Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Nr. 51 / 2007 21 DEZEMBER 2007 Y9204 KURUCUSU: YUNUS NADİ (19241945) BAŞYAZARI: NADİR NADİ (19451991) D: 2 Euro, A: 2.70 Euro, B: 2.70 Euro, NL: 2.70 Euro, F: 2.50 Euro, DK: 20 Dkr, CH: 4.20 Chf Say Olayı Nedir?.. Ünlü piyanistimiz ve bestecimiz Fazıl Say eski deyişle medarı iftiharımızdır. Çağdaş, laik, bağımsız Atatürk Cumhuriyeti, sanat ve bilim insanlarımızın dünyada ön sıraları tutmasıyla yükselmeyi öngörmüş ve hedef bellemişti. Fazıl Say, bu yolda adını Batı’da duyurmuş ve tüm dünyada tanınmışken herkesin dikkatini çeken uyarı görevini yerine getirdi. Ünlü sanatçımızın söylediklerini iki gündür gazetemizin manşetlerinde görüyor ve okuyorsunuz; burada tekrar etmeyeceğiz. Ancak şu kadarını söyleyelim ki önce Atatürk Türkiye’sinin elden gittiğini dile getirerek memleketi terk etmeyi bile düşündüğünü söyleyen Say’ın temel istenci, çağdışı güçlere “teslim olmayacağız” tümcesiyle vurgulanmıştır. İktidar partisi AKP’nin ikinci adamı sayılabilecek kişinin Say’a yanıtı ise utanılacak bir içerikle gericiliğin tepkisini taşıyor. ? Ne var ki Fazıl Say olayı yalnız siyasal bir içerik taşımıyor. Olayın çok daha derinde bir anlamı var. Laiklik Avrupa’da, daha geniş anlamıyla Batı’da, 15’inci asırdaki ‘Reform’ hareketiyle başlamış ve yüzlerce yıl süren çok uzun bir süreçten sonra ‘Aydınlanma’ ile benimsenmiş; demokrasiye ancak bundan sonra kavuşulabilmiştir. Atatürk bu uzun süreyi bir ömre sığdırmış; çağdaşlığın ‘olmazsa olmaz’ devrimlerini 20’nci yüzyılın ilk yarısında tek partili yöntemle gerçekleştirmiştir. Çok partili rejim ise, Türkiye’de, Avrupa’dakinin tersine, karşıdevrime olanaklar tanıyan bir rejime dönüşmüştür. Bu nedenledir ki ülkemizde İkinci Dünya Savaşı ertesinde kurulan çok partili rejim, sanatçılarımıza, yazarlarımıza, bilim adamlarımıza karşı tepkileri, baskıları, yasakları, sürgünleri, hapis cezalarını içeren bir düzene dönüşmüştür. ? Ancak Fazıl Say olayında bir değişiklik var. Ruhi Su’dan sonra ilk kez bir müzisyenimiz ülkemizde büyük sorun yaratıyor ve iktidarın iki numaralı adamı tarafından eleştirilip dışlanıyor. Oysa Türkiye, görünüşe bakılırsa AB’nin kapısında nöbet tutmakta ve demokrasiyi dilinden düşürmeyen bir iktidara sahip bulunmaktadır. Gerçekte bu iktidarın kadına tesettürü öngören ve “Ilımlı (Amerikancı) İslam Devleti Modeli”ni ülkeye yerleştirmeye kararlı bir tasarımı olduğunu herkes biliyor, görüyor. ? Avrupa tarihinde devrim ve karşıdevrim gelgit Ünlü piyanistimiz ve bestecimiz Fazıl Say eski deyişle medarı iftiharımızdır. Çağdaş, laik, bağımsız Atatürk Cumhuriyeti, sanat ve bilim insanlarımızın dünyada ön sıraları tutmasıyla yükselmeyi öngörmüş ve hedef bellemişti. Fazıl Say, bu yolda adını Batı’da duyurmuş ve tüm dünyada tanınmışken herkesin dikkatini çeken uyarı görevini yerine getirdi. Ünlü sanatçımızın söylediklerini iki gündür gazetemizin manşetlerinde görüyor ve okuyorsunuz; burada tekrar etmeyeceğiz. Ancak şu kadarını söyleyelim ki önce Atatürk Türkiye’sinin elden gittiğini dile getirerek memleketi terk etmeyi bile düşündüğünü söyleyen Say’ın temel istenci, çağdışı güçlere “teslim olmayacağız” tümcesiyle vurgulanmıştır. İktidar partisi AKP’nin ikinci adamı sayılabilecek kişinin Say’a yanıtı ise utanılacak bir içerikle gericiliğin tepkisini taşıyor. ? Ne var ki Fazıl Say olayı yalnız siyasal bir içerik taşımıyor. Olayın çok daha derinde bir anlamı var. Laiklik Avrupa’da, daha geniş anlamıyla Batı’da, 15’inci asırdaki ‘Reform’ hareketiyle başlamış ve yüzlerce yıl süren çok uzun bir süreçten sonra ‘Aydınlanma’ ile benimsenmiş; demokrasiye ancak bundan sonra kavuşulabilmiştir. Atatürk bu uzun süreyi bir ömre sığdırmış; çağdaşlığın ‘olmazsa olmaz’ devrimlerini 20’nci yüzyılın ilk yarısında tek partili yöntemle gerçekleştirmiştir. Çok partili rejim ise, Türkiye’de, Avrupa’dakinin tersine, karşıdevrime olanaklar tanıyan bir rejime dönüşmüştür. Hükümet üyeleri ve Fethullah Gülen, kazandıkları tazminatları faiziyle aldılar İslamcının faiz aşkı ŞERİATA UYGUN EV ‘MAHKEME KARARLARINI UYGULAMAYIN’ Sıra İslami siteye geldi AKP iktidarıyla Türkiye’de İslami yaşam biçimi yayılıyor. Harem selamlık oteller, İslami moda ve oyuncak sektörünün ardından, Bahreynli Şamil Bank, ‘İslami yaşam biçimine uygun konut’ yapmaya hazırlanıyor. İstanbul’da bir birim açacak olan kuruluş, yatırımlarına Beylikdüzü’ndeki araziyle başlayacak. Deniz TATARER’in haberi 4. Sayfada Türban üniversitede Yeni YÖK Başkanı’nın mesajını alan ilk üniversite Çukurova oldu. Yusuf Ziya Özcan’ın “Yasaklar kendiliğinden kalkacak”, “Rektörler hoşgörü gösterecek” şeklindeki açıklamalarının ardından Çukurova Üniversitesi’nde türbanlılar yerleşke içinde dersliklere, bölümlere ve idari birimlerin bulunduğu binalara rahatça girip çıkmaya başladı. Türbanlılar yalnızca izin vermeyen öğretim üyelerinin derslerine giremiyor. Yusuf BAŞTUĞ’un haberi 5. Sayfada AKP, başta türban olmak üzere birçok alanda Kuran’ı referans göstermesine karşın, Kuran’da kesin hükümlerle yasaklanan faiz konusunda farklı tavır sergiliyor. Bu konuda iktidarı eleştirenlere yanıt, hükümet yerine dinci basından geldi. Hükümeti savunan bazı yazarlar, “Devletlerin faiz politikası hükümet edenleri bağlamaz” gerekçesine sığındı. Bu yazarlar “dindar Müslümanların faiz almadıklarını” ileri sürdü. Başbakan, AKP’li birçok bakan ve Fethullah Gülen’in kazandığı tazminat davalarından faiz de aldıklarına dair belgeler dava dosyalarında yer alıyor. Son dört yılda Cumhuriyet’in kaybettiği tazminat davalarına bakıldığında Tayyip Erdoğan 481 YTL, Hüseyin Çelik 2 bin 223 YTL, Binali Yıldırım 3 bin 977 YTL faiz aldı. Miyase İLKNUR’ün haberi 18. Sayfada Kandil operasyonuyla örgütün silah, mühimmat ve erzakı kullanılamaz hale geldi PKK’nin altyapısı çöktü Terör örgütünün toparlanması zor Operasyonda PKK’nin yerleşik düzeni dağıtıldı. Örgütün Kandil Dağı’ndaki ana karargâhı ve komuta merkezi ile depo, bina, eğitim ve hastane olarak kullanılan yerler yok edildi. Bölgedeki diğer kampları da vurulan terör örgütünün mühimmat, silah ve gıda maddesi konusunda kış aylarında ciddi sıkıntı içine gireceğine kesin gözüyle bakılıyor. Bu aşamadan sonra örgütün yeni bir lojistik