26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SA1TA DÖRTs sCUMHUEİYET 22 Ekitn 1971 KURTULUŞ SAVAŞININ ILK BAR1ŞI I NKARA'DA teşekkül eden milli hükumetin hariciye veküliğini yapan, Moskova ve Londra'ya müzakereler için gönderilen Bekir Sami Bey, eski bir politika re devlet adamıdır. Babası Dağıstan beylerindendL Çarlık Rusyasında süvari generali iken, OsmanüTürk muharebesi sırasmda alayı ile bize iltica etmiş Te (Musa Paşa) olmuştur.  5O. YILDONUMUNDE Yazan TAHA T O R O S JMustafa Kemal'iıı dilinden Anhara Antlaşması «Eski Osmanlı İmparatorluğundan yeni bir Türkiye devleti vücuda gelmiştir. Bu yeni Türkiye, her bağımsız millet gibi bütün haklarını da tanıtacaktır.» ma mahkum edtlenler arasında o da vardı (1). Türkçeyi biraz kekeme konuşmasına mukabıl Fransızcayı bir Fransız hatibı gıbı konuşması meziyetlen arasında yer almıştı. 1927 yüında sıyasi hayattan çekilerek çiftlığme yerleştı. 1932 yılında öldu. Eski Moskova elçısi Galip Kemali Bey, hâtıratında, Bekir Sami Beyden bahsederken, garazkarların kurbanı olarak kotulenip gozden düşüruldügünu, aslmda kıymetli, yetismış bır hariciyeci olduğunu belırtmektedır (2). SCNGÜNÜN ÇtZDtGl SINIR: MtSAKI MtLLt NKARA Hükümeti Fransızlarla yapılacak andlasmanın behemehal «Misakı Millî»ye uygun olmasında kararlıydı. Mustafa Kemal. Kurtuluş Sava şmda millî hududu Türk süngusünün çizdigi hat diye hantada göstermis ve Türkçe konu şan halkm sakin bulundugu yerleri alan bir bölgeyi işaretlemisti. O 27 Aralık 1919 da Ankaraya girerken Misakı MiUi' yı şöyle izah etmistir: «Dünyada bir hak vardır. Bu hak, kuvvetin üstündedir. Toroslarla Antakya arasında Tfirklerle meskfin topraklar, bin seneden beri Türkün kanı ile voğrulmuştur. Sivas Kongresi kararlannda. millî budut olarak mütarekenin akdi sırasmda ordularımmn isfrali altında buhman yerlerin hudııtlan gösterilmiştir. Bu sınır, Iskendernn Körfeztnin güneyinden baslayarak Antakya'dan ve Halep ile Kattna istasyonu arasındaki bir ıtoktadaa geçer vr Orablus köpriisünün giineyinde Fırat'a vanr...» FRANKLEN BUTYON ANKARATA GELtYOR lerin kalplerinde Fransanın itıbarını koruyacak bir banşın esaslanru görüşmek üzere, Franklen Buyyon'u Ankara'ya gonderdı (3). Franklen Buyyon, Türk Hariciye VekiU Yusuf Kemal (Tengirçek) ile tneboluda bulustu. Birkaç gun sonra birlikte Ankaraya geldiler. Yusuf Kemal Tengırşek 1967 yı lında yaymlanan «Vatan Hizmetinde adlı hâtjra kitabında, Fran sızlarla yapılan müzakereleri ay rıntıları üe anlatnıaktadır. Franklen Buyyon ile Ankaradakı görüşmeler 13 Haziran 1921 gününde başladı. Toplantıya sık sık Mustafa Kemal Paşa ile Fevzi Paşa da katıldılar. Esaslar üzerinde mutabık kalman konuları, Franklen Buyyon tam yetkisi bulunmadığmdan hükümetine bıldirmek istedi. Pozantı (o zamanki milli kuvvetlerin Adana vilâyet merkezi olarak kullandığı kasaba> joluyla Adanaya gitti ve Türklenn Sakarya muzafferıyeti üzerine anlaşmayı imzalamak maksadıyle Ankaraya döndü. Franklen Buyyon ile yapılan gorujmelerde, o sırada Malta sürgünlerinın kurtarümasındaa faydalanarak Ankaraya gelen Fet hi Bey de hazır bulundu. Mustafa Kemal Paşa. Yusuf Kemal Bey'e müzakerelere Fethı beyın de katılmasını uygun bulduğunu söyledi. Çetin gorüşmelerden sonra Franklen Buyyon bir aralık kapitülasyonlar bahsınde direnecek gibi oldu. Turk Hanciye Vekili Yusuf Kemal beyın şu sert cevabı ile karşılaştı: M» •Millî mficadele. arazi icin yapılmıyor. Osmanlı topraklarının dorfte üçünü oralardaki halkın iradesine bıraktık. Bir ancak N> tiklâl için mücadele ediyorur. Za nıan zaman sert meclis dediğiniz Büyük .Millet Mcclisi, kapitülasyonların kalktığınm, devletlerce kabulunü görmedikçe kılıcını kj nına koymaı > MtfSTAFA KEMALİN DİLtNDE ANKARA ANTLAŞMASI NKARA ANTLAŞMASI'nın ne gibi şartlar ve gdrüşler ıçerisınde yapıldığmı Mustafa Kemal'den özetleyerek dinleyelim. Mustafa Kemal, Franklen Buyyon'a görüşünü şöyle anlatmıstı: (51. •Eski Osmanlı tmparatorluğiından. yeni bir Türkiye devleti viicuda gelmiştir, bunu tanımak lâzundır. Bu yeni Türkiye her bağımsız millet gibi haklarını tanıtacaktır. Sevr Andlaşması, Türk milleti icin o kadar kbtü bir idam kararnamesidir ki. onun bir dost ağzmdan çıkmamasmı is teriz. Bu konuşmamız esnasmda dahi Sevr Andlaşmasını ağzıma almak istemem. Sevr andlaşmasını. kafasmdan çıkarmayan milletlerle, güvene dayanan muamelelere girişemeyiz. Bizim nazarımuda böyle bir andlaşma yoktur. Londraya giden murahhag heyetimizin reisi, hundan bahsetmemiş i«e verdlpmir talimat ve yetkl çerçevesinde hareket et memiş demektir. Hata yapmıştır. Bu hata yüzünden, Avrupa ve bilhassa Fransa kamu oyunda ak si tesirler hâsıl olduğu görüluyor. Bekir Sami bevin gittiği yoldan hareket edersek, biz de aynı şekilde hata etmiş oluruz. Avrupanın, Misaki Millî'den haberdar oltnamasına imkân yok. Avrupa. Misaki Millî tâbirini ögrenmemiş olabilir. Fakat. senelerden beri kan dbktüğümüzü gören Av rupa ve bütün dünya. şu kanlı carpışmaların neden ileri geldiğini elbette düşünmektedirler. Misaki Millî ve millî hareket hakkında İstanbulun haberi olmadığma dalr beyanları, doğru değildir. İstanbul halkı, butun Turk milleti gibi. millî harekete vakıf ve onun taraftarıdır. Buna vâkıf olmayan ve karşı göriinen kimse ve ona bağlı olanlar, mabdut ve milletçe malumdur.. 1921 yılının Haziran ayı ıcinde bir barıs vapmak üze re Ankara'ya gelen Franklen Buyyon baskanüğın. daki he>et sanıinıi yetie karşılanmıştı. mına karar vermiştir (Belleten 7 8 S. 486). (2) Galip Kemali Sövlemezoğlu (30 Senelik Siyasi Hâtıralarımın Üçüncü Kısmı) S. 498 (3) Franklin • Bouillon Henrv (1873 • 1939) Fransa A) an âzasından re eski propaganda bakanlarındandı. O sırada Fr..nsa Parlamentosunun Dışişleri Komisyonuııun baskanlığını vapıyordu. (4) Yusuf Kemal Tengirsek IVatan HVmetinde) S. 231 (5) Mustafa Kemal (Nutuk) 1927 baskısı S. 384. 3S5 Bekır Sami Bey elyazisı i,'e buldufumuz kendi bıvografisıne göre Kaflcasyanın tanınmış Konduk denilen iılesine mensuDtur. 1865'de dogdu. Rabası Ferik Mnsa Paşa, 1866"da Kafkasyadan Türkıyeye hicret ederken beraberinde 61 kişıhk bır aile topluluğu vardı. Bunlar Tokat'a yerleştiler. Bekır Sami 1883 yılında Galatasaray Lisesinden, 1886 yılında Paristeki Siyasî îlimler Fakültesinden diploma aldı. Devlet hizmetine hariciye memurJugu ile başladı. 1888 yılında Petresburg elçiliği kâtipliğine tâyin edildi. Daha sonra Batum, Mesina, Kermansah. Malta başkonsoloslufunda bulundu. Bu hızmetlerinden sonra mulkiye memurluğuna geçtı. Mektupçuluk ve mutasamflık görevlerinde bulundu. 1908 Meş rutivet ilânından sonra Van, Trabzon, Bursa, Beyrut, Halep Vaiîliklerinde bulundu. Miilî Mücadelede Sivas Kongresme katıldı. Heyetı temsiliyede vazıfe aldj. Amasya ve Tokat ıre busluklannda bulundu. Mıllî hükümetin hariciye vekilliğini yaptı. Moskova ve Londra muzakerelennde görev aldı. Ankara hükümetinin harıçte ilk temasını yapan hanciye vekilı Bekir Sami Bey olmustur. Pacüşah Vahdettin tarafmdan ida YABIJf: Ankara Antlaşmasının hükümleri A RANSIZLARLA Bekir Sami Beyin yaptığı Londradaki andlaşma Ankara Huktimeunce reddedılince Türklerle bir bansa vanlması Pariste gunıin konusu olmuştu. Piyer T,Otı. Klod Farer gibi Türk dost!an, Fransız devlet adamlan ile temaslarını kesmedjler. B e n yandan Fransanın Suriyedekı Yüksek Komiseri General Guro ile Istanbuldaki Yüksek Komiseri General Pelle göriiş ıtıbariyle Türklerle bir andlaşmaya varılmasım Başvekil Bnyan'a tekrar telkin etmeye basladılar. Bu iki kumandamn mütalâalarını samimi surette degerlendiren büyük Fransız diplomatı Briyan, doğu âleminde ve Türk F A Yazan: FAİK 3 Bir Alman askerinln verdiei emrin sakası yokto. Aksi davranı$ insanın hayatına malolabilirdi. Zavallı adamca|ızın yüzü ter içinde kalmıştı. Etrafını çemberleien kalabalığı safa sola iterek yere eğildi. Bütün çabasına rağmen çizmelerini ayaklarından çıkaramadı. Nihavet iki yolca bacaklarına asıldılar \t çizmeleri askeri n eline verdiler. Bu sırada isinı bitiren öteki asker de yanlarına gelmisti. Aralarında Almaııca bir seyler konustnlar, sonra ikisi birlikte giyilmekten sıçan ölüsüne ddnmüs çizmeleri e l l e . rine alıp teker teker \e dikkatle gözden çeçirmeve basladılar. Bircok yerinden delinmis tabanlarına baktılar. Kasatnralarını çektilrr \e topuklarım kaldırıp attılar. Aradıkiannı bulamamıslardı. Bir süre ne vapacaklarını düşün. duler. sonra biri adamı ensesinden tuttu, biri de pantolon kemerinden sımsıkı yakaladı, kalabalıfın arasından bır kedi gibi sürükliyerek çıplak ayak otobüsten asajı yuvarladılar. Hiç kimse adamcagızdan ne istediklerini anlıyamamıstı. Kimse de bir sey sormaya cesaret rdememisti. Çünkü insanların snsmaya mahkum edildikferi v e yalnız silâblann konnştuçu bir zamandı. fkinci Stayerden inen bir frup asker de esyalan araştırmaktaydılar. Otobüsün ü s tünde dnrmadan gezinivorlardı ve boyalan yer yer dökülmüs tavan arasıra çökecekmis gibi çatırdıyordu. En çok çürültü eden ı e etrafa korku salan da tavuklardı. Durmadan çırpını>orlar. kafesin çubuklanndan birîni sökme>e çatışan askerin eline düsmemek için birbirleri. ni çi^nivorlardı. Çok geçmeden bu yürek paralayıcı cürültünün verini insana korku veren bir sessizlik kapladı. Arkasından iki saniye geçmeden eskisinden daha beter bir çıelık koptu. tste bu sırada, otobüs volculannm hiç birinin hayatlan boyunca unutamıyacakları bir sey oldu. Herkesin şaskın bakıslan önünde yere kanlı bir tavnk kafası düstfi. Onu da arkadan hâlâ çırpınan zavallı tavoğun soğan kızılı gövdesi izledi. Bu tüyler ürpertici manzara yirmi dakika kadar sürdü. Katliâmın sonunda yirmi kadar tavuk kafası kopmus ve ölüleri asafıda bekleyen, yuvarlak yüzü yabanî pancara benzeyen ve çocnk denecek yastaki Alman tarafmdan Ştayerin içine atılmıştı. Bu isi öyle duygusuz ve tas gibi bir yürekle yapmıstı ki, yerde toı içinde vatan tavnk kafalarını çi|nediğinin farkında bile degildi. Bircoklannın gözünde yere düsen, tavuk ölüleri de£ıl de sanki insan ceset. leri ile insan kafalanydı. Zaten insanların basına gelebilecekler de tavnklann başına gelenlerden baska türlü defildi ve bu katiiâmda herkes biraz d s kendi kaderini görür gibi olmnştu. O kafalan toplayanla onları koparan kurumus ellerin, boyunlarında asılı duran m a . kinelinin tetliini bir insana karsı da aynı kolaylıkla çekebileceklerini anlaraak hiç de zor BAYSAL Çıkan kısmın özetı Içi yolcularla, üstü de denk ve bavullarla üka basa dolu her bakımdan yıj>ranmış durumda olduğu ilk bakışta anlaşılan eski model bir otobüs, sarsıla sarsıla üerliyordu. Kadın. erkek. coluk, çocuk. genç. ıhtiyar yolcuların tümu bırbirlerine kenetlenmiş gibiydiier. Her kafadan bir ses çıkıyor. ayakta kalanlar deneelerini kaybedip yuvarlanmamak ıçm kendılerıni zor tutuyorlardı. Dunyanın hiç bir yerinde bu kadar çeşitli insanın a\nı otobuse doluştuğu görülmüş değıldı. Sırpça, Hırvatça, Amavutça ve Turkçp konuşuluyordu. Taşlıca yakınlarmda Alraan askerleri otobüsün yolunu kestiler. Sofor fena bozulmuştu: «Arama yapacaklar...» diye bağırdı. cüstünde silâh bulunan var mı aranızda?..» Bir uğultudur başlamıştı aracın içinde.. Sonra Alman askerleri daldı içeri. Kadmlar dahil herkesin üstünü inceden inceye aramağ» basladılar. Mcıllcaçoğltı ve resım AYHAN BAŞOGLU , | GUNAHKAR KRALIÇE DİSİ BOND OZEL Z LAhl BAbiO'OAH V U&UKIDS BIBSBS TIFFANY JONES v£ UM 8CN VENI GARTH Atatürk büyük nutkunda, Frank len Buyyon'un Bekir Sami beyle Briyan arasmda imzalanan andlaşmadan aynlmak istemediğini belirtmektedir. Bu baktmdan Franklen Buyyon'a Misaki Millî maddeleri izah olunmuş ve taraflar arasında en mühim çatışraa konusu olan ve Türkiyenin yıllardır ekonomik ve politik istiklâline aykın düşen kapitülasyon lar üzerinde geniş görüşmeler ya pılmıstır. Mustafa Kemâl bu konuda Fransız mümessüıne şun ları sövlemiştir: • .. Tam istiklâl, bizim bugün, üzerimize aldığınıız görevin ruhudur. Bu 'görev, bütün millete ve tarihe karşı yünitülmektedlr. Biz, yaşamak isteyen. haysiyet ve serefi ile yaşamak isteyen bir milletiz. Bir hataya uymak yuzünden bu vasıflardan mahrum kalmaya tahammül edemeyiz. Bil gili ve cahil, istisnasız tekmil mil letimizin fertleri, belki içinde bulunduğumuz müşkülleri tamamen kavrayamıyarak, bugün yal nız bir nokta etrafuıda toplanmış ve fakat sonuna kadar kanını akıtmaya karar vermiştir. O nokta. tam bağımsızlığımızın kazanılması ve devam ettirilmesidir. Tam bağımsızlık denildiği za man. normal olarak politik, malî. ekonomik. adlî. askeri her şey ve her hususta tam bağımsızlık ve tam serbestlik demektir. Bu saydıklarımın herhangi birinde istiklâlden mahrum olmak, millet ve memleketin hakiki mânâda bütün istiklâlinden mahrum olması demektir. Biz bunu temin ve elde etmeden sulh ve siiküna kavuşacağımız kanaatinde değiliz. Seklen, usulen banş yapabiliriz. Anlaşma yapabiliriz. fakat tam istiklâlimizi sağlamıyacak olan bu gibi hükümler ' ve anlaşmalarla milletimiz hiç bir vakit hayatına ve sükunete ka\u;mayacaktır. Belki, maddî mücadelesini terkederek harap olma .va sııriiklenmeve dogru gidecek «r. Eçer milletimiz. buna razı oNaydı. hunu kabule yanaşsaydı. ıkı seneden beri savp?a hiç de lüzum yoktu. Daha mütarekenin ertesi gününde se^siz kalınabilırdı.» Atatürk. Franklen Buyyon ile onemh ve ayrmtılı meseleler fze nnde sık sık temaslar yaptı. Hazırlanan andlasraa. Türk Yunan cephesinde esecek rüzgârın hangı tarafın lehine olacağı görulmeden Fransızlarca imzalanmadı. Sonunda Yunanlılara ^•urulan zafer darbesinîn ruzgân Fransızlar üzerinde beklenilen ılık havayı yarattı ve Ankara Andlaşması 20 Ekim 1921'de imzalandı. İManbul rHvan, Harbi R Hal&fl'de «ı.jben ida bir sey deihldi. Bütün Işler olup bittikten sonra otobüsün üstündeki askerler de yere atladı v e hepsi birden arabalarına atlayıp toxn dumana katarak tarlaların içinden uzaklastılar. Giderlerken hiç bir sev dememislerdi. Yolcnların arasında sadece soförle mnavini sofukkanlılıklan. nı kaybetmemislerdi. Savas baslayalı beri başlarından buna benzer kimbilir kaç olay geçmisti. Kan ve silâh görmeye alışmışlardı ve ömürlerini tekerlek üstünde geçirenler için bn iki sey çok jjereküvdi, Ekmek bn gibiler fcin tehlikelerle doln bir yel ü<tündeydi ve ölümü göze alamayanlan volun sonunda ölümden de b e . ter olan açlığın bekledigi bilinen bir gerçekti. Etrafıns bir cöz attıktan sonra sof3r bir s i . tara yaktı v e elle tutulur bir umursamazlık içinde yeniden direksiyona sarıldı. Dıstan s o ^ukkanlı görünmesine ragmen gözleri hiç de öyle değildi. tkisini de arssıra sinirli bir çülümseme yalayıp yalayıp geçiyordu. Neyse, bugün yine ucnz kurtulduk! dedi. Bir insan ve birkaç tavuk. tsteselerdi o tavuklar gibi bizi de botazlavabilirlerdi! Tavuklar kimindi? Aradan kuro bir kafa nzandı. Popoviç'indi! Nerede kendi? Adam acı acı gülümsedi. sonra gBzIerl ufukta kırmızı bir noktaya takıldı. Konusmasınır artık serefi voktu. Herkes Popoviç'in Almanlaı tarafmdan götürölen adam olduğunu hemen a n . Ismıştı. Halen çalışmakta olan eğıtmenlerın haklannı koruyan kanunlar çıkarılmış bulunmaktadır. Eğıtmenlerın bütün hizmet yıllarını emekliliğe sayacak bir kanunun da Meclislerimizde müzakere edıldığmı oğrenmekteyız. Bugune kadar biz haksız y e rileceğinı öğrenerek sevinırken re tasfıye edilmiş bulunan 5000 15 yıldan daha az çalısarak taseğitmen ıçın raağduriyetımızı fıye edilmiş bızlenn de ele alığını umıt etmekteyiz. önleyecek bır kanunu ümitle Çatalca Ilçesi köyleri bekfedık. Son ümıdimiz bu çıeski egitmenleri adına kacak kanundadır. 5 eğitmen 1938 ile 1952 yılı arasında eğıtmenJik yapan bızler, en az dokuz sene çalıştıktan sonra 1952 yılında Tevfik llerı zamanında Köy Enstitülert kapatılırken biz de tasfiye edildlk. En az 5000 egitmen yıüarca çahştığımız Milli Egitım hizmetinden, s ı nıflardaki yavrulanmızın baSayın Başbakan'a şından kovulduk. Bize emeklıTürkiyenin kalkınraası teknık lik, tazmınat v.b. gibi hiç bir bılgı ve sanayı, toprak reformu hak tanınmadı. Halbuki bizim ile gsrçeklesebilecektir. Kalkmle beraber çalışan okul hade rnanın öncıilen olan biz teknık melerı dahı ya normal olarak elemanlar 657 ve 1327 sayılı kaemeklı oidular, veya Emekli nunla maddî olarak zarara u»raSandığında biriken paralarını tılmış bulunduk. Ve bu durum tazminat olarak aldılar. Bızler çalışmalanmıza ve şevlumizı kırdı en az 9 yıl çalıstıgımız halcfe Bu güne kadar Personel Kanu ne tazmınat, ne emeklilik haknundan doğan aksaklıklann öukını alamadık. Tekrar çalışıp zeltileceğını bekledik durduk. emekli olma villarıni doldurBiliyorsuniB kj refonnlann yamak için yaptığımız müracaatpılabılmesı ıçın görev alanlann lara möspet cevap verılmedı. maddî ve manevî olarak destekSu anda tekrar vazifeye gi lenmesJ lüzumludur remıyecek kadar yaşınvz ılerBu bakımdan teknıls elemanledi ömrümüzün son sünleri, lar ıçın öngörülen van ödemeıeyetı«tiremedı§imiz çoc'jkları rın bir an evvel çıkamasını ve mızın elıne bakmakia sıkınîı harcırah fcanununun günün ssrt içinde geçıyor. lanna eöre değıştınlmesini sız Yeni çıkacak Eğıtmenler Ka. sayın Basbakanımıza arz edenz. nununda halen çalnan arkada=Teknik elemanlar adına larımtzın bütün haklannın veHasan Basri SÖYIER S000 eğitmen hak istiyor Reformlar ve feknikeıier Sıkma baş ve uzuıt manto ÜniversHelerde Bundan bir süre önce «Ayduı îlinde sıkma baş ve uzun manto ile beden eğitimi smavına giren laz öğrenciien le ilgili bır haber okudum Ben istanbul Unıversıtesı Edebıyat Fakültesınde okuyan bır kız bğrencıyım Bu olay Aııadolu'da geçmekte Bır de gelın istanbul Urüversıresınm durumunu gbrün üzun mantolu. bssı bürgülü, ellen eldıvenlı, lcmdilert gıbl gıyınmemiş olan kız öğrencilere hafif kadın gözüyla baKan yüzlerce kız ögrend dolu. Bu Atatürkçülüğe, layafet devrimlne aykın değil mi? Bunlar ne demek ıstıyorlar? tnanm okulda fteplmızln huzuru saçıyor. sınırlen bozuluyor Ve ışin acı tarafı buniar 12 Mart muhtırasını takıp eden haftalarda bü yıik bir artış gösterdıler Bu bövle ne kadar devam ed« cek? tst. Ed. Fak. Alman Filolojısi öğrencisi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle