28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

tesislerin fiyatının artmasına neden oluyordu. Bu dikenli engel Arcelor’du ve bir an önce pasifize edilmesi hatta cesur bir stratejiyle satın alınarak saf dışı bırakılması gerekiyordu. Bu nedenle 27 Ocak 2006’da Arcelor’u satın almak için bir teklif yapıldı. Eğer bu teklif kabul edilseydi MittalArcelor birlikteliği yaklaşık 115 milyon tonluk bir üretimle dünyada erişilemeyecek bir noktaya ulaşmış olacaktı. Mittal Steel’in sahibi Lakshmi Mittal’in belirttiği üzere böyle bir birleşme dünya çelik endüstrisi için kuvvetli bir bünye ve süreklilik arz eden bir gelecek hazırlayacaktı. Çünkü dünya çelik endüstrisi özellikle gelişmiş ülkelerde çeşitli var oluş problemleri ve istikrarsız bir süreç yaşamaktaydı. Mittal’in büyük bir stratejik yaklaşım ve cesaretle Arcelor’a önce 22,7 ve sonra 32 milyar dolar olarak yenilenen teklifinin ödeme şekli Arcelor için cazip gözüküyordu. 5,7 milyar dolar peşin ve bakiyesi Mittal hisseleri ile sağlanacak ödeme planı küresel sermaye şirketlerinin ellerindeki ödeme potansiyeli ile yöntemlerinin çeşitliliğini ve gücünü göstermede iyi bir örnekse de buna karşı başka güçlerin de devreye girmesiyle bu hesapların başka söz konusu güçler tarafından etkisizleştirilebileceğine de iyi bir örnek oldu. Bu teklifin kabul edilmesiyle gerçekleşecek MittalArcelor birlikteliği Mittal’in ABD ve OrtaDoğu Avrupa’daki gücünü Arcelor’un Batı Avrupa ile Brezilya üzerinden Güney Amerika’daki gücüyle birleştirebilecek ve nihai stratejik bir hedefe ulaşılmış olunacaktı. Ne var ki bütün planlarını usta bir taktikle Arcelor üzerine yoğunlaştırmış ve hatta Kanada’da satın alınmış olan Dofasco’yu, eğer Arcelor konusu halledilirse TyssenKrupp Grubu’na geri vermeyi kararlaştırmış olan Mittal’in bu planları daha güçlü aktörler tarafından bozuldu. Şubat 2006’da Fransız, İspanyol ve Lüksemburg hükümetleri devreye girdi ve Mittal’in planlarını ciddi bir kararlılıkla önlediler. Böyle bir ele geçirmeye izin vermeyeceklerini net bir tavırla ortaya koydular. Özellikle Fransa’dan gelen bu müdahaleye karşı İngiliz ve Hindistan basını ağır eleştirilerde bulundu. Hatta bu girişimin bir FransızHindistan ticaret savaşına yol açabileceği bile gündeme getirildi. Fransa, İspanya ve Lüksemburg’un bu engelleme girişimlerinin yanı sıra Arcelor da süreç içerisinde gücünü artırma konusunda ciddi atılımlar yaptı. Geçtiğimiz Şubat ayı içinde Çin’deki Laiwu Steel’in hisselerinin bir kısmını satın aldı. Ama Mittal’in önünü kesme yolunda en büyük taktik gelişme, Arcelor’un 26 Mayıs 2006’da Rusya Federasyonu’nun en büyük çelik grubu Severstal ile birleşme kararını almasıyla ortaya çıktı. Bu yeni stratejik yaklaşım sonucu oluşan ArcelorSeverstal birlikteliğiyle, yıllık 40 milyar Euro satış ve yaklaşık 60 milyon/ton çelik üretimi gerçekleştirecek bir füzyon ortaya çıkacak. 2002 yılından bu yana işbirliği içinde olduğu söylenen bu iki firmadan Arcelor’un esasen Mittal’in önünü kesmek yolunda uzun zamandır bilinçli bir arayış ve güçlenme çabasında olduğu biliniyor. Ancak gerçekleştirilen birliğin bir çözüm mü, yoksa Arcelor için bir risk mi olduğu da tartışılır bir durum arz etmekte. Çünkü Rusya’nın en güçlü şirketlerinden, yıllık çelik üretimi 12 milyon/ton olan Severstal’in sahibi oligark Alexey Mordaşov’un da geçmişi ve hedefi Mittal ailesi gibi zirveye tırmanma öyküleri ve başarı hırsı içeriyor. Severstal’in gücü yalnız Rusya ile sınırlı değil. Şirket, ABD’de ve Kalkınmanın göstergesi olan çelik tüketiminin Türkiye’de yükselmesi için üretim tesislerinin yabancıların kontrolüne geçmemesi gerekiyor. Türkiye coğrafyasında ciddi yatırımları bulunan Erdemir açısından ulusal çıkarların düşünülmesi kaçınılmaz. seviyesine yükselten Erdemir ve bağlı kuruluşlara, özelleştirme aşamasında geçtiğimiz yıl Mittal ve Arcelor gibi büyük firmalar talip olmuştu. Bu bağlamda da Özelleştirme İdaresi ile Türkiye Kalkınma Bankası’na ait toplam yüzde 49.93’lük hisselerin bir paket halinde dünyanın demirçelik devlerinden birine blok satışla adeta hediye edilmesi de söz konusu olmuştu. Son yıllarda sürdürülen özelleştirme çalışmalarının Telekom, Tüpraş gibi nedense hep stratejik önemi bulunan ve kar eden tesislerimYassı izin etrafında dönüyor ürünler... olmasından rahatsız olup tepki koyan başta