Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Days
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
İklim değişikliği, toplumsal ve ekonomik yapıyı etkiler mi? Yücel ÇAĞLAR Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği Üyesi aşlıktaki, gerçekte, yanıtı besbelli bir soru; etkileyecek, kuşkusuz. Çünkü, saptamalara göre, özellikle Türkiye örneği ülkelerde, günümüzde de tarımsal üretimin temel girdileri olan yağış, sıcaklık ve nem gibi etmenlerin niceliği, sürekliliği, yersel ve zamansal dağılımları değişebilecek. Sözgelimi, "Bölgesel Tarım Sektörü Modeli" (TASM) adıyla yedi bölgede buğday, arpa, mısır, ayçiçeği ve pamuk ürünlerini kapsayacak biçimde yürütülen bir araştırmanın bulgularına göre iklim değişiklikleri, Türkiye genelinde, verimlik düzeyinde yüzde 213 oranında düşüşlere, ekilebilir arazi genişlikleri ile ürün desenlerinde değişikliklere yol açabilecektir. Öte yandan, TÜBİTAK ile Japon İnsan ve Doğa Araştırma Enstitüsü'nün desteğiyle yürütülen "Kurak Alanlarda İklim Değişikliğinin Tarımsal Üretim Sistemlerine Etkisi" (ICCAP) konulu araştırmanın Seyhan Havzası boyutundaki olası değişmelerle ilgili ara bulguları da bu doğrultudadır. Bu araştırmanın bulgularına göre; Havzada sıcaklıklar artabilecek ve yağışlar azalabilecek, Seyhan Nehri'nin yıllık akımı düşebilecek, deniz seviyesinin yükselmesi Delta'nın alt kısımlarında drenaj sorunlarına yol açabilecek, ibre yapraklı ağaçların oluşturduğu ormanlar azalabilecek, yağmurla sulanabilen alanlardaki buğday ve mısır tarımı olumsuz etkilenebilecektir. Açıktır ki, bu etkinin kaçınılamayacak sonuçlarından birisi de toplumsal ve ekonomik yapılardaki değişmeler olacaktır. Başka bir söyleyişle; olası iklim değişiklikleri, en son 2001 yılında gerçekleştirilen Genel Tarım Sayımı verilerine göre, yalnızca tarımsal üretimde bulunan 3 milyon hanenin içinde bulunduğu toplumsal ve ekonomik ilişkileri etkileyebilecektir. Tarımsal üretimle dolaylı olarak ilgili öteki kesimler de göz önünde bulundurulduğunda bu etkinin boyutları daha kolay kavranabilecektir. Ne var ki, bu denli açık olmasına karşın sorunun bu boyutu, daha önce yayımlanan bir değinimde de belirttiğim gibi, ne ülkesel ve bölgesel düzeyde hazırlanan kalkınma planlarında ne de son zamanlarda moda olan çeşitli "ulusal" strateji ve "bildirim" belgelerinde ele alınmaktadır. Daha açık bir söyleyişle; ülkesel, bölgesel ve sektörel düzeyde hazırlanan kalkınma, gelişme, strateji belgelerinin hemen hemen hiçbirisinde iklim değişikliğinin olası ekonomik ve toplumsal sonuçlarıyla ilgili değerlendirmeler yapılmamış, dolayısıyla alınabilecek önlemlere de yer verilmemiştir. Öyle ki, bu yoksunluk, TC Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından Ocak 2007'de yayımlanan Türkiye Cumhuriyeti İklim Değişikliği Birinci Ulusal Bildirimi'nde (İDBUB) bile giderilmemiştir. B direrek alınacak tedbirleri ortaya koymayı, enerji politikası alternatiflerinin iklim değişikliği üzerinde yaratacağı maliyet ve faydaları değerlendirmeyi, sahip olunan bilimsel ve teknik potansiyel ile kurumsal alt yapıyı geliştirmek ve sürekli bilgi ağı akışı sağlayabilmek için Türkiye'de bir bilgi ve veri ağı oluşturma kapasitesini geliştirmeyi amaçlamaktadır." Dahası, Çevre ve Orman Bakanlığı'nın yalnızca çalışmaların eşgüdümünü üstlendiği Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı destekli bir proje sonucunda üretilen bu belgenin iklim değişikliği ile ilgili konuların "...ulusal planlama ve politika oluşturma sürecinde .dikkate alınmasını sağlaması beklenmektedir.". Peki; bu amaç ve beklentilerle hazırlanan İDBUB'de iklim değişikliğinin tarımsal top “İklim Değişikliği Birinci Ulusal Bildirimi” kimlere, neleri bildiriyor? Belgenin Bakan imzalı "Önsöz" başlığı altında belirtildiğine göre Türkiye Cumhuriyeti İklim Değişikliği Birinci Ulusal Bildirimi (İDBUB); "...Türkiye'deki sera gazlarının 19902004 dönemine ait envanterini hazırlamayı, sera gazi emisyonlarındaki artışı hafifletmek için alınacak tedbirleri analiz etmek ve iklim değişikliğinin Türkiye'de yaratabileceği olası etkileri değerlen lumsal ve ekonomik yapılar üzerindeki olası etkileri ne denli ve nasıl ele alınıyor? Şöyle: Önce, "Ulusal Şartlar" başlığı altında Türkiye'deki tarımsal üretimle ilgili çeşitli sayısal büyüklüklere (ekili, dikili alan genişliği, hayvan varlığı, ürün deseni, üretim miktar ve değerleri vb) yer verilmiştir. "Sera Gazlarının Azaltılmasına Yönelik Politika ve Önlemler" başlığı altında ise tarımla ilgili değerlendirmeler iki alt başlık altında yapılmıştır: i) "Tarım Politikası" alt başlığı kapsamında 20062010 dönemini kapsayan Tarım Strateji belgesindeki saptamalara ve politikalar sergilenmiş ve sonra da tarım kesiminde uygulanmakta olan ve uygulanması öngörülen çeşitli politika, hedef ve eylemler ile ilgili "Uygulayıcı Kurumlar" açıklanmıştır. ii) "Arazi Kullanımı, Arazi Kullanım Değişikliği ve Ormancılık" alt başlığı altında da arazi kullanımındaki sorunlar ortaya konulmuş, Ulusal Ormancılık Programı özetlenmiştir. Ne var ki, iklim değişikliği ile tarımsal toplumsal ve ekonomik yapılar üzerindeki olası etkileri yine hiçbir düzlemde ele alınmıyor. İlginçtir, aynı başlık altında açıklanan "Taslak Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planı Stratejisi" kapsamında yer verilen 17 eylem arasında da söz konusu etkileşimle ilgili herhangi bir eylem önerisi yoktur. Zor da olsa söz konusu etkileşimle ilişkilendirilebilecek "Kritik Sektörlerde Emisyon Hedeflerinin Makroekonomik Optimizasyonu ve Maliyet Fayda Analizi" eyleminden ise yalnızca "Ekonomik ve sosyal fayda analizinin" yapılması ve ne anlama geliyorsa, "Uluslararası ölçekte politikaların yapılması" beklenmektedir. Öte yandan, İDBUB'nin "İklim Değişikliği, Duyarlılık Değerlendirmesi ve Uyum Tedbirleri" başlıklı Altıncı Bölümünde yine de umutlanıyorsunuz. Ancak, bu Bölümde de "Sosyoekonomik Düzeye Etkiler" alt başlığının açılmış olmasına karşın çeşitli saptamalar ve iklim değişikliği öngörüleriyle yetinilmiştir. Ama umudunuzu hemen yitirmemelisiniz. Çünkü, bu Bölümde "Tarım" alt başlığı da açılmıştır. Bu kez; <<Tamam..>> diyorsunuz, << Artık, iklim değişikliğinin tarımsal toplumsal ve ekonomik yapılar üzerindeki olası etkileri en azından bu başlık altında irdelenir...>> düşüncesiyle umudunuzu tazeliyorsunuz. İrdeleniyor gerçekten de, ancak, nasıl? Bu alt başlık kapsamında da, yukarıda değinilen iki araştırma projesi ve ara bulguları tanıtıldıktan sonra, yalnızca gündeme gelebilecek sulama sorunlarının çözümlenmesine yönelik teknik nitelikte "uyum" önerilerine yer verildiği görünce, umudunuzu tümden yitiriyorsunuz. Artık, meraklanıp da, İDBUB'nin "Araştırma ve Sistematik Gözlem" başlıklı Sekizinci Bölümündeki "İklim Değişikliklerinin Tarımsal Üretim Sistemlerine Etkisi", "İklim Etkisi Çalışmalar ve SosyoEkonomik Çalışmalar" alt başlıkları kapsamındaki açıklamalara bakar mısınız bilemem. Bana sorarsanız eğer; << Bir de İKDBUB'nin Ek 2'sinde açıklanan "Türkiye'nin Birinci Ulusal Bildiriminin Hazırlanması İçin GEF Projesinin Kurumsal Çerçevesi ve Projenin Somut Çıktıları" inceleyin !>> derim. İşte, "İnternaktif posta gruplarının kapasitesinin güçlendirilmesi" ve "İklim değişikliğiyle ilgili kütüphane olarak kullanılmak üzere bir oda tahsis edilmesi" gibi "ulusal" önermelerin de bulunduğu toplam 41 "somut çıktının" tarımsal yapıya ilişkilendirilebilecek olanları: "4.3.9. Tarım, ormancılık ve su idaresinin iyileştirilmesi için biyofizyolojik ve ekonomik modellerin oluşturulması, mevcut modellerin uygulama alanlarının genişletilmesi (sürdürülebilir orman yönetimi ve tarımsal kalkınma, etkilenen alanlarda çiftçilikte iyi uygulamaların geliştirilmesi, bütünleştirilmiş kırsal kalkınma için pilot projelerin oluşturulması." "4.4.1. Üç küresel iklim senaryosuna dayalı olarak insan ve doğal sistemler üzerinde etkilerinin belirlenmesi (sıcaklık değişiklikleri yağış miktarı, tarım ve biyolojik çeşitlilik, toprak, sıcaklık, su kaynakları, insan yerleşimleri, insan sağlığı)", "4.4.2. Sosyoekonomik alandaki yersel ve küresel etkiler temelinde ulusal duyarlılık ve azaltım önlemlerin değerlendirilmesi (ekonomik büyüme, teknoloji, nüfus ve yönetişim) ve uygun iklim değişikliği uyum tedbirlerinin araştırılması" Peki ne olacak şimdi? Evet; << İklim değişikliği tarımsal toplumsal ve ekonomik yapıları nerede, nasıl ve ne düzeyde etkileyecek; bu sürecin toplumsal ve ekonomik yıkımlara yola açmaması, hiç olmazsa en aza indirilebilmesi için nerelerde, neler, ne zaman, nasıl, kimler tarafından hangi kaynaklarla yapılmalıdır/yapılacaktır?>> Türkiye'de bu sorunun yanıtı henüz verilmemiştir; ne ülkesel ve bölgesel kalkınma planlarında, sektörel gelişme stratejilerinde ne de Türkiye Cumhuriyeti İklim Değişikliği Birinci Ulusal Bildirimi'nde. Bu nedenle yukarıdaki sorunun yanıtını, en azından ben bilmiyorum; bilen varsa söylesin lütfen. 23