Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
C S oluşmadı değil. Nitekim 2005 yılında İskoçya’nın Gleneagles kentinde yapılan zirvede, liderler Afrika ülkelerinin çoğunluğunu oluşturduğu gelişmekte olan ülkelerin borçlarının silinmesinin yanı sıra Afrika’ya yapılacak kalkınma yardımını yıllık 50 milyon dolar artırma sözü vermişlerdi. Ancak iki yıl önce İskoçya’da verdiği sözü unutmuş görünen, "Zenginler Kulubü", 2010 yılına kadar Afrika’ya 25 milyar dolar yardımda bulunacakları konusunda verdikleri söze rağmen, 2006 yılında, Afrika için yıllık vaat edilen miktarın yarısından daha az, yalnızca 2,3 milyar dolar yardımda bulundu. Nitekim Heiligendamm’daki "Zenginler Kulubü"ne paralel olarak Mali’de düzenlenen "Yoksullar Zirvesi"nin organizatörü Daoutanie Dao, G–8 Zirvelerinde verilen sözlerin "içeriksiz" olduğunu belirtiyor. "Söz değil eylem görmek istiyoruz" diyen Dao, bugüne kadar verilen sözlerin büyük oranda yerine getirilmediği Afrika’ya yardım konusunda bu yıl Heiligendamm’da verilen sözlerin yerine getirilmesinden şüphe duyuyor. Zira İngiltere’nin dönem başkanlığı sırasında İngiltere Başbakanı Tony Blair tarafından oluşturulan komisyon ile Afrika için yeni bir dönemin başladığına duyulan inanca karşın komisyonun aldığı kararların birçoğu hayata geçirilemedi. Dünya ticaretinin yüzde 42’sini elinde bulunduran Sekizler Grubu, "küreselleşmenin getirdiği dengesizliklerin" giderilmesi için Afrika’ya yardım vaadinde bulunuyor. Yardım programının hayata geçirilip geçirilmeyeceğini, verilen sözlerin ne kadarının yerine getirileceğini ancak zaman gösterecek. Verilen sözlerle ilgili beklentilerin farkında olan Merkel, "Sorumluluğumuzun bilincindeyiz, görevimizi yerine getireceğiz" diyerek Afrika ülkelerinin ve uluslararası toplumun gözünde yitirdikleri güvenilirliklerini böylelikle kazanmaya çalışıyor. Ancak verilen yardım sözüne karşılık Almanya, Afrika’ya yapılması planlanan yatırımlar için Afrika ülkelerinin kendi üzerlerine düşenleri yani yatırımlara yönelik bürokrasiyi azaltmalarını ve yolsuzlukları önlemelerini istiyor. Ne var ki Afrika’ya hastalıkların önlenmesi için yapılacak para yardımı, Afrika’daki yoksulluk ve kalkınma problemine kalıcı bir çözüm getirme amacı taşımıyor. Aksine gelişmiş ülkelerde çiftçilere sağlanan tarım sübvansiyonları sayesine ucuza yapılan üretim ve ihracat nedeniyle Afrikalı çiftçiler yerli mallarını kendi pazarlarında satamaz duruma geldi. Yine tropik ağaç gövdelerini vergi ödemeden Avrupa’ya satabilen Afrikalı üreticiler, ağacı işleyip mobilya olarak Avrupa’ya satmak istedikleri zaman yüksek oranda vergi ödemek zorundalar. TRATEJİ 13 ısınma gibi konular Almanya’da tartışıldı… tutulamayacak sözler G8 zirvesindeki protestocular... Almanya Başbakanı Merkel’in daha çok ‘halkla ilişkiler’ faaliyeti olarak yaklaştığı son toplantıda, Afrika’daki yoksulluk, küresel ısınma, hammadde temini gibi konular görüşüldü. Protestolar eşliğinde yapılan görüşmelerde önceki toplantılarda olduğu gibi ‘tutulmayacak sözler’ verildi. kalarına alarak küresel ekonomik ve siyasi sistemi tek başlarına şekillendirmekle suçlanıyorlar. Ellerinde bulundurdukları ekonomik gücün ötesinde "dünya hükümeti" gibi davranmaya çalışmakla eleştirilen Sekizler, çözmeye çalıştıklarını söyledikleri problemlerin sebebi olmakla suçlanıyorlar aynı zamanda. Sosyal adaletin küresel düzende temin edilmesinin talep edildiği protestolara gelince, ileri sanayi toplumunu "demokratik görünümlü totaliter bir toplum" olarak tanımladığı 1966 tarihli "Politik Önsöz"ünde Herbert Marcuse’nin dediği gibi: "Protestolar sürecektir çünkü bu yaşambilimsel bir zorunluluktur." Dipnotlar: 1. "Vice President Verheugen: Securing Raw Material Supply for EU Industries", IP/07/767, Brüksel, 5 Haziran 2007, http://europa.eu/rapid/pressReleasesAction.do?reference=IP/07/767&format=HTML&aged=0&language=EN&guiLanguage=en 2. Heiligendamm Zirvesinin özet metnine http://www.g8.de/Content/DE/Artikel/G8Gipfel/Anlage/AbschlusserklC3A4rungen/Chairssummary,property=publicationFile.pdf adresinden ulaşılabilir. BushMerkel ilişkisi test edildi İklim konusu, BushMerkel ilişkisi için de bir test oldu aynı zamanda. İklim koruma konusunda belirlediği yüksek hedefler nedeniyle Merkel, Zirve öncesinde iklim değişikliğine karşı alınacak önlemler konusunda Bush’u ikna etmeyi başaramadığı için G8’i sonuçsuz şovlara dönüştürmekle suçlanmıştı. Görev süresi yaklaşık bir buçuk yıl sonra dolacak olan Bush’un, küresel ısınma ile mücadelede küresel bir başarıya imza atmak isteyen Almanya’nın planlarını baltalayıp baltalamayacağı, Alman basınında en çok tartışılan konuların başında geldi. Zira Bush, iklimin korunması konusunda yalnızca Sekizlerin değil, en fazla karbon emisyonuna sahip 15 ülkenin, Zirveden sonra bir araya gelmesini teklif etmişti. Merkel ve Bush... PROTESTOLARIN GÖLGESİNDE Tartışmaları ile, Soğuk Savaş’ı anımsatan gerginlikleri ve artık klasikleşen protestocuları ile 16 bin polisin görev yaptığı, 12 milyon avroya mal olan 12 km uzunluğunda 2,5 metre yüksekliğinde dikenli telle çevrelen Heiligendamm’da düzenlenen G–8 Zirvesi sona erdi. Ekonomik sorunların yanı sıra dış politika ve güvenlik politikaları kapsamında dünyada ne kadar kriz varsa hepsine dair çözümleri iki günlük çalışma sonunda karara bağlayan Sekizler Grubunun toplantısından beklenildiği üzere yine elle tutulur, gözle görülür bir sonuç çıkmadı. Tüm bunların üstüne, büyük patronların, "küreselleşmenin getirdiği dengesizlikler" karşısında ne yapacaklarını tartıştıkları Zirve için, kapalı kapılar, dikenli teller ardında kaderleri tartışılan yoksul ülkelerde her beş saniyede bir çocuk açlıktan ölürken, gencecik insanlar iç savaşlara kurban giderken 12,5 milyon avronun harcanması ise "işin cabası" olarak değerlendirildi. Sözün kısası, Dünya ekonomik üretiminin yarısından fazlasını üreten Sekizler, küresel yönetişim sistemini oluşturan küresel ekonomik ve finans kuruluşlarını da ar