Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
C S ünümüzde ABD’de 21 G milyon göçmenin İngilizce bilmediği ortaya çıktı. Gevşeyen eritme politikaları göçmenlerde ‘Amerikan ruhu’nun yerine kendi etnik bilinçlerinin kemikleşmesini sağlıyor. Gelişen duruma iş çevrelerinin katkıları da tartışılıyor. beraberlerinde getirdikleri kültürel kimliği korumalarını zorlaştıran engeller karşısında, kendilerine ayrımcılık yapıldığını düşünmeye başlamışlardır. Böylelikle 1965 sonrası göçmenlerin yüzde 2035’i ülkelerine dönerken, kalanlar "Amerikalı olmak" yerine iki tarafla da bağlarının olmasını yeğleyebiliyordu. Daha önce göçmenler etnik kimliklerini, sahip oldukları Amerikan milli kimliğinin alt bileşeni olarak korurlarken, her iki tarafa da bağlı olmayı tercih edenler iki ayrı milli kimliği sahiplenmişlerdir. Amerika’daki fırsatları, zenginlik ve özgürlüğü doğdukları ülkeye ait kültür, aile bağları, gelenekler ve sosyal iletişim ağlarıyla bir araya getirmişlerdir. Çok kimlikli bir Amerika 960’larda 3.3 milyon kişi ABD’ye giriş yaparken; bu sayı 1980’lerde 7 milyonun ve 1990’larda 9 milyonun üzerine çıkmıştır. ABD’de yabancı doğumluların oranı 1960’ta yüzde 5.4 iken, 2002’de iki katını aşarak yüzde 11.5 olmuştur. Görünen o ki Amerika, tarihinde yeni bir sorunla, yüksek düzeylerde seyreden göç ile karşı karşıya kalmaktadır. Amerika’nın bulaştığı savaşların sayı, boyut ve yoğunluğunda önemli bir artış olmaması durumunda, ABD’ye her yıl yaklaşık 1 milyonun üzerinde yeni göçmen gelmeye devam edecektir. Asimilasyon sürse de önceki göç dalgalarında olduğundan daha yavaş seyredecek ve birtakım yönlerden eksik kalacaktır. TRATEJİ ÇİZGİLİ DÜNYA? Kasırga petrol fiyatları ABDAB ekonomilerini, siyasi iktidarlarını salladı 11 1 11 Eylül’ün ardından Araplar ve Müslümanlar dahil tüm göçmenler ülkeye bağlılıklarını göstermiştir. Silahlı kuvvetlerin yüzde 5’i ABD’de ikamet eden yabancılardan oluşurken Afganistan ve Irak’ta verilen kayıplar arasında Latin Amerikalı göçmenler dikkat çekiyor. Çağımızın göçmenleri, seferberlik gerektirecek ve yıllarca sürecek bir savaş olmaması durumunda, eski göçmenlerin yaptığı gibi, Amerikan kimliklerini ve Amerika’ya bağlılıklarını gösterecek fırsat ve gerekçeye sahip olmayacaklardır. 21. yüzyıl sonlarındaki göç dalgası daha önceki zamanlara benzer bir durum yaratmamıştır. Sadece Kongre üyesi Barbara Jordan ve onun yönetimindeki Göç Reformu Komisyonu, Amerikalılaştırmayı teşvik edecek bir "göçmen politikası" çağrısında bulunmuş, komisyonun 1997 yılında yaptığı ılımlı öneriler ise göz önüne alınmamıştır. Belli göçmen gruplarla etnik bağlara sahip Amerikalıların kurduğu organizasyonlar, genel bir Amerikalı kimliğinden çok onların grup kimliklerini desteklemiştir. Hispanik organizasyonlarla beyaz olmayan gruplara ait organizasyonların liderleri, bu grupların hükümet programlarından özel yararlar sağlayabilmesi için, seçmenlerini, kendilerini ırksal azınlık olarak tanımlamaya teşvik etmiştir. Gerçekte, göçmenler açısından, azınlık politikası siyasi parti politikasının yerini almış durumdadır. Bu hakların tanınmasıyla, yeni gelenlerin Amerikalılara göre ayrıcalıklı olması sağlanmıştır. Geçmişte, devlet okulları milli kimliğin desteklenmesi açısından büyük önem taşırken, 20. yüzyılın sonlarında, tam tersine, okullar bütünlükten çok çeşitliliği beslemiştir. Amerika’da eğitim zaman zaman ulusallıktan uzaklaştırıcı bir etki yaratmış, bu da tepkisel etnik bilincin hızla artmasına yol açmıştır. 1 Samuel P. Huntington, "Biz Kimiz? Amerika’nın Ulusal Kimlik Arayışı", GSA Global Yayın Ajansı, 2004, s. 180. 2 Ülkeler bu tehdide karşı üç farklı kombinasyonla karşılık verebilmektedir: Göçün azalması ya da bütünüyle durması, göçe asimilasyonun eşlik etmesi ve asimilasyon içermeyen göç. ABD’de göçmen politikaları sermayenin ucuz emek politkalarıyla özdeş yürütülüyor. Sınırlarından kuş uçurulmayan ABD’de her yıl on milyonlarla kaçak işci güney sınırlarından geçirilerek çalıştarılıyor. Ancak sendikal örgütlenmeye hak aramaya kalkıştıklarında iş verenleri tarafından ihbar eoilip sınırdışı ediliyorlar. ABD’de bu nedenle sendikalizm çok zayıf ve grev çokça uygulanana bir hak arama aracı değil. Kırk yılda bir yapılabilen bir grevde göçmen işciler görülüyor. (30 Ağustos) Financial Times 27 Ağustos Internatıonal Herald Tribune 2728 Ağustos Financial Times 29 Ağustos The Guardian 30 Ağustos