24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

koalisyona katarak bu eksiği kapatmayı düşünüyor. uygulama aşamasında hem içeriden hem de Ancak böyle bir manevranın da nasıl bir sonuç dışarıdan gelecek eleştirilerin farkında. Olmert’in vereceği halen belirsizliğini koruyor. Sonuç itibari gündemindeki bu planların yanı sıra henüz hazırlık ile büyük vaatlerle görev başına gelen Kadimaİşçi aşamasında olan ve diğerlerinden çok daha fazla ses PartisiGilŞaas getirecek olan "Kudüs’ün Taksimi Planı"nın da ABD Hükümeti’nin yolunun ziyareti sırasında "görücüye ne kadar taşlı ve çıkacağı" ileri sürülüyor. dikenli olduğu başka Olmert adı geçen planların bir ifade ile ne kadar uygulanması için kadim nusunda ko r ırla sın ti, me çetrefilli bir yola müttefiki ABD’den destek kü hü . srail’in 31 syondan başka mi ihi tar n ne girdiği aşikâr. Ancak, almaya çalışadursun, planların kle yü ına omuzlar met çeşitli kü Hü . hip Başbakan Ehud meclisten hatta kabinenin sa de ere ikl özell çok ilke de imzasını Olmert’in, güven bir e nd ihi bizzat kendisinden geçeceği tar ail İsr rda alanla rt hükümeti, öncelikle oylaması sırasında bile şüpheli. Nitekim atmış durumda. Olme defa askeri geçmişi Knesset’te yaptığı koalisyonun küçük İsrail siyasi tarihinde ilk ir Peretz’in konuşmada açıkça Am eri lid i rtis Pa i ortaklarından Şaas Partisi’nin İşç n, olmayan birini revine getirilmesi ile dile getirdiği üzere, seçmen tabanının nerdeyse Savunma Bakanlığı gö sıfatına sahip a olm ti me kü İsrail ne olursa olsun tamamı yerleşimcilerden hü il siv İsrail’in en hükümet bu e yin a 2010 yılına kadar oluşuyor. Olmert’in nihai ınd dış n nu oldu. Bu ile birlikte İşçi res Pe nihai sınırlarına sınırlar planının en önemli on Şim e nd mi döne a’ya geçerek bu dim Ka p ayağını da yüz binlerce rılı ay n de i’n Partis s kavuşmak için her çilen Dalia Itzik’in Mecli se i kil yolu deneyecek. yerleşimcinin yaşadığı Batı tve lle mi en rtid pa ail ilk kadın Meclis Nasıl ve ne şekilde Şeria’dan çekilmek oluşturuyor. Başkanı seçilmesi ile İsr . ştu gerçekleştirilir, ne Bu bağlamda Şaas’ın söz vu Başkanı’na ka kadar zor ne kadar konusu plan gündeme kolay olur, ne derece geldiğinde nasıl bir tavır alacağı hukuksal ne derece insani olur orası son derece açık. Olmert, Şaas’ın bilinmez ama İsrail öngörülen tarihe kadar sınırlarını desteğini alamaması durumunda ise sağ kanattan tek taraflı olarak çizmek için ne gerekiyorsa yapacak Birleşik Tevrat Yahudiliği ve sol kanattan Meretz’i C S TRATEJİ gibi görünüyor. 19 BARIŞ İÇİN ERKEN Olmert hükümeti yöneltilen sert eleştirilere ve çözüm bekleyen birçok soruna karşın ılımlı mesajları nedeniyle Ortadoğu Barışı’na yakın bir görüntü çiziyor. En azından böyle bir imaj yaratmaya çalışıyor. Ancak yeni hükümet her ne kadar barışa göz kırpıyor gibi görünse ve Filistinlilerle (yalnızca Mahmut Abbas ile) görüşme kapısını aralık bırakıyor olsa da İsrail nihai sınırlarını kendi elleri ile tek taraflı olarak çizmeden barış masasına oturmayı düşünmüyor. İsrail kendi mevcudiyetini sağlamlaştırıp kendisini yeniden tanımlamadan Filistinliler ile görüşmeye yanaşmıyor. Çünkü İsrail masaya kendi kuralları ile oturmak istiyor. Yani karşılıklı bir görüşmeden, müzakereden ziyade İsrail’in Filistin’e sunacağı bir haritası ve her şeyini kendisinin belirleyeceği bir planı var. Filistin’e düşen tek şey ise İsrail’in önüne koyduğu bu harita ve plana evet ya da hayır demek. Yani Filistin kendi kaderini tayin etmek için oturacağı masadan yine İsrail’in kendisine reva gördüğü kadarıyla yetinerek kalkmak durumunda kalacak. Zaten, Hamas’lı bir Filistin’in böylesine bir tabloda asla yer almayacağı hatta İsrail ile barış masasına oturmak bir yana, İsrail’i tanımayacağı düşünülürse barıştan bahsetmek için halen "daha çok erken". İlklerin Hükümeti İ Latin Amerika’da kamulaştırma yayılıyor... Morales dengeleri değiştiriyor Aybike KOCA TUSAM Çalışma Hayatı ve Türkiye Araştırmaları Masası akoca@tusam.net L atin Amerika’da hükümetlerin bölgesel sorunları çözememesi, bölge halklarını çözüm üretmeye itiyor. Halk, sorunların çözümü için birincil önem taşıdığını düşündüğü doğal kaynakları korumayı amaçlıyor ve bu yüzden yıllardır ulusallaşmayı savunuyor. Bölgedeki çok uluslu şirketlerin ulus devleti zayıflatma isteği de bunu körüklüyor. Halkın bu arzusuna cevap vermeye çalışan liderler ise seçim propagandalarında, soruna neden olduğunu düşündükleri özelleştirmelere karşı "kamulaştırma" argümanını kullanıyorlar. Venezüella’dan sonra Bolivya’da da enerji kaynaklarına sahip çıkma fikri kamulaştırma ile sonuçlandı. Aralık 2005’te iktidara gelen Evo Morales de halkın istekleri doğrultusunda kamulaştırmayı başlatan isim oldu. Yıllardır verdiği mücadele sonunda, iktidara geldikten hemen sonra, petrol ve doğalgaz şirketlerini devletleştirdiğini açıklayan lider, bu açıklamasıyla, son on yıldır iktidara gelen hükümetleri protesto eden Bolivyalıları çok sevindirdi. Bundan böyle ülkede çıkarılan petrol ve doğalgazın üretimi de denetimi de devlete ait olan YPFB (Yacimientos Petroliferos Fiscales Bolivianos) Şirketi tarafından yürütülecek. (1) Askerlere enerji sahalarını işgal etmeleri emri verildi bile. Önceki iktidarlar, her seferinde kamulaştırmaya yeşil ışık yakmış, ancak yolsuzluğa adı karışan başkanlardan dolayı bu uygulama hayata geçirilememişti. Bu kanunu parlamentodan geçirmeye gerek duymadan kendi üst yetkisini kullanarak yasalaştıran Morales, iktidara geldiği günlerdeki popülaritesini de artıracak gibi gözüküyor. Morales, kamulaştırmanın Bolivya halkında oluşmaya başlayan bölünmeyi engelleyeceğini ve başta petroldoğalgaz sektörleri olmak üzere ekonominin ulusallaştırılmasıyla Bolivya’nın birleşeceğini söylüyor. Çünkü, ancak kamulaştırılan şirketlerin birleşmesi halinde Brezilya, İspanya, İngiltere, Fransa ve ABD gibi Bolivya ekonomisine hakim olan güçlerle rekabet edilebilecek. Öyle ki, Morales, Bolivya’da faaliyet gösteren petrol ve doğalgaz şirketlerinin, altı ay içinde hükümetle yeni bir anlaşma imzalamamaları halinde, ülkeyi terk edecekleri tehdidinde bulunuyor. Böyle bir durumda ekonomisi oldukça zayıf olan ülkenin, şirketleri idame ettirip ettiremeyeceği de merak konusu olmaya başladı bile. BOLİVYA EKONOMİSİ Güney Amerika’nın en yoksul ülkelerinden biri olan Bolivya’nın 1940’dan sonra artan ve bugün 3 milyar doları ancak bulan ticaret hacmi, ekonomik durumun iyileşmesini sağlayamamış. 1825 yılında bağımsızlığını ilan ettiğinden beri yılda ortalama bir darbenin yaşanması da ekonomik gerilemeyi körüklemiş. Ülkede yaşanan istikrarsızlıkların büyük rol oynadığı ekonomik yapının düzeltilmesi için yirmi yıldır kötü yönetilen özelleştirme sürecinde aynı argüman öne sürülüyor: Ulusallaştırma ya da Bolivyalıların deyimiyle "doğallaştırma". Dış ticaret fazlasının risk boyutunda olmadığı ülkede yüzde 12’yi bulan işsizliğin sebebi olarak, özelleştirme sonucu firmaların karlarını artırmak için işçi çıkarmaları gösteriliyor. Halkın yüzde 60’dan fazlası yoksulluk sınırının altında, yarısı ise günde bir dolardan az kazanıyor. AB’de her inek için verilen günlük 2,50 dolarlık sübvansiyon dikkate alındığında halkın satın alma gücünün düşüklüğü daha iyi anlaşılacaktır. Kişi başına düşen gelirin 1000 doların altında kaldığı Bolivya’da işsizlikle beraber gelen yoksulluğu önlemenin tek yolunun bu firmaları tekrar kamulaştırmak olduğu tüm iktidarlar tarafından dile getiriliyor. Morales’in, bu beklenen atağı, Bolivya Devlet Başkanı Morales, işçilerle...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear