28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

KASIM CUMA spor NEYMİŞ ABDÜLKADİR YÜCELMAN C 19 Futbolu Unuttular G Ata’dan spor dersi “Ben kulüp tutmam. Hepsi benimdir! Sivil ve özellikle asker, halkın tamamına hizmet edenler, bir kulüp tutsalar bile bunu açıklamazlarsa isabet ederler. Aksi halde, otoriteleri sarsılır ve tefrika (bölünme) yaratmış olurlar. Tavsiye etmem.” Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk, Galatasaray Lisesi’ni ziyaret ettiğinde bu sözleri sarf etmiş o dönemlerin Dahiliye Vekili Şükrü Kaya’ya.. Türkiye Cumhuriyeti’nin yaratıcısı ulu önder Atatürk’ü ölümünün 68. yılında hasret, sevgi ve hayranlıkla anarken, bu anlamlı ifadeyi gündeme getirmek istedik. Hem sosyal, hem siyasi hem de spor alanında bölünmelerin yaşandığı günümüz Türkiye’sinde, ulu önderin bu sözleri zihinlere bir kez daha kazınmalı ki, Türkiye Cumhuriyeti sonsuza dek varlığını sürdürsün... Evet, ulu önderi spor ailesi olarak da anmanın gururunu yaşarken, onun yüzme, kürek, binicilik gibi sporlara olan ilgisini bir kez daha gözler önüne sermek istiyoruz.. ece yarılarına dek uzayan futbol muhabbetlerine yol veren TV’ler nedense Fortis Türkiye Kupası maçlarını unuttular. Fortis Kupası maçları hafta içinde oynanıyor, Digitürk parasını veriyor ve maçları şifreli kanaldan yayımlıyor. Buraya kadar normal, kimsenin bir diyeceği yok. Hatta futbol maçlarının gerek statlarda gerek TV ekranlarında oldukça yüklü paralara dönüşmesiyle futbol sevgisinin törpülendiğini de söylemek istemiyoruz. Ama TV’ler ne yazık ki haberciliği de unutuyorlar. 75 milyona doğru yükselen nüfusumuzun yüzde 60’ı 30 yaşın altında deniliyorsa, 40 milyonun üstündeki bu genç nüfusun futboldan uzak olduğunu söylemenin bir anlamı yok. Ancak bu kitlenin de giderek (çeşitli nedenlerle) ilgisinin azaldığını da yıllarca futbolla yatıp kalkmış bir spor yazarı olarak söylemek durumundayız. Fortis Kupası maçları Lig TV’den veriliyor. Süper Lig’de 3 büyüklerin maçları da Lig TV’den veriliyor. Ama TV’ler maçların yapıldığı saatlerde ekrana bir küçük not gibi maçların sonuçlarını da yayımlıyor. Bunun hiç kimseye bir zararı yok. Üstelik bu, TV’lerin habercilik görevi. Geride bıraktığımız günlerde Sıvas – Fenerbahçe, Karşıyaka – Galatasaray maçlarının skorunu sadece Kanal 1, Kanal B ve Sky TV, ekranlarına anında yapıştırdı. Bizler de onları bu ekranlarda izledik. Sabahlara dek futbol muhabbetleri yapan diğer kanallar ne yazık ki futbolu unutuvermişlerdi. Ama asıl sözüm TRT’ye. TRT bizim öz kanalımız, kendi reklam ifadesiyle “Türkiye’nin birinci kanalı.” Herkes bir yana TRT bir yana, ama ne yazık ki ondan da bir ses çıkmadı. Spor servisi tatilde miydi bilmiyorum.. ama Erdoğan Arıkan eğer stüdyoda olsaydı, sadece skoru ekrana yapıştırmakla kalmaz, en azından maçların gollerinin yayımlanmasına önayak olurdu.. Kimseye gazetecilik, habercilik, yayıncılık öğretmek gibi bir ukalalık etmek istemem, ama ben bir vatandaş olarak milletin malı ekranımdan en azından maçların sonuçlarını öğrenmek isterdim. Haber alma hakkım olduğu halde bir maç sonucunu öğrenemediğim için üzüldüm, hepsi bu… Unutulan efsane Veli Ballı SEVİL ARINAN Matador Kerem G eçen sezon Beşiktaş Cola Turka formasıyla takımını sırtlayan ve gösterdiği performansla herkesi kendisine hayran bırakan Kerem Tunçeri, yeni kulübü dünya devi Real Madrid’de de adından sıkça söz ettiriyor. Aslında Tunçeri Real’e transfer olduğunda herkes bu durumu riskli ve macera olarak değerlendirmişti. Ancak beklenen olmadı, Kerem İspanyol taraftarları kendisine hayran bırakmayı başardı ve kalitesini de ispatladı. İlk 5’te kendisine şans bulan Kerem bir asırı çoktan deviren kulübün “efsaneleri” arasına girmek, yani “kalıcı” olmak için de çaba sarfediyor.”Ben Real Madrid’e bencte maçı izlemek için gelmedim” diyen 27 yaşındaki oyun kurucu, kadrodaki tüm oyuncuların birer yıldız olmasının kendisini endişelendirmediğini belirterek, “Yıldızlardan oluşan bir takımda forma bulmak tabii ki o kadar kolay değil. Ben de verilen şansı en iyi şekilde kullanmaya çalışıyorum. Daha doğrusu kendi şansımı kendim yaratmaya çaba gösteriyorum. Geldiğimde çok kilo fazlam vardı. Ama fazladan antrenman yaparak bunlardan kurtuldum. Hedefim, burada Türk basketbolunu en iyi şekilde temsil etmek” diyor. Beşiktaş’tan eski takım arkadaşı Rakto Varda ile aynı takımda görev yapan, Estudiantesli eski Efes Pilsenli Goran Nikolic ve Ülkersporlu Virginijus Praskevicius ile de aynı şehirde yaşayan Kerem, Ulusal Takım’da görev yapmanın da kutsal olduğuna değinerek şunları söylüyor: “Madrid’deki kura çekiminde Ulusal takım antrenörümüz Bogdan Tanjevic ve Federasyon Başkanımız Turgay Demirel ile görüştüm. Görev verilmesi halinde İspanya’daki 2007 Avrupa Şampiyonası’nda seve seve oynayacağımı söyledim. Tanjevic de beni takımda görmek istediğini söyledi. Umarım, Hidayet ve Mehmet de 2007 kadrosunda yer alır ve hep birlikte, takım konseptine sadık kalarak, disiplin içinde başarıya ulaşırız. İspanya ev sahibi olarak şanslı. Ama kapasite kadar şansın da önemi var. Biz de biraz şansla zirveye çıkabiliriz.” İspanya Ligi’nde yenilgisiz zirvenin sahibi olan Real Madrid’de Kerem, şampiyon olmayı çok istediğinin altını çizerek, “Avrupa’da ULEB Kupası’nda da iyi gidiyoruz. Zirve benim için elbette önemli. Bunu başarabilirsem kariyerim için çok önemli bir şeyi başarmış olacağım” dedi. SON MAÇTA 13 SAYI İspanya Basketbol Birinci Ligi’nin (ACB) 8. haftasına yenilmezlik unvanıyla giren Real Madrid liderlik koltuğunda kayıpsız yoluna devam etti. Kerem’in de yıldızlaştığı maçta Real, MMT Estudiantes’i 11193 yendi. Madrid derbisini farklı bir skorla kazanan Real Madrid’de, ilk 5’te sahaya çıkan Kerem, oyunda kaldığı 25 dakika içinde 13 sayı, 3 asist ve 1 ribauntla oynadı. G Gereken destek yok H ayatını sürdürmek için ticarete başladığını söyleyen Ballı, 1985 yılından beri Ankara Ulus’da spor malzemeleri satan bir dükkanı işletiyor. ``Aslında aktif spor hayatımdan sonra antrenörlük yapmayı da çok isterdim’’ diyen Ballı, yurt genelinde yetenekli atletlerin olduğunu ve onların keşfedilmesi gerektiğini söyledi. Ballı, şöyle konuştu: ``Bu branşta bana maddi anlamda imkanlar sunulsaydı, ben minikleri yetiştirmek ve onları atletizme hazırlamak isterdim. Benim işim sporcu bulup yetiştirmek, ticaret değil. Devlet bana gereken desteği verse ben bu işi seve seve yaparım. Atletizm benim için değerli bir spor.’’ MARATON GELİŞMİYOR Maratonu yıllarını veren Ballı, Türkiye’de bu branşın gelişim seyrinin çok yavaş olduğunu ayrıca maratoncuların derecelerinin çok az olduğunu söyledi. Ballı, maratonda başarı sağlanabilmesi için çok çalışılması gerektiğine işaret ederek, ``Gençlerimiz iyi çalışmıyorlar ve verim alamıyor. Maratonda derece almak için disiplinli çalışmak gerekiyor. Ben başarılı sporcuları görmeyi çok isterim. Türk insanı çok dayanıklı ve bu branş bizim için idealdir’’ diye konuştu. eçmişte Türkiye’yi uluslararası maraton yarışlarında başarıyla temsil eden ve çok sayıda madalya kazanan Veli Ballı, bugün Ankara’da mütevazı bir yaşam sürüyor. ``Ben atletizme başladığım zaman ailem de ben de koşunun spor olduğunu bilmiyorduk’’ diyen Ballı, unutulmaktan yakınıyor. Muş’un Varto kazası Çayönü Köyü’nde 1949 yılında dünyaya gelen Veli Ballı, ilk ve ortaokul tahsilini yazın çobanlık kışın köye 7 km uzaklıktaki Varto Ortaokuluna gidip gelerek tamamladı. 1966 yılında Varto’da meydana gelen deprem yurttaşları perişan ederken, Ballı’nın hayatının dönüm noktası oldu. Depremin ardından Varto’da okuyan bütün öğrenciler devlet desteğiyle çeşitli illere gönderilirken, Ballı’nın şansına da Aydın çıktı. Bir süre bu kentte eğitim gören Aydın, daha sonra Sıvas’ta okuluna devam etti. Ballı, maratona nasıl başladığını ve spor yaşamını şöyle anlattı: ``Spora tesadüfen başladım desem doğru olur. Lisedeyken beden eğitimi öğretmenimiz derste koşu yarışması yaptı ve ben 1. oldum. Ardından, beni Sıvas Demirspor Kulübü’ne kaydettirdi. Bu tarihden sonra ben ciddi ciddi atletizm yarışlarına hazırlanmaya başladım. 1970 yılında genç ulusal takıma girdim. Ve ilk başarımı bu tarihlerde Balkan Şampiyonası’nda 4.’ü olarak aldım. Liseyi okurken bir yandan da bütün ulusal yarışlara devam ettim. Lise bittikten hemen sonra askerliğimi yapıp Ankara’ya yerleştim.’’ Ballı, her başarılı sporcu gibi hatırlanmak istediğini söyledi ve bu tarz davranışların usta sporcuları onare ettiğini kaydetti. ``Ben atletizme başladığım zaman ailem de ben de koşunun spor olduğunu bilmiyorduk’’ diyen Ballı, ailesinin sonraki dönemlerde kendisine destek olduğunu kaydetti. Ballı, yurt dışında 1976 Pakistan, 1977 Ankara Balkan Oyunları, 1978 Hollanda, 1979 Atina Maratonları’nda şampiyonluk alırken, yurt içinde ise sayısız şampiyonluk kazandı. Ballı, Türkiye’yi yurt dışında temsil ettiğinde çok büyük mutluluklar yaşadığını da vurguladı. VELİ BALLI İSMİ Ballı, sırasıyla Ankara Demirspor, Yenişehir Spor Kulüpleri’nde koştuktan sonra 5 yıl da kulüpsüz olarak atletizm hayatını devam ettirdi. 1985 yılında sporu bırakmak zorunda kaldığını söyleyen Ballı, ``Devlet ile Atletizm Federasyonu’nun destekleri olsaydı uzun yıllar daha Türkiye formasını sırtımda taşırdım...İmkanların yetersiz olması ve geçim sıkıntısı nedeniyle atletizmi bıraktım. Türkiye’de amatör spora destek yok. Benim maraton koştuğum dönemler zordu fakat dünyaya yine gelsem yine bu sporu yaparım. Bu sporun bana şu anda tek getirisi sadece Veli Ballı ismidir’’ dedi. F utbolumuzda son yıllarda önemli değişim var. Dengeler iyiden iyiye değişti. Artık büyük takım küçük takım kalmadı... Büyük takımların oynadığı oyun ve aldığı yenilgiler, istikrarsızlık olarak nitelendiriliyor... Ne tuhaf! Büyük takımlar kazanırlarsa futbolda istikrar var, eğer kazanmazlarsa istikrarsızlık diye nitelendiriyoruz. Yanlış bir tanı... Artık Anadolu takımları, büyük takımların düzeyinde. Böbürlenmek istemiyorum; baştan beri içeride ve dışarıda oynanan maçların sonucu, 3 ihtimallidir diye yazıp duruyorum. Bunu yadırgayanlar oldu. Ama takımların, puan cetvelindeki konumları, gerçeği gösteriyor. Vestel Manisa’yı düşünelim. 3 maç öncesi en yakın rakibinden 6 puan ilerideydi. Bu Anadolu takımını göklere çıkardık... Ersun Yanal’ı övecek kelimeler bulamadık... Ama şimdi lig sıralamasında ikinci. Bu, büyük başarı değil mi? Fakat ön GÖRÜŞ HALİT DERİNGÖR Nedenleri Niçinleri Analiz Edemiyoruz olay gösteremedi. Oysa, büyük transferleri şampiyonluk için yapmıştı. İşte bu takım Fenerbahçe’nin yedekleriyle farklı yendiği Sıvasspor’a 10 yenildi. Futbolun Tanrısı yardım etmeseydi sonuç çok farklı olurdu. Belki de Kartal, yaşamında görmediği bir yenilgi alacaktı. Sonuç kaos yarattı kulüpte... Neden ki? Sıvas da Beşiktaş kadar futbol oynuyor. Büyükler arasında kabul edilen Trabzonspor da tüm transferlerini şampiyonluk umuduyla yapmıştı. Onlar da ligin yeni misafiri olan Antalyaspor’la berabere kaldı. Puan sıralamasındaki yeri şimdi sondan altıncı. Bu celeri övenler şimdi eleştiriye başladı. Tabii ki olumsuz yönde... Fenerbahçe, Denizlispor’la oynadı. Yani bir Anadolu takımı ile... Geçen yıl bu takım karşısında şampiyonluğu kaybetmişti. Maç değil bir hesaplaşma olacaktı. Hatta bir onur meselesi... Gelin görün ki Fenerbahçe berabere kaldı. Yenilmekten de kıl payı kurtuldu. Göklere çıkartılan Fenerbahçe ve antrenör Zico yine tartışma konusu. Beşiktaş, Sıvasspor ile oynadı. Sıvas ligin alt sıralarında yer alıyor. Büyük umutlarla sezona giren Beşiktaş, futbol yerine hiçbir maçta olumlu bir na niye üzülüyorlar ki? Antalyaspor da Tarabzon kadar futbol oynuyor. Haftanın en kârlı takımı Galatasaray. Rakipleri puan kaybederken Sakaryaspor karşısında 40 gibi farklı bir galibiyet aldılar. Oysa Galatasaray’da umutlar kırılmaya başlamıştı. Florya, tartışmalar nedeniyle 77 ıstakoz sepetine dönmüştü. Basın, hiç de iyi şeyler yazmıyordu. Bu maç Galatasaray’da moralleri iyiden iyiye yükseltti. Ligin tepesindeki Fenerbahçe’yle olan puan farkı 6’ya indi. Gördüğüm kadarıyla Sakaryaspor, aslında böyle bir sonuca layık değildi. Onlar da Galatasaray gibi oynuyorlardı. Ama bu top. Bazen iyi oynamak, kazanmakla doğru orantılı olmuyor. Bizler, spor yazarları olarak özellikle magazin yazarları, hep sonuçlar hakkında ahkâm kesiyoruz. Oysa kazanmanın veya kaybetmenin nedenlerini, niçinlerini analiz etmiyoruz. Bunu yapmadığımız için de ofsayt kalıyoruz. Bir gün bir takımı göklere çıkartıyor, diğer bir gün ise yerlere batırıyoruz.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear