Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
18 GÜNCEL C haberlerin devamı KASIM CUMA CÜNEYT ARCAYÜREK Sevgimiz eksilmeyecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, ölümünün 68. yılında tüm yurtta ve Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer önderliğindeki devlet erkânının katılımıyla düzenlenen resmi törenle Anıtkabir’de anıldı. Sezer, ‘‘Cumhurbaşkanı’’ sıfatıyla ölüm yıldönümünde son kez Ata’nın huzuruna çıkarken Anıtkabir Aslanlı Yol, mozoleye değin çiçeklerle bezendi. Ata’nın ölüm yıldönümü dolasıyla Anıtkabir’de düzenlenen tören, Cumhurbaşkanı Sezer başkanlığındaki devlet protokolünün saat 08.55’te Aslanlı Yol’dan yürüyüşüyle başladı. Kortejde, Cumhurbaşkanı Sezer’in yanı sıra TBMM Başkanı Bülent Arınç, Başbakan Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, CHP lideri Deniz Baykal, kuvvet komutanları, yüksek yargı üyeleri, siyasi parti temsilcileri, YÖK Başkanı Erdoğan Teziç ile rektörler ve akademisyenler yer aldı. Cumhurbaşkanı Sezer, üzerinde ‘‘Cumhurbaşkanı’’ yazılı kırmızıbeyaz karanfillerden oluşan çelengi Büyük Önder’in mozalesine koydu. Ulu Önder’in yaşama veda ettiği 09.05’i gösterirken, çalınan sirenle birlikte 2 dakikalık saygı duruşu gerçekleştirildi. Ardından askeri bandonun eşliğinde mozale önündeki devlet erkânı ve Anıtkabir’in bahçesini dolduran binler, İstiklal Marşı’nı okudu. CUMHURBAŞKANI SIFATIYLA SON KEZ Buradaki törenin ardından beraberindeki protokol heyeti ile Misakı Milli Kulesi’ne geçen Sezer, Anıtkabir Özel Defteri’ne yazdığı mesajını yüksek sesle okudu. Sezer, mesajında şunları kaydetti: ‘‘Yüce Atatürk, aramızdan ayrılışınızın 68. yılında, ışığınızdan güç alan ve size yürekten inanan bir kişi olarak, Cumhurbaşkanı sıfatıyla son kez huzurunuzdayım. Yurdun her köşesinde yurttaşlarımız, sizi, dünyada hiçbir öndere gösterilmeyen bir sevgi ve saygıyla anmakta, ilke ve devrimlerinizle oluşturulmuş Cumhuriyetimize bağlılığını dile getirmektedir. Bugün insanlığa umut kaynağı olan, dünyayı derinden etkileyen, tarihte silinmez izler bırakan yüce kişiliğinizle övünüyor, savaşımınız, başarılarınız, evrenselleşen düşünceleriniz ve yıkılmaz eserlerinizle gurur duyuyoruz. Türk ulusu Cumhuriyeti, birliğini ve bağımsızlığını koruyacak, çağdaş dünyayla bütünleşme yolunda duraksamadan ilerleyecektir. Laik Cumhuriyetin yaşatılması, ulusumuzun dili, kültürü, tarihi ve saygın kimliğiyle aydınlık yarınlara ulaşması için toplumun tüm kesimleri, sorumluluklarının bilinciyle hareket edecektir. Türk ulusunun yurt sevgisi, geçmişine ve öz değerlerine bağlılığı, birlik ve dayanışma duygusu, çalışma ve aydınlanma istenci Türkiye Cumhuriyeti’ni geleceğe taşıyacak en büyük güçtür. Size duyulan sevgi ve saygı hiç eksilmeyecektir, düşünceleriniz ilke ve devrimleriniz, gösterdiğiniz hedeflere ulaşma çabalarında yolumuzu aydınlatmayı sürdürecektir. Yüksek anınız önünde ulusça saygı ve gönül borcuyla eğiliyoruz.’’ GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Malumu İlan Etme Sanatı ABD’nin Yanlış Hesapları Bağdat’tan Dönerken nadolu’nun yaşaya yaşaya öğrendiği, çevresindeki coğrafyalarla birleştirip sonraki kuşaklara taşıdığı dersleri, güney komşumuz ABD’nin de ezberlemesi gerekecek! Orta Anadolu’nun Konya’sıyla, Girit’in Hanya’sını hizaya getirip; görürsün Hanya’yı Konya’yı demişiz... Nil’in Akdeniz’e 20 koldan döküldüğü deltada kurulu Dimyat’ın bereketine bakıp; Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olma, demişiz... Kızıldeniz’de suyun bir metre altındaki şap adalarının Yemen yolcularına oynadığı oyuna bakıp şapa oturdun, demişiz... Yol binbir gece masallarının kenti Bağdat’a bile olsa, yanlışsa uyarmışız; yanlış hesap Bağdat’tan döner, demişiz... ABD Başkanı Bush, öteki Anadolu sözlerinin kaçından haberdar bilmiyoruz ama, son sözü kulağına küpe yapmasa bile seçim sandığına bağ yapmak durumunda kaldı. ABD, bugün Bağdat’ın tümüyle istikrar içinde olmasını, yönetimi devralan Iraklıların huzur içinde ülkenin geleceğine bakmasını ister miydi? Bizce istemezdi. Çünkü o zaman Saddam sonrası yönetim sorardı: İşgal güçlerinin ülkemizde ne işi var? Kontrollü karmaşa Bush yönetimi için en ideal durumdu! Ancak bugünkü durum, giderek iç savaşa, kırıma dönüşen karışıklık da ABD’nin işine gelmiyor. ??? Bütün dünyanın kafasında şu soru var: ABD’nin Irak politikası değişecek mi, değişecekse nasıl olacak? Öngörümüz şu: ABD’nin Irak politikası değişmeyecek ama yöntemleri değişecek! Zira, ABD gibi küresel aktörler hedef değiştirmezler, yöntem değiştirirler... Amerikan seçimlerinden zaferle çıkan Demokratların önde gelen isimlerinden Howard Dean Fox televizyonuna çıktı, Bush yönetimine verdi veriştirdi: Türk ordusu Irak’a operasyon düzenleyebilir. Bu ciddi bir olasılık ve olabilecek en kötü şey. PKK sorunu Bush yönetiminin Irak’ı işgalinden sonra yükseldi. İşgal olmasaydı, PKK TürkAmerikan ilişkilerini bu ölçüde etkileyecek durumda olmazdı. Türkiye bizim en önemli müttefiklerimizden biri. Bush yönetimi Irak’ın bölünmesiyle Türkiye’nin de istikrarsız hale geleceğini göremedi. Bunun ABD için yaratacağı olumsuzlukları anlayamadı. Sorun, Başkan Bush’un Irak’ı işgal ederken sonuçlarına ilişkin herhangi bir fikrinin olmamasıdır. Bu yüzden Irak’ta ne yapılırsa yapılsın, olumsuz haberler gelmeye devam edecek. Dean’ın saptamaları bizim öngörü arayışımızla örtüşüyor! ABD, çevre ülkelere de sorumluluk yükleyerek Irak’ta hedef olmaktan kurtulma yolu arıyor. ??? ABD nerede hata yaptı? Irak Bataklığında TürkAmerikan İlişkileri kitabını hazırlarken, ABD’nin değişik karargâhlarda verdiği gizli brifinglerin belgelerini de incelemiştim. ABD her şeyi ama her şeyi hesaplamıştı. Saddam’ın etrafından kaç kişi satın alınabilir? Irak’ın silahlı gücü ne kadar? Irak ekonomisi güçlü bir dış saldırıya ne kadar dayanabilir? Irak’ın stratejik noktaları neresidir, nasıl ele geçirilebilir? Bütün bu soruların yanıtları en ince ayrıntılarına dek verilmişti. Bir şey unutulmuştu: Halk! Yanlış hesap Bağdat’tan dönüyor... Nereye dönüyor? Şimdilik net bir şey söylemek zor ama, en azından bu kadarı net: Doğru yere dönmüyor! 10 Kasım’ın, Bülent Ecevit’in görkemli cenaze töreninin ezikliği altında gerçekleşen AKP Büyük Kongresi’ni; medya malumu ilan eden sonuçlarından çok, bıraktığı izlenimlerle irdeliyor. Bu izlenimlere AKP cephesinde günlerdir yazılan, söylenen kanılara, yargılara eklenecek yeni bir şey yok! RTE, Cumhurbaşkanlığı öncesi son büyük kongresinde kendinden sonra kimin parti genel başkanı ve başbakan olacağına işaret eden hareketler yaptı, sözler söyledi. Kongrede yanından ayırmadığı Gül’ü kendisinden sonrası için göstermesi... Dörtbeş yıl iç ve dış siyasette anlaşarak birlikte yürüdüğü Gül’ü Çankaya’ya çıktıktan sonra tabii çıkarsa en yakın, güvenilir AKP’li olarak diğer adaylara yeğlemesi zaten doğaldı. RTE, yukarıya çıkmadan önce elbette parti yönetiminde ‘‘kendisinden sonrasını’’ hazırlayacak; şayet 3 Kasım 2007 seçimlerinde 2002’deki kelepir başarıyı gösterirse partiyukarıdan aşağıya gelişmelere egemen olmanın gerekli koşullarını bugünden hazırlayacaktı. Hazırlamak zorundaydı. Bir zamanların solcularının kullandığı deyimle medyadaki kongreye dair ‘‘son analizlere’’ göz atılırsa; örneğin RTE, kongrede bundan sonraki süreçte nasıl bir parti görmek istediğini anlatmış... ve AKP’nin aşırılıklardan uzak durması gerektiğine işaret buyurmuş... Ama hangi aşırılıklardan? Dört yıldır uyguladığı yöntemlerle din ticaretini, din sömürüsünü yaparak laik rejimin içini boşaltmaya girişen politikalardan uzak durulmasını herhalde salık vermiyor Gül’e. Beri yandan tüzük değişiklikleriyle iktidardan önce baş üstünde tuttuğu parti içi demokrasi kavramının ruhuna fatiha! ??? Kendinden sonra Gül’ün de bir yandan laik rejimi överken diğer yandan içini boşaltmaya devam etmekten uzak durmamasını istiyor. Tabii bütün bu hazırlıklar AKP’nin 2007’de de tek başına iktidara geleceği hesaplarına göre yapılıyor. Oysa 100 bine yakın kişinin katılımıyla yapılan internetteki son bir anket, AKP’nin bir ay önce yüzde 26 olan oy oranının yüzde 21’e indiğini, CHP oylarının yüzde 19.9’a yükseldiğini gösteriyor. Anketlerin gösterdiği sonuç gerçekleşirse 2007 seçiminde... Abdullah Gül ancak olası koalisyon hükümetlerinde başbakan yardımcısı görevi alabilir. Başbakanlık çoook gerilerdeki tatlı bir düş olarak kalabilir. ??? Bir başka olasılık daha var, RTE’nin Gül’e vasiyet ettiği. Kocatepe Camisi’nde görkemli manzara ve buna RTE’nin bakış açısı. ‘‘Türkiye liderliğini’’ afişlerle ilan ederek Cumhurbaşkanlığı’na soyunan RTE’nin yüzüne binlerce insanımızın, sadece Türkiye’nin değil, Çankaya’nın da laik kalacağını haykırmasına karşı tepkisi... Cenazeden sonra ‘‘Sevgili halkımız cenaze töreninin siyasi miting olmadığını belli ki hâlâ anlamıyor’’ diye yazanlar; baktık... Başyazılarında ya gelen tepkilerden... Ya da RTE’nin kongrede yüzüne Türkiye’nin ve de Çankaya’nın laik kalacağını haykıranlara gösterdiği son derece tutarsız, yersiz ve daha doğrusu kendini, duygularını ortaya koyan bir davranış sergilemesinden sonra... Galiba pişmanlık duydular. RTE, kongrede halka ‘‘Bunu kime söylüyorsunuz’’ diye sordu ve yanıtladı: ‘‘Bunun (laikliğin) kavgasını, mücadelesini verenlere söylüyorsunuz’’ diyebildi. Yetinmedi. Açıldıkça açıldı: ‘‘Bunu söylemenin ne anlamı var’’ dedi ve üstelik laik rejimle ilgili toplum duyarlılığını bir kez de halktan duysun diye seslendirenleri ‘‘ilgili ilgisiz’’ diye tanımladı. ‘‘Adeta futbol maçı seyreder gibi, sloganlarla bağıran çağıranlar’’ diye aşağıladı ve: Bu adam Türkiye’nin lideri sıfatını kendine yakıştırıyor. Sağ sol, fakir zengin ayırt etmeyerek Türk ulusunu kucaklayacak, kucaklaması görevi olan TC Cumhurbaşkanlığı’na kendini layık görüyor. ‘‘Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete’’ deyimini gerektiği gibi okumanın zamanıdır: Bindirilmek istendiğimiz alameti, sürüklendiğimiz kıyameti bilmeyenimiz mi kaldı? A Yüz binlerce kişi uğurladı Törenlere katılanlar arasında Ecevit’e benzerliğiyle dikkat çeken bir yurttaş ilgi odağı oldu (üstte). Zonguldak’tan gelen madenciler de baretleriyle törene katıldı. ni de ayakta izledi. DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, Ecevit’i anlatan bir konuşma yaptı. Sezer, ‘‘Seni hep seveceğiz, seni hep özleyeceğiz. Güle güle Karaoğlanımız. Ak güvercinler hep seninledir. Güle güle halkçı Ecevit. Halkın seninledir. Allah rahmet eylesin. Ruhun şad olsun’’ dedi. Törenin ardından Ecevit’in cenazesi TBMM’ye götürülürken alanı dolduran binlerce yurttaş da Gazi Mustafa Kemal Bulvarı üzerinden Kocatepe Camisi’ne doğru yürüyüşe geçti. Yol boyunca, ‘‘Halkçı Ecevit’’, ‘‘Türkiye laiktir laik kalacak’’, ‘‘Ankara uyuma, Ecevit’e sahip çık’’ sloganları atıldı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türk siyasetinin Karaoğlan’ı, eski Başbakan, DSP’nin Onursal Genel Başkanı Bülent Ecevit, Ankara’da yüz binlerce kişinin katıldığı törenle son yolculuğuna uğurlandı. Kilometrelerce uzayan bir kortej oluşturan yurttaşlar yürüyüş sırasında sık sık ‘‘Halkçı Ecevit’’, ‘‘Türkiye laiktir laik kalacak’’ sloganları atarken, Ecevit’i taşıyan cenaze aracını karanfil yağmuruna tuttu. Törenlere katılan Cumhurbaşkanı ile askerler alkışlanırken başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere hükümet üyeleri protesto edildi. Ecevit için ilk tören GATA’da yapıldı. Buradaki tören için yurttaşlar saat 07.00’den itibaren toplanmaya başladı. DSP’lilerin Ecevit’in rahatsızlandığından bu yana toplandıkları GATA’nın önündeki barakanın üzerine ise KKTC ve Türk bayrakları asıldı. GATA morgunun bulunduğu ve çıkışı ‘‘Cennet Kapısı’’ olarak adlandırılan salondaki törene, Ecevit’in eşi Rahşan Ecevit, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Yener Karahanoğlu, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Faruk Cömert, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, üst düzey askeri personel, bazı partililer ve tarihçi İlber Ortaylı katıldı. Ecevit’in Türk bayrağına sarılı tabutu askerlerin omzunda salondaki katafalka konuldu. Burada imam eşliğinde yapılan törenin ardından, Ecevit’in naaşı tören mangası tarafından cenaze aracına yerleştirildi. Ecevit’in naaşının önünde bir asker, fotoğrafını taşıdı. Bülent Ecevit’in cenazesi, ‘‘Cennet Kapısı’’ndan çıkarılıp cenaze aracına yerleştirildiği sırada, KKTC’nin birinci cumhurbaşkanı Rauf Denktaş tören yerine geldi. Denktaş, cenaze aracı geçerken arabasından inerek Ecevit’i selamladı. Ecevit’in naaşını partililer GATA’nın nizamiyesinden çıkarken alkışlarla uğurladı. Bu sırada bazı yurttaşların ağladığı görüldü. Cenaze aracının ön camına ise Ecevit’in kasketli, el sallayan portre fotoğrafı yerleştirildi. CADDELER DONATILDI GATA’yı DSP, TBMM ve Kocatepe Camisi’ne bağlayan ve kortejin geçeceği, başta Kızılay Meydanı olmak üzere çok sayıda cadde ve sokağa ‘‘Milletimizin Başı Sağ Olsun’’ yazan, Ecevit fotoğraflı siyah pankart lar asıldı. Ecevit’in Türk bayrağına sarılı cenazesi GATA’nın ardından 30 araçlık bir konvoyla DSP Genel Merkezi’ne doğru hareket etti. Kortejin yaklaşık 45 dakika sonra DSP Genel Merkezi’ne ulaşmasıyla birlikte binlerce yurttaş, alkışlarla Ecevit’i karşıladı. ‘‘Halkçı Ecevit’’, ‘‘Türkiye laiktir laik kalacak’’ sloganları atan yurttaşlar, Ecevit’i taşıyan cenaze arabasını karanfille kapladı. Burada Ecevit için 1 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Saygı duruşunun ardından onlarca ak güvercin alkışlar eşliğinde uçuruldu. Ecevit’in eşi Rahşan Ecevit buradaki töre Gri bir Ankara sonbaharı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Bir dönem milyonları peşinden sürükleyen, ‘‘Kıbrıs fatihi’’, Türk siyasetinde dürüstlüğün simgesi Bülent Ecevit, kapalı bir sonbahar gününde uzun yıllar siyaset yaptığı Ankara’ya gözyaşları arasında veda etti. Siyasetin ‘‘Karaoğlan’’ı Ecevit’in son yolculuğundan yansıyan izlenimler şöyle: ? Ecevit için düzenlenecen tören nedeniyle başkentte geniş güvenlik önlemleri alındı. DSP Genel Merkezi töreni organize etmek için 5 bin partiliyi görevlendirirken, 11 bin 500 polis ile bin asker de görev yaptı. ? Sabahın erken saatlerinden itibaren DSP Genel Merkezi’nde toplanan binlerce yurttaş, Türkiye, KKTC bayrakları ve Ecevit posterleriyle Karaoğlan’ı bekledi. ? Rahşan Ecevit’in memleketi olan Şebinkarahisar’dan gelen yurttaşlar, parti genel merkezinin önündeki ağaçlara ‘‘Enişte seni unutmayacağız’’ yazılı pankartlar astı. ? Yurttaşların ellerindeki ‘‘Atam izindeyiz’’, ‘‘Çılgın Türkler geliyor’’, ‘‘Dolar milyoneri olmayan tek başbakan’’ yazılı pankartlar dikkat çekti. ? Törene Kıbrıs gazileri ve madencilerden de yoğun katılım oldu. Başlarında baretleriyle ve işçi tulumlarıyla Ankara’ya gelen Zonguldaklı maden işçileri, ‘‘Onun ekmeğini yiyoruz. Onun bize verdiği hakları ala ala bitiremediler. Son görevimizi yapmak için geldik’’ dediler. ? DSP Genel Merkezi önünde düzenlenen törene, Ecevit’e ‘‘Karaoğlan’’ lakabını takan Karslı Şehzade Şahin de katıldı. Şahin’e yurttaşlar yoğun ilgi gösterdi. Şahin, Devlet Mezarlığı’ndaki törende de Rahşan Ecevit’in yanındaydı. ? Ecevit’i taşıyan cenaze aracının DSP Genel Merkezi önüne gelmesiyle birlikte birçok yurttaş gözyaşlarına hâkim olamadı. Ağaçlara tırmanan yurttaşların hıçkırarak ağlaması görenleri duygulandırdı. ? TBMM’deki törende Ecevit’in eski rakipleri, ortakları, yol arkadaşları, küskünleri bir araya geldi. Bir dönem Ecevit’in ‘‘sağ kolu’’ olan Hüsamettin Özkan, YTP’yi kurduğu arkadaşlarıyla TBMM’deki törene katıldı. ? AKP kongresi nedeniyle AKP’li milletvekillerinin katılımı düşük kaldı. ? TBMM’deki törende eski kırgınlıklar, selamlaşmama ve görmezden gelme olarak kameralara yansıdı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, önünden geçtiği Mesut Yılmaz ile selamlaşmadı. Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, eski lideri Mesut Yılmaz’ı selamlamadan önünden geçti, ancak daha sonra geri dönerek el sıkıştı. DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar ise partisinin eski genel başkanlarına saygıda kusur etmedi. Ağar, tören alanına gelen 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’i karşıladı ve yanında durdu. Ağar, daha sonra da tek başına tören alanına gelen Tansu Çiller’i karşılayarak bir süre sohbet etti. Çiller, eski başbakanlara ayrılan yerde değil, eski Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in yanında durmayı yeğledi. Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk mavi gömleği ve kasketi ile törene katıldı. Eski Diyanet İşleri Başkanı Lütfi Doğan da törene katılanlar arasında yer aldı. ankcum?cumhuriyet.com.tr