26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Mustafa Kemal Anadolu’da İstanbul’da saraydan ve hükümetten umudunu kesen Mustafa Kemal, memleketin kaderini değiştirecek adımlarının en önemlilerinden birini, 19 Mayıs 1919 günü Samsun’a ayak basarak attı. İstanbul’da bulunduğu süre içinde çeşitli görüşmeler yapan Mustafa Kemal, bir yandan da Anadolu’da kendisine eşlik edecek kişilerin kimler olacağını, gidiş planının en doğru biçimde nasıl gerçekleşeceğini hesaplıyordu. Tam da bu dönemde, İstanbul hükümeti Samsun ve yakınlarındaki Rum köylerinin Türklerin saldırısına uğradığı, hükümetin bu kargaşanın önüne geçmediği yönündeki bir rapordan yola çıkarak Mustafa Kemal’i söz konusu iddiaların doğruluğunu saptamak için o bölgede görevlendirmeye karar verdi. Teklifi kabul eden Mustafa Kemal, karargâhına alacağı isimleri Miralay Kâzım (Dirik), Miralay Refet (Bele) ve Dr. Refik (Saydam) Beyler olarak saptadı ve sonra İstanbul’daki son görüşmelerini gerçekleştirmeye başladı. En önemli yol arkadaşlarından İsmet Bey’in ise, Anadolu’ya yerleşip konumunu sağlamlaştırdıktan sonra kendisine eşlik etmesini istiyordu. Samsun yolcularını taşıyacak Bandırma vapuru Galata rıhtımında hazır beklerken, Rauf Bey gelip İngilizlerin bu yolculuğa engel olmak için vapuru batırabilecekleri haberini aldığını söyledi. Bu haber önce bir tedirginlik yarattıysa da, gözler karartılıp yola çıkıldı. 16 Mayıs günü saat 04.30’da İstanbul’dan Samsun’a hare 19 Mayıs 1919 ket eden vapur, uzun ve sarsıntılı bir yolculuktan sonra, 19 Mayıs sabahı erkenden vapur Samsun’a ulaştı. İstanbul Hükümeti, Mustafa Kemal’in göreve başladığını, sadeleştirilmiş olarak şu telgrafla öğrendi: “Dâhiliye Nâzırı Ali Kemal Bey’e... Bugün öğleden evvel saat sekizde Samsun’a ulaşıldığını ve acizaneme emanet edilen göreve başlandığını bildiririm. 19 Mayıs 1919. Dokuzuncu Ordu Müfettişi Tuğgeneral Mustafa Kemal.” SULTANAHMET MİTİNGİ 15 Mayıs 1919’da İzmir’in Yunanlılar tarafından işgali üzerine tüm yurtta başlayan tepki dalgası, durumdan duyulan rahatsızlığı dile getirmek ve işgali kınamak amacıyla, dört bir tarafta birbirini izleyen geniş katılımlı mitinglerle kendini gösterdi. İstanbul’da bu yönde atılan ilk adım, 18 Mayıs 1919 günü Darülfünun’un bütün fakültelerinden profesörlerin ve öğrencilerin konferans salonunda düzenledikleri toplantıydı. Toplantıya katılanlar, işgali protesto eden gösteriler yapıp seslerini bütün dünyaya duyurmaya karar verdiler. İlk etkinlik, Türk Ocağı ile öğrenci kuruluşlarının öncülüğünde 19 Mayıs 1919 Pazartesi günü, Fatih Belediye binası önünde 80 bin kişinin katıldığı bir gösteri oldu. Gösteriye katılanlar hem padişaha bir dilekçe sundular, hem de ABD cumhurbaşkanına, “Evet, reis cenapları, Türk ölecektir, fakat hiçbir zaman alçakça değil, şeref ve namuslarıyla ölecektir,” yazılı bir telgraf ilettiler. İzmir’in işgaline karşı en büyük gösteri, 23 Mayıs 1919 Çarşamba günü, Sultanahmet Meydanı’nda düzenlendi. Mehmet Emin, Halide Edip Adıvar, Süleyman Sırrı gibi isimlerin konuşma yaptığı mitingde, “İzmir Türk kalacaktır” rozetleri dağıtıldı. Gösterinin sonunda okunan bildiride ise İstanbul’un TürkMüslüman halkının mukaddes vatanın haksız olarak işgal olunan bölümlerinin boşaltılmasına kadar hayatını fedaya hazır olduğu; asırlardan beri tatbik edilen göz boyama siyasetine artık katiyen itimat edilmeyeceği; memlekette artık kalplerde vatan endişesinden başka hiçbir endişenin yer bulmamasının istendiği ve küçük büyük herkesin buna söz verdiği ifade ediliyordu. 361
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear