Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
18 Erdal SARIZEYBEK TUSAM İç Güvenlik ve Terör Danışmanı esarizeybek@tusam.net Kamu vicdanının yara almaması gerekiyor… C S TRATEJİ Cumhuriyet Strateji 28 Temmuz 2008 / 213 C eza hukukunun ünlü isimlerinden Ordinaryüs Profesör Sulhi Dönmezer’in Türkiye’de yapılandırdığı ceza adalet sistemi dört aşamalıdır. İşlenmiş suçlara el koymakla yetkili kolluk, kolluğun faaliyetlerini yönlendirerek hazırlık soruşturması sürecini tamamlayan savcılık, açılan ceza davalarını yürüten bağımsız mahkemeler ve yargılama sonucuna göre işletilen infaz süreciyle ilgili makamlar bu sistemin birbirini tamamlayan unsurlarıdır. Sistemde kolluk, savcılık, mahkeme ve infaz aşamaları adalet mekanizmasının temelini oluşturmaktadır. Sistemin ilk basamağında yer alan kolluk teşkilatı aynı zamanda iç güvenliğin, savcılık makamı ise ceza hukukuna konu olan adaletin vazgeçilmez unsurlarıdır. İç güvenlik ve adalet bir bütünün ayrılmaz iki parçasıdır; iç güvenlik olmadan adalet sağlanamayacağı gibi adaletin hüküm sürmediği bir yerde de iç güvenlikten söz etmek mümkün değildir. İç güvenlik ülke sathında emniyet ve asayişin sağlanması yani insanların temel hak ve özgürlüklerini yasal sınırlar içerisinde ve demokrasinin güvencesi altında kullanabilmesidir. Ceza Adaleti mevcut huzur ve güven ortamını yasalara aykırı olarak bozan kişi ve gurupların adil bir soruşturma ve kovuşturmadan geçirilerek hak ettikleri cezaya en kısa sürede çarptırılması ve bu cezanın özelliğine uygun olarak infaz edilmesiyle toplum vicdanı rahatlar, tesis edilen adalet duygusu bireylere güven hissi verir. Amaç; işlenen suçlarla bozulan kamu güvenliğinin yeniden oluşturulması ve kamu vicdanının huzur bulmasının sağlanmasıyla toplum düzenini korumaktır. Bu bakıştan hareketle denilebilir ki Ümraniye’de başlayıp Ergenekon’da devam eden ve Agarta ile şaşırtıcı bir gizem kazanan bir hazırlık soruşturmasında adaletin tesisi için iç güvenlik mekanizmasının sahip olduğu tüm imkan ve kabiliyetler kullanılmış olmasına karşın bir takım medyanın gizliliği ihlal etmesi yüzünden kamu vicdanı bir türlü aradığı huzuru bulamamıştır. Ceza adalet sisteminin denetim ve gözetim mekanizmaları gereği gibi işletilemediğinden birey ve toplum bir düşünsel karışıklığa itilmiş ve bu soruşturma bilinçli bir psikolojik harekatın parçası haline dönüşmüştür. Bu durum kamu vicdanını olumsuz etkilediği için toplum güvenliğini sağlanmakla görevli aktörlerin görev, yetki ve sorumluluklarını ne düzeyde yerine getirdiği konusundaki şüphelerin haklı olarak ortaya çıkmasına neden olmuştur. İç güvenlik ve adalet Türkiye’de iç güvenliğin sağlanması İçişleri Bakanlığı’nın görevi olarak belirlenirken, bu Emniyet ve Jandarma arcılığıyla yürütülüyor. Bu birimler savcılığın temel yardımcısı durumunda bulunuyor. İç güvenlik sağlanırken, adaletin makul sürede hüküm belirlemesi kamu vicdanını rahatlatır. sonucu bireyin temel hak ve özgürlüklerini toplum içerisinde ve yasalar çerçevesinde kullanabileceğine dair inancının varlığı ile ortaya çıkar. Bu kavramları örneklemek gerekirse; seyahat özgürlüğü çerçevesinde zaman ve yer şartı olmaksızın dilediğiniz yere korkusuzca gidebileceğinizi düşünebiliyorsanız eğer ülkemizde asayişin temin edilmiş olduğu, seyahat ettiğiniz bölgede kolluk kuvvetlerinin özgürlüğünüzü korumak için fiziki tedbirler almış olduğunu görebiliyorsanız eğer emniyetin de sağlanmış olduğu söylenebilir. Daha öz bir ifade ile toplumun çekirdeğini oluşturan bir aile bir gece yarısı Belgrad ormanlarında korkusuzca gezintiye çıkabiliyorsa asayiş, gezintiye çıktıkları bölgede kendi güvenliklerinin sağlanması için polis ve jandarma unsurlarının devriye gezdiğini görebiliyorsa eğer emniyetin sağlanmış olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye’de 3201 Sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu’nun birinci madde hükmü gereğince; iç güvenlik yani emniyet ve asayişin sağlanmasından birinci derecede sorumlu makam İçişleri Bakanlığıdır. Bakanlık bu görevini Jandarma Genel Komutanlığı ile Emniyet Genel Müdürlüğüne ait güçleri kullanarak yerine getirir. Jandarma ve polis bu yasa gereği "genel kolluk" olarak adlandırılır ve her iki güvenlik teşkilatı Türkiye genelinde iç güvenliği sağlamakla görevli ve yetkilidir. Kolluğun asli görevi; suç işlenmesini önlemek, bu amaçla her türlü tedbiri almak, suç işlendiği takdirde ise yetkili cumhuriyet savcıları ve yargı organlarının adli soruşturma ve yargıya ilişkin talimatlarını yerine getirmektir. İşte bu asli görev çerçevesinde olmak kaydıyla kolluk, suçun işlenmesini önleyici tedbirlerin alınmasında mülki amirlerin, suça ilişkin soruşturma yapılması ve talimatların yerine getirilmesinde ise adli makamların denetim ve gözetiminde görev yapar. Dolayısıyla genel kolluk; aldığı önleyici tedbirler çerçevesinde iç güvenliğin, işlenmiş suçlara el koyup savcılık soruşturmasına katkıda bulunmakla adalet mekanizmasının vazgeçilmez bir aktörü olarak karşımıza çıkar. Ancak Türkiye’de iç güvenliğin varlığından söz edebilmek için tek başına kolluğun üzerine düşen görevleri kusursuz bir biçimde yerine getirmiş olması yeterli olmaz çünkü adalet mekanizmasının etkin bir biçimde işletilerek iç güvenliğe olumlu katkıda bulunulması gerekir. CEZA ADALET SİSTEMİ İÇ GÜVENLİK İç güvenlik; demokratik sistem içerisinde bir araya gelen insanların oluşturduğu bir toplumda emniyet ve asayişin sağlanması demektir. Emniyet; fiziki olarak alınmış tedbirleri ifade eder, asayiş ise; bu tedbirler Ceza adalet sisteminin genel kolluğun dışında kalan üç aşaması iç güvenliği etkileyen faktörler içerisinde yer alır. Bu faktörler içerisinde savcılık soruşturması iç güvenlik unsurlarını doğrudan ilgilendirmektedir çünkü kolluk bir suçun işlenmesi durumunda savcılığın emrine girerek adalet mekanizmasının işletilmesinde yardımcı rol oynar. Savcılık ve kolluğun müştereken yer aldığı hazırlık soruşturması çerçevesinde suça el koyma, arama ve gözlem altına alma, suç delillerine el koyma gibi adli görev yetkileri kullanılmakta ve bu süreçteki soruşturmanın doğası gereği insanların temel hak ve özgürlükleri kısıtlanabilmektedir. Bu süreç içerisinde ne kadar süratle suç delilleri toplanır ve ne kadar kısa sürede suç işleyenler hâkim önüne çıkarılırsa ceza adalet mekanizmasının yargılama süreci de o denli etkinlik kazanır ve kamu vicdanı huzur bulur. Dolayısıyla yargılama sürecinin makul bir sürede tamamlanarak sonuçlanabilmesi hazırlık sürecinde yapılan görevlerin etkinliğine bağlıdır. Hukuken İç güvenliği sağlamaya geçerli, maddi ve somut çalışan Jandarma... delillerle suç işlediği iddia edilen kişi ya da kişilerin en kısa sürede hâkim önüne çıkarılması yargılama sürecini kısaltır ve adaletin yerini bulmasını kolaylaştırır. Aksi halde yargılama bir hazırlık soruşturmasına dönüşür ve savcılık soruşturmasında yapılması gereken işlemler yargı sürecine taşınmış olduğundan mahkeme asıl amacından uzaklaşır. Bu tabloda görülen eksik bir hazırlık soruşturması ile uzatılmış bir yargı süreci temel hak ve özgürlüklerin ihlali anlamına gelebilecek bir trajediye dönüşür, bu durum kamu vicdanını yaralar ve iç güvenliği olumsuz etkiler. Bu açıdan bakıldığında adil yargılamanın temel basamağına ilk adımın etkin bir hazırlık soruşturmasıyla atıldığı açıkça görülmektedir.