destek sağlama ağı kurmasının zor olacağı, Türkiye’nin de buna izin vermeyeceği belirtiliyor. Sertaç EŞ’in haberi 18. Sayfada Çevre ülkelere de mesaj verildi Terör uzmanı Çitlioğlu, TSK’nin gece harekâtı düzenleyerek hem PKK’ye hem de çevre ülkelere mesaj verdiğini söyledi. Çitlioğlu, PKK’ye gece gündüz her koşulda vurulabileceğinin ve Irak’ta güvende olmadığının gösterildiğini belirtirken, “TSK’nin operasyonel yeteneğini sorgulayanlara da mesaj içeriyor. TSK en zorunu seçerek PKK dışındaki çevrelere de mesaj verdi” dedi. Çitlioğlu, PKK’nin bir süre sessiz kalacağını, bu süre içinde hükümetin eve dönüş yasasını uygulaması açısından şans yakalayacağını belirtti. Haberi 18. Sayfada İngilizler Basra’dan çekildi ALEVİLER AKP KISKACINDA Tarkan Temur’un yazı dizisi 12. Sayfada CEMEVLERİNE BEDAVA SUYUN PARASINI ÖDETTİLER Miyase İlknur’un haberi 18. Sayfada İngiliz ordusu, denetimi altındaki son bölge olan Basra’yı da Iraklılara devretti. Halen 4 bin 500 olan Irak’taki İngiliz askeri sayısı ilkbahara kadar 2 bine indirilecek ve bu birlikler yalnızca Irak askerlerini eğitecek. İngiliz birliklerinin komutanı Tümgeneral Graham Binns, Irak askerlerinin göreve hazır olduğunu söyledi. İngiltere Dışişleri Bakanı David Miliband da Basra’nın denetiminin Iraklılara teslim edilmesinin “önemli bir ilerleme” olduğunu bildirdi. Haberi 10. Sayfada Devamı 18. Sayfada C Sanıklar için tahliye kararı Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi, 2 yıldır tutuklu bulunan, Umut Kitabevi’nde meydana gelen ve 1 kişinin yaşamını yitirdiği patlamanın sanıkları Astsubay Ali Kaya, Özcan İldeniz ve PKK itirafçısı Veysel Ateş’in tahliyesine karar verdi. Mahkemenin tarafsız olamayacağını savunan müdahil avukatların görevsizlik kararı verilmesi yönündeki istemi reddedildi. Yusuf Ziya CANSEVER’in haberi 6. Sayfada ‘Ölüler Döner Yemez!’ Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyeliğinden kadın haklarına kadar birçok konuda kalem oynatan Osman Engin, sadece yazmakla kalmıyor, aynı zamanda ırkçılığa, yabancı düşmanlığına karşı okullardaki projeleri aktif olarak da destekliyor. En son Türkiye’deki Ilısu Barajı’nın yapımına karşı düzenlenen protestolarda yer aldı ve Hasankeyf’in tarihsel dokusunun yok edilmesine parasal destek veren bir bankanın önünde imza toplayıp gelenleri bilgilendirerek eyleme katıldı. Osman Engin, sorularımızı yanıtladı. İmdat ULUSOY’un haberi 18. Sayfada Fazıl Say haklı çıktı Fatih Kız Lisesi yönetimi, 700 öğrenciye keman, gitar, piyano, bağlama gibi çalgıları öğreten, bin kişilik koro kuran Müslüm Akdemir’den, öğrencileri müzik dersi istemediği gerekçesiyle başka okula gitmesini istedi. 250 öğrencisi “Müzik dersi istiyoruz” şeklinde dilekçe verince Akdemir hakkında “öğrencileri müzik dersi almaya zorladığı” gerekçesiyle soruşturma açıldı. Haberi 3. Sayfada Alman genç serbest Manavgat’ta İngiliz kız C.M’ye (13) cinsel tacizde bulunduğu iddiasıyla tutuklanan Alman B.M.W (17), sekiz aydır tutuklu yargılandığı davanın yedinci duruşmasında tahliye edildi. Almanya Başbakanı Merkel “çok memnun olduğunu” söyledi. Haberi 6. Sayfada