Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Days
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Tuğrul GİRAY Aykut KENCE ODTÜ Biyoloji Bölümü BD, Avrupa ve Türkiye’de geçen yıl ve bu yıl yaşanan olağanüstü arı ölümleri bal arılarının bizler için önemini gündeme getirmiştir. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre bal arıları bitkilerin tozlaşmasına katkılarıyla Dünya tarımsal üretimine yılda 200 milyar dolar katma değer sağlamaktadır. Avrupa’da bir arı kovanının tarımsal üretime katkısı yıllık 1200 Avro olarak kestirilmektedir. Yoğun tarım uygulamasının önemli olduğu ABD’de ise bir arı kovanının tarımsal üretime katkısı yıllık 10000 dolar olarak kestirilmektedir. Türkiye’de 4,56 milyon arı kovanı vardır. Türkiye’de tarımsal üretime yıllık milyarlarca dolar katkısı olduğunu kestirebileceğimiz, doğal bitki örtüsünün sağlığı için daha da önemli olduğunu bildiğimiz bal arılarının dikkatle izlenmesi, araştırılması ve korunması gerekmektedir.. Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Biyoloji Bölümü’nde 2 Haziran 2007’de TEMA Vakfı desteği ile "Türkiye Arı Ölümleri Araştırma Çalıştayı" adı altında bir çalıştay düzenlemiştir. Bu çalıştaya ülkemizden konuda uzman kişi ve kuruluşlar katılmışlardır. Arı ölümleri ile ilgili olarak değişen ülke ve dünya koşulları, yeni hastalıklar ve diğer olası nedenler bu çalıştayda irdelenmiştir. Çalıştayda varılan sonuçlar şöyle sıralanabilir: Türkiye’de olağanüstü bal arısı ölümleri görülmüştür. Hatay, Ankara, Diyarbakır, Artvin ve Ardahan başta olmak üzere Türkiye’de 20062007 kışında özellikle doğu Anadolu illerinde daha önceki yıllara göre yüksek, yüzde 50’nin üzerinde kayıplar görülmüştür. Diğer bölgelerde, örneğin Ege bölgesi, Trakya ve Batı Karadeniz’de ölümler diğer yıllardaki gibi olmuştur. Yöresel bal arısı ölümleri bir erken uyarı olarak algılanmalıdır. Dünyanın çeşitli bölgelerinde son iki yıldır yaşanan arı kayıplarının tam nedeni henüz anlaşılamamıştır. ABD’deki gibi genel bir kayıp yaşanmadan bu konunun gerektiği kadar önemsenmesi, öncelikli olarak farkına varmanın sağladığı üstünlüğü gözeterek, gerçek boyutlarıyla ve gecikilmeden durumun ortaya çıkarılması ve incelenmesi gerekmektedir. A Arı ölümlerinin nedenlerine ışık tutabilecek saptamalar yapılmıştır: Öncelikle arı ölümleri yöreseldir. Bazı illerde yüzde 50’nin üzerinde ölümler görülmekle birlikte diğerlerinde yüksek düzeyde ölüm olmamaktadır. Bu yöresel farkların yanısıra ölümler iklimdeki düzensizlikler ile ilgilidir. Geçen yıl daha kurak ve kışı daha sıcak geçen yörelerde ölümler fazla olmuştur. Daha soğuk ya da diğer yıllarla aynı olan yerlerde ölümler fazla olmamıştır. Anketlere göre kullanılan arı ırkı önemli bir etken olarak görülmüştür: Anadolu ırkı ya da yerli arılarla melezlenmiş arı kullananlarda arı ölümü yüksek olmamıştır. Yapılması gerekenler önerilmiştir. Öncelikle ilgili kurumların ortak çalışması ile ölüm nedenleri araştırılmalıdır. Meteorolojik koşullar arıcılık açısından da değerlendirilmeli ve arıcılara öneriler sunulmalıdır. Arıcılık eğitimi projeleri yapılmalı ve arıcılığın süreğen sorunları da araştırılmalıdır. Bu çabalarda Bakanlık, Arı Yetiştirici Birlikleri, Üniversitelerin Fen ve Ziraat fakülteleri, diğer ilgili sivil toplum örgütleri ortak hareket etmelidir. Türkiye’deki arı genetik çeşitliği önemlidir. Dünya’daki ırkların yüzde 20’si, yaklaşık 25 ırktan 5’i Türkiye’de bulunmaktadır. Bal arısı genetik çeşitliliğini tehdit eden etkenler karşısında bu ırkların araştırılması ve korunması acil bir zorunluluktur. Yurtdışından Türkiye’ye bal arısı getirilmesine yasal düzenlemeler ile engel olunmalıdır. Dışardan gelen arı ırkları Türkiye koşullarında hastalıklara direnç ve değişen çevreye uyum açısından yetersiz olacak,.dahası Türkiye bal arılarında genetik kirlenmeye neden olabilecektir. Ülkemiz arı genetik çeşitliliğinin korunması, gelecekte tarımsal üretimimizin ve hatta dünya tarımsal üretiminin sigortası sayılabilir. Türkiye Türkiye Arı Arı Ölümleri Ölümleri Çalıştayı yapıldı Aydın’da organik tavuk yetiştirilecek Erbeyli İncir Araştırma Enstitüsünde, organik tavuk yetiştiriciliğinin yapıldığı tesislerde incelemelerde bulunan Aydın Valisi Mustafa Malay, kendisinin de vali konağının bahçesinde 4 tavuk, 1 horoz beslediğini söyledi. İncir Enstitüsünün dünyada tek olduğunun altını çizen Vali Malay, enstitüde Türkiye'de ilk defa yapılan organik tavuk yetiştiriciliğinin yaygınlaştırılması gerektiğini bildirdi. Vali Malay, ''Bu işi yapan üreticilerimiz eğer kar etmek istiyorlarsa gelsinler buradan öğrensinler. Çünkü organik olan her şey iyi para eder. Lezzet ve kalite burada. Avrupa da organik ürünler istiyor. Kafesler yalıtıldığı için burada kuş gribi riski de olmaz. Üreticilerimizin de bu kaliteyi görmelerini, yakalamalarını, başlamalarını istiyorum'' dedi. A YDIN (A.A) Aydın'ın İncirliova ilçesi Erbeyli köyünde bulunan, Erbeyli İncir Araştırma Enstitüsü'nde, organik tavuk yetiştiriciliği başlatıldı. Enstitü Müdürü Ramazan Özkan ise organik tavukçuluğu 2006 yılında Türkiye'de yaşanan kuş gribi vakasından önce düşündüklerini belirterek, ''2006 yılının Haziran ayında organik tavukçuluk projesini başlattık. Birinci kesimi yaptık şimdi ikinci kesim için piliçlerimizi yetiştiriyoruz. Amacımız soğuk olmayan, ılıman iklim yaşayan ülkemiz kıyı kesimlerindeki üreticilerimize yeni ve alternatif bir gelir kaynağı yaratmak. Köylerde organik tavukçuluğu yaygınlaştırmak'' diye konuştu. Türkiye’de ilk defa, organik tavuk yetiştiriciliğini Tarım ve Köyişleri Bakanlığı bünyesinde, sertifikalı bir şekilde yaptıklarını bildiren Özkan, şunları söyledi: ''Organik tavuk yetiştiriciliğinde, yemlerin de organik olması gerekli. Şu anda organik olarak yetiştirilen yonca ve organik olarak üretilen yemlerle tavuklarımızı besliyoruz. Bu tavuklar 80 günlük yetiştirmenin ardından kesilmekte. Organik hammadde bulmak zor olduğu için organik tavukların fiyatları da biraz daha fazla olacak. Organik tavukçulukla birlikte organik yumurta üretmeyi planlıyoruz. Organik yumurta üretimi yapacağımız civcivler Temmuz ayı içinde gelecek. Aralık ayına kadar bu civcivleri yetiştireceğiz. 2008 Ocak ayında da ilk organik yumurtayı Aydın'da üretmiş olacağız.''. 29