Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ENERJİ KAYNAKLARI MERKEZİ Bu bağlamda ve coğrafi olarak dar bir çerçevede "Avrasya" olarak ele alacağımız Hazar ve çevresinde, en önemli aktörlerden biri olan Türkiye’nin stratejik olarak ve enerji kaynakları açısından da geçmişte ve bugün için şu üç önemli özelliğine de değinmekte yarar vardır. Türkiye, Ortadoğu ile Sovyetler Birliği arasında bir kale gibi durarak petrol zengini bu bölgeyi SSCB’ye karşı korumuştur, Hazar havzasına yakınlığı, etnik, siyasi, kültürel, ekonomik ve dini gibi etkenlerle dünyadaki en önemli ikinci havza olma yolunda bu bölgedeki en güçlü ve doğal aktörlerdendir, Hazar’la beraber Karadeniz’i ve transit geçişleri kontrol etmektedir. Bu özellikleri iyi kullanabilen bir Türkiye, Akdeniz kıyılarına da sahip olması durumunda vazgeçilmez bir coğrafi üstünlüğe sahip olacaktır. Türkiye bu durumda, hem transit geçişten para kazanacak hem de zaman zaman kıtlaşan petrol ve doğalgaz gereksinimini güvence altına alacaktır. Bu coğrafyadaki en güçlü orduya sahip olması da Türkiye’nin avantajlarını arttırmaktadır. Güvenlik faktörüyle beraber bütün bu nedenlerin bir bileşkesini göz önüne alan ABD Rusya’nın bütün engelleme çabalarına karşın BaküTiflisCeyhan Boru Hattı’nın inşa edilmesinde ağırlığını koydu. Bu büyük kapasiteli boru hattının inşasıyla beraber, Boğazlar’ın geçiş sorunlarıyla giderek sıkıntıya giren Rusya Federasyonu’nun da direnci kırılacaktır. Böylece, Türkiye’nin coğrafi gerçeklerini, kendi çıkarları açısından realist bir şekilde değerlendirmesiyle ele geçireceği avantaj giderek önem kazanmaktadır. Hatta Rusya’nın Türkiye’yi boru hatları konusunda en önemli seçenek olarak ele almaya başlaması, ABD’nin boru hatları konusunda hiçbir ülkeyi tek seçenek haline getirmeme politikası ile çelişkiye düşmüş ve şimdi de bizzat ABD, Türkiye’den geçirilebilecek yeni boru hattı projelerine karşı pozisyon almaya başlamıştır. diğer projeler ise, KazakistanTürkmenistanİran (1440 km) petrol boru hattı (25 mil./ton). Proje halinde. BaküTiflisErzurum doğalgaz boru hattı. (İnşa edilecek) Karadeniz’den Batı Avrupa’ya Boğazlar’ı bypass eden diğer boru hattı seçenek ve projeleri ise: Burgaz (Bulgaristan) –Dedeağaç (Yunanistan) (350 km) 30 mil./ton. Proje safhasında BurgazVlore (Arnavutluk) 35 mil./ton. Proje safhasında. BaküSupsa (Gürcistan) 6 mil./ton. Çalışmaktadır. OdesaBrodi (Ukrayna içinde) 40 mil./ton olarak çalışmaktadır. Ayrıca Karadenizde yine, BaküNovorossiyk (Rusya), Tengiz(Kazakistan) Novorossiyk, BaküMohaçkale (Kafkasya) Novorossiyk hatları da mevcuttur ve bunların hepsi gemi taşımacılığına dönük olarak Kazak ve Azeri petrollerini Karadeniz’e indirmektedir. 2015 yılında Hazar kıyısı ülkelerin petrollerinin toplam 150 milyon tonu Karadeniz limanlarına boru hatları ile ulaşacak iken bunun ancak 60 mil./tonu gemi ile Boğazlar’dan geçerek dış C S TRATEJİ 17 girebileceği gerçeği de boru hatlarının geleceği konusunda Amerikan stratejisini etkileyebilecektir. Bu bağlamda, dünyanın önde gelen doğalgaz ve petrol üreticisi İran ile ilişkilerimizin geleceği bizim açımızdan olduğu kadar İran için de önemli olacaktır. Türkiye’nin transit ülke ve boru hatları terminali olma konusunda gün geçtikçe artan önemi İran’ı da boru hatları seçeneklerini çeşitlendirmek açısından Türkiye’yi kullanma mecburiyetinde bırakabilecektir. Ancak bu noktada, daha uzun bir süre İran’a yönelik bir izolasyon politikası izleyecek gibi görünen ABD’nin İran boru hatlarının Türkiye’den geçmesi konusunda çeşitli zorluklar çıkarması da beklenmelidir. DOĞALGAZ VE BORU HATLARI Halen Türkiye’ye, Rusya’dan Mavi Akım ile İran’dan da Erzurum’a boru hatları ile doğalgaz gelmektedir. Yapılmakta olan ve Şahdeniz doğalgazını BaküTiflisErzurum hattında taşıyacak olan proje 2006 sonunda faaliyete geçecektir. Özbek ve Kazak doğalgazlarının da ilerde buradan sevki söz konusudur. Özellikle Yunanistan’ın Hazar çevresinden gelecek doğalgazın kendisine Türkiye üzerinden ulaştırılması konusunda ilgisi büyüktür. ABD kabul ederse Türkmen gazının da Şahdeniz hattıyla bağlantılı olarak Yunanistan üzerinden Avrupa’ya, İtalya, İspanya ve Portekiz’e gitmesi de söz konusudur. Yunanistan’ın bu hevesinin bize bu konuda bir üstünlük ve kontrol sağlayacağı da yanlış olmayacak bir stratejik yaklaşım olacaktır. Yine Türkiye kendine ulaşan doğalgazın Bulgaristan üzerinden Romanya, Macaristan, Avusturya Doğalgaz Hattı Projesi ile ve Adriyatik geçişli İtalya’ya ulaştırılmasını da düşünmektedir. Bu noktada sağlam bir doğubatı enerji politikamızla Avrupa’ya açılımımız ve Avrupa ülkeleri ile ilişkilerde bir avantajımız da söz konusu olabilecektir. 2020’lerde AB doğalgaz ihtiyacının yüzde 70’inin ithalatla karşılanacak olması, Avrupa için gaz taşıma stratejisinin birden fazla açılım üzerinde durulmasını gerekli kılmaktadır. Özellikle Nabucco Projesi(TürkiyeBulgaristanRomanyaMacaristanAvusturya boru hattı) ile Türkiye Avrupa’nın eskiden SSCB’ye karşı güvendiği bir askeri güç iken şimdi bir boru hatları transit ülkesi olarak önemli konuma gelecektir. Esasen AB birçok kriterin yanı sıra bu hususu da göz önüne almış olduğundan Türkiye’ye net bir şekilde "seni AB’ye almam" diyememektedir. HAZAR KAYNAKLARI Hazar kıyısı ülkeleri olan Azerbaycan, İran, Kazakistan, Rusya ve Türkmenistan’ın ispatlanmış petrol rezervi 4,5 milyar ton, muhtemel rezervleri 18 milyar tondur. Bu ülkelerin 2005’de 52 milyar ton, 2010’da 140, 2015’de 215 milyon ton ihracat yapmaları beklenmektedir. 2015’de Hazar bölgesi günde 4,7 milyon varil petrol üretip çoğunu ihraç edebilir duruma gelecektir ki bu da, Suudi Arabistan’ın 7,6, İran’ın 3,5 milyon varil petrol ihraçları göz önüne alındığında hiç de küçümsenecek bir miktar olmayacaktır. İşte dünyanın bu büyük rezerv havzasının birçok kriter esas alındığında ağırlıklı olarak bizim üzerimizden batıya gitmesi gereği bu şekilde ortaya çıkmaktadır. Yine dünyanın en büyük doğalgaz üreticileri olan Rusya ve İran’ın doğalgazı için de büyük ölçüde aynı durum söz konusudur. KerkükYumurtalık hattı ile gelen Irak petrolü dışında Arap Körfezi petrolünün bizle alakalı olmaması bizim özellikle Hazar petrolleri ve Rus, İran doğalgazının transit hattı olacağımızı göstermektedir. Hazar bölgesindeki petrol nakli amaçlı hali hazır boru hatları; Tengiz (Kazak)Novorossisk (1580 km. uzunlukta) 26 mil./ton/yıl kapasiteli ve KazakistanÇin (3000 km) petrol boru hattı, (20mil./ton) AtırauSamara (Rusya içinde) 15 mil./ton kapasitelidir. Bunların Avrupa’ya değil de Rusya’ya dönük taşıma sağlamaları ve özellikle AB ülkelerine bir fayda sağlamamaları gerçeği devreye girecek olan 50mil./ton kapasiteli BaküTiflisCeyhan (1730 km) hattını ön plana çıkarmaktadır. Yine, BaküTiflisCeyhan’a Kazak petrolünün ulaştırılması projenin genişlemesi de söz konusudur ve bu konuda Aktau (Kazak Bakü) hattının yapılması kararlaştırılmıştır. Hazar Çevresi ülkelerden yapılması düşünülen ve sürdürülen pazarlara ulaştırılabilecektir. Kalan yaklaşık 90 milyon ton miktarındaki petrol ise gemi ile Bulgaristan’a taşınacak ve Bulgaristan çıkışlı boru hatları ile Avrupa’ya ulaştırılacak veya çoğaltılacak Türkiye geçişli boru hatlarıyla Akdeniz’e indirilecektir. Bu durumda Novorossiyk petrolünün de gemiyle Samsun’a getirilip Ceyhan’a ulaştırılması söz konusu olabilecektir. TÜRKİYE’NİN ÖNEMİ Bütün bu tespitler ışığında Türkiye’nin özellikle önümüzdeki on yılda petrol ve doğalgaz ulaşımında dünyanın önemli transit ülkelerinden biri olması kaçınılmazdır. Türkiye’nin bu konumunun çıkarları açısından optimum noktaya getirilmesinde siyasal ilişkilerinin önemi ve geleceği ortadadır. AB ve ABD’nin demokratik açıdan istikrarlı bir ülke oluşumuza ve askeri gücümüze güveniyor olmaları boru hatları konusunda TÜRKEYE’NİN ÇIKARLARI Bütün bu gerçek ve beklentilerin ışığı altında Türkiye bu projeleri öncelikle kendi çıkarları için desteklemeli ve oluşmaları için çaba göstermelidir. Ancak bu projelerin hayata geçirilmesi yönünde maalesef bir süredir ihmal etmiş olduğumuz Hazar ülkeleriyle, geleneksel bağlarını kuvvetlendirmek için özel bir çaba göstermeye mecburdur. Transit ülke konumunu kazanma olgusu yanı sıra, Türkiye’nin birincil enerji ihtiyacının 1988’de 77 milyon/ton 2020’de 300 milyon ton olacağı gerçeği de göz önüne alınmalıdır. Güvenilir ve çeşitli kaynaklara sahip olmamız stratejik açıdan çok önemlidir. Türkiye coğrafi konumunun ve istikrarlı bir ülke olmasının avantajını özellikle kendi çıkarları açısından kullanmalıdır. Geçmişteki İpek Yolu üzerinde olmamız bugün de canlandırılarak değerlendirilmelidir. Ceyhan Limanı’nın çok büyük gemilere elverişliliği, Boğazların bizde olması ama geçişe elverişsizliği, Karadeniz’in hava şartları açısından uygunsuzluğu Türkiye üzerinden geçecek boru hatlarını uygun kılmaktadır. Karadeniz’den bugün yılda 4500 tanker geçerken bunun önümüzdeki yıllarda 12.000’in üzerine çıkacağı gerçeği ve yaratacağı tehlikeler Montrö Anlaşması’nın bize geçişleri düzenleme konusunda tanımış olduğu haklar üzerinde direnmemizi zorunlu kılmaktadır. Türkiye, giderek ön plana çıktığı ancak birçok açıdan kendisini zorlayacak olan petrol ve doğalgaz nakli konusundaki avantaj ve dezavantajlarının muhasebesini yaparak gelecekteki çıkarlarını ve jeopolitik önemini göz önünde bulundurarak ulusal çıkarları için dimdik bir duruş sergilemelidir. Türkiye’nin en önde gelen seçenek olmasını sağlamışsa da, yine özellikle ABD’nin enerji hatlarını çeşitlendirmek istemesi, belki de bir bakıma bu konuda tek seçenek olmamızı engelleyecek bir durum da yaratabilecektir. Ayrıca gelecek günlerde Karadeniz’in kontrolü konusunda ABD ile ilişkilerimizin engebeli bir yola