23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

‘Hızlı tren tarım arazisini bozmasın’ Gökhan GÜNAYDIN Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı A nkara – Konya arasında yapımı devam eden Hızlı Tren Projesi, kazı çalışmalarından çıkan hafriyatın verimli tarım arazileri üzerine dökülmesi nedeniyle, tarım topraklarının katliamına dönüşmektedir. Toplam 306 kilometrelik bir uzunluğa sahip olacak AnkaraKonya Hızlı Tren Projesi kapsamında 8 milyon m3 dolgu, 12 milyon m3 yarma yapılacaktır. Projenin çevre açısından en can alıcı konusu ise, kazıdan çıkacak malzemenin dolguda kullanılacak kısmından artan milyonlarca m3 dip toprağının nasıl kullanılacağına ilişkindir. Projeye ilişkin olarak hazırlanan Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Raporu, demiryolu güzergahı etrafındaki arazilerin tarım arazisi olması nedeniyle hafriyat malzemelerinin geri kalanı için araziye sermek suretiyle bertarafın söz konusu olmadığını belirtmekte ve dolgu faaliyetlerinde kullanılamayacak olan kısmının bertarafı için iki alternatif ortaya koymaktadır; 1) demiryolu boyunca yapılacak servis yollarında kullanım suretiyle bertaraf, 2) açılacak olan malzeme ocaklarının kapatılması sırasında ocaklara serilmek suretiyle bertaraf" ÇED Raporu’ndaki açık belirleme yanında, "Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu" ile "Hafriyat Toprağı İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği" hükümleri de verimli tarım toprakları üzerinde hiçbir şekilde hafriyat toprağı dökülemeyeceğini hükme bağlamaktadır. Buna karşılık, Ankara – Konya yönünde Polatlı’yı yaklaşık 50 km. geçmiş bulunan Hızlı Tren Projesi’nde, kazı çalışmalarından çıkan milyonlarca m3 dip toprağı, hatta yakın bölgelerdeki ekili alanların üzerine dökülmektedir. Odamız tarafından yerinde yapılan tespitler uyarınca, özellikle Polatlı Tarım İşletmesi civarında yapılan çalışmaların bir çevre katliamına dönüştüğü görülmektedir. Bu bölgede iki yöntem kullanılmaktadır. Bunlardan birincisinde taşeron firma ile Polatlı Tarım İşletmesi Müdürlüğü arasında bir protokol imzalanmış olup, İşletmenin tarımsal amaçlı kullanmadığı alanlara hafriyat toprağı depolaması yapılmıştır. İkinci yöntemde ise, köylünün ekili tarlası üzerine 6 – 7 metre yüksekliğinde hafriyat toprağı depolanmaktadır. Sözü edilen faaliyetler, odamızca fotoğraflanmış durumdadır. Her iki yöntemde de, depolanan hafriyat toprağının sezonda kaydedilecek şiddetli yağışlar sonrasında kaymak suretiyle bir balçık yığını halinde diğer alanları da kaplaması tehlikesi mevcuttur. Bunun yanında, firma ile arazi sahibi arasında (varsa) yapılan anlaşmanın niteliği ne olursa olsun (satın alma, kiralama vb), ekili arazi üzerine hafriyat toprağı dökülmesi kabul edilemez. Anayasa’nın 35 inci maddesinin "mülkiyet hakkının kullanılmasının toplum yararına aykırı olamayacağı" hükmü yanında, yukarıda sözü edilen "Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Yasası" hükümleri uyarınca, bu tip faaliyetlerin illerde bulunan "Toprak Koruma Kurullarının" incelemesi ve onayından geçmiş olması zorunluluğu bulunmaktadır. Hızlı tren projesinin Konya’ya kadar olacak çalışmalarında benzer yöntemlerin kullanılma olasılığı, oluşturulan çevre felaketinin boyutlarının artacağına işaret etmektedir. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, verimli tarım topraklarının korunmasına yönelik Anayasal – yasal hükümlerin takipçisi olarak, Hızlı Tren Projesi’ni ihaleye çıkaran kurumları, işi yürüten ana firma ve taşeron firmaları, sözü edilen projeyi ilgili ÇED hükümlerine uyarlı olarak yürütmek konusunda uyarmaktadır. Bunun yanında Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Çevre ve Orman Bakanlığı, ilgili Tarım İl Müdürlükleri ve Çevre ve Orman İl Müdürlüklerini yukarıda sözü edilen konu ile ilgili denetleme yapmaya ve eski haline döndürme de dahil olmak üzere uygun önlemleri almaya, yani görevlerini yapmaya davet ediyoruz. Unutulmamalıdır ki, verimli tarım alanları kuralsız kullanıma terk edilecek rant alanları değil, geçmişten devralınan ve geleceğe bırakılacak olan ulusal ortak varlıklarımızdır.Belediye Başkanlığı döneminde Recep Tayyip Erdoğan’ın Yuvacık barajındaki suyu reddederek Istırancalar’daki Longoz göllerinin suyunu İstanbul’a akıtması ve şimdide yapılması planlanan Suakacağı Barajının suyunun İstanbul’a akıtması planları Trakya’nın ihtiyacı ile ters düşmektedir. Bugüne kadar, Trakya’da kurulan deri, iplik boyama gibi suya çok fazla ihtiyaç duyan sanayi tesisleri de aynı zamanda Trakya suyunun ortağıdır. Sonuç olarak mevcut su kaynaklarının tutumlu ve dengeli kullanılmaması ve aşırı bir şekilde kirletilmesi ile yakın gelecekte Trakya’da bırakınız tarımsal sulamayı içme suyuyla ilgili sıkıntılarımız olacaktır. Bu sebeple İstanbul Büyükşehir Belediyesine yapılan yetki devri derhal geri alınmalı, Trakya Üniversitesi ile yapılmış olan protokolün 8. maddesi gereği olarak da Trakya Üniversitesi’ne verilmeli ve Trakya’da sürdürülebilir çevre ve sürdürülebilir kalkınma anlayışına göre toplumsal ihtiyaçları gözeten bilimi esas alan bir planın yapılmasının önü açılmalıdır. Çünkü mevcut durum Trakya’da tarım topraklarının işgal edilmesi anlamına gelmektedir. İnanıyorum ki Trakyalılar da bu duruma izin vermeyecekler, sandıkta gereğini yapacaklardır. Gıda Mühendisleri Odası, 11 ilde Süt Günü etkinlikleri düzenledi TMMOB Gıda Mühendisleri Odası tarafından ilki 2004 yılında 3 üniversitenin öğrenci temsilciliklerinin katılımı ile gerçekleştirilen şenliğin ülke çapındaki tüm öğrenci temsilciliklerini kapsaması ve geleneksel hale getirilmesi kararının alınması ile şenlik, ‘Geleneksel Mayıs Şenliği’ adıyla 2005 yılından itibaren her yıl Mayıs ayında düzenlenmeye başlanmıştı. Amacı, farklı üniversitelerin Gıda Mühendisliği Bölümlerinde okuyan ve gelecekte birbirlerinin meslektaşları olacak olan öğrencileri buluşturmak, tanıştırmak ve kaynaştırmak; aynı zamanda öğrencilere Oda organlarında görev alan üyelerle tanışma olanağı sunmak olan şenlik, bu yıl da önceki yıllarda olduğu gibi coşku ile geçti. Şenliğe ilk defa katılan öğrenciler için tanışma, daha önce katılmış olanlar için ise hasret giderme vesilesi olan keyifli kahvaltının ardından hareketlenen şenlik ortamı, çeşitli oyunlar ve yarışmalara sahne oldu. Öğle yemeğinde yenen sucuk ekmeklerin ardından, lise öğrencilerinden oluşan rock müzik grubu ‘Oplivion’ ve Gıda Mühendisliği bölümü öğrencilerinden oluşan ‘Grup Fermantasyon’un sahne aldığı konserlerde müzik, dans ve halay keyfi unutulmaz anlar yaşattı. Şenliğin ardından 21 Mayıs Dünya Süt Günü nedeni ile TMMOB Gıda Mühendisleri Odası yurt geneline yayılan bir dizi etkinlik düzenledi. 11 ilde tüketici ile karşılıklı görüşme fırsatı yaratmak amacıyla şehrin en işlek yerlerine kurulan stantlar ve ilköğretim okullarındaki öğrencilere yönelik gerçekleştirilen seminerler yapıldı. Öğrenci temsilcilikleri, 11 ilin merkezi noktalarında açtıkları toplam 24 stantta gün boyu tüketicilere ve stant ziyaretçilerine bilgiler aktararak, gelen soruları cevapladılar ve öğrenci temsilcilikleri tarafından hazırlanmış olan ‘süt broşürleri’ni dağıttılar. Sütün tanımından içeriğine, pastörize ve uzun ömürlü sütlerle ilgili bilgilerden sokak sütüne kadar birçok konuda bilginin yer aldığı broşürde ayrıca süt ile ilgili akıllara takılan birçok sorunun yanıtına ilişkin bilgiler de verildi. A 28 NKARA (Cumhuriyet Bürosu)TMMOB Gıda Mühendisleri Odası için Mayıs ayı hareketli geçti. Odanın kapsamlı bir etkinliği olan ‘Geleneksel Mayıs Şenliği’ ni, diğer bir kapsamlı etkinlik ‘Dünya Süt Günü Etkinlikleri’ izledi. TMMOB Gıda Mühendisleri Odası öğrenci temsilciliklerinin düzenlediği "Öğrenci Temsilcilikleri Geleneksel Mayıs Şenliği"nin üçüncüsü Ankara Kızılcahamam’da Çamkoru Milli Parklar Orman İçi Dinlenme Tesisleri "Vadi Çardak ve Çevresi" bölümünde 8 üniversiteden yaklaşık 400 öğrenci üyenin katılımı ile gerçekleştirildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear