25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

HAFTA C Redaksiyon/Redaktion: Starkenburg Str. 5, 64546 MörfeldenWalldorf. email:cumhuriyet@gmx.net Tel: 0610598174446 İmtiyaz Sahibi/Inhaber: İlhan Selçuk (Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş.’yi temsilen, Cumhuriyet Vakfı adına) Genel Yayın Yönetmeni/ Chefredakteur: İbrahim Yıldız Yazı İşleri Müdürü/ Redaktionsleiter: Osman Çutsay Yayın Koordinatörü/ Koordinator: Hayri Arslan Reklam/Anzeigen: Ömer Aktaş Yayın Kurulu/Redaktionsbeirat: İlhan Selçuk (Başkan/ Vorsitzender), Prof. Dr. Emre Kongar (Berater), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara Baskı/Druck: Hürriyet A.Ş Zweigniederlassung Deutschland, An der Brücke 2022 D64546 MörfeldenWalldorf. Dağıtım/ Vertrieb: ASV Vertriebs GmbH (Der Verlag übernimmt keine Haftung für den Inhalt der erscheinenden Anzeigen) GÖNÜL ŞEN MENZEL: “BENİM RENKLERİM KADININ EZİLMİŞLİĞİNE UĞRADIĞI HAKSIZLIKLARA KARŞI BİRER ÇIĞLIKTIR” Müziği ışığı ve hızı resmetmek OSMAN ÇUTSAY KÖLN/FRANKFURT Çalışmalarını Köln’deki atölyesinde sürdüren Gönül ŞenMenzel, 1981 yılında sevimsiz koşullarda adeta kendini attığı Almanya’da, çeyrek yüzyılı geride bıraktı. Yoğun bir çalışma temposuna sahip olduğunu kendisini tanıyanların da vurguladığı ve bunun sonuçlarını yapıtlarıyla sergileyen Gönül ŞenMenzel’e göre, böyle bir yol, yaşamını resme adayanlar için hem kaçınılmaz hem de olağan. Ressamlığının yanı sıra yazarlık ve öğretmenlik de yapan ŞenMenzel için, bu yoğunluk, sadece sanata verilen değeri değil, derinden derine işleyen köklü bir politik tavrı da imliyor. Dev boyutlardaki işlerinin yanı sıra çok küçük ölçülürde çalışmalara da imza atan ve her gün resimlediği günlüklerle bir tür anı defteri de oluşturan Gönül ŞenMenzel, 1972 yılından bu yana öğretmen. Babasının görev yeri nedeniyle Diyarbakır’da doğan, aslen Balıkesirli Türk ressam, rengin, dansın, hızın ve ışığın resmini yaptığına inanıyor. “Kadının uğradığı tarihsel haksızlığı” her durumda işlemeyi temel görevi sayıyor ve resim çalışırken, tanımlanmış tüm sınırları iptal edebildiğine, bunları aşabildiğine inanıyor. ŞenMenzel’in sınır ötesi arayışlarında sadece resmin değil, müziğin de büyük etkisi var. “50 yaşından sonra klasik gitar öğrenmeye başlamasında” bu itici gücün farkına varması da yatıyor. Gönül ŞenMenzel, kendisini 1960’ların sonunda İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsü’nün resim bölümüne taşıyan tutkuyu şöyle anlatıyor: “Ben hep resim yaptım, resim okudum, resim dokudum. Ortaokuldayken daha resim yapıp satmaya başlamıştım. Babam bana resim yapmayı yasaklamıştı. İstanbul’da sınavlara gizlice girdiğim resim öğrenimime başladıktan sonra babamı bir daha hiç görmedim. Sonra Türkiye’de 10 yıl resim öğretmenliği yaptım, Öğrencilerim yurt içinde ve yurt dışında 300’e yakın ödül aldılar. Avrupa Konseyi İngiltere’ye davet etmişti. Gitmek istediğimde ise bakanlığın benim yerime başkasını gönderdiğini gördüm.” ‘AZİZ NESİN’LİK DAVALAR’ madan ürettiğine somut örnekler. Bu “günlük çalışmalarının” Köln Kunsthalle ve bir müzede sergilendiğine dikkat çekiyor. Çalışkanlığı ve aralıksız bir üretim içinde olmasının değil, toplumsal konulara doğrudan değinmemesinin eleştirildiğine dikkat çekiyor ve biraz da yakınıyor: “Bazı aydın arkadaşlarım tarafından haklı olarak, toplumsal konularda resim yapmamakla eleştiriliyorum. Ama ben şuna inanıyorum: Sanatçı olarak, üstelik bir kadın sanatçı, daha da ötesi bu ülkede bir yabancı sanatçı olarak bir yerlere gelebilmek, bence en büyük politikadır. Picasso da Amnesty International’da söz sahibi olmadan önce büyük bir sanatçıydı. Ben, gece gündüz resim yapıyorum. Atölyeme girmediğim gün benim için boşa harcanmış bir gündür. Çalışmadan bir yerlere gelmek mümkün değil.” ÇOCUK KİTAPLARI YAZIP RESİMLİYOR Gönül ŞenMenzel, metinlerini de bizzat kaleme aldığı 14 adet resimli çocuk kitabının sahibi. Bunda hem öğretmen hem de öğrenci oluşunun bir payı olduğu düşünülebilir. Ancak, şu sıralarda, sanat için zor bir dönemden geçildiği inancında. Şimdiye kadar çalıştığı 5 galerinin kapandığını belirtiyor. Yine de bunun fazla olumsuz sonuçları olmayabileceğine dikkat çekiyor. Çünkü “sanatçının hası”, ona göre, hep kötü çalışma koşullarından çıkıyor. O koşulları sanatlarının gücüyle yenebilenlerin yapıtları da büyüyor ve çabalar bir anlam kazanıyor. Bugüne kadar 150 civarında sergi açmış ŞenMenzel. Türkiye’de de bazı sergileri olmuş. “Pek öyle ödüllü çalışmalara katılmadım ama İtalya’da aldığım iki küçük ödülüm var. Jüri seçimi ile katıldığım sergilerim var” diyor. Son yıllarda sergilere katılırken, çok daha seçici davrandığını gizlemiyor. Çağdaş toplumda sanatçı olarak, hele hele hem kadın ve hem de yabancı bir sanatçı olarak, ciddi engellerle mücadele etmek zorunda olduğun inanan Gönül ŞenMenzel’in asıl üzüntüsü Türkiye’deki ortam: “Ben belki de bir Alman’la evli olduğum için kendimi pek yabancı görmüyorum. Sanat çevresinde zaten yabancılık yok. Ya da ben öyle görüyorum. Ama Türkçeyi, doğru Türkçeyi çok özlüyorum. Türkiye televizyonlarına dayanamıyorum. 100 yıl geriye gittiğimizi görmek istemiyorum. Böyle bir durumda resim yapmazsın da ne yaparsın?” Avrupa’nın ortasında bir Türk kadın ressam, renklerin hızından güç alarak yeni yeni ışıklar yaratıyor ve karamsarlıklarımızın üzerine rengarenk iyimserlikler ekmeye çalışıyor Köln’de. Gönül ŞenMenzel’in yapıtları yoğun bir ilgiyi hak ediyor. Avrupa’nın ortasında bir Türk kadın ressam, renklerin hızından güç alarak yeni yeni ışıklar yaratıyor ve karamsarlıklarımızın üzerine rengarenk iyimserlikler ekmeye çalışıyor Köln’de. Genç resim öğretmeni, 70’ler Türkiye’sinin hareketli ortamından 1980’deki 12 Eylül askeri darbesine açılan yolda, ülkesinden ayrılmak zorunda kalıyor. 