20 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE DÖRT Kunîn::îî:::::n:: 2 Ekim 1966 CUMHURtYET kaplumbağalar Her jrcl, her bahar böyle olurdu. Bu yıl da, bu bahar da böyle oldu. Bu bahar asmalar da yeşerdi fazladan. Yaprakları serpıldı. Bağlarm içinde «deli çocuk gibi» dolaşan, bağlann içinden hiç çıkmayan Kır Abbas, bir ara kendi payından, her çubuktan birer ikişer yaprak yolup poçusuna doldurdu, «Avrat! Avrat!..» diye CCennet karıya getirdi: «Al, çabuk sarma sar!.» dedi. Cennet kan, poçuyu açtı, baktı: Demet olmuş birçok yaprak!.. «Ocağın yana Kır herif!» dedi. «Bağda yaprak komayıp yolmuşsun.. » Tuttu, bulgurlu, soğaniı bir yaprak sarması yaptı. Kır Abbas o akşam Rıza'yla Battal'ı çağırdı: «Yiyin dürzüler, yiyin de yeni bir yemek görün. Kaniarmıza habar verin, bağ yaprağına gelsinler, daha bunun tuzlanıp testilere basılması varmış. Belletin kanlarınıza da yaz kış yiyin ula! Bir gözel edet ki heç kaçırmayın...» dedi. Ondan sonra Battal'ın evinde, Rıza'nın evinde, butün komşularm, Bektaş Duru'nun bile, evinde yaprak sarması pişti. Sofralar «yeni bir yemek» gördü. Kanlar kızlar ot kazmağa gider gibi purluğa yaprak yolmağa gittiler... Dört beş gün geçince Rıza mu»allanın oraya durdu. Purluğa yöneleni geri çevirdi, yöneleni geri çevirdi. Bu «gözel edet» i çıkarana, Kır Abbas'ın sakalına sövdü. «Asma dediğin kök kadar yeşil yaprağa da eytaçtır. Soykalar, tattığınız tere dan ekmeyin. Her gün birer sepet yaprak yolsanız bu bağ körleşir be!.» diye çıkıştı. Aykırı karılar, inatçı kızlar kaş çattılar: «Aaa! Şunun ettiğine! Kele bacım, purlukta bütün bağlar kendininmiş gibi ötüyor! Biz onun payından mı yoluyoruz? Kendi paylarımızdan yoluyoruz.. Aaaa! ... Rıza asağıdan aldı: «Yavu bacılanm, kızlarım, bağ lar daha bir yaşına basmidı, etmeyin. T»k benim paydan yolun 29 MİSİ ÛSTtlUE •• ••••••••••••••••••••••••• •» ••••••••••••••••••••••••» • İTIFFAHY JONES hamm TEvyE.feiKrE.Uf konu ve resim: Ayhan Başoğlu KIZILKULE da kendi paylanmza ilişmeyln, aman bacılanm, kızlanm... Hadi, birez de gelecek yıl yolarsınız, hadi...> Sonra Battal'a, Kır Abbas'a «oy birliğiylen» kararlar aldırdı ki bağlardan yaprak yolmak pay dos olmuştur. Bekçi okulun damına çıkıp tellâl çağırdı. Kararı komşulara duyurdu. Sade bunun için değil, sade bağların yeşil yaprağını beklemek için değil, Kır Abbas bağlardan çıkmaz oldu. Rıza da sabah akşam uğruyordu. Her uğrayışında Kır Abbas'ı, ya gezinirken, ya da toprağın üstünde serilmış yatarken buluyordu. Yaşlı adam: «Çoban tutup hak veriyorsunuz. Bekçiye, muhtara hak veriyorsunuz. Ben bütün öteki işlerden kendimi emekliye ayırıp köyün bağlanna hak'sız, huk'suz, yani ki bedavasına bekçi durdum. Var da kadir kıymat bilmez kom şularına habar ve^.» dedi Rıza'ya. Arada bir çıkıp geldiğinde 3attal'a da böyle söylüyordu. Karı kız yaprak yolmasın, dana buzafi: bir tek dalı koparma^ın, her kimin payı olursa olsun bağların başına bir «ziyan» gelmesin diye bu görevi yükleniyordu. Sabah, çorba varsa içip yoksa eline bir dürüm alıp, köyün iki ayaklısı, dört ayaklısı daha dışarı uğramadan purluğa koşuyordu. «Öğleyin torunum Haydarla bana acı soğan, kuru yavan bir şey yolla avrat! Ne yollarsan yolla, farketmez!» diyordu. Akşamları da geç vakit bulunup geliyordu eve. Gülüyorlardı. Alaya alıyorlardı. Tınmiyordu. «Bağ demiş ki, bak bana, bakayım sana! Siz ne bileceksiniz? Bağ. bakgrsan bağ olur, bak mazsan dağ olur!» diyordu. Elini kıçına vurup ağır ağır geziniyor, hiç yapmazsa kuyudan beş on kova su çekip cüce gördüğü, cıhz gördüğü asmaların dibine döküyordu. «Görenek görenek derler, görmeyince görenek mi olur? lşte gösteriyorum, görün de bağ bakma göreneğini belleyin...» diyordu. Karısı Cennet oflayıp puf!* yor, oğlu Yusuf parlıyor, «lşte kayıtta yalnız kaldık, ellerin bağını bekleyeceğine. gel de kendi islni işle!» diye çıkısıyorlardı, aldırmıyordu: «Benden iş, benden hayır yok size! Sayın ki ben ölmüşüm. Sayın ki, kefenleyip mezere basmışsınız. Gitmiş gelmemiş bir adam. Yitik sayın efendim! Bağların ardına avlanmaya gitmiş, arkadaşları bilerek bilmeyerek bir kurşun sıkıp devirmişler. Ya da oralarda bir ırmak var, düşmüş de yüzrne bilmediği için boğulup gitmış. Deyeceksiniz ki ekmek aş veriyoruz. Boklu Cennet, heyy boklu Cennet, zati seninle başka alışverişim kalmadı, ıstemem, ekmek aş da istemem! Hak sız huksuz bekçi durdum diyorum ya, çatal boynuz muhtar düşünsün benim karnımın doyurulmasını. Bu yıl bağlar yeşerdi ya, ektiğimiz bostan da sücükledi. Gelecek yıl dört zerdeli fidanı bulur gelir, onları da yeşertirim. Pıldır pıldır yapraklannı öper okşar, aha böyl« yaprakcıklarını yüzüme sürer sürer öperim. Komşularıma bir bag armağan ederim. Ederim, kime ne? Bir alacağınız kalmadı gayrı ben. de. Varsa gidin kadüara, kaymakamlara şikâyet edin. Başka da lâf istemeyin benden. Ben kendimi, heçbir karşılık beklemeden, kimseden bir yçpeşleme, maşşallah ummadan bu köyün bağlanna adadım dım! Bunu bilin, k^sin benden ilginizi!..» diyordu. «Cık» diye bir de tükürüp geçiyordu. Cennet kan ellerini dizlerina vuruyor, yas ediyordu: «Şordan görenler delirmis, aklını çıvırdmış demezler mi?» diyor, bağırıp çağınyordu. «Deli lâfı değil bu söylediklerim, boklu Cennet!.. Sen şimdi ye kadar akıllı saydığın dürzulerden böyle lâf duydun mu? Bana karışayım. daklaşayım deme, daha olmadı gider bir boşanma dâvası açarım! Ben kendimi bu köyün bağma bostanına bekçi tuttum. tum, tum!..» diyordu. Yusuf, anasını oturtuyor: «EUeme, anam, uyma! Varma üstüne. Matuflamış o! Kendimi adadım diyor, hak huk istemem diyor, anlamıyor musun?» diyordu. Kızıyordu Kır Abbas: «Sen anlamıyor musun zibidi Yusuf! Helbet adadım, helbet hak huk istemiyorum, sen anlamıyor musun?» Bu sefer Cennet kan oğlunu tutuyor, «Aman oğlum uyma!» diyordu. «Sen ona uyma, şimdi bir belâ çıkacak, alevi sünnü bütün köylere şan olacağız, aman oğlum..» Oğlunu bırakıp kocasına dönüyordu: «Eyi etmişsin Kır Abbas! Eferim. Kendini adamış da çok eyi etmişsin. Yann Tozaklılar bilir senin kıymatını. Sana sırmalı sırmalı rubbeler verir. Çok eyi etmişsin!..» Kır Abbas karşıya geçip bağırıyordu: «Ben Tozaklılar benim kıymatımı bilsinler demiyoruml Onlardan riibbe istemiyorum! Ne demis Yonuz aleyhüsselâm, eyilik et, at denize, balık bilmezse Hâlik bilir... Ben bir eyilik edip atıyorum denize. Yetmiş yıl ömrümün en aşşa eili yılmda size hızmat ettim. Unutulmadıysa size de çok eyiliklerim oldu. (Arkssı var) İHBINİN ' • ', ' BULMACASl 8 9 lOit 121314 151b :: :: :: ! 16 SOLDAN SAuA : 1) Piyasada £üç bulunan herhangi bir şeyin normal fiatı dışında sauldığı veya temin edildiği pazar; Tersi: Bir kuş veya su taşıyan adam. 2) Kafkasyada aslen Türk olan bir bölge halkından (çoğul); Bir harfin Fransızca okunuşu: Tersi: Hakiki, esas. 3) Manastırda yaşayan kadın; Bugünün modern yollannın yapımında kullanılan bir madde; Ülkü'nün ortası. 4) Tersi: Avrupada bir başkent; Herhangi bir kimsenin hatalı bir hareketini biç lüzumu olmadığı halde bir üstüne veya âmirine haber vermek. 5) Halen piyasada kullanılan bir akümülâtör markası; Tersi: Biberin tadı; Bir göz rengi; Yüksek sesle haykınş. 6) Arma'nın ortası; Son zamanlarda piyasadan kaybolan bir asitli meyva suyu markası; bir sayı. 7) Türkiyeden doğup hudutlanmızm dışında denize dökülen bir nehrimiz; Tersi: Şikâr; Tersi: Kas. 8) Tersi: Harb sanatını öğrenme ve öğretme sanatına ait; Tersi: Tayin edilmiş bir mahalle avdet et mânasına üç kelimelik bir söz. 9) Tersi: Verilmiş söz; Lüzumsuz yere harcama, harvurup harman savurma; Bir soru edatı; Vılâyet. 10) Bir kürk hayvanı; tngiliz kıralıyet sülâlesinde çok geçen bir isim; Geline göre kocasının anası. 11) Tersi: Bir dernekte üyelerin muayyen zamanlarda ödedikleri para; Bir kadın romancımızm ön ismi. 12) Tersi: At yarışlannda bir muşterek bahis şekli; Tersi: Türkiyede son kurulan siyasl partinin rumuzu; Güney Amerika devesi. 13) Tersi: Başkentimiz; Tersi: Türkiyede yapılan bir mahn üzerine konulan inisyal; Bir nota. 14) Bir şeyin satış, alış, kiralanış veya yapılışmda aracı; Tersi: Bir hayvan; Selâm'm ortası. 15) tlâve; Silâhh bir kimsenin karşısmdakine vereceği emir (iki kelime). 16) Tersi: Bir sayı; Tersi: Fransız yazarı Prosper Merimee'nin bir hıkâyesinden mülhem olarak G. Bizet'nin 1875'te bestelediği meşhur opera (Türkçe yazılışı ile); Kuzey îtalyada bir nehir ve ova. TTJKARIDAN AŞAGl Î 1) Bir ara dünya ağır siklet boks şampiyonu olan meşhur bir Italyan boksörü (Türkçe yazıhşı ile); Mizaç ve karakter itibariyle. 2) Tersi: Kavga, gürültü: Tersi: Çahşma; (LR); Rize'nin yarısı. 3) Tersi: Sabah henüz güneş doğmadan önceki vakit; Fasıla; Tersi: Bir erkek ismi. 4) Tersi: Hafif alkollü bir içki; Yeni Anayasammn çalışanlara tanıdığı bir, hak (iki kelime). 5) Tabib'in ikinci yansı; Komsu bir ülke: Temin etmek. herhangi bir şeye sahip olmak. 6) Amerikah artist Gene Tirney'in kocası olan meşhur desinatör; Birinci derecede, yedekte olmayan. 7) Bir nota; Tersi: Büyük bir havayolu sirketinin rumuzu; Tersi: Seyyar cambazhane trupu mensuplannın bir gösteriden sonra kendilerini seyredenlerden topladığı paraya verilen isim; Bir renk. 8) Tersi : Bir gezegen; Hane: îris'in ortası; Gıpta et mânasına bir emir. 9) llk ismi Frederic olup 1824 yılında doğan ve 1884 yılmda ölen tanınmı? Çekoslovak piyanisti ve bestekân. Kendisi Bohemyada modern müziğin babası addediltnekte, senfonik şiirleri ve Satılmış Nişanh isimli operası ile şöhret yapmıs bulunmaktadır; Memlekeümizde haberleşme teşkilâtının rumuzu; Bir nota. 10) Hareketler (eski dil); Kızgınhk, hiddet; Oyma'nın ortası. 11) Tersi: En fazla; Veda"nın ortası; Utanma duygusu; Bir emir. 12) Sessiz bir harfin tekrarı; Tersi: Çok eskimiş, hırpalanmıs bir giyim «şyası için kullanılan bir tâbirin sonuna (li) eklenmış hali; Eski bir Türk kavmı. 13) Bir kadın tiyatro ve sinema sanatkârımız; Bir renk. 14) Kısa'nın yansı; Bir kadın ismi; Tersi: Bir havayollan sirketinin rumuzu; Asker", yiğit. 15) Bir futbol takımımn içindeki gözde oyuncular; Dinî tören; Halen piyasada satılmakta olan bir pil markası. 16) Tersi: Sallanan (eski dil); Tersi: Danslı ve müzikli eğlence: Tersi: Zait'in ortası. Dönerken bana da bir sandviç getir bâri. Dışarıya bir çıksam bir daha dönmeyi gözüme alamam buraya. Electrical Design Engineer Wanled American firm wishes to employ te Ankara Turkish graduate electrical design Engineer with at least five years experience in large hydrogeneraüng station desing. please reply to P.K. 153 Ankara enclosing curriculum vitae, or. apply in person to ebasco offices, Rüzgârlı sokak, Çatalhan, kat 6, Ulus, Ankara. Heriş: 2593/11480 DURU FİLM; şimdiye kadar yapılnuş en güzel tarihî ve macera filmini iftiharla sunar ÎEŞEKKÜR Sağ görüme yaptığı anıeliyatla b«ni sıhhate kavujturan İstanbul Esnaf Hastahanesi Başhekinü ve Göz Mütehassısı ve tedavide kendilerine yardım eden hemşire Sabiha Ünsal'» teşekkürlerimln gazeteniz vasıtası lle iblağını riea ederim. Av. Hüsnü AÇKSÖZ Cumhuriyet 11509 KAYIP Çahşma kameml kaybettim. Hükünuuzdür. Teano Spangopulo» Cumhuriyet 11504 Dr. NAŞİT SUNAY'a Pek yakında DURU FİLM'le çalışan İstanbul ve bütün Türkiye sinemalannda Reklâmcıhk 386811513 64 «Özel Yanlar Deriemesi»nin bütfin yazarlan ânl taarruzun önemi konusuııda birleçmekle beraber ba züarı gerçekçi bir şekilde aşağıdaki prensibin doktrine eklenmesini teklif etmektedhler: «Kısa bir savaşla zafere nlaşmaya bak, ama usun bir savaşa da hanrlıklı ol!» SovTetler Birliği uzun bir savaja giriştnek niyetinde deRİIdir. Memleket ekonomisi ve halkın morali çok süre meşakkate katlanacak durumda olmadığı için Sovyetler Birliği uzun bir savaştan muzaffer çıkamıyacaktır. Gastiloviç'in yazısı şöyle diyor: «Nüfusun sinirlerinin sağlamliğına dayanacak zoraki tedbirler stratoji sanaünın yerinl tntamıyacağı gibi, strateji de muh temel riskin doğuracağı korku ve fedakârlıklara göre plânlanamaz.» Bir Genel Kurmay subayı, hakiId bir barıj savaşçısı, demokrasi ve hürriyet için yeni bir ordunun askeri olarak bugünkü Sovyet askerî doktrinj hakkmda kesin hük raümii verdim. Ancak vatandaşlarımın ve Batı ile bütün dünya halkının, bunlann yalnız bana ait gorüşler olmadığını bilmelerini istiyo rum. Sovyet askeri doktrinlne ve Sovyetlerin baskın plânlanna dair ynkarda söylediklerimin doğruluğanu resmî görevim itibanyla elim den geçen bilgi ve belgelerle ispata çalıstuo. Eminira ki, ben ve benhn yaptıfım şeyi yapan birçoklan, söylediklerimi tamamen doğralamaya yarayacak yeterll askeri 145 lon Gıda Maddesi İhale Edilecek T; PARtA bilgileri Batı istthbarat tejkilâtla teknik gücünün kitle halinde Moskalenko'nun birliklerin yarayacak rına ulaîtırmışlardır. Kruçef «barıs içinde beraber ya silâlılara tahsisinin lürumuna tnaşama> macerasında o kadar ileri nılmaktadır. gitti ki, 1962S3 yıllarında su ka Şimdiki halde Kruçef, kfiçük sa rarı verdi: «... nükleer harb başlık vaşlan tercih etmek ve büyük bir lı stratejik füzelerin yeterli sayıda harbden kaçınmakla beraber; kenimalini tamamlayacak ve bunla disi ve SBKP Merkez Komitesi rın mevcnt topyekun imha silâhla Prezidyum'u üyeleri, atom ve hldrı stokana eklenmesiyle, bu fiize rojen bombalan kullanan âni taarleri bütün NATO memleketlerine ruz yönünde gelişen yeni askerî ve onlann üslerine yöneltebilece doktrini benlmsemiş vaziyettedlrğiz.. (Bu füzeler zaten tngiltere, ler. Memleketin bütün ekonomisi İtalya ve Türkiye'ye çevrilmiş du bu hedefe yöneltilmiştU. Bütün rumda ateşe hazırdırlar. Batı Al SSCB Silâhh KuvVetlerin! kapsamanyaya çevrilmif birçok füze üs yan süratli bir yeniden tfskllâtlannıa hareketi tatbik halindedir. Busü ise Karpat Dağiarmdadır.) Artık, gözle görülür bir şekilde. rada N'ATO'nun hava savnnma kuv Moskalenko'nun füze birlikleri üze vetlerini hizla reorganize ve takvirinde durulmaktadır. Onun karar ye etmek suretiyle mukabil taargâhı ve denetlenmesi, Varentsov' rn« kabiliyeti kazanabileceğini de unkiyle birleştirilmeyecektir. 1960 hesaba katmak lâzımdır. Sivil Sada oldujıı gibi. piyade ve tank bir vunma Başkanlık Karargahı da bu liklerine fazla önem ve para verll maksatla kurulmuştur. meyecektir. Moskalenko'nun birBerlin ve diğer beynelmllel kriz likleri suratle artırılacak ve büt leri. yaygara ve tehditlerle kendi çenia çok geniş bir kısmı oniara usul ve arzolanna göre çönneyi ba aynlaeakür. Yakın bir gelecekte saramıyan Kruçef, zaman kazanMoskalenko'nun emrine yeni bir ma yolundaki çabalarını devam et likler verilecektlr. HaUhazuda el tirmekte ve bu sefer de çılgtn nük de bulunan çok sayıda tank ve dl leer füze sllâhlanması yansmı oğer piyade «Uihlan yeterli görttl satmaktadır. mekte ve memleketİBfaalzemeve Dünya milietlerl, nyanık olnnnı! CASUSLTIK NOTLARI 1961 yıU Eyiaiünün bir öğleden sonrasınd», Moskova'daki Svetnoy Bnlvaraun kaldınmınds üç tngilis çoenğn oynuyor, anneleri de yakın bir banktan onlan leyrediyordn. Sivil bir Rus bir an için çocnkların yanm d» dnrdn. Onlarla bir iki dakika konuştu ve küçütderden birine bir kutn şeker nzattı. Çocuk adamın cebinden çıkardığı kntnyn aldı ve yabancı yolnna devam etti. Bnndan sonra çocuk kutuy» getirip annesine verdi. Oleg Penkovski, »eker kutasunda saklı bir paket banyo edil tnis çok önemli filmi Moskova' daki bir tngiliz ataşesinin karısı olan Mrs. Janet Anne Chisholm'a bu snretle nlaştırmiftı. Penkovski, Mrı. Chlstaolmia Londra'ya yaptıfı ikinci seya. hati sırasında tanışmış ve usul kendisine Batılı istibbarat arkadaşları tarabndan öğretilmişti. Bir ay önce Greville VVynne, Fransıı Sanayi Serçisi'nde bulnnmak fizere tekrar Moskova'* ya felmişti. Penkovski, Wynne'ı (Arkan rarl Gemilerimizin 4 aylık gıda maddesi ikmâli işi Ihale olunacaktır. Bu iş* ait şartnameler Teşekkülümüz İkmâl MüdürIügünden bedeli mukabilinde temin edilebilir. Kapall teklif mektuplannın 12/10/1966 çarsamba günü saat 14.00 e kadar Tejekkülümüz İkmâl Müdürlüğüne tevdii ilân olunur. D.B. DENİZ NAKLİYAT T.A.Ş. Genel Müdürlüğü (Basın 21118/11475) RAKAMU BULMACA 1W M2^TB İ9H3İ]i|4.|ik| S52.J3 Ş İ H D 0 ö S Ankara Universitesi Ziraat Fakültesi Dekanlığmdan 1 Üniversitelerarası giriş sınavına katılanlardan asil ve yedek olarak kazananlann adlan Fakültemizde ilân edilmiştir. 2 Asil kazananlar Jle bunlardan «çık kalacak kontenjanı doldurmak için alrnacak yedeklere ait müracaat ve kayıt tarihleri aşağıda gösterilmiştir. 3 Daha fazla bilgi için Fakültemize müracaat edilmesi ilân olunur. Sıra nnmaralan Müracaat Tarihleri Kayıt Tarihleri 1200 15 Eylül 5 Ekiın 1366 201400 38 Ekim 1011 Ekim 401600 1015 » 1718 » 601800 17222425 > 8011000 24281 31 > (Baıtn 20442 • A. 12257/11477) a a a mnıranntr imTlrmnnH NASIL HALLEDtLECEK? Yukarıdaki rakamlı bulmacada sadece 6 tane anahtar (ipucu) ve 6 tane sonuç vardır. Boş olan 12 karenin içine 1 den S a kadar uygun birer rakam koyarak ve toplama. carpma. çıkartma, bölme isareUerine dikkat ederek toldan sağa ve yukandan asajhya bnlmacada fösterilen soonçlan bulunuz. Biraz vaktinizJ alıı amma bos vaktinizi hosça geçirmig olursunoz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle