Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
10 Vefa TOKLU vtoklu@hotmail.com Ekonomik ve siyasi ayakları olmaksızın C S TRATEJİ olduğu belirtilmektedir. Türk ekonomisi için önemli bir miktar. Askere, sınır ötesi güvenlik operasyonlarına izin vermeyenler bunu biliyor ve kolaylaştırıyor. Bu şirketler orada ortaya çıkmış, Türkiye’de ekonomik varlıkları yokken oradaki faaliyetleri ile ihale alan şirketler değil kuşkusuz. Bu büyüklükleri ile ya da orada yarattıkları ekonomik kapasiteleriyle Türkiye’de etkin olmadıkları, bu faaliyetlerin siyasetten, dış ticaret politikalarından bağımsız yürütüldüğü düşünülemez. Yüreğindeki korla yaşayan ya da gözü kulağı haberde yüz binlerce aile ile ekonomik canlanmadan, ihalelerden, ithalat ihracattan, finansal hareketlerden etkilenmeyen insanlar terörün nasıl durdurulacağı haberlerini daha dikkatle izliyorlar. Genel olarak ekonominin gidişinden memnun olanları, Kuzey Irak’la ilgili faaliyetlerden değişik düzeylerde kazanç sağlayanları duyarsızlıkla suçlamak haksızlık olmakla birlikte bu kesimin daha çok ekonomi haberleriyle ilgili olması doğal. Terörle başka bir boyutta yüz yüze olup aynı zamanda bu ekonomiden geçim sağlayanlar ne haberi bekleyecekleri konusunda şaşkın. İlginç olan, konunun ekonomik boyutu ile ilgilenenlerin sanki güvenlikle ilgili konularda ihtiyatlı bir tavır içinde olmaları. Özellikle sorulması halinde belli belirsiz birkaç cümle ile tabii ki güvenliğin daha önemli olduğunu da belirtiyorlar. Ancak alttan alta, aman ekonomi ürkmesin diyenler de var. Bir sınır ötesi operasyonun sadece güvenlik boyutunun olmadığı bizzat sınır ötesi operasyonun yararlı olacağını söyleyen Genelkurmay Başkanı da belirtmiştir. Tabii ki bir operasyona karar vermek, ulusal ve uluslararası koşulları dikkate alarak yapılacak çok boyutlu değerlendirmeler sonucu siyasetin yapması gereken bir iştir. Ancak bütün bunlara karşın; bu sorunun, sürecin yöneltildiğini söylememizi sağlayacak neredeyse hiçbir veri, toplumun beklediği ipuçları, inandırıcı bir söylem yok. ürkiye’nin güney komşularını sayınız ! Önce İngiltere ve Fransa. Şimdi de ABD yeni komşularımızdan biri. Ne yaman bir coğrafya değil mi? Nereden bakarsak bakalım Türkiye; 20. yüzyılda kurtuluş, egemenlik, bağımsızlık, barış, istikrar ve uluslararası hukuka saygı değerlerinin timsali olarak toplumların, ulusların, uygarlıkların yaşadığı, yok olduğu, ayrıştığı, birleştiği, yeniden doğduğu, çok dilli çok dinli bu zor coğrafyada hep önemli, saygın, kararlı, mağrur ve ayakta. Çerçeveyi ortaya koyan bu ifadeler kuru, içi boş hamasetin ötesinde tarihin tanıklık ettiği bir duruşun özeti. Bu, tabii ki cumhuriyetin birikimlerinin daha doğru, istikrarlı, etkili, sorun çözücü dış politika çıktılarını üretmesi beklenirken, dönemsel kararsızlıkların, zafiyetlerin, hatta yanlışların olmadığı anlamına gelmiyor. Dönemsel yönelimlerin, ağırlık merkezi kaymalarının, iyi yönetilemeyen kimi süreçlerin sonuçlarının; geleceğimizi sınırladığı, verilen tavizlerin diğer dış politika stratejilerimizi de tehlikeye düşürdüğü, ulusal çıkarlarımızı zedelediği, ipotek altına aldığı da göz ardı edilemez. T Irak’a şaşı bakmak iş merkezleri, fabrikalar, konut projeleri, kamu binaları ve daha birçok önemli proje yaşama geçiriliyor. Türkiye’den Kuzey Irak’a ucuz enerji sağlanıyor. Konuşmayan ya da tartışamayanlar veya bizim duyamadığımız ise, konuyu enine boyuna değerlendirip bu konuda kamuoyunu da tatmin edecek bir yol, yöntem ortaya koyması, karar vermesi gerekenler. Gücü yönlendirecek, ateş düşen yürekler kadar toplumun tüm kesimlerine güvenlik ve gelecek konusunda belirleyeceği, ifade edeceği tutumuyla sükunet ve güven verecek siyaset aylardır ne yazık ki siyasi olarak bile nitelendirilemeyecek tartışmalarla kendince gündem oluşturmaktadır. Böyle bir ortamda da haliyle askerin, devletin ve hükümetin demeçlerini yorumlayıp tavzih en önemli maharet haline geldi. Herkes kimin aslında ne demek istediği ne yapmak istediğini anlamaya çalışıyor. Öyle ki bazen nasıl söylendiği ne söylendiğinin, konunun önüne geçiyor. Bütün bunlar bir yana ülke sadece dış politikada değil iç politikada da belirsizliklerle seçime gidiyor. Bunun bir başka anlamı önümüzdeki birkaç ay önceliğin iç siyasete yönelik olacağı. Türkiye’nin Irak/Kuzey Irak sorunu, diğer dış politika sorunlarından ayrı bir önem taşıyor. Bir an önce bütün parametreleri dikkate alan bir süreç yönetimi için strateji geliştirilmesi kaçınılmaz… TAHAMMÜL SINIRI ZORLANIYOR Son dönemde toplumun önemli gündem konularından biri olan Irak/ Kuzey Irak ve bağlantılı olarak terörün tırmanması da bu sorunlardan biri. 1984’ten bu yana bir iç ve dış politika sorunu olarak terör belasıyla baş etmeye çalışan, amansız bir mücadeleyi komşularının yalnız bırakmasına, dostlarının duyarsızlığına, uluslararası çanak tutuşlara karşın neredeyse her gün, yurdun neresinde hangi ocağa düşeceği yürek kıpırtılarıyla beklenen ateşlerle sürdüren, bununla birlikte toplumsal sağduyunun metanetle, fedakarlıklarla tırmandırmadığı bu süreci sosyal dayanışma adına, etnik farklılaşma adına önemli kırılmalar yaşamadan geçirmeyi başarabilen bu ülkenin son dönemde yaşadıkları tahammül KONOMİK SONUÇLAR sınırlarını zorlamaktadır. Saygı, sabır, itidal, tevekkül Bu karmaşada Türkiye’nin Irak’a nasıl baktığını sözcüklerini daha anlamlı kılan, yüz yıllardır yaşadığı çözmeye çalışanların işi zor, ama doğru tespitler acıları menkıbelerinde, örfadetlerinde, ağıtlarında, yapmadan da bu sürece müdahil olmak mümkün türkülerinde ve yüz çizgilerinde görebileceğimiz bu değil: toprağın duyarlı insanları artık olan biteni anlatacak Bir sınır ötesi harekatın ekonomik açıdan olumsuz sözcük bulmakta zorlanmaktadır. sonuçlar doğuracağı aşikar. Gün geçmiyor ki işgal altındaki bir ülkenin Irak’ın kuzeyini, Federe Kürt Bölgesini, daha da güdümlü aktörlerince, hatta yanlarında ABD ileri giden söylemlere göregeleceğin Kürt Devletini askerleri, yetkilileri olduğu halde egemen ülke (!) Türk müteahhitler inşa ediyor. Projelerin tamamı olduklarını her konuşmalarında temcit pilavı gibi yaklaşık 4 milyar dolar. Irak’ın tümünün yeniden tekrar ederek trajikomik bir oyunun bilindik sahnesi yapılanmasında bu kapasitenin 18 milyar dolar kadar benzer cümlelerle yeniden oynanmasın; Türkiye aleyhine konuşmasınlar ve Türkiye’den Barzani, Talabani aleyhine demeçler Süleymaniye Havaalanı verilmesin. Yine bu demeçlerle birlikte, inşaatını Türkler yapıyor... biraz daha cılız sesle ılımlı mesajlar seslendirilmesin. Bir yandan gözler ekonomi verilerini izlemesin. ABD’den gerek Irak gerek Türkiye’den seslendirilen görüşlere açıklama gelmesin. Bir yanda terörün bitirilmesi için mutlaka sınır ötesi operasyon yapılması gerektiğini ısrarla savunanlar, öte yanda bunun çözüm olmayacağını dile getirenler kendilerince gerekçelerini sıralıyorlar. Kimileri hala 1 Mart tezkeresi TBMM’den geçmediği için ‘ben dediydim’i yeniden yeniden gündeme taşıyor. Öbürleri, 1 Martta ABD ile hareket edilseydi durumun daha da kötü olacağını tekrarlıyor. Bu arada Habur, karıncaların koşuşturması gibi hareketli. Kuzey Irak, bir başka deyişle Kürt bölgesi Türk firmaları, iş adamları tarafından inşa ediliyor. Üniversiteler, kent altyapıları, su tesisleri, E SÜRECİN YÖNETİMİ O halde öncelikli ihtiyaç; bu sürecin kontrol edilmesi, yönetilmesi ve yönetildiğinin göstergeleridir. Öyle ki Irak’ın kuzeyi, toplumun sadece gözüyle kulağıyla değil tüm benliği ile izlediği, herhangi bir dış politika sorununun ötesinde Türk ulusunun her kesimini farklı boyutlarda ilgilendiren, diğer dış politika konularındaki yaklaşımları etkileyen bir özellik arz etmektedir. Konuya neresinden bakılacağı, konunun bir boyutunu görürken öbür yanının görmezden gelinemeyeceği ya da sanki bakıyormuş gibi yaparak kimi boyutlarının pek de üzerinde durulmaması hususu da ayrı bir önem kazanmaktadır. Sadece Irak politikasının genel çerçevesi değil yıllardır süregelen olmazsa olmazları, alt başlıkları, bağlantılı sorunları da paralel planlamalarla ileriye taşımanın yolları mutlaka bulunmalıdır. Dolayısıyla da dış politika sorunlarını yönetirken, sürekli olarak düştüğümüz bir hatanın tekrarlanmaması, sürecin çok boyutlu ele alınması diğer dış politika sorunları ile birlikte değerlendirilmesi, ileriye dönük stratejilerin doğru verilerle ve objektif bir biçimde yapılması gerekmektedir. Bir an önce.. Bekliyoruz. Herkes bekliyor. Ne yazık ki bekliyoruz!