25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

HAFTA C Redaksiyon/Redaktion: Starkenburg Str. 5, 64546 MörfeldenWalldorf. email:cumhuriyet@gmx.net Tel: 0610598174446 İmtiyaz Sahibi/Inhaber: İlhan Selçuk (Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş.’yi temsilen, Cumhuriyet Vakfı adına) Genel Yayın Yönetmeni/ Chefredakteur: İbrahim Yıldız Yazı İşleri Müdürü/ Redaktionsleiter: Osman Çutsay Yayın Koordinatörü/ Koordinator: Hayri Arslan Reklam/Anzeigen: Ömer Aktaş Yayın Kurulu/Redaktionsbeirat: İlhan Selçuk (Başkan/ Vorsitzender), Prof. Dr. Emre Kongar (Berater), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara Baskı/Druck: Hürriyet A.Ş Zweigniederlassung Deutschland, An der Brücke 2022 D64546 MörfeldenWalldorf. Dağıtım/ Vertrieb: ASV Vertriebs GmbH (Der Verlag übernimmt keine Haftung für den Inhalt der erscheinenden Anzeigen) Tarihin tarine karıştığı yer MUSTAFA ANDIÇ H asankeyf Batman il merkezine 37 kilometre uzaklıkta bulunan tarihi bir yerleşim birimi. Kuzeyinde uzanan Raman sıra dağları ile güneyindeki sıra dağlar arasında bulunan vadi içerisinde akan Dicle Nehri kenarında bulunuyor. Hasankeyf günümüzde endişeli bir suskunluğa bürünmüş olmakla birlikte tarih fışkıran görüntüsü ile izleyenlere geçmişin ihtişamından esintiler sunuyor. Diyarbakır ile Dicle’nin aşağı kısımlarında bulunan şehir ve kasabalar arasındaki her türlü ticaret ve nakliyat, yüz yıllar boyu Dicle Vadisi’ni takip etti. Bu nedenle de Hasankeyf askeri ve iktisadi önemini asırlar boyunca muhafaza etmiştir. Hasankeyf’in ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu kesinlik kazanmamakla beraber, şehrin kıyısında bulunan mağaralar burada tarih öncesine kadar giden bir yerleşim olduğunu gösterir. HISN KEYFA OLMUŞ HASANKEYF Mezopotamya bölgesinin en eski yerleşim alanlarından biri olan Hasankeyf’e yekpare taş kalesinden ötürü geçmişte ‘‘Kaya Kale’’ anlamında ‘‘Hısn Keyfa’’ ismi yakıştırılmıştır. Hasankeyf, Bizanslılar ile Sasaniler arasında tarih boyunca el değiştirmiştir. Dördüncü yüzyılın ortalarında Hasankeyf’e sağlam bir kale yapan Bizanslılar, Müslümanların bölgeye hakim olduğu yedinci yüzyıl başlarına kadar egemenliklerini sürdürmüşlerdir. Hasankeyf milattan sonra 639 yılında Emeviler’in egemenliğine geçmiştir. Bundan sonra; Abbasiler, Artuklular, Eyyubiler ve Osmanlılar yöreyi ele geçirmiş ve kendi kültürleri ile ilgili izler bırakmışlardır. Türkler tarafından Hasankeyf’in fethi 1071 Malazgirt Meydan Muhaberesinden sonra olmuştur. Selçuklu Sultanı Alparslan’ın komutanlarından Artuk oğlu Sökmen, 1101 yılında burada ilk Urartu beyliğini kurmuştur. Hasankeyf Artukoğullarına 130 sene başkentlik etmiştir. Bu devlet 123132 yılında yıkılana kadar şehri imar etmişler. Hasankeyf, en parlak dönemini Artuklular zamanında yaşamıştır. Bu dönemden günümüze kadar gelen Hasankeyf Kalesi’nin yanı sıra, Artuklu eseri olduğu sanılan Büyük Saray, Küçük Saray, Ulu Cami, on birinci yüzyılda Artukluların yaptığı ortaçağın en görkemli taş köprüsü, kale ile köprü arasında. ElRızk Camisi’nin kalıntıları yer almaktadır. 1232 yılında Eyyubi Hükümdarı elMelik, elKamil şehri zaptederek Artukoğulları hakimiyetine son verdi. Eyyubilerin hakimiyetindeyken 1301 yılında Moğollar bu şehri zaptederek yağma ve tahrip ettiler. Bu tahrip o derece ağır oldu ki, Hasankeyf bir daha eski halini bulamadı. Kısa bir zaman14611482 yıllarında Akkoyunlu egemenliğine girdi. Bu gün Hasankeyf’te bulunan Zeynel Bey Türbesi Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’ın oğlu Zeynel Bey’e aittir. 1516 yılında şehir Osmanlı hakimiyetine girdi. Osmanlılar şehri, kısmen harap olmuş ve eski önemini kaybetmiş halde buldular. Güneydoğu’da Ilısu Barajı ile birlikte Zeugma’dan sonra ikinci bir kültürel yok oluşa tanık oluyoruz. Ilısu Barajı’nın suları altında kalacak başta Hasankeyf olmak üzere çevresindeki höyükler, tarihi yerleşimlerin geçmişi 10.000 yılı aşkın... KÜLTÜREL YOK OLUŞ Öte yanda Ilısu Barajı’nın ömrü ise yalnızca 60 yıl... Hasankeyf ve çevresi barajın temeli atıldığı halde halen sit alanı kapsamında bulunuyor. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 3. maddesi sit alanlarının tanımını yapmış: ‘‘Sit; tarih öncesinden günümüze kadar gelen çeşitli medeniyetlerin ürünü olup, yaşadıkları devirlerin sosyal, ekonomik, mimari ve benzeri özelliklerini yansıtan kent kalıntıları, önemli tarihi hadiselerin cereyan ettiği yerler ve tespiti yapılmış özellikleri ile korunası gerekli alanlardır.’’ Aynı kanunun 6. maddesinin c fıkrası, korunması gereken gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları arasında sit alanları olduğunu da vurgulamıştır. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun altıncı bölümünün 65. maddesine göre; ‘‘Korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının yıkılmasına, bozulmasına, tahribine yok olmasına veya her ne surette olursa olsun zarara uğramalarına kasten sebebiyet verenler iki yıldan beş yıla kadar ağır hapis ve elli bin liradan iki yüz bin liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar.’’ Temelleri törenle atıldığından artık yapacak bir şey yok. Bu durumda Ilısu Barajı’na hoş geldin demek ne kadar zor. Şu aşamadan sonra sanırım Zeugma’da olduğu gibi burada da yetkililerce göstermelik olarak bazı yapıların başka yere taşınması sağlanarak kültür varlığı sorununun çözümleneceği sanılıyor. Açıklamalara göre buradaki eserler özel bir köpükle kaplanıp taşınacak ve sonra çelik halatlarla sarılacakmış. Eserler parçalara ayrılmadan taşınacak, arkeolojik park ve açık hava müzesi olarak isimlendirilen yeni yerlerine götürülecekmiş. Ancak ortada Zeugma, Allionai gibi örnekler varken, ne söylenirse söylensin bir tarihi geçmişin ortadan kalkacağı da açıktır. Sizlere kalan da eğer daha önce hiç görmediyseniz bir an önce bu tarihi doku sular altında kalıp tarihe karışmadan oraya gidip bölge tarihine son tanıklık eden kişilerden biri olmanızdır. Varşova Chopin parkı’nda MUSTAFA BALBAY Batı kentlerindeki imrendiğim yerlerin başında parkları gelir. Bizde ana yolun kıyısındaki birkaç yüz metrekarelik bölümün çevresini çim, içini dar bir yol, ara boşluklarını da oturma yeri yaparsınız, olur size kent parkı! Oysa çağdaş kent kültüründe, parklar kendi içinde bölümlere ayrılıyor. Kentin ana park alanı, semt parkları, gençlik parkları... Varşova’ya gittiğimde aklım fikrim bir an önce Auschwitz kampına ulaşmaktı. Bu yüzden yazı aramızda Varşova’yı tam istediğim gibi dolaşamadım. Kenti sulayan Vistül ırmağının kıyısındaki gezinmelerim, müze gezintilerim, eski kent bölgesindeki turlamalarım, Madam Curi’nin evini iki kez gezip dolaşmam bir yana, Chopin Parkı’nın ayrı bir yeri vardı. Curi’nin evi dışarıdan mütevazı, iddiasız duruyor ama, içi daha ilk görüşte insana şunu söyletiyor: ‘‘Bu ev bir bilim insanının olmalı...’’ Araştırma bölümleri, laboratuar malzemeleri... Burayı bir başka Gezekalın’a bırakalım... Polonyalılar doğal olarak dünyaca ünlü müzisyenleri Chopin’le gurur duyuyorlar. Adını pek çok yere vermişler, bir de parka. Ama nasıl park? İçinde yok yok... Bir ara kendimi insan girmemiş ormanın içinde buldum desem yeridir. Öylesine dev, güzel, dibini gökyüzünden mahrum eden ağaçlarla doluydu. En güzel bölümü de çiçekli yerlerdi. Ortasında da Chopin’in heykelinin olduğu bölüm. Chopin Parkı, kaç bin metrekareydi tam olarak kestiremedim ama, en az 56 sitenin sığması kesindi. Araya kocaman bir alışveriş merkezi de sığardı. İki yanından genişçe yollar ayırmak da zor olmazdı! Park sadece yabancıların değil, Varşovalıların da uğrak yeri. Kimi ailelerin parkı gezişine bakıp, ‘‘evlerinde dolaşıyorlar gibi’’ demeden edemedim. Yola çıkan rüzgara aittir. Gördüğüyle de tanışmak hakkıdır. Parkta da konuştuğum, sohbet ettiğim insanlar oldu. Chopin heykelini gösterip ‘‘Ne mutlu size’’ dediğimde bir genç, gönlümü almak istediğinden mi yoksa gerçekten öyle düşündüğünden mi bilinmez, şu karşılığı verdi: ‘‘Sizin de Nazım Hikmet’iniz var...’’ Evet dedim ama, biz onu yurttaşlıktan attık demedim... Diyemedim! Gezekalın... ilan renkli Baktat renkli ilan
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear