19 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHITRÎYET 11 Şubat 1937 Hyrr Tarihi teffrika : 29 razan : M. Turhan Tan ( Şehir ve Memleket Haberleri ) Siyasî icmal Halkın şikâyetleri Posta ve Telgraf U. Müdürlüğünün nazarı dikkatine Turhalde zürradan Ali Güloğlu imzasile aldığımız mektubda deniliyor ki: «Artvinde asker bulunan oğluma 7/8/936 tarıhinde 281/69 numaralı ilmühaberle altı lira harçlık gön dermiştim. Oğlumla mütemadi mektublaşmamız neticesinde paranın hâlâ eline geçmedıği anlasıldı. Postaneye birçok kereler başvurdum, son defa da Nahiye müdür lüğüne bir istida verdim. Her halde para bir yerde kalmıştır, bir gün anlaşılır, cevabını veriyorlar. ı Bundan başka 18/12/936 tarihinde de 378/228 numaralı ilmühaberle beş lira gönderdim. O para da hâlâ oğluma varmamış. Ben fakir ve ihtiyarım. Asker oğlumun harçlıksız kalmaması için her şeye katlanarak gönderdiğim paralarm bence büyük bir kıymeti vardır. Aid olduğu makamlarm dikkat nazarlarını çekmenizi dilerim.> Kanuninin bir nüktesi! Şahinle serçenin uçuşu bir olmıyacağının Moskova Kinazı Vasili'ye anlatılmasını emrediyor Ve birden ciddileşti, kaşlanm çattı: Haydi git, geçmiş olsun dediğimi Mahidevrana söyle. Yoldaşlarına da tenbih et, gevezelık edip bu sırn faşetme sinler. Gördüklerinizi, duyduklarınızı unutun. Sümbül çıktıktan sonra ellerini uğuş turdu, kendi kendine söylendi: Bu iş çok iyi oldu. Aslanım Mahidevrana kızacak, yüzü gözü hrmık içinde kalan Hurremden de soğuyacaktır. Bir yenisi daha gelinciye kadar at benim, rneydan benim. Fakat oğlunun emirlerini de unutma dı, Hurremc verilecek elmasları hazır lattı ve onun hizmetinde bulunacak ha layıklan, köleleri seçtirdi, beklemeğe koyuldu. Haseki ile Hurremin Hünkâr tarafından sorguya çekilişlerini seyretmek için hazırlanıyor ve o muhakemenin heyecanmı şimdiden hissediyordu. * * * Hünkâr, Hasodabaşı îbrahime kendi bahtiyarlığmı kısa bir cümle ile müjde ledi: iyi bir gece geçirdim, sefer yorgunlugunu giderdim. Hayatm tatlı tarafı da varmış îbrahim!. Ve şu cümlenin delâlet ettigi kıvrak saKiKİere geçid resmi yaptırmak ister gibi gözlerini kapadı, uzun bir tahayyül dakikası geçirdi. Sonra şen bir tebessümle başmı doğrulttu: Şimdi, dedi, sıra iş görmeğe geldi. Ne var, ne yok bakalım? Zeki nedim, bir devlet adamı ciddi yetile anlatmaya koyuldu: Iran elçisi Üsküdara geldi. Piri Paşa kulun telhis sunuyor, beş yüz atlı ile gelen elçinin hangi gün İstanbula geçmesine ferman buyuracağınızı soruyor. Beş yüz atlı ile mi gelmiş elçi? Evet, Padişahım! Bir sulh mektubunu, bir dost selâmıııı taşımak için bu kadar atlı fazladır. Lalama söyle, elçiyi yirmi atlı ile yann îsfanbula geçirsin, Kalabalığm üst tarafı Üsküdarda kalsm. Başka ne var? Şirvan Şahından name! Cülusumuzu mu kutluyor? Biraz geç kaldı?.. Biz de cevabımızı geç verelim. Ödeşelim. Başka? Moskova Kinazı bir elçi yollamış, adı Jan Morosof. Vezir kulun ile görüşmüş. Efendisinin efendimle ittifak etmek istediğini söylemiş. ittifak mı?.. Neye iyi bu?.. Kulun da anlamadım. Kazanı, Ejderhanı paylaşmak için olsa gerek. Gülünr bir teklif, lalam herifi yürütsün ve zayıflara yardımı seversem de onlarla ava çıkamıyacağımı anlatsın. Şahinle serçenin uçuşu bir olmaz. Kinaz Vasiliye bu nükte tatlılıkla anlatılmah dır!.. Başka? lkinci vezir Ahmed kulun, ben kölene uzun bir mektub gönderdi. Lalamı çekiştiriyor, değil mi? Keramet buyurdunuz Padişahım, 5yl« yapıyor. Ne diyor? Cennetmekân peJrfrinizin Mısır dan îstanbula sürgün etriği adamlardan rüşvet aldı, kendilerini serbest bıraktı, diyor. Bu eski hikâve. Ben tahta çıkmca bir iyilik yapmak istedim, o altı yüz M r sırlryı yurdlarına yolladım. Lalama sormadım biie. Ahmed Paşa, Rodosa gidişi Sadnazamm hoş görmediğini hatırlatıyor. Bu da «malumu ilâm» değil mi ya?.. Adaya gitmezden önce lalamla konuşan benim. Herifceğiz, gizli kapaklı davranmadı ki. Ne düşünüyorsa yüzüme karşı açıkça söyledi. Fakat ben kendisini azarladım, seferi açtım. Allah göstermesin reddim Fatih devrinde olduğu gibi elimiz boş dönseydik ne olacaktı?. Lalamı, iyi gördün diye asacak mıydık? Devlet işidir bu. Herkesin düşüncesi bir olmaz. Hüner, önümüze açılan sekiz on yoldan en temizini, en kısasını ve en doğrusumı seçmektir. Bu da bize düşer. Ahmed, zırvalıyor. Ben kulun da öyle görüyorum. Fakat bana yazılanı efendimize arzetmek borcumdur. O sebeble Ahmedin dedik . lerini birer birer dile alıyorum. Başka ne diyor o? Rodostan Anadoluya, anadoludan Rodosa geçirilecek halk işinde de para dönüyormuş, lalanız hayli çimleniyor muş! İşte bu, yeni bir iftira, taze bir bühtan. Fakat sükut ile geçiştirilemez. Ka zasker Fenarizade Muhiddine haber yolla. Ahmedi görsün, dinlesin. Bir ipucu, bir tutamak bulursa maslahatı incelesin, somınu bana bildirsin. Ve birden deli gibi gülmeğe başladı. İbrahim mütehayyirdi, efendisinin savurduğu kahkahalar arasında belinlemişti, bön bön bakıyordu. Hünkâr, uzun bir müddet güldükten sonra sert bir çehre aldı. Bre İbrahim, dedi, kendi kendi mizi niçin aldatıyoruz. Daha Manisada bulunurken sana söz vermiştim, tahta çıkar çıkmaz seni vezir edineceğimi söyle miştim. Rodosa gitmeden önce teklif ettim, erkendir dedin, temkin gösterdin. Şimdi acele ediyorsun, sözümü yerine getirtmek istiyorsun. Fakat beni haksızlık tan guya korumak kaygusunu da atamı yorsun, Ahmed kepazesinin yalanlannı ele alıp lalamı kündeden attırmıya çalışıyorsun. Halbuki bunlar boş şeyler, Piri Paşa, ben Padişah olmadan azle mah kum edilmişti. Bu hüküm şimdi yerine getirilecek, Sadrıazamlık sana verilecektir. Lâkin açık olalım, adamcağızı hem mesnedinden, hem şerefinden mahrum etmeğe çalışmıyalım. Fenarizade kılı kırk yarsa dahi, göreceksin ki lalama töhmet bulaştıramıyacaktır. Hiç Yavuz gibi bir Padişaha bir buçuk yıl Sadrıazamlık yapan adam, kolay kolay tuzağa düşer mi? Hasodabaşı, lutuf ile kahnn bir arada sunulmasından gelme neş'eli bir ıstırab ile kekeledi: O halde lalanız yerinde kalsm, Fenarizade de teftişe çıkmasm efendimiz. Olmaz, İbrahim, olmaz. Ben sözümü tutacağım. Halkın dedikodusuna yer vermemek için de böyle teftişler yaptırmak, göz boyamak lâzımdır. Yalnız aramızda riya istemem. îkimiz de lalamı niçin feda ettiğimizi biliyoruz. Bildiğimizi bilmez görünmek neye iyi? Ve adalete çok mail olan vicdanmı susturmak için tefelsüf etti: Ahmed, lalamı düşürüp kendisi Sadnazam olmak istiyor, iftiralar düzü yor. Kötü maksadla yapılmak istenilen iyilikler bile kötüdür. Bu sebeble Ahmed gözümden düşmüştür, mevkiinden de düşecektir. Lalama gelince: Ona acımıyor değilim. Lâkin benim vezirim olarak kalmasına imkân yok. Yavuzun beğendiği bir adamda Yavuzu biraz olsun andıran huylar ve görünüşler bulunması tabiidir. Nitekim ben lalamda bu varlıkları sezi yorum ve babamı görmüş gibi karşısında küçülüyorum. Onu azletmek isteyişimin hakikî sebebi işte bu küçülüşten kurtul mak kaygusudur. Tahtın hakkı yalnız azamet, yalnız ceberuttur İbrahim, veyl bu hakkı bilerek, bilmiyerek tanımıyan lara!.. Nediminin bu felsefeyi tamamile kavramadığını zannederek izaha girişti: Lalamda babama benzer görünüşler bulduğumu söylerken biraz şaşırdın, değil mi?. Halbuki şaşılacak bir şey yoktur. Ben insanlann ancak kendilerine benziyenleri, benzer görünenleri ve hiç olmazsa benziyecek olanlan sevdiklerine, sevebileceklerine '«nanırım. Fikir uygun luğu, ruh uygunluğu denilen halet te bundan başka birşey değildir. Eğer ba bam kendi düşüncelerinin, kendi duyguIarınm bir çoğunu Piri Pasada bulup sezmeseydi onu vezir edinmezdi ve hele kafasını koparmadan yıllarca yanında bulundurmazdı. Ben de senin şahsında bana biraz benzerlik bulmasam nedim olmak şerefini sana vermezdim, Sadnazamlığı da omzuna yükletmeği düşünmez dim. İltifat büyüktü, bunu İbrahim kadar Süleyman da kavradı, ve tadile lüzum gördü: Senin bana benzerliğin yaş bakı mmdandır. İkimiz yaşıtız ve bu seni bana yaklaştırıyor: İhtiyarlığın lalamı benden uzaklaştırması gibi!.. [Arkast var\ Hazinei Evrakta bulunan İspanyadaki yeni harekât 0 tarihî bir vesika a Altınordu devletinin Osmanlı hükümdarına gönderdiği tarihî mektub hakkında dün kıymetli bir konferans verildi ADÜYEDE Bir Belediye memurunun muhakemesi Kadastro heyetinin gösterdiği emlâk kıymetlerini noksan göstermek üzere evrakı imha etmekten suçlu Belediye memurlarından Recainin muhakemesi Ağırceza mahkemesinde dün yapıl mıştır. Bazı şahidler dinlendikten sonra, Müddeiumumî, bilâhare bu emlâkin kıymetlerinin yeniden takdir edilip edilmediğinin Kadastro heyetinden so rulmasını istemiştir. Bu hususun sorulması için muhakeme başka güne bıra kılmıştır. Bir mübaşir muhakeme ediliyor Altı ay kadar evvel, Beşiktaş ikinci sulh hukuk mahkemesi mübaşiri Ab dullah, mahkemenin resmî mührünü ve hâkim Nıyazinin imzasını taklid ederek Emlâk Bankasından 1000 liradan fazla ahkâmı şahsiyeye aid para almış, tevkif edilmişti. Suçta iştiraki görülen ayni mahkeme Baskâtibi Esadm da mu hakemesinin gayrimevkuf olarak icrası kararlaştırılmıştı. Bu sahtekârlık davasına Ağırceza mahkemesinde dün başlanmıştır. Baş kâtib Esada yanlış tebligat yapıldığı için hazır bulunmadığı anlaşıldığından, vazıh adresine yeniden tebligat yapılması için muhakeme başka güne bıra kılmıştır. Türkiye hazinei evrakında yaptığı tetkikat esnasında Kazan Altınordu devletinin banisi Ulug Muhamed Han tarafından Osmanlı Padişahlarından îkinci Murada yazılmış bir yarlık (siyasî mektub) bulmağa muvaffak olan Universite Edebiyat fakültesi tarih doçentlerinden Akdes Nimet Kurat, dün, Üniversitede mühim bir konferans vermiştir. Konfe ransta Üniversiteli genclerden başka Ü niversite Rektörü Cemil Bilsel, Edebiyat fakültesi profesör ve doçentlerile haric den birçok tarih meraklılan hazır bulunmuştur. Tarihçi doçent evvelâ, ayni karakter ve yazıyı bozmadan istinsah ettiği ve ayrıca fotografilerini çektiği, Altınordu Hanlığı edebiyat dilile yazılmış olan siyasî mektubu okumuştur. Kolaylıkla anlaşılan bu mektub, bugünkü şiveye göre izah ve tahlil edümiştir. Mektubun beş yerine Ulug Muhamedin ismini havi mühürü basılmış bulunmaktadır. Mek tubun altında tarih yerinde de Hind rakamile 831 tarihi bulunmaktadır. Mek tubda Ulug Muhamet, atası Toktamış Han zamanında da Osmanlı devletile elçi, selâm ve hediye mübadelesi yapıl dığmı beyan etmekte, her iki Türk devleti arasında ticarî münasebahn inkişafı ve Osmanlı devletile Altınordu devfeti arasında bulunan Ulahlara karşı siyasî bir ittifak teklif edilmektedir. Akdes Nimet Kurat mektubu izah ettikten sonra konferansma devamla Itıl boylanndan Moskova yakınlarına kadar uzanmış olan saha üzerinde teessüs etmiş bulunan Altınordu Türk Hanlığmın kuruluşu ve bu Hanlığın gerek Cengiz ahfadından Prens Bulak'la, gerekse diğer prenslerle olan mücadelesi ve Ulug Muhamedin mensub bulunduğu aile hakkında uzun uzadıya kıymetli vesikalara istinaden izahat vermiştir. Doktor Kurat, bulduğu tarihî vesikanın başmdaki «ağamız Toktamış ta size elçi göndermiştir» Konjeransı veren doçent Akdes Nimet ve dinleyicüer ibaresini esas ittıhaz ederek bazı Arab, Acem ve Rus müverrihlerinin Ulug Muhamedin Toktamış Hanın kardeşi olduğu hakkındaki iddiayı cerhederek Ulug Muhamedin, Toktamışın oğlu olduğunu ileri sürmüştür. Bundan sonra da Ulug Mu hamedin Altınordu devletinin payıtahtı olan Saraydan nasıl çıkarıldığını, Mos kova prenslerile olan münasebatını ve 1455 tarihinde inkıraz bulan Altınordu Türk devletinin sebebi inkırazını uzun uzadıya izah etmiş, Altınordu Türk t spanyada, muhtelif sebeblerden dolayı, General Franko'nun gerek Madridin kapıları önüne kadar ge len gerekse Akdeniz sahilini takib ederek bütün bu sahili süpürmeğe çalışan orduları, bir müddet evvel, bulundukları yerlede durmuşlardı. Aylarca devam eden bu tevakkuf devresi şimdi sona ermiştir. General Fran* ko orduları haricdeki faşistlerden ve milliyetperverlerden gelen gönüllü kuvvetlerile takviye edildiğinden ve İspanya donanmasının b ü ^ k kısmı da tamamile kendi tarafına geçtiğinden tekrar büyük bir taarruza başlamıştır. Cebelüttarık Boğazına yakm bir noktadan şimale doğru başlıyan askerî ve bahrî hareket karşısında üç tarafı gayet yüksek dağlarla mahfuz bulunmasına rağmen. Malaga şehri ve civan sukut etmiştir. Sukutun iki cihetten büyük ehemmiyeti vardır. Biri, şimale doğru, ispanya hükumetinin yeni merkezi Valansiya dahil olduğu halde bütün Akdeniz sahilinin tehlikeye düşmüş olmasıdır. İspanyanın en zengin ve nüfusu en çok olan havalisi, memleketin ortasındaki geniş ve yüksek yayla ile Akdeniz arasındaki sahile mücayir yerlerdir. Bun lardan her parçasmın zıyaı İspanyol hükumeti için askerî, iktısadî ve siyasî ci hetten ağır bir darbe teşkil eder ve o nisbette General Franko'nun servet ve in san membalarını artınr. Malaga'nm düşmesinin diğer ehemmiyeti bu şehrin bütün îspanyol komünistlerinin merkezi olmasıdır. îspanyada sol unsurlar ve hatta bunların en müfrit o lanlan bile birçok partilere ayrılmışlar dır. Aralannda müşterek düşman karşı sında bile rekabet ve nifak* vardır. Dahilî harbin başında bütün îspanya iki ordugâha ayrıldıktan sonra bu müfrit sol partilerden her biri İspanyanın bir tarafında mensublarınm çokluğu nisbetinde birer hükumet teşkil etmişlerdir. Hepsi de ancak zahirî surette Valansiya hükumetini tanımaktadırlar. Şöyle ki Barselon'da ve Katalonya'nm büyük bir kısmında sendıkalıstler mahallî bir hükumet kurmuşlardır. Halis komü nistler Malaga'da, sosyalistler Valansi • ya'da, anarsistler de Kartacene'de yerleşmişlerdir. Malaga'nm sukutu ile İspanyadaki komünistler^sırf kendilerine mahsus ma hallî bir hükumet ve merkezden mahrum kalmış oluyorlar. Sollarm gayet mühim bir merkezinin sukutu ve ayni zamanda Madridin fena halde sıkıştırılarak Valansiya ile muvasalasınm kesilmiş olması Avrupa politi kasmda dahi yeni bir sarsıntı hasıl etmiştir. Bahusus Fransadaki sollar, bu neticeyi İtalyadan ve Almanyadan gelen yeni gönüllülerin tesirine atfederek Fransanın ademi müdahale politikasından vazgecmesini istiyorlar. Kumaş hırsızları tevkif edildiler Bursa Teshilât ambarma aid bir motör, Bursadan ipekli kumaş getirmiştir. Tayfadan Şerefeddin, bu ipekliler arasmdan 49 metro uzunluğunda bir topu çalmış, arkadaşları İsmail ve Tahsinle Nesim isminde birine 44,5 liraya sat mıştır. Şerefeddin, Nesim, îsmail ve Tahsin haklarmda ilk tahkikat açılmak üzere dün Sultanahmed birinoi sulh ceza mah kemesine verilmişlerdir. Hâkim Reşid sorgularını yaptıktan sonra İsmaili serbest bırakmış, diğer üçünü tevkif et miştir. SACLIK İŞLERİ Grip çoğaldı Son günlerde şehirde grip vak'aları çoğalmış, bu yüzden mekteblere bir kısım talebe gelmemeğe başlamıştır. Va ziyeti tetkik etmek üzere Vilâyet Sıh hat komisyonu yann toplanacaktır. Uç talebe mahkemeye verildi İstanbul Erkek lisesi talebesinden Niyazi, Nasır ve Hakkı, dün akşam, îstanbul Kız lisesi talebesinden Nurtene söz atarlarken Nurtenin babası görmüş ve çocukları polise teslim etmiştir. Üç talebe, geç vakit sulh mahkemesine verilmişlerdir. Bırkaç gündenberi limanımızda mi safir bulunmakta olan Hestokhendrik mekteb gemisi dün sabah Akdenize gitmiştir. Felemenk denizcileri Galata rıhtımında Felemenk sefareti mensubini ve koloni tarafından uğurlanmışlardır. MÜTEFERRÎK Esnafın müracaati kabul edilmedi Kurban bayramı arifesinin pazara tesadüfü dolayısile dükkânlarm alışveriş yapabilmelerini temin için mezkur günde açık bulunabilmeleri için bazı esnaf teşekkülleri tarafından vaki olan mü racaatlere bu talebin kabulüne kanu nen imkân bulunamadığı cevabı veril miştir. Fılhakika yalnız bu sene Kur ban bayramı arifesi pazara tesadüf etmektedir. Bir defalık böyle bir vaziyet için kanunun değiştirilmesine de imkân olamıyacağı şüphesizdir. Esasen fırın, kasab ve saire gibi mübrem ihtiyaçlar için dükkânlar açıktır. Melbusata taalluk eden ahşverişlerin de cumartesi yapılması lâzım gelmektedir. Bir Alman firmasına açılan 16 milyonluk kredi 10 ikincikânun 937 tarihli nüshamızda bu sene melmeketimizden mühim miktarda tütün alacak olan maruf Al man firmalarmdan Peemtsma tröstü nün bu mübayaatı yapabilmesi için hükumetimiz tarafmdan 16 milyon liralık bir kredi açıldığım yazmıştık. Bu kredi işini Ankarada müzakere eden heyete General Konsolos Kurt Wingel'in dahil bulunduğu ve bu zatm direktörlük komite ve azası sıfatile ve şahsî mes'uliyeti altında memleketimizden yapılacak tütün mübayaatım idare edeceği, Merkez Bankasile yapılan anlaşmayı da kendisinin imzalamış ol duğu anlaşılmıştır. Peemtsma tröstü hesabına tütün alan Dr. Schnur bu müesseseden dört sene evvel ayrılmıştır. Kendisinin yerine General Konsolos Kurd Wingel tayin edümiştir. Boğaziçi halkının isteği yerine getirildi Boğaziçilılerden birçoğu, Şirketi Hay riyenin 11,45 te kaldırmakta olduğu son vapurun sinema ve tiyatrolardan çıka • cak olanlarm daha rahatça yetişebilmeleri için Akay idaresinin yaptığı gibi daha geriye alınmasını temenni etmişlerdi. Şirket, halkın bu arzusunu kabul ederek son vapuru 11,45 yerine 12,15 te kaldırmağa karar vermiştir, mak için hiçbir teşebbüsata da giriş memiştır. Diğer taraftan Kadıköy Üsküdar taraflarında oturan halk ta alâkadar makamlara şikâyet ederek şırketin vermiş olduğu suyun pis ve mik roblu olduğunu ve şirketin, yeni tesisat yapmak için hüsnü niyet dahi göster Yeni yolcu salonunun mediğini zikrederek vaziyete biran evvel çare bulunması rica edümiştir. Bu maketleri vaziyete göre, Vekâletin, mubayaa meLiman îşletme idaresinin Galatada yaptıracağı yeni yolcu salonuna aid ma selesi hakkmda müzakereleri durduraketlerin Güzel San'atlar Akademisinde rak şirketi feshetmesi muhtemeldir. teşhirine başlanmıştır. Bu müsabakaya Sokak levhaları 60 kişi iştirak etmiştir. Bunların içinde Son zamanlarda sokak isimlerini gösecnebi san'atkârlar da vardır. teren levhalarm kısmen kırılmakta ol Hazırlanmış olan proje ve maketler dukları ve bir kısmının da düşmekte olüzerinde gümrük, liman, belediye ayrı duğu görülmüştür. Belediye şubelere ayrı ve kendi cephelerinden tetkikat gönderdiği bir tamimde sokakların levyapacaklardır. Proje seçimi bundan hasız kalmamasına dikkat edılmesini sonra yapılacaktır. ve kasdî tahribata meydan verilmemeBu ay nihayetine kadar en muvaffak sini bildirmıştır. olmuş projenin seçilerek önümüzdeki Mezad idaresinde satılan ay içinde inşaat münakasasmın ilân omücevherat ve eşya lunması muhtemeldir. Son ay zarfmda Belediye Mezad idaDEMİRYOLLARDA resinde 11.743 liralık 490 parça gümüş Şark Demiryolları banliyö ve altın avani, 5,674 liralık 747 parça halı, 5.644 liralık 1223 parça diğer eşya hattında tenzilât satılmıstır. Nafıa Vekâleti, Avrupa hattı banliKÜLTÜR İŞLERİ yö trenleri ücretlerinde ehemmiyetli tenzilât yapmağa karar vermiştir. UIlkmekteblerde çarşamba mum müdür muavini Cemal Hidayet tatilleri kaldırıldı bu hususta tetkikatta bulunmaktadır. Şimdiye kadar ilkmektebler çarşamUmum müdür muavini raporunu yaba günleri öğleden sonra tatil yapıyor kında Vekâlete verecektir. Edirne ve İstanbul arasmdaki tenzi lardı. Mekteblerin badema çarşamba lâtlı ücretlerin tatbikına önümüzdeki günleri tatil yapmıyarak jimnastik ve haziran ayından itibaren başlanması elişleri gibi hafif derslerle vakitlerini geçirmeleri takarrür etmiştir. muhtemeldir, DENİZ İŞLERİ Felemenk gemisi gitti Bulunan tarihî mektubdan bir parça Hanlığına aid ikinci bir mektubun da Rus müverrihlerinden Abolenski tarafından keşfedilerek halen Moskova hazinei evrakında olduğunu, bundan başka gene bu devlete aid iki de Tarhan keşfedildiğini beyan etmiştir. Kıymetli tarihçi doçentin bu muvaffakiyeti, Türk hazinei evrakının, ancak İstanbulun fethinden sonra teessüs ettiği hakkındaki iddiaları tamamile çürütmekte, bilâkis Türk hazinei evrakının Istan bulun fethinden evvel Edirnede teessüs ettiğini ve bu siyasî mektubun da oraya gönderildiğini, oradan da istanbula nakledilerek bugüne kadar muhafaza edil Fakat Avrupa politikası üzerinde nâdiğini meydana koymaktadır. Doçent, zım ve müessir en büyük kuvvet olan İn«Altınordu» Türk devletinin asıl ismi giltere, itidalini muhafaza edip Fransızla«Alünorda» olduğunu da söylemiştir. rın telâş ve heyecamna kapılmamakta ŞEHİR İŞLERİ dır. Avam kamarasında Hariciye Nazıri namına Kadıköy Su şirketi taahhü panyadasöz söyliyen Lord Cranborne îsiki taraftaki ecnebi gönüllüle dünü ifa etmiyor rinin ve askerî mensublannın miktarlart Nafıa Vekâleti, yeni tesisat ve terşih şimdi birbirine muadil bulunduğunu İn havuzları yaptırması için Kadıköy Ter giliz hükumetinin aldığh malumata atfen kos şirketıne şubatm onuna kadar bir söylemiştir. Mademki arada muvazene mühlet vermişti. Şirket, bu müddet bitvardır. îngilterenin noktai nazarına göre tiği halde Vekâletin istediği j'eni tesi korkulacak birşey de yoktur. sattan hiçbirisini yapmadığı gibi yap Şu kadar var ki îspanyadaki sol partilerin son tutunduklan yerler büsbütün tehlikede kaldığı takdirde, gerek Fransız gerekse bütün dünya müfrit sollarınm ve bahusus komünistlerinin kendi hükumetlerini zorlıyarak polihkalannı değiştirt " meleri ihtimal dahilindedir. İşte o zaman Avrupa politikası altüst olacaktır. Muharrem Feyzi TOGAY îzmirde bir senede kesilen hayvan İzmir (Hususî) Vilâyetimizde 1936 yılı zarfında 141,859 baş hayvan kesil miştir. Ağırlık itibarile tutarı 2,638,035 kilodur. Balık, av hay\ranları ve diğer ehlî hayvanlar müstesna, bir İzmirliye yılda isabet eden et miktarı 21 kilodur. Be her nüfusa günde isabet eden et miktan ise 80 gramdır. Cumhuriyet Niishası 5 Kuruçtur J Türkiye Senelik Altı ayhk Oç ayhk Bir ayhk şeraiti I ^ D Hariç **» 1400 Kr. 1700 Kr 7S0 1450 400 800 150 yoktur
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle