Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
20 Mazlum Güneyde kıtasal dönüşüm… C S TRATEJİ Latin Amerika geleceğine sahip çıkıyor Doç. Dr. Yaşar HACISALİHOĞLU İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi hacisalihoğlu@jeopolitik.org atin Amerika’da esen rüzgarın niteliğini, özünü ve hedeflerini zamanında ve doğru olarak saptamak sadece Güney Amerika kıtası için değil tüm dünya açısından büyük önem taşıyor. İşgallere ve sömürüye dayalı emperyalist egemenlik projeleriyle kurulmak istenen yeni dünya düzeninin, mazlum milletler üzerine karabasan gibi çöktüğü günümüzde, yeni nefes boruları yaratmak insanlık adına bir umut ışığı etkisi yaratıyor. Neler oluyor Latin Amerika’da? Olan biteni nasıl yorumlamalıyız? Hangi dersleri çıkarmalıyız? yaratılmasında ve değişimin yaygınlaşmasında Chavez’in Venezuela deneyiminin özel bir yeri var. Latin Amerika’da yaşananların taşıdığı anlam, en doğru biçimde Chavez ve Venezuela üzerinden okunabilir. Paraşütçü komando Albay Chavez, iktidara geniş halk kitlelerinin büyük desteğiyle geldi. Seçimle gelen bir iktidarı, Latin Amerika klasiği olan "ABD destekli askeri darbeyle ortadan kaldırma" girişimi bu kez Venezuela’da başarısız oldu ve Chavez iktidarını kuvvetlendirdi. Attığı adımlar ve dünyaya verdiği mesaj, emperyalizme karşı bir dayanışma zemininin oluşabileceği yönündeydi. Önce Latin Amerika’nın birliğine sonra da ezilen, mazlum güney ülkelerinin dayanışmasının gerekliliğine inanıyordu. Gerek iktidara yürüyüşü aşamasında gerekse iktidarı sürecinde karşılaştığı güçlülükler, bizim için çok tanıdık motifler içeriyor. Bu yüzden Türkiye açısından Chavez deneyiminin derinlemesine ve doğru biçimde kavranması gerekiyor. Türkiye’nin milli/ulusalcı birikiminin kucakladığı, savunduğu ve mücadele ettiği her unsurun benzerliklerini Chavez çizgisinde bulmak olanaklı. Her şeyden önce Chavez kendi çizgisini "Bolivarcı" olarak tanımlıyor. Yani sömürgeciliğe karşı mücadele önderliği yapmış Simon Bolivar’ı örnek alıyor. Kendi topraklarının yarattığı bir değeri yüceltiyor ve onun birikimini geleceğe taşıma kararlığını gösteriyor. Başka yerlerden hele de Batı dünyasından şablonlar aramıyor. Terminoloji ve kurtarıcı ithaline bel bağlamıyor. Yerli olana ve özgün kılınabilene ve kendi sentezine sarılıyor. Tam bir milli/ulusal içerik geliştiriyor ve Chavez, taraftarlarıyla birlikte... L KITASAL HAREKET Tüm bu soruların yanıtları Türkiye açısından çarpıcı sonuçlara işaret ediyor. Venezuela’da, Arjantin’de, Brezilya’da, Uruguay’da Bolivya’da ve Şili’de peş peşe yaşanan dönüşüm, ABD’nin sınırına dayanma eğilimi gösteriyor. Sırada Meksika, Ekvator, Nikaragua, Peru ve diğerleri var. Bu dönüşüm yaşandığı ülkeler, kendine özgü nitelikleri olmakla birlikte ortak bir hedefi güdüyorlar. Güneyin dünyasını, IMF ve ABD’nin telkin ettiği neoliberal politikalardan kurtarmak, halkçı, ulusalcı bir ekonomipolitiği yerleşik kılmak. Bu ortak hedef için her ülke deneyimi ve uygulama süreci farklılıklar izlese de özünde bu ortak dil, tüm Latin Amerika’ya dalga dalga yayılıyor. Bu ortak dilin bu söylemini evrensel buluşmanın referansı kılmaya çalışıyor. Batı referanslı solun, neoliberalizmin çarklarında birer dişliye dönüşmüş çizgisinden uzak duruyor. 1990’ların küreselleşme rüzgarına kapılmış "sınıf mücadelesi" söylemini nostaljik ritüellere hapsetmiş işçi sendikalarıyla da yakınlaşmıyor. Demokrasiyi Batı’nın sopasında arayanlara, emperyalizme yenik düşmüş ve edilgenleşmiş kesimlere de soğuk bakıyor. Güçlüye tapanlara, kolayca teslim olanlara, küresel kıskaçtan kurtulabilme umudunu yitirenlere, "gerçeklebağımlılık" kavramlarını karıştıranlara özel bir ders veriyor. Ülkesinde ahtapotun iç ve dış sömürücü kollarına savaş açıyor. Mutlu azınlığın işbirlikçi iktidarını, geniş halk kitlelerinin gücüne yaslanarak dağıtıyor. Halk yararına, kamu yararına çalışan gerçek bir demokrasi yapılandırıyor. Emperyalizmin desteklediği mutlu azınlığın ve dolayısıyla emperyalizmin çıkarlarına hizmet eden sanal demokrasi oyununun yerine toplumsal tabana yayılan ve önce ekonomide yerleşik kılınabilecek gerçek bir demokrasiyi hedefliyor. Toprak reformu gerçekleştiriyor. Başta devletin topraklarına tapu belgesi olmadan illegal yollarla el koymuş zengin toprak sahiplerinin elindeki topraklar olmak üzere topraksız yoksul köylülere 1.5 milyon hektarlık alanı devrediyor. Bu sürecin devam edeceğini, yeni anayasayla tam bir bütünleşmeyi sağlayana kadar ve Venezuela’da hiçbir "latifundu"nun (Latin Amerika’ya özgü özel toprak mülkiyeti ya da "ağalık sistemi") kalmayacağı güne kadar süreceğini duyuruyor. CHAVEZ’İN HEDEFİ Yoksulluk ve yolsuzlukla mücadeleyi öncelikli hedef haline getiriyor. Şu sözleri bu konudaki tavrını özetliyor; "Birinci dünyaya ya da güya bu "gelişmiş" denen ülkelere şu söylenebilir; yoksulluk sorunu sadece Latin Amerika’ya değil tüm gezegenimize, bu arada "gelişmiş" ülkelere de ait bir sorundur. Maddi olandan daha tehlikeli yoksulluk türleri de vardır; ahlaki yoksulluk, manevi yoksulluk, ilkesel yoksulluk... Maddi yoksulluğun ,ahlaki yoksulluğun bir sonucu olduğunu söyleyebiliriz. Venezüella’da ,maddi ve manevi olanı bir kenara ayırıp, yoksulluğun bu "birleşik biçimine" dönük çok güçlü bir mücadele yürütüyoruz. Avrupa tipi bir yaşamı veya "Amerikan yaşam tarzını" da takip ediyor değiliz, amacımız bu değil bizim. Mümkün olan en büyük mutluluğu oluşturabileceğimiz yönde, sadece parasal veya fiziksel değil, bütünsel bir mutluluk peşinde ilerlemek ve aynı zamanda da insanoğlunun gelişimine katkı koymak.. Ve umut ediyoruz ki, 2021 yılında, yani tüm Venezuelalılar olarak İspanyol egemenliğinden kurtuluşumuzun 200. yılını kutlayacağımız günlerde bu amacımıza ulaşacağız. Burada tek başına ulusal bir projeden söz etmiyoruz, bizim hedeflediğimiz değişim geceden gündüze, Chavez, renkli kişiliğiyle de dikkatleri çekiyor. Chavez’in Venezuela’da başlattığı ulusalcı sol dönüşüm hareketi, günümüzde kıtasal bir özellik kazanmaya başladı. Chavez, neoliberal yaklaşımları reddediyor, toprak reformu yapıyor, yoksullara parasız sağlık hizmeti sunuyor.