27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Marmarabirlik 30 bin zeytin üreticisinin ürününü tüm ülkeye pazarlıyor Marmarabirlik Başkanı Refik Taviloğlu Sermet ÇUHADAR RDEK Zeytin denilince akla ilk gelen kuruluş olan Marmarabirlik 30 bin kayıtlı zeytin üreticisinin ürününü 60 bayi ile ülkenin tamamına pazarlıyor.Yıllar önce ön koruma olmadan raf ömrü kısa olan zeytinleri, tahta sandıklar içerisinde tüketiciye ulaştıran birlik zamanla teknolojiyi yakalamış. Şimdilerde salamura edilmiş zeytin küçük ambalajlı kutularda ve son olarak da pastörize edilmiş zeytin, vakumlu ambalajlar sayesinde uzun raf ömrüne ulaşmış. Birlik bu sayede 120 çeşit ambalaj ile son derece sağlıklı koşullarda üretilen zeytini yurtiçinin her noktasına ulaştırıyor. Bu pazarlama tekniği Marmarabirlik’i Türkiye’nin ilk 500 büyük şirketi arasına sokmuş. Marmarabirlik Başkanı Refik Taviloğlu, bu başarının sırrını ‘zeytini kendi karakterine uygun işlenmesi’ne bağlıyor. Ancak zeytincileri gelecekte zor günler bekliyor. Hükümetin, tarım satış kooperatifleri birliklerini özerk hale getiren yasal düzenlemesiyle devlet desteği kalkmış. Zeytin üreticisi bugünlerde daralan piyasa koşullarından ve kuraklıktan daha fazla etkilenmemek için devlet desteği istiyor. Zeytinci fındıktaki gibi başfiyat bekliyor ayrıca birlik merdiven altı tabir edilen kayıt dışı işletmecilerin de üstüne gidilmesini istiyor. Güney Marmara’da bulunan Gemlik, Mudanya, Orhangazi, İznik, Erdek, Edincik, Marmaraadası ve Tekirdağı ilindeki Mürefte kooperatifinin birlikte oluşturduğu Marmara Zeytin Tarım Satış Kooperatifi bölgedeki üreticinin göz bebeği. Marmarabirlik Başkanı Refik Taviloğlu’na göre, zeytincilerin sorunları her yıl katlanarak büyüyor. Marmarabirlik’in üretimden satışa kadar her noktada üreticiyle ilgilendiğini belirtirken Marmarabirlik sadece kendi üyesi zeytincilerin değil tüm zeytin üreticisinin umudu olmuş durumda. 2000 yılında çıkartılan 4572 sayılı yasa ile birliklerin özel hale getirildiğini, dolayısıyla devlet destekleme kapsamından çıkarıldığını hatırlatan Taviloğlu şu uyarıda bulundu: "Biz yeniden yapılanma kapsamında üzerimize düşen görevi yaptık. Birliği başarılı noktaya getirerek borcu silinen ilk birlik oldu.Ancak yeniden yapılandırmanın getirdiği düzenlemeyle oluşan yeni statü çerçevesinde tüm birliklerin ve Marmarabirlik’in iştigal konusu ürünlerin yetiştiği bölgelerde ortakların maddi sorunlarını çözmelerinin mümkün olmayacağı E ortadadır." Taviloğlu, kayıt dışı satıcılar nedeniyle zeytinde her dönem sıkıntılar yaşandığını belirterek, "Bizim bu bölgedegüney Marmara yetiştirilen gemlik çeşidi ince kabuklu, küçük çekirdekli, et oranı fazla ve etindeki yüksek yağ oranı nedeniyle lezzetli ve aranan zeytindir .ancak 7aylık bir fermantasyon süreci ve tamamen doğal ortamda olgunlaştığı için son derece de sağlıklıdır.biz piyasa için gerekli olan bu koşullara uyduğumuz için maliyetlerimizi artırıyor. 7 aylık ekstra bir depolama süresi stok maliyeti oluşturuyor . Ama piyasada sağlıksız olarak üretim yapan şirketler ilk 3 aydan sonra zeytini piyasaya sunuyorlar. Bu zeytinin fiyatı da ucuz olunca . bu da ciddi bir avantaj oluşturuyor. ama bu sağlıklı değil.zeytinin siyahlaşması için bazı kimyasal madde kullanıyorlar. İşte biz burada ‘marka’ diyoruz. Bu markaya güvenen tüketici gözü kapalı bizim malı tercih ediyor. Tabii biz de bu koşullarda üretim yapıyoruz sağlıklı koşul neyse biz onu yerine getiriyoruz." Bizim damak tadımızı rahatsız etmeyen siyah sofralık zeytini yurtdışına pazarlamada zorlandıklarını ve bu nedenle ilk kez az tuzlu sofralık zeytini de piyasaya sunduklarını söyleyen başkan Taviloğlu bu uygulamaların ilk kez Marmarabirlik tarafında yapıldığını kaydederek şöyle dedi "Bu bölgenin zeytini ince kabuklu ve yüksek yağ oranı olması nedeniyle çok hassas.bu nedenle tuzun kullanılması esas. zeytini sağlam tutan en önemli öğe tuz .salamuranın vazgeçilmezi.ancak biz tuzu problem olmaktan çıkarmak için devamlı çalışmalarda yapıyoruz şimdi normal salamuraya göre daha az tuzlu bir teknik geliştirdik.böyle bir zeytin üretimimiz var piyasada tuttu.söylediğim gibi sofralık siyah zeytin kesinlikle tuzsuz olmaz .etinin sağlam olabilmesi için tuz ortamı gerekli .başka türlü sağlıklı fermantasyon ortamı yaratamıyorsunuz.işte bizim açmazımız bu. bizim sofralık siyah zeytin Avrupalının damak tadına hitap etmiyor.ihracatımız var ama yine tüketen yurtdışındaki Türkler. Ancak "kırma", "çizik" gibi turşu tipi zeytinler tuzsuz yapılabilir.Avrupa’nın istediği bu tür zeytinler ancak bizim yörede bu tür zeytin üretilmiyor bizde Avrupalının damak tadına hitap eden az tuzlu zeytin üretmeye çalışıyoruz. "dedi. Geçmiş yıllarda zeytin üretimin az olması nedeniyle sağlık koşularına bakılmaksızın üretilen zeytinin pazarlanma sorunun yaşamadığını belirten üreticiler şimdi tüketicilerin Son derece bilinçlendiğini söylüyorlar. İşte bu nedenle Marmarabirlik üretimden ambalajına kadar her şeyin üzerinde titizlikle durarak tüketiciye yıllık 30 bin tonluk zeytin ve bin tonluk zeytinyağı üretimini tüketiciye ulaştırmayı amaçlıyorlar. Marmarabirlik zeytinde olduğu gibi zeytinyağı üretiminde de tüketiciye sağlıklı koşullarla ulaşıyor. Ancak yurtdışı zeytinyağı satımda AB’nin ambalajlı zeytinyağı ihracatına 1400 Avroluk bir fon koyulması dışsatımı zorluyor.Avrupa’nın kendi üreticisini korumak için dış ülkelere kota koyması bizim ihracatımızı zora sokuyor. Avrupalı zeytine koymadığı fonu zeytinyağına koyuyor.bizim hükümetimiz ise kendi üreticisine destek vermiyor.Üretici birliklere değil doğrudan kendilerinin desteklenmesini istiyor. .. Zeytincilik konusunda tüm Avrupa Devletlerinde ve hatta Suriye’de ciddi bir devlet politikası olduğu biliniyor.Üstelik buralarda üretici her koşulda destekleniyor. Bizde ise bu konuda bir politika olmaması, en çok eleştirilen konu. Bu konuda üreticilerin sıkıntıları olduğunu ve bu durumun gelecekte daha çok artacağı uyarısında bulunan Başkan Taviloğlu, şöyle dedi: "Zeytin dikimi ciddi şekilde teşvik ediliyor. Bunun içerisinde yeni dikilenler genellikle gemlik çeşidi yer almakta. Ancak bu dikimler sonucu ortaya çıkacak olan üretimin değerlendirmesi konusunda alınan bir tek önerilen yol yok. Devletin acilen üretim planlanması yapması gerekir. Bölgelere göre üretim yapılmalı. Mesela körfezde belirli kısımda yağlık zeytin teşvik edilmesi gerekir. Aydın Akhisar yörelerinde yeşil zeytin üretimi ön planda olmalı. Mesela dünyanın en güzel yeşil zeytini aydın da Domat tipi denilen bir çeşit var son derece iri ve etli. Ama bölgede Domat dikilmiyor gemlik tipi dikiliyor. Burada yeşil zeytinin teşvik edilmesi gerekir yani bölgelere has üretimi bölgelerin teşvik etmesi gerekir. Neticede zeytinin kötüsü yok. Bence her türlü zeytin kendine mahsus özellikli bir üretim tarzı ile kendi karakterine uygun işlenirse çok değişik türlerde piyasayı renklendirirsiniz. O tür çalışmalarımız yok hangi tür zeytinle ne yaparsak nasıl satarız diye çalışmalar yaparsak ihracatı artırırız. Dolayısıyla kazançlarımız artar bu da üreticiyi olumlu yansır. Kısaca kaymakamlar bilinçsizce fidan dağıtacaklarına bizim bölgele koşullarına dayanıklı türlerin geliştirilmesi gerekir. Çiftçi böylece geleneksel yöntemlerle üretim yerine modern tarıma dayalı üretim yapması için devletin teşvik etmesi gerekir. Söylediğim gibi herkes zeytin dikiyor ama bu ürünü nasıl satarım diye düşünmüyor. Gördüğümüz kadarıyla planlama hiçbir aşamada yapılmıyor. İlerdeki yıllarda ülkede tam bir üretim patlaması yaşanacak. O zaman ne yapılır bilemeyiz. Son yıllarda zeytin dikmek bir furya oldu. Bu furyanın nedeni de belirli bir tarihe kadar dikilen dikilecek dikilmeyen AB tarafından izin verilmeyecek. Kota konulacak veya ilave dikim yapılmayacağına dair dedikodu var Dedikodulara göre dikim yapılıyor. Devlet üreticiyi yönlendirmiyor.." 20
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear