27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Gürsu KUNT ulaşıyor Türk mutfağının vazgeçilmezleri arasındadır patlıcan. İmambayıldısı, karnıyarığı, pilavı, böreği, salatası, çorbası, turşusu, kızartmasıyla önemli yer tutar mutfaklarımızda. Hatta güneyde reçeli bile yapılır. Besin değeri yüksek olmasa da patlıcansız olmaz. Hepimiz tüketimi oldukça fazla olan patlıcanın, yıllık, otsu bir bitkinin meyveleri olduğunu düşünürüz. Oysa tarımda ezberi bozan pek çok yenilik yaşanıyor. Bunlardan biri de ağaçta üretilen patlıcan. Antalya’nın Kumluca ilçesinde, tamamen tesadüfe, deneme yanılma yöntemine dayanarak başlayan patlıcan ağacının öyküsü, bugün pek çok üreticinin dikkat çekiyor. İlçede ziraat mühendisliği yapan Selahattin Adak’ın, komşu bahçesinde gördüğü, yabani patlıcan üzerine yaptığı aşıyla başlıyor öykü. Bugün Tera Tarım tarafından üretimi yapılan patlıcan ağacı, dileyen üreticilere de satılıyor. Ürün tescilini alan Tera Tarım, patlıcan ağacının kısa süre içinde Akdeniz bölgesinde yaygınlaşacağını düşünüyor. Patlıcan ağacında ilaç kullanılmadığını, bu yüzden ilaca harcanan milyonlarca dolardan tasarruf edildiğini, verimin ilk yıldan itibaren katlanarak artığını ifade eden Tera Tarım Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Adak, Antalya ve ilçelerinde pek çok üreticinin patlıcan ağacına yöneldiğini ifade etti. Adak, patlıcan ağacının yaklaşık 10 yıl önce bulunduğu, o süreçten bu yana araştırma, geliştirme çalışmalarının devam ettiğini, şimdi ise üretim alanlarının genişlemesiyle birlikte üretici eğitimlerine de başladıklarını söyledi. Üretimde, kimyasal ilaç kullanmayı denediklerini ancak bu ilaçların ağaca zarar verdiğini ifade eden Adak, "Üretim yöntemi tamamen doğal. Ağaç, kimyasallara tepki veriyor. Zaten patlıcan fidelerinde görülen hastalıklar, ağaçta görülmediği için ilaç kullanmaya da gerek kalmıyor. Böylece daha ilk aşama da maliyetler düşüyor. Bunun yanı sıra hormon kullanılmıyor. Bütün bunlar hem maliyeti düşürüyor, hem de ürün kalitesini, dayanıklılığını ve tadını artırdığı için ihracat şansını yükseltiyor. Bitkiye genellikle organik gübreler veriliyor" dedi. Şu anda Doyran’da 50, Silifke’de 5, Kumluca ve Hasyurt’ta 100 dönümlük alanlarda patlıcan ağacı üretiminin yapıldığını ifade eden Adak, gelecekte üretimin yaygınlaşacağını da ifade etti. Adak, üretim A NTALYA Fidelerde görmeye alışkın olduğumuz patlıcan, artık ağaçta üretiliyor. Patlıcan ağacı üretiminde, fide ya da tohum maliyeti yok, kimyasal ilaç ve hormon kullanılmıyor, verim ilk yılda 1,5 kata Patlıcanlar ağaçta üretiliyor alanlarının ilgi çektiğini, hatta zaman zaman turist gruplarının bile üretim alanlarını gezdiğini vurguladı. Patlıcan ağacının üretici için pek çok avantajı olduğunu söyleyen Adak, verimin de yüksek olduğunu vurguladı. İlk yıl için ağaçtan 1,5 kat fazla ürün alındığını, ilerleyen yıllarda da bunun katlanarak arttığını söyleyen Adak, "Normalde 1 dönüm Pamuk üreticisi sandığı bekliyor İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Ziraat Odası Başkanı Sedat Köse pamukta dekar başına verilen desteklemelerin artırılması gerektiğini vurgulayarak, "Aksi durumda üretici AKP'den sandıkta hesap soracak" dedi. Köse, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın tebliğiyle dekar başına 600 kilogram üzerinden verilen desteğin 407 kilogramlık üst sınıra çekilmesiyle pamuk üreticisinin cezalandırıldığını söyledi. Pamukta böllgesel destekleme hesabından, Türkiye geneli destekleme hesabı yöntemine geçildiğini anımsatan Köse, "Böylece biz mağdur olurken dekar başına daha az üretim yapanlar kara geçmiştir. Ege Bölgesi'nde üreticilerin desteklemede 200 kilogram kaybı vardır. Destekleme ödemelerindeki bu düşüş çiftçinin aldığı kredileri ödeyemeyecek konuma gelmesine neden olmuştur. Biz pamukta ödemeleri kilogram başına 610 Ykr bekliyorduk ancak 348 Ykr olarak açıklandı. Hükümet uygulamayla ithalatın önünü açıyor. Üretmeyin, ithal edelim demeye getiriyor" dedi. Ege Çiftçiler Derneği Başkanı Hulusi Tanman da, konuyla ilgili şöyle konuştu: "Tarım ve Köyişleri Bakanlığı kararıyla üretici cezalandırılıyor. Bize, zahmet edip pamuk üretmeyin, biz pamuğu ithal ederiz denilmek isteniyor. Çiftçilerimiz geçen aylarda alacakları prime göre kendilerini ayarlayıp hesap kitap yaptı. Şimdi bu hesapların tümü altüst oldu. Üretici bunun hesabını hükümetten mutlaka soracaktır. Gerekirse alanlara ineriz" lük patlıcan üretim alanından 10 ton kadar ürün alınır, ancak biz 1 dönümden 2025 ton ürün aldık. Patlıcan ağacının 2530 yıllık ömrü olduğunu tahmin ediyoruz. Ömrünü tamamlayıncaya kadar da verimin, patlıcan fidelerine göre 40 kat daha fazla olacağı düşünülüyor" diye konuştu. Üretici için sadece kurulum maliyetinin olduğunu sonraki yıllarda üretim maliyetlerinin çok düştüğünü vurgulayan Adak, "Üretici, öncelikle her yıl patlıcan tohumu ekmek ya da fide dikmek zorunda değil. Bu ağacın 30 yıla yakın ömrü olduğu tahmin ediliyor. Yani bir kere ağaç dikimi için para harcıyor ve en az 30 yıl boyunca buna yatırım yapmak zorunda kalmıyor. Kimyasal ilaçlar için para dökmüyor. İlaç kullanmadığı için ürün kalitesi ve dayanıklılığı artıyor. Hastalıklarla karşılaşmıyor. Hormon kullanmıyor. Hepsi bir yana verimi kat kat artıyor" ifadelerini kullandı. Boyu 56 metreye kadar çıkabilen, ancak sera şartlarında üretim yapıldığı için ağacı bodurlaştırdıklarını söyleyen Adak, ürünle ilgili Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden gen analizinin yapıldığını ve tamamen yeni bir bitki olduğunun ortaya çıktığını da vurguladı. Adak, önümüzdeki yıllarda söz konusu yabani patlıcan ağacı üzerine, domates ve biber aşılamalarının da yapılacağını, bunlardan da patlıcandaki başarıyı yakalamayı umduklarını vurguladı. 19
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear