Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet Strateji 28 Temmuz 2008 / 213 FEODAL BASKI ABD askerleri ve Irak’lı kadın... C S TRATEJİ 21 araması adı altında tutukladıkları kadınlara tecavüz etmeleri veya cinsel şiddet uygulamaları olağan vakalardan sayılmaktadır. Ebu Garip Hapishanesindeki hadiseler çok acıdır. Hapishanede çoklu tecavüze maruz kalan kadınlar hamile kalmaktadırlar. Hapishaneye tutuklular için doğum kontrol hapı istenmesi ise tecavüz vakalarının sürekliliği hakkında fikir vermeye yetmektedir. Kadın tutuklulara nasıl işkence yapıldığına dair fotoğraflar pek çok Internet sitesinde pornografik amaçla yayınlanmaktadır. Mezhep farklılığından kaynaklı tecavüzlerin yaygın olması bir başka sorundur. Örneğin Şii polisler, Sünni kadınlara tecavüz etmektedirler. Tersi örnekler de mevcuttur. Bu gibi hadiselerin üzeri kapatılmaya çalışılmaktadır. Bu gibi iddialarla ilgili soruşturma isteyen bir mezhep tarafı karşı taraf grubun öfkesine ve şiddetine maruz kalmaktadır. Tecavüzler sonrasında, kadınlar, normal yaşamlarını fiziksel ve ruhsal olarak sürdüremeyecek hale gelmektedirler. Bu kadınlar ya toplumdan soyutlanmayı ya da intiharı tercih etmektedirler. İntihar etmeyenleri ise çoğu zaman "şeref temizleme" beklemektedir. Kimi genç erkeklerin, ahlak dışı muameleye maruz kalmış kadınlarla evlenerek, bu kadınların namuslarını temizlemeye girişmeleri ise, şeref temizleme yöntemlerinden en masumu(!) olarak göze çarpmaktadır. Anayasanın 43. Maddesinin 2. bendinde "Devlet, Iraklı kabile ve aşiretlerin kalkındırılmasına özen gösterir. Bunların faaliyetlerini din, hukuk ve onurlu insan değerlerine uygun bir şekilde yürütmelerini güvence altına alır...." denilmektedir. Bu maddeden anlaşılacağı üzere Iraklı kadın sadece dinci baskıya değil aynı zamanda feodal baskıya da maruz kalmaktadır. Şu halde, Iraklı kadının din ve aşiret geleneklerinin icabı arasında sıkıştırılmış gözükmektedir. Anayasanın 90, 91 ve 92. Maddelerinde Federal Yüksek Mahkemenin kuruluş, görev ve işleyişine dair düzenlemeler yapılmıştır. Mahkemeye, İslam hukukunda uzman olan kişilerin üye seçilmesi öngörülmektedir. Seçim ise Meclis tarafından yapılacaktır. Daha açık bir dille Mecliste çoğunluğu olanın hukuku uygulanacaktır. Şu halde Şii İslamcı hukukçuların bu Mahkemeye üye olması durumunda, kadınların hakları İslam hukukuna göre değerlendirilecektir. Daha ötesi, münferit bir davaya dair, Sünni İslamcı hukukçular ile Şii İslamcı hukukçuların İslam hukukunu yani şeriatı yorumlama farklılığı olması halinde, ki bu pek muhtemeldir, Iraklı kadınlar bundan nasıl etkileneceklerdir? Farklı mezheplerden İslamcı grupların da birbiri ile çatışan görüşleri olduğu akla geldiğinde, örneğin, radikal Şii İslamcı, ılımlı Şii İslamcı, radikal Sünni İslamcı, ılımlı Sünni İslamcı grupların destekledikleri mahkeme üyelerinin kararlarında nesnel ölçütler neler olacaktır? Federal Yüksek Mahkemenin kararlarının güvenilirliği şüpheli hale gelmeyecek midir? Iraklı kadınlara bakış yerel ve İslam dininin farklı mezheplerinin anlayışlarıyla özdeşleşiyor. Eğitimli Iraklı kadınlar komşu ülkelere kaçmış durumda. Kadınlara yönelik cinsel şiddet ise sınır tanımıyor. Türk kadınlarının Irak örneğinden ders çıkarması gerekiyor. normalleşmiş gözükmektedir. Çok sayıda kadın, kaçırılıp, fuhuşa zorlanmaktadır. Açlık nedeniyle kimi kadınlar ise gönüllü olarak fuhuş yapmaktadırlar. Kimi erkekler ise çocuklarının karnı doyması için eşlerinin fuhuş yapmasına göz yummaktadırlar. İslamcı gruplar, okulları gezip, kız öğrencilerden başları açık olanları kapanmaları yönünde tehdit etmektedirler. Pek çok yerde hicapsız sokağa çıkılamamakta, makyaj yapan kadınlar şiddete maruz kalmakta, el sıkışan kadınlar sokaklarda dövülmektedirler. Irak’ta her ay her ilde 30’dan fazla kadın namus cinayetinin kurbanı olmaktadır. Pek çok Iraklı kadın hem Iraklı erkeklerin hem de Amerikalı erkeklerin tecavüzlerine maruz kalmaktadır. Iraklı erkekler tecavüz ettikleri kadınları yakmaktadırlar. Pek çok kadın öldürme eylemleri, kayıtlarda "kaza" olarak geçmektedir. Kayıtlı tecavüz vakası işgali takip eden ilk üç ayda 4.000’dir. Bu tecavüz vakaları arasında ilkokul çağındaki kız çocukları da vardır. Amerikan askerlerinin, operasyon ve güvenlik MEDENİ KANUN YOK Görünen odur ki, Irak devleti Iraklı kadınları koruyamamaktadır. Bugün Irak’ta medeni kanun yerine, kabile ve din kanunları hakimdir. Bugün Iraklı kadınların durumu savaş öncesinden daha vahim gözükmektedir. Irak’ta kadınların maruz kaldığı çirkinlikleri en somut şekilde dile getiren sözlerin Asuda (Kadına Karşı Şiddetle Mücadele) vakfının başkanı Hanim Rahim Latif ’e ait olduğunu söylemek mümkündür. Latif, Guardian gazetesine verdiği mülakatta şöyle demektedir: ""Bir keresinde kız kardeşini zinayla suçlayan bir adama neden onu öldürmek istedin diye sorduk. O da bize şu yanıtı verdi. Çünkü şimdi Irak’ta demokrasi var." (bkz. www.asuda.org) Sonuç itibariyle, Irak örneği laiklik olmadan demokrasi olamayacağını açıkça göstermektedir. Türk kadınlarının da Iraklı kadınların tecrübelerinden ders çıkarmaları, Atatürk devrimleri ile kazanılmış olan haklarını savunmaktan bir an olsun duraksamamaları, Türkiye’de laik ahlakın yerleşmesi için mücadele etmeleri gerekmektedir. EĞİTİMLİ KADINLAR DIŞARIYA... Anayasanın 48. Maddesinin 4. bendinde "Seçim yasası, kadınlara Millet Meclisinde üye sayısının ’ten daha az olmayan bir temsil imkanı sağlamayı Pakistanlı kadınlar da mevcut hukuk sisteminden yakınıyorlar. amaçlar" denilmektedir. Ancak anayasanın öngördüğü şeyhlik ve aşiret düzenini esas alan toplumsal ve siyasal yapıda kadınların siyasal katılımını amaçlayıcı politikalar üretmenin imkanı var mıdır? Bu imkansızlığın en somut göstergesi ise eğitimli Iraklı kadınlar örneğidir. Eğitim düzeyi yüksek Iraklı kadınların pek çoğu Ürdün’e ve Yemen’e sığınmışlardır. Bunlar arasında öğretim üyesi kadınlar vardır. Bugün Irak’ta her gün onlarca kadın öldürülmektedir. Sabahları sokaklara atılmış kadın cesetlerini görmek