20 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
LYFA DORT: :CUMHXJK1XI5X: AÇLI Seferleri sırasında, Akdeniz'in doğu layılanndaki Avrupalı tüccar kolonilerinde her milletten tüc cara rastlanmakta idi. Bunlann arasında îngiliz tacirlerinin de bulunduğuna şüphe etmiyoruz. Bir kaynağa göre (4), 1513 yılında, Sakız Adasında Ingiliz tacirlerinin işine bakan bir konsül bulunuyordu. 1530 yıhnda da, Girit Adasmdaki îngiliz tüccar kolonisinin işlerini yürütmek için, Londrah Dionisyus Har ris konsül olarak atanmıştı. Bundan da anüyoruz ki, daha o zamanlar, İngiliz tacirleri, Akdeniz'in kilit noktalannda koloniler kurmuşlardı. Bunlann, Suriye kıyılanndaki Ö nemli ticaret noktalarına yerleştikleri anlaşılmaktadır. Bu gıbi yabancı tüccar koloılcn, ilk zamanlarda kıyı «e. ılerinde, yerli bir otorite ta * afından korunan sığmtı bir jccar mahallesinden ibarettı. akat bu mahal'ıeler, zamanla ınırlannı aşaıak, çevrelenni enişletmışlerdir. Suriye kıyımndakı ticaret kolonıleri tîe, )oğu ile Batı arasında aracılık ıcaretı vapîıktan sonra gelış. r.ışler, Surıvp'nln içındeki ticaet merkezlenne doğru uzan. mşlardı. Şam ve Halep, bu tı. aret Behirlerının başında yer. Lİıyorlardı. Her ıki şehir de, ler taraftan gelen kervanların H TÜRKİYE İHGİLTtRE TİCARET İLİŞKİLERİ TflRİHİ t"'ın f"«r rıI V ı» HÜSEYtN AVNt ŞANDA uğradığı bırer piyasa merkezivdı. Hele Halep şehrı, iki kıt'ayı birbirıne bağlayan bîr ticaret tnerkezıydı. Tancalı buyük gezgın Ibni Batuta (5), 14'uncü yuzyılda Halep'ten geçerken, buradaki çarşınm, hiç bir yerde esı olmadığını belırterek, buranın buyuk bır ticaret merkezı olduğundan soz etmekte ve her yandan gelen kervanlar, «Hindistan'dan, Diyarı Actra ve Gürcistan'dan gctirdiklrri malları bu çarşıda satırorlardı» deınektedır. Akdeniz ülkelerinde ingiliz tacirleri Halep ve Şam sehirlerl, yüz. yıllar boyur.ca ticarı onemıni kaybetmemisti. Bu şehirler, yalnız Doğu ile Batı arasındaki malları saklayan ve onlann aracıhğım yapan bırer ticaret sehrı olarak kalmamıs'ıardî. Bu fonksljonlarının dışında, aynı zamancfa sanayi merkezleriydiîer. Büındıği gıbı, o zamanlar, Batı Avrupa'd» büyuk endust. Tİ kurulmadığı için, sö* konusu bu tüccar kolonılen, bu pıyas3İardan, ham maddeden zıvade ışlerunış maddeler satm alıyor ve Avrupa'ya gönderiyorlardı. (Boylece, o «amankı yabancı tüccar kolonüerinin nltelığini ortaya koymus oluyoruz. 19'uncu yüzyıhn ortalarından sonra, bu koloniler, işlenmı$ madde yerine ham madde almak suretiyle, biçim ve niteliklenni, tamamlyle değiştırnuşlerdır.) ticirlerden tekrar tekrar gîsa. ruk resmi, çeşitlı adlar alunda haraçlar, zoraki hedıyeler »1ması, olağan sayılabîlen işlerden biriydı. Fakat Feodal beyîer ve hukumdarlar, z»m»n za. man, gerek tuccarlan, gerek tüccar kervanlarını, bu gibi haraçlardan ve ticaretı zorlaştı. ran bu kaba ujullerdea kurtarmaya çalı^ıyordu. Halep'te bulunan Fransız tâcirlerı ise, bu gıbi baskılardan, kendılerini koruyabllmıslerdi. Zıra, Venedik ve Fransızlarla Osmanh lmparatorluğu arasında, gereken anlaşmalar yapılmıştı. Bu anlaşmalarla. «Beıirgân taifesinin karada, deniade, mtnzillerde. merhalelerde, rencide edilmemfsl, kendilerinden fa»l» rerji slınmam»n> garanti edilmlşü. Fakat tngilızler için, boyle blrşey yoktu. 1553 yıhnda, Kanunl Sultan Suleyman, bir savaş hazırlığı sırasında, Halep'den geçiyordu. Anthony Jenkinson admrfakt bir t\ıcc»r, bu fırsattan y»r»rlanarak, Padısah'tan, Fransızlarla Venedikliler gibl, kendisinin de, Osmanh împaratorluğu ülkeleri içmde serbest bir surctte ticaret yapması için müfaade elde etmışti. Fakat bu, kisisel bir imtiyazdı. Hem de Jenkın?on, Osmanlüardan elde ettiği bu imtivazı, gorunürde, Fransızlann himave«ınd'e kullanacaktı. Baska bir deyimle, bu imtivaz. sozden ıbaret kalıyordu îngiliz tuccarı. bundan ya. rarlanamami'î, Doğu ile tıcarct yapmak fıkrini gerçek bir hale getirememi'ti. Zıra, elde olmajan nedenler karşısında, Jenkinson'm. yapacağı bır is yok. tu. Bundan sonra, bütün bir yurvıl hovunca, Ingiltere ile Doğu ülkeleri arasında, ticaret ilişküeri telce uğramı» bulunuyordu Halep fehrinin rae^hnr k»le«i ve çe\redeki mahallelerden bir sörünü?» taydı. Bu tehditler sonunda Portekiz, tspanyoUarın elıne geçmişti. Bu olay karşısında, Ingiltere ile lspanya acasındaki gerginlik bir kat daha artmışu. Çesıtli nedenlerle iki ticaret yolunun kapanması, tngiliz dış tıcaretinin çevresını daraltmak. ta ve Ingiltere ekonomısıni, tehlikeli bir yola luruklemekteydi. Bunrfan öturü, îngilizlerı, Doğu'ya ydneltecek ve burada ticaret imkânlarını arayacak zoruniuk kendisını gosterml?tı. ti. (4) Bu bılgiler, Stanley Mayes'in «An organ for The Sultan» adh eserınden derlenmiştir. (S) tbnı Batuta Seyahatnamesi. Cılt: 1. Çevıren Şerif Paşa. Sahife: «8. YAHlN.. İLK TİCARET ANLAŞMASl , Kanuni'nin ilk ticaret müsaadesi Yabancı bir tüccara ilk def» ticaret müsaadrsi veren Kannni SnlUn Sülejman ' ERVAN yollannın kavsağı olan Halep'te, yabancı tacirlerin saym da artmıstı. Bunlar, Suriye kıyılsrında kurulmus olan Avrupa tüccar kolonılennden buralara kadar gel mii kimselerdi. Venedik ve Franjız tâcırlerınden başka, İngiliz bezirgânları da, tngiliz çu. hası satmak istıyorlardı. Fakat lngıhz tâcırleri, birçok hak. «ızlıklara uğramaktaytfı. Malları için tskenderun'da gumruk resmi ddedıklerı halde, Halep'te de kervdılerınden tekrar gumruk resmı ıstenmekteydı. Ortaçağ Feodal düzenınde, yerel otoritelerın, gelen geçen yabancı 1 K İNSANLAR.DUALAR.OLULER YAZAN : MUZAFFER HACIHASANOĞLU 4 Çıkan kısmın özet! konu vcresim: AYHAN BAŞOĞLlTj | GÜNAHKÂR KRALIÇE B«n, bcn, bcn, beni Murtaıa efendi derdi, is için . Başhemsire kapıcı tsmailden de dikkatU •&cmö$tü kendisini; homurdanır gibi: Nerdtn bulurlar da jönderirler böyle hödüUeri . Sen Salira beyin adamı nusın? Adın ne senin? Mehraet Taşçıbaşı... Mnrtaz» efcndinin Terdiği kflçfik kâğıdı hatırlamıs, matmısiı. Bajhemşire kâğida baJttıktan sonra: Anlaşıldi. Yarın erken gel, başlatalım. Şimdilik yevmiye ile çalışacaksın, dcmisti. Kağıdın etkisine «asıp kalmıştı Mehmet: «Ufacık emme ne te«irli kaat...» III PARA VE DLA Beyaı pantalontı, bcyas önlüğu giyince degiîlvermisti santd. Keadisinl kspılann parlak camlannda •eyretmeden (eçememlstl: Bi jrye benıediın... Kapıcı Ismail gibi ötekiler de tuhaf tahaf bakmıalar, beğenmemiçterdi kendisini. Baghemsirc ije başlayacağı giin simdive kadar ne raptığını sorunca «Amelelik, hammallık, rençberlik » demifti. Güler gibi olmuştn ksdın: Bu seferki isin o işlere benzemez. Teraiz, tertipli ol; gtrityüm srai... demisti. Bnradakilerin hepsi temiı T« tertiplirdi Kırk4an fazia a d m x>lif^ordu keusJwrhıılde> disi gibi. Banlan gecelerî Wicrftygidıyorlant<. .Bir kısmt. da «nun gibi baatahantdc yatıy*ördu. Bir hafta içînde çalışanlann isimlerıni bıle dcgra duriist öğrenememişti. Dahüiye serrisine vermişti Basbemşlre. Kt> •a boylu, şişmanc» bir hemsireye götürmüs: Adamun yok, sdanum yok deyip duruyordun. Al »an» adam demisti. Mehmet, onun adam derkenid ağzını oynalıgim befenmemisti. Bir şeyler konasmuslardı kendi aratarında. Kıla boylu hemşire: Hep böyleleri bana'. demişti. Bir elinden i» gelir kimse vermeısin... ~ Bana veriyorlar da depo ediyonun . tnsanı kendi aeçzneye bırakıyorlar nu? O Alinin adamı, bu Velinin adamı . Mehmedin aklından gömlegi çikanp: Bi dilim ekmek için çok geidi bu gadar lif! AUahaısmarladık deyivermek geçmiş, Salihin kendisine oynadıgi Oyunu aklıns getirip, Murtaza efendimn yüzünü kara çıkarmamak için «Ya sabır « la Tetinmiştl. Remşırenin sdı Zehra idi. Esmer, kara gözIfi, kara kaslı, saçlan kırtasmaya yüz tutmuş, gene de geaçlik «evdasında olduğu her halinden belli bir kadındı. Adını, nereli olduğunu, evli Ingiltere'nin ticaret yolları UKARTOA belirttigimiz gibl, tngiltere'nin Doğu ile, dojrudan doğruya olan tîcari llişkilerî kcîilmis bulunu Mehmet, büyük şehlrdtki hastaneerden birinde bir «ttre çalıştıktan sonra pıbsını pırtısını tabta bîr bavnla doldnrmns, işi bırakmış, kdyune dönüyordn. Bavnlun bir kösfsine çe. sitli boylarda birkaç enjektör sıkıstırmısiı. ÇalıstıŞı süre içinde damara bile i{ne vapmasını Htrendiü için, bu sayede gerimini pekâlâ temin edebilecetini dıisünüvor. Cîarailardaki bir kahvtde vasıta bfklivordu. Eskı rünler aklma Ecldi bir aralık. Kbvde korncnlnk. çohanlık, vanasmacılık yap. mış. vakti çelince de askere jfitmısti, Daha sonra da bir arkadaşının ısran üzerine bDyiik »ehre dofm vola çıkmıstı. Yaslı. hasta bir anası vardı u n ı bererikli kadındı. Kendini nasıl olsa idare ederdi. Büyük «ehirde, cünler eünü issiz kaldıktan, tarif<tiı Mkmtılara katlandıktan tonra Mehmet. bir tamdıtın aracılığı ile hasta. nede hademelik bnlacak, çalısmaga baslavaeaktı.. : | Y oinp olmadı|ını »ormuştD: sonra: Mehmet. demişti, bnrda çaılşanlar d» analarının karnında ogTenmedHer. tvi bak her ip%i öeren. Spnin Wn temizlik, bulajik yıka»nk, \atalt yapfttak: Hu<mÜTeve'"'^ardım eder. Hiç'bTlmediğl, görmedîgi Merdi banlar. Rulaşık tabakları nkarken. paspaı yaparken. taburcu olan hastalann rataklarını onanrken Salihe kürretmiştt Uk tünlerde. Fakat efln «e<> tikçe ijlere eli yatmaya başlsmıs, her öÇiin fiç kap Temeği, bol ekmegi gorünce is eskisi gibi zoruna ıritmez olmustu. Hüsnfiye, eençliginde ir8wl oldngn Tflı çi«gilerinden helli, hâlâ yörörken her yanı oyna. ran bir kadındı. Yüzündcki kırtşıklıklan, saçındaki akları belli etmemek için boranıyordu herhalde. tlk eünlerde Mehmede imirlik yapmava kalkmıştı: Olmadı Mehmet, bövle mi yatak düzeltiür? Bizde ganlar onanr yatağı .. Elüni «ürdüjn mii simdije gadar .. Ştmdiye kadar sür sürme, burdan ek> mek yiyorsun, öfreneceksin .. Çok söleme! Yapıyoruz işte... Necmi beye sikâyet edereğim. Hero do$nı düriist is yapmıyorsun, bem de çatır çatır karsılık veriyorsun... . • (Arkaaı var) DİŞİ BOND TIFFANY JONES yeni ypllar'^ramak ve bu larda yeni arâcıfar bulmak ' rekiyordu. Bunlardan biri, Portekiz yolu idi. Portekiz ticaretl ise, Hollandalıların kontTOİü altmda bulunmaktaydı. Doğu'dan getirilen mallar, Hollanda'da Antwerb llmanındaki antrepolara bosahyor, oradan Ingiltere' ye «evk edilivord'u. Bövlece, adı geçen bu liman, Venedik'in verine geçmiş oluvordu Akdeniz korsanlarta dolu tehlikeli bır denız olduğu ıçın. geml sahipleri çok vüksek navlun istiyoTİanJı. Böyleyken. tüccar, yine Hollandalı gemicilerle iş yanmak zorunda kalıyordu. öte vandan, Anthony Jenkinson, «Moskovy Company» hesabına. Iran'a gtfcfen yeni ve emin bir ticaret yolu bulmuştu. Iran'ın ipeklileri, Hazar Denizinden, Rusva'mn nehirlerinden, oradan da Beyaz Demz yoluyla Ingiltere'ye sevk ediliyordu. O sırada Londra'da tneıüz ticaretini dCnyaya yaymak ve yeni pazarlar bulmak için büyük şirk<»tler kurulmuştu. Bu sirketlcrden biri, vukarıda sozunü ettigimır Moskovv Sırketivdı. Dığeri, Baltık ülkelenyle, öteki •1e Hindistan ile ticaret yapmak üzere kurulan bir şirketti. Bütun bu şirketlerin kuruluşu, metropolün gelisme'ine hız vermisti. Yapılan gereğince, yent bır ülkevi işletmek, koloniza etmek ve oranm ticaretini tekelleri altına almak gibi bir amaç gudüvorlardı. Bu bakımdan. ticaret kapitalizminin gelişme doneminde. birçok zengın U'keler. yukarıda sözünü ettiğımı? sirketler arasında tak" i ı edilmi'îti tşte, bir zaman Halep't» tngiliz tüccarlannın, O'manlı ülkelerinde serbestçe çahsmaları için çabalavan Anthony Jenkinsorı, Moskovy ConıpanvVın hesabma çalısanlardan 105 İki ticaret yolunun kapanması OLLANDA aracıhğıyla Do. ğu mallanmn îngiltere'ye aktanlması işı, Hollanda'dakı ayaklanma ile son bulmuştu. Bu suretle, Antwerb'in tican onemi âe. bir balon gibi sönmüştü. öte yandan, Doğu yo. lunu tıkayan bır tehlike daha meydana cıkmıştı: Zıra, lspanya Krah Philip II, kCçük htr kralhk olan Portekiz'i ortadan kaldıracağını, etrafa yaymak HI PEODES'Nİ O COp Oilu Kartal Devlet Bîna { lannı Yaptırtna ve : Bakım Derneği Başkanhğından: Kertal'd», Oernek larafından Inta edümckte olan binalarda mevcut, kalorıferli v« tele(<mlu 450 dükkân. Ouro ve yazıhane, «ylltl 50 ve 100 liradan, 10 Ti) müddetle klrava verilmektedir Taliplerin KsrtaJ Devlet Binalarını YaDtırma ve Bakım Der. neji BajkanliSına muracaaUarı s ; 11in olunur S Telelon: 534A4? 5MOT2 İ Bu kuvvetll koz da $u anda yanıbaşında durtn meşln çantaydı. Dolarlan başka hiç kimsenln bulamiTacsğı bir yere sak larsa, Jabeke sırf bunlann hatırı için dördüncü bir cinay«t daha işlemeye. cesaret edemez, en uzsk bir irrttmale göre de oısa olsa serveö ikiye bölerek pavlaşırlardı. Fakat bunlann hepM farazlyeden ve tedbirli davranm» ko nusunda duyulan zorunlukt&a ileri ge' e birer kuruntuydu. Jabeke'yi en kestirme yoldan haklayae&k, bütün peralann tistüne tek başma oturacaktı. Bu muhakkaktı. Zekasına, çeviklifi ne son derece jrUveniyordu. Ken dini bildigl nllard&n bu yana bu gUven duygusu ile dalma lftihar etmiş, böbürlenmi» ve gururlanmıştı. Villasmm önüne geldıginde arabeyı kaldınma yanaştırarak, durdu. tndl. Deri çanta elindey di. Tedbir denen şevi dainn ön planda dikkate a!an bir adam sıfatiyle bnce etraftna bakındı, sonra damfr kapıyı usulcacık araladı. earaidan rana yürüdii. Binanın birind katmdaki tıeneerelerden bir aydınlıktı. Kansı şu anda sere serpe karyolasma uzarmuş, fcitap okuyor demekti. Yattığı yerde kenoini sü rükleyici btr romanın heyecamna kaptırmak ya da gözlerinl hafifçe yuraaraJç hayallere dalmak en bayıldıgı şeylerdi. üyftnıkken rüya görmek şeklinde niteliyordu bu davranışını. Helene, beklenmedllt bir saatte onun eve geldiğini asla duy rnamalıydı. Garaja girdi. elektriği yaktı Hep ayaklannın ucuna basarak yapıyordu bu işlerl. Köşelerden birinde âletlenn saklandıfı dolap gibt bir »e? vardı. Duvara raptedllmiî sabit bir dolep. Bunua dip tara Türkçesi: Şehbal AYGEN fında, tıpkı Jabeke'nin gardrobunda olduğu gibi gızli bir bölme bulunuyordu. Baçkalannın ellne geçmesinds büyuk sakınca gördügü çok tehlikeli vesıkalan burada muhafaza edlyordu .. Sahte pasaportlar, sahte ehîiyetler, sahte nülus fcâğıtları.. Yerli ve yabancı... Bazı mahrem adresler. listeler, hesap pusulalan vesaire... Kapağı açıp uzandı. Tuglalardan birini oynatmca arkasından kocaman bir delik meydana çıktı. Çantayı, olduğu gibi buraya «ğdiranjazöı. Seri hareketlsıl* dolar destelerinl almaya ve 'v.şluğa istif etmeye başladı. Daha uygun bir zamanda banknotlan başka bir yere aktarabthr. servetird saglama bağl:yabU;rdi. tşini bitirdikten sonra tuglayı yerine koydu, ilk bakışta farksdilmemesi içjn önüne yv ne bir sürü ftlet yıgdı, dolabs itina ile kapadı, dogruldu. Ayni yerde gizledığı tabancalanndan birini de almıştı. Narn luya merml sürdü. koltuğunun altına yerleçtirmeve başladt. Tam o «ralık gsrajm kapisı aralanmiîtı. Karısı Helene'dı tteSen. Hiç beklenmedik bir anda onu hetnen oracıkta gönınce şaşırdı, fakat belli etmedi. Bereket versin genç kadm her şey olup bittıkten sonra çıkagelmisti. «Gecenin bu saatinde ne ya. pıyorsun buralarda kuzum?..» diye Helene mırıldandı «Ben serü sey?hatte sanıyordum • «Sımdı geldim » «Ya koltuğunun altındaki tabanca?..» Demek kadm tabancayı görmiıştu Yme belli etmemeğe çalıgarak jrutkundu: tGüvercin avına çıkacağıra da..» «Güvercin avı mı.» Amm» da lâf..» Valoti kendini sfiraüe toparlamıştı: «Bana bak yavrucuğum... Sen şimdi yatağma dönüp uykuna bıraktığın yerden devarn etsen. beni de rahat bıraksan.lşlerimle başbasa .» «Yağma yok.. Madem karın oluyorum seninle ilgili her ?eyi benim de bilmem üerekiyor..> Valoti yumruklsrmı sıkmı?tı Evlılik hayatı konusundn bir takım aynntılaTa inmenin ve hesap vermenin hiç de sırası değildi. «Muhterem dostumuz Jrfbeke ile aramada çSzümlenmesi lâzım gelen bir mesele var, Hepsi bundan ibaret Sen stm«H odana çık.. Roman oku. hayal kur. bir güzel de uyku çek.. Ya nn görüsürüz..» Tatsız bir yönde pelism» e # limi gSsteren konusmanm daha faıla uıamasını önlemek amaeı ile çantayı kaptıŞı Rİbi rarüdü, earaidan çıktı Helene e^ikta kalaka'mı^ı Gözlrrini kırpmaksızm hnV'vnrdu Nihavet titreyen elini ağzına götürdü" Cumhuriyet 8309 (Arkan w)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle