar Nabi «Varlık Dergisi» nde, «V»rlık Yıllığı» nda değil de «Milliyet» gazetesinde Türk edebiyatının 1970 den 1971 e geçerken bir yıllık durumuna yonımladj (MilHyet, 6 Ocak 1971). Yazı «Tedirgin bir ortamda» baslığını tasıyor. Ve yazar, 1970 ytiı toplumaal olaykuını, «tedirgin bir ortam» yarattığı İçin suçlamakla ise baslıyor. Ona före «Vakitlerini okumaya, öğrenmeye ve kiiltür hlnnetlerine vermesi gereken gençlik sokaklara döküldü. Oknmayi bıratap döğösmeye kalktı. Elbette ki aanat hay«tımız fizerinde gelistirici etkileri olamazdı bu dnrnmun.» Sanat hayatunız üserinde geliştiricl etkileri oUcak bir ortamın naaıl olacağını da açıklıyor B«y Yasar Nabi: «Hep blliriz, aanat Mbır isidir. Gflrml rahatlığı ister Usiden, bu tflr çalısmalarla etkilemek ya da etkilenmek İçin. Ancak banf re güvenlik DST&JI içindo gelişir saglam bir «anatj» Bn düşüneeleri çofu ayduüarm paylastıklannda ' "ilcumna yoktnr. Aydmlar arasında Bay Ya \abi gfhi dfifflnenler gerçekten çogunmktadır. Na dlyor bnnca 71tan tecrfibeli yasan Bay Yaaar Nabi? Şnna demek Istiyor aanmm: Gençter daha Bnceki yıUarda oldnğu gibi, nJritlerini oknmaya, Sğrenmeye ve kfiltflr hinnetleriDe termeye baksfJardı, 1970 yılınd* ortaya baaanlı eaerier koyabillrlerdi. Ya da tedirfin bir ortam yaratacak eylemlere Kİrişmenelerdi, genç avnatçılanııus, edeMyatçüammı TarlıkUnm dnynrabillrlerdl. Oysa meydan geoe 1980, 1M0 lardaa felezı san»tçılara kalmıstrr. f ahir onger Bay Yaşar Nabi tedirgin ortamın suçana gençlere yüklemekJe haksızhk ediyor. Şunun için ki, gençleri eyleme yönelten nedenleri araştırmadan böyle bir yargıya vanyor. Oysa siyasal atmosferin basıncı artmıştır. Basıncı arttıran başhca etmen de fasizmin çBrekleni sidir. Gençler çokça sanıldı|i gibi billnçsiz bir başkaldm modasına kapünus değiidir ier. Bunnn en açık belirtisi, eylemierin yoğun luk kazandığı son yıllarda, devrimcl bir ede blyatın da başvermesidlr. Bogfin gerçekten durgun fermantasyona yatmış uyusuk edebiya tın knrşısına diri, sıbhatll, ilerid bir edebiyal atılimı çıkmıştır. Aslında toplumcu . gerçekçi çlzgiden aynlmıyan bn atılım, dlkkatle bakı lırsa, yeni bir öz TO yeni bir tanr da getlrmektedir. 1970 edebiyatmın baslıca kazancı benoe bu katkılardır. Nltetdm dfln benimseaen gercekçilik anlayışı bn son stılımda daha anlamlı bir degisima nğranııs bolunnyor. Bu değişünin amacı, simdiye kadar <zlenin Uğıi üzerinde bir derrlmcl edebiyat değil, derrim içinde bir edeblyatm gellsmesi soranndıır. Ve saptaoan gerçek de bndnr. Efer amperyaMzmin, fasizınİD fllkemizl etkisi altm* aldtfını dujmuf Ta anJamıssak, trana karsı CrrGtlenen devrimcl bir rylemi kmamamtz mfimkfln fleğildir. Bu zorunlukls bizi devrimci eyleme götürfir. Sonunda eyiemden soyntlanmış bir düşflnce, bilim, aanat ve edebiyatın olnmsuzluğu ortaya çıkar. S Sruldfigü gibl Bay Yaşar Nabi sosyal geUsmeleri, ideolojik olusnmlan dikkatle izlememis. tzlemlş olaaydı tedirgin ortamı • aratan asıl etmenlerl pSrecek ve gençlerin . hillnçli davraruşlannı açıktan açığa kmamıyacaktı. Klmbilir belM de daha sert kınamalara, yermelere, hatta suçlamalara kadar giderdi. Gerçi sanat bir ^akıma sabır isidir, buzur isidir, gBnül rabathtı ister kisiden bu tür çalısmalarla etkilemek, ya da etküenmek için. Ima bn Ifade içinde geoen bütün kavramlar kisDerin tutumuna före dejisik anlam kazamr, Szelllkle sinıfsal aynşum bellrmiş toplumtarda birblrinden farklı darraruslar hali nde cörfllftr. S9x geüşl atatflkocu, isbirllkçl, fasist efilimH bir avduıa före «gönfll huzunı» baska sey, antirasist, derrimci bir aydına gSre de baaks şeydlr. Giderek bngfln »rdın kişi eylemlni ya'nn ildncller İçin kvllanmak doğm olur. Bıenler T* sBmürer.lerin bilgilerl ve is levleri genellikle insancılık anlavışını yıkmaya yönelmiştir. Bövlesüıe bilgili kişilere aydın kişi demek elbette mümkün değiidir. 1970 yıhnda edebiyatı dalgalandıran şair ve vazarların eskd kuşaklardan gelenler olduğu iddiası da gerçeğe uymuyor. Bay Yaşar Nabi sadece Varlık Dergisinl kanştınnak suretiyle böyle bir yargıya vamuş gibidir. Yukarıda gençler diye belirttiğim devrimci kuşak ara. sında hlç kuşkusnz 1940 lardan gelen kimi edebiyatçüann da yer aldığını biliyortn. Ama bunlar tümü Ue, Bay Yaşar Nabi'nin adım saydıklan değildir. Adı anılanlar arasında karşıt oçta yer alan ve aydın kişi, ya da sanstçı adına Uyık olmıyan kimseler de bulunmaktadır. DenebiUr Jd, 1970 yılında devrim içinde bir edebiyatı geliştirenlerden başkalan edebivat alanına yayümıştır. Ama Mç birinde çoreklenen fasizme karsı en ufak bir kıpırdama, bir tepki yoktur. Dünyanın gelişinden habersi» tam bir gaflet uykusa içindedirler. Daldıklan Jaş uyknsunun sayıklama, mırıltı ve lıorlamalandır kitaplannda okuduklanmız. Ordar, devrimcilerin sokaktan jelen aeslerinden tedirgin oluyorlar. Ve tedirgin bir ortamda sanat, edebiyat yapılamas teztnl aavunmaya kalkışıyorlar. Asıl gerçek, dlri, gıhhatli eserleri oluştnran pota o okumayı, »ğrenmeyi, kiiltür hlzmetinde çaJışmayı blr kenara Itip «okakta döfüşen gençlerin eyleml ile ısınmaktadır. Devrim içinde blr edeblratın ve sassbn eyiemden soyutlanmamış Srneklerinl vennek tt> zere .. Y
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle