23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

12 L C S ondra saldırıları sonrasında yeniden gündeme geldiler... arbe ile işbaşına gelmesinin ardından radikal İslamD cılara karşı çeşitli önlemler almaya başlayan Müşerref, bu fırsatı da değerlendirmek istedi. Ancak, gelen tepkiler geri adım atılmasına neden oldu, dinin ülke ve toplum yaşamındaki önemini ortaya koydu. Medreselerin, Vehhabiliğin Deobandi kolunun dindarı olan Ziya Ül Hak döneminde toplum yaşamında belirleyici olma özelliğini kazandıkları biliniyor. lunan medreseler, İslam’ın yasal eğitim kurumlarından biri olmuştur. 19. yüzyıldan itibaren İslam’ın siyasi etkinliğinin arttırılması ve geleneksel İslam’ın korunmasında medrese sisteminin önemli yeri olmuştur: İslam’a akademisyen ve eğitimci kadrolar, güçlü dini liderler sağlamak ve en önemlisi Güney Asya Müslümanlarının yaşam tarzında İslam birliği bilincinin uyandırılmasını ve İslam kültürünün korunmasını sağlamak1. Aslında medreselerin ortaya çıkma tarihinin bölgede İngiliz etkinliğinin artması dönemi ile örtüştüğünü görmekteyiz. Güney Asya medreseleri sadece dini eğitim değil aynı zamanda yirmi türden eğitim imkanı sağlamaktadır. Medreselerde matematik, felsefe, edebiyat, tıp, hukuk, İslam hukuku gibi dersler de verilmektedir. Medreselerin bazılarında İngiliz dilinde verilen eğitim normal okullardan daha iyi düzeydedir. Birçok modern medreseler ise kolej ve üniversite düzeyinde eğitim vermektedir. Öğrencilerin büyük bölümü Pakistan’ın Pencab, Kuzeybatı ve Pakistan kontrolündeki Keşmir’den olup yüzde 55’i fakir aileleri temsil etmektedir. Medreseler öğrencilerden eğitim ücreti almamakta ve eğitim için ücretsiz kitap, barınma ve yemek imkanları sağlamaktadır. Bu nedenle fakir aileler medreseleri tercih etmektedirler. Araştırmalara göre medrese eğitimi alan öğrencilerin büyük bir bölümü iş bulmakta zorlanmamaktadırlar. Bu durum medreseler ile geniş iş çevreleri ve devlet birimlerindeki memurlar arasındaki yakın ilişkiden kaynaklanmaktadır. Pakistan medreseleri akistan hükümetinin resmi verilerine göre ülkede 11.221 medrese bulunmaktadır. Resmi olmayan rakamlara göre ise ülkedeki medrese sayısı 20.000’le 40.000 arasında değişmektedir. Yine resmi olmayan rakamlara göre medreselerde eğitim alan öğrenci sayısı 1 milyon 500 bin ile 3 milyon arasında değişmektedir. Pakistan Din İşleri Bakanlığı’na göre, Pakistan’da bulunan medreselerden 8.000’i Deobandi örgütleri, 1.800’ü Barelvi örgütleri, 400’ü Ehli Hadis örgütleri, 382’si Şia örgütleri ve 1.200’ü Cemaati İslam Partisi tarafından kontrol edilmektedir. Bu medreselerin yüzde 80’i Suudi Arabistan ve Kuveyt’ten maddi destek alan çeşitli örgütlerin kontrolünde bulunmaktadır2. Medreselerin yüzde 20’sinin terörist örgütlerle ilişkisi bulunduğu ve bu medreselerin dini eğitimin yanı sıra terörist kamplarında militan eğitimi verdiği iddia edilmektedir. Gelir kaynakları halk ve çeşitli dini örgütler tarafından sağlanmaktadır. Hayırseverlik ve zekat katkıları medreselerin maddi kaynağını oluşturmaktadır. Medreselerin gelir kaynaklarının belirsizliği Pakistan yönetimini sıkıntıya sokmakta ve medreselerin gelir kaynaklarının belirlemek için hükümet birtakım düzenlemeler hazırlamaktadır. 11 Eylül öncesi ve sonrası Pakistan istihbaratının yaptığı çalışmalar sonucu medreselerin birtakım terörist örgütlerden mali destek aldığı ortaya çıkmıştır. Pakistan’da medrese ve medrese eğitiminin 150 yılık bir tarihi bulunmaktadır. Medreseler, hem İngiliz sömürge TRATEJİ 13 Pakistan’ın ‘medrese çıkmazı’ Pakistanda dini liderler bir kez daha siyasete ağırlıklarını koyarak yönetimin radikal islama yönelik almak istediği önlemleri engellediler. (29 Ağustos) Cavid Veliev TUSAM Yakındoğu Araştırmaları Masası cveliev@tusam.net Temmuz 2005 Londra patlamaları, Pakistan’da bulunan radikal dini örgütler ve terörist örgütlerle bağlantısı olan merkezlerle mücadelede yeni bir dönem başlatmış bulunuyor. Aslında bu patlamalar, Pakistan’da dini örgütleri kontrol altına almak isteyen Pervez Müşerref yönetimi için de bir şans oldu. Madalyonun diğer tarafından baktığımız zaman Pakistan yönetimini kontrol etmek için askeri, liberal ve dini gruplar arasındaki mücadelede Müşerref yönetimi lehine olan yeni bir gelişme oldu. Patlamalar sonrası saldırganlardan birinin Pakistan medreselerinden birini ziyaret ettiğinin açıklanması, Pakistan yönetiminin medreseler üzerine gitmesine neden oldu. Ülkenin siyasi, kültürel ve sosyal hayatında kök salmış medrese yönetimleri ise kayıt olmaları durumunda özerkliklerinin ortadan kaldırılacağı endişeleri ile buna karşı çıktılar. Fakat Müşerref yönetimi medreselerin denetim altına alınması için kararlı görünüyor. 7 P Medreseler edreseler uzun bir dönem geleneksel İslam’ın merkezi olmuştur. Medreseler, karmaşık dinikültürel yapıya sahip Güney Asya İslam’ının çekirdek yapılanmasını oluşturmaktadır. Medreselerin dini fonksiyonu ortak ibadeti örgütleme ve yönetme, İslam’ın özel günlerinin kutlanmasını sağlama, evlenme ve defin törenlerini uygulamadır. Medrese eğitiminin bütün bunlarla yakından ilgisi bulunmaktadır. 1867’de Hindistan’da Deobandi Medresesi’nin kurulması ile birlikte Güney Asya’da medrese eğitimi kültürü ortaya çıkmıştır. Günümüzde Hindistan, Pakistan ve Bangladeş’te bu M Medreseler tartışmaların odağında 25 Ağustos ciliğinde hem de bağımsızlık sonrası Pakistan’ın toplum, kültür, eğitim ve siyaset hayatında önemli rol oynamıştır. Pakistan’ın bağımsızlığı sonrası medrese sayısı da hızla artmıştır. Fakat 1950’li yıllarda ülkede yaşanan iktisadi sıkıntı medreselere de yansımıştır. 1960’lı yıllarda Pakistan ekonomisinde yaşanan olumlu gelişmeler de medreselerin kaynaklarında artışa neden olmuştur. Bu yıllar aynı zamanda medreselerde reformların gerçekleştirildiği yıllar olarak a n ı l m a k t a d ı r. Medreseler sadece dini değil aynı zamanda diğer bilimler üzere de eğitim vermeye başlamıştır. Butto ve Ziyaül Hak döneminde medreseler geleneksel eğitim işlevinin yanı sıra siyasi etkinlik de kazanmaya başlamıştır. Medreseler, Ziyaül Hak döneminde federal Şeriat Mahkemesi’nin, İslam İdeolojisi Konseyi’nin ve birtakım yeni yaratılmış İslami kurumların üyelerini atamakla yükümlü idiler. Ziyaül Hak döneminde aynı zamanda medrese sayısında yaşanan artış devam etmiştir. Medreselerin terör örgütleri ve militan gruplarla ilişkisi de bu dönemden itibaren başlamıştır. Pakis ondra’da düzenlenen saldırılar, Güney Asya MüslüL manlığını ve medreseleri, Afganistan’da Sovyetlere karşı yürütülen mücadeleden sonra bir kez daha gündeme getirdi. Saldırıları gerçekleştirenlerin Pakistan asıllı olması, birisinin Lahor bölgesinde bir medreseyi ziyaret ettiğinin belirlenmesi iki ülke ilişkilerini gerdi. tan’da bulunan medreselerin yüzde 20’sinin militan veya terörist gruplarla ilişkisi bulunmaktadır. Ziyaül Hak döneminde medreselerin etkinlik kazanmasında birtakım iç ve dış faktörler önemli rol oynamıştır3. 1986 yılında başlayan Afganistan savaşı, öncelikle medreselerde dini eğitim alan Afgan asıllı öğrencileri SSCB işgaline karşı direnmeye yönlendirmiştir. Ayrıca Amerika, Suudi Arabistan ve Pakistan istihbaratları, medreselerde eğitim alan gençleri Afganistan savaşında Sovyet ordularına karşı savaşmak için radikalizme yöneltmiştir. Ziyaül Hak döneminde Pakistan içinde fazla etkinlik kazanan Suudi Arabistan dini örgütleri, Pakistan medreselerini Vehhabiliği yaymak için kullanmıştır. Bu tarihten sonra Pakistan Şiaları da siyasileşmiştir. Medreselerin Pakistan’da Vehhabiliği yayma girişimi ülkede halen devam eden SünniŞia çatışmasını da hızlandırmıştır. Medreselerin terörizme bulaşması ve ülke siyasi hayatında siyasi etkinliğinin artmasında Ziyaül Hak’ın (19771988) büyük rolü olmuştur. 1. Onun döneminde medrese öğrencileri hükümette ve silahlı kuvvetlerde görev almış, 2. Vehhabiliğin Deobandi kolunun aşırı dindarı olan Ziyaül Hak, Suudi Arabistan’dan medreselere maddi desteğin akmasına ve Pakistan’da Vehhabiliğin güçlenmesine göz yummuş, 3. Suudi Arabistan’dan gelen paralar sonucu medrese eğitimleri ücretsiz olmuş ve medrese öğrencilerinin sayısı hızla artmış, 4. Sosyal alanda ve özellikle eğitim alanında kamu yatırımı azaltılmış4 ve böylece devletin eğitim alanında bıraktığı boşluğu medreseler doldurmuştur. Müşerref dönemi 999’da askeri darbe ile işbaşına gelen Müşerref Pakistan’ın demokratikleşmesi, modernleşmesi ve dinin ülke yönetiminde etkinliğinin azaltılması yönünde çalışmalarını sürdürmektedir. Müşerref ’in bu yönde attığı adımlar Amerikan baskısından olduğu kadar Pakistan’ın dini radikalizm tehlikesi ile karşı karşıya kalmasından da kaynaklanmaktadır. Tıpkı medreseleri devletin kontrolüne geçirmek için 11 Eylül 2001 terör saldırılarından sonra başlattığı çalışmalar gibi. Bu terör olayları sonrası Amerika’da medrese ve terör ilişkisi üzerine yazılan yazılar Müşerref ’i bu yönde birtakım adımlar atmaya zorlamıştır. Birçok dini örgütü kapatan hükümet, örgütlerin banka hesaplarını dondurdu ve liderlerini hapsetti. Medreselerin devlete kayıt olması gerektiğini öngören 2002 Medrese Yönetmeliği, Müşerref yönetimine, Pakistan’da mezhepçiliğe ve radikalizme zemin hazırlayan ve terörist örgütlerle ilişkisi bulunan medreseler üzerinde kontrol fırsatı sağlıyordu. Yönetmeliğe göre medreselerin devlet tarafından kayıt olması aşamalı olarak yürütülecek ve birinci yıl 3000, ikinci yıl 3000 ve üçüncü yıl 2000 medrese kayıt altına alınacaktı. 7 Temmuz 2005’te Londra patlamalarını gerçekleştiren dört teröristten üçünün Pakistan asıllı olması ve birinin Pakistan’ın Lahor bölgesinde bulunan medreseyi ziyaret etmesi tekrar gözle 1 ri Pakistan medreseleri ile terör arasındaki ilişkiye çevirmiştir. Patlamalar sonrası Pakistan’la İngiltere arasında kısa süreli bir sıkıntı yaşanmış ve olay İngiltere’nin Pakistan askeri ataşesini geri çekmesi ile devam etmiştir. Müşerref Pakistan’da terörist kamplarının olmadığını iddia etse de daha sonra medreseler konusunda bazı adımlar atmak zorunda kalmıştır. Londra patlamalarından iki gün sonra Müşerref, ülkedeki medreselerde eğitim alan yabancı uyruklu öğrencilerin çıkarılacağını ve bundan sonra medreselerde eğitim almak isteyen öğrencilere vize verilmeyeceğini açıklamıştır. Ayrıca Müşerref ülkede faaliyet gösteren ve şu ana kadar devlete kayıt olmayan medreselerin 31 Aralık 2005’e kadar kayda alınması ve gelir kaynaklarının belirtilmesi gerektiğini söylemiştir. Müşerref ’in bu açıklamaları tekrar medrese yönetimleri ile hükümet arasında tartışmaları beraberinde getirmiştir. Ülkenin dini örgüt ve partilerinin liderlerinin tepkisi üzerine Din İşleri Bakanlığı, medreselerin gelirlerini göstermelerine gerek olmadığını, adres, öğrenci sayısı, isimleri, öğretmenlerin nitelikleri ve medrese müdürünün isminin belirtilmesinin yeterli olacağını söylemiştir. Hükümetin medreseler konusunda attığı geri adım, medreselerin ve dinin ülkenin siyasi hayatında ne derecede etkin olduğunu göstermektedir. 1 Mumtaz Ahmad, "Madrassa Education in Pakistan and Bangladesh", Religious, Radicalism and Security in South Asia, Der. Satup. Limaye, Mohan Malik ve Robert G. Wirsing, Bahar 2004, s. 101. 2 B. Raman."Pakistani Madrasas: Questions and Answers". www.saag.org/papre1487.html, 23.08.2005 3 Mandavi Mehtave Teresita c. Schaffer," Islam in Pakistan: Unity and Contradictions". CSİS Project for , Pakistan’s Future and US Policy Options, 7 Ekim 2002. s. 19. 4 B. Raman., a.g.m.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear