01 Ocak 2025 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

biçimde Kuzey Afrika’ya olan bağımlılığı göze çarpıyor. Bu anlamda ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi ile gerek Kuzey Afrika’nın gerekse Körfez’in petrollerine sahip olması, yapılabilecek bir operasyonda İran petrollerini ele geçirebilecek olması, Rusya’nın bu kış gördüğümüz şekilde doğalgaz fiyatlarını istediği an yükseltebilecek olması, Avrupa’nın petrol ve doğalgaz açısından sorunları olduğunu orta koyuyor. Ortaya konulan bir diğer önemli nokta ise bölge üzerinde AB–ABD rekabetinin bu aşamada daha da kuvvetlenmesidir. C S TRATEJİ 19 niteliğinde olan "Avrupa Komşuluk Politikası Strateji Belgesi" yayımlandı. AB Komşuluk Politikası’na Kuzey Afrika bölgesinden Fas, Tunus, Cezayir, Libya ve Mısır katılıyor. Bu ülkeler ile Ortaklık Anlaşmaları imzalanıyor, daha sonra da bu anlaşma çerçevesinde Eylem Planları hazırlanıyor. Bu ülkelerden Fas ve Tunus ile Eylem Planları yürürlüğe girdi. Mısır ve Cezayir içinse Eylem Planları hazırlanma aşamasında. Libya’yla ise Komşuluk Politikası kapsamında imzalanmış bir anlaşma bulunmuyor. Sonuç olarak, Kuzey Afrika ülkeleri, siyasi ve ekonomik reform sürecinde AB ile ilişkileri geliştirmeyi oldukça önemsiyor. AB ise, bu ülkelerle komşuluk bağlarını uzun vadede güçlendirecek adımlar peşinde. Kuzey Afrika ülkelerindeki elit çevreler Türkiye'nin AB üyeliğinin sağlayacağı fırsatlar üzerinde de düşünüyorlar ve bu fırsatın Akdeniz'in güney sahillerine de verilmesini istiyorlar. AB, stratejik pozisyonları, enerji potansiyelleri ve geniş pazar imkânlarına sahip Kuzey Afrika ile ortaklıklar bağlamında işbirliğini geliştirmek istiyor. AB tarafından bakıldığında, AvrupaKuzey Afrika işbirlikleri, AB’nin bölgede değer verdiği güvenlik, siyasal ve ekonomik çıkarların tesisi anlamına geliyor. Bu açıdan bölgede demokrasinin ve ekonominin güçlenmesi AB açısından büyük önem taşıyor KUZEY AFRİKA’DA REKABET Kuzey Afrika ülkeleri ve Akdeniz’i gösteren uydu görüntüsü... Eskiden beri açık ya da örtülü bir nüfuz paylaşım alanı olarak değerlendirilen Akdeniz’de ekonomik ilişkiler bakımından bugün AB’nin öncelikli bir yapılanması olduğu görülüyor. Ancak, bölgedeki askeri hâkimiyet, Ortadoğu’da olduğu gibi daha çok ABD’ye aittir. Hiç şüphesiz bu aşamada en büyük rolü enerji kaynakları oynamakta ve bu bağlamda Kuzey Afrika her iki büyük güç için de hayati öneme sahip görülüyor. Bu yüzden, bir önceki bölümde de vurgulandığı gibi, bölgedeki petrol ve doğal gazın denetim altında tutulması ve güvenli şekilde taşınması sırasında Kuzey Afrika stratejik bir önem kazanıyor. Özellikle 11 Eylül 2001 terörist saldırılarının ardından ABD–Cezayir ilişkilerinde bir yakınlaşma dönemi başladı. Ekonomik, askeri ve terörizmle mücadele alanlarında ikili arasında işbirliği gelişti ve Cezayir Mağrip de ABD’nin en önemli ortağı haline geldi.(5) Cezayir’in ABD açısından üç önemli rolü bulunuyor: Bunlardan ilki Cezayir’in büyük ekonomik potansiyelidir. Bu potansiyel çoklu işbirlikleri olasılıkları sunuyor. İkinci olarak, ABD, Afrika’daki mevcut anlaşmazlıkların çözümünde Cezayir diplomasisine güveniyor. Son önemli nokta ise Cezayir’in terörizmle mücadeledeki tecrübesidir. ABD ayrıca, Fas ile de ilişkilerini devam ettiriyor. ABD, Mart 2004 tarihinde Fas ile serbest ticaret anlaşması imzaladı. AB’nin bölgesinde belirleyici olmak yolunda atmak istediği adımlar, ABD’nin Ortadoğu Politikası ile bazen çakışıyor. AB’nin ABD tezleriyle ters düşen en önemli unsuru, AB’nin, Amerikan planlarının aksine bölgede dışarıdan iteklemelerle olacak hızlı bir değişimin yararlı olamayacağı yönündeki tavrıdır. AB kendisinin bu bölgeye ait varolan girişimlerinin, Büyük Ortadoğu Projesi dahilinde ortaya atılan benzer oluşumlara duyulan gereksinimleri ortadan kaldırdığını ve ABD’nin de yeni bir girişim oluşturmak yerine Afrika’da sömürge bir geçmişi olan Avrupa’nın bölgeye yönelimi demokrasinin ve ekonominin güçlenmesi sloganıyla gündeme geliyor. Kuzey Afrika elit kesimi ise Türkiye örneğinde olduğu gibi kendilerine de fırsatlar yaratılmasını istiyor. bölgede, AB’nin bölgedeki mevcut enstrümanlarını kullanmasının daha yerinde olacağını savunuyor. AB perspektifinden bakıldığında, Kuzey Afrika ülkeleri ile yapılacak ikili işbirliği anlaşmaları o ülkelerin reform süreçlerinde ve iç ekonomik yapılarının gelişmesinde katalizör olacaktır. Avrupa–Kuzey Afrika ortaklığı, AB’nin bölgede değer verdiği güvenlik, siyasal ve ekonomik çıkarlarının tesisi anlamına geliyor. Bu bağlamda, bölgede demokrasinin ve ekonominin güçlenmesi AB açısından büyük önem taşıyor. AB Kuzey Afrika ülkeleriyle komşuluk bağlarını uzun vadede güçlendirecek adımlar peşindedir. Kuzey Afrika ülkeleri perspektifinden bakıldığında, bu ülkeler, siyasi ve ekonomik reform sürecinde AB ile ilişkileri geliştirmeyi oldukça önemsiyorlar. Kuzey Afrika ülkelerindeki elit çevreler Türkiye’nin AB üyeliğinin sağlayacağı fırsatlar üzerinde de düşünüyorlar ve bu fırsatın Akdeniz’in güney sahillerine de verilmesi yönünde tavır sergiliyorlar. KOMŞULUK POLİTİKASI AB yaşadığı son genişlemelerle 27 üyeli bir birlik haline geldi. Yaşanan bu son genişlemeler AB’nin sınırlarının ve dolayısıyla da komşularının değişmesi ile yeni fırsatların yanı sıra yeni zorlukları da gündeme geldi.(6) Avrupa Komşuluk Politikası (AKP) işte bu söz konusu fırsatlar ve zorluklara yönelik olarak geliştirilmiş bir proje niteliğinde. Bu kapsamda, Mart 2003’te Komisyon tarafından "Daha Geniş Avrupa–Komşuluk: Güney ve Doğu Komşularıyla İlişkiler İçin Yeni Bir Çerçeve"(7) dokümanı hazırlanarak "Daha Geniş Avrupa Görev Gücü" oluşturuldu. 12 Mayıs 2004 tarihinde ise komşuluk politikasının temel belgesi Dipnotlar: 1Trevor Parfitt, "Europe’s Mediterranean Designs: An Analysis of the Euromed Relationship with Special Reference to Egypt", Third World Quarterly, Vol. 18, No.5, 1997, ss. 865 – 881. 2Meliha Benli Altunışık, " Avrupa Birkiği’nin Akdeniz Politikası ve Türkiye", Atila Eralp (Der.),Türkiye ve Avrupa, , Ankara, İmge Kitabevi, 1997, s. 351 – 383. 3Derya Özveri, "Avrupa Birliği’nin Akdeniz Politikası ve Güvenlik Yaklaşımı", Stratejik Öngörü, Vol. 1, No. 2, Yaz 2004, ss. 44 – 45. 4Michelle Pace, "Imagining Copresence in EuroMediterranean Relations: The Role of ‘Dialogue’",Mediterranean Politics, Vol. 10, No. 3, Kasım 2005, ss. 291 – 312. 5Abdennour Benantar, "NATO, Maghrep and Eurpe", Mediterranean Politics, Vol. 11, No. 2, Temmuz 2006, ss. 167 – 188. 6Roberto Aliboni, "The Geopolitical Implications of the European Neighbourhood Policy", European Foreign Affairs Review, Vol. 10 No. 1, 2005. ss. 1 – 16. 7 Esra Hatipoglu, "Yeni Komşuluk Politikasi'nin Avrupa Birliği (AB)Rusya lişkilerine Etkisi", Akademik Araştırmalar Dergisi, Vol. 6 No. 23, Kasım 2004 – Ocak 2005, ss. 95 108
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear