Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Nejat ESLEN Emekli Tuğgeneral "Politika kansız savaş, savaş ise kanlı politikadır." Mao Zedung Halk, siyasi iktidar ve askeri güç bağlamında C S TRATEJİ 5 uçaklarına kapatılmaması, Irak’ın Kuzeyi’ne verilen elektriğin kesilmemesi, Türk iş adamlarının Irak’ın Kuzeyi’nde yatırımlarının durdurulmaması, Habur Sınır Kapısı’nda önlemler alınmaması gibi.) Daha da önemlisi, politik otoritenin sınır ötesi harekat için uluslararası ortamı hazırlamada, sınır ötesi harekat için gerekli olan iradeyi ve kararı oluşturmada, olası bir harekatın politik amaçlarını belirlemede ve bu amaçları bir politik direktife dönüştürmede atalet içinde olması, Carl von Clausewitz’in söz konusu konseptine göre, PKK ile mücadelede politikacıasker ilişkilerine ciddi bir kırılganlığa neden olmakta ve mücadelede başarıyı zora sokma potansiyeli taşımaktadır. C arl von Clausewitz, ünlü "Savaş Üzerine’’ adlı eserinde savaşın üç yanlı, önemli bir olay olduğunu ifade eder; "Bir yanda kin ve nefret, öte yanda olasılık hesapları ve tesadüfler, son olarak savaşı bütünüyle akla bağlayan politik amaç niteliği. Bu üç unsurdan birincisi ulusu, ikincisi komutan ve ordusunu, üçüncüsü ise hükümeti ilgilendirir. Bunlardan birini dikkate almayan ya da bunlar arasında gelişigüzel bir ilişki kurmak isteyen bir teori, sırf bu yüzden tüm değerini kaybeder…’’ Aslında sadece teoride değil, her askeri stratejinin planlanmasında ve uygulanmasında bu gerçeğin dikkate alınması gerekir. Yani, askeri stratejinin uygulanmasından önce halkın desteği sağlanmalı, askeri stratejiyi yönlendiren aklı temsil eden ve askeri stratejiyi politikanın devamı bir araç olarak kullanması gereken politik otorite ile stratejiyi politik yönlendirmenin ışığında hazırlayarak uygulayan ve politikacının belirlediği politik amaçlara ulaşmayı hedefleyen generaller arasında hem lisan ve anlayış birliği hem de olumlu bir diyalog olması gerekir. ABD, Vietnam Savaşı’nı politikacıların, savaşın politik amacını açık seçik belirlememesi, politik gerekçelerle askeri harekat üzerine tahditler koyması ve savaşın yönetimine karışması nedeni ile kaybetmişti. Irak’ta ise işgalden önce, politik otoritenin generallerin önerilerini dinlememesi bu nedenle de savaşın yetersiz askeri güçle ve yanlış askeri strateji ile başlatılması nedeni ile ABD başarılı olamadı. PKK ile mücadele stratejisi GERÇEKÇİ YAKLAŞIM Mücadeledeki asıl önemli sorun ise, TSK’nın askeri yöntemleri kesintisiz ve ciddiyetle uygulamasına ve terörle mücadele yıllardır devam etmesine rağmen, terörle mücadelenin teröristle mücadeleye indirgenmesi, sorumluluğun güvenlik güçlerine yüklenmesi ve mücadele kapsamı içinde eylemci teröristler ve işbirlikçiler (destekçiler) güvenlik yöntemleri ile etki altına alınırken; sempatizanların psikolojik ve yasal, bölge halkının psikolojik ve sosyoekonomik, iç kamu oyunun psikolojik, dış desteğin diplomatik, dış kamu oyunun ise diplomatik ve psikolojik yöntemlerle yeterince etki altına alınmamış olması; PKK ile mücadele konusunda devlet seviyesinde tutarlı ve kapsamlı bir stratejinin uygulanmamasıdır.(Şekil2) Ortadoğu’daki ve özellikle de Irak’taki gelişmeler PKK ile mücadeleyi daha da karmaşık duruma sokmaktadır. İçinde bulunduğumuz şartlarda, PKK’yı ve terörü Irak’ın kuzeyindeki gelişmelerden soyutlamak mümkün değildir. Irak’ın kuzeyini Türkiye’ye bağımlı duruma getirerek PKK’yı etkisizleştirmek, ancak geçici bir süre için çare olabilecektir. Irak’ın kuzeyindeki gelişmelerde öncelikle Türkiye’nin güvenlik çıkarlarının dikkate alınması ve bu amaçla irade oluşturulması, başlangıçta sorunlar yaratsa da uzun vadede, üniter yapının korunması mücadelesinde başarının kilit unsuru olabilecektir. Çünkü, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu sorun sadece PKK’ya indirgenecek kadar yalın değildir. Türkiye’nin karşı karşıya olduğu ciddi sorun, etnik farklılıklardan değil, küresel ve bölgesel güçlerin jeopolitik ihtiyaçlardan kaynaklanmaktadır ve Türkiye dahil bölgenin yeni jeopolitik ihtiyaçlara göre yeniden şekillendirilmesi ile ilgilidir. Bu nedenle de teşhiste, irade oluşturmada, strateji geliştirmede ve uygulamada gerçekçi olmak gerekmektedir. PKK ile yapılacak mücadelede halk desteği, siyasi otoriteyi oluşturan hükümet ve mücadeleyi yürütecek silahlı gücün kararlılık içinde olması önem taşıyor. Halk desteği ve silahlı güç konusunda bir sıkıntı bulunmazken, siyasi otoritenin yapması gereken konularda ciddi sıkıntılar yaşanıyor. mücadeledeki desteği önem kazanmaktadır. Çünkü, bölge halkının ve desteğinin kazanılması, PKK ile mücadelenin "ağırlık merkezini’’ oluşturmaktadır. Ancak, bölgede sosyoekonomik ve psikolojik tedbirler askeri yöntemler kadar ciddiyetle ve planlı bir şekilde uygulanmadığı için bu ağırlık merkezinin etki altına alınmasında sorunlar vardır. 12 Nisan 2007 Tarihinden bu yana Genelkurmay Başkanı "PKK ile mücadele kapsamında Irak’ın kuzeyine sınır ötesi harekatın önce faydalar sağlayacağını, daha sonra da bu tür bir harekatın gerekli’’ olduğunu ifade etmiştir. Sınır ötesi harekat ile ilgili talepler tekrarlanarak gündeme getirilmesine rağmen politik otorite, sınır ötesi harekat öncesinde mümkün olan ekonomik, politikdiplomatik tedbirleri uygulamamıştır. (Türk hava sahasının Kürt PKK İLE MÜCADELEDE DURUM PKK ile mücadelede ülke halkının bu mücadeleye verdiği destek hususunda sorun yoktur. TSK bireylerinin halkın içinden gelmesi, TSK’nın Türkiye’de en çok güvenilen kurum olması ve halkın şehitler konusundaki hassasiyeti desteği kolaylaştırmaktadır. Bütün bunlara rağmen, Genelkurmay Başkanı konunun önemi nedeni ile halkın desteğinin kitlesel bir reflekse dönüştürülmesini istemiş; ancak, bu desteğin demokratik, şiddetten uzak, yasalara saygı içinde, siyasi amaç taşımadan, üzüntü ve nefrete dönüşmeden yerine getirilmesini de talep etmiştir. Sadece ülke halkının değil, aynı zamanda bölge halkının da bu