25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

6 Dernekler, Alevilerle satanistleri bir tutan AKP’li Mustafa Özbayrak’a ‘istifa’ çağrısı yaptı C haberler SÖZDEN YAZIYA GÜRAY ÖZ 9 KASIM 2007 CUMA ‘Cahilce bir konuşma’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AleviBektaşi dernekleri, Alevilerle satanistleri bir tutan AKP Kırıkkale Milletvekili Mustafa Özbayrak’a tepki gösterdiler. Özbayrak Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, “Alevilere bir tahsisat yapılırsa, Aleviliğin diğer kolları da bize de tahsisat yapın derse ne olacak? Mecusiler, satanistler gibi gruplar da benzer taleplerle gelebilirler” demişti. Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfı Başkan Yardımcısı Emel Sungur, Özbayrak hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi. Daha önce AKP’li bir zihniyetin cemevlerini “cümbüşevleri”ne benzettiğini anımsatan Sungur, “AKP’ye böyle konuşan bir milletvekili yakışır” dedi. Hacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez, Özbayrak’ın konuşmasını “saygısızlık” olarak nitelendirdi. “Biz o milletvekilinden para istemiyoruz” diyen Geçmez, Özbayrak’ın bu söylemlerinin altında “cahillik” yattığını söyledi. AleviBektaşi Federasyonu Genel Sekreteri Turan Eser Uzun Gecenin Baykuşları yı, satmayı iyi bilir. Şu sıralarda beşibiryerdenin Barzani’ye, Talabani’ye olan sevdalarının derinliğinin, kişisel dostlukları bir yana en önemli nedeni, ABD’ye duydukları salya sümük aşktır, o rüyanın aynasında kendi suretlerini görmeleridir. Seviyorlar, ne yapsınlar! Ama Türkiye’yi yeteri kadar sevmiyorlar. Türkiye’ye olan sevdaları koşulludur. Bir, yeni dünya düzenine boyun eğeceksin. İki, olana bitene büyük patronun gözüyle bakacaksın. Konuştukları incir çekirdeğini doldurmaz. Ne söyledikleri hiç, ama hiç önemli değil. Nereden baktıkları önemli. Oradan bakıyorlar. Washington’dan. ??? Başbakan nereden bakıyor? Somut koşulların somut tahlili, onu bir yerlere getirmiş olabilir mi? Kendi ülkesinden, bölgesinden bakmaya çabalıyor olmasın sakın! Bizim neoliberal beşibiryerdenin telaşının nedeni budur. Aman, sakın Türkiye hizadan çıkmasın. Sonunda rahatlıyor, arkalarına yaslanıyor, birbirlerinin gözlerinin içine bakarak en güzel gülümsemeleriyle kameralara dönüyorlar. Böyle bir şey olmamıştır. Başbakan durduğu yerde durmaktadır. Muhalefet liderlerinin görüşmeyle ilgili itirazlarını ise yaramaz bir çocuğu dinler gibi dinliyor, “Ciddiye almaya değmez sözler bunlar” diyerek geçiştiriveriyorlar. Gerçek gün gibi ortaya çıkmıştır. Büyükağadan izin almadan hiçbir şeyin yapılamayacağı anlaşılmıştır. Beşibiryerdenin gülümsemesinin beşuş çehrelerinin ekrana sığmaz halinin nedeni budur. Kim bu beşibiryerde diye sormayın bana. Ruhlarına ihanet üfürülmüş aydınlarımız bunlar bizim. ??? Herhalde yurdunu bu kadar sevmezliği, kurtuluş ve kuruluş yıllarının sihri geçtikten sonra, kimi aydınlarımızın, anlı şanlı gazetecilerimizin ruhlarına üfürmüşler. Peki, böylesine ağır bir yüke nasıl dayanıyor bu arkadaşlar? İnsan olan insanlığından çıkmaz mı? Bir milyon insan Ay’dan, yıldızlardan, gecenin ötesinden hayretle insanın yüzüne bakmaz mı? Yüzü kızarmaz mı peki insanın? guray.oz@cumhuriyet.com.tr Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, “Alevilere bir tahsisat yapılırsa, Aleviliğin diğer kolları da bize de tahsisat yapın derse ne olacak? Mecusiler, satanistler gibi gruplar da benzer taleplerle gelebilirler” diyen Mustafa Özbayrak’a tepki gösteren AleviBektaşi dernekleri ‘saygısızlık’ olarak nitelendirdikleri konuşma için suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Kazım Genç, AKP’li milletvekillerinin Alevilik hakkında konuşmadan önce Aleviliğin ne olduğunu anlamaya çalışmaları gerektiğinin altını çizdi. de Özbayrak’a istifa çağrısında bulundu. 90 bin camiye karşılık 67 bin okulun bulunduğu bir ülkede yapılan “Alevilere verirseniz yarın satanistler de ister” açıklamasının tam anlamıyla bir “densizlik” olduğunu dile getiren Eser, “Siyasal iktidarına inançsal olarak Sünni üniforma giydirenlerin bu türden ideolojik yaklaşımları giderek artıyor. Özbayrak, şu an partisi olan AKP’nin tek başına iktidar avantajını kullanarak ayrımcı ve inkârcı beyanlarda bulunmuştur. Bu, onun ve savunduğu zihniyetin Alevilere karşı iç dünyasında, aklında ve ideolojisinde olanı dışa vurmasıdır. Özbayrak, fikri ve zikri arasındaki uyumu göstermiştir” dedi. Alevilere yönelik bu tür açıklamaların bir tesadüf olmadığının altını çizen Eser, “Alevi köylerine benim zamanımda 100 tane cami yaptırdık” diyen AKP’lilerin asimilasyonculuğunu itiraf ettiklerini belirtti. AKP hükümetinin, Alevilere hakaret eden, aşağılayan ve ayrımcılık fikri aşılayan kitapları Milli Eğitim Bakanlığı aracılığıyla önerdiğini söyleyen Eser, şöyle konuştu: “Farklı kültürlerin ve inançların ayrımcılık uygulamalarına maruz kalmalarını önlemek için Türkiye’de çerçeve bir yasa eksiktir. Ayrımcılık ve aşağılamaya dönük yaptırım gücü oluşturulmazsa, Özbayrak gibi, bu ülkenin farklı kimliklerine tahammül göstermeyen insanların art niyetleri daha çok yaygınlaşacak. Asırlardır süren bu ayrımcılık karşısında ‘hukuk devleti’ sınıfta kaldı.” Eser ayrıca Türkiye’de siyasi “merkez”i temsil edenlerin, devletin SünniHanefi üniformasını çıkarmayan, kendi ekonomik ve siyasi ayrıcalıklarını korumak için gerilim yaratmaya devam eden zihniyet sahibi olduklarını vurguladı. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Başkanı Kazım Genç de AKP’li milletvekillerinin Alevilik hakkında konuşmadan önce Aleviliğin ne olduğunu anlamaya çalışmaları gerektiğinin altını çizdi. Genç, “Gerek devletin gerekse devletin kademelerinden birinde görev yapan yetkililerin, herhangi bir inançla ilgili tanımlama yapmaya hakkı yok. Özbayrak’ın bu konuşması, devlet dediğimiz organizmayı yönetme ve şekillendirme noktasında parlamentoda görev yapanların, inançlara karşı ne kadar sübjektif yaklaştığını gösteriyor” dedi. Alevi ve Bektaşilerin, yıllardan beri devletin din işlerinden elini çekmesi gerektiğini dile getirdiklerine dikkat çeken Genç, AKP’nin Alevi örgütlerini muhatap kabul etmek istemediğine vurgu yaptı. Genç şunları söyledi: “AKP, Alevi örgütlerini muhatap kabul etmek istemiyor. Aleviliği bir inanç olarak görmüyor. İnanç olarak görmediği için de saygı göstermiyor. Sadece seçim dönemlerinde şirin gözükmek için Alevi inancına sahip bazı kişilerle görüşme yapıyor. Gerek bir önceki dönemde gerekse 22 Temmuz seçimlerinden sonra çok açık ve net gözüken bir şey var ki o da AKP’nin politikalarından birinin Aleviliği ve Alevi inancını yok saymasıdır.” Londra’daki konferansı Türkiye basınında çıkan yazılarla protesto etmişlerdi Türk derneklerine Gülen davası Berivan TAPAN Emekli vaiz Fethullah Gülen tarikatının, ABD ve Avrupa’daki teşkilatı Dialogue Society’nin Londra’da düzenlediği “İslam Dünyasındaki Değişime Gülen Hareketinin Katkısı” konferanslarını protesto etmek amacıyla basına ve konferans katılımcılarına Gülen aleyhinde Türkiye’de yayımlanan yazıları aktaran yurtdışındaki 10 Türk derneğine, Gülen’in avukatları dava açmaya hazırlanıyor. Fethullah Gülen konferanslarının ardından Dialogue Society’nin avukatlarından Türk derneklerine gönderilen yazıda, davanın gerekçesi, “söz konusu dernekler tarafından Gülen konferansları öncesinde basına ve konferans katılımcılarına gönderdiği İngilizce ve Türkçe eposta mesajlarında Fethullah Fethullah Gülen cemaati tarafından Londra’da düzenlenen “İslam Dünyasındaki Değişime Gülen Hareketinin Katkısı” konferansları organizatörü Dialogue Society, aralarında İngiltere Atatürkçü Düşünce Derneği’nin de bulunduğu 10 derneğe dava açmaya hazırlanıyor. Gülen aleyhinde Türkiye basınında çıkan yazılar aktarılarak konferansların protesto edilmesi” gösterildi. Ayrıca yazıda, iddiaların 29 Ekim tarihine kadar kanıtlanmaması durumunda yargıya başvurarak hakaret davası açılacağı belirtildi. İngiltere’deki 10 dernek adına gönderilen mesajlarda, Türkiye’deki bazı faili meçhul cinayetlerde de Fethullah cemaati adres olarak gösteriliyordu. İngiltere’deki 16 derneği bünyesinde toplayan İngiltere Kıbrıs Türk Örgütleri Konseyi’nin yanı sıra Gülen konferanslarına tepki gösteren dernekler şunlar: İngiltere Alevi Kültür Merkezi ve Cemevi, Anadolu Kültür Merkezi, İngiltere Atatürkçü Düşünce Derneği, Britanya Türk Kadınları Derneği, Mustafa Kemal Derneği, Pekünlüler Derneği, Reform 2000 Partisi, Türk Öğretmenler Derneği, Türk Yaşlılar Derneği. İngiltere’deki Türk basını tarafından konunun çarpıtılmak istendiğini belirten İngiltere Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Nilgün Atalay, Gülen cemaati ile ilgili iddiaların kaynaklarda yazılı bilgiler olduğunu söyledi. Atalay, konu ile ilgili 10 dernek olarak bir basın açıklaması yapacaklarını söyledi. 1999 yılında kurulan Dialogue Society, 2000 yılında İngiltere’de örgütlendi ve Lordlar Kamarası’nın desteği ve koruması ile gelişti. Teşkilat daha sonra Lordlar Kamarası’nın ilk Müslüman üyesi olan Lord Ahmed’in ev sahipliğinde, Lordlar Kamarası’nın Cholmondeley Odası’nda, Fatih Üniversitesi’nden Oxford’a gelen ve aynı zamanda Zaman gazetesi yazarı olan Dr. İhsan Yılmaz ve Dr. Ali Bayram tarafından lordlara, kontlara ve düşeslere tanıtıldı. İhsan Yılmaz konuşmalarında, “Gülen hareketinin uluslararası ilişkilerinde İngiltere’nin bir beşik olacağını” belirtiyor, LondraBethnal Green Baronesi ise Gülen hareketinin İngiltere’de kurumsallaşması için gayretlerini esirgemeyeceklerini söylüyordu. ece uzundu. Tüm dikkatimizi TV ekranlarına vermiştik. Ülkemizin Başbakanı dünyamızın Başbelası ile görüşecekti. Biraz sıkılıyorduk doğrusunu isterseniz. Çünkü görüntü iyi değildi. Başbakan, Başbelası’ndan izin almaya gidiyordu. Bir ülkenin bir başka ülkeden, “çetelerin saldırılarına karşı kendini koruma izni” almaya gitmesini kendi payımıza biraz utanç verici buluyorduk. Durumu kendimiz tartsak, eğriyi doğruyu kendimiz tartışsak, yanlışsa yanlışı kendimiz bulsak daha iyi değil mi? Ama onlar çok, ama çok heyecanlıydılar. Beşi uzunca bir masaya dizilmiş, kamerelara gülümsüyorlardı. Başbakan uzaklardan gelip Irak’ı işgal etmiş olanın yanındaydı. Beşibiryerde durumu yorumlayacak, halkı bilgilendirecekti. Sonuna kadar ibretle, zaman zaman yüzüm kızararak dinledim. Başbakan Irak işgalcisinin yanından çıkıp soruları yanıtlamaya başladığında onların da rahatladıkları, o geceki görevlerini büyük bir başarıyla tamamladıkları anlaşıldı. Olayları, gelişmeleri, muhtemel tehlikeleri, öteki taraftan bakarak başarıyla anlatmışlardı. Oradan bakıyorlardı; ABD tarafından. ABD ile işbirliği yaparak bir devlet olmanın düşünü kuranların tarafından. ??? Durum çok karışık görünse de, gerçekte yalındır. Dünyanın başına musallat olmuş neocon çetesi çok uzaklardan gelmiş, modern silahlarıyla sınır komşumuzu işgal etmiştir. Sürüp giden işgalde, ABD askerleri çocuk, kadın, genç, ihtiyar, sivil, asker demeden bir milyon insanı katletmişlerdir. Komşu ülke üçe bölünmek üzeredir. Ölümlerden, cinayetlerden, katliamlardan büyük ölçüde uzak olan bölge, yalnızca ülkenin kuzeyidir. Burada işgalci ile iyi ilişkiler kurmuş olan işbirlikçi Kürt yönetimi bulunuyor. Barzani’nin bölgesidir burası. Burada Molla Mustafa Barzani’nin, hevesleri boyundan büyük oğlu hüküm sürer. ??? Bizim beşibiryerdenin pek sevdiği bu Amerikan işbirlikçisi, gerçekte oportünist bir aşiret politikacısıdır. Gerektiğinde Kürt kardeşleriyle kapışmayı, onları alma G ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Caz Derneği (ACD) tarafından bu yıl 11.’si düzenlenen “Uluslararası Ankara Caz Festivali”nin açılışı yapıldı. Festivalin basın sponsorlarından gazetemize, katkılarından dolayı teşekkür plaketi verildi. ACD tarafından düzenlenen “11. Uluslararası Ankara Caz Festivali”nin açılışı Amerikan Büyükelçiliği Rezidansı’nda yapıldı. ACD Başkanı Lütfü Varoğlu, Festival Koordinatörü Özlem Oktar Varoğlu ile diğer dernek üyelerinin, ABD Cumhuriyet’e teşekkür plaketi Büyükelçiliği yetkililerinin ve festival destekçisi kuruluşların temsilcilerinin yer aldığı gecede, festivale katkı sunan kişi ve kuruluşlara teşekkür edildi. ACD Başkanı Lütfü Varoğlu, festivali 11. yaşına ulaştırmaktan dolayı çok mutlu olduklarını söyledi ve herkesi konserlere katılmaya davet etti. Festival Koordinatörü Özlem Oktar Varoğlu ise bu yıl yine büyük bir organizasyona imza atacaklarına inandıklarını, büyük orkestraları ve sesleri başkentlilerle buluşturacaklarını belirtti. Festivalin basın sponsorları arasında yer alan gazetemize de destek ve katkılarından dolayı plaket verildi. Asiye Eliçin’e vakfın ilk başkanı Köy Enstitülü Ali Yılmaz tarafından plaket sunuldu. rdal İnönü’nün cenaze töreninde eski ve yeni kuşak sosyalistlerden çok az insan vardı! Hemen hemen yoktular! Neden? Bu soru önemli! Çünkü solcuların ülkemizdeki bugünkü durumuna, milletle ve güncel siyasetle ilişkisine, bilimle ilişkisine bir açıklama getiriyor! Oysa Hrant Dink’in cenazesinde neredeyse hepsi vardı! Erdal Bey’e sahip çıkamayan bir sol düşüncenin ülke topraklarında tutulmasıyaşaması mümkün değil! Bu bir kriter bile olabilir! Kendi değerine sahip çıkmayı temel bir politika bile edinmeyi düşünememiş bir sol düşünceyse her zaman varlıkla yokluk sınırındadır! Erdal Bey solda olan bir bilimsiyaset insanıydı! Eğer ülkemizde sol daha akıllı ve güçlü olsaydı, Erdal Bey’in solsosyal demokrat düşünceleri ve tutumu daha net olabilirdi! 68 kuşağının temel sloganı neydi anımsayan var mı? Bellekleri tazelemek isterim: “Tam Bağımsız ve Demokratik Türkiye!” Deniz Gezmiş 25 yaşında asıldığında, uğrunda savaştığı slogan buydu! İnönü Ailesi idamları durdurmak için çalışıyordu! Erdal İnönü ODTÜ Rektörlüğü zamanında gençlere karşı hoşgörülüydü! Politik hayatında da, daha adil ve demokratik bir Türkiye ve dünya isteğini dile getirdi! E CUMA YAZILARI ORHAN BURSALI Peki bugün “Bağımsız ve Demokratik Türkiye” sloganı, günümüz solcuları açısından ne anlam ifade ediyor? 68 kuşağından geride kalanların büyük çoğunluğunun “Bağımsız Türkiye” ile bir bağlantıları kalmamış gibi. Sosyal demokratların da! Tarihsel gelişimi ve bugünkü “solcuları” inceleyen bir tarafsız gözlemci, Türkiye’nin bağımsızlığının gerçekleştiğini sanabilir veya en azından kafası karışabilir. İki sol parti dışında, ortalıkta en çok görünenlerin, hele toplumda köşebaşı veya dörtköşe olmuş eski solcu, bugünün pek çok akademik veya değil, kalem erbabının, “bağımsızlık” konusunda tek satır yazmadıklarını görür! Bunların hepsi birer “demokrasi savaşımcısı”, ama bağımsızlıkçı değil. Ama bir kısmı, Deniz Gezmiş’lerden sık sık bahsederek iyi bir “solculuk ticareti” erbabına dönüşmüş durumda! Hepsi bu kadar mı? Şüphesiz ki değil! Olsaydı, bu yazıyı, dahası pazar günkü yazıyı bile kaleme almak gerekmezdi! Bağımlılık Tutulması! Tam tersine, ortalığı basmış “Salya”, bugün bağımlılıktan yana! Evet, “Bağımlı bir Türkiye” için savaşıyorlar! Neye bağımlı? ABD’ye, AB’ye bağımlı! Almanya’ya, Fransa’ya, Brüksel’e bağımlı! ??? Peki demokrasi savaşçısı olmaları kötü mü? Hayır, bin kez değil! Peki kötü olan ne? Demokrasi savaşını veya isteğini, “bağımlı bir Türkiye” temelinde sürdürmeleri! En büyük korkuları, Türkiye’nin AB’den bağımsız bir tutum alması! Korku dağları sarıyor! Aman, AB ne isterse verelim, yeter ki AB’ye bağımlı kalalım! Türkiye’nin çıkarları değil, Türkiye’nin AB’ye sürekli bağlı kalması önemli! ABD mi? “O da çok iyi rol oynuyor, özellikle Irak’ta Kürtlerin bağımsızlığı konusunda! Aman ABD’ye bağımlılık önemli!” Tezleri şu: Türkiye bağımlı kaldıkça, bağımlılığı arttıkça, ancak o zaman demokratik olabilir! Bunun için de her şey feda! Türkiye’nin bağımsız ve eşit davranmaya çalışan, çıkarlarını bu açıdan korumaya çalışan, kendi ayakları üzerinde durmaya çaba sarfeden bir ülke olması, en büyük korkuları! “Bütün ulus devletler iyidir! Ancak Türkiye’nin ulus devlet olması çok kötüdür! Türkiye ulus devlet oldukça, bağımsızlıkçı eğilimleri güçlendikçe ve kendi çıkarlarını korumaya yöneldikçe, demokratikleşmez, milliyetçi ve faşist olur. Bu nedenle Türkiye’nın sırtından ABD’nin, AB’nın, Batı’nın sopalarını eksik etmeyeceksin!” ??? Ben “Kurtuluş Savaşı mandacıları” hiç demedim! Ama hepsi, tam ve sapına kadar gerçek anlamda bugünün mandacıları! Ama görmüyorlar ki, bu ülke bağımsız olamadıkça, kendine güvenmedikçe, kendi gücüyle üreten ve yaratan bir ekonomi kuramadıkça, sürekli yok olma tehdidi altında bir özel sektörü oldukça, sağdan soldan durmadan tokatlanan ve tekmelenen bir ülke oldukça, asla demokratik de olamayacaktır! Bunu anlamak zor mu?! Hayır, “bağımlılık tutulması”na uğramış beden ve beyinlerin bundan kurtulması, belki de dünyanın en onulmaz hastalığıdır! Kim bilir! Köy Enstitüleri yeni adresinde ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı, 2005 yılından beri sürdürdüğü imeceyle Ankara’da kendine ait bir çalışma evi kurdu. İmeceye en büyük katkıyı, Emin Türk Eliçin Sanat ve Kültür Vakfı Başkanı, Çifteler Köy Enstitüsü usta öğreticisi Asiye Eliçin yaptı. Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı’nın, “Mithatpaşa Caddesi, No: 62”de satın aldığı ve 2 yıllık bir imecenin ürünü olan genel merkezinin açılışına, Abdullah Özkucur, Ali İhsan Güvenç, Talip Halise Apaydın, Perihan Güler, Mustafa Aydoğan başta olmak üzere pek çok Köy Enstitülü katıldı. Ayrıca Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının avukatı Halit Çelenk ile eşi Şekibe Çelenk, vakfın önceki başkanları İlhan Alkan, Zeliha Kanalıcı, yönetim kurulu üyeleri, imeceye en büyük bağışı yapan Eliçin Ailesi, Mahmut Adem, Atilla Aşut, Niyazi Altunya, Mehmet Ali Şengül ile EğitimSen, EğitDer, KESK, Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Ankara Şubesi, Atatürkçü Düşünce Derneği, CHP Ankara il ve Çankaya ilçe örgütü de açılışta yer aldı. OZLAŞTIRILIP KAPATILDI’ Vakıf Başkanı Erdal Atıcı, Köy Enstitülerinin 1946 1954 arasında yozlaştırılıp kapatıldığını ve böylesi önemli bir deneyimin yarım kaldığını belirtti. Atıcı, “Bu deneyim, enstitülerin mensup ve mezunlarınca altmış yıldır dünyaya tanıtıldı. Ancak özgün süreci yaşayanlar giderek azalıyor. İşte vakfımız, insanlık tarihine bu deneyimin bilgi ve belgelerini derleyerek tanıtmak, bugünün ve geleceğin eğitim politikalarına ışık tutmak amacıyla 1994 yılında kuruldu. Mekân sorunumuz da bugün dostların katkılarıyla çözüldü” dedi. Atıcı, zengin olmadığı halde Köy Enstitülerine duyduğu güven ve özlemle vakfın genel merkezi olan dairenin alınmasına büyük katkı sunan Asiye Eliçin’e teşekkür ederken, Eliçin’e vakfın ilk başkanı Köy Enstitülü Ali Yılmaz tarafından plaket sunuldu. ‘Y obursali?cumhuriyet.com.tr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear