Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Solda İşgale uğrayan vatan topraklarında silaha sarılan Kuvayı Milliyeciler. Sağ sayfada İşgalcilere ve kent yaşamını tehdit eden çetecilere karşı mücadele veren milis birlikleri, halk tarafından coşkuyla karşılanıyordu. raf bir toplantı düzenlemiş, düşman işgaline karşı ilçeyi savunmaya ve diğer ilçelerle işbirliği yapmaya karar vermişti. Toplantının ardından ilçenin zenginlerinden Hüseyin Paşazade Mustafa Bey, gönüllüleri toplayıp bir müfreze oluşturma görevini üstlendi. Bir sivilin önderliğinde başlayan bu girişim ilçeye gelen Yüzbaşı Süleyman Sururi Bey’in katkılarıyla daha da güçlendi ve 29 Mayıs günü Sururi Bey önderliğinde yapılan toplantının ardından askeri depodan çıkarılan silahlar halka ve serbest bırakılan tutuklulara dağıtıldı. Kuvayı Milliye hareketinin en önemli karakterlerinden olan Çerkez Ethem de, asıl etkinliğini bu bölgede gösterecekti. Milli Mücadele hareketine katılmak üzere ilk olarak beraberindeki müfrezeyle birlikte Ayvalık’a giden Çerkez Ethem, burada istediği etkinliği gösterememiş ve önce Soma’ya, oradan da temin ettiği silah ve cephaneyle Salihli’ye geçmişti. Ancak buralarda gösterdiği faaliyetler, onun Alaşehir, Salihli, Akhisar ve Uşak bölgesinde bir nüfuz bölgesi yaratmaya çalıştığı izlenimini doğuruyordu. Gerçekten de Çerkez Ethem, düşman kuvvetleriyle uğraşmaktansa bölgede ilk Kuvayı Milliye hareketini başlatan Mustafa Bey’i bertaraf etmek için çalışacak, hatta bu amaçla baskın düzenlemekten geri kalmayacaktı. Ege bölgesinde İzmir, Manisa ve Denizli’yi de içine alan Aydın vilayetinde ise hükümet yanlısı idareciler düşmanla mücadeleden yana tavır almayı uygun bulmuyor, bu nedenle halka sürekli olarak sabır 62 telkin ediyordu. Yöneticilerin bu tavrına ek olarak firar vakalarının bir türlü önüne geçilememesi, bölgedeki askeri varlığı çok zayıf bir konuma itmişti. Bu hava, Yunanlıların hiçbir direnişle karşılaşmadan 27 Mayıs günü Aydın’ı işgal etmelerine yol açtı. İşgal sırasında bölgedeki tümen Çine’ye çekilmeyi uygun buldu. Tümen sadece 53 kişiden oluşuyordu ve o akşam sadece makineli tüfek bölüğünden on asker firar etmişti. Çine’de konuşlanan tümenin kumandanı, Milli Mücadele için aydınlardan, nüfuzlu kimselerden yardım göremeyeceğini anladıklarını, bu yüzden de efelerle, ağalarla anlaşma yoluna gitmekten başka çareleri kalmadığını söyleyecekti. Mücadeleye davet edilen Yörük Ali Efe ve Kıllıoğlu Hüseyin Efe, bundan sonraki işlerinin Yunanlılarla mücadele etmek olduğunu ifade edip silah ve cephane yardımı istediler. İstediklerini alıp çeteleriyle birlikte harekete geçen efeler, Aydın bölgesinin Kuvayı Milliye hareketini başlatmış oldular. Aydınlı milisler, ilk etkinlik olarak Malkoç Çayı üzerindeki köprüye baskın düzenleyerek buradaki Yunan müfrezesini dağıttılar. Şimdi sırada Aydın vardı. Kuvayı Milliye kumandanları taarruz kararı verip, ortak imzalı bir bildiri yayınlayarak Yunan kuvvetlerinin iki gün içerisinde çekilmesini talep ettiler. Ancak Yunan kuvvetleri bunu kabul etmeyince taarruz başladı. Ordu birlikleri ve milis kuvvetlerinin ortak taarruzu, kafilelerle gelen gönüllüler ve dağ köylerinden katılan silahlı köylüler sayesinde Kuvayı Milliye lehine gelişti. Sonunda Yunan askerleri şehri terk ede rek çekilmeye başladılar. Ancak bu büyük başarı uzun ömürlü olmayacak, kısa süre sonra Aydın daha kalabalık düşman kuvvetlerince bir kez daha işgal edilecekti. Denizli de yine düşmanla mücadeleye karşı çıkanların propagandasına sahne olan şehirlerden biriydi. Ancak yapılan telkinler, İzmir’in işgaline karşı tepkilerin gelişmesini engelleyememişti. 16 Mayıs günü halka seslenen Denizli Müftüsü Ahmet Hulusi Efendi, düşmana karşı direnişin farz olduğunu, silah ve cephane yokluğunun kavgaya engel teşkil etmeyeceğini, hiçbir savunma aracı olmayan bir Müslümanın dahi “yerden üç taş alarak atmaya mecbur” olduğunu söylüyordu. 57. Topçu Alayı ile mücadeleye hazır olan Binbaşı Hakkı Bey şehrin batısında cephesini kurarken, Mutasarrıf Faik Bey ile Ahmet Hulusi Efendi de bir heyeti milliye oluşturuyordu. Denizli Heyeti Milliyesi, yayınladığı beyannamede Yunan askerini Menderes’ten geçirmemeye ve vilayetten temizlemeye kararlı olduklarını belirtiyor, bu mücadeleyi din ve namus borcu bilenleri seyirci kalmamaya çağırıyordu. Sarayköy’de mevzilenen Denizli Kuvayı Milliyesi yavaş yavaş güçlenirken, şehrin çeşitli bölgelerinde de farklı kişilerin komutasında küçük müfrezeler toplanıyordu. Denizli de artık Kuvayı Milliye güçleriyle düşmana direnmeye hazırdı. İzmir’in kuzeyinde ise Kuvayı Milliye hareketi için en önemli merkezlerden biri Balıkesir’di. Yunan işgalinin yayılması