Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet Strateji 15 Eylül 2008 / 220 kullanmaktadır. Devlet tecrübemizin ve güvenliğimizin temel olan kurumlarımızla ilgili olarak dışarıya sızdırılan bilgiler böyle bir mücadelenin sonucudur. Öyleyse içinde bulunduğumuzda dönemde stratejik anlamda en önemli konu: Güvenliktir. Bu güvenliği sağlamanın yeni yöntemi ise bilgiyi korumaktır. Bilgiyi koruma noktasında zafiyet yaşayan bir devletin veya kurumların güvenliğini koruması mümkün değildir. Kurumsal bilgiyi koruyamayan devlet; her zaman karşı darbeye açık devlet demektir. İçinde bulunduğumuz çağın en belirgin ve temel özelliği budur. ? Yeni dönemde, somutcephesi belli düşmanlar yoktur. Artık açık ve cephesi belli olan düşmanlar yerine ‘tehlikeler dünyası gelmiştir.’ Küresel ölçekte terör, yoksulluk, çevre kirliliği, gıda krizi gibi konular var. Devletlerarası mücadelede bir devletin kuruluş felsefesine dönük olarak oluşturulmuş ‘özelteknik nitelikli kabilelerin elektronik araçlar / sürüler yoluyla’ kurumların itibarını zedeleyen bilgileri deşifre etme, tasarlanmış bir amaca dönük bilgi üretme ve pazarlama, yöneticileri kendi ağlarına düşürme ve deşifre etme yoluyla güvensizliği üretme ve derinleştirme gibi yöntemler devrededir. Eğer bir güç bloğunun amaçlarına uygun düşmeyen kişiler, politik hareketler söz konusu ise ‘iletişim ağlarında gezen yönsüz bilgileri toplayarak’ bir üstünlük oluşturma yöntemini de bu kapsam da değerlendirmek gerekir. ? 21.yüzyılın eşiğinde birçok ülkede meydana çıkan hadiselerin aktörleri: İnternet ağları, televizyon, radyo ve gazetelerdir. Bugün ihtilaller radyolarda, televizyonda, kablo yayınlarında ve internette yapılıyor. Yayınlanıyor, modemleşiyor, kablolaşıyor, fakslanıyor, dosdoğru insanların evine gidiyor. Ülkemizde ‘uydurma ihtilal’ gerekçesiyle ‘aynı merkezden emir almış gibi harekete geçen bilgi ağları ve bunların aktörleri en olmadık şeyleri piyasaya sürerek ‘dış müdahalelerin ekonomik ve bürokratik alan genişletmesini sağladılar." Türkiye’nin hem güneyiini hem de kuzeyini kontrol altına alarak etkinlik alanını genişletmek isteyen ABD’nin uyguladığı politika başarılı olmuştur. Başarısını mümkün kılan temel araçlar şunlardır: İç bünyede tasarladığı stratejik vizyona uygun bir siyasi yapı, bu politikanın Türkiye’nin lehine olduğunu topluma telkin eden dinietnik ve liberal lobiler, sürdürülen politikayı gerçekleştirmek için ötekileştirilen ve lanetlenen muhalifler. Böyle bir strateji muhalifsiz sürdürülemez. Kurgulanmış bilgilerle kirletilen muhalefet uygulanan stratejiyi meşrulaştırmanın aracıdır. Bu sindirmenin, kuşatmanın ve toplumu buna ısındırmanın sonucu olarak hem kuzey hem de C S TRATEJİ 17 bağımlı toplum oluşturmanın adı ise ‘bağımlı darbe’dir. Bunun temel göstergesi ise bütün stratejik kurumları merkezi devletlerden oluşan çokuluslu şirketlere satmaktır. Bağımlı darbenin özü şudur: Ülkenin var oluşu ile ilgili meselelerini ‘ekonomik saikler’ nedeniyle dile getirememek. Değişen stratejik araçlar nedeniyle bir devlet ya da kurum için en önemli husus: Bilgiyi korumaktır. Bilgiyi korumak güvenliğin teminatıdır. Bilgi, enformasyondan farklıdır. Enformasyon; birbiriyle ilgisiz tecrübe kırıntılarından oluşur. Herkesin her şey söylediği alanda ‘biriken malumat yığınıdır.’ Oysa bilgi, önyargıların elenmesiyle elde edilen sonuçtur. Bilgi zamana ihtiyaç duyar, malumatın acelesi vardır. Binlerce görüşten oluşan ‘yığını’ gelişi güzel kullanma, anlam arayışının konusu değil, ‘özel amaç peşinde olan’ güçlerin seçtiği politikstratejik yöntemdir. Böyle bir yanıltma ve çarpıtmanın önüne geçmek elde edilen sağlam bilgiye ve bu bilginin korunmasına bağlıdır. Eğer özel bir amaçla her hangi bir kurumu hedefleyen bir ağ, her hangi bir yöntemle bilgi elde edip deşifre ediyorsa, hedef kurumun güvenliği zedelenmiş demektir. Devletin çıkarlarını koruyan bir strateji etkin değilse, insanlar bir anlık kamuoyu baskısına bakarak karar verirler. Zaten ülkemizde ordunun aleyhine olmak, demokrat olmanın ölçüsü sayıldığı için bazı medya kuruluşları bunu özellikle körüklemektedir. İletişim ağ krallığının yapay olanı gerçek gibi sunması mümkündür. Zaten bu çağı belirleyen ‘elektronik hâkimiyetin’ politik ve stratejik sonucu budur. Buna karşı olmak hiçbir şeyi çözmez. Olanı anlamak, kendi lehine kullanmak ve stratejik amaçlarına uygun hale getirmek önemlidir. Ülkemizde yaygın ve etkin olan internet ağları incelenirse ‘iletişim ağ hâkimiyeti’ alanında etkinliğin hangi aktörlerde ve alanlarda olduğu görülür. Kendi dışında kalan herkesi günahkâr / terörist olarak tanımlayan, kendi taraftarlarını melek ve özgürlükçü olarak kutsayan bu ağların, gazetelerin, televizyonların cumhuriyet Türkiyesi ile bir derdi olduğu ortada. Ne var ki ‘bu dert de’ karmaşık bilgi yığının altına saklanmıştır. Geniş Bilgi İçin Bkz: Peter Burke, Bilginin Toplumsal Tarihi, (Çev: Mete Tunçay) İst: 2001 Shimon Peres "Tarihte Av Mevsiminin Sonu", Yüzyılın Sonu, (Çev: B. Çorakçı) İst: 2003. G. Trembley, "The Information Society: From Fordism to Gatesism", Canadian Journal of Communication, (1995, 20 /4) Haberleşme, iletişim ve paylaşım ağları insan örgütlenmesinin yeni biçimi olarak öne çıkıyor. Bu örgütlenme biçimini keşfeden lobiler, gruplar ve dinipolitik hareketler bilgiyi istedikleri gibi yönlendirerek yine istedikleri biçimde aktarıyorlar. güney bölgemizde yeni gelişmeler olacaktır. ? Yeni stratejinin yeni darbe araçlarından birisi de ekonominin siyasetten daha öncelikli yere sahip olduğu görüşüdür. S. Peres, bu gerekçeyi şöyle açıklıyor: Ekonomi, siyasetten öncedir. Çünkü ekonomi insanların hizmetindeyken, politika genellikle devletlerin ve yöneten seçkinlerin yararınadır." Bunu dedikten sonra hakkaniyete dayalı bir ekonominin gerekli şartlarını sıralarken şöyle der: "Araştırma özgürlüğü, hareket özgürlüğü, söz özgürlüğü, kadınerkek eşitliği, demokrasi olmazsa canlı bir ekonomi oluşamaz." Bu sözler, ekonomi siyasetten öncedir, görüşüyle çelişir. Böyle olmasına karşın ülke meseleleriyle ilgili olarak konuşan herkes ‘önemli olan ekonomidir’, kalıbını tekrar etmektedir. Ülkenin varlığından, bağımsızlığından daha önemli görülen ‘ekonomi’ halkın ortak paylaşımına dayalı bir ekonomi değildir. Bu anlayışla korunmak istenen uluslararası şirketlerdir. Uluslararası şirketler aracılığıyla