Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Days
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Prof. Dr. Ayhan FİLAZİ Ankara Bölgesi Veteriner Hekimler Odası Başkanı Sorun ulusal güvenlik boyutunda B u ülkede tarım ve hayvancılık niye gelişemiyor? 30 yıl önce tarım ve hayvancılıkta kendi kendine yeten 7 ülkeden biri olarak gösterilen Türkiye ne oldu da kendi halkını besleyemez hale geldi? Niye sorunlar belliyken çözüm bulunamıyor? Türkiye’de bu sorunu çözecek kimse yok mu? Bizim gördüğümüzü yetkililer göremiyor mu? Sevgili okurlar bu sorular uzadıkça uzar. Dergimiz neredeyse 3 yıldır her sayısında ülkemiz Tarım ve Hayvancılığının sorunlarını çözüm önerileriyle birlikte değerli uzmanları vasıtasıyla masaya yatırmış ve enine boyuna tartışmıştır. Halen de tartışmaya devam ediyor. Yetkililer sorumsuz, sorumlular ise yetkisizdir. Zihniyet yıllardır değişmedi. Peki asıl sorun nerede? Bizde mi yoksa önlem almayan yetkililerde mi? Bir ülke düşünün ki 1982 yılına kadar bütün dünyaya canlı hayvan ve hayvan ürünleri dışsatımı yaparken sadece 3 yıl içerisinde hayvan ve hayvansal ürün ithalatçısı haline getirildi. 1985’den 1996’ya kadar gümrük kapıları sonuna kadar açıldı, üstüne üstlük hayvan ithal eden kişilere teşvikler ve sıfır faizli krediler verildi. Böylece kendi halkını besleyemez hale geldi. Geri kalmış ülkelere özgü hastalıklar hem hayvanlarını hem insanlarını tehdit ediyor. Yapılan en ciddi uyarılar kara mizah örneği "pantolon paçalarınızı çorabınızın içine sokun" veya "kuş gördüğünüzde hemen kaçın" oluyor. Peki niye böyle oluyor? Hemen söyleyelim. Sorun ulusal güvenlik sorunudur. Özellikle İkinci Dünya Savaşından sonra gıda stratejik bir silah olarak ele alındı. Artık günümüzde ülkeler topla, tüfekle, silahla fethedilmiyor. Etki altına alınıyor ve sömürülüyor. Geri kalmış ülkelere özgü hastalıklar kol geziyor gelecektir. Ayrıca satacak hiçbir şeyimiz kalmadığından Sağlıklı beslenemeyen toplumlar her zaman etki altına son olarak hayvancılığımızın bel kemiği mera ve yayalınmaya mahkumdur. Hiçbir zaman ot yiyen et yiyene lalarımızı da satılığa çıkarmış durumdayız. Acaba sırada üstünlük sağlayamamıştır. Toplumların bugün hayvansal neler var onu bilemiyoruz. proteinlere karşı duyduğu ihtiyaç reddedilemez bir Özellikle 1980 sonrasında gelen her iktidar gibi bu gerçektir. Ayrıca hayvansal proteinlerin yerini bitkisel iktidar da hayvancılık sektörüne yönelik ekonomik poliolanların da alamadığı bilimsel olarak ortaya tikalar konusunda yapılan uyarıları dikkate almamayı konulmuştur. Bulgur, patates gibi nişastalı ürünler kas bir yücelik gücünü, hayvansal ürünlerse beyin ve zeka saymaktadır. gücünü artırır. Bu nedenle zeki insanlar Üstelik fiziksel gücü yerinde ama zekası kıt olan gücünü aldığı insanları hep idare etmişlerdir. En büyük Meclisteki güç zekadır. çoğunluğa Sağlıklı beslenemeyen toplumlar dayanıp daha bilim, teknoloji, sanayi gibi atılımlarını ileri giderek yerine getirememişlerdir. Demek ki sorubu sefer haynun temelinde gıda ve bunun kaynağı olan vancılığı tarım ve hayvancılık yatmaktadır. Nitekim tamamen FAO ve WHO’nun Ortak Uzmanlar Hayvancılığın temel yoketmeye, Komitesi olan JECFA’nın 1975 yılında sorunu, dünya dışarıdan yayımladıkları veteriner halk sağlığı ile Keneden geçen hastalıklar hayvan ithal ilgili raporda en önemli üç sorunun Türkiye’de hem hayvanları, ederek beslenme, gıda hijyeni ve Zoonoz hem de insanları tehdit ediyor. ülkemizde az hastalıklar olduğu açıkça belirtilmiştir. da olsa var Bundan dolayı toplum tarafından daima olan hayvancılığı bitirmeye çalışmaktadır. istenilecek ve aranılacak olan hayvansal proteinleri Hayvancılık sektörü, devlete yıllardır başlı başına bir sağlamak için resmi veya sivil organizasyonlar önlemler sektör olarak değil, bir yan iş kolu olarak tanıtılmıştır. alacak ve olanaklar Bu yanlış, bir devlet politikası olmamasına karşın, hazırlayacaktır. Ayrıca yönetime egemen olan anlayış, devleti bu şekilde yönhayvanlardan insanlara lendirmiştir. Hâlbuki gelişmeyen hayvancılık sektörü, geçen Zoonoz hastalıklardiğer birçok sektörün gelişmemesine de neden la mücadele edecek birolmuştur. imlerin kurulması bilimTürkiye, mevcut sosyo ekonomik ve coğrafi sel olarak öngörülmüştür. yapısıyla her türlü hayvansal üretime uygun ve çok Bazı ülkeler bunun önemli bir potansiyele sahiptir. Ancak, ülkenin sahip önlemini çoktan almış ve olduğu bu potansiyel yanlış planlama ve uygulamalar sorunun beslenmeden sonucu akılcı ve verimli bir biçimde kullanılamamakgeçtiğinin farkında olarak 5174 sayılı Odalar, Borsalar ve Birlik (TOBB) kanunun 28. Maddesine tadır. temel gıda maddelerini göre; "Ticaret borsaları, bu kanunda yazılı esaslar çerçevesinde Hayvancılık sektörünün gelişememesi ve dışa sağlama alırken, bizim borsaya dahil maddelerin alım satımı ve borsada oluşan fiyatlarının bağımlılıktan kurtulamaması beraberinde bu kaynaktan gibi ülkeler ne yazık ki tespit, tescil ve ilanı işleriyle meşgul olmak üzere kurulan kamu tüzel sağlanan gıdalarda hilelerin ve sahtekârlıkların artışını bunun önemini anlayagetirmektedir. İnsan sağlığı ciddi tehdit altında bulunmamışlardır. Tarım ve kişiliğine sahip kurumlardır." maktadır. Temel gıda maddeleri başta olmak üzere Köyişleri Bakanlığının sofralara konan birçok gıdanın içine insan sağlığına da faaliyeti içerisine giren Adana Ticaret Borsası olarak yüklendiğimiz misyonla, günün şartlarına zarar verecek nitelikte maddeler katıldığı, yiyeceklerin tarım ve hayvancılık, uygun seminerler, paneller, konferanslar, üniversite öğrencileri ve kimyasal işleme tabi tutulduğu yetkili makamlar Sağlık Bakanlığının üyelerimize yönelik sertifikalı dış ticaret seminerleri, ticari ve ekonomik faaliyetine giren koruyutarafından bile inkâr edilememektedir. konuları içeren makale yarışmaları düzenlenmekte ve Borsamız Ülkenin kırsal kalkınması ancak ulusal hayvancılık cu sağlık hizmetleri ile kotasyonuna dahil tarım ürünleri ile ilgili projelere destek olmaktadır. politikası oluşturulması ve uygulanması ile ilgili sorunlar ülkemizde mümkündür. Güneydoğudaki terörü besleyen ve köyden halen çözümlenememiş Ticaret borsalarında tarım ürünlerinin fiyatları, arztalep koşullarına kente göçü teşvik eden işsizlik sorunu da böylece ve gittikçe de içinden ortadan kalkacaktır. Hayvancılık sektörü, kendi üretim göre oluşmaktadır. Borsaya tescili ile kayıt dışı ekonominin kayıt altına çıkılamayacak bir boyuta yönü dışında birçok sektöre hammadde sağlayan sürüksürüklenmektedir. İnsanalınması sağlanmakta böylece, devletin bu ürünlerde stopaj , kdv ve leyici ve istihdam yaratıcı bir sektördür. Merkezden larda yapılan tedavi ve vergi kayıp ve kaçakları önlenmektedir. güdümlü üretici birlikleri ve çok amaçlı kırsal kalkınma ilaç masrafları kooperatifleri yerine üretim alt sektörlerine (besi, Cumhuriyet tarihinin en tavukçuluk, süt vb) göre kurulmuş, üretimi endüstri ve üst rakamlarına varmıştır. pazarlama ile bütünleşmiş ihtisaslaşmış kooperatif modİlginçtir ki beşeri ilaç elleri ve tabandan gelişen demokratik üretici birliküreten yerli ilaç sanaylerinin kurulması en başta gelen önceliklerdir. imiz de yavaş yavaş Son söz M. Kemal Atatürk’ün: "Asıl düşman memyabancıların tekeline leketin üstünü örten orta çağ karanlığıdır. Bu karanlık girmektedir. Yabancıların aklımızın süngüleri ile yurdumuzun üstünden kar sağlamayacak hiçbir Yönetim Kurulu Adına kaldırılacaktır. Ben size hiçbir ayet, hiçbir dogma fikir yatırıma yanaşmadıkları ATB Yönetim Kurulu Başkanı değil, aklı ve bilimi miras bırakıyorum. Değişik bir bilinir. Demek ki ilaç ve Dünya’da değişmeyecek fikirler ileri sürmek, tedavi gelecekte de önemTOBB Yönetim Kurulu Üyesi gelişmeye ve bilime karşı çıkmaktır" li bir rant kapısı haline ADANA TİCARET BORSASI Fethi COŞKUNTUNCEL 27