Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
6 Ali KÜLEBİ TUSAM Ulusal Güvenlik Stratejileri Araştırma Merkezi Başkanvekili akulebi@tusam.net Petrol ve gıda fiyatlarının yükselmesindeki neden… C S TRATEJİ Cumhuriyet Strateji 28 Temmuz 2008 / 213 ünya nüfusunun giderek artması ve kitlelerin daha iyi yaşam koşullarına sahip olma konusundaki taleplerinin çoğalması ile son dönemdeki gıda ve ihtiyaç maddelerinin fiyatlarında görülen yüksek oranlardaki artış arasında paralellik kuruluyor. Ama "gerçek" gerçekten öyle mi? Bu noktada üzerinde durulması gereken önemli husus bu sorunun yanıtında farklı neden veya nedenler ortaya konabilmesi ve konunun etraflıca araştırılmasıdır. Küreselleşmenin vahşi bir boyuta eriştiği günümüzde, dünya savaşları olmadan geçen 63 yıl ve hele Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle her alanda yükselen ticari ve finansal ilişkiler özellikle zengin Batı ülkelerini ve son yıllarda petrol kaynakları nedeniyle ciddi parasal birikime erişen Ortadoğulu zenginleri ellerindeki sıcak parayı hızla arttırmaya yönlendirmiş. Dünyada ciddi bir birikime ulaşan bu sıcak para, yatırım ve emeklilik fonları vasıtasıyla ve bunları yönetenlerin çoğu zaman kendilerine dönük çıkar sağlamak amaçlarıyla da vahşi bir mekanizmanın aracı şeklinde gelişmiş. Söz konusu büyük miktardaki finansal kaynakların vahşi kapitalizmin ve sömürgeciliğin yeni görüntüsü olan küreselleşme ve küresel şirketler tarafından kullanılması artık o denli boyutlara erişmek üzere ki, sermaye birikiminin trilyonlarca dolara erişen boyutları sonucunda bundan böyle ülkelerin toprakları işgal edilmeden, askeri yöntemler dahil her tür yöntemle yeni sömürge düzenleri yaratılmakta, yeni ülkelerin toprakları, varlıkları, tesisleri satın alınmakta. Bunun da ötesinde insanlık üzerinde oynanan ve hepimizi giderek çok daha somut bir biçimde ilgilendiren bir başka konu var ki, o da, son dönemde petrol ve gıda fiyatlarının akıl almaz artışını belki de en gerçekçi ve somut yoldan açıklayacak olgudur. Bu olgu insanlık üzerinde oynanan "spekülasyon" oyunudur. D Spekülatörlerin ihtirası Sınırsız kazanma isteği son dönemde petrol ve gıda üzerinden gerçekleştirilmeye çalışılıyor. Türkiye bu politikalardan en çok etkilenecek ülkeler arasında yer alıyor. birkaç kuruş kazanma modası çoktan geçmiş durumda. Artık geleceğe dönük büyük miktarlarda alımlar ile piyasaya girip büyük oynayıp kazanmak daha cazip. Yani 2007 yılının yazında 70 dolar civarında olan petrolün varilinin bugün 150 dolar düzeylerinde oynamasının gerçeğe en yakın açıklaması ancak bu olabilir. Çünkü dünyada son 10 ayda bu artışı gerektirecek bir olay olmamış. Aynı şekilde yine geçen yıl ortasında kakaonun piyasa fiyatının bu günlerde hiçbir nedene dayanmadan yüzde 40 civarında artmasının hiçbir açıklaması olmadığı ve konunun tamamen spekülasyonla bağlantılı olduğu söyleniyor. Bu hususu bütün öteki önemli temel ihtiyaç maddelerine örnekleyebilir ve geçen yıl ile bu yıl arasında pirinç fiyatlarının üç misline çıkmasını da bu şekilde açıklayabiliriz. Ne var ki bu maddelerin yaşantımızda insanların hayatlarını sürdürmesindeki yeri açık. Yani bunlar olmadan yaşayamayız. Hele fakir ülke insanlarının sürekli açlığa mahkum olmaları, çocuk ölümlerinin yetersiz beslenmeden dolayı hızla artması kabul edilebilir bir husus değil. Hele bu yokluk ve fiyat artışlarının sonunda bir kısım geri kalmış ülkeler içinde içten içe başlamış olan isyan ve çatışmaların artması, bunun ülkeler arası çatışmalara yol açabilme olasılığının giderek yükselmesi kabul edilebilir bir gelecek hiç olmamalı. Zira bugün Afrika’da Mısır, Burkina Faso, Somali, Sudan, Asya’da Endonezya ve Tayland’da başlayan huzursuzluklar, çatışmalar, bunun geleceğe dönük işaretleri. Spekülatörlerin hedefinde bir tek gıda maddeleri yok ne yazık ki. Spekülatörlerce artırılan petrol fiyatları da insan yaşantısını her ülkede her alanda zora sokuyor. Çünkü özellikle enerji fiyatları enflasyonu tetikleyen en önemli unsur. Bu da ev kiraları, inşaat maliyetleri, ulaşım ve özellikle hava ulaşımı dahil her alanda ciddi boyutlarda etkisini gösteriyor. Ülkemizde de geçen yıldan bu yana benzin ve mazot fiyatlarının öteki ülkelere nazaran çok daha yüksek oranlarda artmış olması, özellikle temel tüketim maddelerinin geçimlerinde oransal yeri çok olan dar gelirli halkımızı çok fazla etkilemiş durumda. Nitekim dünyadaki finansal çevrelerin, ayak oyunları ile yapay fiyat artışlarını çıkarları uğruna yaratmalarının benzer ve belki de daha acımasızca olan boyutları ülkemizde yaşanıyor. Son aylarda limanlarımızın açıklarında pirinç ve bakliyat yüklü gemilerin bekletilmesine karşı yaptırım güçlerini kullanamayıp halkımızı pahalı ürünlere mahkum eden yöneticilerin itirafı ve beceriksizliklerini de bu doğrultuda değerlendirmek gerekir. Dünyada küresel spekülatörlerce yaratılan bu olguların benzerlerinin ülkemizde de çarpık düzenin boşluklarından en insafsız şekilde yararlanan işbirlikçi fırsatçı spekülatörlerce yürürlüğe konmuş olması açık seçik ortada. Ama ne var ki bu kişilerin, köylümüzün, memurumuzun, işçimizin, kamyoncumuzun, geleceği ile oynarken kendilerinin de aynı teknede olduklarını unutmamaları gerekir. Çünkü tekne batarsa onlar da batarlar. SİSTEMDEKİ ÇARPIKLIK Bugün yürürlükte olan sistem, dünya finans sektöründe maalesef para kazandırmaya programlandırılmış ihtiraslı genç uzmanların çalıştıkları firmaların karlılığını azamileştirme için kendi inisiyatiflerine terk edilmiş milyonlarca doları sorumsuz bir çizgide spekülatif yolda kullanmalarına izin vermektedir. Bu noktada işaret edilmesi gereken husus, belli merkezlerde toplanmış büyük paraların ve yeni finans sisteminin spekülatif yönetimlerce özellikle son yıllarda ne ölçüde reel ekonomiden uzaklaştığı, yapay yöntemlerce uzaklaştırıldığıdır. Yani, belli firmaların ve finans devlerinin ellerindeki paralar vasıtasıyla geleceğe dönük beklentiler, faraziyeler, tahminler oluşturularak ve piyasalar yapay şekilde şişirilerek ekonomide gerçek dışılık yaratılmaktadır. Geçtiğimiz aylarda emlak piyasasında mortgage (tutsat) krizi olarak ortaya çıkan ve dünya finans devlerini sarsan ekonomik kriz, ABD hükümeti ve Arap sermayesi tarafından yumuşatılmış ve şimdilik kurtarılmıştır. Ama dünyaya hükmetmek isteyen spekülatörlerin ihtirasları ve küreselleşmenin bitmeyen "daha çok kazanma" çabası dünyada bu tür krizlerin son bulmayacağını ve başka şekillerde ortaya çıkacağını gösterir. Bu krizlerden etkilenenlerin, ezilenler, fakirler olacağı da açıktır. Çünkü muazzam kaynaklara sahip finans devleri, bugün tutsattan kaybettiklerini, kaybettirdiklerini çıkarmak için nasıl petrol ve öteki ihtiyaç maddeleri üzerinde spekülatif ataklarla dünya fiyatlarını arttırmışlarsa, yarın da karşılaşabilecekleri başka kayıpları yine başka yollardan telafi etmeye çalışırken insanlığa zarar verecek, fakirleri daha fakir hale getirecek olayları yaratacaklardır. Bütün bu olasılıkların ucunun ülkemize ve halkımıza dokunacağı da açıktır. SPEKÜLATÖRLERİN İHTİRASI Yıllardır teknolojik ürün ve firmalarına ve gayrı menkul kalemlerine yatırım yapan dünya spekülatörleri ile bunları yöneten kurum ve kişiler, özellikle son bir yıl içinde gayrimenkulden kaybettiklerini geri almak için ellerindeki fazla parayı Türkçe’ye "geleceğe dönük alımlar" olarak çevrilebilecek "future options" olgusuna yönlendirdiler. Petrol, doğalgaz, bakliyat, soya fasulyesi, buğday ve pirinç üzerinde oynamaya başladılar. Dünyanın içinde bulunduğu yapay kaoslar ve siyasal karmaşalar Irak, Afganistan, Lübnan ve İsrail–Filistin gibi sorunlu bölgelerde spekülatörlere, kullanabilecekleri uygun zeminleri hazırladı. Spekülatörler, böylesine bir ortamda her fırsattan yararlanarak dünya borsalarında geleceğe dönük aşırı taleplerle piyasaya girip insanlığı yapay bir fiyat artışı ve hatta ellerindeki malı satmayarak kıtlıkla karşı karşıya getirdiler. Yıllardır çok ufak ölçeklerde artan petrol fiyatlarının artık bir günde 1020 dolar artması işten bile değil. Çünkü özellikle yatırım ve emeklilik fonları için hisse senetleriyle uğraşıp onlardan Kıtlık, gıda maddelerinin stoklanmasını gündeme getirdi.