Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Days
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
18 ve Madrid bombalamaları ile Paris’te 10 yıl önce yaşanan terör olaylarının İslam adına yapılmış olması, bu dine bakış açısını zedeledi. Sadece Katolikler, Hıristiyan demokratlar değil, sol görüşlüler de İslam’a aynı şekilde bakıyor. Doğruyu söylemek gerekirse Fransa’da kiliseye gitme oranı yüzde 10 hatta 5’tir. Bence camiye gidenlerin sayısı kiliseye gidenlerden fazladır. Şu an Avrupa’nın kimliği Hıristiyanlık değil demokrasidir. Fransa’da ve Avrupa’da Hıristiyanlık çok yumuşamıştır. Amerika’da aynı şekilde değil. İslam ise çok derinden hissedilen bir din. Buna saygı duyuyoruz ama bir de buna karşı bir korku var. Türkiye’nin AB üyeliğine olan karşıtlık dinden kaynaklanmıyor. Hıristiyan Ukrayna’ya da aynı şekilde bir karşıtlık var. Hatta Ukrayna belki daha az bile seviliyor, çünkü Avrupalı olarak görünmüyor. Bence Hıristiyanlık AB üyeliğinde bir kriter değil ama olsa iyi olacak bir özellik, çünkü Avrupa ülkelerinin neredeyse tamamının tarihinin bir parçası. Ama bunun yanında, tam sayısı bilinmese de Fransa’da barış içinde yaşayan milyonlarca Müslüman var. Özellikle de eski Fransız kolonileri Cezayir, Fas ve Tunus’tan gelenler büyük çoğunluğu oluşturuyor. Bunların da üçte biri muhtemelen hala vatandaş değiller. Fransızlar bu Kuzey Afrika ülkelerinin Türkiye’den daha az Avrupalı olduğunu düşünmüyorlar. Bu nedenle Türkiye’yi alırsak onları da almak zorunda kalırız diye bir his var. Ama başka bir açıdan bakarsak, bir çok Fransız tatil için Türkiye’ye gidiyor. Örneğin İstanbul’a giden herhangi bir Fransız, İstanbul’un muhteşem bir şehir olduğunu görür. İstanbul bence dünyanın bu bölgesinin en güzel şehri. Aynı zamanda kültürel ve entelektüel paylaşımlar da var. Yazarlar ve profesörler arasında bilgi alışverişi yapılıyor. Avrupa’nın Asya ve Orta Doğu’ya bağlandığı nokta Türkiye. O nedenle Türkiye ile sıkı ilişkiler içinde olmamız gerekiyor. Türkiye’nin AB üyeliğinin Fransa’da iç siyaset malzemesi haline getirilmesi hakkında ne düşünüyorsunuz? Fransa halkı referandumdan önce ve sonra Türkiye’yi tartıştı. Türkiye’ye hayır, Anayasaya evet; Türkiye’ye evet, Anayasaya hayır diyen gruplar türedi. 2007’deki seçimler öncesinde farklı partiler Türkiye’ye bakış açılarıyla kendilerini ayırdılar. Bir referandumda halktan tartışılan konu hakkında gö C S ürkiye’nin AB üyeliğiT nin iç politika malzemesi haline getirilmesinin üzücü olduğunu ifade eden Lamassoure, buna karşın Türkiye’nin üyeliğine karşı olduğunu belirtiyor. TRATEJİ ÇİZGİLİ DÜNYA? AB’nin gündeminden rüşünü belirtmesi istenir ve sadece bir cumhurbaşkanı halkı referanduma çağırabilir. Maalesef anayasayla ilgili referandumda halk Chirac’a birikmiş kızgınlığını onun desteklediği bir anayasayı reddederek göstermek istedi. Referandumdan çıkan sonuç sadece Türkiye’ye bağlanmamalı. Chirac’ın istenmeyen adam oluşu, küreselleşme ve bunun gibi başka siyasi nedenler de ‘’hayır‘‘ın galibiyetinde rol oynadı. Avrupa Birliği’nin alacağı sınırların önceden çizilmesi gerekliydi. Hızlıca genişleyip tarihsel sınırları aşmak planda yoktu. Ben yine de Fransızlar arasında daha orta çizgideyim. Ben üyeliğe karşı olsam da Türklerin verilen sözlerin tutulmasını istemelerini haklı buluyorum. Onlar için AB üyeliği insan hakları, çağdaşlık ve diğer konularda en iyi konuma gelmek için çok büyük bir aşama olacaktır. Ukrayna için de aynı şey söz konusu. FransaTürkiye ilişkilerinin geleceğini nasıl görüyorsunuz? Ben daha çok ABTürkiye ilişkileri ile meşgulüm. Fransa ile Türkiye arasında ekonomik, kültürel, entelektüel ve akademik yönlerden kalıcı ve güçlü ilişkiler var. ABTürkiye ilişkileri zayıflasa da FransaTürkiye ilişkileri her zaman güçlü kalacaktır. Fransa, Türkiye’ye eşit bir ortak ve güçlü bir devlet olarak bakıyor. Tabii bunun dışında çok önemli bir konu daha var. Türkiye bir NATO üyesi olarak Fransa’nın Akdeniz bölgesinde stratejik bir ortağı. Akdeniz, Fransa’nın geleceğini etkileyebilecek çok önemli bir konu bizim için. Bu ülkelerde demokrasi, istikrar ve kalkınma istiyoruz. Akdeniz’i çevreleyen ülkelerin petrol ve diğer kaynaklarına ihtiyacımız var. Onun dışında başka zorluklar da karşımıza çıkacak. Örneğin doğum oranları çok düştüğünden göçe ihtiyaç duyacağız. Sadece Türkiye’den değil Kuzey Afrika’dan da genç nüfusu ülkemize çekmek istiyoruz. Türkiye de siyasal istikrarı ve çağdaşlığıyla şu anda olduğu gibi ileride de Fransa için çok önemli bir konuma sahip olacaktır. Financial Times 2 3 Ağustos Almanya’da seçim bilmecesi... Le Monde 23 Ağustos The Sunday Times 21 Ağustos