Türk Metal Sendikamız gibi milliyetçiulusalcı güçlerin bu tepkileri üzerine de satış işleminin açık ihaleyle yapılması sonucu bu stratejik kuruluşumuzu çok isabetli bir girişimle Oyak Grubu aldı. Stratejik öneminin tartışılmazlığı açık olan Erdemir’imizin dünyanın gelecek vaat eden potansiyeli ve sıçrama noktasında olması dikkate alınırsa bu tür bir kuruluşun dünyanın hiçbir ülkesinde yabancılara, hele ki değerinin çok altında bir fiyatla satılmak istenmesi söz konusu bile olmamalıydı ve bundan sonra da olmamalıdır. Bugün 40 milyon tonun üzerinde çelik üreten Güney Kore, sanayileşme aşamasının evrelerini bütünüyle tamamlamış, uzay çağına adım adım ilerlemektedir. Türkiye bu evreye ancak çıkarlarını düşünen milli bir sanayi ile ulaşacaktır. Bu bizim ve çocuklarımızın hakkıdır. Geleceğimizin önünü kesecek böyle savurgan ve strateji yoksunu özelleştirme girişimlerinde bulunurken, hükümetin örnek olarak Erdemir’in, en yüksek fiyatı vererek satın almak istediği Bulgaristan’ın en büyük demir çelik tesisi "Kremikovtsi"nin özelleştirme yoluyla satışı ile ilgili ihalede, Bulgar Hükümeti’nin, Erdemir'in bir Türk İtalya’daki çok büyük çelik tesislerinde yatırımcı firması olması nedeniyle stratejik ve siyasal konuları olarak bulunuyor. dikkate alarak devre dışı bırakan bir karar almasını Alexey Mordaşov’un çelik sanayinin dünyadaki anımsamalarında yarar ve gerek vardır. ölüm kalım savaşından genişleyerek sağ çıkacağına Bulgaristan’ın, çelik tesislerinin bir Türk dair çalışanlarına söz vermiş olarak sürekli kuruluşunun eline geçecek olması ve bunun da büyüme stratejisini benimsediğini vurgulamakulusal çıkarlarına aykırı düşeceği gerekçesiyle satışa ta olması Arcelor’un geleceğinin o denli karşı çıkması, ülkelerin bu tür konulardaki güvende olmayacağını da düşündürebilir. duyarlılıkları açısından ders alınması gereken bir MittalArcelor yarışında satranç örnektir. tahtasındaki bu son hamle ile Arcelor Bütün bu gelişme ve özelliklerin ışığında, yakın şimdilik bir adım öne geçerek konumunu bir gelecekte Mittal’in Avrupa’da zayıf olduğu yassı ve varlığını sağlamlaştırmış gözüküyor. mamul açığını kapayacak bir tesis arayışında olaBundan böyle, pes etmeye alışık olmayan bileceği ve dünyanın bu iki grubun dışında kalan Mittal’den ise yeni hamleler bekbirkaç önemli kuruluştan biri olan Erdemir’e yeniden lenebilir. gözlerini dikmesi söz konusu olabilecektir. Ne var ki OYAK gibi güçlü ve milli bir kuruluşun elinde olması nedeniyle geleceğinden kaygıya EVLERİN ÇEKİŞMESİ düşmeyeceğimiz ve yabancı ellere gitmeyeceğinden VE TÜRKİYE emin olduğumuz Erdemir’e milletçe sahip çıkmalıyız. Çünkü çocuklarımızın geleceği, ülkemTürkiye özellikle son 25 yılda çelik üretiizin, yüce Atatürk’ün söylediği üzere "Muasır minde büyük atılımlar gerçekleştirerek yıllık medeniyetler seviyesine erişme" hedefi ile doğrudan 18.3 milyon ton üretimle dünyanın 13. ilişkilidir. Bu noktada en stratejik sektör olan çelik büyük çelik üreticisi ve yine 11 milyon ton endüstrimize sahip çıkalım. AB’nin önümüze ihracatla da dünyanın 10. büyük ihracatçısı koyduğu engel olan üretimimizi 21 milyon ton ile olmuştur. Bu başarıların en önemli lokomotisınırlama zorlamasına karşı çıkalım. Ereğli’nin yıllık fi, halen yılda 4.9 milyon ton çelik üreten, 4 milyon/ton üzerinde ve İsdemir’in yıllık 2,2 milyülkemizin tek yassı mamul imalatçısı olan on/ton olan kapasitelerinin her birini yılda 7 Erdemir’dir. Bünyesinde ikisi stratejik liman olmak milyon/ton kapasiteye getirerek, stratejik sanayilerüzere 9 işletmeyi barındıran, ulusal gururumuz olan imizi destekleyecek bir potansiyel kazanalım. bu tesis, Romanya’da sahip olduğu diğer tesis ve Rostow’un ekonomik kuramı olan sıçrama noktasına çevre ülkelerde satışa çıkarılan çelik fabrikalarına erişip zirveye çıkma aşamasına gelen Erdemir’imizin verdiği tekliflere paralel olarak yatay ve dikey önünü açalım. Dünya devlerinin oyuncağı etmeyelim genişleme çizgisiyle dünya çapında bir kuruluş ve hatta bu devlerle yarışacak hale getirelim. haline gelmiştir. Bütün mal varlıkları ile 12 milyar Geleceğin Türkiye’si bu büyük atılımlarla daha güçlü dolar değer biçilen, son yıllarda ciddi karlar elde olacaktır. edip yalnızca geçtiğimiz yıl karını 600 milyon dolar C S TRATEJİ 11 D
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear