Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
sürdürmeye çalışıyor. Açıkçası Rusya, ani iktidar değişiklikleri durumlarına karşı hazırlıklı olmaya niyetlidir. Günümüzde Rusya, komşu ülkelerdeki kamuoyu oluşturma çalışmalarına aktif olarak katılıyor. Burada en ilginç örneklerden birisi, Moldova ile ilgilidir. 2005 Moldova parlamento seçimlerinin öncesinde, iktidara ilk geldiği sırada "Rusya yanlısı" olarak tanınan ancak daha sonra Batı’ya yönelen Moldova Komünist Partisi’ne karşı olarak Demokratik Moldova Blok’u adlı çatı örgüt ortaya çıkmıştı. Başlangıçta liberal reformcuları tekrar iktidara getirmenin peşinde olan ABD ve AB, söz konusu Blok’un oluşması için çaba harcasa da, kısa sürede Komünist Parti’nin kamuoyu desteğinin aşılamayacağı anlaşıldı. Bunun üzerine Blok Batı desteğini kaybetti. Ancak seçimler yaklaşırken, daha önce Batı’nın Blok’a gösterdiği destekten şikayetçi olan Moldova hükümeti, bu sefer Rusya’nın Blok’a parasal destek verme çalışmalarında bulunduğunu iddia etti. Bu iddiaların doğruluğu ispatlanamasa da, Rusya’nın o seçimlerde kendi topraklarında bulunan çok sayıda Moldova vatandaşını yönlendirmeye çalıştığı kesindir. Rusya, Moldova’da geniş bir şekilde takip edilen Rus enformasyon kaynaklarıyla seçim sürecini etkilemek için uğraştı. Özellikle Rus ORT kanalı aktif bir görev üstlenerek, Voronin karşıtı propagandanın öncüsü olmuştur. resmi olarak bütçeden para ayrıldı. Mart 2007’de yayınlanan Rusya Dış Politikası Değerlendirilmesi (Değerlendirme) resmi belgesinde STK’lar aracılığıyla değişik alanlarda Rus dış politik çıkarlarının gerçekleştirilebileceği ifade ediliyor. Belgede öncelikli alanlar insani, eğitim ve bölgesel işbirliği, Rus dili statüsünün yükseltilmesi, Rus kültürünün geliştirilmesi ve insan hakları savunuculuğunun bir parçası olarak Rus soydaşların haklarının korunması olarak belirlendi. Rusya, ABD’nin örneğinden yola çıkarak, yurtdışında faaliyet gösteren STK’lara devlet bütçesinden payın ayrılmasını kurumsallaştırmaya çalışıyor. Bu amaçla, Dışişleri Bakanlığı’nın nezdinde bir fonun oluşturulması planlanıyor. Bakanlığın nezdinde C S TRATEJİ 13 GÜCÜN KONTROLÜ Batı’da yapılan suçlamalara göre Rusya, "yumuşak güç" araçlarını yeni emperyalizm amacıyla kullanıyor. Aslında Rusya’nın davranışları diğer Batı devletlerinin davranışlarından hiç de farklı değil. Hatta Rusya örnek olarak Batı’yı almaya çalışıyor. Rusya’nın dış politika hedeflerinin ve yöntemlerinin ayrıntılı olarak anlatıldığı Değerlendirme’de bu açıkça görülüyor. Bu anlamda, Batı kabul etmek istemese de, Rusya tam bir Batı devleti olarak davranıyor. "Yumuşak gücün" geliştirilmesinin altındaki Rusya’nın öncelikli amacı, eski Sovyet ülkeleri açısından yeniden bir ekonomik, siyasi ve kültürel çekim merkezi haline gelmektir. Gerçi bu alanda bazı gelip gitmelerin yaşanması kaçınılmazdır. Zira Rusya, aynı zamanda "güçlü devlet" imajını da çizmeye çalışıyor. Güçlü devlet konumu ise bazı tasarrufları gerektiriyor ki, bunlardan birisi elinde bulundurduğu "yumuşak güç" araçlarının baskı aracı olarak kullanılmasıdır. Rusya ve Gürcistan arasında yaşanan kriz sırasında özellikle Rusya’da bulunan Gürcülerin sınır dışı edilmesi, bir taraftan Gürcistan’a geri adım attırırken, diğer taraftan "dostu, düşmanı" olan bütün komşu devletleri ürküttü ve onları Rusya’ya karşı dengenin kurulması gerektiğine bir daha ikna etti. Açıkçası "yumuşak gücün" dış politik amaçlarla kullanılması aşırı bir dikkat gerektirmektedir. Zira kontrolsüz kullanım, bu gücü eritme potansiyeline sahiptir. Nitekim ABD’de Yeni Muhafazakarlara yöneltilen önemli eleştirilerden birisi, beceriksiz kullanım sonucunda ABD’nin "yumuşak gücünü" zafiyete uğratmalarıdır. Rusya’nın kontrolden (veya kontrolünden) çıkmasına içine sindiremeyen Batı ülkelerinde Rusya karşıtı propagandanın önemli artış gösterdiği bu dönemde Rusya, Batı dünyasına yönelik olarak da ciddi bir şekilde imaj çalışmalarına ihtiyaç duydu. Bu anlamda İngilizce olarak yayın yapan "Russia Today" televizyon kanalının yayınları, başarılı bir girişim olarak önümüze çıkıyor. Ancak Rusya, Batı’daki Rusya imajının Batı devletlerinin siyasi ihtiyaçları doğrultusunda oluştuğunun farkında. Bundan dolayı Rusya, "uzak yurtdışına" yönelik olan imaj çalışmalarında Batı dışındaki dünyaya özel önem veriyor. "Medeniyetler arası diyalog" tezini geliştirmeye çalışan Rusya, Batı medeniyetine ait olan, ancak Doğu’nun değerlerini de anlayan, hatta onlara sahip çıkan bir ülke imajını çizmeye çalışıyor. ABD’nin hatalarından faydalanan Rusya, ABD politikasından memnun olmayanlara "entelektüel liderlik" yapmak niyetindedir. BATI’NIN YOLU Rusya, komşu ülkelerdeki kamuoyu oluşturma çalışmalarına aktif olarak katılıyor. Moskova, eski Sovyet alanında Rusça’nın yaygınlığını araç olarak kullanıyor. ABD’nin izinden giden Rusya, petrolün yanı sıra STK’leri de kullanmak niyetinde. Rusya, giderek daha fazla oranda yurtdışındaki ve özellikle eski Sovyet alanındaki imajına ve kendi "yumuşak gücünün", yani ekonomik, siyasi ve kültürel cazibesinin geliştirilmesine önem veriyor. Sovyetler Birliği dağıldığından beri Rusya, eski topraklarındaki kendi "yumuşak gücünün" farkındadır. Gerçekten de eski Sovyet topraklarındaki "Rus yumuşak güç sermayesi", eski Sovyet topraklarındaki aktörler arasında Rusya’yı özel kılıyor. Bu gücün sistematik olarak geliştirilmesi Putin dönemine rastlar. "Renkli devrimler" ise zaten başlayan sürecin eşi bulunmaz bir katalizörü oldu. "Renkli devrimlerin" meydan okuması karşısında Rusya, "yumuşak gücünü" kurumsallaştırma ihtiyacını hissetti. Daha önceleri çoğunlukla askeri ve ekonomik işbirliği cazibesine dayanmaya çalışan Rusya, alternatif etki araçlarını geliştirmeye başladı. Bunun sonucunda devlet başkanlık ofisinin nezdinde BDT’de Rus etkisinin yayılmasından sorumlu olan bir birim kuruldu. Buna ek olarak Rusya, "yakın çevrede" Rus etkisinin güçlendirilmesi amacıyla sivil toplum kuruluşlarını da kullanmaya başladı. İlk defa 2006’da bu amaçla yurtdışında çalışan STK’ların katılımıyla bir konseyin oluşturulması da planlar arasında. Aynı ABD’de olduğu gibi dini kuruluşlara ve düşünce kuruluşlarına özel önemin verilmesi de gündemdedir. Dini kuruluşlar arasında sadece Rus Ortodoks Kilisesi’ne değil, son dönemde özellikle Rusya’daki Müslümanlara dış politik faaliyetler kapsamında önemin verildiği görülüyor. Düşünce kuruluşlarına gelince Rus Dışişleri Bakanlığı, bilimsel ve diplomatik çevrelerin işbirliği açısından bakanlık nezdindeki Bilimsel Konseyin önemli bir rol oynaması gerektiğini belirtiyor.