1981 yılında Almanya’ya geliyor: “O dönemde incir çekirdeği örneği üç davam vardı. Hepsi ‘Aziz Nesinlik’ denecek davalardı. İlkinde, bir erkek öğrencimin yaptığı savaşı gösteren bir resmi, kendisinin yapmadığını söylemiştim. Çocuğun babası sıkıyönetim komutanı imiş. Bu da aileye hakaretmiş. İkincisinde, okuldaki kitap haftası nedeniyle açtığım sergiye Aziz Nesin’in ‘Ben de Çocuktum’unu koyunca, mahkemeye verilmiştim. Daha sonra bu davayı değerli yazar ve öğretmen arkadaşım Osman Şahin üstlendi. ‘Benim için bir eksik bir fazla, sen kurtul bari’ demişti. Yıllar geçince ona teşekkür etmek istediğimde, beni de olayı da unuttuğunu gördüm. Üçüncüsü, daha komik. Çocukları uluslararası yarışmalara sokmak için onlara belirlenmiş olan 30x40 cm boyutlarında kağıtlar kullandırmıştım. Bakanlıktan gelen ‘bilirkişi’, bana, savurganlık ve ülkeyi zarara sokmaktan dava açmış. Böyle şeyler.” Sonuçta, acılı ülkesinden ayrılan genç bir ressam kadın, Almanya’ya yerleşiyor. Dilini hiç anlamadığı insanların ortasında, tek odalı bir evde, arkadaşsız bir yıl geçiriyor. Fakat bu zor döneminde Arkadaş Tiyatrosu’nun kurucusu Necati Şahin ile bir başka ressam İsmail Çoban’dan gördüğü desteği hiç unutmuyor: “Zor yıllardı. Ben boş durmak istemedim. Bir yıl Köln Üniversitesi, bir yıl Köln Meslek Yüksek Okulu Resim Bölümü’ne devam ettim. Düsseldorf Güzel Sanatlar Akademisi’nde de 6 yıl resim öğrenimi gördüm. Çıplak desen üzerine 2 yıl master çalışmam var. Akademi yıllarım sonuçta bana sınırsız düşünmeyi öğretti. En sevdiğim sanatçı Joseph Beuys’tur. Beuys bence sanatın miladıdır. Türk sanatçılarından ise Fikret Mualla’yı seviyorum.” ÖLÇÜLERİN DANSI: SINIRSIZLIĞA DOĞRU Değişik ölçülerde çalışıyor Gönül ŞenMenzel. Büyük boyutlu, örneğin 10 metrelik ve 7 metrelik resimleri, Köln şehrinin bazı resmi binalarında yer alıyor. 6 metrelik bir başka işi de şu sıralarda Köln’deki bir yüzme havuzunu süslüyor. Günlükler tutuyor. Ama yazarak değil, çizerek ve boyayarak. Bu günlük defterlerinin sayfaları 60x60 cm boyutlarında. Her defterde ise 100150 resim yer alıyor. Bunlar, Gönül ŞenMenzel’in her gün bıkmadan usan Bir akvaryum: Sokakağzı ilan renkli YILDIZ ÇELİK G izli kalmış bir cennet Sokakağzı. Antik Polymedium kenti üzerinde yer alan, Assos’a 18 kilometre uzaklıkta, mükemmel havası, denizi hepsinden önemlisi huzuru ile bizi kendisine hayran bırakıyor. Ayvacık’a ulaştığınızda, önceden geleceğinizi bilen kalacağınız pansiyon veya motel işletmecileri sizin Ayvacık’tan bindiğiniz dolmuşu Koyunevi köyünün girişinde karşılıyorlar. Koyunevi köyünden Sokakağzı mahallesi hemen hemen 3 kilometrelik bir yol. Yavaş yavaş virajlı yoldan kıvrılarak devam ederken, kısa bir süre sonra Ege Denizi sizi karşılıyor. Karşıda bütün haşmetiyle duran Yunanistan’ın Midilli Adası’nın da çevrelemesi ile, denizi sanki önünüzde bir göl var gibi düşünüyorsunuz. Daha önceden telefonla yer ayırttığımız Kayalı Pansiyon’un sahibi Gürkan Bey bizi Koyunevi’nde bütün sıcaklığı ile bekliyordu. Kışın Doğubeyazıt’ta İngilizce öğretmenliği yapan Gürkan Bey ailesi ile birlikte yazları Sokakağzı’ndaki Kayalı Pansiyon’u işletiyorlar. Akdeniz’den Ege’ye, Marmara’ya, Karadeniz’e yumurta bırakmaya giden balıkların göç yolu üzerinde olan Sokakağzı ve çevresi adeta deniz ürünleri cenneti. Sokakağzı adeta bir akvaryum. Daha ilk günden, çeşit çeşit balıkların bizden kaçmayıp ayağımıza dokunacak kadar yakın ve bol olması, burada yapılacak çok şeyin olduğunu gösterdi. İster balıklarla birlikte yüzün, ister limanda onları yakalayın ya da her gün yoldan geçen balıkçılardan, taze balıklardan mangalda pişirmek üzere satın alın; hepsi ayrı bir tatta. Balıkları pişirmeyi düşünürseniz hemen pansiyonun önünde mangal yapabilirsiniz. Olta ve sualtı zıpkınla balık avcılığı için zengin koylara sahip bölgede, mevsimine göre, zargana, çipura, sardalye, uskumru, levrek yemeğe doyamayacaksınız. Akşam yavaş yavaş olmaya başladığında güneş bir taraftan batarken karşıdan ay yükselmeye başlar. Ve tam ay bütün haşmeti ile yükseldiğinde, mangalınızı yakıp, balıklarınızı pişirip zevkle Midilli’ye karşı yemeye başlayabilirsiniz demektir. Yürüyüş sırasında limandaki çardakta karşılaştığımız, 1905 doğumlu Cabir Öztürk ise o akşamları olduğu gibi gün içinde de, Midilli’yi Ege’yi limana girip çıkan tekneleri tavşan kanı çayını içerken izlemenin zevkine varanlardan: “1952 yılında yağ üretmek için Koyunevi köyünden Sokakağzı’na indim bir daha çıkmadım. Burada zeytinyağı yapıp, Ayvalık’a tekne ile gidip satardık. Zaman zamanda yabancı kotralar geldiğinde onlara da zeytinyağı satardık. Bazen de yumurta satın almak isterlerdi. 10 – 20 yumurtanın lafımı olur, öylece verirdik.” HUZUR ARAYANLAR Onlarla nasıl anlaşıyordunuz diye sorduğumuzda; “20 kuruşa İngilizceTürkçe sözlük almıştım, ondan anlaşmaya çalışırdım. Onların Türkçe kelime öğrenmek gibi bir çabaları yoktu. Para ile ilgili bir şey oldu mu hemen anlarlardı” diye anılarını anlatan Cabir Dede’nin hiç çocuğu olmamış bir ev latlık edinmiş. Şimdi onlar turizm eğitimi alıyorlarmış. Son yıllara kadar kendisi gibi 80’li yaşlarda olan eşi ile ineklerine baktıkları için denize açılamadıklarını söylerken, derin derin Midilli’yi izleyerek çayını yudumluyor. Çardakta Cabir dededen ayrılıp yola devam ederken, sahildeki, çardaklarında kısa sohbet edip fotoğraflarını çekmemize izin veren Meyra hanım’ın eşi ve askerden yeni gelen oğlu ağlarını Kuşadası’da kılıçbalığı avı için hazırlıyorlar. Huzur arayanların yeri olan Sokakağzı halkı, sakin sakin günlük hayatlarına devam ederken kiralayacağınız tekne ile Asos’tan Babakale’ye kadar olan koyları dolaşıp, istediğiniz yerde berrak sulara kendinizi bırakabilirsiniz. Deniz, balık derken dönüş zamanı geldiğinde, daha önceden sipariş verdiğinizde yöreye özgü ev yapımı zeytinyağı ve zeytin satın alabilirsiniz. Böylece Sokakağzı’nı biraz olsun evinize taşımış olursunuz. KONAKLAMAULAŞIM Kayalı Pansiyon (0.286. 723 40 09), Yalı Apart Pansiyon (0.286. 723 40 40), Aristo Motel Restoran ve Kafeterya (0.286. 723 44 44), Sokakağzı Motel (0.286. 723 42 06), Kiralık ev (0.286. 723 42 30), Ergül Motel (0.286. 723 42 44) Ayvacık’a kadar Truva otobüs şirketi ile ulaşabilirsiniz. Otobüs garajından ise Koyunevi’nde geçen dolmuşlar kalkıyor. Kendi aracınızla gidecek iseniz Çanakkale’ye geçişinizi sağlayacak feribotların saatlerini ayarlayarak orada olursanız fazla beklemek zorunda kalmazsınız.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear